Jump to content

Ateistlere Soralım, Sizce şu cümleler insanoğluna ait olabilir mi?


Recommended Posts

  • İleti 408
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Top Posters In This Topic

Posted Images

On 29.11.2017 at 15:28, ahmet1405 yazdı:

 

KOPYALA YAPIŞTIR YAPMADIM. LİSTE BANA AİT.

 

bunların bana mucize olmadığını ispatlasana?

Peki.
Öncelikle şunu söyleyebilirim. Bunların neden mucize olmadığına dair alternatif açıklamalar kolayca üretilebilir. Fakat sen bunu kabul etmeyeceksin. Veya ateistler de aksini kabul etmeyecek. Olay bakış açısından ibaret çünkü. Ama Kur'anda net olan bilimsel bir hata var. Fussilet 9-12:

Alıntı

9. De ki: Gerçekten siz, yeri iki günde yaratanı inkâr edip O'na ortaklar mı koşuyorsunuz? O, âlemlerin Rabbidir.
10. O, yeryüzüne sabit dağlar yerleştirdi. Orada bereketler yarattı ve orada tam dört günde isteyenler için fark gözetmeden gıdalar takdir etti.
11. Sonra duman halinde olan göğe yöneldi, ona ve yerküreye: İsteyerek veya istemeyerek, gelin! dedi. İkisi de "İsteyerek geldik" dediler.
12. Böylece onları, iki günde yedi gök olarak yarattı ve her göğe görevini vahyetti. Ve biz, yakın semâyı kandillerle donattık, bozulmaktan da koruduk. İşte bu, azîz, alîm Allah'ın takdiridir

 

Alıntı

Bakara 29: O, yeryüzünde olanların hepsini sizin için yaratan, sonra göğe yönelip onları yedi gök hâlinde düzenleyendir. O, her şeyi hakkıyla bilendir.


Kurana göre allah önce dünyayı, sonra göğü düzenlemiş. Bilime göre ise evren yaklaşık 13.5 milyar, dünya da 4.5 milyar yaşındadır. Yani Kur'anda big bang falan yok. Ortada Müslümanların sallamaları var sadece. Ha burda 7 kat gök atmosferdir, atmosfer yerden sonra oluşmuştur falan diye savunma yapabilirdin, neden yapamayacağını aşağıda göreceksin.
Bundan yola çıkınca gerisi çorap söküğü gibi geliyor. Net bir bilimsel hatanın bulunması, ateistlerin bakış açısının doğru olduğunun kanıtıdır. Allahın arşının su üstünde olması "eter madde" imiş de, dağların kazık gibi çakılması gibi müslümanların mucize diye sunduğu mitler, aslında gerçekte İslam mitolojisinden ibaret. İbn-i Kesir tefsirinde Kalem Suresi 1. ayetin tefsirinden:

Alıntı

Bakara sûresinıiı başında hecâ harfleriyle ilgili söz edilmişti. Buradaki «Nûn» kavli de Sâd, Kâf ve benzerisûrelerin başında yer alan alfabetik harflerden bir harftir. Burada bu konuda ayrıca tafsilâtlı bilgiverilmeyecektir.Denildi ki: Nûn kavlinden murâd, yedi kat yeri taşıyan büyük okyanusun su dalgaları üzerinde yaşayan büyük birbalıktır. Nitekim bu konuda Ebu Ca'fer İbn Cerîr Taberî şöyle der: Bize İbn Beşşâr... İbn Abbâs'tan nakletti ki; o,şöyle demiş: Allah Teâlâ'nın ilk yarattığı, şey,kalemdir. Kaleme; yaz, dedi. O; ne yazayım? deyince, Allah Teâlâ; kaderi yaz, dedi. O günden kıyamet gününekadar olacak şeyler kader uyarınca cereyan etti. Sonra Nûn'u yarattı. Su buharı yükseldi de ondan gökyüzüparçalandı ve Nûn'un sırtına yeryüzünü yaydı. Nûn sarsılınca, yeryüzü yayıldı ve oynadı. Allah Teâlâ dağlarlaonu sabit kıldı. Bu sebeple o, yeryüzüne karsı övünür. 


Yani mucize diye sunduğun ayetlere alternatif bir bakış açısı ile baktığın zaman, her şey netleşiyor. Evreni yaratan bir yaratıcının değil, hırsızın elinin kesilmesini ve kadınların dövülmesini falan emreden bir arap tanrısına ait atfedilen mitlerden ibaret olduğu anlaşılıyor.
Ve "bunlar kuranda yazmıyor, tefsirleri dikkate almam" gibi argümanlar bu konuda geçerli değil. Benim gösterdiğim şey şu ki, bu mucize diye önümüze sunulanların çok basit başka açıklamaları var. Yani illa mucize anlamına gelmesi gerekmiyor. Senin bunları kanıt olarak sunabilmen içinse, hiçbir karşıt tez veya alternatif bakış açısı üretilememeliydi.

 

1. "Ve muhakkak Biz genişleticileriz."

Alıntı

İbn Abbas; güç yetirenleriz, kudret sahibi olanlarız diye açıklamıştır. Biz genişlik sahibi kimseleriz, diye de açıklanmıştır. Semayı ve başka varlıkları yaratmak dolayısıyla, yaratmayı dilediğimiz herhangi bir şey sebebiyle bize darlık gelmesi söz konusu değildir. 
Şöyle de açıklanmıştır: Bizler yarattıklarımızın rızklarını genişletenleriz. Bu açıklama da İbn Abbas'tan rivayet edilmiştir. el-Hasen: Güç yetirenleriz diye açıklamıştır. Yine ondan rivayete göre; “biz yağmur ile rızkı genişletenleriz” diye açıkladığı nakledilmiştir. 
ed-Dahhak dedi ki: “Biz sizi zengin kılanlar, ihtiyaçtan kurtaranlarız” demektir. Bunun delili de: "Eli geniş olan kendi halince" (el-Bakara, 2/236) buyruğunda aynı kökten gelen lafzın "zengin olan" anlamında kullanılmış olmasıdır.  
el-Kutebi dedi ki: “Biz yarattığımız varlıklar üzerinde geniş lütuf sahibiyiz” demektir.  
Anlamlar birbirlerine yakındır.Bizler sema ile arz arasında bir genişlik yarattık, diye de açıklanmıştır.  
el-Cevheri dedi ki: "Adam bolluk ve genişlik içinde öldü" demektir. Yüce Allah'ın: "Ve Biz göğü kudret ve kuvvetle bina ettik ve muhakkak biz genişleticileriz" buyruğunda da aynı anlamdadır. Yani biz muhtaç olmayan ve güç yetirenleriz demektir. Bu açıklama bütün görüşleri kapsamaktadır.

Ayrıca islam mitolojisine göre gök 7 kat. Bunun da bilimsel bir karşılığı yok zaten. Diyelim ki genişletilenden kastedilen gerçekten gök olsun. Kat kat yaratıldığı inancı olduğuna göre, genişletmekten kasıt sadece kat üstüne kat çıkmak anlamında da olabilir. Bu da yine mitolojiye karşılık gelir, bilimsel bir yönü yok. Ve 7 kat da atmosfer değildir, bunu da aşağıda açıklayacağım. 11. maddeye gidip görebilirsin çok merak ediyorsan.


2. Kulak, göz, kalp sırasıyla gelişir dememiş. Bunları size verdi demiş. Ama o sırayla verdi diye kalkıp da bundan organların bu sırada oluştuğunu çıkarmak komik. Yine görmek istediğinizi görüyorsunuz. Böyle şeyleri kanıt olarak sunmayın artık.
3. Allah spam yapıyor yani. Güzel mucize.
4. Bu ayette ne olduğunu anlamadım, 19 falan mı çıkaracaksın. Bu tür kelime tekrarı- numeroloji - ebced falan gibi saçmalıkları kanıttan saymıyorum. İslamın ilkel kurallarını kabul edeceğiz, niye? Çünkü bilmem kaç kere aynı kelimeyi söylemiş. Hadi yav.
5. Tin 1: "İncire ve zeytine andolsun." 
Burda mucize olan ne?
6. Tekrar, burada mucize olan ne?
7. Doğada gözlemlenebilen bir fenomeni aktarmak mucize değildir.
8. Sen 9. ayet ile 49. ayet arasında ilişki kuruyorsun diye bu gerçekten mucize olduğu anlamına gelmiyor. Yine görmek istediğini görüyorsun. Sirius bir yıldız sistemidir. 49.9 yıl, Sirius A ve B nin birbirleri etrafındaki dolanımıdır. Halbuki kuranda "Şi'ra yıldızı" olarak tekil halde geçer. Daha bunun tek bir yıldız olmadığını bile söyleyemeyen allah, bu sistemdeki yıldızların birbiri etrafında dolanım periyodunu mu bilecek? İlla mucize göndermek istiyorsa, neden Şi'ra nın tek bir yıldız olmadığını söylememiştir ikna edecek şekilde?
9. Demirde sır olan ne? Demirin gökten indirilmesi falan mı diyecektin?
https://tr-tr.facebook.com/notes/bilinç-sizsiniz/demirin-indirilmesi-yalanı-üzerine/675779192565458/
10. Kurana göre dünyanın düz olduğunun kanıtlarından biridir. Burda karalar demez, yeryüzü der. Çoğul anlamda kıtalar kastedilmiyor yani. Burdan muhtemelen erozyon falan çıkartacaktın, ama değil.
11. Demek Kur'anda 7 kat gökten kasıt atmosfer :)
Nuh 15-16: 

Alıntı

Görmüyor musunuz, Allah yedi kat semayı (yedi gök katını) nasıl yarattı?
‘Onların içinde nasıl ayı, bir ışık, güneşi de bir kandil yapmıştır?

Demek Kur'ana göre güneş ve ay atmosferdeymiş. 
Atmosferin uzandığı maksimum yükselik 10.000 km
Ayın dünyaya uzaklığı yaklaşık 384.000 km
Güneşin uzaklığı da yaklaşık  150 milyon km
Nasıl, süper mucize değil mi.
12. Bu ayetten aya çıkış tarihini nasıl çıkardığını anlamadım. Muhtemelen başka bir saçmalık daha.
13. Çekirge mucizesi ne yahu?
14. "Dalga üstüne dalga" dan sadece dalgalı denize vurgu yapılmış olabilecekken yine mucize çıkarmak. Denizin altındaki karanlıklar da, o dönemde akıl edilemeyecek bir şey değil. Ben 3 metre derine dalınca bile ışık azalıyor. Burdan hareketle bile deniz diplerinin ışık almadığını akıl edebilirim.
15. Nerede burada DNA?
16. Fizik denklemlerini de koysaymış bari. İnsanın hayalgücü bilimsel bir keşfe denk gelmiş - al sana mucize.
17. Burada yine mucize olan bir şey yok. Dünyadan bakan bir insan için zaten ay hareket ediyor ve yörüngesi var. Dünyanın düz olduğunu düşünen bir insan bile bunu söyleyebilir.
18. Rum 48 e göre rüzgarlarla bulutlar geliyormuş. Bu bulutlar yayılıyormuş. Sonra yağmur yağıyormuş. 
Ve sen buna mucize diyorsun.
Mağara devrindeki insanların bile basit gözlemlerle anlayabileceği bir şeye mucize diyorsun. Evet, bu durumdasın.
19

Alıntı

M.Ö 5000’li yıllara ait tarihi kalıntılarda parmak izi figürlerine rastlanmıştır. M.Ö 1750’li yıllarda Babiller ve M.Ö 600’lü yıllarda Çinlilerin özellikle sahtecilik olaylarını önlemek amacıyla parmak izlerini kullandıklarına dair tarihi vesikalar vardır.

Yani kurandan önce zaten bilinen bir şeyi mucize diye veriyorsun.  Ayrıca yine basit bir gözlemle her insanın parmağındaki çizgilerin farklı olduğunu bulabilmek için vahiy denen şeye gerek yok. Yine görmek istediğini görüyorsun.
Şunların hangi ayetlerde geçtiğini vermemişsin o yüzden neyin mucizesiymiş anlamadım:
 arının kromozom sayısı
-dünyanın en alçak yeri
- altın oran 
- Ay ile dünya arasında ki mesafe 
- Deniz ve karaların oranı 
25. Üç karanlık hadislerde böyle geçiyor:
Abdullah ibn Mesud rivayet etmiştir ki Rasulullah şöyle buyurur “Şüphesiz ki sizin herhangi birinizin yaratılması, ana karnında kırk gün nutfe, sonra bunun gibi bir kan pıhtısı, sonra bunun gibi bir parça et olarak devam eder daha sonra Allah ona bir melek gönderir” (Buhari, Ebu Davut, İmam Ahmed)
Burada da o dönemde keşfedilmeyecek bir şey yok.
26.

Alıntı

Elmalılı-orijinal 23:14 Sonra o nufteyi bir aleka yarattık. derken o alakayı bir mudga yarattık derken o kemiklere bir et giydirdik, sonra ona diğer bir hılkat neş'eti verdik, bak ne şanlı o Allah, yaratanların en güzeli


"Kemiklere et giydirdik"
Bakara 259 daki ifade de aynı şekilde.
Şimdi bu ifadeden sen kemiklerin oluşumunu mu çıkardın? Burada mucize olan ne?
27. Buradaki "kalp mucizesi" neymiş, anlamadım.
"Allah bir adama göğsünde iki kalp kılmadı (yaratmadı). "
Bu mu mucize?
28." Bana dua ediniz ki size icabet edeyim."
Bunun duanın tedaviyi hızlandırmasıyla alakası olmadığının farkındasındır sanırım.
Bu konu parapsikoloji saçmalıklarından birisi. Araştırmalar falan da var. Çok ciddiye alınacak bir yönü de yok.
Ayrıca bu konuda Amerika'da da araştırmalar var. Ve ordaki araştırmalar müslümanlar üzerinde yapılmıyor. Yani veriler doğruysa bile, İsa'ya dua eden adamın tedavisi de hızlanıyor. Senin şirk olduğunu iddia ettiğin dinde de çalışıyor yani. Yani bu saçmalık doğru olsa bile sen yanlış yoldasın demektir. 
29. Ve dağı görürsün, onu hareketsiz sanırsın. O, bulut gibi hareket eder. Herşeyi sağlam yapan Allah’ın yaratmasıdır. Muhakkak ki O, yaptıklarınızdan haberdardır.
Bu ayetten dünyanın dönüş yönünü nasıl çıkardın :( Saçma işlerle uğraşıyorsun, beni de uğraştırıyorsun.
30. Evet tavan korunmuş. Hatta yıldızlar, şeytanlara atılan taş parçaları. Öyle korunuyor işte o tavan. Nasıl, süper mucize değil mi.
31. http://dinsizdeist.blogspot.com.tr/2011/07/dunyann-yuvarlaklg.html
32. Bu neml 88 az önce dünyanın dönüş yönü değil miydi :)
Burada allahın levha tektoniğini falan bildiği yok, kıyamet sırasında olacaklar resmedilmiş. Önceki ayetten anlaşılıyor.
33. "Onlara binmeniz için ve de ziynet olarak (süs hayvanı olarak), atlar, katırlar ve merkepler ve daha bilmediğiniz şeyler yaratır."
Burada arapların bilmediği hayvanlardan bahsedilmiş, ama sen yine görmek istediğini görerek bunu arabaya falan yormuşsun. Halbuki 6. ayetten itibaren okursan, bağlamın hayvanlardan ibaret olduğunu anlarsın.
34. Görüntü nakli fazla uyduruk olmuş.
35. Yine mitolojik bir hikayeyi mucize diye sallamışsın.
36."Muhakkak ki Allah, (taneyi) tohumu ve çekirdeği yarıp çıkarandır"
 Bu da komik olmuş. Yine görmek istediğini görmüşsün.
37.

Alıntı

"- enam suresi 125 fiziksel gerçeklik değil midir? "

Ne dediğini kendin anladın mı?
38. kuantum fiziği 
- ozan tabakası 
- anne sütü 
- doğum mucizesi 
- Uykuda kulakların aktif olması 
- hz. yusufun rüyası 
- kandaki oksitlenme 
- kalp masajı 
- dünyanın yerçekimi kuvveti 
- Kuran’da Ebced Hesabı 
Yine ayet numarası olmayan ve olsa bile muhtemelen saçmalıktan ileri gitmeyen iddialar.

tarihinde skeptikal tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
3 dakika önce, skeptikal yazdı:

Peki.
Öncelikle şunu söyleyebilirim. Bunların neden mucize olmadığına dair alternatif açıklamalar kolayca üretilebilir. Fakat sen bunu kabul etmeyeceksin. Veya ateistler de aksini kabul etmeyecek. Olay bakış açısından ibaret çünkü. Ama Kur'anda net olan bilimsel bir hata var. Fussilet 9-12:

 


Kurana göre allah önce dünyayı, sonra göğü düzenlemiş. Bilime göre ise evren yaklaşık 13.5 milyar, dünya da 4.5 milyar yaşındadır. Yani Kur'anda big bang falan yok. Ortada Müslümanların sallamaları var sadece. Ha burda 7 kat gök atmosferdir, atmosfer yerden sonra oluşmuştur falan diye savunma yapabilirdin, neden yapamayacağını aşağıda göreceksin.
Bundan yola çıkınca gerisi çorap söküğü gibi geliyor. Net bir bilimsel hatanın bulunması, ateistlerin bakış açısının doğru olduğunun kanıtıdır. Allahın arşının su üstünde olması "eter madde" imiş de, dağların kazık gibi çakılması gibi müslümanların mucize diye sunduğu mitler, aslında gerçekte İslam mitolojisinden ibaret. İbn-i Kesir tefsirinde Kalem Suresi 1. ayetin tefsirinden:


Yani mucize diye sunduğun ayetlere alternatif bir bakış açısı ile baktığın zaman, her şey netleşiyor. Evreni yaratan bir yaratıcının değil, hırsızın elinin kesilmesini ve kadınların dövülmesini falan emreden bir arap tanrısına ait atfedilen mitlerden ibaret olduğu anlaşılıyor.
Ve "bunlar kuranda yazmıyor, tefsirleri dikkate almam" gibi argümanlar bu konuda geçerli değil. Benim gösterdiğim şey şu ki, bu mucize diye önümüze sunulanların çok basit başka açıklamaları var. Yani illa mucize anlamına gelmesi gerekmiyor. Senin bunları kanıt olarak sunabilmen içinse, hiçbir karşıt tez veya alternatif bakış açısı üretilememeliydi.

 

1. "Ve muhakkak Biz genişleticileriz."

Ayrıca islam mitolojisine göre gök 7 kat. Bunun da bilimsel bir karşılığı yok zaten. Diyelim ki genişletilenden kastedilen gerçekten gök olsun. Kat kat yaratıldığı inancı olduğuna göre, genişletmekten kasıt sadece kat üstüne kat çıkmak anlamında da olabilir. Bu da yine mitolojiye karşılık gelir, bilimsel bir yönü yok. Ve 7 kat da atmosfer değildir, bunu da aşağıda açıklayacağım. 11. maddeye gidip görebilirsin çok merak ediyorsan.


2. Kulak, göz, kalp sırasıyla gelişir dememiş. Bunları size verdi demiş. Ama o sırayla verdi diye kalkıp da bundan organların bu sırada oluştuğunu çıkarmak komik. Yine görmek istediğinizi görüyorsunuz. Böyle şeyleri kanıt olarak sunmayın artık.
3. Allah spam yapıyor yani. Güzel mucize.
4. Bu ayette ne olduğunu anlamadım, 19 falan mı çıkaracaksın. Bu tür kelime tekrarı- numeroloji - ebced falan gibi saçmalıkları kanıttan saymıyorum. İslamın ilkel kurallarını kabul edeceğiz, niye? Çünkü bilmem kaç kere aynı kelimeyi söylemiş. Hadi yav.
5. Tin 1: "İncire ve zeytine andolsun." 
Burda mucize olan ne?
6. Tekrar, burada mucize olan ne?
7. Doğada gözlemlenebilen bir fenomeni aktarmak mucize değildir.
8. Sen 9. ayet ile 49. ayet arasında ilişki kuruyorsun diye bu gerçekten mucize olduğu anlamına gelmiyor. Yine görmek istediğini görüyorsun. Sirius bir yıldız sistemidir. 49.9 yıl, Sirius A ve B nin birbirleri etrafındaki dolanımıdır. Halbuki kuranda "Şi'ra yıldızı" olarak tekil halde geçer. Daha bunun tek bir yıldız olmadığını bile söyleyemeyen allah, bu sistemdeki yıldızların birbiri etrafında dolanım periyodunu mu bilecek? İlla mucize göndermek istiyorsa, neden Şi'ra nın tek bir yıldız olmadığını söylememiştir ikna edecek şekilde?
9. Demirde sır olan ne? Demirin gökten indirilmesi falan mı diyecektin?
https://tr-tr.facebook.com/notes/bilinç-sizsiniz/demirin-indirilmesi-yalanı-üzerine/675779192565458/
10. Kurana göre dünyanın düz olduğunun kanıtlarından biridir. Burda karalar demez, yeryüzü der. Çoğul anlamda kıtalar kastedilmiyor yani. Burdan muhtemelen erozyon falan çıkartacaktın, ama değil.
11. Demek Kur'anda 7 kat gökten kasıt atmosfer :)
Nuh 15-16: 

Demek Kur'ana göre güneş ve ay atmosferdeymiş. 
Atmosferin uzandığı maksimum yükselik 10.000 km
Ayın dünyaya uzaklığı yaklaşık 384.000 km
Güneşin uzaklığı da yaklaşık  150 milyon km
Nasıl, süper mucize değil mi.
12. Bu ayetten aya çıkış tarihini nasıl çıkardığını anlamadım. Muhtemelen başka bir saçmalık daha.
13. Çekirge mucizesi ne yahu?
14. "Dalga üstüne dalga" dan sadece dalgalı denize vurgu yapılmış olabilecekken yine mucize çıkarmak. Denizin altındaki karanlıklar da, o dönemde akıl edilemeyecek bir şey değil. Ben 3 metre derine dalınca bile ışık azalıyor. Burdan hareketle bile deniz diplerinin ışık almadığını akıl edebilirim.
15. Nerede burada DNA?
16. Fizik denklemlerini de koysaymış bari. İnsanın hayalgücü bilimsel bir keşfe denk gelmiş - al sana mucize.
17. Burada yine mucize olan bir şey yok. Dünyadan bakan bir insan için zaten ay hareket ediyor ve yörüngesi var. Dünyanın düz olduğunu düşünen bir insan bile bunu söyleyebilir.
18. Rum 48 e göre rüzgarlarla bulutlar geliyormuş. Bu bulutlar yayılıyormuş. Sonra yağmur yağıyormuş. 
Ve sen buna mucize diyorsun.
Mağara devrindeki insanların bile basit gözlemlerle anlayabileceği bir şeye mucize diyorsun. Evet, bu durumdasın.
19

Yani kurandan önce zaten bilinen bir şeyi mucize diye veriyorsun.  Ayrıca yine basit bir gözlemle her insanın parmağındaki çizgilerin farklı olduğunu bulabilmek için vahiy denen şeye gerek yok. Yine görmek istediğini görüyorsun.
Şunların hangi ayetlerde geçtiğini vermemişsin o yüzden neyin mucizesiymiş anlamadım:
 arının kromozom sayısı
-dünyanın en alçak yeri
- altın oran 
- Ay ile dünya arasında ki mesafe 
- Deniz ve karaların oranı 
25. Üç karanlık hadislerde böyle geçiyor:
Abdullah ibn Mesud rivayet etmiştir ki Rasulullah şöyle buyurur “Şüphesiz ki sizin herhangi birinizin yaratılması, ana karnında kırk gün nutfe, sonra bunun gibi bir kan pıhtısı, sonra bunun gibi bir parça et olarak devam eder daha sonra Allah ona bir melek gönderir” (Buhari, Ebu Davut, İmam Ahmed)
Burada da o dönemde keşfedilmeyecek bir şey yok.
26.


"Kemiklere et giydirdik"
Bakara 259 daki ifade de aynı şekilde.
Şimdi bu ifadeden sen kemiklerin oluşumunu mu çıkardın? Burada mucize olan ne?
27. Buradaki "kalp mucizesi" neymiş, anlamadım.
"Allah bir adama göğsünde iki kalp kılmadı (yaratmadı). "
Bu mu mucize?
28." Bana dua ediniz ki size icabet edeyim."
Bunun duanın tedaviyi hızlandırmasıyla alakası olmadığının farkındasındır sanırım.
Bu konu parapsikoloji saçmalıklarından birisi. Araştırmalar falan da var. Çok ciddiye alınacak bir yönü de yok.
Ayrıca bu konuda Amerika'da da araştırmalar var. Ve ordaki araştırmalar müslümanlar üzerinde yapılmıyor. Yani veriler doğruysa bile, İsa'ya dua eden adamın tedavisi de hızlanıyor. Senin şirk olduğunu iddia ettiğin dinde de çalışıyor yani. Yani bu saçmalık doğru olsa bile sen yanlış yoldasın demektir. 
29. Ve dağı görürsün, onu hareketsiz sanırsın. O, bulut gibi hareket eder. Herşeyi sağlam yapan Allah’ın yaratmasıdır. Muhakkak ki O, yaptıklarınızdan haberdardır.
Bu ayetten dünyanın dönüş yönünü nasıl çıkardın :( Saçma işlerle uğraşıyorsun, beni de uğraştırıyorsun.
30. Evet tavan korunmuş. Hatta yıldızlar, şeytanlara atılan taş parçaları. Öyle korunuyor işte o tavan. Nasıl, süper mucize değil mi.
31. http://dinsizdeist.blogspot.com.tr/2011/07/dunyann-yuvarlaklg.html
32. Bu neml 88 az önce dünyanın dönüş yönü değil miydi :)
Burada allahın levha tektoniğini falan bildiği yok, kıyamet sırasında olacaklar resmedilmiş. Önceki ayetten anlaşılıyor.
33. "Onlara binmeniz için ve de ziynet olarak (süs hayvanı olarak), atlar, katırlar ve merkepler ve daha bilmediğiniz şeyler yaratır."
Burada arapların bilmediği hayvanlardan bahsedilmiş, ama sen yine görmek istediğini görerek bunu arabaya falan yormuşsun. Halbuki 6. ayetten itibaren okursan, bağlamın hayvanlardan ibaret olduğunu anlarsın.
34. Görüntü nakli fazla uyduruk olmuş.
35. Yine mitolojik bir hikayeyi mucize diye sallamışsın.
36."Muhakkak ki Allah, (taneyi) tohumu ve çekirdeği yarıp çıkarandır"
 Bu da komik olmuş. Yine görmek istediğini görmüşsün.
37.

Ne dediğini kendin anladın mı?
38. kuantum fiziği 
- ozan tabakası 
- anne sütü 
- doğum mucizesi 
- Uykuda kulakların aktif olması 
- hz. yusufun rüyası 
- kandaki oksitlenme 
- kalp masajı 
- dünyanın yerçekimi kuvveti 
- Kuran’da Ebced Hesabı 
Yine ayet numarası olmayan ve olsa bile muhtemelen saçmalıktan ileri gitmeyen iddialar.
Çok istedin cevapladım. Sen nasıl diyordun, "geçmiş olsun".

 

teşekkürler hepsine cevap vereceğim.

kolay gelsin.

Link to post
Sitelerde Paylaş
9 saat önce, Hasan Akçay yazdı:

 

 

Evet GENELDE öyle çevrilmektedir

ama biz genele mecbur değiliz,

 

Eğer gerçekten fikri hür irfanı hür isek

doğru olanı, doğru bilgiyi, gerçeği esas alacağız. 

 

yemîn: yemin

eymân: yeminler (Bkz. yeminlerinizin size bağladığı demek olan akadet EYMÂNUKUM, 4:33)

meleket:  meliklik etti, sizi bir melik gibi yükümlü kıldı, sizi bağladı

 

Doğru bilgi bu.

 

.

 

İşte arkadaşım anlatmak istediğim tam anlamıyla bu zaten. Neden doğru bilgi senin söylediğin? Çünkü bir başkası da kendi söylediğini doğru olarak görüyor. Anlam karışması neden. Apaçık ve değiştirilemez olduğu söylenen kuran neden bu derece anlamından çıkarılabiliyor. Eğer bu gerçekten herşeye gücü yeten bir yaratıcıdan geldiyse bu değiştirilemez. Değiştirilmemesi hatta farklı anlama daha çekilmesi mümkün olmaması gerekir. Çünkü ancak bu şekilde gerçek manada imtihan ve sınavdan söz edebiliriz. Senin arapçayı çok iyi bilmen onu doğru anlaman yetmiyor. Çünkü ana dili arapça olanlarda bu kitabı farklı farklı anlıyor. Uygulaması hükümleri bile farklılık gösteriyor. Peki hiç anlamayan ne yapacak anlayan birinden bilgi alacak peki bilgi aldığı kişi de doğru anlatmıyorsa ne olacak çıkmaz sokak. Bu anlam karışması islamın sadece  bir sorunu diğerlerine hiç gelmiyorum bile. Zaten @skeptikal daha önce değindiğimiz bir çok şeyin özetini aktardı. Yani anlatmak istediğim kulun elinde oyuncak olan bir kitap alimi mutlak olan bir yaratıcıdan gelmiş olamaz.

tarihinde Dr.AldRe tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

"Rabbim beni bağışlasın, aldanmışım" diyecek hallere düşmemek için

araştıracaksın da öyle ulaşacaksın gerçek bilgiye ve öyle inanacaksın. 

 

Kusura bakmayın, size katılmıyorum

çünkü kendi sorumluluğunu omuzundan atıp başkalarına yüklemek oluyor sizinkisi, örneğin Allah'a.

Oysa islamın Allah'ı Yunan panteonunun Zeus'u değil ki onun yaptığı gibi insanların arasına karışsın,

insanlarla didişsin, örneğin kitabın şu ya da bu şekilde yazılmasını dayatsın ve anlam çarpıtmalarını önlesin.

Hayır, insan özgür olduğuna göre sorumludur da. Biri ötekisiz olmaz bunların.

 

Link to post
Sitelerde Paylaş

Gerçek bilgiye, gerçek kaynaklar ve kanıtlar sayesinde ulașılır.

Var mı, dindarların elinde böyle bir dörtdörtlük tanrısal gerçek bir kaynak ?. Yok, olamaz da.

Peki, ellerinde ne var ?. Ellerindeki referans, Nasreddin Hoca´nın tabiriyle suyunun, suyunun, suyunun kıvamındaki bir çorbayı anımsatan laflar topluluğu. Bu lafların ne bașı, ne sonu bellidir. İçeriği ise tam bir faciadır, çünkü hâlâ her önüne gelen farklı birșey anlıyor. Zannedersiniz ki, birden fazla Tanrı var. O derece yani.

Bu Tanrı bütün bunlara rağmen hiçbir gıkını çıkarmıyor. Bunun yetmediği gibi, birde insanlar fırçayı yiyor.

Sorumluluk insanlardaymıș, yesinler !

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
18 saat önce, Hasan Akçay yazdı:

 

 

Merhaba.

 

"Bu gibi cümleler"den kastınız

eğer doğru anladıysam

Ahzâb 50'deki ifadelerdir

ki işlevleri nebiye zorluk çıkmasını önlemek idi:

 

Ey nebi!

Kendilerine evlenme ödentilerini vermiş olduğun eşlerini sana helal kıldık

ve Allah'ın sana verdiklerinden hangisine yeminin malik olduysa onları sana helal kıldık

ve amca, hala, dayı, teyze kızlarının seninle göçenlerini sana helal kıldık

ve kendisini nebiye armağan eden mümineyi eğer nebi onu nikahına almak isterse öteki müminlerden ayrı olarak yalnızca sana helal kıldık.

Müminlere eşleri ve yeminlerinin malik olduğu kadınlar konusunda neyi farz kıldığımız böylece belirledik ki sana zorluk çıkmasın

Koruyandır Allah, bağışlayandır.

 

Nebi 

eğer nebiye zorluk çıkmazsa

görevine odaklanıp başarılı olabilirdi.

Nebinin başarısından bize ne diyemeyiz.

 

Bu bir.

 

İkincisi bu ayet bir durum tesbitidir

ve EŞ ÜSTÜNE EŞ almayı

nebinin şahsında müslümanlara haram kılan 52'nci ayete hazırlıktır:

 

Bundan sonra kadınlar sana helal değildir,

onların güzelliği seni hoşlandırsa bile eşlerini onlarla değiştirmen de

ama yeminin hangi kadınlara malikse onlar hariç.

Allah her şeyi görüyor.

 

Eş üstüne eş almanın haram kılınmasından bize ne diyemeyiz.

.

 

Merhaba Hasan Bey.

Öncelikle ince üslubunuz için teşekkür ediyorum. Seviyeli tartışmayı severim.

Bir tanrı neden bir kuluna sağladığı özel hayat ayrıcalıklarını evrensel olduğu söylenen bir kitaba yazdırır? O nebi tüm işleri bırakmış kaç kişiyle evlenebileceği konusunda zorluk çekiyor. Ayrıca cariyeler icin ne düşünüyorsunuz 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
6 hours ago, optimum said:

Bir tanrı neden bir kuluna sağladığı özel hayat ayrıcalıklarını evrensel olduğu söylenen bir kitaba yazdırır? 

 

 

Ahzâb 50'de

sizin gördüğünüz "ayrıcalıklar"ı 

ben göremiyorum.

 

Benim gördüğüm o ki

nebiye  tanınan haklar herkese tanınıyor, örneğin SiZE de tanınıyor

yani kendisine mehir vermiş olduğunuz  eşiniz SiZE de helal,

ettiğiniz nikah yemininin size bağaldığı eşiniz SiZE de helal,  

amcanızın kızı, halanızın kızı, dayınızın kızı, teyzenizin kızı eğer evlenirseniz onunla SiZE de helal,

kendisini size armağan eden kadın eğer nikahınıza almak isterseniz onu SiZE de helal.

 

Sizin gördüğünüz ayrıcalıkları

lütfen açıklar mısınız.

.

tarihinde Hasan Akçay tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
8 hours ago, optimum said:

nebi tüm işleri bırakmış KAÇ KiŞi ile evlenebileceği konusunda zorluk çekiyor. Ayrıca cariyeler icin ne düşünüyorsunuz 

 

 

Sana zorluk çıkmasın diye 

li keylâ yekûne aleyke harac

 

Sözü edilen bu zorluk 

nebinin

KAÇ KiŞİ ile evlenebileceği mi idi?

 

Ayette

benim gördüğüm

buna işaret eden bir ifade yok.

 

Ama haklı olabilirsiniz,

siz görüyorsunuzdur öyle bir ifadeyi

ve görüşünüz ona dayanıyordur.

 

Lütfen belirtir misiniz 

hangi ifade? 

 

Anılan zorluk

benim gördüğüm

Ahzâb 28'de.

 

Eş dırdırı:

daha çok giysi isterim,

daha çok takı isterim,

öteki eşlerini alma beni al...

.

tarihinde Hasan Akçay tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
2 hours ago, Hasan Akçay said:

 

 

Ahzâb 50'de

sizin gördüğünüz "ayrıcalıklar"ı 

ben göremiyorum.

 

Benim gördüğüm o ki

nebiye  tanınan haklar herkese tanınıyor, örneğin SiZE de tanınıyor

yani kendisine mehir vermiş olduğunuz  eşiniz SiZE de helal,

ettiğiniz nikah yemininin size bağaldığı eşiniz SiZE de helal,  

amcanızın kızı, halanızın kızı, dayınızın kızı, teyzenizin kızı eğer evlenirseniz onunla SiZE de helal,

kendisini size armağan eden kadın eğer nikahınıza almak isterseniz onu SiZE de helal.

 

Sizin gördüğünüz ayrıcalıkları

lütfen açıklar mısınız.

.

 

 

Muhammedin kaç karısı var, kurana göre kaç tane olabilir? Normal birinin kaç karısı olabilir? Merak ettim de ordan hani...

 

Birde mesela, yemek vakti peygamberin evlerine gidilmemesi bir ayrıcalık değil midir?

Link to post
Sitelerde Paylaş
3 minutes ago, anibal said:

Muhammedin kaç karısı var, kurana göre kaç tane olabilir? Normal birinin kaç karısı olabilir? Merak ettim de ordan hani...

Birde mesela, yemek vakti peygamberin evlerine gidilmemesi bir ayrıcalık değil midir?

 

 

Muhammed nebinin

tam olarak kaç eşinin bulunduğu

ayette belirtilmiyor.

 

Ama "ezvâcek"ten anlaşılan

3 ya da daha çok eşi vardı,

ezvâc 2'den çok eş demek.

 

Normal birinin yalnızca 1 (bir) eşi olabilir,

52'nci ayette

EŞ ÜSTÜNE EŞ almanın haram kılınması bunu gösteriyor. 

 

Sözünü ettiğiniz şey eğer Muhammed nebinin çok eşe sahip olması ise

onlar eş üstüne eş yasağından önce edinilmiş eşler.

52'nci ayette onun için BUNDAN SONRA-MiN BA'D deniyor.

 

Bilindiği üzere

yasaklar ve yasalar eskiye yürümez.

Ayrıntı isterseniz konuşuruz.

 

Bi de

yalnzıca Muhammed nebi değil 

bir sürü erkek çok eşli idi.

 

*

 

Yemek vakti 

peygamberin evlerine gidilmemesi hükmü

hangi ayette geçiyor belirtir misiniz. Lütfen.

Link to post
Sitelerde Paylaş
1 minute ago, Hasan Akçay said:

 

 

Muhammed nebinin

tam olarak kaç eşinin bulunduğu

ayette belirtilmiyor.

 

Ama "ezvâcek"ten anlaşılan

3 ya da daha çok eşi vardı,

ezvâc 2'den çok eş demek.

 

Normal birinin yalnızca 1 (bir) eşi olabilir,

52'nci ayette

EŞ ÜSTÜNE EŞ almanın haram kılınması bunu gösteriyor. 

 

Sözünü ettiğiniz şey eğer Muhammed nebinin çok eşe sahip olması ise

onlar eş üstüne eş yasağından önce edinilmiş eşler.

52'nci ayette onun için BUNDAN SONRA-MiN BA'D deniyor.

 

Bilindiği üzere

yasaklar ve yasalar eskiye yürümez.

Ayrıntı isterseniz konuşuruz.

 

Bi de

yalnzıca Muhammed nebi değil 

bir sürü erkek çok eşli idi.

 

*

 

Yemek vakti 

peygamberin evlerine gidilmemesi hükmü

hangi ayette geçiyor belirtir misiniz. Lütfen.

 

Farzedelim hiç eşi yok, ayettekilerin hepsini alırsa kaç karısı olur? 

 

Ayette zaten bunları bunları al, daha da yok diyor. Bunlardan birini al falan demiyor. Ayrıca, aldığın bu bu dışındakileri de boşa falan da demiyor, henüz almamış olduğu karılardan şunları alabilirsin diyor ki, geçmişe dönük bir şey değil haliyle. 

 

52 dediğiniz sanırım Ahzab 52. Biraz daha gidin, bir de 53. ayeti okuyun o zaman. Ama 52'den alakasız şeyler çıkardığınızı görüyoruz. Eş üstüne eş almanın yasaklandığı falan yok orada. Min ba'dun, evet, bundan sonra demek, ama bu anda var olan X eşinin üstüne 50. ayet ile bir sürü karı daha alıyor, onlardan sonrasını kapsıyor 52. ayet, en iyi durumda. 

 

Bu durumda, 50. ayet söylendiği an itibarıyla, muhammedin kaç karısı vardır? En az iki diyorsunuz, evet. O halde, 52. ayet nasıl olacakta eş üstüne eş almayı yasaklayacak? 50. Ayette zaten karıları varken bir düzine kadar daha karıyı alabileceği yazılıyor ki, bu da apaçık şekilde eş üstüne eş almaktır. 

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
15 saat önce, skeptikal yazdı:

38. kuantum fiziği 
- ozan tabakası 
- anne sütü 
- doğum mucizesi 
- Uykuda kulakların aktif olması 
- hz. yusufun rüyası 
- kandaki oksitlenme 
- kalp masajı 
- dünyanın yerçekimi kuvveti 
- Kuran’da Ebced Hesabı 
Yine ayet numarası olmayan ve olsa bile muhtemelen saçmalıktan ileri gitmeyen iddialar.

 

evet bu arkadaşın cevaplarına başlayalım.

benim yazdıklarıma cevap olarak "saçmalık" demiş işin içinden çıkmış.

şimdi bu şekilde beni yanıtlamış mı oldun. ???

 

kuantum fiziği : 18:39 ve 18:37 nötron ve proton harfler yan yana ilk ve son defa geliyor. bunlar ayrıca notron ve protonun kütleleri.

anne sütü : Lokman 14. peygamber 2 yıl mı demiştir 1400 yıl önce? 

doğum mucizesi : Kahrolası insan, ne kadar nankördür. (Allah) Onu hangi şeyden yarattı? Bir damla sudan yarattı da onu ‘bir ölçüyle biçime soktu.’  Sonra ona yolu kolaylaştırdı. (Abese Suresi, 17-20)

"Yeni bir dünyaya adım atacak cenin için bütün hazırlıklar tamamlandığında, amniyon sıvısı da doğum için yeni faaliyetlere başlar. Rahim ağzını genişletecek su kesecikleri oluşturan amniyon sıvısı, bu sayede rahmi bebeğin geçeceği büyüklüğe ulaştırır. Bu keseler aynı zamanda ceninin doğum sırasında rahimde sıkışmasını da engelleyecektir. Ayrıca doğum başlangıcında keseler delinip de içindeki sıvılar aktığında ise, ceninin gideceği yol kayganlaşır ve sterilize olur. Bu şekilde doğum hem daha rahat hem de mikroplardan doğal olarak arınmış bir şekilde gerçekleşir" Görüldüğü gibi Kuran’da bu sürece, “Sonra ona yolu kolaylaştırdı” (Abese Suresi, 20) ayetiyle açıkça işaret edilmektedir. 1400 sene evvel Allah’ın bildirdiği bu fizyolojik değişimlerin tespiti ise, günümüzde ancak pek çok teknolojik alet sayesinde mümkün olmuştur.

uykuda kulakların aktif olması-“Böylelikle mağarada yıllar yılı onların kulaklarına vurduk (derin bir uyku verdik).” (Kehf Suresi: 11)

Yukarıdaki ayette geçen “kulaklarına vurduk” ifadesinin Arapçası “darabe” fiilidir. Arapçada bu fiil, mecazi olarak “onları uyuttuk” anlamını taşımaktadır. Ayrıca “darabe” kelimesi kulakla beraber kullanıldığında “kulağın duymasının engellenmesi” anlamı da taşımaktadır. Ayette uyku ile ilgili sadece işitme duyusuna dikkat çekilmesi ise aslında çok önemli bir bilgi içermektedir.Bilim adamlarının keşiflerine göre kulak, insan uyurken aktif olan tek duyu organıdır. Uyanmak için saatin alarmına ihtiyaç duymamızın sebebi de budur.Allah’ın Ashab-ı Kehf ile ilgili olarak kullandığı “kulaklarına vurduk” ifadesinin hikmeti de, söz konusu gençlerin işitme duyularının kapatıldığına ve bu yüzden uzun yıllar uyanmadan uykuda kaldıklarına işarettir.Bu ayette “onların kulaklarına vurduk“ tabiri yerine, “onları uyuttuk“ denilebilirdi.Demek “kulaklarına vurduk“ tabirinin özellikle vurgulanmasıyla kulakların uykuda aktif olduğu bilimsel gerçeğine dikkat çekilmek istenmiştir. Bu da ispat eder ki; Kur’an’ın her kelimesi hikmet doludur. Bazen bir kelimesiyle büyük bir hakikate kapı açar. Ve her kelimesiyle Allah’ın kelamı olduğunu ispat eder.

hz. Yusuf rüyasını tablo şeklinde bu başlıkta anlattım hatırlıyorum arayıp bulabilirsin merak ediyorsan.

kandaki oksitlenme

http://blog.milliyet.com.tr/bir-kuran-mucizesi--kandaki-oksitlenme/Blog/?BlogNo=413277

kalp masajı

http://blog.milliyet.com.tr/bir-kuran-mucizesi--kalp-masaji/Blog/?BlogNo=309085

dünyanın yer çekimi kuvveti

http://blog.milliyet.com.tr/bir-kuran-mucizesi-paylasalim--dunyanin-yer-cekimi-kuvveti/Blog/?BlogNo=465164

 

hadi geçmiş olsun.

 

 

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
3 hours ago, anibal said:

Bu durumda, 50. ayet söylendiği an itibarıyla, muhammedin kaç karısı vardır? En az iki diyorsunuz, evet. O halde, 52. ayet nasıl olacakta EŞ ÜSTÜNE EŞ ALMAYI YASAKLAYACAK? 50. Ayette zaten karıları varken bir düzine kadar daha karıyı alabileceği yazılıyor ki, bu da apaçık şekilde eş üstüne eş almaktır. 

 

 

Daha dikkatli okur musunuz. Lütfen. 

 

En az 2 demiyorum

2'den çok diyorum

yani 3 ya da daha çok.

 

*

 

O halde, 52. ayet nasıl olacak ta

EŞ ÜSTÜNE EŞ ALMAYI YASAKLAYACAK?

 

Muhammed nebi gibi imanı iÇTEN biri

bu soruyu

sormaz, 

aklının ucundan bile geçirmez.

 

Çünkü kendisine ne vahyedilmişse ona uyar o,

yoksa rabbine baş kaldırdı demektir,

resullükten azledilip kafir oldu demektir ve  hak ettiği cezaya o zorlu yargı gününde çarpılacak demektir.

Nebinin bundan ödü kopar, nebi bunu göze alamaz (Yûnus 15).

 

Gelelim ne vahyedildiğine (Ahzâb 52): 

 

Bundan sonra kadınlar sana helal değil 

Lâ yahıllu leke en-nisâu min ba'd.

 

Nokta. Bitti.

 

O kadar kesin ki Muhammed nebiye getirilen

bu bundan böyle  başka kadınlarla  evlenme yasağı

onlarla eşlerini değiştirmesi de yasak:

 

ve eşlerini onlarla değiştirmen de

güzellikleri hoşuna gitse bile...

 

Oysa TEK EŞLi bir mümin

o eşini boşayıp onun yerine başka bir kadını eş almak suretiyle

eş değiştirebilir, Allah buna izin veriyor (Nisâ 20)

çünkü eş üstüne eş almıyor o adam.

 

Muhammed nebi ise 2'den çok eşli,

bir eşini boşasa da bekar kalamıyor.

Onun eş değiştirmesi demek eş üstüne eş alması demek

ve bu, yasak. Eş üstüne eş almak yasak.

.

tarihinde Hasan Akçay tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

PEki kaç tane eş almasına 

47 minutes ago, Hasan Akçay said:

 

 

Daha dikkatli okur musunuz. Lütfen. 

 

En az 2 demiyorum

2'den çok diyorum

yani 3 ya da daha çok.

 

*

 

O halde, 52. ayet nasıl olacak ta

EŞ ÜSTÜNE EŞ ALMAYI YASAKLAYACAK?

 

Muhammed nebi gibi imanı iÇTEN biri

bu soruyu

sormaz, 

aklının ucundan bile geçirmez.

 

Çünkü kendisine ne vahyedilmişse ona uyar o,

yoksa rabbine baş kaldırdı demektir,

resullükten azledilip kafir oldu demektir ve  hak ettiği cezaya o zorlu yargı gününde çarpılacak demektir.

Nebinin bundan ödü kopar, nebi bunu göze alamaz (Yûnus 15).

 

Gelelim ne vahyedildiğine (Ahzâb 52): 

 

Bundan sonra kadınlar sana helal değil 

Lâ yahıllu leke en-nisâu min ba'd.

 

Nokta. Bitti.

 

O kadar kesin ki Muhammed nebiye getirilen

bu bundan böyle  başka kadınlarla  evlenme yasağı

onlarla eşlerini değiştirmesi de yasak:

 

ve eşlerini onlarla değiştirmen de

güzellikleri hoşuna gitse bile...

 

Oysa TEK EŞLi bir mümin

o eşini boşayıp onun yerine başka bir kadını eş almak suretiyle

eş değiştirebilir, Allah buna izin veriyor (Nisâ 20)

çünkü eş üstüne eş almıyor o adam.

 

Muhammed nebi ise 2'den çok eşli,

bir eşini boşasa da bekar kalamıyor.

Onun eş değiştirmesi demek eş üstüne eş alması demek

ve bu, yasak. Eş üstüne eş almak yasak.

.

 

Peki bu son hibe ile, kaç tane eşi oluyor, öbür müslümanların kaç eşinin olması mümkün?

Link to post
Sitelerde Paylaş
2 hours ago, anibal said:

PEki kaç tane eş almasına 

 

Peki bu son hibe ile, kaç tane eşi oluyor, öbür müslümanların kaç eşinin olması mümkün?

 

 

Muhammed nebinin o hibe dahil kaç eşi oluyor,

öbür müslümanların kaç eşinin olması mümkün

bilmiyorum. 

 

Ama siz çekinmeyin,

istediğiniz sayıyı telaffuz edin.

kabul ederim.

 

Örneğin

5,

50,

500...

 

Ama bunlar

eş üsütüne eş almanın nebiye yasaklanmasından ÖNCE edinilen eşlerdir,

önemli olan ise YASAKTAN SONRASIDIR.

 

Süleyman Ateş:

 

Peygamber,

bu ayetlerin inişinden SONRA

mevcut eşlerinden başka kadınla evlenmemiştir.

Link to post
Sitelerde Paylaş
4 minutes ago, Hasan Akçay said:

 

 

Muhammed nebinin o hibe dahil kaç eşi oluyor,

öbür müslümanların kaç eşinin olması mümkün

bilmiyorum. 

 

Ama siz çekinmeyin,

istediğiniz sayıyı telaffuz edin.

kabul ederim.

 

Örneğin

5,

50,

500...

 

Ama bunlar

eş üsütüne eş almanın nebiye yasaklanmasından ÖNCE edinilen eşlerdir,

önemli olan ise YASAKTAN SONRASIDIR.

 

Süleyman Ateş:

 

Peygamber,

bu ayetlerin inişinden SONRA

mevcut eşlerinden başka kadınla evlenmemiştir.

 

Bunun literatürdeki adı, kıvırmadır. Eş üstüne eş almanın yasaklığı falan yok burada, burada olan, peygamberin elli karısından sonra başka karı almasının yasaklanmasıdır. Demekki peygambere 50 karıya kadar serbest. O halde, her müslümana da 50 karıya kadar serbest olması gerekmez mi?

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
6 saat önce, ahmet1405 yazdı:

 

evet bu arkadaşın cevaplarına başlayalım.

benim yazdıklarıma cevap olarak "saçmalık" demiş işin içinden çıkmış.

şimdi bu şekilde beni yanıtlamış mı oldun. ???

 

kuantum fiziği : 18:39 ve 18:37 nötron ve proton harfler yan yana ilk ve son defa geliyor. bunlar ayrıca notron ve protonun kütleleri.

anne sütü : Lokman 14. peygamber 2 yıl mı demiştir 1400 yıl önce? 

doğum mucizesi : Kahrolası insan, ne kadar nankördür. (Allah) Onu hangi şeyden yarattı? Bir damla sudan yarattı da onu ‘bir ölçüyle biçime soktu.’  Sonra ona yolu kolaylaştırdı. (Abese Suresi, 17-20)

"Yeni bir dünyaya adım atacak cenin için bütün hazırlıklar tamamlandığında, amniyon sıvısı da doğum için yeni faaliyetlere başlar. Rahim ağzını genişletecek su kesecikleri oluşturan amniyon sıvısı, bu sayede rahmi bebeğin geçeceği büyüklüğe ulaştırır. Bu keseler aynı zamanda ceninin doğum sırasında rahimde sıkışmasını da engelleyecektir. Ayrıca doğum başlangıcında keseler delinip de içindeki sıvılar aktığında ise, ceninin gideceği yol kayganlaşır ve sterilize olur. Bu şekilde doğum hem daha rahat hem de mikroplardan doğal olarak arınmış bir şekilde gerçekleşir" Görüldüğü gibi Kuran’da bu sürece, “Sonra ona yolu kolaylaştırdı” (Abese Suresi, 20) ayetiyle açıkça işaret edilmektedir. 1400 sene evvel Allah’ın bildirdiği bu fizyolojik değişimlerin tespiti ise, günümüzde ancak pek çok teknolojik alet sayesinde mümkün olmuştur.

uykuda kulakların aktif olması-“Böylelikle mağarada yıllar yılı onların kulaklarına vurduk (derin bir uyku verdik).” (Kehf Suresi: 11)

Yukarıdaki ayette geçen “kulaklarına vurduk” ifadesinin Arapçası “darabe” fiilidir. Arapçada bu fiil, mecazi olarak “onları uyuttuk” anlamını taşımaktadır. Ayrıca “darabe” kelimesi kulakla beraber kullanıldığında “kulağın duymasının engellenmesi” anlamı da taşımaktadır. Ayette uyku ile ilgili sadece işitme duyusuna dikkat çekilmesi ise aslında çok önemli bir bilgi içermektedir.Bilim adamlarının keşiflerine göre kulak, insan uyurken aktif olan tek duyu organıdır. Uyanmak için saatin alarmına ihtiyaç duymamızın sebebi de budur.Allah’ın Ashab-ı Kehf ile ilgili olarak kullandığı “kulaklarına vurduk” ifadesinin hikmeti de, söz konusu gençlerin işitme duyularının kapatıldığına ve bu yüzden uzun yıllar uyanmadan uykuda kaldıklarına işarettir.Bu ayette “onların kulaklarına vurduk“ tabiri yerine, “onları uyuttuk“ denilebilirdi.Demek “kulaklarına vurduk“ tabirinin özellikle vurgulanmasıyla kulakların uykuda aktif olduğu bilimsel gerçeğine dikkat çekilmek istenmiştir. Bu da ispat eder ki; Kur’an’ın her kelimesi hikmet doludur. Bazen bir kelimesiyle büyük bir hakikate kapı açar. Ve her kelimesiyle Allah’ın kelamı olduğunu ispat eder.

hz. Yusuf rüyasını tablo şeklinde bu başlıkta anlattım hatırlıyorum arayıp bulabilirsin merak ediyorsan.

kandaki oksitlenme

http://blog.milliyet.com.tr/bir-kuran-mucizesi--kandaki-oksitlenme/Blog/?BlogNo=413277

kalp masajı

http://blog.milliyet.com.tr/bir-kuran-mucizesi--kalp-masaji/Blog/?BlogNo=309085

dünyanın yer çekimi kuvveti

http://blog.milliyet.com.tr/bir-kuran-mucizesi-paylasalim--dunyanin-yer-cekimi-kuvveti/Blog/?BlogNo=465164

hadi geçmiş olsun.

Evet saçmalık.
Bir dahakine bu saçmalıklarLa ateistleri uğraştırmak yerine şunları yapabilirsin.
-Önceki ve sonraki ayetleri okuyup ayetin geçtiği bağlamı kavra.
-Eski tefsirlere bak.

-Diğer meallere bak.
Çok da zor değil.
1. Başta yazdığına benzer kelime oyunu- harfler şöyle yan yana gelince şöyle oluyor falan gibi- yada ebced hesabı ayarındaki saçmalıkları kanıttan saymıyorum. Bunlara itibar eden benim gözümde şavalaktır.
Numerolojide çok fazla olasılık var. Bir çocuk kitabından bile benzer ilişkiler çıkartabilirsin. Ama kalkıp da bunu kanıtlayarak zamanımı harcayamam. Böyle şeylere anca şapşal teistler kafa yorar.
2. "Lokman 14. peygamber 2 yıl mı demiştir 1400 yıl önce?"
Demişse ne olmuş?
3. Doğum öncesinde annenin rahminden su gelir. Yaşın bunu bilmeyecek kadar küçük mü, yoksa yine saflığına mı geldi. Böyle basit bir gözlemi yine allaha atfederek saflık etmişsin.
4. "İnsan sesten uyanır. Demek ki uykuda kulaklar aktiftir" gibi basit bir akıl yürütme yapılabilir. Yok bilim bunu bilmem kaç yıl sonra keşfetmiş de. Yine müslüman şaklabanlıklarından biri.
5. "Kalbi paslanma" ifadesi demir oksit anlamına geliyor öyle mi :)
Kanda demir olduğunu ben küçükken bile anlamıştım. Çünkü demirin kokusuyla kanın tadı arasında bir benzerlik vardı. Bana vahiy gelirse, bana da inanacak mısın?
Kalbi paslanma, adı üstünde mecaz işte. Yine görmek istediğini görüp sallamışsın(ız).
6. Bu ayetlerde anlatılan şu: hayvana bir parçayla vurmuşlar. Hayvan da dirilmiş. Bu da kalp masajı öyle mi? Şaklaban :)
7. Mürselat 24: İzin günü yalanlayanların vay haline. 
Mürselat 25: Biz yeryüzünü bir toplanma yeri kılmadık mı?
Mürselat 26: Canlılara ve ölülere.
Ölülerin ve dirilerin, dünyanın bünyesinde olduğuna vurgu yapılmış.
Toplanmanın çekme anlamı varmış, al sana yerçekimi. Yav saf mısın. Saftirik ahmet. Beni bunlarla uğraştırdığın için seni ayıplıyorum.

tarihinde skeptikal tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
On 30.11.2017 at 23:30, optimum said:

Ayrıca cariyeler icin ne düşünüyorsunuz 

 

 

Ahzâb 50-52'de

cariyeler yok,

Muhammed nebinin "mâ meleket yemîn"i var 

ki

lafzen "senin yemininin malik oldukları"dır,

mealen ise yemin nikahlı eş.

 

Onlar nebinin yemin nikahlı zevceleridir,

nebi de onların yemin nikahlı kocası.

 

Yemin nikahlı eşler

yalnızca nebiye özgü de değildir,

inanan öteki erkekler de sahip olabilir kendi  "mâ melekeket eymân"larına.

 

Örneğin 23:5-6'da açıklanıyor ki

inanan erkekler ve inanan KADINLAR apış aralarını (Elmalılı) saklayan kimselerdir

ama olağan nikahlı eşlerine YA DA yemin nikahlı eşlerine açarlar, elbet caizdir...

 

Sevgili optimum

yeri geldikçe ben bu "mâ meleket"in ham bir konu olduğuna dikkat çekerim

yani üzerinde yeteri kadar durulup işlenmemiştir.

 

Cariye deyivermiş ön teker,

ve arka tekerler tıngır mıngır izlemiş onu.

"Acaba?" diyememiş, ezber üzerinden gitmişler.

 

Hem de o kadar boş boş ezberlemişler ki...

 

Mesela "Bunlar yalnızca erkektir" diyenleri bile var,

onların arkasına takılan ateistler de boş boş şu yaveyi gevelerler: Nûr 33'teki cariyeler...

Yeri gelir sorarım: "Orda HUM deniyor yani erkek, cariyeler erkek midir?"

Link to post
Sitelerde Paylaş
On 30.11.2017 at 23:30, optimum said:

Ayrıca cariyeler icin ne düşünüyorsunuz 

 

 

Ahzâb 50-52'de Muhammed nebinin cariyeleri yok,

"mâ meleket yemîn"i var ki lafzen "senin yeminin kime malikse o"nlardır

ve mealen:  nikah masasında ettiğin yeminin sana bağladı kişi,

kızasacı yemin ikahlı eşin.

 

Anlaşıldığına göre Araplara özgü bir tür nikah bu

tıpkı bizdeki dinî nikah ta denen SÖZLÜ nikah gibi. 

 

Mâ meleket eymân ham bir konuı

yani üzerinde durulmamış, işlenmemiş...

fî tarihinde bir ön teker cariyeler deyivermiş,

arka tekerler tıngır mıngır izlemişler onu.

"Acaba?" demek yok. Boş bomboş bir ezber. 

 

Abdülaziz Bayındır

bununla ilgili kendi ezberini nasıl bozabildiğini yana yakıla anlatıyor

videoya alınan bir açıklamasında. İsterseniz bir izleyin.

 

Ne yazık o ön tekeri tıngır mıngır izleyen ateistler de var,

örneğin "Nûr 33'teki cariyeler "deyiveriyorlar

ve ben sormak zorunda kalıyorum:

 

Arkadaş, orda HUM deniyor,

erkektir HUM...

cariyeler erkek midir?

 

Ta bu kadar ham.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...