Jump to content

Ortada 1 Ürün Failsiz Olur mu ?


Recommended Posts

2 dakika önce, teflon yazdı:

 

Akıllı tasarım kuvvetli bir argüman değildir.

İmperfect adaptation(kusurlu adaptasyon) örneklerinin defalarca kere gösterildiği yerde kuvvet kelimesi ile aynı cümle içinde bile kullanılamaz.

Daha da ötesi akıllı tasarım bilimseş bir argüman da değildir.

Gereklilikleri karşılıyamaz. Hipotez dahi değildir.

Olsa olsa ad-hoc hipotezdir.

Sende balık hafızası falan olmasın sakın? Bunlar daha önce kırk kere daha yazıldı sana forumda.

 

Abiyogenez, günümüzde, doğal nişin zaten dolu olduğu yerde, malzemelerin direk diğer canlılar için besin olacağı yerde

Hücre kendi kendine oluşabilir mi diyor da onu görmeyi bekliyorsun? Saf mısın sen?

Bak daha önce yazılanlardan sadece birini kopyalıyorum buraya:

 

Ayrıca son dönemde bu hususta çok önemli gelişmeler var. Abiyogenez mevzusu yakın tarihte "tarih" olacak gibi. Ve sanırım bu, teizm ve dinsel dogmalara evrimden sonra indirilmiş en büyük tokat olacak. Daha ağırı dahi olabilir.

 

Konuya ilişkin Jeremy England'ın yaşam ve evrimin termodinamik kökenlerine dair son dönem çalışmaları ve Nick Lane'in hayatın deniz tabanındaki alkalin menfezlerde ortaya çıkışı ve bundan ötesine dair içeriği ve kapsamı bulunan teori, çalışma ve derlemeleri çok önemli.

 

Yaşam dediğimiz süreç Alkalin menfezlerde ortaya çıktı, termodinamik süreçlere bağlı proton pompası vesilesi ile sağlanan enerjiye bağlı olarak gelişti.. Alkalin menfezler hem aminoasitleri inorganik süreçlerle sentezlediler, hem de biyo-kimyasal süreçlerde katalizör görevi gördüler. Peşisıra proton pompası. Hatta menfezlerin mikro gözenekli süngersi yapısı inorganik hücre zarı benzeri bir işlev gördü.

 

Yani önce termodinamiği öğrenmek ve anlamak gerekiyor. Ya da bazı yobaz cahiller gibi; neden kimyasal elementler şimdi de canlı oluşturmuyor, ya da cansız hiçbir madde canlı olamaz vb. şeklindeki akıllara zarar güzergahı da tercih edebilirsiniz. Cansızlık ve canlılığın sınırı diye bir şey yok. Hatta bu ayrımı yapmak imkansız ve de abes.

 

Bilim forumunda da sıkça belirtildiği üzere canlılık, sadece maddenin davranış şekillerinden biri. Hücrelerin kendiliğinden oluşması için gerekli olan şeyler: gerekli malzeme, sürekli bir enerji kaynağı ve yoğunlaşmalarını sağlayabilecek bir ortam. Gerini termodinamik ve kinetik halleder.  Bunlar varsa eğer, hücrenin kendiliğinden oluşması değil bir ihtimal, tam tersine kaçınılmaz bir durum. Alkalin menfezler bunların tamamını "eksiksiz" yerine getiriyor ve onları taklit eden laboratuvar reaktörlerinde bu süreçler halihazırda ilerletiyor.

 

Tabi bunları bilmek için okumuş araştırmışolmak, senin gibi cahil olmamak gerekiyor.

Elalem laboratuvarlarda ömrünü çürütyor, götünü yırtıyor, sen ise götünü yaymış, onu sadece bir yellenme ve dışkılama aracı olarak kullanıyorsun.

 

 

Abiyoegeneze dair tonla kanıt var.

Abiyogenezin olabilirliğine dair tonla veri var.

Abiyogenezin imkansızlığına dair ise tek bir kanıt yok.

İnsan zekasının nasıl oluştuu nasıl çalıştığından, atom ve nöronların bir kompozisyonu olmasından belli.

Fiziki etkilere verdiği reaksiyonlardan belli.

insan zekası maddi etkileşimlere gebe, hatta onlara edilgen, çünkü maddi etkileşimlerin bir ürünü.

Tanrıyı ve kendiliğinden yaratımı gördün çünkü.

 

 

Üstteki cümleleri halen daha sar ediyorsan eğer, forumdan defolup gitme zamanın gelmiş demektir. Kusura bakma.

Tipik kahvehane köşesindeki yurdum insanı aklı.

Defalarca kaynak ve kitap önerisi verdim bu konuda.

Ama sen ya aptalsın(hakaret etmek için söylemiyorum bunu) ya da niyetin üzüm yemek değil.

Bak alta bir pasaj daha yapıştırıyorum. Tabii ki yine daha önce bu forumda yazdıklarımdan.

Şimdi lütfedersen eğer onu oku ve yine lütfedersen eğer oradan ne anldığını yaz e mi. O hücre duvarını ya da bir buz kristalini veyahut kendisini de kopyalayabilen çok daha karmaşık kil kristalini kimin yarattığını, kimin imal ettiğini bir yazıver bize. Ahmet'e kopya oldu bunlar ama olsun.

 

Yağlı moleküller kıvrılıp birirlerine sokulduklarında, elektriksel yüklü proteinler suda çözüldüğünde elektirk salınır. Bu maddenin fiziksel olarak istikrarlı, düşük enerjili, "rahat"  bir halidir. Sıcaklık olarak salınmış enerjidir. Sıcaklık moleküllerin hareket etmesi, itişip kakışması, ve moleküler düzensizliğidir. Entropidir. Termodinamiktir. Bu nedenle su ve yağ ayrıldığında sıcaklık salınması aslında entropiyi(yani düzensizliği) artırır. Genel entropi açısından bakıldığında, bütün bu fiziksel etkileşimler değerlendirmeye alındığında, bir hücrenin çevresindeki yağlı bir zar, daha düzenliymiş gibi  görünse de, bibribirne karışmayan moleküllerin oluşturduğu br karmadan daha daha yüksek bir entropi halidir. Yani daha düzensizdir. Proteinlerin katlanmasında dahi benzer bir prensip vardır. Öyle katlanırlar, çünkü başka yolu yoktur. En düşük enerjili hal odur. Termodinamik olarak bu ilke tüm evren ve atomlar için de geçerlidir. En düşük enerjlili duruma geçme eğilimi, beraberinde patternleri, yani düzeni getirir. Kar kristalleri için de geçerli olan budur. Önemli olan nokta şudur gringer: senin bir düzen zannetiğin, dizayn zannetiğin bir hücre zarı aslen, önceki durumundan "daha düzensizdir". Ortada bir akıl zeka falan da yoktur. Bunun için bir gereklilik de. Neden olsun ki, zaten daha düzensiz hal bu!..İşte elin adamı oturmuş bunları incelenmişken...vb. vb..

 

Bu evrenin bir efendisi varsa, o da termodinamiktir.

 

 

Daha öncede vermiştim gene örnek vereyim.

Dört hidrojen atomu bir helyum oluşturduğu halde hidrojen ile alakası olmayan özellikler taşır.

helyumdan sonra gelen lityum ise ne helyuma benzer nede hidrojene.

Canlıların kendiliğinden oluşması elementlerin özelliklerine ve çevre şartlarına bağımlıdır.

Tersine mühendislik ile canlıların nasıl oluştuğun çözebilirsin.Ama canlıları oluşturan elementlerin bileşiklerin neden bu özelliklere sahip olduğunu çözemezsin.

Ayrıca doğada ne  laboratuvar vardır ne de insan.

 

 

 

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 230
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

16 minutes ago, Ten Ten said:

Daha öncede vermiştim gene örnek vereyim.

Dört hidrojen atomu bir helyum oluşturduğu halde hidrojen ile alakası olmayan özellikler taşır.

helyumdan sonra gelen lityum ise ne helyuma benzer nede hidrojene.

Canlıların kendiliğinden oluşması elementlerin özelliklerine ve çevre şartlarına bağımlıdır.

Tersine mühendislik ile canlıların nasıl oluştuğun çözebilirsin.Ama canlıları oluşturan elementlerin bileşiklerin neden bu özelliklere sahip olduğunu çözemezsin.

Ayrıca doğada ne  laboratuvar vardır ne de insan.

 

Sen daha önce vermiştin. Ben de cevap vermiştim.

Ama senden hala daha üstteki soru ve örneklere cevap yok.

Hayır cevap ver de en azından algılayabildiğini algılayalım.

 

Alakası olmayan özellikler taşımasındaki sorun nedir? Ya da gizem nedir?

Alakası olan özellikler taşıması gibi bir gereklilik mi var?

Yoksa böyle evrenler mi gezdin gördün?

"Yeni özellikler" maddi etkileşim neticesinde oluşan "yeni ürünün" bir sonucu.

Her şey atom numarasından ibaret zaten ..Eee?

 

Sorduğun soruların cevabını alınca her seferinde başka kapılara kaçıyorsun.

Bunu defalarca kere yaptın. Bu cevaplar defalarca kere zaten verildi sana

O vakit manyak mısın sen?

 

Bunlar bir şekilde bilinmyi gerekitren ve bilinemeyen şeyler olsa dahi

Onların cevabı ancak ve ancak herşeyin teorisi ile birlikte gelecek.

O gelmeden önce ise bunlara şaşırmaya dahi hakkın, böyle bir lüksün yok.

Şaşırmak bir referans noktası gerektirir, seninki ne?

 

Bilinenlerse sadece bilinenlerdir.

Safsata şeklindeki tanrı vb. tipi gereklilik ve zorunlulukları ortadan kaldırmaları, veyahut bir alternatif açmaları dahi yeterlidir.

Bilinenleri bilinmeyenler üzerinden hasır altı edemezsin.

 

Doğada laboratuvar yoktur, olma gerekliliği de yoktur.

Doğada laboratuvar olmasa ne yazar? Buradan nereye varacan?

Al sana dizayn gibi, düzen gibi gözüken şeyin entropisinin daha yüksek olduğunu, yani daha düzensiz olduğunu gösterdiğimiz yerde daha hangi akla hizmet doğadaki laboratuvardan dem vuruyorsun?  Yapay zeka mısın kardeşim sen? Chat botu falan mısın?

 

Bunların herhangi birini ya da hiçbirini çözemezsen o zaman agnostik olursun. En fazla.

Agnostik söylemlerle teist bir tavır sergilemen ayrıca akla ziyan bir durum zaten.

Hiç bir halt bilmiyorsan ya da bilemeyeceğine kanaat getirmişsen bilmiyorum ve bilemeyeceğim diyeceksin.

Tanrıdır canım ya da inanıyorum diyerek kimi kandırıyorsun? Kendini mi, tanrıyı mı?!

 

 

tarihinde teflon tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
On 01.11.2017 at 19:13, Ten Ten said:

Gözlemleyecek ömrüm yok.

Gözlem yapmış gibi abiyogenezi savunman  komik oluyor. :)

 

Arkadaş her yere, ama her yere pislemişsin.

 

Abiyogenezle ilgili gözlem var. Böyle olduğuna kanaat getirebilmek için yeterli düzeyde "süreçlerle" ilgili gözlem var.

Bunun imkansızlığına kanaat getirilip de, bu defterin kapatılmasına yol açacak hiçbir veri, hiçbir kanıt, gözlem ise yok.

Bilim çalışmaya devam ediyor. İt ürüyor, kervan yürüyor kısacası.

 

On 01.11.2017 at 18:33, Ten Ten said:

Evrim ile bir türün başka türe dönüştüğünede kanıtın yok.

http://www.talkorigins.org/faqs/faq-speciation.html

 

Türleşmeye de örnek var. Defalarca kere verdik.

Olmasa ne yazacak..Evrim sana sanki kaldırımda yürürken aniden türleşme görebilirsin gibi bir iddia mı sunuyor..

Hayır indirgenemez kompleksliğin mucidi Micahel Behe bile evrimi, ortak atayı, türleşmeyi hepsini kabul etti pes edip

Bunlar hala kraldan çok kralcı.

 

Evrim defteri kapandı. O iş bitti.

Bugün evrim olmadan biyoloji diye bir disiplin dahi olamaz.

Düşünmeye dahi başlayamazsın.

Cevaplayamadığın onlarca soruyla karşı karşıya kalırsın..

evrim ise o hemen çoğu yerde o cevapları, ya da cevabı önceleyecek öngörüleri sana otomatik olarak veriyor..(Örnek: Endojen retrovirüsler..)

Düşünce dizgeni temin ediyor.

tarihinde teflon tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
Bir saat önce, teflon yazdı:

 

Arkadaş her yere, ama her yere pislemişsin.

 

Abiyogenezle ilgili gözlem var. Böyle olduğuna kanaat getirebilmek için yeterli düzeyde "süreçlerle" ilgili gözlem var.

Bunun imkansızlına kanaat getirilip de, bu defterin kapatılmasına yol açacak hiçbir veri, hiçbir kanıt, gözlem ise yok.

Bilim çalışmaya devam ediyor. İt ürüyor, kervan yürüyor kısacası.

 

http://www.talkorigins.org/faqs/faq-speciation.html

 

Türleşmeye de örnek var. Defalarca kere verdik.

Olmasa ne yazacak..Evrim sana sanki kaldırımda yürürken aniden türleşme görebilirsin gibi bir iddia mı sunuyor..

Hayır indirgenemez kompleksliğin mucidi Micahel Behe bile evrimi, ortak atayı, türleşmeyi hepsini kabul etti pes edip

Bunlar hala kraldan çok kralcı.

 

Evrim defteri kapandı. O iş bitti.

Bugün evrim olmadan biyoloji diye bir disiplin dahi olamaz.

Düşünmeye dahi başlayamazsın.

Cevaplayamadığın onlarca soruyla karşı karşıya kalırsın..

evrim ise o hemen çoğu yerde o cevapları sana otomatik olarak veriyor.

Düşünce dizgeni temin ediyor.

https://tr.m.wikipedia.org/wiki/Ernst_Mach

Ernst mach atomun varlığını kabul etmemiş ama adam fizikçi.

Bu adama fizik bilmiyor diyebilir misin?

Evrimi kabul etmedende biyoloji yapılabilir.Hiçbir sorunda olmaz.

Evrimi kabul etmediği halde transgenetik canlılar üretenler var. :)

 

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
20 hours ago, Ten Ten said:

https://tr.m.wikipedia.org/wiki/Ernst_Mach

Ernst mach atomun varlığını kabul etmemiş ama adam fizikçi.

Bu adama fizik bilmiyor diyebilir misin?

Evrimi kabul etmedende biyoloji yapılabilir.Hiçbir sorunda olmaz.

Evrimi kabul etmediği halde transgenetik canlılar üretenler var. :)

 

Hey koca tenten terki diyar eylemişsin, son mesajın da bu olmuş galiba ama elbette buraları tekrar okuyacağını bildiğimizden ufak bir mesaj yazalım. Valla içim yine de burulmadı değil. Haddimize de değil ama, troll versiyonun değil de, üzüm yemek amaçlı kişiliğinle peydah olduğun müddetçe kaldığın yerden devam edbilirsin.

.....

Ernst Mach? Bakıyoruz adam 1838 doğumlu. Karşı örnek olarak getirdiğin kişinin 1838 doğumlu olması dahi dediklerimizi tam aksine doğruluyor gibi. Peki o ernst Mach bugğn atomları ya da kuantumu, göreliliği kabul etmeden bir adım atabilir mi? Hiiç sanmam.

 

Bak Lavoisier 'de kelle 1794'de giyotine gidene kadar kimyaya ve endirekt olarak biyolojiye onca katkıda bulunmuş güzide bir kişilik. Gelgelim ki daha evrimin E'sinden haberi yokmuş adamın.

Onu bırak, evrim ortaya konmadan önce biyoloji hiç ilerlememiş mi? İlerlemiş. Hemi de dünya kadar. Demek ki mesele bu değil. Kastettiğimiz de..

 

Transgenik canlılar? Elam-armut misali bir örnek. Daha çok genetik mühendisliği ve metodolojiyle ilgili olan bir uygulama sahasından örnek vermişsin. Tabi nasıl oluyor da canlılar arasında gen akatrımı oluyor, o da ayrı bir mesele? akraba oldukları için, evrensel bir DNA koduna sahip oldukları için olmasın sakın?!

 

Mesele ise olayın düşünsel ve ilerleme ile ilgili olan sahası. Vizyonla ilgili olan bölümü. Problemlerle karşılaşılan kısmı. Mesele "bugün"..Mesele olayın "bütünü"..Ve evrim o bütünün hemen tamamını teşkil ediyor. Biyolojinin iskeleti, omurgası olan evrimi çıkarırsan eğer, geriye sadece bir et yığını kalır ki, löp diye sümük kıvamında yere yapışır herhalde. İşte sen de o arada ne yapabilirsen anca onu yaparsın.Retrojen endovirüsleri genomdaki yerini gördüğün zaman ya mal mal bakar, ya da cahil teistler gibi anca tanrıdan başka bir yere varamazsın ki, aslında ona bile imkanın olmaz..Evrim ve ortak atadan başka hiçbir yere oturmaz. Kalanı da adem havva ve tanrı ile birlikte çöpe gider.

 

Bak son mesajında dahi onca şeyin arsaında sadece burayı cımbızlayıp, asıl meseleyi ve vermen gereken cevapları yine pas geçmişsin. Hem kendini, hem de bizi bunca yere yoraxcağın yerde ayrılmayı tercih etmen isabet dahi olmuşolabilir bu bağlamda. Çünkü sonmmesajında dahi bir akıllanma belirtisi yok.

 

Sana kendi çapımda da olsa çok dellendim. Neden? Çünkü aslen örneğin Ahmet1405 gibi cahil olmadığın halde hala daha yerinde saydığın, resmen düşünsel manada obsesik kompulsif bir çizgi sergilediğin için. Daireler çiziyorsun. O kadar. Bir adım ileri gitmek yok.

 

Sana son sözüm şu; mevcut halin ve cizdiğin profille, üzerine an itibariyle cuk oturacak tek elbise agnostisizmdir. Bunu bir kenara yaz.

 

Yolun açık olsun,

Sağlıcakla kal..

Link to post
Sitelerde Paylaş
8 hours ago, ahmet1405 said:

çünkü yaratıcısız hiçlikten, yokluktan durduğu yerde akıllı bir tasarım haline gelmesi aklıma yatmıyor, bırak aklıma yatması imkanlar dahilinde bile değil.

 

Peki aklına yatmamasının, şaşkınlığının ve şaşırmanın sebebi cahillik olabilir mi ahmet? Ne biliyorsun ki, neyi referans alarak gördüklerine şaşırıyorsun? İmkan dahilinde değil diyorsun? Senin hafsalandaki imkan stokları ve çeşitleri nedir ki?

 

Onlar imkan dahilinde değil ama onlardan çook daha karmaşık ve akla mantığa sığmaz tanrı imkan dahilinde. Cumburlop atla. Atladığın şey ise sadece boşlukların tanrısı. Boşluğun kaynağı da sensin ha, yanlış anlama. Çünkü oralarda senin zannettiğin şekilde bir boşluk dahi yok. Boşluk sandığın şey cahilliğin. Bunu kafana yaz.

 

Ayrıca küstün mü yoksa sen? :)

Diğer başlıkları geçtim, onlara alıştık, ama kendi başlıklarında dahi cevap ver(e)mez oldun?

 

Ürün ve beraberinde fail tanım ve kavramlarının ayakları yere basmadığı gibi, evet, failsiz şeyler olur kardeşim. Oldu, oluyor, olacak.

Sadece senin bu konuda bilgin yok.

 

Orta çağda canlılardaki ısıya akıl sır erdiremeyip de; onu animizm, tanrısal hede hödö, ruhsal fenomen ya da yaşam enerjisi gibi safsatalara yoran insanlardan bir farkın da yok şu halinle.

Ama o adamlar minimum ~300 sene öne yaşamış. Senin özürün ne?

 

Özürün ve ayıbın aynı: Cahillik.

tarihinde teflon tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
9 saat önce, ahmet1405 yazdı:

çünkü yaratıcısız hiçlikten, yokluktan durduğu yerde akıllı bir tasarım haline gelmesi aklıma yatmıyor, bırak aklıma yatması imkanlar dahilinde bile değil.

 

Ne canlılar,ne de evren akıllı bir tasarım halindedir,asla mükemmel değillerdir,onca,hatalar,kusurlar vardır;
 

evrimagaci.org/.../evren-ve-doga-mukemmel-midir-mukemmellik-kavramina-ve-kus...
 

Ya da canlılardaki işe yaramayan körelmiş,organları falan düşünün.Veya türlerin yüzde 99'undan fazlasının altsoy bırakmadan yok olmasını..

 

Bir de şu attığıma bakmadın mı;

 

On 01.11.2017 at 16:58, Kör Saatçi yazdı:

Hala cahilce akıllı tasarımı (hani şu iğne usta şeklinde sunulan argüman) sunuyorsunuz,bu argümanın bilimsel  bir değeri yoktur,ve de çoktan cevaplanmış,asırlar öncesinden kalmış bir şeydir,bunu söyleyenler evrimsel biyolojiden habersizlerdir en başta,ben bu argümana birkaç cevap atayım,siz gene de araştırın;

 

1) evrimagaci.org/.../hurdaliktaki-boeing-747-rastgele-cizilen-mona-lisa-tablosu-maymu...

 

2)http://alfa-sorgulama.blogspot.com.tr/2013/12/tasarm-kantn-nasl-redderiz.html

 

3)alfa-sorgulama.blogspot.com/2013/06/mukemmel-tasarm-iddias.html

 

Şurada da bu argümanın neden bilimsel olmadığını açıklayan bir yazı var,Berkeley Üniversitesi'nden;

 

https://undsci.berkeley.edu/article/id_checklist

 

Hala bu argümanın nihai şekilde nakavt edici olduğunun düşünülmesi üzücüdür,ki artık dindar felsefeciler bile kullanmıyorlar bu argümanı.

 

Ha şu soru da sorulabilir,tanrı nasıl var olabildi o zaman?

 

Evet,failsiz değildir,doğru doğa yasaları sayesinde var olmuştur hepsi,mesela Hawking Büyük Tasarım adlı kitabında açıklıyordu,nasıl varolduğunu,işlediğini açıklıyordu evrenimizin,doğaüstü kavramlara ihtiyaç duymadan hem de..

 

Hala bu soruyu sormak,başta evrimsel biyoloji/evrim olmak üzere bilimsel literatürden habersiz olduğunu gösterir.

tarihinde Kör Saatçi tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
On 04.11.2017 at 08:35, ahmet1405 said:

 

gözünle burnunun yer değiştirilmesini ister miydin?

 

Başının arka tarafında da gözlerin ya da herhangi bir şekilde çok daha geniş bir görüş açısına sahip olabilmeyi ister miydin?

Yaşamak için nefes almak zorunda olmamayı?

Günde en az 1-2 yere yemek zorunda olmamayı?

Yine benzer miktarlarda dışkılama zorunluluğu içeisinde olmamayı?

Çok daha verimli eklemlere ve mesela 7-8 parmaklı olmayı istemez miydin?

En ufak bir darbede kırılan kemik ve dokular erine daha iyisini istemez miydin?

Ayrıca bir de akanatların olup uçabilmeyi?

Kopan uzuvlarının yeniden çıkabilmesini?

.......................

vb. vb. vb...saymakla biter mi? Bitmez.

 

Ayrıca gözün-burnun şu anki durumu bir mükemmellik midir? Hayır.

Sadece uyumdur. Nitekim doğada bu kadieye tam olarak uymayan hayvanlar da vardır. Bkz: yunuslar, balinalar, hipopotamlar..vb..hatta burnu olmayanlar, kuşlar vb..

Buyrun kanıtları ile birlikte cevabı. Mükemmelik yok. Referans dahi yok ki. Eksikler ise çok.

Diğer kısmı ise en büyük evrimsel miraslardan biridir.

 

Ama sığ teist aklı bunları düşünmek için gerekl malzeme ve yetkinlik konusunda oldukça güdük olduğu üzere, mal bulmuş mağribi gibi böyle örnekleri üfürmeye devam eder.

İşin daha da trajikomik tarafı, verdiği örnekler her ne olursa olsun, ona bahsedilip durulan hatalar her durumda yine de oradadır.

Teist aklı bardağın boş tarafını göremez, görmek de istemez, görse de cevap veremez.

 

En büyük sorunu, aynı zamanda varoluşunun nedeni bellidir çünkü: Cahillik.

Buna rağmen yazıp durmaya devam etmesinin nedeni ise: Yüzsüzlük.

.............

Bazı yazılanları mütemadiyen görmezden gelmesi ise: Ödleklik

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
On 03.11.2017 at 08:28, ahmet1405 yazdı:

çünkü yaratıcısız hiçlikten, yokluktan durduğu yerde akıllı bir tasarım haline gelmesi aklıma yatmıyor, bırak aklıma yatması imkanlar dahilinde bile değil.

Hiçlikten gelmiş olması gerekmiyor ki. Bu senin ön kabulün.

Hiçlik, varlık veya yokluk dahilinde değildir. Ama evrenin yokluktan geldiği iddia edilebilir. Evrenin yokluğu, hiçlik değildir, yani hiçbir şeyin değil evrenin olmadığı durumdur sadece. Yoktan var olmaya işaret eden gözlemler vardır, kuantum dalgalanma gibi. Bu fenomenden yola çıkarak evrenin yoktan var olabileceğini ileri sürenler de var. Ayrı konu. Yoktan var olma bile, tanrıdan daha mantıklıdır, bunun hakkında da tartışılabilir. Ama yoktan var olmuş olması da gerekmiyor. Kesin "big bang bunu gösteriyor" falan dersin şimdi, çünkü konuyu oraya getireceğini daha önceden de tahmin ettiğimi söylemiştim.
Yani evrenin yoktan var olması senin ön kabulün, bu durumda "imal" olması için kabulünün doğru olması lazım. Ha, bu doğru olsaydı bile "imal" olarak nitelendirilmesi gerekmezdi. "İmkanlar dahilinde değil" diyebilmek için bir kıyasın yok. Neyin mümkün olup olmadığını bilmiyorsun. Varlık bu şekildedir, madde bu şekilde faaldir, yasaları da ezelidir de denebilir. Tanrı bu kabülden daha mantıklı değil. En azından bunun kendi içinde mantıksal çelişkileri yok, tanrının aksine.

Link to post
Sitelerde Paylaş
1 hour ago, skeptikal said:

Hiçlikten gelmiş olması gerekmiyor ki. Bu senin ön kabulün.

Hiçlik, varlık veya yokluk dahilinde değildir. Ama evrenin yokluktan geldiği iddia edilebilir. Evrenin yokluğu, hiçlik değildir, yani hiçbir şeyin değil evrenin olmadığı durumdur sadece. Yoktan var olmaya işaret eden gözlemler vardır, kuantum dalgalanma gibi. Bu fenomenden yola çıkarak evrenin yoktan var olabileceğini ileri sürenler de var. Ayrı konu. Yoktan var olma bile, tanrıdan daha mantıklıdır, bunun hakkında da tartışılabilir. Ama yoktan var olmuş olması da gerekmiyor. Kesin "big bang bunu gösteriyor" falan dersin şimdi, çünkü konuyu oraya getireceğini daha önceden de tahmin ettiğimi söylemiştim.
Yani evrenin yoktan var olması senin ön kabulün, bu durumda "imal" olması için kabulünün doğru olması lazım. Ha, bu doğru olsaydı bile "imal" olarak nitelendirilmesi gerekmezdi. "İmkanlar dahilinde değil" diyebilmek için bir kıyasın yok. Neyin mümkün olup olmadığını bilmiyorsun. Varlık bu şekildedir, madde bu şekilde faaldir, yasaları da ezelidir de denebilir. Tanrı bu kabülden daha mantıklı değil. En azından bunun kendi içinde mantıksal çelişkileri yok, tanrının aksine.

 

 

Big bangın hiç olmadığına dair bir sürü şey var. Ama bu bir meseleyi değiştirmiyor: Kainatın bir başlangıcı var. Ötesi sadece detay...

 

Fakat burada gözden kaçırılmaya çalışılan şey, kainatın evvelinin yokluktan başlamadığı.

 

Basitleştirmek için, big bang ile devam edelim. O kadar basit bir mevzuyu görmekten acz içindeki dincileri görürüz hemen. Olmayan bir şey patlamaz. Bu, bu kadar basitken, hala çıkıp yok sıfır hacim, yok bilmem ne diye kafa ütülerler...

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...