Jump to content

Madde mi bilinci yaratır, bilinç mi maddeyi?..


Recommended Posts

4 hours ago, NotImportant said:

Doğru. 

 

Kabul et ama öyle yaşama. Ben nihilist düşünceyi yanlışlayamıyorum. İsterdim ama yapamıyorum. Bu konuyu mantık ve eylem ilişkisine oturtamayız. 

 

Kabul ettiğim şeye göre yaşamıyorum. Bu korkunç olurdu.

Biyolojimin bir kıyağı gibi. Umursamak zorunda hissetmiyorum

 

Pozitif nihilizm benim açım. Bir sahtekarız. 

 

Popper ve Kant sana iyi gelir..

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 209
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

On 30.09.2017 at 23:13, Huuu yazdı:

 

Neresi mantıklı?.. Düşün, sesleri, kokuları, görüntüleri vb hep beynin aracılığıyla algılıyorsun. Peki bunları algılayan sen kimsin? Aynı beynin bir başka bölümünün işlevi misin? Yoksa ondan daha öte başka biri mi? 

 

Sen beynin, hafıza, sorgulama, muhakeme, inanma, öğrenme, korku, merak, ilgi, yetenek, vb bölümleri gibi bir bolum değilsin. Bunlar beyninin işlevleri. Sen başka birisin. Beynin dağılıp gitse de sağ kalacak olan biri.

Sen literatürde "hard problem of consciousness" diye geçen meseleye takılmışsın. Aslında ben de bununla ilgili konu açmıştım ama sonradan üzerinde durmadım nedense. Bu ilginç bir konu, ama burdan ruha ulaşamazsın. Bilinç de maddenin bir türevi. Peki bu nasıl oluyor? Kafanın içindeki "sen" hissi maddenin bir türevi olamazmış gibi duruyor, enteresan, bunu kabul ediyorum. Ama deliller aksini gösteriyor.
Farkındalık hissi nerden geliyor?  Bu konuda farklı görüşler var. Talamus olduğu söyleniyor. Beynin farklı kısımlarının eş zamanlı çalışması deniyor. Ama beyin dışı denmiyor tabi.
Bildiğim kadarıyla beynin farklı bölgelerinin iletişim halinde olması bilince işaret ediyor. Örneğin uyuyan bir kişiye uygulanan EEG de, elektriksel uyartı beyinde fazla dallanmadan, yani farklı bölgelere erişmeden kayboluyor. Ama uyanık kişide bu dallanma daha fazla. Uykuda rüya görmediğin evreyi düşün. Bu evrede beyin aktivitesi daha farklı, ve sen o evrede bilinçli değilsin. Örneğin, ne zaman uykuya daldığını farkeder misin? Uykunun rüya görülen evresinde bilinçlisin ama diğer evrede bilincin kayıp. Peki, beyinde değilse nerede? Beyinde değilse, neden belli beyin aktivitelerinin azaldığı durumda o anların farkında olamıyorsun? Beyin aktivitesindeki dallanmanın azalması, ve aynı evrede bilincin kaybolması, bilincin beyinde olduğundan başka neye işaret eder? Bunu gösteren başka deneyler de var. Bilincin kaynağı beyin, yani madde. Beyin olmayınca bilinç de yok. Bununla ilgili benden daha bilgili kişiler vardır forumda, onlar açıklayabilir. Eskiden ben de senin gibi düşünüyordum, hatta bu argümanla ilgili konu da açtım, ama ordan bir çıkış olduğunu düşünmüyorum.
Örneğin acının mekanik karşılığı reseptörlerden gelen uyartıların beyinde yorumlanmasıdır. Sana göre o da maddeye indirgenememeli. Çünkü acının da bir öznel deneyimi var. Fakat sinir sistemi zarar gördüğü zaman acı hissi de kayboluyor. Acı hissinin oluşmasında mekanik kısım işlemeyince acının deneyimi de kayboluyor. Acı hissi de maddeye indirgenemiyor, öyleyse acı hissi beynin dışından geliyor mu dersin? Tıpkı acı hissinin oluşumunu sağlayan sistemin zarar görmesi sonucu acının deneyimi kaybolduğu gibi, bilinci oluşturan beyin öldüğünde de bilinç kaybolur. Yani öznel deneyimden yola çıkılarak, bilincin bedenden ayrı olduğuna ulaşılamaz.
 

Link to post
Sitelerde Paylaş
2 saat önce, skeptikal yazdı:

Farkındalık hissi nerden geliyor?  Bu konuda farklı görüşler var. Talamus olduğu söyleniyor. Beynin farklı kısımlarının eş zamanlı çalışması deniyor. Ama beyin dışı denmiyor tabi.
Bildiğim kadarıyla beynin farklı bölgelerinin iletişim halinde olması bilince işaret ediyor. Örneğin uyuyan bir kişiye uygulanan EEG de, elektriksel uyartı beyinde fazla dallanmadan, yani farklı bölgelere erişmeden kayboluyor. Ama uyanık kişide bu dallanma daha fazla. Uykuda rüya görmediğin evreyi düşün. Bu evrede beyin aktivitesi daha farklı, ve sen o evrede bilinçli değilsin. Örneğin, ne zaman uykuya daldığını farkeder misin? Uykunun rüya görülen evresinde bilinçlisin ama diğer evrede bilincin kayıp. Peki, beyinde değilse nerede? Beyinde değilse, neden belli beyin aktivitelerinin azaldığı durumda o anların farkında olamıyorsun? Beyin aktivitesindeki dallanmanın azalması, ve aynı evrede bilincin kaybolması, bilincin beyinde olduğundan başka neye işaret eder? Bunu gösteren başka deneyler de var. Bilincin kaynağı beyin, yani madde. Beyin olmayınca bilinç de yok. Bununla ilgili benden daha bilgili kişiler vardır forumda, onlar açıklayabilir. Eskiden ben de senin gibi düşünüyordum, hatta bu argümanla ilgili konu da açtım, ama ordan bir çıkış olduğunu düşünmüyorum.
Örneğin acının mekanik karşılığı reseptörlerden gelen uyartıların beyinde yorumlanmasıdır. Sana göre o da maddeye indirgenememeli. Çünkü acının da bir öznel deneyimi var. Fakat sinir sistemi zarar gördüğü zaman acı hissi de kayboluyor. Acı hissinin oluşmasında mekanik kısım işlemeyince acının deneyimi de kayboluyor. Acı hissi de maddeye indirgenemiyor, öyleyse acı hissi beynin dışından geliyor mu dersin? Tıpkı acı hissinin oluşumunu sağlayan sistemin zarar görmesi sonucu acının deneyimi kaybolduğu gibi, bilinci oluşturan beyin öldüğünde de bilinç kaybolur. Yani öznel deneyimden yola çıkılarak, bilincin bedenden ayrı olduğuna ulaşılamaz.
 

 

Sinirlerimiz zarar görürse elbette acıyı hissedemeyiz. Elini ateşe değdirip, acı çekmediği için elini yakan insanlar var. Bu benim dediğime çelişen bir şey değil.

 

Beynimizin sinirler aracılığıyla alıp işlemden geçirerek görüntüye, sese, temas hissine, kokuya, tada, mekan ve mesafe algısına çevirdiği uyarıcıları algılayan "biz" nedir, kimdir? Bu "biz"i de beynimiz üretiyor diyorsun. Yâni sana göre beynimiz hem görüntüyü üretiyor, hem de O görüntüyü algılayan özneyi üretiyor. Bu algılayan özne,  beynin farklı kısımlarının eşzamanlı çalışmasının ürünüyse, o halde bu algılayıcı özne kendiliğinden bir şekilde oluşmuş mu oluyor? Bir bilgisayar gibi...

 

Bir makinenin, bir robotun "düşünme" tarzı böyle oluşur. Biz de öyleyiz yâni. Çok daha gelişmiş bir makine veya robot...

 

Bir robot henüz hayal kuramıyor veya rüya göremiyor ama belki ileride o da yapılır. Ama bu işlevsel değil. Üretim ve hizmet açısından ise yaramaz.

 

Bilmiyorum, bizim düşünme ve algılamamız robotlar gibi otomatik mi oluyor? Ben bunu fazla mekanik bir yaklaşım bulurum. 

 

Bayıldığımızda beynin faaliyetleri çok azalır. O durumda bilincimiz tamamen kaybolmuyor. Ben çok kısa süreli hayal-rüya arası bir şeyler görmüştüm. 

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
On 08.10.2017 at 18:07, Huuu yazdı:

 

Sinirlerimiz zarar görürse elbette acıyı hissedemeyiz. Elini ateşe değdirip, acı çekmediği için elini yakan insanlar var. Bu benim dediğime çelişen bir şey değil.

"Hard problem" denmesinin bir sebebi var.
Çünkü bunun bir de easy olan problemi var. İnsan davranışlarını mekaniğe indirgeyebilirsin. Mesela insanın yaptığı her şeyi yapabilen, insandan ayırt edilemeyecek bir robot yapılması oldukça mümkün.  Tıpkı robotların temelde elektrik devrelerinden ibaret olması gibi canlılık da kimya ve fiziğe indirgenebilir. Burası easy olan kısmı.
Ama bu robotun öznel deneyimi olmayacaktır. Kafasının içinden, göz çukurlarından dışarı bakan, dünyaya açılan bir pencere hissi olmayacaktır, ya da, örneğin acıyı ve acıya verdiği tepkiyi simüle edebilsek bile, yumruk atınca bunu basınç değişiminden sensörlerle algılamasını sağlayıp "ah" diye bağırmaya programlasak bile, acı hissinin deneyimini yaşamayacaktır (en azından böyle tahmin ediyoruz ama bilemeyiz, organik moleküller de bir araya gelip bizim maddeye indirgenemediğini düşündüğümüz deneyimi oluşturuyor). İşte hard olan problem de senin de değindiğin şekliyle, bu. Evet bu enteresan bir fenomen, cevabı da tam olarak yok, ama ruha falan işaret ettiğini düşünmüyorum. Çünkü mekanik kısım olmayınca, maddeye indirgeyemediğimiz bu öznel deneyim de kayboluyor. 
Sadece sinirler değil, beyinde acıyı yorumlayan mekanizma zarar görse de aynı şey olur.  Senin dediğine çelişen kısmı, senin öznel deneyimin maddeye indirgenemeyeceğini düşünmen. Bunu düşünmenin sebebi de, maddenin bizzat kendisinde bu özelliğin bulunmaması. Sandalye olmanın bir deneyimi yoktur, ya da kömür olmanın. Ama kömürdeki karbon organik bileşikler oluşturup canlılığı, ve çok daha gelişince bilinci ve öznel deneyimi ortaya çıkarmakta. Madde yeni bir özellik kazanmakta sanki. Aslında bu özellik, maddenin diğer bütün davranışları gibi, maddeye içkin bir şekilde var.  Madde tepkimeye girdikçe kendinde olmayan özellikler kazanıyormuş gibi, ama aslında zaten kendisine içkin olan durumu ortaya çıkarıyor. Bilinçteki durum da bu. Organik moleküller kompleks şekilde bir araya gelince bilinci ortaya çıkarıyor. 

 

On 08.10.2017 at 18:07, Huuu yazdı:

Beynimizin sinirler aracılığıyla alıp işlemden geçirerek görüntüye, sese, temas hissine, kokuya, tada, mekan ve mesafe algısına çevirdiği uyarıcıları algılayan "biz" nedir, kimdir? Bu "biz"i de beynimiz üretiyor diyorsun. Yâni sana göre beynimiz hem görüntüyü üretiyor, hem de O görüntüyü algılayan özneyi üretiyor. Bu algılayan özne,  beynin farklı kısımlarının eşzamanlı çalışmasının ürünüyse, o halde bu algılayıcı özne kendiliğinden bir şekilde oluşmuş mu oluyor? Bir bilgisayar gibi...

 

Bir makinenin, bir robotun "düşünme" tarzı böyle oluşur. Biz de öyleyiz yâni. Çok daha gelişmiş bir makine veya robot...

Evet, tek fark robotta öznel deneyimin (muhtemelen) olmaması. Robot sadece taklit ediyor.
 

On 08.10.2017 at 18:07, Huuu yazdı:

Bilmiyorum, bizim düşünme ve algılamamız robotlar gibi otomatik mi oluyor? Ben bunu fazla mekanik bir yaklaşım bulurum. 

Fazla mekanik olmasında sorun ne? Düşünce dediğin şeyin beyin faaliyeti olduğu ortada. Algılar dediğinin de yine beyne ulaşan elektriksel uyartılar olduğu ortada. Daha ne.

 

On 08.10.2017 at 18:07, Huuu yazdı:

Bayıldığımızda beynin faaliyetleri çok azalır. O durumda bilincimiz tamamen kaybolmuyor. Ben çok kısa süreli hayal-rüya arası bir şeyler görmüştüm.

Farkettiysen "rüya görülmeyen evre" yazmıştım. Uykuya ne zaman daldığını farkedebilir misin? Bazen rüya benzeri garip imgeler oluşuyor uyanıklıktan uykuya geçerken. Onların farkına varınca uyanıyorum. Ama bazen de olmuyor. Direk kayboluyorsun.
Hiç derin bir uykudayken rüya görmezken aniden uyandın mı? Bilinç beyin dışındaysa, kendinin farkında olmadığın o süre içinde nerede? Bir yerde olmaması, bilincin kaynağının beyinden başka bir şey olmadığının kanıtıdır. Eğer rüya görmediğin bir anda derin uykudan uyanmanın nasıl bir şey olduğunu biliyorsan, uyanmadan hemen önceki anı ve onun da 10 saniye öncesini düşün. O anlarda sen yoksun. Sen olmanın deneyimi yok. Çünkü uykundaki beyin faaliyeti farklı. Bilincin beynin bir fonksiyonu olduğu çok belli.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Bir saat önce, skeptikal yazdı:

Evet bu enteresan bir fenomen, cevabı da tam olarak yok, ama ruha falan işaret ettiğini düşünmüyorum. Çünkü mekanik kısım olmayınca, maddeye indirgeyemediğimiz bu öznel deneyim de kayboluyor. 
Sadece sinirler değil, beyinde acıyı yorumlayan mekanizma zarar görse de aynı şey olur.  Senin dediğine çelişen kısmı, senin öznel deneyimin maddeye indirgenemeyeceğini düşünmen. Bunu düşünmenin sebebi de, maddenin bizzat kendisinde bu özelliğin bulunmaması. Sandalye olmanın bir deneyimi yoktur, ya da kömür olmanın. Ama kömürdeki karbon organik bileşikler oluşturup canlılığı, ve çok daha gelişince bilinci ve öznel deneyimi ortaya çıkarmakta. Madde yeni bir özellik kazanmakta sanki. Aslında bu özellik, maddenin diğer bütün davranışları gibi, maddeye içkin bir şekilde var.  Madde tepkimeye girdikçe kendinde olmayan özellikler kazanıyormuş gibi, ama aslında zaten kendisine içkin olan durumu ortaya çıkarıyor. Bilinçteki durum da bu. Organik moleküller kompleks şekilde bir araya gelince bilinci ortaya çıkarıyor. 

 

Evet, tek fark robotta öznel deneyimin (muhtemelen) olmaması. Robot sadece taklit ediyor.
 

Fazla mekanik olmasında sorun ne? Düşünce dediğin şeyin beyin faaliyeti olduğu ortada. Algılar dediğinin de yine beyne ulaşan elektriksel uyartılar olduğu ortada. Daha ne.

 

Farkettiysen "rüya görülmeyen evre" yazmıştım. Uykuya ne zaman daldığını farkedebilir misin? Bazen rüya benzeri garip imgeler oluşuyor uyanıklıktan uykuya geçerken. Onların farkına varınca uyanıyorum. Ama bazen de olmuyor. Direk kayboluyorsun.
Hiç derin bir uykudayken rüya görmezken aniden uyandın mı? Bilinç beyin dışındaysa, kendinin farkında olmadığın o süre içinde nerede? Bir yerde olmaması, bilincin kaynağının beyinden başka bir şey olmadığının kanıtıdır. Eğer rüya görmediğin bir anda derin uykudan uyanmanın nasıl bir şey olduğunu biliyorsan, uyanmadan hemen önceki anı ve onun da 10 saniye öncesini düşün. O anlarda sen yoksun. Sen olmanın deneyimi yok. Çünkü uykundaki beyin faaliyeti farklı. Bilincin beynin bir fonksiyonu olduğu çok belli.

 

Beynin alfa durumu, beta durumu gibi farklı dalga frekans durumları var. Bunlarin etkisi oluyor tabii. 

 

Geçenlerde Türkiye'de bir kadın kaza sonrası komada kalıp, sonra uyandığında rusça konuşmaya başladı ve bu haber oldu. Türkçeyi bile rus şivesiyle konuşuyor. Şimdi bunu beynin hangi özelliğiyle açıklayacağız? Açıklama yapılıyor tabii ama bu ne kadar gerçek? Eski reenkarnasyonlarindan biri olabilir pekala. 

 

Mesela acıyı deneyimliyoruz ama bir de buna dayanma durumu var. Ben acıya dayanıksız biriyim ama mesela kadınların acıya erkeklerden daha dayanıklı olduğunu görmüşümdür. Bunu nasıl açıklayacağız? Bazı insanlar ateşte yakılırken bile kımıldamadan durabiliyorlar, mesela tibetli rahipler falan...

 

Yani kaba bir mekanik değil canlıların durumu, robotlardan çok daha fazlasıyız. Düşünce elbette beyinle çok ilgili ama tamamen beynin içindeki süreçlerin ürünü değil. Zaten o süreçlere bakıp da onları değerlendiren bir başka özne olmalı diye düşünüyor insan. Açıyı deneyimleyen, ona karşı direnmeyi seçen, ona boyun eğen veya eğmeyen...

 

Rüyalar apayrı bir dünya zaten. Farklı rüya türleri var ve bunların da Sadece beyinle açıklanması çoğu zaman mümkün olmuyor. Mesela haberci rüyaları... 

 

Robotlar rüya görmeye de programlanamaz sanırım. Hele haberci rüyalarını, hiç... :)

 

tarihinde Huuu tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
13 saat önce, Huuu yazdı:

 

Geçenlerde Türkiye'de bir kadın kaza sonrası komada kalıp, sonra uyandığında rusça konuşmaya başladı ve bu haber oldu. Türkçeyi bile rus şivesiyle konuşuyor. Şimdi bunu beynin hangi özelliğiyle açıklayacağız? Açıklama yapılıyor tabii ama bu ne kadar gerçek? Eski reenkarnasyonlarindan biri olabilir pekala. 

http://video.haber7.com/video-galeri/103095-kaza-sonrasi-rus-aksaniyla-konusmaya-basladi

"Nöroloji uzmanı Dr. Özgür Kaynak Hacıoğlu ise bunun yabancı dil değil, aksan değişikliği olduğunu ve çok nadir görüldüğünü söyledi."

Ama Rusça da konuşuyor olsa bunun paranormal bir vaka olması gerekmiyor. Şuraya bir göz atabilirsin.

http://evrimagaci.org/photo/tr/yabanci-aksan-dil-sendromu-travma-geciren-insanlar-nasil-yeni-bir-dil-konusmaya-baslar-

13 saat önce, Huuu yazdı:

 

Mesela acıyı deneyimliyoruz ama bir de buna dayanma durumu var. Ben acıya dayanıksız biriyim ama mesela kadınların acıya erkeklerden daha dayanıklı olduğunu görmüşümdür. Bunu nasıl açıklayacağız? Bazı insanlar ateşte yakılırken bile kımıldamadan durabiliyorlar, mesela tibetli rahipler falan...

Açıklanmaya ihtiyaç duyan ne burada, anlamadım. Kimisi de vücut ısısını arttırabiliyor. Geliştirilebilen yetenekler bunlar. Acı duymaktan acıya alışma gibi bir durum da olabilir. Araştırmadım. Kimisi de transa geçip acıya tepki vermeyi bırakıyor. Paranormal bir olay yok ki bunlarda.

 

13 saat önce, Huuu yazdı:

Mesela haberci rüyaları... 

Bunları ikna edici bulmuyorum. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
16 dakika önce, skeptikal yazdı:

http://video.haber7.com/video-galeri/103095-kaza-sonrasi-rus-aksaniyla-konusmaya-basladi

"Nöroloji uzmanı Dr. Özgür Kaynak Hacıoğlu ise bunun yabancı dil değil, aksan değişikliği olduğunu ve çok nadir görüldüğünü söyledi."

Ama Rusça da konuşuyor olsa bunun paranormal bir vaka olması gerekmiyor. Şuraya bir göz atabilirsin.

http://evrimagaci.org/photo/tr/yabanci-aksan-dil-sendromu-travma-geciren-insanlar-nasil-yeni-bir-dil-konusmaya-baslar-

Açıklanmaya ihtiyaç duyan ne burada, anlamadım. Kimisi de vücut ısısını arttırabiliyor. Geliştirilebilen yetenekler bunlar. Acı duymaktan acıya alışma gibi bir durum da olabilir. Araştırmadım. Kimisi de transa geçip acıya tepki vermeyi bırakıyor. Paranormal bir olay yok ki bunlarda.

 

Bunları ikna edici bulmuyorum. 

 

Rus aksanıyla türkçe konuştuğu gibi, tamamen rusça da konuştu o kadın, tv.de duydum.

 

"Daha önce biraz biliyordur" yorumu pek açıklayıcı değil. Hic bilmiyorsa diyecek bir açıklamaları olmadığı anlamına geliyor. Ya hiç bilmiyorduysa?..

 

Acıyı etkisiz hale getirmek paranormal değil mi? Yanıyor ateşte ve kımıldamıyor. Bunu başarması için Kendi beyninde ona iletilen uyarılara karşı bir direnç geliştirmesi gerekiyor. Uyarıları yok sayabiliyor. Ateşte yanmayız ilgili şiddetli uyarılar...

 

Haberci rüyaları da bir olgu. Kişisel bir deneyimim yok bu konuda. Ama pek cok haber ve bilgi var internette.

Link to post
Sitelerde Paylaş
3 dakika önce, Huuu yazdı:

 

Rus aksanıyla türkçe konuştuğu gibi, tamamen rusça da konuştu o kadın, tv.de duydum.

 

"Daha önce biraz biliyordur" yorumu pek açıklayıcı değil. Hic bilmiyorsa diyecek bir açıklamaları olmadığı anlamına geliyor. Ya hiç bilmiyorduysa?..

 

Acıyı etkisiz hale getirmek paranormal değil mi? Yanıyor ateşte ve kımıldamıyor. Bunu başarması için Kendi beyninde ona iletilen uyarılara karşı bir direnç geliştirmesi gerekiyor. Uyarıları yok sayabiliyor. Ateşte yanmayız ilgili şiddetli uyarılar...

 

Haberci rüyaları da bir olgu. Kişisel bir deneyimim yok bu konuda. Ama pek cok haber ve bilgi var internette.

Kafama darbe alsamda rusça konuşmayı öğrensem. :)

Link to post
Sitelerde Paylaş
7 dakika önce, Huuu yazdı:

 

Rus aksanıyla türkçe konuştuğu gibi, tamamen rusça da konuştu o kadın, tv.de duydum.

 

"Daha önce biraz biliyordur" yorumu pek açıklayıcı değil. Hic bilmiyorsa diyecek bir açıklamaları olmadığı anlamına geliyor. Ya hiç bilmiyorduysa?..

 

Acıyı etkisiz hale getirmek paranormal değil mi? Yanıyor ateşte ve kımıldamıyor. Bunu başarması için Kendi beyninde ona iletilen uyarılara karşı bir direnç geliştirmesi gerekiyor. Uyarıları yok sayabiliyor. Ateşte yanmayız ilgili şiddetli uyarılar...

 

Haberci rüyaları da bir olgu. Kişisel bir deneyimim yok bu konuda. Ama pek cok haber ve bilgi var internette.

"Daha önce biliyordur" yorumu bu sendromun görüldüğü diğer vakalar göz önünde bulundurulunca açıklayıcı. Tamamen Rusça mı konuşmuş bilmiyorum, Rusçam yok. Ne kadar konuşabiliyor, vs. Bunlarla ilgili bilgi sahibi değiliz. Hurraa reenkarnasyon demek inandırıcı olmayacaktır tabi bu durumda.

Acıyı hissetmemekte paranormal bir durum yok. Beyinle alakalı işte, paranormal olan ne? Yıllarca meditasyon yapmanın getirdiği bir sonuç. Oto-hipnoz denen bir şey var.

Link to post
Sitelerde Paylaş
1 dakika önce, skeptikal yazdı:

"Daha önce biliyordur" yorumu bu sendromun görüldüğü diğer vakalar göz önünde bulundurulunca açıklayıcı. Tamamen Rusça mı konuşmuş bilmiyorum, Rusçam yok. Ne kadar konuşabiliyor, vs. Bunlarla ilgili bilgi sahibi değiliz. Hurraa reenkarnasyon demek inandırıcı olmayacaktır tabi bu durumda.

Acıyı hissetmemekte paranormal bir durum yok. Beyinle alakalı işte, paranormal olan ne? Yıllarca meditasyon yapmanın getirdiği bir sonuç. Oto-hipnoz denen bir şey var.

 

Mesela vücudun normalde sahip olmadığı bir güce, kendini telkin yoluyla ulaşmak. Bu konuda basit bir deneyimim oldu. 3'ü kız, 4 kişi ağır, metal bir masayı parmak uclarimızla havaya tüy gibi kaldırdık. Bu tür olaylar paranormal sınıfına girmez mi?

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş

Mikroskopta lam-lamel arasındaki bakteri ne kadar biliyorsa neyin parçası olduğunu o kadar anlayabilirsiniz maddenin ve bilincin kökenini. Yerden ömür boyu bakıp Samanyolunun dışında bir şey görebilme umudu gibi bir durum. Cem gibi dersek,

 

-Ben görebilirim!

-Ah bak, bunu görebilirsin. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
4 dakika önce, teogoni yazdı:

Mikroskopta lam-lamel arasındaki bakteri ne kadar biliyorsa neyin parçası olduğunu o kadar anlayabilirsiniz maddenin ve bilincin kökenini. Yerden ömür boyu bakıp Samanyolunun dışında bir şey görebilme umudu gibi bir durum. Cem gibi dersek,

 

-Ben görebilirim!

-Ah bak, bunu görebilirsin. 

Fena değil...

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...