Jump to content

Türkiyenin gidişatı, beni çok korkutuyor..


Recommended Posts

Zaten hükümet yaptıklarıyla anayasal ilkelerimizi,hukuku,bir ülkeyi güzel yapan şeyleri vb.hepsini katletti(başta eğitim olmak üzere),ülkemizi fiili olarak diktatöryel bir İslam devletine dönüştürdü,benim en çok korktuğum ülkeyi radikal İslamcı bir yere dönüştürecekler mi,şeriat hukukunu getirip,ki gidiş bunu gösteriyor açıkça,öyle olursa işledikleri cinayet(ülkeyi getirdikleri hal) tamamlanmış olacak,yani cesedi ortadan kaldırmış olacaklar ,acı gerçekler bunlar maalesef

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 128
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

On 10/10/2017 at 16:12, democrossian said:

 

"Sohbete bekleriz mübarek" mi! :lol:

 

Yok ama ne olursa olsun bir iyi niyet, "endişe etme ABD başarılı olamayacak" tesellisi, iyi niyeti sezdim de ondan. Sezgilerime biraz güvenirim. Konuştuğum bir insanın gözünün kenarında zor fark edilecek bir kırışık oluşur, gözbebeklerinde hafif bir büyüyüp küçülme olur, dudağının kenarı belli belirsiz kıvrılır, hemen şıp diye anlarım aklından ne geçtiğini. Çok güvenmemek lazım tabii. Bu tür şeyler riskli biçimde sübjektiftir.

 

Yani, her ne kadar BOP, CIA tarihinin en başarılı yürüttüğü operasyon olsa da ABD nin başarısızlıkları da yok değil. Bilmiyorum bunlar gerçekte başarısızlık mı ama Ekim Devrimi'nde ABD'nin Rusya'ya asker çıkardığı bile olmuş, okuyunca yok yahu bu uydurma, olamaz dedim ama doğru olduğunu öğrenince afalladım. Çok şaşırdım, böyle bir aptallığı nasıl yapar ABD yahu? İnanılır gibi değil. Mutlaka vardır bunda bir bit yeniği, dostlar alışverişte görsün filandır. ABD nin böyle bir aptallık yapması olanaksız. Başarısız dedikleri operasyonların başarısız olduğuna inanmıyorum. Ya dediğim gibi dostlar alışverişte görsün babındandır, ya oyalama babındandır, ya göz boyama filandır. Hiç bir şey değilse bir hareketlilik olsun, asker kıçını kaldırsın, tatbikat niyetinedir. Bunlar son derece malın gözüler, bu kesin. Halk öyle değil ama elit, entelijansiya öyle.

 

ABD ile Avrupa arasında böyle bir fark var. ABD sipsivri bir piramit yapısında. Avrupa öyle değil, değerler, yani kültür, bilgi, halka daha yayılmış durumda.  

 

ABD Size gösterilen bir korkuluk. Asıl düşmanı ve içerdeki ihaneti örtmek için uydurulan bir korkuluk. ABD Nin düşmanınız olmadığından emin olabilirsiniz ve emin olmanız gereken diğer şey de, ABD ile düşman olmak istemeyeceğinizdir, en azından Rusya kadar falan güçlü olmadıkça...

 

ABD'Nin düşman gördüğü iki ülke vardı. Biri afganistan, diğeri ırak. Sanırım ne demek istediğime kafanız dank eder.

 

Ha, Kuzey Kore derseniz, henüz ABD onu düşman olarak görüp görmeyeceğinde kararsız. Tavrı değil de, hani buna düşman olmaya değer mi, eti budu ne ki bunun babında. 

 

tarihinde anibal tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
23 saat önce, anibal yazdı:

 

ABD Size gösterilen bir korkuluk. Asıl düşmanı ve içerdeki ihaneti örtmek için uydurulan bir korkuluk. ABD Nin düşmanınız olmadığından emin olabilirsiniz ve emin olmanız gereken diğer şey de, ABD ile düşman olmak istemeyeceğinizdir, en azından Rusya kadar falan güçlü olmadıkça...

 

ABD'Nin düşman gördüğü iki ülke vardı. Biri afganistan, diğeri ırak. Sanırım ne demek istediğime kafanız dank eder.

 

Ha, Kuzey Kore derseniz, henüz ABD onu düşman olarak görüp görmeyeceğinde kararsız. Tavrı değil de, hani buna düşman olmaya değer mi, eti budu ne ki bunun babında. 

 

 

/ Rusya'nın bu kadar büyütülüp "Korkmayın, yanımızda Rusya var" denmesi sahte bilgi kaynağı propagandadır.

 

Rusya'nın ciddi bir askeri gücü var. Belki dünyanın ikinci ordusu sayılır. Ama daha uçak gemileri bile yok (1 tane var o da Sovyetler zamanından) Yeni tankları / Uçakları filan var. Ama ben bunların Batı'nın elindeki silahlarla aynı düzeyde olduğunu sanmıyorum.

 

- Putin'in de sorunu, tıpkı tayyip gibi. Gövde gösterisidir. Onun için "Kırım benim, Suriye de benim, K.Kore benim arkadaşım" filan diye gezip duruyor.

En büyük Müttefiki Çin'dir. Fakat artık Çin'de de, Tıpkı Japonya'da olduğu gibi, büyümenin yavaşladığından söz ediliyor. Rejim orada da (belli etmese de) sallanmaktadır.

 

Gerçek şudur: Çapulcu devletin yanaşacağı ülkeler bu iki ülkedir. Çünkü mecburen ABD ve Avrupa'dan uzaklaşmaktadır. Tek alternatif Rusya olduğu için Rusya'ya yanaşıp, medyada "Rusya çok güçlü" haberleri filan çıkartıyorlar.

 

/Rusya'nın sorunu da aslında Putin'dir. Genç kuşaklar komünizme dönmeyi değil, ülkenin demokrasiye yönelmesini istiyorlar. Onun için muhalefet liderleri filan hapistedir.

 

Yani soğuk savaş döneminde Rusya'ya yanaşılmasını anlarım. Şu anda bunu yapan adam, o adamın ne olduğu bellidir. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
40 minutes ago, Donatello23 said:

 

/ Rusya'nın bu kadar büyütülüp "Korkmayın, yanımızda Rusya var" denmesi sahte bilgi kaynağı propagandadır.

 

Rusya'nın ciddi bir askeri gücü var. Belki dünyanın ikinci ordusu sayılır. Ama daha uçak gemileri bile yok (1 tane var o da Sovyetler zamanından) Yeni tankları / Uçakları filan var. Ama ben bunların Batı'nın elindeki silahlarla aynı düzeyde olduğunu sanmıyorum.

 

- Putin'in de sorunu, tıpkı tayyip gibi. Gövde gösterisidir. Onun için "Kırım benim, Suriye de benim, K.Kore benim arkadaşım" filan diye gezip duruyor.

En büyük Müttefiki Çin'dir. Fakat artık Çin'de de, Tıpkı Japonya'da olduğu gibi, büyümenin yavaşladığından söz ediliyor. Rejim orada da (belli etmese de) sallanmaktadır.

 

Gerçek şudur: Çapulcu devletin yanaşacağı ülkeler bu iki ülkedir. Çünkü mecburen ABD ve Avrupa'dan uzaklaşmaktadır. Tek alternatif Rusya olduğu için Rusya'ya yanaşıp, medyada "Rusya çok güçlü" haberleri filan çıkartıyorlar.

 

/Rusya'nın sorunu da aslında Putin'dir. Genç kuşaklar komünizme dönmeyi değil, ülkenin demokrasiye yönelmesini istiyorlar. Onun için muhalefet liderleri filan hapistedir.

 

Yani soğuk savaş döneminde Rusya'ya yanaşılmasını anlarım. Şu anda bunu yapan adam, o adamın ne olduğu bellidir. 

 

Rusya, Şubat devriminde kapitalizme kaymayı düşünürken, bir sürü beceriksiz hareketin neticesinde, askerleri ve işçileri yok saymanın bedelini ödedi ve ekim devrimine uğradı. 

 

Burada dikkat çekilmesi gereken husus, Rusya'da o dönem dahi, iktidarı devirebilecek kadar güçlü bir işçi kitlesinin varlığıdır. Bu kitle elbette oturmuyor, bir endüstride çalışıyordu. Gerek Şubat devrimi, gerek ekim devrimi, Gerek Lenin gerek Troçki kanadı Almanya ile olan savaşın anlamsız olduğunu düşünüyordu. Açlık problemini durdurmak için, köylülere toprak dağıtılması yeterliydi (güya). Askerlerin çoğu da, toprak kapmak için askerliği bırakıp köyüne döndü. Ama Ekim devriminin ertesi günü rusya hala son derece büyük ve güçlü bir ordusu olduğunu gördü. Mutlak zaferin neticesi, bir tür zafer sarhoşluğuydu ve hedeflerini tüm dünya işçilerinin birleştiği bir ütopya olarak koydular. 

 

Bu mantalite, pek anlaşılmaz, pek bilinmez. Devrimler her zaman ekmekle başlar. Şubat devrimi de böyle başladı, tıpkı yasemin devrimi gibi. Ama devrim olunca, sihirli değnek olacak değil, o ekmek yokluğuna hemen derman olsun. Bunun da getirdiği baskı ile, Rusya hedefin koyduğu, tüm dünyayı kapsayan işçi birliği ve onun iktidarı ideoljisini yaymaya girişti. İkinci Dünya savaşı ve sonrasında da bu amaca doğru yürüdü.

 

Tabi bu, Kapitalist, Burjuva falan iktidarlar için kabul edilemezdi. Ama en çok ABD için kabul edilemezdi, çünkü onları bu dış ideolojik işgale karşı koruyacak ne din, ne millet (ki o devir milliyetçiliğin alıp başını gittiği devirdir) ne başka bir şey vardı.

 

İşte bu süreçte, Rusya komünizm ihracı için elinden geleni yaptı. Türkiye gibi ülkelerde işçi hareketlerini örgütledi. ABD'de buna karşılık doğrudan hükümetler ile çalışarak Rus yayılmacılığına, Rusya'nın etrafına bir tür sur örerek önlem aldı.

 

İşte bu dönemde, Amerika'dan çok amerikancılar türedi. Sonradan ülkücü falandenecek olan akıncı hareketinin lideri, Necip Fazıl mesela:

 

Quote

 

"amerikan politikasını korumakla mükellefiz... amerikan siyasetini tutmak biricik yol... amerika'dan nazlı bir sevgili muamelesi görmek biricik dikkatimiz olmalı. yoksa bir amerikan bahriyelisinin iki yana açık bacakları arasında mütalaa ettiği kadından ileri geçemeyiz. dış siyasetimizde amerikan siyaseti ve iç bünyemizde amerikanizm politikasını kendimize tecezzi etmez (birbirinden ayrılmaz) bir siyaset vahidine (tekliğine) göre ayarlamakta büyük ve her işe hâkim bir mânâ gizlidir."


 

 

Devamında Türkiye'deki Milliyetçi Hareketin en büyük derdi, yok etmeyi görev saydıkları ve bu noktada faşizmin dibine vurdukları ve de resmen kollandıkları mevzu "Komanistlerle Mücadele" oldu. Merak eden, Türkeş'in konuşmalarını dinleyebilir, her cümlesinde "Komanizm, komaniztler...." derdi. 

 

İşte bu dönem, zaten olmayan işçileri toplamaya çıkan, güya örgütlemeye soyunan uçuk kaçık komunistler, başarısızlıklarının sebebini ABD'ye yüklediler. Bunu da sadece bizimkiler değil, aynı masal peşinde koşan diğer ülkelerdeki kaçıklarda aynı teraneyi okudular ve bir şekilde bu ABD balonunu var ettiler. 

 

ABD ise ilginç bişey yaptı, komünizme karşı set çekmek için, Rusyanın etrafındaki ülkeleri elinden tutup kaldırdı. Marshall Planı, savaşta yok olanları yerine koymaya yaradı. NATO ile, bu ülkelerin savunmasını resmen üslendi, savunma harcamalarını ve birbirlerini yemelerini önemli ölçüde önledi. Elbette bunu hayrına yapmadı, onları yayılmacı Rus işgaline karşı set olarak kullandı. O ülkelerdeki rus yalakaları da, dayağı yedikçe, amanda ABD emperyalizmi diye ABD'ye sardı durdu. 

 

Neden böyle oldu? Şubat devrimi neden oldu: Ekmek bulamayan işçiler.... Diyoruz ya, sihirli değnek yok, devrim yaptınız diye gökten ekmek yağacak değil. Rusya hiç bir zaman, o kadar büyük bir ekomonik güç olamadı, yayılmayı düşündüğü yerlere, oralardaki örgütlere yeterli ekonomik desteği veremedi. ABD'Nin yaptığı gibi, el attığı ülkeleri kalkındıramadı. Şu pek bilinmez, ABD'de teknoloji var falan tamam, ama o teknolojinin var olmasını sağlayan muazzam bir bolluk var aslında. Bugün ABD Dünyayı tek başına doyurabilecek tarım imkanlarına sahip tek ülke. ABD'ni hemen her tür ana damar gıda, maden vs. üretiminde dünya lideri olduğu, sanayi ve teknolojisinin varlık sebebinin, yığınla hammedeyi kendisi ürettiği için, işleyecek sanayiye ihtiyacı olduğudur. Yani, mesela elde bir sürü pamuk olunca, elbette dokumaya işçi yetmez, yetmeyince önce kadınlar çalışmaya başlar, fert başına üretim ikiye katlanır. Gene işgücü yetmez, tonla icat, makine, tezgah falan üretilir. Zira, hammadde bol, işleyince kazanmak garantidir. 

 

Ve düşünün, gerçekte, en çok işçi olan ülke, ABD'dir. Dünya çapında bir işçi ayaklanması olursa, elbette en ağır darbe ABD'ye inecektir. Ve bugün, ABD'de hiç bir işçi, halinden şikayetçi değildir dahası. 

 

Ha, ABD sütten çıkmış ak kaşık mıdır? Elbette değil, ama kim öyle ki, Osmanlı mı, Türkler mi, Almanlar mı, Fransızlar mı, İngilizler mi, Hintliler mi, Japonlar mı? Hepsi aynı şeyin laciverti bunların. Gidin bakın, hiç birinin, gücü bir şekilde elde eden ülkelerden hiç birinin bu hususta diğerlerinden geri kalmadığını görürsünüz. 

 

Bir şekilde abes olan ise, gerek bu süreçte, gerekse günümüzde, ABD'nin elindeki güce bakılınca, diğerlerine göre çok çok daha az yayılmacılık gösterdiğidir. Bunun temel sebebi, ABD'Nin Emperyalizm emellerine doğasında sahip olmayışıdır. Mesela, ABD "Aha SR Suriye, IR Irak, TR Türkiye,  bunlar 64+ eyaletlerimiz uleyyynnn" diye plaka bastıran başkanlar, tipler falan göremezsiniz. Adamların doğasında yok, ama bunu nedense kimse görmek istemez...

 

Mesele ise, özellikle bizim ülkemiz için, aptlaca bir şekilde ABD'yi bizi döven, bağlayan vs. bir düşman gibi görüp, gerçek düşmanlarımızı gözardı etmemizdir. ABD bize düşman değil. İcraate bakarsak baya baya dost hatta. Ama unutmayın ki, ülkeler arasında öyle dost, düşman olmaz zaten. 

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bunlar güzel yorumlar. Çoğuna katılıyorum.

 

Yine de itiraz edeceğim noktalar var. 

 

- Stalin demeyeyim, Ama Lenin birçok Rus açısından Atatürk gibi bir adamdır. 2000'lerde Lenin'in Mozolesinin kapatılıp Lenin'in gömülmesi filan gündemdeydi. Ama söz konusu bile olamazdı. O dönemde o dönemi yaşamış insanların bazıları halen hayattaydı.

 

"Sihirli değnek" gibiydi bir bakıma. Çünkü Çarlık Rusya'sı iyice yozlaşmış, kendini sürdüremeyen bir düzen haline gelmişti. Lenin'in toprak reformları büyük bir adımdı. Açlığı gerçekten bitirdi. Ülke yeniden nefes almaya başladı. Bir de NEP vs gibi belirli oranda kapitalizme izin veren politikalara girişince halka kendini iyice sevdirdi.

/Stalin dönemi sertliklerle geçti. Stalingrad kuşatması ile ilgili filmleri belki izlemişinizdir. Halen dünyanın gördüğü en kanlı çatışma olarak tarihe geçmiştir. 1,7 milyon insan ölmüştür.

Sonra Stalinin toprak politikaları sırasında filan ölenlerin + savaşta ölenlerin + toplama kamplarına filan gönderilip orada ölenlerin rakkamının 20 milyona kadar çıktığını söyleyenler var (Mao'nun politikalarında da 50 milyon insan ölmüş diye hatırlıyorum - Birincilik Hitler'de değil yani, 1 Numara Mao'dur).

 

/Yani birçok sol görüşlü insan açısından Troçky yerine Stalin'in gelişi ciddi bir dönüm noktası olmuştur. 

Allahtan o günlerden bu günlere sosyalist anlayışımız ciddi oranda değişip / evrimleşmiştir.

İşin gerçeği: Böyle devrim de olmaz, böyle insanlık da olmaz.

Ruslar bunu ilk Lenin döneminde Polonyayı işgale kalkışınca anladılar. Lenin "İşçileri kurtaracağım, beni destekleyecekler" diyerek Polonya'ya girdi. Polonyalılar da salak olmadıkları için tabi ki Rus ordularına sonuna kadar direndiler.

 

/Yine de bu dönem tarihe bir "başarısızlık" dönemi olarak geçmemiştir. Paul McCartney'İn 90'larda "Back in the USSR" (Sovyetler Birliğine dönüş) diye bir Hit şarkısı bile çıkmıştır.

Tarihi hepimiz biliyoruz. Rusyanın doğal kaynakları, ABD'nin yarısı bile etmez. Ona rağmen Bütün Batıya kök sötürdüler mi söktürmediler mi?

Putin'İn bugün tek yaptığı da o dönemlerden kalan güç unsurlarını kullanarak, yine o dönemlere kısmen de olsa dönmeyi başarmak. 

İşin aslı, Rusların bundan sonraki hali ne olacak? - 90'lardan beri bunun kesin bir yanıtı yok. 

Bana sorarsan: demokrasiyi bir daha deneyecek. Çünkü diğer seçenek Çin gibi olmak. Da Çin bu kafayla daha ne kadar ilerleyecek? - Bunun da cevabı yok.

 

Yani Komünizm'de Okullar bedava idi, çalışma saatleri düşük idi, işsizlik yoktu, açlık-fakirlik (o Zamanlar K.Korede bile yoktu). Sanatsal etkinlikler desteklenirdi ve hepsi halka / işçi sınıfına açıktı. "Hoşçakal Lenin" (Goodbye Lenin) diye bir Alman filmi vardır mesela. Tavsiye ederim.

Bu yüzden bu türden eski tip sosyalizmi de tanımaya çalışmak lazım. Çünkü birşeyler başarmışlar.

 

İhraç konusu: Küba denen ülke, tüm olumsuzluklara rağmen, Komünizm ve Rus yardımı sayesinde, adını kimsenin bilmediği ülke olmaktan çıkıp, kendi rejimini Angola'ya ve Güney Amerika'ya ihraç edebilen, Mesela doktorları ile bugün bile övünmeye devam eden bir ülke haline gelmiştir. 

 

Bir de popüler kültür var tabi. Komple nesillere ilham kaynağı olmuş kişilikler var. Çok ciddi bir ütopyacılık da var. Ama Bunun Nazi veya Faşist ütopyacılıkla alakası yok. İçinde son derecede gerçekçi unsurlar barındıran mantıklı bir ütopyacılık var.

 

ABD bu anlamda şeytan değildir. Ben bir Dönem Thomas Jefferson'un "Özgürlük ve Devlet" kitabına denk geldim. Komünist kitapalrı okuduktan sonra  cumhuriyetçi düşünceyi / cumhuriyetçi yaklaşımı inceledim.

 

Şunu kafadan söyleyebilirim: Cumhuriyetçilikte olup da Komünizmde olmayan birinci şey ağır başlılıktır. Bu yüzden biri uzun vadede ayakta kalmış diğeri çökmüştür (veya bugüün şartlarına göre yeniden yorumlanmaya başlamıştır) 

- Neden?

Mesela ABD'de kölelik varmış. Kaldırmamışlar. Ama öyle bir sistem var ki, 1960'larda Marthin Luther King gibi adamların çıkmasına ve toplumun kökünden değişmesine izin veriyor (ki ırkçılık meselesi ABD'de bugün bile çözülmüş olmaktan çok uzaktır).

 

Bu da şuna benziyor. Tarihte KArtaca ile Roma Cumhuriyetinin karşılaşmasına. Biri sonuna kadar haklı, canına da yetmiş, ötekinin işini bitirmeye gidiyor.

Öteki ağırbaşlı, sabırlı, Kartacalıların dokunamayacakları bir çeşit ideolojiye güveniyor.

Neticede bu ideoloji diğer tarafın gücüne baskın geliyor, sonunda haritadan sildikleri kent de Roma yerine Kartaca oluyor.

 

Türkiye'ye gelelim. Hepsine katılıyorum.

ama:

1) Geçmişte ABD'nin bir dediğini iki etmeyen tipler, Obama döneminde en büyük ABD düşmanına dönüştüler. Demek ki karşılıklı bir birbirini kullanma durumu var. Yani o da biliyor ABD'nin kurtarıcı olmadığını. Kendi ülküsüne göre (Avrasyacılık, Osmanlıcılık, Selefilik, vb.) hesap yapıyor. Bugün "Rusya dostumdur" diyor. 

- E ben senin o dostluğuna ilke olarak tükürmez miyim? 

 

2) ABD'nin soğuk savaş döneminde ciddi salaklıkları da olmuştur. Vietnam bunların en bilinenidir. Yine bu Yaz Tom Cruise'un oynadığı "American Made" (Barry Seal: Kaçakçı) diye bir filmi vardır. Yaşanan rezaletlerin bazılarını anlatmaktadır.

- Türkiye konusunda da öyle bir hatta yaptılar. Bin ladin ve Afganistan'daki Taliban ile yapılan hatanın aynısı yaptılar. İslamcı ideolojiyi hafife aldılar. Halen de hafife alıyorlar.

Yani birçok açıdan ABD, Hatta AB bile öyle çok büyük bir "rol model" sayılmaz. Modern sosyalizm de bunu vurgulamaya devam eder.

 

Yani eninde sonunda kendi ideolojin olacak. Avrupa'nın kazandığı nokta, Soğuk savaş boyunca dengeyi koruyup, kimseye teslim olmadan kendi yollarından yürümeyi başardılar. Türkiye de o konuda hata yaptı. Sovyetler, tamam tehditti, Ama bana göre aşırı tepki gösterdiler.

 

- Ne var desteklesin işçi sınıfını? Gençleri mi kışkırtıyor? - Kışkırtsın. köy enstitüleri komünist mi yetiştiriyor? - yetiştirsin

Senin polisin, cezaevin filan yok mu? Nazım Hikmeti bile içeri tıkmışlar. Ne olacak? Bütün Avrupa, Dünya sallanıyor. O dönem Komünizmin altın çağı. - Bırak bir örgütlensin bakalım nasıl örgütleniyor?

- Bu dediklerimi diyebiliyor musun? - Diyemiyorsun. O zaman kabahati o noktada arayacaksın.

/ Kaldı ki ülke müslüman. istediği kadar organize olsun, Ekim devrimi filan "Hayal", o dönemin arkadaşları da temelde "hayalperest" insanlar. Ki Fransa /İtalya gibi çok ciddi devrim potansiyelinin olduğu yerde bile yöneticiler tarafında bu türden bir fobi durumu oluşmamış. 

Bıraksalar, 80 lerde azalacak, 90'larda dönüşecek, Günümüzde en fazla Yunanistan gibi olacak.

 

Yani İnek şabanın dediği gibi "bana biraz hıyar gibi geliyor" bu kişiler 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş

Öncelikle, pek anlaşılmayan bir husus var. Şu hep atlanıyor. Ekim devrimi değil, asıl mesele Şubat devrimidir. Olayın kilit noktası budur. Bu, Duma'nın çarlığın iktidarını kitleye aktarma derdidir. Ama ihtilal, ekmek derdindeki, buna dikkat edin, ekmek, bildiğiniz somun ekmek derdindeki, çalıştıkları ile işte o ekmeği alamayan, 2 somun ekmek için 4 saat sıra bekleyen insanların devrimidir. 

 

Peki ekmek vardı da, oturup hepsini çar mı yiyordu? Var mı öyle bir sihirli değnek, hemen devrim olunca o açlık bitiverecek? O ekonomik kasırga, elbette savurdu urtalığı ve beklendiği gibi meydan staline kaldı. Aynısını almanya yaşadı, meydan hitlere kaldı, aynısını Türkiye yaşadı, meydan inönü ve sonra menderese kaldı. 

 

Rusya ile Türkiye'nin çizgisi çok benzer, izra aynı şartlar ve tarihin sonucudurlar. Lenin sonrası parsayı kapmaya çıkanlar, lenini devleştirir, onu bir tür put haline getirirler. Aynısını da Türkye'de CHP yaptı, 1947de atatürkçü kadroları tasfiye etti, ama sorarsan en bir baba atatürkçü bunlardı, her yere atatürk heykeli dikmeler, koskoca anıtkabirler falan işte.... 

 

Ama o fırtına geçmedi ki, geçmeyecek ki... Tıpkı o fırtınanın enkazı ve vurgununun CHP'nin başında patlaması gibi, aynı fırtına Stalin'i de vurdu. Hem daha güçlü vurdu. Sonuçta, kabak onun başında patladı, adamın adı 50 milyon kişiyi öldürmüş olarak çıktı. Ha, adamın zulmü falan evet, baya var, ama bu değil. Stalin yerien kim olsa, hadi olsun 50 değil, 45 milyon kişi ölürdü en fazla.Çünkü Rusya bir Türkiye değildi. 

 

Sosyalizm ve komünizm bir masal, bir ütopyadır, insan denen mahluk üzerine kurulamaz. Ve tabi SSCB'de de var olmadı. O günleri yaşayanları biliyoruz, çok sohpetlerimiz oldu. Sosyalizmin, bir işçi cenneti yerine, grevsiz, toplu sözleşmesiz falan bir iş cenneti olduğunu gördük. Asker olursun, mecburi, 5 sene, gider patates kazarsın ondan sonra. Peki nasıl, mesela Azeri isen, mesela Ukraynalı isen.... Ama beyaz rus, patates kazan olmaz hiç bir zaman nedense. 

 

Ha, karşı mıyım sosyalizme, komünzime, hayır, tüm kalbimle desteklerim de hatta... Ama maalesef, bunlar gerçekleşemez, insan denen mahluk bu değil.

 

KÜba? Evet, kübada sağlık bulmak için birileri gidiyor. Ama ondan daha çok sayıda kişi, İtalya'Daki Fransa'daki azize çeşmelerine şifa aramaya da gidiyor. Hatta, oraya gidenler, eminim Türkiye'deki meşhur Kütahyalı Isırgan otu yapana falan da gidiyor. Ama gidip bakarsan, ABD'nin diğer ülke vatandaşlarına verilen sağlık hizmetlerinden kazandığı, kübanın bütçesinin defaten katlıyor. 

 

Ve küba'da belki insanlar hayatındna memnun, ama eminim sen gitsen, 10 gün dayanamazsın o yaşam koşullarına. Turist olarak gitmek için belki dünyanın en güzel yeri, ama vatandaşı olmak için değil. 

 

Ve gene başa dönüyoruz... Bir devrim, ekmekle başlar...

 

"Ekmek yoksa pasta yesinler. " ile başlar hikaye... Şubat devriminde, "Çalışıp ekmek bile alamıyorsak, siz niye askersiniz" diyen petroburg meydanındaki işçiye, oradan Mısır devrimine, Suriye keşmekeşine, hepsi "ekmek" ile başlamıştır. Neden bu ülkede her şey kol gibi zamlanırken, ekmek hep yerinde sayar sanıyorsunuz?

 

Bunu görmeyip devrim peşinde koşanlar, sadece aptallardır.

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
10 saat önce, anibal yazdı:

Öncelikle, pek anlaşılmayan bir husus var. Şu hep atlanıyor. Ekim devrimi değil, asıl mesele Şubat devrimidir. Olayın kilit noktası budur. Bu, Duma'nın çarlığın iktidarını kitleye aktarma derdidir. Ama ihtilal, ekmek derdindeki, buna dikkat edin, ekmek, bildiğiniz somun ekmek derdindeki, çalıştıkları ile işte o ekmeği alamayan, 2 somun ekmek için 4 saat sıra bekleyen insanların devrimidir. 

 

- Şubat devrimi ve "Kanlı Pazar olaylarını hayal meyal hatırlıyorum. 1905'teki Şubat devrimi bildiği kadarıyla bastırıldı.

Sonra yaşananlar 1917'deki "Ekim Devrimi". İlk etapta cumhuriyet kurmak ve çarlığı sonlandırmak istemişler. Duma'da Bolşevikler ve Menşevikler varmış. Bolşevikler'in Menşevikleri saf dışı ettikleri dönemde Lenin Almanya'dan geliyor ve Sovyetler birliğinin gerçek temellerini atmaya başlıyor ve başından itibaren halk kahramanı haline geliyor. Troçky ve Stalin o dönemde partinin içinde göze batmayan işlerde yer alıyor.

- "Ekmek" konusu dediğiniz gibi bütün devrimlerin itici gücüdür. Millet salak değil gidip pisi pisine vurulsun. İyice aç kalınca her şeyi göze almaya başlıyorlar. O olunca ve başlarında bazı akıllı insanlar olunca başarılı devrimler olabiliyor. Ama inanç ve halkı kazanmak da önemli. Açlığın yanı sıra, lenin kitleleri de kazanmayı bilmiş bir liderdir.

Ve yeni toprak politikaları + Rusya'Nın savaştan çıkması + Rus çariçesinin o dönemin Esrarengiz bir kişiliği olan Rasputin ile ilişkisi gibi rezilliklerin bitmesi ülkeyi rahatlatmıştır. Yani Lenin "Ekmek, Barış ve Toprak" sözü vermiştir ve sözünü de tutmuştur. Sosyopat gibi davranıp halkı bezdiren kişi de Stalin'dir. Lenin değil.

 

11 saat önce, anibal yazdı:

Peki ekmek vardı da, oturup hepsini çar mı yiyordu? Var mı öyle bir sihirli değnek, hemen devrim olunca o açlık bitiverecek? O ekonomik kasırga, elbette savurdu urtalığı ve beklendiği gibi meydan staline kaldı. Aynısını almanya yaşadı, meydan hitlere kaldı, aynısını Türkiye yaşadı, meydan inönü ve sonra menderese kaldı. 

 

- Evet Çar rejimi savurganlığı ile ve yozlaşmışlığı ile ün yapmıştı. Şubat devrinin işaretlerini görmezden gelen Çar II Nikolay kendini eğlenceye ve savurganlığa vermişti. Halkı da umursamıyordu ve insanlar gerçekten aç kalmıştı.

- Her şeyi karıştırmayalım. Hitler kara büyü ile uğraşan "Üstün Irk" hayalleri olan, "üstün ırk" gibi gerçek dışı hayalleri olan bir faşist idi.

Stalin "Demir Adam"'dır. George Orwell ve Adoulx huexley gibi yazarlar kendisini çok eleştirmişlerdir. Ama adam sorunları çözmüş. Savaşı filan kazanmıştır. Arada büyük fark var.

- Türkiye ile hiçbir alakası yok. İnönü de çok başarılı bir liderdir.

Adnan menderes de bence asılacak adam değildi. Menderes ve sonrasının hatası: Çağdaşlıktan korkmaya başladılar. Kısa zamanda büyük işler başarıldı, bunlar da korktular bence. O yüzden "Ya komüünistler gelirse" diye temelsiz bir paranoya yapmaya başladılar.

- İnönü'ye eskiler çok kızmıştır. kendi tanıdıklarımdan biliyorum. Ama İnönü "İkinci Adam"dır. Cumhuriyetimizin kurucularındandır. Tayyibin bunun hakında imalı konuşması Tayyibin niyetinin ne olduğunu göstermektedir. Başka bir şey değil. 

 

11 saat önce, anibal yazdı:

Rusya ile Türkiye'nin çizgisi çok benzer, izra aynı şartlar ve tarihin sonucudurlar. Lenin sonrası parsayı kapmaya çıkanlar, lenini devleştirir, onu bir tür put haline getirirler. Aynısını da Türkye'de CHP yaptı, 1947de atatürkçü kadroları tasfiye etti, ama sorarsan en bir baba atatürkçü bunlardı, her yere atatürk heykeli dikmeler, koskoca anıtkabirler falan işte.... 

 

- Yok öyle bir benzerlik. Rusya geçmişte "Emperyalist" dediğimiz bir ülkeydi. Şimdi de öyle.

- Türkiye sömürge olmaktan kıl payı kurtulmuş bir orta-doğu ülkesidir (gerçek bu)

 

11 saat önce, anibal yazdı:

Sosyalizm ve komünizm bir masal, bir ütopyadır, insan denen mahluk üzerine kurulamaz. Ve tabi SSCB'de de var olmadı. O günleri yaşayanları biliyoruz, çok sohpetlerimiz oldu. Sosyalizmin, bir işçi cenneti yerine, grevsiz, toplu sözleşmesiz falan bir iş cenneti olduğunu gördük. Asker olursun, mecburi, 5 sene, gider patates kazarsın ondan sonra. Peki nasıl, mesela Azeri isen, mesela Ukraynalı isen.... Ama beyaz rus, patates kazan olmaz hiç bir zaman nedense. 

 

- Bilmiyorum. Ütopya olabilir. Ama çok şey de başarıldı. Çok somut ilerlemeler oldu. Mesela Avrupa Uzay Ajansı bugün bile Sovyet tasarımı Soyuz roketlerini kullanmaktadır. 

Konu karmaşıktır. Ama "Hayal" deyip de geçemezsin. Hatta adamlar belki çökmeyecekti bile. 80'lerde herkes öyle düşünüyordu.

 

Yine de Atatürk bunu da öngörmüştür. Benim okumalarımda, öyle yazıyor. Ta o zamanda "3 nesil sonra çökecekler" demiştir. Öyle de olmuştur. 

/Atatürk'Ün bazen çevresine kendini anlatamadığını söylerler. Bu denen şey doğru olmasa zaten 1960-1980 arası sosyal patlamaların hiçbirini yaşamazdık.

 

11 saat önce, anibal yazdı:

KÜba? Evet, kübada sağlık bulmak için birileri gidiyor. Ama ondan daha çok sayıda kişi, İtalya'Daki Fransa'daki azize çeşmelerine şifa aramaya da gidiyor. Hatta, oraya gidenler, eminim Türkiye'deki meşhur Kütahyalı Isırgan otu yapana falan da gidiyor. Ama gidip bakarsan, ABD'nin diğer ülke vatandaşlarına verilen sağlık hizmetlerinden kazandığı, kübanın bütçesinin defaten katlıyor. 

 

- Benim demek istediğim, bir koskoca ülkeyiz, önemli bir şey olunca doktor bulamıyoruz. Düşün ki küçücük bir karayıp adası, Şeker pancar ve tütün yetiştiriyorlar. Güney Amerikalı devlet adamlarının tedavi olmaya gittikleri, tıpta ileri bir ülke haline gelmeleri çok büyük başarı değil mi? - onu demek istedim.

- Isırgan otu değil bu. Bir şekilde çok başarılı doktorları var işte. 

 

11 saat önce, anibal yazdı:

Ve küba'da belki insanlar hayatındna memnun, ama eminim sen gitsen, 10 gün dayanamazsın o yaşam koşullarına. Turist olarak gitmek için belki dünyanın en güzel yeri, ama vatandaşı olmak için değil. 

 

- ben Sovyetler birliğinin dağılmasından önce Bulgaristan'a gittim. Dediğin doğru. Biliyorum zor olduğunu.

 

Benim savunduğum şu: Kapitalizmi beceremiyorsun, halk aç diyelim ki (Venezüella gibi), o zaman Sosyalizm diye bir alternatif de vardır. Şeriat'a faşizm'e yönelmektense, sosyalizm'e yönelmek daha iyi.

+ ABD'nin Venezüella'ya saldırma planları bile var. Olaya bakın. Kendi arka bahçesi. Yıl 2017. "Maduro'yu devirecem" diyor. 1960'larda yaşananları siz düşünün. Tahammül edemiyorlar. Halbuki bana göre, "Bırak denesin". Belki iyi sonuç alınır.

Yani ben sosyalizmin gerçekçi alternatif olacabileceğini savunuyorum. "Kapitalizmi istemiyorum" diyen kişi için denenmesi gereken sistem sosyalizmdir.

 

11 saat önce, anibal yazdı:

"Ekmek yoksa pasta yesinler. " ile başlar hikaye... Şubat devriminde, "Çalışıp ekmek bile alamıyorsak, siz niye askersiniz" diyen petroburg meydanındaki işçiye, oradan Mısır devrimine, Suriye keşmekeşine, hepsi "ekmek" ile başlamıştır. Neden bu ülkede her şey kol gibi zamlanırken, ekmek hep yerinde sayar sanıyorsunuz?

 

Bunu görmeyip devrim peşinde koşanlar, sadece aptallardır.

 

- Suriye çok güzel bir ülke idi. Açlık filan da yoktu. Irak'ta da yoktu. Bunlara girip de kendimizi üzmeyelim. Ne olduysa oldu, İŞİD'i bitirdiler işte.

Bu konuyu ayrıca tartışmak lazım. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
1 hour ago, Donatello23 said:

 

- Şubat devrimi ve "Kanlı Pazar olaylarını hayal meyal hatırlıyorum. 1905'teki Şubat devrimi bildiği kadarıyla bastırıldı.

Sonra yaşananlar 1917'deki "Ekim Devrimi". İlk etapta cumhuriyet kurmak ve çarlığı sonlandırmak istemişler. Duma'da Bolşevikler ve Menşevikler varmış. Bolşevikler'in Menşevikleri saf dışı ettikleri dönemde Lenin Almanya'dan geliyor ve Sovyetler birliğinin gerçek temellerini atmaya başlıyor ve başından itibaren halk kahramanı haline geliyor. Troçky ve Stalin o dönemde partinin içinde göze batmayan işlerde yer alıyor.

- "Ekmek" konusu dediğiniz gibi bütün devrimlerin itici gücüdür. Millet salak değil gidip pisi pisine vurulsun. İyice aç kalınca her şeyi göze almaya başlıyorlar. O olunca ve başlarında bazı akıllı insanlar olunca başarılı devrimler olabiliyor. Ama inanç ve halkı kazanmak da önemli. Açlığın yanı sıra, lenin kitleleri de kazanmayı bilmiş bir liderdir.

Ve yeni toprak politikaları + Rusya'Nın savaştan çıkması + Rus çariçesinin o dönemin Esrarengiz bir kişiliği olan Rasputin ile ilişkisi gibi rezilliklerin bitmesi ülkeyi rahatlatmıştır. Yani Lenin "Ekmek, Barış ve Toprak" sözü vermiştir ve sözünü de tutmuştur. Sosyopat gibi davranıp halkı bezdiren kişi de Stalin'dir. Lenin değil.

 

 

- Evet Çar rejimi savurganlığı ile ve yozlaşmışlığı ile ün yapmıştı. Şubat devrinin işaretlerini görmezden gelen Çar II Nikolay kendini eğlenceye ve savurganlığa vermişti. Halkı da umursamıyordu ve insanlar gerçekten aç kalmıştı.

- Her şeyi karıştırmayalım. Hitler kara büyü ile uğraşan "Üstün Irk" hayalleri olan, "üstün ırk" gibi gerçek dışı hayalleri olan bir faşist idi.

Stalin "Demir Adam"'dır. George Orwell ve Adoulx huexley gibi yazarlar kendisini çok eleştirmişlerdir. Ama adam sorunları çözmüş. Savaşı filan kazanmıştır. Arada büyük fark var.

- Türkiye ile hiçbir alakası yok. İnönü de çok başarılı bir liderdir.

Adnan menderes de bence asılacak adam değildi. Menderes ve sonrasının hatası: Çağdaşlıktan korkmaya başladılar. Kısa zamanda büyük işler başarıldı, bunlar da korktular bence. O yüzden "Ya komüünistler gelirse" diye temelsiz bir paranoya yapmaya başladılar.

- İnönü'ye eskiler çok kızmıştır. kendi tanıdıklarımdan biliyorum. Ama İnönü "İkinci Adam"dır. Cumhuriyetimizin kurucularındandır. Tayyibin bunun hakında imalı konuşması Tayyibin niyetinin ne olduğunu göstermektedir. Başka bir şey değil. 

 

 

- Yok öyle bir benzerlik. Rusya geçmişte "Emperyalist" dediğimiz bir ülkeydi. Şimdi de öyle.

- Türkiye sömürge olmaktan kıl payı kurtulmuş bir orta-doğu ülkesidir (gerçek bu)

 

 

- Bilmiyorum. Ütopya olabilir. Ama çok şey de başarıldı. Çok somut ilerlemeler oldu. Mesela Avrupa Uzay Ajansı bugün bile Sovyet tasarımı Soyuz roketlerini kullanmaktadır. 

Konu karmaşıktır. Ama "Hayal" deyip de geçemezsin. Hatta adamlar belki çökmeyecekti bile. 80'lerde herkes öyle düşünüyordu.

 

Yine de Atatürk bunu da öngörmüştür. Benim okumalarımda, öyle yazıyor. Ta o zamanda "3 nesil sonra çökecekler" demiştir. Öyle de olmuştur. 

/Atatürk'Ün bazen çevresine kendini anlatamadığını söylerler. Bu denen şey doğru olmasa zaten 1960-1980 arası sosyal patlamaların hiçbirini yaşamazdık.

 

 

- Benim demek istediğim, bir koskoca ülkeyiz, önemli bir şey olunca doktor bulamıyoruz. Düşün ki küçücük bir karayıp adası, Şeker pancar ve tütün yetiştiriyorlar. Güney Amerikalı devlet adamlarının tedavi olmaya gittikleri, tıpta ileri bir ülke haline gelmeleri çok büyük başarı değil mi? - onu demek istedim.

- Isırgan otu değil bu. Bir şekilde çok başarılı doktorları var işte. 

 

 

- ben Sovyetler birliğinin dağılmasından önce Bulgaristan'a gittim. Dediğin doğru. Biliyorum zor olduğunu.

 

Benim savunduğum şu: Kapitalizmi beceremiyorsun, halk aç diyelim ki (Venezüella gibi), o zaman Sosyalizm diye bir alternatif de vardır. Şeriat'a faşizm'e yönelmektense, sosyalizm'e yönelmek daha iyi.

+ ABD'nin Venezüella'ya saldırma planları bile var. Olaya bakın. Kendi arka bahçesi. Yıl 2017. "Maduro'yu devirecem" diyor. 1960'larda yaşananları siz düşünün. Tahammül edemiyorlar. Halbuki bana göre, "Bırak denesin". Belki iyi sonuç alınır.

Yani ben sosyalizmin gerçekçi alternatif olacabileceğini savunuyorum. "Kapitalizmi istemiyorum" diyen kişi için denenmesi gereken sistem sosyalizmdir.

 

 

- Suriye çok güzel bir ülke idi. Açlık filan da yoktu. Irak'ta da yoktu. Bunlara girip de kendimizi üzmeyelim. Ne olduysa oldu, İŞİD'i bitirdiler işte.

Bu konuyu ayrıca tartışmak lazım. 

 

Öncelikle, 1905 devrimi başka bir hikaye. 1917'de iki devrim oldu Rusya'da, Çarı deviren, Şubat devrimiydi.

 

Ve herşeyi karıştırmışsın. Evet, meydan hitlere kaldı, stalin'e ve İnönü'ye kaldı. Ama nüansı kaçırıyorsun, "kaldı". 

 

Çok başarılı doktorlar heryerde var zaten. Ama çok başarılı doktorların olunca, ekonomik ve sosyal refah açısından çok başarılı olmuş olamıyorsun. 

 

Suriye, güzeldi, ama değil. Ve suriye'de yaşanan mevzuların sorumlusu, açlık tehdididir. Küresel ısınmayı yabana atmayın. Suriye'deki çeşitli meyve sebze hububat vs. yetiştiricileri, giderek artan kuraklık nedeniyle, ürün alamaz oldular. Sanayide olmayınca, neyle doyuracaksın karnını? Mesela, Mısır'daki ihtilaller döneminde, sokakta kimse özgürlük, demokrasi zart zurt diye bağırmadı, hepsi ekmek diye bağırıyordu. 

 

Sosyalizm, kağıt üzerinde güzel olacaktır. Ama gerçekte uygulanabilmesi mümkün değildir ki sebep budur. Bu hususu hep kaçırıyorsunuz, insan öyle paylaşımcı, üretken falan değildir, doğal mekanizmalarımız bizi "biz daha eşidiz" noktasına götürecektir her zaman. Hep öbürünün yerinde, evinde, karısında, kızında, yemeğinde gözümüz olacaktır. Hep daha fazlasını isteyeceğiz. Hep, ben eşşek gibi çalıştım, o neden ben kadar yiyor diyeceğiz falan. Realite bu, kabaca özetleyeyim dersem. Bu realite ortadayken sosyalizm yemez, tutmaz.  Tutmayışının ve daha o günden göçeceğini görmüş olmanın sebebi bu.

 

Kapitalizm, pek bilinmez, genelde amanda öcü bir şeydir. Ama aslında en adil sistem olarak öne çıkar. Çok adil olduğundan değil. Sömürüyü yüceltir, sömürülenleri de ezmeyi hak görür. Adil olan tarafı, sömürülen biriyken, sana smürenler arasına geçme hakkını tanır. Diğer sistemlerde, bu bir imtiyazdır ve sadece belli bir zümreye tanınır. Ha, sosyalizm de, kağıt üstünde başka şey derken, realitede böyle bir zümre oluşturur. Mesela meşhur polit büro falan. 

 

Birde şunu çok atlıyorsunuz. Halk hareketleri ve büyük savaşlar, yani ciddi savaşlar, her zaman halk seviyesine inen ekonomik bir buhranın neticesidir. 

Link to post
Sitelerde Paylaş

Kuranınizinde, ne oldu izi yolu kaybettin? :D Ne zaman giriyoruz İdlib'e? Şam'da hangi ayın kaçıncı Cuma'sı namaz kılınıyor? :lol:

 

"Milliyetçi politikalar uyguladığı sürece akapenin arkasındayız." İmza: Bostanlı! Pardon değil miydi, neliydi? :D Tabi tabi önüne düşmeyin elbet, peşinden gidin, tabi.

 

BOP'un yürümesi için kim hizaya getirilecek, filanca mı, tak! Anında! Bir gecede. Gece kurt yattı, sabah hırt kalktı! Çok ilginç! BOP'un bu kadar başarıyla yürütülmesine hayret ediyorum. Ne gerekiyorsa başarıyla yapılıp adım adım ilerletiliyor. Bir de tarihe en başarılı operasyon diye geçerse bu BOP, şaşmamak lazım. BOP'un yürümesi için filancanın dün siyah dediğine bugün beyaz mı demesi gerekiyor, tak, anında!

 

"Ne siyahı efenim aman da ne siyahı! Apappak, parıl parıl böyle sütten çıkan ak kaşık olur ya, sabah yıldızı doğar ya, uzun farlar gözünü alır ya, aynen öyle efenim ne demek ne münasebet siyah!" :0_80cbc_37a71a73_L:

 

Gülünecek bir durum olmasa da biz de deliliğe vurarak endişelerimizin içimizi kemirmesine engel oluyoruz. Kabak yine bizim başımıza patlayacak. Karun kadar zengin olanlar sıvışıp gidecek. Üstelik bu toprakları savunurken arta kalan kemiklerimize basarak geri dönecekler iş bitince. Olsun. Onlar da çok geçinemeyecekler arkamızdan. Az bir geçimlikleri olacak ve onların da kemikleri çiğnenecek. Farkeden bir şey yok.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...