Jump to content

Muhammed Yaşamadıysa Kuran'daki, Zeyd Kim?


Recommended Posts

Bu soruyu Muhammed'in yaşamasına şüpheyle bakan arkadaşlara soruyorum (ben de öyleyim) sizce Kuran'da Ahzap 37'de geçen eşi ile kendisi anılan  Zeyd nedir veya kimdir?

 

Ahzap Suresi 37: Hani sen Allah’ın kendisine nimet verdiği, senin de (azat etmek suretiyle) iyilikte bulunduğun kimseye, “Eşini nikâhında tut (onu boşama) ve Allah’tan sakın” diyordun. İçinde, Allah’ın ortaya çıkaracağı bir şeyi gizliyor ve insanlardan çekiniyordun. Oysa kendisinden çekinmene Allah daha lâyıktı. Zeyd, eşinden yana isteğini yerine getirince (eşini boşayınca), onu seninle evlendirdik ki, eşlerinden yana isteklerini yerine getirdiklerinde (onları boşadıklarında), evlatlıklarının eşleriyle evlenmeleri konusunda mü’minlere bir zorluk olmasın. Allah’ın emri mutlaka yerine getirilmiştir.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 41
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Aslında sadece muhammed değil, kuranın kendisi ve iddia edildiği tarihin de varlığı şüpheli.

Sözüm ona muhammedden yüzlerce yıl sonra yazılan bir kitap ve muhammed zamanına ait olan hiç bir kuran izine rastlanmayışı...

Bu durumda Zeyd hikayesi bir başka meçhulü doğuruyor.

O zamanlar hakim olan dincilerin bir başka peygamber gibi etkin-yetkin oldukları ve kendi kişisel çıkarlarına göre kuran yazdıkları düşünülürse sanki bu işin içinde daha başka olaylar dönmüş gibi görünüyor.

Ancak zaman ve mekan her ne olursa olsun, evlatlığının karısında gözü olan peygamber konumundaki birinin bu ahlaksızlığı suç olmaktan çıkarıp yasal hale getirdiği gerçeğini değiştirmiyor...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bizim örneğin bir adam Ahmet ve örneğin bir kadın Ayşe dediğimiz gibi Arapçada da bu isimler Zeyd ve Hind'dir. Fıkıh kitaplarında da faraza Zeyd şöyle etse faraza Hind böyle etse diye örnek ve fetva verilir.

 

Evlatlık karısı evliliği hikayesi anlatmak kişisel filan değildir. Kurduğunuz dinde evlatlık kurumu olmasın istiyorsanız böyle kurgularsınız. Evlatlık kurumunu kaldırmak niye istensin derseniz istenebilir. Bütün yetim kızlar kapanın elinde kalsın nüfus artsın istenebilir. Bir adamın alabildiğince çok karısı olması böylece nüfusun hızla artması istenebilir. Yayılma amaçlı yaratılan bir din için de bu doğal. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
7 dakika önce, democrossian yazdı:

Bizim örneğin bir adam Ahmet ve örneğin bir kadın Ayşe dediğimiz gibi Arapçada da bu isimler Zeyd ve Hind'dir. Fıkıh kitaplarında da faraza Zeyd şöyle etse faraza Hind böyle etse diye örnek ve fetva verilir.

 

Evlatlık karısı evliliği hikayesi anlatmak kişisel filan değildir. Kurduğunuz dinde evlatlık kurumu olmasın istiyorsanız böyle kurgularsınız. Evlatlık kurumunu kaldırmak niye istensin derseniz istenebilir. Bütün yetim kızlar kapanın elinde kalsın nüfus artsın istenebilir. Bir adamın alabildiğince çok karısı olması böylece nüfusun hızla artması istenebilir. Yayılma amaçlı yaratılan bir din için de bu doğal. 

Yanı Zeyd bizdeki Ali Veli Ayşe Fatma gibi falan filan kişi mi demek?

Link to post
Sitelerde Paylaş
1 saat önce, Desert Wind yazdı:

Yanı Zeyd bizdeki Ali Veli Ayşe Fatma gibi falan filan kişi mi demek?

 

https://sorularlaislamiyet.com/zeyd-kelimesinin-sozluk-anlami-nedir

 

Zeyd ismi, Arapça ZÂDE fiilinin masdarından yapılmıştır. Kelime olarak; artan, çoğalan, ilave, fazla gibi anlamlara gelir.

"Zeyd", Kur'an'da sahabe ismi olarak geçen tek kelimedir.

 

Evlatlık kurumu, ortadan kaldırılacaktır. Bu durumda evlatlık, fazlalıktır ve zeyd -yani anlamı fazlalık olan- kişi evlatlıktan atılır. Ne kadar ilginç :D

Masal karakterlerinin, konumlarına göre isimlendirildiği bir kurgu sanki gittikçe daha çok ağırlık kazanıyor. Tabii eğer bu isim fazla, gereksiz vb anlamlarına da çekilebiliyorsa...

 

 

tarihinde bir_akil_insan tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
Bir saat önce, bir_akil_insan yazdı:

 

https://sorularlaislamiyet.com/zeyd-kelimesinin-sozluk-anlami-nedir

 

Zeyd ismi, Arapça ZÂDE fiilinin masdarından yapılmıştır. Kelime olarak; artan, çoğalan, ilave, fazla gibi anlamlara gelir.

"Zeyd", Kur'an'da sahabe ismi olarak geçen tek kelimedir.

 

Evlatlık kurumu, ortadan kaldırılacaktır. Bu durumda evlatlık, fazlalıktır ve zeyd -yani anlamı fazlalık olan- kişi evlatlıktan atılır. Ne kadar ilginç :D

Masal karakterlerinin, konumlarına göre isimlendirildiği bir kurgu sanki gittikçe daha çok ağırlık kazanıyor. Tabii eğer bu isim fazla, gereksiz vb anlamlarına da çekilebiliyorsa...

 

 

Mantıklı. 

Link to post
Sitelerde Paylaş

Zeyd,Bible hikayelerinden çalınma, çakma ve birkaç hikayeden adopte edilmiş bir karakterdir..

Zeyd karakteri,esas olarak, İbrahim'in hizmetçisi(köle) Dammesek'li Eliezer'den esin alınarak uydurulmuştur..

Zeyd ile Dammasek'li Eliezer arasında benzerlikler oldukça fazladır.

Bunlar şöyledir..

-İkiside Suriye doğumludur..

-İkiside ailelerinden ayrılarak köleleştirilmiştir.

-İkiside peygamber olacak birine satılmıştır.

-İkiside satıldığı peygamber olacak kişinin en çok güvendiği kölesidir.

-Dammasek'li Eliezer ,İshak'ın müthiş bir hatun olan Rebeka ile evlenmesine vesile olmuştur.Yahweh bu evliliği gönderdiği ayetle onaylamıştır.

-Zeyd ise Kureyş kabilesinin en müthiş kadını Zeynep'in Muhammed'le evlenmesine vesile olmuştur.Allah da bu evliliği onaylamamış, bizzat vesile olmuştur.

 

Uriah de Hitite,Zeyd ile ilgili alıntı yapılan bir başka bir yahudi masalıdır..Kral David,bir gün sarayının çatısında dolanırken güzeller güzeller güzeli Bathseba'yı banyo yaparken görür,ona vurulur.Batsheba,Uriah'ın karısıdır.David,Bathseba ile birlikte olur,Uriah da aynı Zeyd gibi savaşa gönderilir .Zeyd gibi o da gönderildiği bu savaşta öldürülür.

Hikayelerin, Zeyd ile ilgili anlatılan ayet ve hadislerle benzerliğine dikkat edin..!

İbrahim,Süleyman,Yusuf'un diğer başka hikayelerinde de Zeyd'in hikayesi ile çakışan noktalar vardır.Bu konuya girmeyeceğim.

Zeyd kısacası,Yahudi hikayelerinden esinlenerek yaratılmış hayali bir mittir.Muhammed'in yaşadığına delil olamaz.

 

ZOgl5o.jpg

 

 

 

tarihinde Beelzebub tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
11 saat önce, Beelzebub yazdı:

Zeyd,Bible hikayelerinden çalınma, çakma ve birkaç hikayeden adopte edilmiş bir karakterdir..

Zeyd karakteri,esas olarak, İbrahim'in hizmetçisi(köle) Dammesek'li Eliezer'den esin alınarak uydurulmuştur..

Zeyd ile Dammasek'li Eliezer arasında benzerlikler oldukça fazladır.

Bunlar şöyledir..

-İkiside Suriye doğumludur..

-İkiside ailelerinden ayrılarak köleleştirilmiştir.

-İkiside peygamber olacak birine satılmıştır.

-İkiside satıldığı peygamber olacak kişinin en çok güvendiği kölesidir.

-Dammasek'li Eliezer ,İshak'ın müthiş bir hatun olan Rebeka ile evlenmesine vesile olmuştur.Yahweh bu evliliği gönderdiği ayetle onaylamıştır.

-Zeyd ise Kureyş kabilesinin en müthiş kadını Zeynep'in Muhammed'le evlenmesine vesile olmuştur.Allah da bu evliliği onaylamamış, bizzat vesile olmuştur.

 

Uriah de Hitite,Zeyd ile ilgili alıntı yapılan bir başka bir yahudi masalıdır..Kral David,bir gün sarayının çatısında dolanırken güzeller güzeller güzeli Bathseba'yı banyo yaparken görür,ona vurulur.Batsheba,Uriah'ın karısıdır.David,Bathseba ile birlikte olur,Uriah da aynı Zeyd gibi savaşa gönderilir .Zeyd gibi o da gönderildiği bu savaşta öldürülür.

Hikayelerin, Zeyd ile ilgili anlatılan ayet ve hadislerle benzerliğine dikkat edin..!

İbrahim,Süleyman,Yusuf'un diğer başka hikayelerinde de Zeyd'in hikayesi ile çakışan noktalar vardır.Bu konuya girmeyeceğim.

Zeyd kısacası,Yahudi hikayelerinden esinlenerek yaratılmış hayali bir mittir.Muhammed'in yaşadığına delil olamaz.

 

ZOgl5o.jpg

 

 

 

Hangi kitap bu?

Link to post
Sitelerde Paylaş
38 dakika önce, Beelzebub yazdı:

Son bir soru Rum Suresi'nde birkaç yıl sonra galip gelecekler Rumlar diyor. Eğer Kuran geriye doğru yazılmışsa yani olaylar olup bittikten sonra yazılmışsa net rakam verip mucize olarak göstermek bir kaç yıl demek daha mantıklı değil mi?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Kuran zaten Mushaf halinde iki kapak arasında elde tutulan bir kağıt tomarı haline geldiğinde bu mucizeyi iddia edecek bir durumu kalmıyor. Yani orijinal pasaj bir deri veya tahta veya taş parçası üzerinde yazılıydı, oradan mushafa nakledildi demek olmuş oluyor bu. Eğer mushafa kesin tarih veren bir ifade yazarsan, bu da orijinal tahta parçasında tahmini bir tarih yazıyordu ama mushafa alırken bu yaklaşık tarihi artık belli olduğu için düzelttiler şüphesi ortaya çıkar.

 

Yani konunun özü, Kuran'ın indikçe ıvır zıvır şeylere yazıldığı veya insanların hafızalarına güvenildiği, sonra kaybolur endişesiyle mushafa geçirildiği iddiasının varlığı. Bu Müslümlerin kendi iddiası. Bunu biz şöyle anlayacağız: Protokuran niteliğinde bazı Kuran oluşturma denemeleri çok önceden yapıldı, yani bazı risaleler hazırlandı. Örneğin Bakara dedikleri bölüm bir risaledir aslında. En son tamam böyle iyi diye bir mushafta karar kılındı ve risaleler imha edildi.

 

Tabii protokuran risalelerde muhammed yok. Mushaf ise muhammed var şeklinde düzenlendi. Muhammed protokuran risalelerde sıfat, unvan olarak olabilir de ve İsa'yı kastetmiştir. "Benden sonra bir peygamber daha gelecek" yazan bir İncil de bulunsa bu da bir şey kanıtlamaz. Çünkü Yahudilerde zaten peygamberlik inancı bir silsile şeklinde ve bitti başka gelmeyecek dememişler. Öyle bir şey olsa Musa son peygamberdi derlerdi. Öyle bir iddiaları yok. Davud ve Süleyman Musa sonrası peygamberler olarak kabul edilir örneğin.

 

Mushaf uydurulmuş Muhammedin hayatı olarak lanse edilmiş hadisler doğrultusunda düzenlendi. Bu hadislere aykırı bir şey içermez. Yalnız hadisler gibi ayrıntıya girmez, buna da gerek zaten yok. Ortada ayrıntılı hadis külliyatı zaten yapılmış. Ona kısaca işaretler eden bir Mushaf hazırlanması yeterli.

Link to post
Sitelerde Paylaş
1 saat önce, Desert Wind yazdı:

Son bir soru Rum Suresi'nde birkaç yıl sonra galip gelecekler Rumlar diyor. Eğer Kuran geriye doğru yazılmışsa yani olaylar olup bittikten sonra yazılmışsa net rakam verip mucize olarak göstermek bir kaç yıl demek daha mantıklı değil mi?

Savaşın başlangıç ve bitiş tarihlerini net olarak bilmiyor veya hatırlamıyorlardır.Hafızalarında muhtemelen "bir kaç yıllık süre" olarak kalmıştır.

Sonuçta kaydın kuydun doğru düzgün olmadığı,bilgiye erişimin imkansıza yakın olduğu bir dönemden bahsediyoruz.

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
24 dakika önce, Beelzebub yazdı:

Savaşın başlangıç ve bitiş tarihlerini net olarak bilmiyor veya hatırlamıyorlardır.Hafızalarında muhtemelen "bir kaç yıllık süre" olarak kalmıştır.

Sonuçta kaydın kuydun doğru düzgün olmadığı,bilgiye erişimin imkansıza yakın olduğu bir dönemden bahsediyoruz.

 

Zayd kitabından bilgiler paylaşır mısın çok güzel konu. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
2 saat önce, Desert Wind yazdı:

Son bir soru Rum Suresi'nde birkaç yıl sonra galip gelecekler Rumlar diyor. Eğer Kuran geriye doğru yazılmışsa yani olaylar olup bittikten sonra yazılmışsa net rakam verip mucize olarak göstermek bir kaç yıl demek daha mantıklı değil mi?

 

Senin sorunun, dinlerin nasıl ortaya çıktığını bilmemek ve bir türlü anlamamak. Ellerine eski dinin kitaplarını alıp da onu biraz değiştirerek yazmış değiller, oturup din yazan birileri yok öyle. O yüzden sorduğun sorular o yüzden doğru düzgün cevaplanmıyor çünkü çıkış noktan ciddi biçimde yanlış. Düzeltmek, sana anlatmaksa günler alır.

 

Sen bugün bakıp karşılaştırıyor ve bugünün bilgi ve olanaklarıyla bakıyorsun. Kur'an ne geriye ne de ileriye doğru yazılmıştır, ağızdan kulağa dolaşan efsanelerin ve günlük politikalara denk düşen faydacı birtakım sözde emirlerin toplamıdır sadece. 

 

Dinler kitaplarla değil, insanlarla göç etmiş ve onların taşıdıklarını aktarmıştır. Yeni göç edilen yöredeki diğer din ve geleneklerle bezenip yepyeni bir şey halini alır. Ve bu her zaman kendiliğinden olur, o yüzden kollektif bilincin eseridirler. Bir veya üç beş kişi kafa kafaya verip yeni bir din yazmaz, yaratmaz. Yapar belki de tutmaz o. 1500 yıl bile önce olsa tutmaz, nitekim malum dinler ortaya öyle çıkmadı.

 

İslam'ın, Hristiyanlığın bir tür devamı ve Hristiyanlıktan çıktığı fikrinin temeli de budur zaten. 3 veya 5. asırlarda Persliler tarafından doğuya sürülen Hristiyan bir toplum giderken inancını da götürüyor haliyle. Böyle olunca, yani doğal olarak dinin merkezi olan bölgeyle, yani batı Hristiyanlığı ile irtibatları tamamen kopuyor ve orada din değişip dururken bu sürgünlerin hiçbir şeyden haberi olamıyor. Malum, internet, telefon, mektup vb gibi olanaklar yok. Araba filan da yok, gittikleri yerde öyle kalıyorlar habersiz. Fakat bu arada olan şu; bunlar yerleştikleri bölgenin dinini de bir tür adapte ediyorlar, ya da tersi. Çevredeki din ve benzeri inançlarla kaçınılmaz olarak karşılıklı etkileşiyorlar. Çevrede Budizm varsa ondan, Zerdüştlük varsa biraz da ondan, sonra diğerinden... Bu arada zaten Yahudilikten kalma domuz eti yeme yasağı, sünnet, namaz gibi davranışları vardı.

 

Bunlar üç beş ayda gerçekleşen şeyler değil. O yüzden senin "Madem Kur'an çalıntı, bu ayet niye böyle?" demen fazla çocukça oluyor. "Meryem İncil'de böyle ama Kur'an' niye şöyle diyor" diye sorman anlamsız. Nedenini doğal olarak bilmen beklenir. Bilmiyor, yanıtı yanlış yerlerde yanlış yöntemlerle arıyorsun.

Link to post
Sitelerde Paylaş
2 dakika önce, Türk Ateist yazdı:

 

Senin sorunun, dinlerin nasıl ortaya çıktığını bilmemek ve bir türlü anlamamak. Ellerine eski dinin kitaplarını alıp da onu biraz değiştirerek yazmış değiller, oturup din yazan birileri yok öyle. O yüzden sorduğun sorular o yüzden doğru düzgün cevaplanmıyor çünkü çıkış noktan ciddi biçimde yanlış. Düzeltmek, sana anlatmaksa günler alır.

 

Sen bugün bakıp karşılaştırıyor ve bugünün bilgi ve olanaklarıyla bakıyorsun. Kur'an ne geriye ne de ileriye doğru yazılmıştır, ağızdan kulağa dolaşan efsanelerin ve günlük politikalara denk düşen faydacı birtakım sözde emirlerin toplamıdır sadece. 

 

Dinler kitaplarla değil, insanlarla göç etmiş ve onların taşıdıklarını aktarmıştır. Yeni göç edilen yöredeki diğer din ve geleneklerle bezenip yepyeni bir şey halini alır. Ve bu her zaman kendiliğinden olur, o yüzden kollektif bilincin eseridirler. Bir veya üç beş kişi kafa kafaya verip yeni bir din yazmaz, yaratmaz. Yapar belki de tutmaz o. 1500 yıl bile önce olsa tutmaz, nitekim malum dinler ortaya öyle çıkmadı.

 

İslam'ın, Hristiyanlığın bir tür devamı ve Hristiyanlıktan çıktığı fikrinin temeli de budur zaten. 3 veya 5. asırlarda Persliler tarafından doğuya sürülen Hristiyan bir toplum giderken inancını da götürüyor haliyle. Böyle olunca, yani doğal olarak dinin merkezi olan bölgeyle, yani batı Hristiyanlığı ile irtibatları tamamen kopuyor ve orada din değişip dururken bu sürgünlerin hiçbir şeyden haberi olamıyor. Malum, internet, telefon, mektup vb gibi olanaklar yok. Araba filan da yok, gittikleri yerde öyle kalıyorlar habersiz. Fakat bu arada olan şu; bunlar yerleştikleri bölgenin dinini de bir tür adapte ediyorlar, ya da tersi. Çevredeki din ve benzeri inançlarla kaçınılmaz olarak karşılıklı etkileşiyorlar. Çevrede Budizm varsa ondan, Zerdüştlük varsa biraz da ondan, sonra diğerinden... Bu arada zaten Yahudilikten kalma domuz eti yeme yasağı, sünnet, namaz gibi davranışları vardı.

 

Bunlar üç beş ayda gerçekleşen şeyler değil. O yüzden senin "Madem Kur'an çalıntı, bu ayet niye böyle?" demen fazla çocukça oluyor. "Meryem İncil'de böyle ama Kur'an' niye şöyle diyor" diye sorman anlamsız. Nedenini doğal olarak bilmen beklenir. Bilmiyor, yanıtı yanlış yerlerde yanlış yöntemlerle arıyorsun.

Kuran yazarları Meryemi karıştırmış bunu biliyorum benim sorularım gayet nitelikli ve eleştireldir. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
2 saat önce, Desert Wind yazdı:

Kuran yazarları Meryemi karıştırmış bunu biliyorum benim sorularım gayet nitelikli ve eleştireldir. 

 

Hala aynı mantıkla devam ediyorsun. Sanıyorsun ki bire bir çalıntı yapmış uyanıklar.

Yok öyle bir şey. Ayrıca bu soruların ne erken İslam tarihiyle ne de Muhammed'in yaşayıp yaşamadığıyla ilgisi yok. Zeyd efsanevi bir karakter olmasa, diyelim İslam ortaya çıkarken mevcut liderin kölesi olsaydı hakikaten, o liderin veya benzeri kişinin malum Muhammed olduğu sonucu mu çıkacaktı?

 

Boş işler üzeresin... 

Link to post
Sitelerde Paylaş
2 saat önce, Türk Ateist yazdı:

 

Hala aynı mantıkla devam ediyorsun. Sanıyorsun ki bire bir çalıntı yapmış uyanıklar.

Yok öyle bir şey. Ayrıca bu soruların ne erken İslam tarihiyle ne de Muhammed'in yaşayıp yaşamadığıyla ilgisi yok. Zeyd efsanevi bir karakter olmasa, diyelim İslam ortaya çıkarken mevcut liderin kölesi olsaydı hakikaten, o liderin veya benzeri kişinin malum Muhammed olduğu sonucu mu çıkacaktı?

 

Boş işler üzeresin... 

Çalıntı değil yanlış alıntı bunun da nedenleri var.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Meryemler karışmış mı bilemem fakat Meryem'in kardeşi Harun'dan bahsedip de bunun Musa'nın da kardeşi Harun mu, yoksa başka bir Harun mu olduğunun mutlaka belirtilmesi gerektiğini, bunu belirtmeyen bir metnin kitaptan bile sayılamayacağını biliyorum. Örneğini daha önce de vermiştim, Agatha Christie bir kitabında George'un kardeşi John ve Amanda'nın kardeşi John'dan bahsetse... George ile Amanda kardeş mi değil mi belirtmese bu bir skandal olur. Agatha artık bunamış denir.

 

Boru değil, bu durumda Musa İsa'nın dayısı oluyor! Dayısı mı değil mi belirtmediği zaman bu bir skandaldır.  

 

Fakat bu tip örnekleri alabildiğine çoğaltmaya gerek var mı ben de emin değilim. Ama akademik çalışma alışkanlığı ile Tevrat ile Kuran arasındaki farklılıkların listelenmesi de bir çalışmadır, yapılabilir. Bu arada ilginç çelişkiler de bulunabilir. O bakımdan Desert'in gereksiz bir iş yaptığını düşünmüyorum.

 

Örneğin Hatice'nin erken doğan demek olduğunu bilmiyordum, sorduğu soru sayesinde bunu öğrendik. Bunu bir daha unutmam artık. Başka türlü öğrensem unutabilirdim. Çok mu önemli, hayır. Ama bilginin yararsızı olmaz. Bilgi bilgidir.

 

Bir ara halisünasyon görme sorunum olmuştu. Bunu bir arkadaşa anlatınca o kadar heyecanlandı ki yerinde duramaz oldu. Ben de cinlerle çok görüştüm dedi. Ben o zaman ateist değildim. Ne cini lan filan diyemedim o zaman. Bak ben bildiklerimi sana öğreteceğim diye tutturdu. Ateist değilim daha ama cin konusu hiç ilgimi de çekmiyor doğrusu. Cinlerden bir kere korkmuyorum, beni korkutmaya çalışsalar da başaramıyorlar dedim. İyice coştu. Bu çok iyi, ben korktuğum için hiç sözümü dinletemedim, sen çok iyi cinci olursun, emrinde bir sürü cinin olur, sana çok saygı gösterirler korkmadığın için dedi. Ya istemiyorum, uğraşamam dediysem de içinden taşıyor böyle, engel olamıyorum. E iyi hadi anlat dedim. Nasıl cin çağıracağımı ayrıntılı anlattı. Yani nasıl cin çağrılır artık biliyordum.

 

Denedim mi, hayır. Korktuğumdan mı, hayır. Öyle saçma sapan işlerle uğraşamam. İkide bir sorardı denedin mi diye. Denemedim ve denemeyi de hiç düşünmüyorum deyince zamanla hevesi kırıldı. Ateistim, hâlâ cin ilmini (!) :D biliyorum, unutmadım. Fala inanmayıp fal bakmayı bilmek gibi bir şey. Aslında Kuran'ı da Arapça okuyuşuyla gayet iyi bilirim. Bir kasabada imamlık yapabilir ve herkesi kekleyebilirim. Hadislerle hiç ilgilenmedim müslümken de ama açıp hem de Arapça olarak yeterli sayıda öğrenmem çok basit. Bu ne işime yarar, hiç bir işime... Bazen derim şeriat filan olursa ben acayip Müslüm olurum, kimse de ateist olduğumu aklından bile geçirmez, çok iyi müslüm olduğumdan kimse şüphe etmez, siz düşünün ya şeriat olursa diye siz korkun derim. Ben acayip inandırırım yani, Müslümlerin benden şüphelenmek akıllarından bile geçemez. 

 

Hatta bu yüzden beni tanıyanlar sen bir gün mutlaka islama döneceksin, bu muhakkak, fakat kalbin mühürlendiyse onu bilemeyiz, öyle bir şey olursa da çok kötü, ebedi cehennemden çıkamazsın diye beni korkutmaya çalışırlar. Bıktım bunların bu korkutma taktiklerinden.

 

Neyse bu cinci arkadaş bana epey ayrıntı verdi aslında. Neler olacağını, ne yapmam gerektiğini, nasıl şaşırtmalar yapacaklarını ve nasıl üstesinden gelip sözümü dinletebileceğimi filan... İş bunlarla bitmiyor, itaat etmeyen cinleri yakma yöntemleri :lol: de var! Fakat tembih etti, asla bir cini yakma, yakmakla tehdit et ama yanmak üzereyken bırak, yoksa aranıza kan davası girer ve senden mutlaka intikam alırlar diye sıkıca tembih etti. Hayatını bağışladığın için sana minnettar olmaları çok daha iyidir dedi. Cin yakmak da insan öldürmek gibi cinayettir diye ekledi. Ancak kafir olduğundan eminsem yakabilirmişim! Böyle de sapık bunlar işte. Bunlar olmaz. Bunlarla muhatap olmuş olduğum bir dönemim olmasından utanç duyuyorum. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...