Jump to content

Tomurcuklanmış!


Recommended Posts

Just now, investor said:

Sen Arapca biliyorsun, degil mi anibal? Kurani Arapca okuyup anlayabiliyor musun?

 

Eskiden gayet iyiydi arapça ile aram, şu ara biraz unuttum doğal olarak. 

 

Velakin, devir eski devir değil ki, hemen her tefsirin, mealin falan hemen her dilde yazılmış hali var. 

 

BU zavallıların bu iddialarında gerçeklik payı olsaydı, eski tefsirlerde bu farklı şekilde izah edilirdi. 

 

Bu nedenle, yapmaları gereken, doğru terceme olan eski halini bulup ortaya koymak.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 350
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

1 hour ago, Huuu said:

 

Benim Kuran'ın avukatlığını yapma gibi bir derdim yok. Üstelik ben Kuran'ı tamamen saf ve bozulmamış bir metin olarak da görmüyorum. Ben sadece bir örnek verdim. Tevrat hatalı biçimde çevrildiğinde herhalde ibranice bilen birileri vardı. Ama yine de uzun süre hatalı çevrilip hatalı algılandı. Kuran'da da böyle olan pek çok ayet ve ifade var.

 

Şu siteye göz at. Pek çok hatalı mealin doğrusu gösteriliyor: http://kuranadresim.blogspot.com.tr/

 

Ayrıca konumuz burada sadece nebe suresinin ilgili ayeti. Buna itirazın varsa somut olarak göstermelisin.

 

 

Kuranı ne olarak gördüğünü bilmem, fakat pke bir acziyet içinde çırpındığını gayet görebiliyoruz. 

 

Şöyle ki, Bir İbraniceTevrat var. Birileri de çevirip, atıyorum, LatinceTevrat yapıyor. Sen diyorsun ki, çeviri hatası olmuş. Elbette bu bir sayıklama oluyor. Ne yapıyorsun, işte o orijinal ibranice tevrata bakıp, o kelimenin çevirideki anlama gelmediğini gösteriyorsun, olay bitiyor. 

 

Ama sen, amanda çeviri, anlama hatası falan derken, geçmişte, nerde, ne zaman, nasıl bu ayetlerin doğru halde olduğunu gösteremiyorsun. 

 

Yani, zavallı bir şekilde zırvalıyorsun, alakasız, temsil etmeyen örneklerle tezini kanıtlamaya çalışıyorsun.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Bir saat önce, anibal yazdı:

 

Kuranı ne olarak gördüğünü bilmem, fakat pke bir acziyet içinde çırpındığını gayet görebiliyoruz. 

 

Şöyle ki, Bir İbraniceTevrat var. Birileri de çevirip, atıyorum, LatinceTevrat yapıyor. Sen diyorsun ki, çeviri hatası olmuş. Elbette bu bir sayıklama oluyor. Ne yapıyorsun, işte o orijinal ibranice tevrata bakıp, o kelimenin çevirideki anlama gelmediğini gösteriyorsun, olay bitiyor. 

 

Ama sen, amanda çeviri, anlama hatası falan derken, geçmişte, nerde, ne zaman, nasıl bu ayetlerin doğru halde olduğunu gösteremiyorsun. 

 

Yani, zavallı bir şekilde zırvalıyorsun, alakasız, temsil etmeyen örneklerle tezini kanıtlamaya çalışıyorsun.

 

Verdiğin alıntılardaki mealler hep hatalı. Bu da ilk mesajımda açıkça gösterildi.

 

O mealler yorum. Çeviri hatası, yorum hatasının yanında hiç kalır. Yorum hatası daha kötü.

 

Bana soyut itirazlar getireceğine somut olarak çürütsene yazdıklarımı. O ayete gelsene. Hem, arapça da biliyormuşsun, ama unutmuşsun... :)

Link to post
Sitelerde Paylaş
1 hour ago, Huuu said:

 

Verdiğin alıntılardaki mealler hep hatalı. Bu da ilk mesajımda açıkça gösterildi.

 

O mealler yorum. Çeviri hatası, yorum hatasının yanında hiç kalır. Yorum hatası daha kötü.

 

Bana soyut itirazlar getireceğine somut olarak çürütsene yazdıklarımı. O ayete gelsene. Hem, arapça da biliyormuşsun, ama unutmuşsun... :)

 

Burada soyut itiraz denen şeyi yapan, itirazını hiç bir temele dayandıramayan sensin. 

 

Bu ayetleri bende çevirsem, aynısını çevirirdim zaten. Ve anlamadığın, ortada bir çeviri falan da yok, arapçası, aynen bu ve söylendiği günden beri de böyle anlaşılıp geldi bu ayetler. Gayet açık, kuranın dediği gibi: Hem safi arapça, hem de apaçık bir kitap. 

 

Koskoca diyanet işleri, bu ayeti böyle çeviriyor, sen ise, yok yok çeviri hatası diyorsan, afedersin ama, bu ancak götünden uydurmak olur. 

 

Sana yazılmış ilk tefsirden ki, arapça bir tefsir, onda dahi bu mevzu böyle açıklanıyorken, sadece kıçından uydururarak sallıyor olursun, soyut olmanında ötesinde. 

 

Bu görüşe itiraz eden, daha doğrusu farklı bir yorum getiren tek bir tefsir vardır. O da, der ki, "Tomurcuk memeli, yaşı genç cariye demektir" şeklinde izah eder. Bil bakalım, kimdir bu müfessir?

 

Bunu dahi bilmeyecek kadar Arapça ve tefsir ilmine vakıf değilsen, sadece sallıyor ve zırvalıyor olacaksın elbette.

Link to post
Sitelerde Paylaş
15 dakika önce, anibal yazdı:

 

Burada soyut itiraz denen şeyi yapan, itirazını hiç bir temele dayandıramayan sensin. 

 

Bu ayetleri bende çevirsem, aynısını çevirirdim zaten. Ve anlamadığın, ortada bir çeviri falan da yok, arapçası, aynen bu ve söylendiği günden beri de böyle anlaşılıp geldi bu ayetler. Gayet açık, kuranın dediği gibi: Hem safi arapça, hem de apaçık bir kitap. 

 

Koskoca diyanet işleri, bu ayeti böyle çeviriyor, sen ise, yok yok çeviri hatası diyorsan, afedersin ama, bu ancak götünden uydurmak olur. 

 

Sana yazılmış ilk tefsirden ki, arapça bir tefsir, onda dahi bu mevzu böyle açıklanıyorken, sadece kıçından uydururarak sallıyor olursun, soyut olmanında ötesinde. 

 

Bu görüşe itiraz eden, daha doğrusu farklı bir yorum getiren tek bir tefsir vardır. O da, der ki, "Tomurcuk memeli, yaşı genç cariye demektir" şeklinde izah eder. Bil bakalım, kimdir bu müfessir?

 

Bunu dahi bilmeyecek kadar Arapça ve tefsir ilmine vakıf değilsen, sadece sallıyor ve zırvalıyor olacaksın elbette.

 

Pekala o zaman söyle bakalım şu ayetin neresinde göğsü tomurcuklu kız geciyor:

 

"Ve kevâıbe etrâbâ(etrâben)."

 

1. ve kevâıbe : ve genç, göz alıcı, şahane endamlı
2. etrâben : aynı yaşta, yaşıt
tarihinde Huuu tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
Just now, Huuu said:

 

Pekala o zaman şöyle bakalım şu ayetin neresinde göğsü tomurcuklu kız geciyor:

 

"Ve kevâıbe etrâbâ(etrâben)."

 

1. ve kevâıbe : ve genç, göz alıcı, şahane endamlı
2. etrâben : aynı yaşta, yaşıt

 

 

etraben yaşıt değil ki? Bunu nerden salladın? Memeleri çıkmaya başlamış ve artık büyümüş olduğu düşünülen kız demek, yani yaşı yerine gelmiş kız demek etraben.

 

Yaşıt, "شخص معاصر" yani türkçe okusak, "şakh measir" gibi bir okunuşu olur.

 

Ha, bu arada, etraben değilde, "etraba" ('a' alar şapkalı a) okunuşu zaten ayetin. Sonundaki nun aslen okunmaz, ama tecvid gereği, etraban gibi okunabilir. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
9 dakika önce, anibal yazdı:

 

 

etraben yaşıt değil ki? Bunu nerden salladın? Memeleri çıkmaya başlamış ve artık büyümüş olduğu düşünülen kız demek, yani yaşı yerine gelmiş kız demek etraben.

 

Yaşıt, "شخص معاصر" yani türkçe okusak, "şakh measir" gibi bir okunuşu olur.

 

Ha, bu arada, etraben değilde, "etraba" ('a' alar şapkalı a) okunuşu zaten ayetin. Sonundaki nun aslen okunmaz, ama tecvid gereği, etraban gibi okunabilir. 

 

Ben bunu kuranmeali.org sitesinden aldım. Onların çevirisi ve orada bütün mealler var. Dilediğin ayeti seçip orada meallerini görebiliyorsun.

tarihinde Huuu tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
Just now, Huuu said:

 

Ben bunu kuranmeali.org sitesinden aldım. Onların çevirisi ve orada bütün mealler var. Dilediğin ayeti seçip orada mahallerini görebiliyorsun.

 

 

Bak bakalım orada nasıl meal olmuş? O kadar adam salak mı, hiç mi arapça bilmiyor? 

 

Cümlenin gelişi zaten öyle, "harika, şuh, alımlı yaşıt..". Ne şimdi demezler mi adama, bari bunu düşün. Hoş, Endülüste, portakalı keşfeden araplar, portakalın ham hali olduğunu sandıkları turunç içinde "etraba" demişlerdi. 

 

Yani, sence koskoca diyanetin bunu bilmeyecek kadar angut ve bir sözlük sahibi olmadığını mı düşünüyorsun? Ya da oradaki bilmem kaç kişinin? Ya da doğma büyüme arap olup tefsir yazanların da mı bu kelimeyi bilmediklerini iddia ediyorsun?

 

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
1 dakika önce, anibal yazdı:

 

 

Bak bakalım orada nasıl meal olmuş? O kadar adam salak mı, hiç mi arapça bilmiyor? 

 

Cümlenin gelişi zaten öyle, "harika, şuh, alımlı yaşıt..". Ne şimdi demezler mi adama, bari bunu düşün. Hoş, Endülüste, portakalı keşfeden araplar, portakalın ham hali olduğunu sandıkları turunç içinde "etraba" demişlerdi. 

 

Yani, sence koskoca diyanetin bunu bilmeyecek kadar angut ve bir sözlük sahibi olmadığını mı düşünüyorsun? Ya da oradaki bilmem kaç kişinin? Ya da doğma büyüme arap olup tefsir yazanların da mı bu kelimeyi bilmediklerini iddia ediyorsun?

 

 

 

 

Verdiğim sitedeki çeviri yanlış diyor musun hâlâ?

Link to post
Sitelerde Paylaş
6 minutes ago, Huuu said:

 

Verdiğim sitedeki çeviri yanlış diyor musun hâlâ?

 

Yanlış tabi, yaşıt demek değil "etraba", "etrabe", "etraben" vs...

 

Diyoruz sana, 1400 senedir tefsir yazılıyor dünyada, hiç birinde bu başka türlü yazılmış değil. Hepsi, apaçık yazmış, izah etmiş, tomurcuk memeliler diyerek. 

 

Ucuz bir ayak oyunu ile, güya müsloşları ve kendinizi kandıracaksınız. Mesela, Penis -> sokulan şey -> Sokulmak.. Böyle bir abes çeviri o "yaşıt". Neyin yaşıtı? Diyoruz işte, arabın taaa o zamandan beri, kadın konusunda yatırıp becerme ölçüsü memelerinin tomurcuklanmış olması. Bu da adamlarda böyle bir tek kelime halinde gidiyor elbette. Hoş bu tek kelime değil aslen, ulanmış bir kelime... Tomurcuk memeli -> Yaşı tutan -> Yaşıt gibi bir ayak oyunu yapıp, savuşturmaya çıkmış zavallılar... 

tarihinde anibal tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
1 hour ago, Huuu said:

Verdiğin alıntılardaki mealler hep hatalı. Bu da ilk mesajımda açıkça gösterildi.

O mealler yorum. Çeviri hatası, yorum hatasının yanında hiç kalır. Yorum hatası daha kötü.

Bana soyut itirazlar getireceğine somut olarak çürütsene yazdıklarımı. O ayete gelsene. Hem, arapça da biliyormuşsun, ama unutmuşsun... :)

 

Açıkça gösterilen(!) neymiş çok merak ettim? :)

 

Önceki ayetin bağlamının üzüm bağ falan olması mı? Bu, sonraki ayet için bir zorunluluk mu teşkil ediyor? Süper açıkmış(!)

Önceki ayet bağ, sonrakisi ise "içindekiler" ve ötesi mesela? Böyle oldu mu.. oldu tabi neden olmasın? Neden "olmasın"..?!

Bunun diğer türlü yorumlanmasına engel bir zorunluluk göstersene..En kabadayası her ikisi de yorum. Biri 1400 senelik dayanağa sahip yalnız :)

Yüzyıllar geçmiş bunu (önceki ayet bağlamı) bi arap hatta alimi dahi düşünememiş, bunu bi senin hoca görmüş! İlmine teşekkür edecek kadar hem de..

Post modern yorumların şahı Yaşar Nuri Hoca bile görememiş bunu..

 

1400 sene sonra yaptığınız bir "yorumu" açıklık olarak yedirme telaşı bu.

 

Tarih, araplar ve alimleri sizi yalanlıyor. Açık ve de seçik yalanlıyor.

Hayır, böylesine açık olduğunu buyurduğunuz şeyin, 1400 senedir nasıl olup da yanlış anlaşıldığını izah edemiyorsunuz!! İş oraya gelince tırt.
Daha hala aman da yanlış anlaşılmış..

Böyle bir gerekçeyi insanların yemesi için hakikaten mal olması lazım. 1400 seneye göz kapamak gerekiyor, boru mu bu?

Meselenin öbür tarafını izah etmeden bu bok temizlenmez. Bunu kafaya kazıyın.

 

31- Kazanç ödül kurtuluş..

32- bahçe bağ üzüm..

33- ..içinde de(ya da öndan öte) tomurcuk eşler

 

Oldu mu, oldu. Neden olmasın ki? Genel bağlam ödül. Bağdan bahçeden üzümden "başlayıp", tomurcuk hurilerden "devam ediyor."

Kimse "hayır edemez" diyemez.

 

Hayır kitapta ilk değil ki bu; bakire el değmemiş, cinlerin falan bile dokunmadığı ceylan gözlü kızların servis edildiği..(Rahman 56, tahrim 5, vakıa 22)

O yüzden şaşırmaya gerek yok. Kuran hatun eş bakire vb. vadediyor mu ediyor. Sıradan işler bunlar kuran için..

 

Bu ayet ve bu konu forumda dahi defalarca kere tartışılmış. Daha hala mal bulmuş mağribi gibi yeniden getiriliyor.

Ben müslüman değilim deyip de akabinde yana yana ayetlerini savunman ise ayrıca manidar..
 

 

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
1 hour ago, Huuu said:

 

Pekala o zaman söyle bakalım şu ayetin neresinde göğsü tomurcuklu kız geciyor:

 

"Ve kevâıbe etrâbâ(etrâben)."

 

1. ve kevâıbe : ve genç, göz alıcı, şahane endamlı
2. etrâben : aynı yaşta, yaşıt

https://sorularlaislamiyet.com/nebe-suresi-33de-gogusleri-tomurcuklanmis-yasit-kizlari-bazilari-kabul-etmiyorlar-ve-kevaib-0

 

Al bak başka biri nasıl açıklamış bunu..(hani özrü kabahatinden beter)Verdiğim site de verdiğimi site.

Verdiğim site savunusu :)

Verilecek sitenin sonu var mı..?

 

Senin cevap vermen gereken soru ise, bunun 1400 senedir NASIL ve de NEDEN öteki türlü anşlaşıldığı?????

Bunu güzelce sıvamadan bir adım öteye geçme bence. Kimse yemez.

 

Yahu Muhammed Esed bile hatun görmüş orada, işe bak sen!

Bunlar hala hatun kız tomurcuk nerede buyuruyor..

 

Ha illa soracaksan;

Bize değil, 1400 sene zarfındaki ~1400 tefsirciye soracan onu.

tarihinde teflon tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
6 dakika önce, teflon yazdı:

https://sorularlaislamiyet.com/nebe-suresi-33de-gogusleri-tomurcuklanmis-yasit-kizlari-bazilari-kabul-etmiyorlar-ve-kevaib-0

 

Al bak başka biri nasıl açıklamış bunu..(hani özrü kabahatinden beter)Verdiğim site de verdiğimi site.

Verdiğim site savunusu :)

Verilecek sitenin sonu var mı..?

 

Senin cevap vermen geren soru ise, bunun 1400 senedir NASIL ve de NEDEN öteki türlü anşlaşıldığı?????

Bunu güzelce sıvamadan bir adım öteye geçme bence. Kimse yemez.

 

Yahu Muhammed Esed bile hatun görmüş orada, işe bak sen!

Bunlar hala hatun kız tomurcuk nerede buyuruyor..

 

Ha illa soracaksan;

Bize değil, 1400 sene zarfındaki ~1400 tefsirciye soracan onu.

 

 

24 dakika önce, anibal yazdı:

 

Yanlış tabi, yaşıt demek değil "etraba", "etrabe", "etraben" vs...

 

Diyoruz sana, 1400 senedir tefsir yazılıyor dünyada, hiç birinde bu başka türlü yazılmış değil. Hepsi, apaçık yazmış, izah etmiş, tomurcuk memeliler diyerek. 

 

Ucuz bir ayak oyunu ile, güya müsloşları ve kendinizi kandıracaksınız. Mesela, Penis -> sokulan şey -> Sokulmak.. Böyle bir abes çeviri o "yaşıt". Neyin yaşıtı? Diyoruz işte, arabın taaa o zamandan beri, kadın konusunda yatırıp becerme ölçüsü memelerinin tomurcuklanmış olması. Bu da adamlarda böyle bir tek kelime halinde gidiyor elbette. Hoş bu tek kelime değil aslen, ulanmış bir kelime... Tomurcuk memeli -> Yaşı tutan -> Yaşıt gibi bir ayak oyunu yapıp, savuşturmaya çıkmış zavallılar... 

 

Yarın daha esaslı cevap vermeye çalışacağım, ama şimdilik ilk mesajda verdiğim şu alıntıyı tekrar incelemenize sunayım. Not: Bu sitenin sahibi ateisttir. Ama yorumları düzgündür. 

 

33-Dolgun, gözkamaştırıcı ve cennet ahalisinin kalitesine denk (ağzına layık)
(Bu ayet de Kur'an'ın en çok eziyet edilen ayetlerinden birisidir. Bağlamının 32. ayetteki "bahçeler ve üzüm bağları" olmasına rağmen, o bağlamdan tamamen koparılıp "göğüsleri yeni tomurcuklanmış genç kızlar" gibi saçma sapan bir bağlama oturtularak yıllarca ayete adeta işkence edilmiştir. Ayet aslında basit ve sadece üç kelimedir; (latin harfleri ile yazılışıyla) "ve kavâibe etraben" (ve) kevaibe = dolgun, gözkamaştırıcı (Türkçe tam karşlığı "dört dörtlük". Kabe de bu kökten gelir. "Kübik / her tarafı eş" demektir) etraben = yaşıt, denk (gibi) Ayetin hiç bir yerinde "kadın, kız, dişi vs geçmez. Önceki ayette geçmediği gibi, sonraki ayette de geçmemektedir. Sadece cennet tasvirine yönelik edebi bir tavrı vardır. Kadın - erkek farketmeksizin aralarından hiçbirine zerre haksızlık yapılmadan cennete alınacağını açık bir biçimde yazan Nisa 4/124'e rağmen sanki cennette sadece erkeklere hizmet verilecekmiş ve ilahi bir metnin bu uslubu kullanması mümkünmüş gibi, Arap dil ve edebiyatı bir kenara bırakılıp Kur'an'a yıllarca haksızlık yapılmıştır, yapılmaya da devam edilmektedir. "Zevc" ve "Hur" kelimelerinin başına gelenlerin bin beteri bu ayetin başına gelmiştir.)

Link to post
Sitelerde Paylaş
41 minutes ago, Huuu said:

 

 

 

Yarın daha esaslı cevap vermeye çalışacağım, ama şimdilik ilk mesajda verdiğim şu alıntıyı tekrar incelemenize sunayım. Not: Bu sitenin sahibi ateisttir. Ama yorumları düzgündür. 

 

33-Dolgun, gözkamaştırıcı ve cennet ahalisinin kalitesine denk (ağzına layık)
(Bu ayet de Kur'an'ın en çok eziyet edilen ayetlerinden birisidir. Bağlamının 32. ayetteki "bahçeler ve üzüm bağları" olmasına rağmen, o bağlamdan tamamen koparılıp "göğüsleri yeni tomurcuklanmış genç kızlar" gibi saçma sapan bir bağlama oturtularak yıllarca ayete adeta işkence edilmiştir. Ayet aslında basit ve sadece üç kelimedir; (latin harfleri ile yazılışıyla) "ve kavâibe etraben" (ve) kevaibe = dolgun, gözkamaştırıcı (Türkçe tam karşlığı "dört dörtlük". Kabe de bu kökten gelir. "Kübik / her tarafı eş" demektir) etraben = yaşıt, denk (gibi) Ayetin hiç bir yerinde "kadın, kız, dişi vs geçmez. Önceki ayette geçmediği gibi, sonraki ayette de geçmemektedir. Sadece cennet tasvirine yönelik edebi bir tavrı vardır. Kadın - erkek farketmeksizin aralarından hiçbirine zerre haksızlık yapılmadan cennete alınacağını açık bir biçimde yazan Nisa 4/124'e rağmen sanki cennette sadece erkeklere hizmet verilecekmiş ve ilahi bir metnin bu uslubu kullanması mümkünmüş gibi, Arap dil ve edebiyatı bir kenara bırakılıp Kur'an'a yıllarca haksızlık yapılmıştır, yapılmaya da devam edilmektedir. "Zevc" ve "Hur" kelimelerinin başına gelenlerin bin beteri bu ayetin başına gelmiştir.)

 

Sitenin sahibi falan beni de kimseyi de bağlamaz... 1400 seneden beri, milyonlarca arap, binlerce islam alimi, yüzlerce müfessir falan hepsi yanlış okumuş, anlamışta, bir bu angut mu doğru anlamış?

 

Ve söylüyoruz, arapça bilen herhangi biri için, orada tomurcuk memeli yazdığına dair hiç bir tereddüt yok. Çünkü öyle yazıyor, ne yapalım yani. 

Link to post
Sitelerde Paylaş

La hayır tomurcuk memeli yazsa ne olacak iki saattir neyin tartışmasını yapıyonuz onu anlamadım.Tomurcuk memeli ise tomurcuk memeli gençse genç ayet açık ve seçik hayır tomurcuk memeyi mi beğenmediniz dolgun göğüslü mü istiyorsunuz nedir anlamadım ki ?

Link to post
Sitelerde Paylaş
12 saat önce, anibal yazdı:

 

Sitenin sahibi falan beni de kimseyi de bağlamaz... 1400 seneden beri, milyonlarca arap, binlerce islam alimi, yüzlerce müfessir falan hepsi yanlış okumuş, anlamışta, bir bu angut mu doğru anlamış?

 

Ve söylüyoruz, arapça bilen herhangi biri için, orada tomurcuk memeli yazdığına dair hiç bir tereddüt yok. Çünkü öyle yazıyor, ne yapalım yani. 

 

Hay kafana angutlar şans işaretleri bıraksın e mi!.. "Angut sensin" diyeceğim, angutlara hakaret olacak. binlerce müfessirin hepsi yanlış mı okumuşmuş... Evet, yanlış okumuş. Ayrıca hepsi öyle anlamıyor zaten. kuranmeali.org sitesinde de hepsi öyle yazmamış. Bir kısmı daha farklı yazmış. 

 

Cennete kadın-erkek her cins gireceğine ve  kadınlara da göğsü tomurcuklu kızlar verilemeyeceğine göre, bir kere sırf buradan bile anlaşılır ayetin o anlama gelmediği.

 

Yahu insan bir görüşün aksini iddia ediyorsa doğrusunu yazar. Sen de madem arapça da biliyorsun, o zaman yaz doğrusunu. Ama sen daha doğrusunu bilmiyorsun ki. Doğrusu yukarıda yazdığım gibi. Yani:

Ve kevâıbe etrâbâ(etrâben).

  1. ve kevâıbe : ve genç, göz alıcı, şahane endamlı
2. etrâben

: aynı yaşta, yaşıt

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
8 minutes ago, Huuu said:

 

Hay kafana angutlar şans işaretleri bıraksın e mi!.. "Angut sensin" diyeceğim, angutlara hakaret olacak. binlerce müfessirin hepsi yanlış mı okumuşmuş... Evet, yanlış okumuş. Ayrıca hepsi öyle anlamıyor zaten. kuranmeali.org sitesinde de hepsi öyle yazmamış. Bir kısmı daha farklı yazmış. 

 

Cennete kadın-erkek her cins gireceğine ve  kadınlara da göğsü tomurcuklu kızlar verilemeyeceğine göre, bir kere sırf buradan bile anlaşılır ayetin o anlama gelmediği.

 

Yahu insan bir görüşün aksini iddia ediyorsa doğrusunu yazar. Sen de madem arapça da biliyorsun, o zaman yaz doğrusunu. Ama sen daha doğrusunu bilmiyorsun ki. Doğrusu yukarıda yazdığım gibi. Yani:

Ve kevâıbe etrâbâ(etrâben).

  1. ve kevâıbe : ve genç, göz alıcı, şahane endamlı
2. etrâben

: aynı yaşta, yaşıt

 

 

 

 

Nasıl bir angutsun ki sen? Diyoruz işte, binlerce insan doğrusunu yazmış, ben de dahil...

 

"ve kevaibe etraben" demek "harika tomurcuk memeliler" demek.. Kaç defa yazacağız daha?

 

Bahaneye bak, neymiş efendim, kadınlara da tomurcuk memeli mi verilecekmiş? Valla kuran öyle diyor, demek verilecekmiş. Bundan ancak kuranın kadınları kaale almadığı çıkarırsın, kullanılan kelimenin tomurcuk memeli olmadığını değil.

 

O farklı sandığın bir kısımına bak bakalım, ne zaman yazmış? Diyrouz sana, 1400 senedir, yazanlar neden hep tomurcuk memeli diye yazmı, gerek arapça, gerek başka dilde. Adamın içine sinmemiş, allahın lafını değiştirmek için kıvırmış işte, hepsi bu. Ayet açık ve net, harika tomurcuk memeliler... Gayet açık, apaçık ve net.

Link to post
Sitelerde Paylaş
8 dakika önce, anibal yazdı:

 

 

Nasıl bir angutsun ki sen? Diyoruz işte, binlerce insan doğrusunu yazmış, ben de dahil...

 

"ve kevaibe etraben" demek "harika tomurcuk memeliler" demek.. Kaç defa yazacağız daha?

 

Peki o halde "harika", "tomurcuk" ve "memeliler" kelimelerini gösterir misin? 

Link to post
Sitelerde Paylaş
11 minutes ago, Huuu said:

 

Peki o halde "harika", "tomurcuk" ve "memeliler" kelimelerini gösterir misin? 

 

ve kevaibe -> harika, çekici, göz alıcı...

etrabe(n) -> tomurcuk memeli(ler)

 

Sen her dildeki her şeyin, öbür dilde de tek kelimeyle karşılığı olduğunu mu sanıyorsun? 

tarihinde anibal tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
9 dakika önce, anibal yazdı:

 

ve kevaibe -> harika, çekici, göz alıcı...

etrabe(n) -> tomurcuk memeli(ler)

 

Sen her dildeki her şeyin, öbür dilde de tek kelimeyle karşılığı olduğunu mu sanıyorsun? 

 

Hayır, öyle sanmıyorum tabii ki. Ama etraben kelimesinin tomurcuk memeliler demek olduğuna inanmamızı mı bekliyorsun? Yani arapçada "tomurcuk memeliler" diye bir kelime mi var?!

 

Meallerde de kimisi "tomurcuk memeli" demiş, kimisi "tunç gibi memeli" demiş, kimisi "göğüsleri kabarmış" demiş... Tabii memeyi, göğsü, tunçu, tomurcuğu karıştırmadan daha doğru düzgün meal yazanlar da var.

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...