Jump to content

Ben neden böyleyim?


Recommended Posts

Gece yarısı yatağımda hayal kurarken bir anda gaza gelip bu başlığı açmaya karar verdim.Cevap verip vermemeniz önemli değil ama içimi dökmem gerekiyor.Ben neden böyleyim?İnsanları sevmiyor onları samimiyetsiz g*t yalayıcılar topluluğu olarak görüyorum.Sırf ateist veya laik olduğum için beni dışlayabilecek bir kesim var yanıbaşımda.Bu yüzden ateist olduğumu açıklayamıyorum.Fakat bu önemli değil.Tembel ve miskinim.Çok gencim ama kendime bakmıyorum ve dış görünüş olarak yetersiz kalıyorum.İnsanlar beni kenarda oturan sessiz çocuk olarak tanımlar.Köşemden çıktığımda g*t yalayıcılar topluluğuyla karşılaşıyorum.Birilerinin g*tünü yalama peşindeler.Bir kızın bir popinin bir öğretmenin vs.Köşeme geri çekiliyorum.Tembel ve asosyalim.Ne yapacağım bilmiyorum.Sanırım yalnız ve mutsuz geberip gideceğim.Hiç kimse beni böyle kabullenemiyor.Ben bile...Ne yapacağım bilemiyorum.Samimiyetsiz olacağıma yalnız olurum daha iyi ama yalnızlıktan bıktım.Kafayı yemek üzereyim.

Link to post
Sitelerde Paylaş
36 dakika önce, Khan yazdı:

Buradakilerin geneli böyle. Yalnız değilsin.

Yazıdıklarından biri geçenlerde denk geldiğimden kafamda hâlâ taze. Tembel mi yoksa "procrastination" hastalığına sahip mi olduğunu iyi ayırt et. Başlaman gereken asıl yer olabilir.

Sıkıntım tembellik değil.O da var fakat beni asıl vuran yalnızlık.Birileri olsa ve beni fark edip bana el uzatırsa kurtulurum ama sevdiklerim dahi beni basit biri görüyor.Belki de sıkıntı benim.Tüm sorunları içime atıyorum.

Link to post
Sitelerde Paylaş
9 saat önce, othorty yazdı:

dış görünüş olarak yetersiz kalıyorum.

 

Aslında cevabı kendiniz vermișsiniz ve bunu kabullendiğiniz müddetçe böyle kalmaya mahkumsunuz.

Ayrıca kendinizden gayri olanlara karșı birazcık kıskançlık sezinliyorum Sizde, yoksa onları bu kadar karalamazdınız. Kaldı ki, Siz ortalığı veyveleye verip kendinizi göstermesseniz, birilerinin umrunda olmanız biraz zor. "Öyle armut piș, ağzıma düș" hayallerini bir tarafa defedip, inisiyatifi kendiniz almalısınız.

Haydi kolay gelsin efendim....

 

tarihinde kavak tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
6 hours ago, othorty said:

Sıkıntım tembellik değil.O da var fakat beni asıl vuran yalnızlık.Birileri olsa ve beni fark edip bana el uzatırsa kurtulurum ama sevdiklerim dahi beni basit biri görüyor.Belki de sıkıntı benim.Tüm sorunları içime atıyorum.

Kadınlar nadiren erkeklere açılır. eger bir sevgili istiyorsan, hoşlandığın birini bulup hissettiklerini soylemelisin. Yoksa oturdugun yerden hayat boyu beklersin.

Link to post
Sitelerde Paylaş
12 dakika önce, malta erigi yazdı:

Kadınlar nadiren erkeklere açılır. eger bir sevgili istiyorsan, hoşlandığın birini bulup hissettiklerini soylemelisin. Yoksa oturdugun yerden hayat boyu beklersin.

Bir kiza hissettiklerini filan soylemesi cok ezikce. Kendini goster, kiz seni ister veya istemez.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Just now, investor said:

Bir kiza hissettiklerini filan soylemesi cok ezikce. Kendini goster, kiz seni ister veya istemez.

Henüz doğru düzgün tanımadığı kadına ilan-ı aşk yapsın demiyorum zaten. Ondan hoşlandığını ve tanımak istediğini soyleyip randevu isteyecek.

Link to post
Sitelerde Paylaş
7 saat önce, othorty yazdı:

sevdiklerim dahi beni basit biri görüyor.

   Nasıl birisin ki sen.Yoksa evin garajında atom felan mı parçalıyon?

   Şaka bir yana eğer ilişkiler bakımından girişken biri değilsen biraz yalnız yaşamayı öğrenmelisin.Kafayı yiyecek düzeyde olmamalı tabi bu yalnızlık.Hayatının her döneminde can ciğer dost olacağın insanlar olmaz etrafında.İşte bu yüzden yalnız yaşamayı, eğlenebilmeyi de becerebilmeli insan.

Link to post
Sitelerde Paylaş
4 dakika önce, malta erigi yazdı:

Henüz doğru düzgün tanımadığı kadına ilan-ı aşk yapsın demiyorum zaten. Ondan hoşlandığını ve tanımak istediğini soyleyip randevu isteyecek.

Bu da ezikce. Kizin karsisina gecmeli ve seni istiyorum demeli. Sizden hoslandim deyip randevu mu istenir yahu? Ezik olmamak, kaba olmayi filan gerektirmez bu arada.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Just now, investor said:

Bu da ezikce. Kizin karsisina gecmeli ve seni istiyorum demeli. Sizden hoslandim deyip randevu mu istenir yahu? Ezik olmamak, kaba olmayi filan gerektirmez bu arada.

Bunda bir eziklik göremiyorum. Internet ve akilli telefonlardan önce bu işin standardı buydu. Burası ingiltere değil. Tanımadığın, uzaktan beğendiğin bir kadına gidip "seni istiyorum" diyemezsin. Böyle bir davranış başına büyük iş açar. Alfa olacağım diye, tokat manyağı olursun.

Link to post
Sitelerde Paylaş
5 dakika önce, malta erigi yazdı:

Bunda bir eziklik göremiyorum. Internet ve akilli telefonlardan önce bu işin standardı buydu. Burası ingiltere değil. Tanımadığın, uzaktan beğendiğin bir kadına gidip "seni istiyorum" diyemezsin. Böyle bir davranış başına büyük iş açar. Alfa olacağım diye, tokat manyağı olursun.

Alfa olacagim diye boyle davranmak istedigimi kim soyledi? Senin verdigin tavsiye ezikce.

Link to post
Sitelerde Paylaş
4 minutes ago, investor said:

Alfa olacagim diye boyle davranmak istedigimi kim soyledi? Senin verdigin tavsiye ezikce.

Öyleyse sana başarılar dilerim. Ben işime yarayacağını bildiğim rutinime, bulunduğum topluma göre devam ederim. Konu sahibine de açılış konuşması olarak "seni istiyorum" şeklinde dalmasını türkiye'de tavsiye etmem. Linç ederler adamı. Kadının yapacağı en ufak yaygaraya bakar.

Link to post
Sitelerde Paylaş
14 dakika önce, malta erigi yazdı:

Öyleyse sana başarılar dilerim. Ben işime yarayacağını bildiğim rutinime, bulunduğum topluma göre devam ederim. Konu sahibine de açılış konuşması olarak "seni istiyorum" şeklinde dalmasını türkiye'de tavsiye etmem. Linç ederler adamı. Kadının yapacağı en ufak yaygaraya bakar.

Hicbir sey olmaz.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bir kadınla tanışma aşamasında kendine güven kadar elegans da önemlidir. Bu ikisi arasındaki dengeyi iyi kurmak gerekir. Bunu yapmanın da tek yolu tecrube kazanmaktır. Reddedilmeden korkmadan sürekli denemek gerek. Tecrübe arttıkça bahsettiğim denge de daha güzel oturur. Alışınca zaten dikkat bile etmeye çalışmadan, kendiliğinden doğru dengede hareket edersin. Tavrın oturduğu için default olarak o şekilde davranırsın. Dışarıdan da doğal görünür. Kadınların hisleri erkeklerden iyidir. Rol yapıldığını sezerler. O yüzden en iyisi deneyim kazanmaktır. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
12 saat önce, othorty yazdı:

Gece yarısı yatağımda hayal kurarken bir anda gaza gelip bu başlığı açmaya karar verdim.Cevap verip vermemeniz önemli değil ama içimi dökmem gerekiyor.Ben neden böyleyim?İnsanları sevmiyor onları samimiyetsiz g*t yalayıcılar topluluğu olarak görüyorum.Sırf ateist veya laik olduğum için beni dışlayabilecek bir kesim var yanıbaşımda.Bu yüzden ateist olduğumu açıklayamıyorum.Fakat bu önemli değil.Tembel ve miskinim.Çok gencim ama kendime bakmıyorum ve dış görünüş olarak yetersiz kalıyorum.İnsanlar beni kenarda oturan sessiz çocuk olarak tanımlar.Köşemden çıktığımda g*t yalayıcılar topluluğuyla karşılaşıyorum.Birilerinin g*tünü yalama peşindeler.Bir kızın bir popinin bir öğretmenin vs.Köşeme geri çekiliyorum.Tembel ve asosyalim.Ne yapacağım bilmiyorum.Sanırım yalnız ve mutsuz geberip gideceğim.Hiç kimse beni böyle kabullenemiyor.Ben bile...Ne yapacağım bilemiyorum.Samimiyetsiz olacağıma yalnız olurum daha iyi ama yalnızlıktan bıktım.Kafayı yemek üzereyim.

 

Sen dışarıyı suçlamayı çok seviyorsun. Aslında bu bir psikolojik mekanizma, önce bunu anla ki kendisi aşabil.

Madem insanlar o kadar berbat, neden onlar tarafından kabul edilmeyi bu kadar arzuluyorsun? Neden umrunda?

Yalnızlık senin seçimin, ama senin tercihin değil. Bunlar farklı şeyler. Sen bazı şeyleri elde edemediğin için, kendinle barışık kalabilmek için insanlara böyle çamur atıyorsun. Madem hepsi öyle, neden bize bunları yazıyorsun? Şimdi sana bazı gerçeklerden bahsedeceğim. Bundan önce yazdıklarımı hemen kabullenmeyeceksin, ama ben senin bunu kabullenecek güçte olduğunu düşünüyorum. Sonra sosyal olmanın hiç de zor olmadığını göreceksin.

Tembellik, miskinlik, beceriksizlik ve sosyallik karakter özellikleridir. Matematikten anlamak gibidir. Bir potansiyelleri vardır. Bir tabanları vardır. Tabi bu benim görüşüm. Kimisi doğuştan iyidir, dışarı çıkar sokaktaki çocuklarla oyun kurar, yönlendirir. Kimisi o kadar da iyi değildir, ama cesurdur. Aralarında oynaya oynaya alışır. Kimisi yeteneklidir ama tramvası vardır, katılamaz. Katılsa iyi iş çıkaracağı halde uzak kalır. Uzak kaldıkça o yeteneklerini biraz kaybeder. Kendini cesur olan kadar işleyemez. Tembellik de buna benzer.

Tecrübe edinmen gerekiyor. İnsanların konuşmak, çağırmak isteyeceği tarzda birisi olman gerekiyor. Kendin olmaktan çıkmana gerek yok. Hiçbir hayatı olmayan oyun bağımlısı ergenler bile konuşacak başka konuları olmamalarına rağmen kendi aralarında gayet sosyaldirler. 

Üstte investor demiş ki, en büyük balığı yakala. O dalga geçse de aslında bu önemlidir. Neden oyun bağımlılarının bir hayatı yok genelde, hiç düşündün mü? Çünkü onlar o oyunu bırakırsalar hissettikleri "başarmış olma hissi"nin çeyreğini gerçek hayatta hissedemezler. Böyle beyinlerini uyuştururlar. Sen de git, bir şey başar. Balık tut, bir şeyler yap işte. İyi gelecek. Tekel bayiye git, muhabbet kur. Metroya bin, dayılarla muhabbet et. Camiye git, amcalarla konuş. Sonra vites arttır. Şikayet etmek bir şeyi değiştirmiyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Vejeteryan olmak gibi bir şey... Et yiyen insanlarla ne yapsan kaynaşamazsın. Miden bulanır. Aynı şey bence. Sürekli düşük karakter özellikleri gösteren bir yığın insandan oluşan bir toplum, zor beğenen kişiler için entegre olunması olanaksız bir görüntüdür. Ben bu duyguyu bilirim.

Az ve öz dostların olsun istersin. Kalabalık arkadaş topluluğun olsun istemezsin. Yani niceliğe değil niteliğe değer verirsin. Fakat gerçek dostluk diye bir şey olmadığını görür onda da hayal kırıklığına uğrarsın. Dostum dediğin kişi senden borç ister, hiç tereddütsüz çıkarır verirsin. Fakat bir süre sonra anlarsın ki aslında parası varmış fakat Euro imiş. Euro yükselecek beklentisinde olduğu için bozdurmamak için senden istemiş! :D

Bunu onun yüzüne vurmak da istemezsin, söylesen ne olacak. Yapmayacaktı yoksa... Yaptıktan sonra sen böyle yaptın demenin bir anlamı olmadığını düşünürsün. İçin buz gibi soğur. İnsanlar genellikle bu tür şeyler yaparlar. Bir keresinde bir arkadaşımla bir gece kulübüne gittik. Kapıda badigard elini göğsüme dayayıp girmeme engel oldu. Sorun ne ahbap dedim. Bu kıyafetle giremezsin dedi. Bir kıyafet standartları varmış. Halbuki arkadaşım buraya önceden bir kaç kez geldiğini söylemişti. Bunu mutlaka bilmesi ve bana söylemesi gerekirdi. Özellikle yaptığını, badigard beni durdurunca ne yapacağımı merak ettiği için beni denediğini anladım. Hiç bir şey söylemedim. Bunu biliyor olman ve bana söylemen gerekirdi filan demedim hiç. Döndüm sen içerde başka arkadaş bul deyip uzaklaştım.

Halbuki neden bana söylemedin önceden diye sorsam suratının alacağı şekli merak ettim dese ben senin suratına bir şekil veririm şimdi filan desem şakaya vurup şamataya versek eğlenirdik. Senin yerin olmadı, bana uymadı, ben seni başka bir yere götüreyim deyip geçiştirebilirdim. Ben de ona küçük bir kazık atardım ödeşirdik. Fakat işte dost standardında bu yok. Bu sıradan bir arkadaş, hiç bir zaman güvenmeyeceğin biri oluyor. Barda birileri sana bulaşsa dayak yemeni seyreder bu. Bununla olmaz. Dost dediğin dayağı senle beraber yer, beraber çıkarsınız. Sonra da temiz dayak yedik ulan, beş kişi olmasalardı gösterirdik onlara diye gülersiniz. Dostluk böyle olur. Yanımda öyle bir dost olsun dayaktan korkmam.

Bir keresinde burnuma okkalı bir darbe yedim ve WC ye gittiğimde ne göreyim, burnum bir yana yapışmış. Burnumdan nefes alamıyorum, burun suratıma yapışmış. Çatırt etti zaten. Hiç bozuntuya vermedim. Aksi tarafa kuvvetle bastırıp doğrulttum. Kanı yıkayıp iyice baktım tam düz duruyor mu diye, tam düz durduğuna inanıncaya kadar bastırdım. Doktora ertesi gün gittim. Baktı müdahale yapılmış zaten dedi. Ben yaptım deyince yok ya, sahi mi, iyi doğrultmuşsun, hemen sıcakken anında mı düzelttin dedi. Evet dedim. İyi yapmışsın dedi. Bir film çekti ve septum nazi dedikleri kemiğin tam olarak düzelmemiş olduğunu söyledi. E ne yapacaz dedim. Bir şey olmaz, kimsenin tam düz olmaz zaten dedi. Dıştan da belli olmayınca e iyi dedim. Bir sefer de kavgada parmağım çıktı, dur lan parmağım çıktı bak diye herifin suratına uzattım. Parmak doksan derece eklemden dönük görünce kavga bitti. Oturdum asıldım yerine koydum. Elimi denemek için açıp kapatırken bir daha çıktı. Yine yerine koydum. Bu seferki denemede çıkmadı. O da iki üç derece filan eğri şu anda. Tabii çok dikkatli bakmadan farkedilmiyor.

Neyse uzatmadan... Standartlar böyle olunca olmuyor işte... Sen söyleyerek olmasını istemiyorsun. Sen dostluk şöyle olur diye söyledikten sonra kıymeti yok. O kendi düşünsün istiyorsun. Standartların yüksekse pek yapılacak bir şey yok. Öyle gidersin. Standartlarını düşüremezsin.

Çaresiz bir durum mu, değil. Şöyle diyeceksin; insan sosyal bir canlı olmak zorundadır. Apandisin iltihaplandığında kendini ameliyat edemezsin. İnsanlarla birlikte yaşamak ZORUNDAsın. Ve yakaladığın bu hayat şansını bir dakika daha fazla deneyimlemek istemelisin. Hayat nasıl olsa sona erecek. Son dakikasını bile değerlendir. Boş durma. İlacı bu fikirdir. Fakat önüne fırsatların tavşan gibi atlayacağını da umma. Geçen bisiklet gezisinden sonra dinlenirken parkta kitap okuyordum. Az ilerde iki kız konuşuyorlar. Yani insan ne okuduğunu merak filan ederler zannediyor. Yok, kızlara asılacak filan değilim elbet, ama iyi sohbet ederim yani. Benimle sohbet eden pişman hiç olmamıştır. Ama kızın biri küçümser bir ses tonuyla: "Adam parkta kitap okuyor!" dedi. İçimden hay senin nohut kadar beynine dedim. Başımı kaldırıp bakmak bile istemedim. Değer veremiyorsun yani, standart dışı! Senin için bir değeri olamıyor.

Diğer yandan bir seferinde baktım kızın biri "Sineklerin Tanrısı"nı okuyor! Vaaav dedim yani, bunu okuyorsa bu kız, standartları benim gibi yüksek biri olmalı. Fakat bu da çok çekingendi. Ülen tecavüzcü coşkuna benzer bir suratım mı var diye de huylanırım böylelerinden de. Yine yani, asılacak halim yok, kitabın bir iki önemli noktasını anlayıp anlamadığını öğrenmek istemiştim sadece. Özellikle zor durumlarda nasıl hemen bir tanrı yaratılabileceğini yorumladı mı onu merak etmiştim. Ama haklılar. İnsanların tipinden ne oldukları anlaşılmayabilir. Güvenilebilir insanın az olduğunu kabul etmek gerekiyor. Kız bir kere yüzüne güldü diye peşini bırakmayıp sonra da ya benimsin ya toprağın diyecek bir sürü manyak dolaşıyor ortalıkta.

Şimdi eğri oturup doğru konuşalım. Yeryüzünün hiç de tekin bir yer olmadığını aslında hepimiz biliyoruz. Bu gerçek daha insan olmadığımız milyonlarca yıllık geçmişimizde genlerimize kadar işledi.

 

Link to post
Sitelerde Paylaş

Yani özetle bırak çevreni, toplumu, insanları, ben bu gezegeni beğenmiyorum. Ama ne yapalım yani, olabileceğin en iyisini gerçekleştirmek durumundayız. Beğenmedim hoş değil diye çekip gidecek halimiz yok. Kazık zaten çakamayız. Nasılsa eninde sonunda gideceğiz. Bari kalabildiğimiz kadar kalalım ve eğlenmeye bakalım, kendimize zindan etmeyelim bu gezegeni. Yapılacak olan bu...

Link to post
Sitelerde Paylaş
On 08.09.2017 at 11:32, othorty yazdı:

Gece yarısı yatağımda hayal kurarken bir anda gaza gelip bu başlığı açmaya karar verdim.Cevap verip vermemeniz önemli değil ama içimi dökmem gerekiyor.Ben neden böyleyim?İnsanları sevmiyor onları samimiyetsiz g*t yalayıcılar topluluğu olarak görüyorum.Sırf ateist veya laik olduğum için beni dışlayabilecek bir kesim var yanıbaşımda.Bu yüzden ateist olduğumu açıklayamıyorum.Fakat bu önemli değil.Tembel ve miskinim.Çok gencim ama kendime bakmıyorum ve dış görünüş olarak yetersiz kalıyorum.İnsanlar beni kenarda oturan sessiz çocuk olarak tanımlar.Köşemden çıktığımda g*t yalayıcılar topluluğuyla karşılaşıyorum.Birilerinin g*tünü yalama peşindeler.Bir kızın bir popinin bir öğretmenin vs.Köşeme geri çekiliyorum.Tembel ve asosyalim.Ne yapacağım bilmiyorum.Sanırım yalnız ve mutsuz geberip gideceğim.Hiç kimse beni böyle kabullenemiyor.Ben bile...Ne yapacağım bilemiyorum.Samimiyetsiz olacağıma yalnız olurum daha iyi ama yalnızlıktan bıktım.Kafayı yemek üzereyim.

 

Ezik değil de siliksin. İnsan içine karışmayı istiyorsun madem, onlar hakkındaki olumsuz düşüncelerini gerekçe yapma, bu savunmayı yıkmaya çalış ve kendini belirt.

Sen kendini belirtmezsen seni kimse farketmez, önce bunu bilmek zorundasın. Herkes o kadar meşgul, kendine göre öyle çok derdi tasası var ki, oturup da kimin neye ihtiyacı var, kim farkedilmeyi ve ilgiyi bekliyor diye düşünmez. Bunun için de kimseye kızma, özellikle kendinle ilgili sorumlulukları başkalarına yükleme eğilimin olduğunu farket.

 

Evet, yeni nesil gençler genel olarak boş, kızlar da oğlanlar boş popülaritenin peşinde ama bu senin kendine yatırım yapman ve fark yaratman için bir fırsat aslen. Bir de böyle bak, evvela evin içinde sonra da dışarıda kendini belirtmekten, farkedilmekten çekinme. Ama hani iletişim ve etkileşime geçmeden önce yerine getirilmesi gereken ilk kuralı da es geçme, kişisel bakımını maksimum ölçüde yap, temiz ve bakımlı ol. Bunlar iyi gelir, güveni tazeler.

 

İnsanların genelinin cahil ve aptal olması onların sorunu. Onların arasındaki iyi ve nitelikli olanları farkedip seçmek ve onlarla iletişim halinde olmak lazım. Ama bunun için de onlardan biri olmak lazım. 

Link to post
Sitelerde Paylaş

burdaki birçok kişide topluma karşı nefret vardır sanıyorum şahsen bende var . hisetiklerinde bu yönden yanlız değilsin ama kendini  hayata bir türlü bağlaman lazım . günlük yazmaya başla o nefret ettiğin insanları bi analiz et bakalım sonra gördüklerini deftere dök . varolmak iyisiyle kötüsüyle bir şanstır. bu şansı iyi kullan hayatı deneyimle derim . ha bide kendine bak oğlum dağdan inmiş gibi gezme hadi sana hayırlı işler

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...