Jump to content

Forumda atıcılık sporu ile uğraşan var mı?


Recommended Posts

Bir saat önce, Phaselis yazdı:

 

AK 47 çok güçlü ve etkili bir silahtır. 50 metreden çelik yeleği deldiği görüntüler mevcut. AK 47 her koşulda çalışmasıyla ünlüdür; Arabistan çöllerinde de, kutup bölgelerinde de kesintisiz çalışır. Hatta suya sokulup, suyun altında ateşlendiğini gösterir videolar seyrettim. Vietnam şavaşında Vietkong'un temel silahıydı ve M16'lara karşı büyük üstünlük sağladı. Amerikan askerleri Vietkong'dan ellerine geçirdikleri kalasnikofları M16'ların yerine bizzat kendileri kullandılar. Yüksek şarjör kapasitesi, düşük fiyatı ile hala sınıfının en önde gelen ve dünyada en çok kullanılan silahtır.

 

Hocam ama ardarda ateş edildiğinde çok tepme yaptığı söyleniyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 68
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

2 saat önce, adalet123 yazdı:

 

Hocam ama ardarda ateş edildiğinde çok tepme yaptığı söyleniyor.

 

Sanmam, diğer otomatik silahlarda olduğu gibi gaz basıncıyla yeni mermi sürüldüğüne göre, tepme gücü mermi sürümü için kullanılır. O nedenle çok tepme yaptığını sanmıyorum, atış videolarını seyrettim, kullanan kişi geri tepmeden rahatsız görünmüyordu.

 

Geri tepmede zirve Kırıkkale dediğimiz eski piyade tüfeklerindedir. Bu tüfeklerde üstten 5'li kartuş yerleştirilir, her atıştan sonra yandaki mekanizma  kullanılarak kartuştan namluya mermi sürülürdü. (Mermi sürülen mekanizma o kadar kötü dizayn edilmişti ki, mermi sürerken dikkat edilmezse parmaklar kırılabilirdi.) Bu tüfeğin efsanevi bir geri tepmesi vardı,  geri tepme o kadar güçlüydü ki omuz bile kırdığı olurdu. Atış esnasında ayaktaki bir askeri devirdiği çoklukla görülen bir sorundu. Birinci dünya savaşında ve sonrasında kullanıldıktan sonra, 1920'lerde süratle emekli edilmiş, yerine yeni nesil otomatik silahlar (M1 gibi - M16'nın büyük babası) kullanılmaya başlanmıştır. 1990'lara kadar Kırıkkale ve Mauser bizim orduda eğitim silahı olarak kullanılmış, her askere bu silahla en az bir düzine atış yaptırılmıştır.

Link to post
Sitelerde Paylaş
2 saat önce, Phaselis yazdı:

 

Sanmam, diğer otomatik silahlarda olduğu gibi gaz basıncıyla yeni mermi sürüldüğüne göre, tepme gücü mermi sürümü için kullanılır. O nedenle çok tepme yaptığını sanmıyorum, atış videolarını seyrettim, kullanan kişi geri tepmeden rahatsız görünmüyordu.

 

Geri tepmede zirve Kırıkkale dediğimiz eski piyade tüfeklerindedir. Bu tüfeklerde üstten 5'li kartuş yerleştirilir, her atıştan sonra yandaki mekanizma  kullanılarak kartuştan namluya mermi sürülürdü. (Mermi sürülen mekanizma o kadar kötü dizayn edilmişti ki, mermi sürerken dikkat edilmezse parmaklar kırılabilirdi.) Bu tüfeğin efsanevi bir geri tepmesi vardı,  geri tepme o kadar güçlüydü ki omuz bile kırdığı olurdu. Atış esnasında ayaktaki bir askeri devirdiği çoklukla görülen bir sorundu. Birinci dünya savaşında ve sonrasında kullanıldıktan sonra, 1920'lerde süratle emekli edilmiş, yerine yeni nesil otomatik silahlar (M1 gibi - M16'nın büyük babası) kullanılmaya başlanmıştır. 1990'lara kadar Kırıkkale ve Mauser bizim orduda eğitim silahı olarak kullanılmış, her askere bu silahla en az bir düzine atış yaptırılmıştır.

 

- Ben hayal kırıklığına uğramıştım. M-16'nın bile mermi kapasitesi 30 deniyor. 

 

Thomsonlara filan 50-100 mermilik hazne takabiliyorsun. Bunun yolu nedir?

Link to post
Sitelerde Paylaş
13 dakika önce, Donatello23 yazdı:

 

- Ben hayal kırıklığına uğramıştım. M-16'nın bile mermi kapasitesi 30 deniyor. 

 

Thomsonlara filan 50-100 mermilik hazne takabiliyorsun. Bunun yolu nedir?

M16 şarjörleri 20 ya da 30 mermi kapasitelidir. Örneğin 100 mermi kapasiteli bir şarjör olsa, M16 o şarjörü de rahatça boşaltır. Zaten çatışma ve savaş ortamlarında şarjörler silahın dinlenmesine izin verilmeden peş peşe takılır. Şarjörü büyültmek ve mermi sayısı arttırmak silahı ağırlaştırır, ağır silahın hakimiyeti zayıflar. Yoksa silahın seri üretiminden sonra seri başı olan silah üzerinde yapılan denemelerinde şerit takılır, silahın pestili çıkana kadar atış yapılır.

Link to post
Sitelerde Paylaş

- Uzmanlar birçok açıdan M-16'nın daha iyi olduğunu düşünüyor. (Özellikle nişan almak ve otomatik olarak ateş etmek için). En hızlı seri ateş eden silah da Uzi'ymiş.

 

https://www.quora.com/Ak-47-vs-M-16-Which-is-the-best

 

G-3 de NATO genelinde yaygın bir silah. Ama AK-47 veya M-16 bundan iyi diyorlar.

 

G-3 yine de kuvvet bakımından kalaşnikoftan üstün.

 

AK ucuzluk, basitlik, güç ve dediğiniz gibi zor ortamda kullanılabilirlik + Askeri eğitimi sınırlı kişiler tarafından kullanılabilirlik bakımından üstün.

 

http://www.warriortalk.com/archive/index.php/t-80317.html

 

Ben Uzi'ye kadar gitmem ama alsam yine M-16 filan alırım. 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
Bir saat önce, Donatello23 yazdı:

G-3 de NATO genelinde yaygın bir silah. Ama AK-47 veya M-16 bundan iyi diyorlar.

 

G-3 yine de kuvvet bakımından kalaşnikoftan üstün.

 

 

 

G3 nişan tertibatı konusunda diğer iki silahtan da üstündür, ama pek çok zayıf noktası var. Kıbrıs çıkartmasında askerler G3 kullanıyordu, pek çok asker 3-5 şarjörden sonra namlunun ısınıp şiştiğini, soğutmak için atışı kestiklerini, hatta soğusun diye namluyu toprağa gömdüklerini söylemişlerdi yıllar önce. Yani öyle matah bir silah değildi. Ben askerde bir şarjör boşaltmıştım, aklımda kalan çok fazla ses yapıyor olduğuydu. Aynı dönemde G1'lerle de atış yapmıştık, daha eski olmasına rağmen G1'i, G3'ten daha fazla sevmiştim. Daha sakin, daha az ses yapan bir silahtı G1...

 

Artık G3 devri kapandı, sanırım imalatı da durduruldu, çünkü yeni nesil MPT-55'ler geliyor. Ordunun elinde milyonlarca G3 mevcuttur, artık onları da eğitimde kullanırlar. Son söz; G3 kesinlikle AK-47'den üstün bir silah değildir, AK-47 G3'e nal toplatır...

 

Link to post
Sitelerde Paylaş

Canavar bir silah olsun dersen M 60... Piyade tüfeği olarak M 16 dan iyisi olduğunu sanmıyorum. En uzun menzilde en güçlü etki yapan piyade tüfeği. Uzun namlulu silahların hepsi yakın mesafeden sacı deler ve tuğla duvarı parçalar. Uzun mesafe etki gücüne bakacaksın.

tarihinde democrossian tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
2 saat önce, Phaselis yazdı:

 

G3 nişan tertibatı konusunda diğer iki silahtan da üstündür, ama pek çok zayıf noktası var. Kıbrıs çıkartmasında askerler G3 kullanıyordu, pek çok asker 3-5 şarjörden sonra namlunun ısınıp şiştiğini, soğutmak için atışı kestiklerini, hatta soğusun diye namluyu toprağa gömdüklerini söylemişlerdi yıllar önce. Yani öyle matah bir silah değildi. Ben askerde bir şarjör boşaltmıştım, aklımda kalan çok fazla ses yapıyor olduğuydu. Aynı dönemde G1'lerle de atış yapmıştık, daha eski olmasına rağmen G1'i, G3'ten daha fazla sevmiştim. Daha sakin, daha az ses yapan bir silahtı G1...

 

Artık G3 devri kapandı, sanırım imalatı da durduruldu, çünkü yeni nesil MPT-55'ler geliyor. Ordunun elinde milyonlarca G3 mevcuttur, artık onları da eğitimde kullanırlar. Son söz; G3 kesinlikle AK-47'den üstün bir silah değildir, AK-47 G3'e nal toplatır...

 

 

G-3 zaten "Heckler ve Koch G-3" diye geçiyor. 1950'de icat edilmiş ve ülkelere ve dönemlere göre revize edilmiş:

https://www.militaryfactory.com/smallarms/detail.asp?smallarms_id=127

 

Bizdekiler herhalde:

G3A7 - Turkish-produced and licensed variant. G3A7A1 - Turkish-produced and licensed variant of German G3A4 model.

 

Pakistan ve Norveç bile patent alıp kendi üretiyor. Silah aynı silah. 

 

Kullanımdan kalkacak gibi değil, çok yaygın ve kaliteli bir silah:

 

https://en.wikipedia.org/wiki/Heckler_%26_Koch_G3#United_Kingdom

 

Bunun sivillere yönelik HK 41 SG1 modelleri bile çıkmış:

 

 

HK41_SG1.jpg
Link to post
Sitelerde Paylaş

- Bundan bana verseler alırım. 

 

Ben kullanışlılık ve tabi ki seri atış yapma imkanı istiyorum. Dürbün gibi şeylere de hiç itirazım yok. 

 

Askerdeki G3'ler çok ağırdı. Komando filan olsa onu tüy gibi kaldırır da ben o kadar kaslı değilim. Kadın silahı olsun demiyorum, ama rahat etmem lazım. 

Bir de yeni modifikasyonlar filan da çok önemli. Kıbrıs dönemindeki o ısınma sorununu filan mühendislerin çözmüş olması gerekiyor. 

 

- Bu silah da tıpkı kaplumbağa arabalar gibi, özünde Nazi Almanya'sı tasarımı. Sonra müttefikler bunu finanse edip iyice geliştiriyorlar.

 

M-16'lar da öyle:

 

https://en.wikipedia.org/wiki/M16_rifle

 

Dönemin Arma Lite silahının geliştirilmiş hali.

 

Diğer ilginç bir şey. G3'ü tasarlayan Hackler ve Koch'un da M-16 tasarımına dayanan HK-416 diye bir piyade silahı bile var.

 

Bizde de A1/A2/A3 modelleri varmış. Bu da çok yaygın bir silah.

 

- Bu HK-416 denilen alet de Bin ladin'i basan Navy SEAL'ler + Fransız / İngiliz ordusunun geçtiği en yeni silah. Yine M-16 Tasarımı. Heckler Koch Şirketi tarafından modifiye edilmiş. 

 

 

Umarex-Heckler-amp-Koch-HK416-C-Compact-Airsoft-Gun_1180_1200_4D7QM.jpg

 

1266293_01_hk416_22lr_rifle_umarex_walthe_640.jpg

 

Alman Tasarımlı M-16. Fiyat olarak da 2500 - 3000 $ arası. 

ABD'de filan satın alınabiliyormuş. 

tarihinde Donatello23 tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
On 17.10.2017 at 16:50, Ten Ten said:

Evet havalı tüfek çok zevkli.:)

 

sporcu lisansı nasıl çıkarıtlıyor acaba?

 

Okçuluk için eğitim gerekiyormuş.Kursta başarı sağlarsan lisans veriyorlarmış.

 

Havalı ve ateşli silahlar için eğitim gerekiyor mu acaba?

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Havalı silah lisansı için Türkiye Atıcılık ve Avcılık federasyonu'na posta ile başvuruyorsun. Gerekli belgeyi ilgili federasyondan temin edebilirsin. İlave olarak sağlık raporu (  Aile hekiminden olabilir) Kimlik örneği falan gönderiyorsun.Tabi bir miktarda para yatırıyorsun.  Lisans neye yarıyor dersen şimdilik pek bir şeye yaramaz. Ancak arazide havalı silahın ne olduğunu bilmeyen bir güvenlik görevlisine falan denk gelirsen lisanslı sporcuyum der gereksiz işlemlerden kurtulabilirsin. Ancak büyük ihtimalle bir süre sonra bu silahlara da kısıtlama getirilecektir. O zaman işe yarayabilir.

 

Havalı silahlar oyuncak değildir. Ortalama 300 m/s hızla metal parça -Pellet- atan bir alet , ateşli silahlar kadar dikkat ister. Niyetiniz varsa en az bir ay airguntürk sitesini incelemenizi tavsiye ederim. Orada elde ettiğiniz bilgilerden sonra silah ve diğer malzemeleri almaya başlayabilirsiniz. Bu işin keyfini çıkartmak için silah, dürbün, scuba vs. En az 3 bin lirayı gözden çıkarmanız gerekecektir.

 

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
On 15.10.2017 at 20:34, Ten Ten yazdı:

Amerikanın pkk gibi sorunu  olmadığı halde her sene 10000 kişi silahla ölüyor. 

https://www.cnnturk.com/haber/dunya/abdde-her-yil-10-bin-kisi-silahla-olduruluyor

 

eee ? Türkiyede hepsi yasak 80 milyonluk ülkede 3 ila 5 bin arası kişi ölüyor.Amerikada 300 milyon nüfus 250 milyon silah var 10 bin kişi ölmüş çok mu ? Öldürmek isteyen bıçaklada öldürür gazoz kapağıylada.

Link to post
Sitelerde Paylaş
1 dakika önce, Zerkavi yazdı:

eee ? Türkiyede hepsi yasak 80 milyonluk ülkede 3 ila 5 bin arası kişi ölüyor.Amerikada 300 milyon nüfus 250 milyon silah var 10 bin kişi ölmüş çok mu ? Öldürmek isteyen bıçaklada öldürür gazoz kapağıylada.

yasak dediğin zaman ruhsatlı bile izin verilmez.

 

senelik ruhsat ücreti pahalı olduğu halde tabanca tüfek alan çok var bizde.:)

 

 

 

 

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
2 saat önce, Ten Ten yazdı:

yasak dediğin zaman ruhsatlı bile izin verilmez.

 

senelik ruhsat ücreti pahalı olduğu halde tabanca tüfek alan çok var bizde.:)

+

- Bizimkisi kentleşmede gecikmeden kaynaklanıyor biraz da. Dağda / köyde yaşayan adam kendini ayıdan eşkiyadan nasıl korusun?

 

ABD olayı ayrı. Bir yandan karşıyım ama bir yandan Amerikada olsam bende alırım. 

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ben G3 ümü kademeye teslim ederken neredeyse ağlayacaktım. Ona gözüm gibi bakar, hiç durmadan temizler yağlar bakım yapardım. Komando değildik, bizden böyle bir şey istemezlerdi ama gözümü kapatıp bir dakikada söker mekanizmasını çıkarır geri toplardım. Bu tabii çatışma ortamında hayati bir beceri. Gece karanlıkta sıkışan mekanizmayı çıkaramazsan işin biter. Defalarca hazır kıta olup kamuflaj giyip ful teçhizat sabaha kadar beklediğim halde hiç çatışma deneyimim olmadı. Tüfeği eline aldığında zangır zangır titreyen ve eline bir piton yılanı almış gibi korkanlar gördüm. Hazır kıta haricinde hiç tam dolu şarjör görmedim, ful 20 atış yapamadım ve hiç otomatiğe alıp ateş etmedim.

 

Askerde piyadenin az kurşun atıp çok isabet kaydetmesi istenir. Otomatiğe almak yasak zaten. Öyle 20 kurşun atıp bir isabet kabul edilir değil. G3ün mantığı budur. Güçlü, isabet oranı yüksek, uzun menzilli ve prensip olarak çok acil durum olmadıkça otomatiğe alınmayacak bir silah. Hatta bir ara ABD TSK nın G3 ü bırakıp MP5 kullanması için baskı yapmıştı. Nedeni G3 ün çok ölümcül olması. G3 isabeti ile yaralanan bir insan acil tıbbi müdahale olmazsa ölür. Dokunduğu yeri parçalar. Bir seferinde bir yanlış anlaşılmadan dolayı bir asker G3 ün namlusunu göğsüme dayadı. En küçük bir hareket yapmadan heykel gibi namluyu çekmesini bekledim. Çünkü tetiğe dokunmasıyla sırtımda tabak kadar bir delik oluşur ve kalbim o delikten püskürürdü. Neyse yanlış anlaşılma giderildi ve namluyu indirdi. Askerde birbirini vurma olayları görülür. G3 ün o yanları yarıklı alev gizleyeninin bana dönmesi beni ürpertir, çünkü ne kadar güçlü bir silah olduğunu biliyorum. Ama seri atışta çabuk tıkanır. 

 

Mantığın devamı şöyle: Piyade seri atış isteyen zorlu bir hedefle karşılaştığında her mangada bir adet bulunan MG3 ler getirilir. Sehpalı olan bu silah kurulur ve şerit takılır. MG3 hedefi darmadağın eder. Bunu askerde canlı gördüm. Askerler tatbikat için dağda taş ve çamurdan mevziler yaptılar ve arkalarına içinde boyalı su olan variller konuldu. MG3 getirilip mevzilerin karşısına kuruldu. Ateş serbest emriyle MG3 şerit bitmeden hedefi tümüyle yok etti. Variller içlerindeki boyalı su havaya püskürerek sağa sola yuvarladı. Ağır makineli olarak A6 var ama eski silah. Tutukluk yapıyor. Onun tatbikatını da gördüm. Bu çok ağır bir silah. Dinozor gibi bir şey. Hedefi de hallaç pamuğu gibi atıyor ama tutukluk mutlaka yapıyor.

 

Bir keresinde bir tatbikatta hurda bir tanka Yunan bayrağı çekildi. O sırada Ege'de kriz çıkmıştı. Askerler tanka atışa başladılar. Birisi basit bir tüfek bombasını nasıl yaptıysa tankın içine gönderdi. Tabii lav silahıyla filan tank epey hasarlanmıştı, mucize değildi ama zor bir atıştı. Tankın üst kapağı havaya fırladı. Generallerden biri kalkıp yanına gidip askeri alnından öptü. 

 

Kısa dönem olduğum gerekçesiyle hiç bir ağır silahla ateş etmeme izin verilmedi. Ama silah belleticisi idim. Çok silah dersi anlattım. Sabah onu eğitim alanında verir öğleden sonra okuma yazma öğretirdim. Bomba, roket, mayın, el bombası, hepsini çok iyi bilirim. Tüm özelliklerini ezbere takılmadan sayardım. Namlu çapı, uzunluğu, menzil, mühimmat miktarı hepsi ezberimdeydi. Hangisi sorulsa takır takır sayardım. Yeter ki şu silah nedir diye sorulsun. Terhis olur olmaz rakamsal hiç bir veri belleğimde kalmadı. Ama bu silahlardan herhangi birisini elime aldığım anda kullanabilirim.

 

Fakat şimdilerde TSK da eğitimin zayıfladığı konuşuluyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 1 month later...

Hem AK-47 Hem de G3'ün atasının da 1942 tasarımlı bu Alman silahı olduğu düşünülüyor (MP-44)

MP44 - Tyskland - 8x33mm Kurz - Armémuseum.jpg

Bu da günümüze kadar kullanıla gelmiş. Hatta Suriye iç savaşında bile bir yerde bundan 1000 adet bulmuşlar.

Diğer adı SturmGewehr 44. 1960'larda filan Vietnam'da, Doğu Almanya'da, Cezayir'de milisler tarafından filan kullanılırmış.

 

https://en.wikipedia.org/wiki/StG_44

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş

İlginç bir tasarım. Tüfeğin tüm uzunluğu kullanılmış, dipçiğin içine kadar mekanizma uzatılmış. Bu yüzden silah uzun görünmese de namlu uzunluğu M4A1 ile aynı.  Boş kovanın gözün hemen az ilerisinden fırlayacak olması biraz barut gazı rahatsızlığı verebilir göze. Gözlüksüz atış yapmak iyi gelmeyebilir. Aklıma gelen sakınca bu.

Link to post
Sitelerde Paylaş
On 06.12.2017 at 11:55, Raphael17 yazdı:

Hem AK-47 Hem de G3'ün atasının da 1942 tasarımlı bu Alman silahı olduğu düşünülüyor (MP-44)

MP44 - Tyskland - 8x33mm Kurz - Armémuseum.jpg

Bu da günümüze kadar kullanıla gelmiş. Hatta Suriye iç savaşında bile bir yerde bundan 1000 adet bulmuşlar.

Diğer adı SturmGewehr 44. 1960'larda filan Vietnam'da, Doğu Almanya'da, Cezayir'de milisler tarafından filan kullanılırmış.

 

https://en.wikipedia.org/wiki/StG_44

 

 

Çok ilginç mermi boyu G3 göre kısa.

https://en.wikipedia.org/wiki/7.92×33mm_Kurz

https://tr.wikipedia.org/wiki/7,62×51mm_NATO

Link to post
Sitelerde Paylaş

G 3 ü şarjöründen tutmak rahat ve havalı olurdu. Fakat üstler buna kızarlardı. El kundağından tutacaksınız derlerdi. El kundağından tutmak beni hep rahatsız etmiştir. Başparmak rahatsız bir konumda kalıyor. Ama şarjörden tutmak çok rahat. Görüyorum ki bu eski Alman silahı da şarjörden tutulacak şekilde yapılmış. Başka tutacak yer yok, çünkü diğer kısımlarda namlu soğutma delikleri var. Ben yoğun bir çatışma olsa el kundağını çıkarırdım ve şarjörden tutardım diye düşünürdüm. Çünkü bu namlunun soğumasını artıracaktır. El kundağı bakalit ve ısı iletimi yok. G 3 ü elim kolum gibi bilirim. Her parçasını gözüm kapalı tanırım. Onu elimde tutmaktan haz duyardım. Yine elime alabilsem mutlu olurum. Bazen askerler yanlış anlamasa da ya arkadaş şu silahı bir dakika elimde tutmama müsaade eder misin desem diyorum ama vermezler! :D 

 

Şarjörden tutunca bir de kayışı bileğimize dolardık, bu da doğrusu iyice havalı bir hareketti! Askerdeki en havalı pozisyon! Yüz kara boyalı, miğfer kamuflajlı, şarjör dolu. O anda vurulmak, ölmek filan çok sıradan geliyor. Öyle bir psikoloji oluyor. Fakat silah boşken tedirgin olmayıp, dolu şarjörü takınca eline piton yılanı almış gibi zangır zangır titreyenleri gördüm. Benimse en mutlu olduğum an, silahın dolu olduğu andı. Silah boşken boşa askerlik yapıyor gibi hissediyordum.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Muhteremler,

burada teșhir edilen silahların atıcılık sporu ile ne alakası var ?

Bunlarla mı atıcılık șampiyonaları düzenleniyor da, bunların reklamını yapıyorsunuz ?

Bu insan ürünü(!) makinelerin yegane görevi canlıları tahtalı köye götürmektir, ki o namluların karșısında da olmak istemezsiniz elbette.

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...