Jump to content

Göz Küresinin Tamamının Nakli Neden Mümkün Değil ?


Recommended Posts

Kalp , akciğer , karaciğer , böbrek , mide vs .... bütün bu önemli organların tamamının nakli mümkünken neden gözün küresinin tamamı nakledilemiyor ?

 

Bunun nedeni aslında göz değil de gözün beyinle olan sinir bağlantısı ve gözün beynin bir uzantısı olması mı ?

 

Cevaplarsanız sevinirim :)

Link to post
Sitelerde Paylaş
9 dakika önce, The_Individualist yazdı:

Kalp , akciğer , karaciğer , böbrek , mide vs .... bütün bu önemli organların tamamının nakli mümkünken neden gözün küresinin tamamı nakledilemiyor ?

 

Bunun nedeni aslında göz değil de gözün beyinle olan sinir bağlantısı ve gözün beynin bir uzantısı olması mı ?

 

Cevaplarsanız sevinirim :)

Evet, sinirleri baglaman gerek ve bu teknoloji su an yok galiba.

Link to post
Sitelerde Paylaş
4 dakika önce, investor yazdı:

Evet ama kendi gozun gibi olmaz. Herkesin gozunun sekli farkli.

 

O zaman da biyonik organlar üretilir zaten .d nakil de tarih olabilir . Laboratuvar ortamında gözler falan üretilebilir ...

Link to post
Sitelerde Paylaş
5 saat önce, Bir Buçuk yazdı:

Kalpte, midede sinir yok mu?

Bunlar nasıl nakledilebiliyor?

Onlar farklı sinirler. Onlar otonomik (sempatik ve parasempatik) sinirler. Bağlanmasalar da olur. Doku ve organlar onlarsız da işlevlerini mükemmel şekilde  yerine getirebilirler. Ayrıca bazı otonomik sinirler damarları izleyerek transplante edilen doku ve organlara penetre olup işlevsellik kazanabilirler. Ama bu spekülasyon...

Ayrıca kalbin otonomik sinir sistemi dışında kendi sinir sistemi vardır. Kalp sinyal oluşturan bir dokuya sahiptir yani. Ona sinus nodu deniyor. Oradan çıkan elektrik sinyalleri kalbin ventriküllerini uyararak, onların kasılmasını ve kanı diğer ventriküllere ve perifere pompalamasını sağlar.

Link to post
Sitelerde Paylaş
51 dakika önce, haci yazdı:

Onlar farklı sinirler. Onlar otonomik (sempatik ve parasempatik) sinirler. Bağlanmasalar da olur. Doku ve organlar onlarsız da işlevlerini mükemmel şekilde  yerine getirebilirler. Ayrıca bazı otonomik sinirler damarları izleyerek transplante edilen doku ve organlara penetre olup işlevsellik kazanabilirler. Ama bu spekülasyon...

Ayrıca kalbin otonomik sinir sistemi dışında kendi sinir sistemi vardır. Kalp sinyal oluşturan bir dokuya sahiptir yani. Ona sinus nodu deniyor. Oradan çıkan elektrik sinyalleri kalbin ventriküllerini uyararak, onların kasılmasını ve kanı diğer ventriküllere ve perifere pompalamasını sağlar.

Teşekkürler hacı. Bir düşündüm de, bu olaya istisna olarak akciğer aklıma geldi. Ama o kas değil, şişiren kaslar aynı kalıyor.

Bu arada bu konuyu ilginç bulanlar hacı'nın santral otorite kitabını okumalı. Ben defalarca okudum...

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 2 weeks later...
2 saat önce, Indian Ridge yazdı:

Yüz, el, kol nakillerinde sinirleri nasil bagliyorlar?

 

Sorunun ilginç bir cevabı var. Bir örnekle açıklayalım...

Bir iş kazasında işçinin sağ kolunun dirseğin hemen üstünden kesildiğini farzedelim.

Hasta ameliyata alınıyor ve kopan sağ kol hastaya yeniden implante ediliyor. Takılıyor yani. Damarlar, sinirler, kas ve kemik dokuları mevcut olanlarla birleştiriliyor. Damarlar birleştirildiği için kolun gangren olması önleniyor.. Ama kol henüz işlevsel değil. Çünkü kaslar ve sinirler birleştirildikleri halde, görevlerini yapacak durumda değiller. Sinirler kesildiği için kaslar işlevlerini yerine getiremiyorlar. Kasların işlevsel olabilmeleri için sinirlerin de tamiri gerekiyor.. Sinirler tamir edilseler bile kolun fonksiyonel olabilmesi için aradan ayların, hatta yılların geçmesi gerekiyor. Bunun ilginç bir nedeni var....

Beyin ve omurilik zedelenmelerinin tedavisi yok. Ama kesilen periferik sinirlerin bağlanması ve onların işlevsellik kazanması mümkün. Kalınlıklarına göre yüzlerce liflerden oluşan sinirler ince bir zarla kuşatılmışlardır. Bu lifler deri, kas ve diğer dokularla sinir sistemi arasındaki ilişkileri sağlarlar. Sinir kesilince periferde kalan kısmı sinir sistemi ile ilişki kesileceği için, canlılığını kaybeder. Ve sinir hızla yozlaşır ve parçalanır. Parçalanan sinir liflerini makrofajlar temizler. Eğer sinir kılıfı doğru olarak birleştirilmişse, kesilen sinirin distal ucu mevcut sinir kılıfının içine doğru büyüyerek zamanla siniri tamir eder. Distal uçtan sinir büyürken, periferal dokuda yozlaşan sinir lifleri makrofajlar tarafından temizlenir ve büyüyen sinir lifleri sinir kılıfını doldurur.. Bir süre sonra santral sinir sistemi ile periferik dokular arasında ilişki tekrar kurulur ve hasta kolunu hareket ettirmeye başlar.

 

Göz sinirinin (optik sinir) kesilmesinde böyle bir tamir mümkün değildir. Çünkü göz  periferik sinir değildir. Beynin bir uzantısıdır. Zedelenen beyin dokusu kendini tamir edemez. Bu nedenden şimdilik göz nakli mümkün değildir..

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 4 weeks later...
On 02.10.2017 at 15:48, haci yazdı:

 

Sorunun ilginç bir cevabı var. Bir örnekle açıklayalım...

Bir iş kazasında işçinin sağ kolunun dirseğin hemen üstünden kesildiğini farzedelim.

Hasta ameliyata alınıyor ve kopan sağ kol hastaya yeniden implante ediliyor. Takılıyor yani. Damarlar, sinirler, kas ve kemik dokuları mevcut olanlarla birleştiriliyor. Damarlar birleştirildiği için kolun gangren olması önleniyor.. Ama kol henüz işlevsel değil. Çünkü kaslar ve sinirler birleştirildikleri halde, görevlerini yapacak durumda değiller. Sinirler kesildiği için kaslar işlevlerini yerine getiremiyorlar. Kasların işlevsel olabilmeleri için sinirlerin de tamiri gerekiyor.. Sinirler tamir edilseler bile kolun fonksiyonel olabilmesi için aradan ayların, hatta yılların geçmesi gerekiyor. Bunun ilginç bir nedeni var....

Beyin ve omurilik zedelenmelerinin tedavisi yok. Ama kesilen periferik sinirlerin bağlanması ve onların işlevsellik kazanması mümkün. Kalınlıklarına göre yüzlerce liflerden oluşan sinirler ince bir zarla kuşatılmışlardır. Bu lifler deri, kas ve diğer dokularla sinir sistemi arasındaki ilişkileri sağlarlar. Sinir kesilince periferde kalan kısmı sinir sistemi ile ilişki kesileceği için, canlılığını kaybeder. Ve sinir hızla yozlaşır ve parçalanır. Parçalanan sinir liflerini makrofajlar temizler. Eğer sinir kılıfı doğru olarak birleştirilmişse, kesilen sinirin distal ucu mevcut sinir kılıfının içine doğru büyüyerek zamanla siniri tamir eder. Distal uçtan sinir büyürken, periferal dokuda yozlaşan sinir lifleri makrofajlar tarafından temizlenir ve büyüyen sinir lifleri sinir kılıfını doldurur.. Bir süre sonra santral sinir sistemi ile periferik dokular arasında ilişki tekrar kurulur ve hasta kolunu hareket ettirmeye başlar.

 

Göz sinirinin (optik sinir) kesilmesinde böyle bir tamir mümkün değildir. Çünkü göz  periferik sinir değildir. Beynin bir uzantısıdır. Zedelenen beyin dokusu kendini tamir edemez. Bu nedenden şimdilik göz nakli mümkün değildir..

Biyonik göz oluşturulabilirse nakle falan da gerek kalmaz .. Körlük tamamen tarih olur .. Veya göze rejenere özelliği kazandırılırsa ..

Link to post
Sitelerde Paylaş
11 dakika önce, The_Individualist yazdı:

Biyonik göz oluşturulabilirse nakle falan da gerek kalmaz .. Körlük tamamen tarih olur .. Veya göze rejenere özelliği kazandırılırsa ..

 

Uzak gelecekte her şey mümkün....

Link to post
Sitelerde Paylaş
Şimdi, The_Individualist yazdı:

*yakın gelecek

 

Konuyu dağıtmayalım. Soru nedir?

Göz küresinin tamamının nakli neden mümkün değil?

Biyonik göz ve gözün rejenerasyonu sorunun cevabı değil.

Çok uzun bir gelecekte bile teknolojinin  göz küresinin nakli için yeterli olacağını sanmıyorum.

Nedenini yukarda açıkladım.

 

 

 

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
5 dakika önce, haci yazdı:

 

Konuyu dağıtmayalım. Soru nedir?

Göz küresinin tamamının nakli neden mümkün değil?

Biyonik göz ve gözün rejenerasyonu sorunun cevabı değil.

Çok uzun bir gelecekte bile teknolojinin  göz küresinin nakli için yeterli olacağını sanmıyorum.

Nedenini yukarda açıkladım.

 

 

 

 

 

Haci sen ne doktoruydun ?

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...