Jump to content

Türkçe - öztürkçe


Recommended Posts

Dilimize yabancı dillerden girmiş kelimelere "Türkçe değil" diyenler var.

Oysa adı üzerinde, "dilimize girmiş", demek ki artık yabancı değil. Sana komşu olan kişiye birkaç gün sonra artık yabancı muamelesi yapmıyorsun ama diline yerleşmiş ve dilinin ruhuna uyumlanmış kelimelere yabancı muamelesi yapıyorsun. 

Bir de "öztürkçe kelime" muhabbeti var. Bu ne demek? Yani sen, kendi uydurup türettiğin kelimelere "öz" derken, yüzlerce yıldır kullandığın, dilinin ayrılmaz bir parçası olmuş, deyimlerine, atasözlerine girmiş kelimelere üvey muamelesi yapıyorsun. 

Bu ne nankörlüktür? Bunun nesi ilericilik? Oysa böyle bir algı da oluşmuş bizde. Dilde "özleşmeye" karşı çıkanlar sağcılar olagelmiş, öztürkçeciliği savunanlar ise solcular. Bu bir tek bizde böyle sanırım. Diğer başka ülkelerde bu tür bir rol dağılımı olmamış. Mesela eski SSCB'de bu tür bir özleştirme anlayışı ırkçılık olarak görülmüş.

Bu özleştirme dilimize o kadar büyük zarar vermiş ki, dünyanın en kurallı dillerinden olan dilimiz kurallılığını kaybeder olmuş. Türkçenin kurallarına aykırı türetilen kelimeler kuralların doğal mantığını bozmuş. Eski ahenkli hâlini de bu nedenle kaybetmiş. Takır tukur bir dile dönmüş.

Bu "öztürkçe" kelimeler yüzünden aramızda anlaşma sorunu yaşar olmuşuz. Çünkü bir "yabancı" veya "üvey" kelimeye karşılık kullanıma sokulan "öztürkçe" bir kelime, dile yerleşmiş ama hesaba katılmayan başka bir anlamda da yerleşmiş. Böylece ne demek istendiği anlaşılmamaya başlamış.

Misal "olası"... Bu kelime günümüzde hem "mümkün" hem de "muhtemel" karşılığında kullanılıyor. Oysa ilk kullanıma sokulduğunda sadece "muhtemel" anlamında önerilmişti.

Düşünün, ne haldeyiz! Artık mümkün ve muhtemel kavramlarımız birleşmiş ve "olası" olmuş. Üstelik gerekli-gereksiz her yerde kullanılabiliyor. Sanki daha bir anlam kattığını mı sanıyorlar, nedir? 

Mesela "düş"... Bu kelime de "rüya" karşılığı kullanılır idi. Ama artık "hayal" karşılığı da kullanılıyor. 

Mesela "iletişim". Bu kelime de "haberleşme" karşılığı türetilmişti. Oysa artık daha çok "irtibat" yerine kullanılıyor.

Böyle pek çok kelime var ve bunlar hem kulak tırmalıyor, hem de kavram kargaşasına yol açıyor.

Tabii yaygınlaşmayan "imge", "aşkınsal", "olumlamak", "ereksel" vb kelimeleri hiç saymıyorum bile. Bunlar daha çok kitaplarda yer alıyor ve kitabı açmamızla kapamamızın bir olmasına sebep oluyor. 
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 234
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Top Posters In This Topic

Posted Images

Arapçıların düşü;

"Bir müsellesin mesaha-i sathiyesi, kaidesinin irtifaına hâsıl-ı zarbinin nısfına müsavidir" 

Gerçekte olan;

"Üçgenin alanı taban uzunluğu ile yüksekliğinin çarpımının yarısına eşittir"

 

Üçgenin alanını tanımlayan ilk tanımda bir sözcüğü dışındaki tüm sözcükler arapça.

Link to post
Sitelerde Paylaş
13 dakika önce, Buzul yazdı:

Arapçıların düşü;

"Bir müsellesin mesaha-i sathiyesi, kaidesinin irtifaına hâsıl-ı zarbinin nısfına müsavidir" 

Gerçekte olan;

"Üçgenin alanı taban uzunluğu ile yüksekliğinin çarpımının yarısına eşittir"

 

Üçgenin alanını tanımlayan ilk tanımda bir sözcüğü dışındaki tüm sözcükler arapça.

 

O da abartılı bir arapçacılık, farsçacılık eğiliminin sonucuydu. Hatalıydı. Üçgen Atatürk'ün güzel bir türetimiydi. Ama sonra dil kurumunun dil bilmez yetkilileri işin cılkını çıkardı. "Milletvekili" pekâlâ anlaşılan ve yerleşmiş bir kelimeyken, saylav gibi tutmayan "tilcik"ler uydurdular.

Link to post
Sitelerde Paylaş
2 dakika önce, Ten Ten yazdı:

Ve bağlacının türkçesini bulsalarda kurtulsak.

 

 

Neyden kurtuluyorsun? Ve bağlacı türkçeleşmiş bir bağlaç. Yüzyıllardır dilimizde var.

 

Ayrıca nasıl bulacaklar? Yazılı kaynağımız çok az. Olanlarda da yazmıyor. 

 

Yine ayrıca "ve" seni neden rahatsız ediyor? Kurtulmak diyecek kadar ne yaptı ve bağlacı sana? :)

Link to post
Sitelerde Paylaş
5 dakika önce, Huuu yazdı:

 

Neyden kurtuluyorsun? Ve bağlacı türkçeleşmiş bir bağlaç. Yüzyıllardır dilimizde var.

 

Ayrıca nasıl bulacaklar? Yazılı kaynağımız çok az. Olanlarda da yazmıyor. 

 

Yine ayrıca "ve" seni neden rahatsız ediyor? Kurtulmak diyecek kadar ne yaptı ve bağlacı sana? :)

Yazım hatası yapılan bütün bağlaçların türkçe olmadığını düşünüyorum.

Link to post
Sitelerde Paylaş
9 dakika önce, Huuu yazdı:

 

O da abartılı bir arapçacılık, farsçacılık eğiliminin sonucuydu. Hatalıydı. Üçgen Atatürk'ün güzel bir türetimiydi. Ama sonra dil kurumunun dil bilmez yetkilileri işin cılkını çıkardı. "Milletvekili" pekâlâ anlaşılan ve yerleşmiş bir kelimeyken, saylav gibi tutmayan "tilcik"ler uydurdular.

Uydursunlar,üretsinler,türetsinler.Tutan tutar,tutmayan tutmaz.

Link to post
Sitelerde Paylaş
3 dakika önce, Ten Ten yazdı:

Yazım hatası yapılan bütün bağlaçların türkçe olmadığını düşünüyorum.

 

Türkçedeki bütün kelimeler Türkçedir. :)

 

Yazım hatası nasıl yapılıyor ve bağlacında?

Link to post
Sitelerde Paylaş
Şimdi, Huuu yazdı:

 

Neden uydursunlar? Niye?..

Neden uydurmasınlar,neden türetmesinler,neden üretmesinler?Nurullah ataç örneğin bu sözcükleri Türkçeye kazandırmıştır.Biz bugün bunları kullanıyoruz.

akım,anı,asalak,ayrıcalık,ayrıntı,bağnaz,beğeni,bellek,bilim,ödev,öğreti,bilinç,birey,çeviri,devrim,doğal,eleştiri,etkinlik,ezgi,tanım,içerik,ilke,izlenim,koşul,kural,olanak,olay,somut,soyut,tepki,uyak,yapım,uçak.

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
6 dakika önce, Buzul yazdı:

Neden uydurmasınlar,neden türetmesinler,neden üretmesinler?Nurullah ataç örneğin bu sözcükleri Türkçeye kazandırmıştır.Biz bugün bunları kullanıyoruz.

akım,anı,asalak,ayrıcalık,ayrıntı,bağnaz,beğeni,bellek,bilim,ödev,öğreti,bilinç,birey,çeviri,devrim,doğal,eleştiri,etkinlik,ezgi,tanım,içerik,ilke,izlenim,koşul,kural,olanak,olay,somut,soyut,tepki,uyak,yapım,uçak.

 

Bir kısmı doğru, bir kısmı hatalı türeymişler. Ödev hatalı mesela, etkinlik hatalı, izlenim hatalı, olanak gereksiz, koşul hatalı, doğal hatalı vb...

 

Artık yerleşmiş olanlara karşılık bulmaya gerek yok.

Link to post
Sitelerde Paylaş
1 dakika önce, Huuu yazdı:

 

Bir kısmı doğru, bir kısmı hatalı türeymişler. Ödev hatalı mesela, etkinlik hatalı, izlenim hatalı, olanak gereksiz, koşul hatalı, doğal hatalı vb...

 

Artık yerleşmiş olanlara karşılık bulmaya gerek yok.

Saçmalamayı kes bence.O anlamı kazanmış,o anlamı karşılayan sözcüğe yanlış demek de neyin kafası?

Link to post
Sitelerde Paylaş
4 dakika önce, Buzul yazdı:

Saçmalamayı kes bence.O anlamı kazanmış,o anlamı karşılayan sözcüğe yanlış demek de neyin kafası?

 

Türkçemiz çok kurallı bir dildi. Ama türetmelerin bir kısmı bu kurallara uygun yapılmadı. Boylede dilimizin yapısı bozuldu. Türkçede her ekin bir işlevi vardı. Bunu dikkate almayıp kafalarına göre ek koydular.

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
6 dakika önce, Huuu yazdı:

 

Bir kısmı doğru, bir kısmı hatalı türeymişler. Ödev hatalı mesela, etkinlik hatalı, izlenim hatalı, olanak gereksiz, koşul hatalı, doğal hatalı vb...

 

Artık yerleşmiş olanlara karşılık bulmaya gerek yok.

Doğal yerine tabii mi diyelim? :)

 

Link to post
Sitelerde Paylaş

- Bence bu işi antropoloji ile de desteklemek gerekiyor. Siyasette bile "avrasyacılık" diye yırtınanlar var. 

Madem ki Türkçe bir Uray-Altay dili, neden Orta Asya'da, Ruslarla beraber antropolojik araştırma yapılmıyor?

Bunu yaptıktan sonra, Arapça ve Farsça kelimelerin yerine daha öz-Türkçe kelimeler getirilebilir, veya geliştirilebilir. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
2 dakika önce, Huuu yazdı:

 

Türkçemiz çok kurallı bir dildi. Ama türetmelerin bir kısmı bu kurallara uygun yapılmadı. Boylede dilimizin yapısı bozuldu. Türkçede her ekin bir işlevi vardı. Bunu dikkate almayıp kafalarına göre ek koydular.

 

Senin dilin Arapça,Farşça sözcüklerden geçilmeyen bir dil olduğu için,dilimizin yapısı bozuldu demen oldukça doğal.Ayrıca Türkçede hangi eklerin ne gibi işlevleri vardı da,o ekler bugün işlevlerini yerine getiremiyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Şimdi, Buzul yazdı:

Senin dilin Arapça,Farşça sözcüklerden geçilmeyen bir dil olduğu için,dilimizin yapısı bozuldu demen oldukça doğal.Ayrıca Türkçede hangi eklerin ne gibi işlevleri vardı da,o ekler bugün işlevlerini yerine getiremiyor.

 

Ben bir dile dışarıdan giren yabancı kelimelerin zamanla o dilin bir parçası olduğunu, bunun kötü bir şey olmayıp, aksine güzel bir şey olduğunu söylüyorum. Diller böyle alışverişler yaparak gelişir.

 

Türkçenin gücü de dışarıdan çokça kelime alıp bunları kendi yapısı içinde uyumlu hâle getirilmesinde yatıyor. 

 

Türkçede her ekin işlevi ayrı. Buna sonra değineyim. 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
Şimdi, Huuu yazdı:

 

Ben bir dile dışarıdan giren yabancı kelimelerin zamanla o dilin bir parçası olduğunu, bunun kötü bir şey olmayıp, aksine güzel bir şey olduğunu söylüyorum. Diller böyle alışverişler yaparak gelişir.

 

Türkçenin gücü de dışarıdan çokça kelime alıp bunları kendi yapısı içinde uyumlu hâle getirilmesinde yatıyor. 

 

Türkçede her ekin işlevi ayrı. Buna sonra değineyim. 

 

Başka dillerden sözcük girebilir de,giren sözcükler o dilde yer alan sözcüklerin yerini almaya başlarsa sıkıntı.Ayrıca dediğim gibi dile giren yabancı sözcüklere karşılık Türkçe sözcükler de üretilip,Türkçeye kazandırabilir.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...