Jump to content

aksiyolojik argüman...


Recommended Posts

11 saat önce, NotImportant yazdı:

 

Bu cümlenin kendi içinde çeliştiğini farkında mısın ? Aynı konu başında yazdığın adımların kendi içinde çeliştiği gibi.

 

Basit başlayalım Nesnel aksiyolojik önerme nedir ? Bir örneği ne olabilir ?

Örneğin "ülke ekonomisine zarar verdiği için zihinsel ve bedensel özürlüleri öldürmek  iyidir." önermesi nesnel aksiyolojik bir önermedir.

 

 

 

 

 

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 50
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

13 hours ago, NotImportant said:

 

Bu cümlenin kendi içinde çeliştiğini farkında mısın ? Aynı konu başında yazdığın adımların kendi içinde çeliştiği gibi.

 

Basit başlayalım Nesnel aksiyolojik önerme nedir ? Bir örneği ne olabilir ?

cümlenin çeliştiği yeri gösterebilir misin...

 

nesnel aksiyolojik bir kaç önerme örneği verelim...

 

her insan adil yargılanma hakkına sahip olmalıdır...

 

insanlar sömürülmemelidir...

 

insanlar kendine yapılmasını istemedikleri davranışları başkalarına yapmamalıdır...

 

vs.gibi...

 

sizce nesnel aksiyolojik bir önerme yok mudur...

 

 

 

 

 

tarihinde kirec tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
21 dakika önce, kirec yazdı:

cümlenin çeliştiği yeri gösterebilir misin...

 

nesnel aksiyolojik bir kaç önerme örneği verelim...

 

her insan adil yargılanma hakkına sahip olmalıdır...

 

insanlar sömürülmemelidir...

 

insanlar kendine yapılmasını istemedikleri davranışları başkalarına yapmamalıdır...

 

vs.gibi...

 

sizce nesnel aksiyolojik bir önerme yok mudur...

 

 

1-Nesnel aksiyolojik önermeler varsa bu önermeler ya temel yasalardır, ya da temel yasalardan çıkarsanabilirler. (Öncül: Üçüncü halin imkânsızlığı mantık yasası)

 

4-Olgusal önermelerden aksiyolojik önermeler çıkarsanamaz. (Öncül: Hume yasası) 

 

►Zaten bir kere 'Nesnel' dediğimiz şey aslında ortak öznellikten başka bir şey değil haliyle hiç bir anlam ifade etmiyor. Olgusal bir önerme ile aksiyolojik bir önermenin ortası yoktur. Çünkü kim veya kimler tarafından kabul edildiğinin bir önemi yok.

 

İnsanlar sömürülmemelidir ifadesi özünde nesnellik barındırmaz. 

 

 

►Ağaçları boş yere kesmemeliyiz.

►Akasya bir ağaçtır

►O zaman akasyayı da boş yere kesilmemelidir.

 

Yukarıdaki öncül önerme ile sonuç aksiyolojiktir kimse nesnel olup olmamasıyla ilgilenmiyor. 

 

 

 

Democun örneğine gelirsek.

Alıntı

Olgu: Sigara sağlığa zararlıdır. Bu tamamen olgusaldır. Aksiyolojik önerme: Sigara içilmesi ile ilgili kısıtlayıcı bir takım önlemler alınabilir. Başkalarını sigara dumanına maruz bırakmak yasaklanır, sigara paketlerinin üzerine uyarıcı belirteçler konur.  

 

►Sigara sağlığa zararlıdır (Olgu)

►Sigara içilmesine engel olunması adına bir takım önlemler alınabilir. ( Geçerli bir tümden varımsal yargı değil )

 

Doğrusu 

 

 

►Sigara insanları rahatsız eder (olgusal değil)

►Sigara içilmesine engel olunması adına bir takım önlemler alınabilir.

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
19 dakika önce, vitamin yazdı:

Süper Zenci'yi de tam tanımlayamadığımız için var olduğunu mu kabul edeceğiz?

Süper Zenci yoktur diyemeyecek miyiz?

Tanrıyı tanımlamamak ile tanımlayamamak arasında fark var.

Tanrıyı tanımlamamak bilgi vermemek anlamına gelirken tanrıyı tanımlayamıyorum bilgi edinemiyorum bilgim yok anlamına gelir.

Bilgin olmadığın şeye zenci diyemezsin. :)

Link to post
Sitelerde Paylaş
2 saat önce, Ten Ten yazdı:

Tanrıyı tanımlamamak ile tanımlayamamak arasında fark var.

Tanrıyı tanımlamamak bilgi vermemek anlamına gelirken tanrıyı tanımlayamıyorum bilgi edinemiyorum bilgim yok anlamına gelir.

Bilgin olmadığın şeye zenci diyemezsin. :)

Tanrı ile ilgili nasıl bilgilerin var mesela? Bu bilgilerinin kaynağı Süper Zenci için olandan farklı bir yer mi?

Link to post
Sitelerde Paylaş
22 dakika önce, vitamin yazdı:

Tanrı ile ilgili nasıl bilgilerin var mesela? Bu bilgilerinin kaynağı Süper Zenci için olandan farklı bir yer mi?

Tanrıya ne isim verirsen ver önemli değil.

Önemli olan doğada karşılığı var mı ona bakmak.

Tanrı bilgisine doğayı gözlemleyerek ulaşıyoruz.

Herşeyin nedeni tanrıdır.

Herşeyin nedeni süper zencidir.

Herşeyin nedeni doğadır.

Arasında anlam farkı yok.sadece isim değişiyor.

Bu iddialarımızı bilimsel yöntemler dışında doğrulayacak yönteme sahip değiliz.

Bilimde kullandığımız gözlem araçlarının sınırları vardır.Bu yüzden bilim yetersiz kalıyor.

Süper Zenci koyu renkli derili insana verdiğimiz bir isim olduğu için kolaylıkla eleyebiliriz.

Tanrı genel isim olduğu için herşey olabilir.Bu yüzden tanrıyı eleyemiyoruz.

Doğa dediğimiz şeyde duyularımızla algıladığımız herşeye verdiğimiz bir isim.

Doğayı incelediğimizde ise herşeyin madde,enerji,boşluktan oluştuğunu görüyoruz.

Maddeyi enerjiye dönüştüğünü gözlemleyebildik.Ama enerjinin maddeye dönüştüğünü gözlemleyemedik.

Boşluk dediğimiz şeyin ne olduğunu bilmiyoruz.

Bilginin kaynağı madde diyoruz ama maddenin gözlemlediğimiz en küçük parçaları kendi özellikleri dışında bilgi içermiyor.Bu özelliklerin nereden geldiğide belli değil.

Tasarım için akıllı bir varlık gerekir diyoruz akıllı bir varlık gözlemleyemiyoruz.

Elementlerin raslantısal kimyasal reaksiyonları basit kimyasal bileşikler oluşturma dışında birşey üretmiyor.

 

 

 

 

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
17 minutes ago, Ten Ten said:

 

Elementlerin raslantısal kimyasal reaksiyonları basit kimyasal bileşikler oluşturma dışında birşey üretmiyor.

 

Elementlerin kimyasal reaksiyonları raslantısal değildir uyurgezer kılıklı....

 

Ve elementlerin kimyasal reaksiyonları da, her bir şeye yeter zaten, başka şeye hacet yoktur.

Link to post
Sitelerde Paylaş
1 dakika önce, Ten Ten yazdı:

Tanrıya ne isim verirsen ver önemli değil.

Önemli olan doğada karşılığı var mı ona bakmak.

Tanrı bilgisine doğayı gözlemleyerek ulaşıyoruz.

Herşeyin nedeni tanrıdır.

Herşeyin nedeni süper zencidir.

Herşeyin nedeni doğadır.

Arasında anlam farkı yok.sadece isim değişiyor.

Bu iddialarımızı bilimsel yöntemler dışında doğrulayacak yönteme sahip değiliz.

Bilimde kullandığımız gözlem araçlarının sınırları vardır.Bu yüzden bilim yetersiz kalıyor.

Süper Zenci koyu renkli derili insana verdiğimiz bir isim olduğu için kolaylıkla eleyebiliriz.

Tanrı genel isim olduğu için herşey olabilir.Bu yüzden tanrıyı eleyemiyoruz.

Doğa dediğimiz şeyde duyularımızla algıladığımız herşeye verdiğimiz bir isim.

Doğayı incelediğimizde ise herşeyin madde,enerji,boşluktan oluştuğunu görüyoruz.

Maddeyi enerjiye dönüştüğünü gözlemleyebildik.Ama enerjinin maddeye dönüştüğünü gözlemleyemedik.

Boşluk dediğimiz şeyin ne olduğunu bilmiyoruz.

Bilginin kaynağı madde diyoruz ama maddenin gözlemlediğimiz en küçük parçaları kendi özellikleri dışında bilgi içermiyor.Bu özelliklerin nereden geldiğide belli değil.

Tasarım için akıllı bir varlık gerekir diyoruz akıllı bir varlık gözlemleyemiyoruz.

Elementlerin raslantısal kimyasal reaksiyonları basit kimyasal bileşikler oluşturma dışında birşey üretmiyor.

Tanrı dediğin şeyi öyle sadece farklı bir isimlendirme diyerek, var olana denk tutarak var edemezsin.

Ona her şeye gücü yeten gibi başka bir takım özellikler atfediyorsunuz ki gerçeklikle örtüşmüyor ve sorun oradan çıkıyor. Öylece bir isimlendirme değil olay. O sizin salaklığınız.

Neden evren demek zoruna gidiyor da Tanrı demek hoşuna gidiyor zaman? Çünkü aynı olmadıklarına, her şeyin üstünde bir Tanrı olduğuna inanıyorsun.

Süper Zenci de aynı inanç paralelinde bir kavram. Siyahi olabilir, turuncu olabilir herhangi bir bilgi yok elinde, Tanrı gibi nasıl istiyorsan öyle anlıyorsun. Sadece adı Süper Zenci. Senin Tanrın gibi o da uydurulmuş. Belki senin Tanrı'nın babası da o olabilir. Engel ne? Varsa bir engel tanımla.

 

Emergence nedir araştır ki raslantısal kimyasal reaksiyonların basit bileşikler oluşturması dışında bir şey olup olmadığını gör.

O basit bileşikler diğer basit bileşiklerle daha komplike yapıları oluşturabiliyor. Tüm zinciri takip etsene, başlangıçtakinde neden takılıp kalıyorsun...

Görsel olarak bu videodan emergence nedir anlayabilirsin.

Tersten izlediğinde de Reductionism'i görürsün. Var olanın bileşenleri cinsinden açıklanabildiğini...

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş

Süper zenci argümanı Allah, God, Yehova, Zeus... vs yani spesifik tanrılar karşıtı bir argümandır. USC de öyledir. Parodi tanrı argümanıdırlar. Parodi tanrı yaratmayıp God'ı savunana Allahı, Allahı savunana God'ı da öne sürmek mümkündür, parodi biçiminde.

 

Parodi veya ciddi, hiç bir tanrı öne sürümü, genel anlamda tanrı kavramına karşı işe yaramaz. Yani genel anlamdaki tanrı kavramına karşı spesifik bir tanrı öne sürülemez. Aynen tanrılar kavramına karşı Allah iddiasının işe yaramayacağı gibi. Allahın olması başka tanrıların olmasını ortadan kaldırmaz, tersine. Başka tanrılar da olabilir eğer Allah diye bir tanrı olabiliyorsa!

 

Tanrı iddiasını reddetmek felsefenin işidir ve bu görevi hakkıyla yerine getirir, tanrıyı her çeşidiyle reddeder. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
2 hours ago, democrossian said:

Süper zenci argümanı Allah, God, Yehova, Zeus... vs yani spesifik tanrılar karşıtı bir argümandır. USC de öyledir. Parodi tanrı argümanıdırlar. Parodi tanrı yaratmayıp God'ı savunana Allahı, Allahı savunana God'ı da öne sürmek mümkündür, parodi biçiminde.

 

Parodi veya ciddi, hiç bir tanrı öne sürümü, genel anlamda tanrı kavramına karşı işe yaramaz. Yani genel anlamdaki tanrı kavramına karşı spesifik bir tanrı öne sürülemez. Aynen tanrılar kavramına karşı Allah iddiasının işe yaramayacağı gibi. Allahın olması başka tanrıların olmasını ortadan kaldırmaz, tersine. Başka tanrılar da olabilir eğer Allah diye bir tanrı olabiliyorsa!

 

Tanrı iddiasını reddetmek felsefenin işidir ve bu görevi hakkıyla yerine getirir, tanrıyı her çeşidiyle reddeder. 

 

 

Bu noktada, asıl sorun şu. Ortaya konan belli bir prensibin, kendi işlerine gelmeyen hususlarda kabul edilemez olduğunu savunacak kadar, arsız, iki yüzlü, utanmaz ve arlanmaz oluşları.

 

Göremiyorsun diye tanrıya inanmayana laf etme özgürlüğü... Eğer göremediğin şey olabiliyorsa, seni düzüyor olması, göremediğin şeyi çürütür mü?

 

Burada, temel felsefe falan değil, basbaya ikiyüzlülük ve işine geleni işine geldiği gibi kabul etme hakkını görüyorlar kendilerinde. Peki madem senin bu hakkın olunca, benim neden olmasın ki? Ve bunun vardığı yer, elbette bu işin faşizmi oluyor. Yani, bu konu, cidden üzerinde en çok durulması gereken konu. Emin olun, zaten karşıdaki o tıyniyetteki insan, tenha da denk getirse sizi, süper zenciden daha fazlasını yapacak. O adam, dünya üzerinde sadece onların hak denen şeye sahip olmadıklarını apaçık göstermeniz lazım, ki, bunun yolu da bu.

 

Şu hususları anlamak güç oluyor. Efenim allah var... Allah kaca kaniatı "biz" için yarattı. Allaha inanmayan bizden değildir.. 

 

Sonuç, koca kainat, inananların. Kalanlar, kainat için fazlalık, işgalci. Hatta, bizden olmadığı için, köle falan edilmesi gerekenler. 

 

Bu basit ama kepaze ve rezil davranışı kırmanın tek yolu, tanrının karşısına öbür tanrıyı değil, ancak onları rezil ve kepaze eden bir şeyi koymak. Tanrı onları kainatın sahibi, mükemmel varlık, herşeyi uğruna yarattığı mahluk olarak yüceltiyor malum, ancak onları yerin dibine sokan bir gerçeklik etkili olabilecektir. Bu gözden kaçıyor. 

 

Sahabeler arasında, "Amanda iyi ki müslüman oldun... Gel, iki karım var, beğen birini, boşayıp sana vereyim" diyen tipler, kendi kızını arkadaşlarına kapı kapı dolanıp teklif eden tipler vardı. Amanda fetih diye dalıp, orda ne kadar kadın kız varsa tecavüz etme, oraları yağmalama hakkını en doğal hak olarak görenler zaten malum. Bu kadar ahlkasız, bu kadar şerefsiz bir topluluk karşınızdaki. Ve bunun onlarca meşru tarafı, tanrının ta kendisi. Tekrar edeyim, onların tanrısı ile aynı planda yer alan ve onları rezil madara eden bir mefhum koymadığınız sürece, havanda su döversiniz. Ancak böylece o tanrının olduğu düzlemi geçersiz kılıp, bir şeyleri bir şekilde tartışılabilir hale getirebilirsiniz. 

 

Kusura bakmayın, hayalperest diyecem de, maalesef uymuyor, sadece enayi, çok saftiriksiniz diyebiliyorum. Basit, doğru dürüst, akla, izana falan dayalı çıkışlarla bu derdi çözemezsiniz. Emin olun, bu derdi çözebilecek tek olgu, süper zenci gibi olgulardır. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
On ‎11‎.‎09‎.‎2017 at 11:42, vitamin said:

Bu iddialardan önce ahlakın doğa yasalarından türetilemeyeceğinin, bu yasaların bir ürünü olmadığının veya bunlardan bağımsız olarak var olduğunun kesin olarak gösterilmesi gerekir ki bu çıkarımların bir değeri olsun.

sanırım bu konuda argümanın üçüncü-doğa yasaları olgusaldır- ve dördüncü  yani -olgusal önermelerden aksiyolojik önermeler çıkmaz- şeklindeki  maddelerine itiraz ediyorsunuz...

 

bu konudaki itirazınızı nasıl temellendiriyorsunuz...

 

yani doğa yasalarından aksiyolojik yasalar çıkar mı ve çıkar ise nasıl... 

Link to post
Sitelerde Paylaş
Bir saat önce, kirec yazdı:

sanırım bu konuda argümanın üçüncü-doğa yasaları olgusaldır- ve dördüncü  yani -olgusal önermelerden aksiyolojik önermeler çıkmaz- şeklindeki  maddelerine itiraz ediyorsunuz...

 

bu konudaki itirazınızı nasıl temellendiriyorsunuz...

 

yani doğa yasalarından aksiyolojik yasalar çıkar mı ve çıkar ise nasıl... 

Tanrı yasalarından da aksiyolojik yasalar çıkmaz.çıkan yasalar keyfi olur.

Link to post
Sitelerde Paylaş
8 saat önce, anibal yazdı:

onların tanrısı ile aynı planda yer alan ve onları rezil madara eden bir mefhum koyma

 

Doğru söze ne denir, haklısın... Süper zenci tabii ki bir argüman ve hiç kullanmamış da değilim. USC gibi yani, tabii kullanılır, elbette. Benim süper zencim senin allahını gelmişi geçmişiyle halleder desen bile olur yani. Hak ediyorlar uydurma Allahlarına inanmadığımız için sonsuza kadar yanacağımızı iddia ederek. Bizim süper zenci de kendisine inanmayanlara sonsuza kadar çok iyi becerdiği işi yapacak yani neden olmasın...

 

Hatta Kuranda sizi ve taptıklarınızı yakacağım dediğine göre Süper zenci de Müslümleri ve Allahlarını birlikte neden halletmesin! Misilleme misillemedir.

Link to post
Sitelerde Paylaş
On 13.09.2017 at 19:37, Ten Ten said:

Maddeyi enerjiye dönüştüğünü gözlemleyebildik.Ama enerjinin maddeye dönüştüğünü gözlemleyemedik.

 

Yanlış?

CERN'de ne oluyor peki? Daha yüksek enerji seviyeleri falan neden ihtiyaç duyuyorlar acaba??

Ayrıca doğada da, atomik düzeyde mesela olagelebiiyor.

Radyoaktif bir atom çözünerek belirli bir enerji düzeyi üzerinde gamma ışını saldığında, o gamma ışını elektron-pozitron çifti üretmek üzere yok olabiliyor. Her zaman..

Başka örnekler de verilebilir...

 

On 13.09.2017 at 19:37, Ten Ten said:

Bilginin kaynağı madde diyoruz ama maddenin gözlemlediğimiz en küçük parçaları kendi özellikleri dışında bilgi içermiyor.Bu özelliklerin nereden geldiğide belli değil.

 

Bilgi ile ilgili de gerekli açıklama yapıldı sana.

Veri-enformasyon--özne= Bilgi.

Atomlar elementleri oluştururken evrenin dışından bilgi ve özellik mi getiriyor? Süpernovada uranyum sentezlenirken falan? Yoksa iş sadece atom numarası mı?

 

On 13.09.2017 at 19:37, Ten Ten said:

Tasarım için akıllı bir varlık gerekir diyoruz akıllı bir varlık gözlemleyemiyoruz.

Elementlerin raslantısal kimyasal reaksiyonları basit kimyasal bileşikler oluşturma dışında birşey üretmiyor.

 

Tasarım için akıllı bir varlık gerekir diye nerde diyoruz?!! Forumda senelerdir tam tersi, "TAM TERSİ" yazılıyor yaw!!!! Şaka mı bu?

Ayrıca tasarım nerede? Tasarım kelimesi ön kabül içerdiği için semantik bir yanılsamaya götürebilir.

 

Rastlantısal ne demek? Birbiri ile reaksiyona girmesi imkansız iki elementi rastlantısal olarak tepkimeye soksana bakalım; ya da tam tersi?

Formül olsa olsa "zorunluluk-rastlantı-zorunluluk" şeklinde olabilir.

Nobel ödüllü biyoloğun biri, kitaplarından birine boşuna "mümkünlerin oyunu" ismini vermemiş.

Elektron durumu, kovalent bağları vb..sine göre olacak olan olur, olmayacak olan ol(a)maz. Rastlantıya da pok yemek düşer.

 

Basit kimyasal bileşiklerle ilgili vitamin işareti vermiş zaten.

Emergence, termodinamik, (sürekli bir enerji kaynağı), öz-örgütlenme..Aç bak araştır.

Forumda defalarca örnek, açıklama, hatta kitap ismi bile verildi bunlar için.

 

Canlılık açısından konuşulacak olursa eğer; kimya ya da biyo-kimyasal süreçlerin(abiyogenez) olayı doğal seçilimin devreye girebileceği bir "eşiğe" taşıması yeter zaten.

Ve işte tam da böyle oluyor. Hatta kaçınılmaz olan. Olmuş olan. Bugün "neredeyse" tüm süreç çözülmüş vaziyette.

Kimse insanların, safi kimyasal reaksiyonlar sonucu rastlaşa rastlaşa birleşe birleşe oluştuğunu da iddia etmiyor zaten. Gerek de yok.

 

Yeri gelince forumda şunca bunca senedir varım de..Termoslu hava kaçıran evren teorilerine değin başlık aç sorgula..Sonra gele gele bunlarla gel.....

Bilmemek ayıp değil, öğrenmemek ayıp onu biliyoruz da; öğrenememeye ne demeli onu bilmiyoruz bak.

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
3 dakika önce, teflon yazdı:

 

Yanlış?

CERN'de ne oluyor peki? Daha yüksek enerji seviyeleri falan neden ihtiyaç duyuyorlar acaba??

Ayrıca doğada da, atomik düzeyde mesela olagelebiiyor.

Radyoaktif bir atom çözünerek belirli bir enerji düzeyi üzerinde gamma ışını saldığında, o gamma ışını elektron-pozitron çifti üretmek üzere yok olabiliyor. Her zaman..

Başka örnekler de verilebilir...

 

 

Bilgi ile ilgili de gerekli açıklama yapıldı sana.

Veri-enformasyon--özne= Bilgi.

Atomlar elementleri oluştururken evrenin dışından bilgi ve özellik mi getiriyor? Süpernovada uranyum sentezlenirken falan? Yoksa iş sadece atom numarası mı?

 

 

Tasarım için akıllı bir varlık gerekir diye nerde diyoruz?!! Forumda senelerdir tam tersi, "TAM TERSİ" yazılıyor yaw!!!! Şaka mı bu?

Ayrıca tasarım nerede? Tasarım kelimesi ön kabül içerdiği için semantik bir yanılsamaya götürebilir.

 

Rastlantısal ne demek? Birbiri ile reaksiyona girmesi imkansız iki elementi rastlantısal olarak tepkimeye soksana bakalım; ya da tam tersi?

Formül olsa olsa "zorunluluk-rastlantı-zorunluluk" şeklinde olabilir.

Nobel ödüllü biyoloğun biri, kitaplarından birine boşuna "mümkünlerin oyunu" ismini vermemiş.

Elektron durumu, kovalent bağları vb..sine göre olacak olan olur, olmayacak olan ol(a)maz. Rastlantıya da pok yemek düşer.

 

Basit kimyasal bileşiklerle ilgili vitamin işareti vermiş zaten.

Emergence, termodinamik, (sürekli bir enerji kaynağı), öz-örgütlenme..Aç bak araştır.

Forumda defalarca örnek, açıklama, hatta kitap ismi bile verildi bunlar için.

 

Canlılık açısından konuşulacak olursa eğer; kimya ya da biyo-kimyasal süreçlerin(abiyogenez) olayı doğal seçilimin devreye girebileceği bir "eşiğe" taşıması yeter zaten.

Ve işte tam da böyle oluyor. Hatta kaçınılmaz olan. Olmuş olan. Bugün "neredeyse" tüm süreç çözülmüş vaziyette.

Kimse insanların, safi kimyasal reaksiyonlar sonucu rastlaşa rastlaşa birleşe birleşe oluştuğunu da iddia etmiyor zaten. Gerek de yok.

 

Yeri gelince forumda şunca bunca senedir varım de..Termoslu hava kaçıran evren teorilerine değin başlık aç sorgula..Sonra gele gele bunlarla gel.....

Bilmemek ayıp değil, öğrenmemek ayıp onu biliyoruz da; öğrenememeye ne demeli onu bilmiyoruz bak.

 

Gamma ışını boşlukta pozitron ile elektrona dönüşmüyor.

Bu yüzden bu olayın enerji madde dönüşümü olduğunu kabul etmiyorlar.

Kimyasal reaksiyonlar rastgele derken birleşmeyecek elementler birleşecek demiyoruz.

Karbon ile oksijen karbonmonoksitte oluşturur karbondioksitte.

Hidrojen oksijen azot karbon bunlar ile kaç tane farklı bileşik oluşturduğunu artık hesaplarsın. :)

Konu başlığı dışında yazdıkların için ayrı konu başlığı açacam.

Konu başlığı dışında yazılmasını sevmiyorum.

Çok dağılıyor konular.

 

 

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
On ‎13‎.‎09‎.‎2017 at 13:45, NotImportant said:

1-Nesnel aksiyolojik önermeler varsa bu önermeler ya temel yasalardır, ya da temel yasalardan çıkarsanabilirler. (Öncül: Üçüncü halin imkânsızlığı mantık yasası)

 

4-Olgusal önermelerden aksiyolojik önermeler çıkarsanamaz. (Öncül: Hume yasası) 

 

►Zaten bir kere 'Nesnel' dediğimiz şey aslında ortak öznellikten başka bir şey değil haliyle hiç bir anlam ifade etmiyor. Olgusal bir önerme ile aksiyolojik bir önermenin ortası yoktur. Çünkü kim veya kimler tarafından kabul edildiğinin bir önemi yok.

 

İnsanlar sömürülmemelidir ifadesi özünde nesnellik barındırmaz. 

 

 

►Ağaçları boş yere kesmemeliyiz.

►Akasya bir ağaçtır

►O zaman akasyayı da boş yere kesilmemelidir.

 

Yukarıdaki öncül önerme ile sonuç aksiyolojiktir kimse nesnel olup olmamasıyla ilgilenmiyor. 

 

 

 

Democun örneğine gelirsek.

 

►Sigara sağlığa zararlıdır (Olgu)

►Sigara içilmesine engel olunması adına bir takım önlemler alınabilir. ( Geçerli bir tümden varımsal yargı değil )

 

Doğrusu 

 

 

►Sigara insanları rahatsız eder (olgusal değil)

►Sigara içilmesine engel olunması adına bir takım önlemler alınabilir.

 

ben hala itirazınızı anlayamadım...

 

nesnel aksiyolojik önerme varsa diye başlıyan cümleyi tartışıyoruz değil mi...

 

eğer bu varsa ya temel yasadır ya da temel yasalardan çıkartılabilir deniyor...

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...