Jump to content

Yakınımın arkadaşının başına gelen olay


Recommended Posts

19 dakika önce, siyahh yazdı:

 bu olayın gerçek olabileceğini sana düşündüren tam olarak nedir ?

arkadaşının anlatmış olması mı ?

 

anlatan kişi güvenilir biri ve açıkçası ben de cehennem korkusu var eğer tam anlamıyla dinleri reddedecek isem böyle konuların kafamı kurcalamasını istemiyorum

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 53
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

13 dakika önce, Huuu yazdı:

 

Güzel bir öyküymüş.

 

Ben de beğenmiştim. Adalet Yılmaz gerçekten de cumhuriyetin ilk kadın hakimlerinden. Yaşam öyküsü de doğru ama hayatının bu son gününün anlatıldığı öykü doğru mu bilmiyorum, ben doğru olduğunu düşünmüyorum ama öykü olarak güzel.

 

Başlığı açan arkadaşın arkadaşı ya öyküyü araklamış ya da bu arkadaş bizi keklemeye çalışıyor. 

Önemli olan, arkadaşımın başına gelmiş dediği hikayenin gerçek olmadığını, bir başka öykünün uyarlaması olduğunu gösterebilmekti.

 

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
1 dakika önce, Türk Ateist yazdı:

Ben de beğenmiştim. Adalet Yılmaz gerçekten de cumhuriyetin ilk kadın hakimlerinden. Yaşam öyküsü de doğru ama hayatının bu son gününün anlatıldığı öykü doğru mu bilmiyorum, ben doğru olduğunu düşünmüyorum ama öykü olarak güzel.

 

Başlığı açan arkadaşın arkadaşı ya öyküyü araklamış ya da bu arkadaş bizi keklemeye çalışıyor. 

Önemli olan, arkadaşımın başına gelmiş dediği hikayenin gerçek olmadığını, bir başka öykünün uyarlaması olduğunu gösterebilmekti.

 

Bu öyküyü okuyunca aklıma Atatürk'le karşılaşıp hayatı değişen Bedri Ruhselman'ın öyküsü geldi. Bu da güzel ve ilginç. İşte:

 

https://dusuncekahvesi.wordpress.com/2010/04/19/dr-bedri-ruhselman/

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
Şimdi, stephcurry yazdı:

anlatan kişi güvenilir biri ve açıkçası ben de cehennem korkusu var eğer tam anlamıyla dinleri reddedecek isem böyle konuların kafamı kurcalamasını istemiyorum

 

Bir arkadaş ekolü diyorsun hala...

 

Sana yukarıda öykünün orijinalini gösterdim. Paranın miktarına kadar her şey çalıntı. 

Eğer bu arkadaş gerçekten varsa ve sana bu hikayeyi kendi başına gelmiş anlattıysa ağır yalancıymış. Seni güzel keklemiş.

Güvenilir biri midir bilmem ama anlattığı hikaye yalan ve sen acayip safsın.

 

Dinle minle ilgisi yok bunun, saflıkla var. Şimdi bu hikayenin yalan olduğunu gördün, net biçimde ikna oldun diyelim.

Ne olacak? Dinini mi terkedeceksin? Kırklar yediler, evliyalar, hızırlar vs yoksa veya insanlara görünüp böyle yardımlar yapmıyorlarsa din de mi yalan oluyor?

Benim için sıkıntı yok, ben zaten hiçbirine inanmıyorum ama senin inanma biçimin tuhaf.

Link to post
Sitelerde Paylaş
9 dakika önce, Türk Ateist yazdı:

 

Bir arkadaş ekolü diyorsun hala...

 

Sana yukarıda öykünün orijinalini gösterdim. Paranın miktarına kadar her şey çalıntı. 

Eğer bu arkadaş gerçekten varsa ve sana bu hikayeyi kendi başına gelmiş anlattıysa ağır yalancıymış. Seni güzel keklemiş.

Güvenilir biri midir bilmem ama anlattığı hikaye yalan ve sen acayip safsın.

 

Dinle minle ilgisi yok bunun, saflıkla var. Şimdi bu hikayenin yalan olduğunu gördün, net biçimde ikna oldun diyelim.

Ne olacak? Dinini mi terkedeceksin? Kırklar yediler, evliyalar, hızırlar vs yoksa veya insanlara görünüp böyle yardımlar yapmıyorlarsa din de mi yalan oluyor?

Benim için sıkıntı yok, ben zaten hiçbirine inanmıyorum ama senin inanma biçimin tuhaf.

Dinler bana hiç bir yönden mantıklı gelmiyor zaten sadece bu olay acaba var mı sorusunu kafamda belirginleştirdi

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ben de define ve cin ile alakalı konuları çok duydum hep dıdısının dıdısına olur genelde. Bana bunu (altın ve cin bağlantılı olaylar) şahsen gördüm diyen bile oldu. Hiç yalan söyleyecek tip de yok. O yüzden merak etmişimdir nedir bu olayların aslı diye. Bu insanlar şizofreni mi tşk mı geçiyolar yoksa daha farklı bir açıklaması mı var dedim ama ateist olduğumdan beri hiç bir zaman böyle olayların gerçek olduğuna inanmadım.

Link to post
Sitelerde Paylaş
52 dakika önce, stephcurry yazdı:

Ben sadece arkadaşın beni küçük düşürmeye çalışmasına takıldım. Kafama takılan şey bu olayın gerçeklik payı zaten.

Küçük düşürülecek birşey görmedim yazında.

 

Olağanüstü bir durumda yok.:)

Link to post
Sitelerde Paylaş
2 saat önce, stephcurry yazdı:

Merhaba. Geçen günlerde bana bir olay anlatıldı bu olay beni dinlere daha çok bağladı. Kendi kendime olayı çürütebilecek argümanlar üretmeye çalıştım ama bulamadım bir de siz okuyun. Yakınımın arkadaşı taksici ve 300 liraya ihtiyacı var o gün taksisine gözlüklü bir teyze biniyor ve türbeye gidiyorlar türbede dua ettikten sonra adam dilek diliyor, dileği ise 300 lira. Ardından yaşlı kadın adama çıkarıp 300 lira veriyor. Kadın gözlüğünü çıkardığında ise adam kadının gözbebeğinin kırmızı olduğunu fark ediyor. Çok geçmeden başka bir türbeye gidiyorlar fakat orası inanılmaz kalabalık ve araba park edecek yer yok, kadın 100 metre ileride yerlerinin hazır olduğunu söylüyor gerçekten de 100 metre ilerisinde boş bir yer oluyor. İşlerini hallettikten sonra adam yaşlı kadını evine bırakmak istiyor kadın ise aynen şunu söylüyor(muş) "Oğlum, sen istedin biz geldik şimdi bırak ta başka yardıma ihtiyacı olan insanların yanına gidelim". Sizce böyle bir şey cidden yaşanmış mıdır? Olaydan sonra adam yaşlı kadınla gezdikleri yerleri tekrar tekrar gezmiş. Belki de sırf bu olay yüzünden dinlere inanıyorum desem yeridir.

 

anlattığınız şeyin inandırıcılığının dibe vurduğu yeri işaretledim.

Link to post
Sitelerde Paylaş
1 saat önce, Türk Ateist yazdı:

 

 

Türk Ateist, tek ağlayan Osman değil, boğazım düğümlendi,  yazıyı zor bitirdim.

Nereden buldun bunu, yüreğimi dağladı, böyle Cumhuriyet, kurtuluş zaferi öykülerine dayanamam.

Alacağın olsun, bir gün de ben seni böyle ağlatacağım:)

Link to post
Sitelerde Paylaş
6 saat önce, bilgivehis yazdı:

tek ağlayan Osman değil, boğazım düğümlendi,  yazıyı zor bitirdim.

 

Katılıyorum. Yalnız öyküde katılmadığım yerler, ben ezan okundu mu rahatsız olduğum için pencereyi örtüyorum tersine. Atatürk'ün veya başkasının ruhuna fatiha filan da okumuyorum. Bu ögelerin öykü içine yerleştirilmesinden de son derece rahatsız oldum.

 

Evet hayat bazen bir insana tokatları arta arda acımadan vuruyor. Benim de aklıma ölen babasından sonra yeniden evlendiği için sinirlenen genç Mustafa Kemal'e annesi Zübeyde hanımın bu evliliğin gerekliliği konusunda ikna için söylediği sözler geliyor. "Ben talihsiz bir kadınım. Üç çocuğumu, kocamı toprağa verdim. Bir tutunacak dalım sen kaldın. Sen de bana küsersen ben ne yaparım?"  

 

Mustafa Kemal ikna olmadı. Annesine üç ay küstü. Sonra Trablus'a savaşa gitmek için annesinden ve Selanik'ten ayrıldı. Yıllar sonra Selanik'ten yürüyerek İstanbul'a gelmeyi başaran annesini bir göçmen toplanma yerinde yüzüğünden tanıyarak buldu.

 

Kurtuluş Savaşı bitince Zübeyde hanım İzmir'de Latife hanımın konağına geldi ve burada rahatsızlanarak öldü. Latife Hanım'dan pek hoşlanmamıştı. Onu çok kibirli bulmuştu. Ölmek üzereyken oğlunun bu kızla evlenmemesini vasiyet ettiyse de bu vasiyet Atatürk'e ulaştırılmadı. Atatürk annesinin ölüm haberini trende aldı. Tren durup telgraf geldiğinde hemen annesinin öldüğünü anladı. Çünkü gece rüyasında annesi ile kırda gezerken bir sel gelip annesini alıp götürdüğünü görmüştü.

 

 Atatürk de annesi de Selanik'i ayrıldıktan sonra tekrar görmediler.

 

tarihinde democrossian tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Bir de aklıma Yıldız Kenter'in Hanım filmi geldi. Ömrümde izlediğim en dokunaklı film olduğunu söyleyebilirim. Subay eşini Dumlupınar denizaltı kazasında kaybeden ve kedisiyle yalnız yaşayan bir kadının öyküsü. Kedisinin adı Hanım. Tatlı bir Ankara kedisi. Kanser olduğunu ve çok az ömrü kaldığını öğrenen kadının kedisine mutlu olacağı bir yuva arayışıyla başlayan film, insanı yerlere serecek kadar dokunaklı. İzlememiş olmak bu ülkenin çocuğu olan bir insanın hayatında yaşayacağı büyük kayıplardan olur. Türk sinemasının yüz akı bir film. Türkiye'nin belki de en iyi kadın tiyatro oyuncusu Yıldız Kenter'i özlemle anıyorum.

 

Hemen hiç Türk sineması izlemem. Sadık ve fanatik bir Hollywood izleyicisiyim. Ama bir kaç film var ki Türk sinemasının gururu olabilecek türden. Bu filmden başka, bir Arabesk filmi klasik başyapıt yani, bir Veda filmi, Livaneli şaheseri, övünç, gurur kaynağı bir film. Hokkabaz keza güzel, izlenecek bir film.

Link to post
Sitelerde Paylaş
5 saat önce, democrossian yazdı:

Bir de aklıma Yıldız Kenter'in Hanım filmi geldi. Ömrümde izlediğim en dokunaklı film olduğunu söyleyebilirim. Subay eşini Dumlupınar denizaltı kazasında kaybeden ve kedisiyle yalnız yaşayan bir kadının öyküsü. Kedisinin adı Hanım. Tatlı bir Ankara kedisi. Kanser olduğunu ve çok az ömrü kaldığını öğrenen kadının kedisine mutlu olacağı bir yuva arayışıyla başlayan film, insanı yerlere serecek kadar dokunaklı. İzlememiş olmak bu ülkenin çocuğu olan bir insanın hayatında yaşayacağı büyük kayıplardan olur. Türk sinemasının yüz akı bir film. Türkiye'nin belki de en iyi kadın tiyatro oyuncusu Yıldız Kenter'i özlemle anıyorum.

 

Hemen hiç Türk sineması izlemem. Sadık ve fanatik bir Hollywood izleyicisiyim. Ama bir kaç film var ki Türk sinemasının gururu olabilecek türden. Bu filmden başka, bir Arabesk filmi klasik başyapıt yani, bir Veda filmi, Livaneli şaheseri, övünç, gurur kaynağı bir film. Hokkabaz keza güzel, izlenecek bir film.

Ben de izlemiştim Yıldız Kenter muhteşem bir oyuncu. Filmde ona çok eskiden beri aşık olan yaşlı bir adam vardı (eşref kolçak) bir sohbette; adam kedileri sevmediğini söylüyor kadın (çok kibar bir hanımefendiyi canlandırıyor) "bende sizi hiç sevmiyorum" diyor adama. Adam orda  kadına dair bütün umudunu kaybediyor. Böyle kıyıda köşe de kalmış çok güzel filmler var. Yine Yıldız Kenter'in oynadığı bir film önermek istiyorum. "Yaşlı gözler" Yıldız Kenter ve Cüneyt Gökçer oynuyor. Youtube'da bulabilirsiniz.

Link to post
Sitelerde Paylaş
17 hours ago, stephcurry said:

Merhaba. Geçen günlerde bana bir olay anlatıldı bu olay beni dinlere daha çok bağladı. Kendi kendime olayı çürütebilecek argümanlar üretmeye çalıştım ama bulamadım bir de siz okuyun. Yakınımın arkadaşı taksici ve 300 liraya ihtiyacı var o gün taksisine gözlüklü bir teyze biniyor ve türbeye gidiyorlar türbede dua ettikten sonra adam dilek diliyor, dileği ise 300 lira. Ardından yaşlı kadın adama çıkarıp 300 lira veriyor. Kadın gözlüğünü çıkardığında ise adam kadının gözbebeğinin kırmızı olduğunu fark ediyor. Çok geçmeden başka bir türbeye gidiyorlar fakat orası inanılmaz kalabalık ve araba park edecek yer yok, kadın 100 metre ileride yerlerinin hazır olduğunu söylüyor gerçekten de 100 metre ilerisinde boş bir yer oluyor. İşlerini hallettikten sonra adam yaşlı kadını evine bırakmak istiyor kadın ise aynen şunu söylüyor(muş) "Oğlum, sen istedin biz geldik şimdi bırak ta başka yardıma ihtiyacı olan insanların yanına gidelim". Sizce böyle bir şey cidden yaşanmış mıdır? Olaydan sonra adam yaşlı kadınla gezdikleri yerleri tekrar tekrar gezmiş. Belki de sırf bu olay yüzünden dinlere inanıyorum desem yeridir.

 

 

Böyle bir hikakeyi uydurmak için gereken her şey, tipik bir insanda genelde var: Kocaman bir göt....

 

Mesele, bu hikayelere inanacak insanı bulmak. Onlarda ise eksik olması gereken şeyler var: Akıl, mantık, izan falan...

Link to post
Sitelerde Paylaş
17 saat önce, bilgivehis yazdı:

 

Türk Ateist, tek ağlayan Osman değil, boğazım düğümlendi,  yazıyı zor bitirdim.

Nereden buldun bunu, yüreğimi dağladı, böyle Cumhuriyet, kurtuluş zaferi öykülerine dayanamam.

Alacağın olsun, bir gün de ben seni böyle ağlatacağım:)

 

Çok güzel gerçekten, di mi?

Birkaç ay önce annem göstermişti. Gazetede okumuş, yazıyı kesip kenara koymuş. O da göz yaşları içinde okumuş tabii.

Ben de milli mücadele, cumhuriyetin kuruluşu ve sonraki yıllar hakkında yazılanları ayrı bir zevkle okurum, senin gibi gözlerim dolar.

Şu Çılgın Türkler'i okumamıştım, okumayı da düşünmüyordum, baktım evdeki herkes dönemin tarihine çok hakim olduğu halde okuyup okuyup ağlıyor, kitabı bir buçuk günde okuyor, ben de okuyayım, bakalım bunlar neden ağlıyor falan deyip başladım.

Bazı bölümlerde gerçekten içim gitti, birkaçında gözlerimden yaşlar aktı. Nefis bir kitaptır gerçekten. Hepimizin bildiği tarihi, bilmediğimiz değerli ayrıntılarla öyle güzel anlatır ki, insanın gözlerinin dolmaması imkansız hale gelir.

 

Tamam, sen de bir gün beni böyle ağlat. :) 

Link to post
Sitelerde Paylaş
18 saat önce, Huuu yazdı:

 

Bu öyküyü okuyunca aklıma Atatürk'le karşılaşıp hayatı değişen Bedri Ruhselman'ın öyküsü geldi. Bu da güzel ve ilginç. İşte:

 

https://dusuncekahvesi.wordpress.com/2010/04/19/dr-bedri-ruhselman/

 

 

Ne yalan diyeyim, sırf zahmet edip getirmişsin diye okudum. Atatürk'le karşılaşıp hayatı değişenlerden değil pek. Atatürk tıp oku demiş, o da okumaya başlamış ama sonra bırakıp müziğe yönelmiş. Çok iyi bir klasik müzikçiymiş ama. Buna rağmen onu da bırakmış, bence yaşam öyküsünün en etkileyici bölümü bırakma nedeni. 

Sonra tıbba dönmesine rağmen içindeki ruhçuluk ağır basmış, hayatını spiritüalizme vakfetmiş.

Kısaca, onca tıp ve müzik eğitimine, onca yeteneğe rağmen boşa geçmiş bir hayat... Buna üzüldüm.

 

tarihinde Türk Ateist tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
26 dakika önce, Türk Ateist yazdı:

Sonra tıbba dönmesine rağmen içindeki ruhçuluk ağır basmış, hayatını spiritüalizme vakfetmiş.

Kısaca, onca tıp ve müzik eğitimine, onca yeteneğe rağmen boşa geçmiş bir hayat... Buna üzüldüm.

 

Boşa geçtiğini söylemek haksızlık olur. Müziği ve tıbbı bırakmasaymış diyebiliriz, ama ötesi yanlış olur.

 

Adam Türk ruhçuluğunun kurucusu veya önde gelen bir kişisi. Kitapları bu alanda çok önemli bulunuyor. Ben okumadım henüz. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
25 dakika önce, Huuu yazdı:

 

Boşa geçtiğini söylemek haksızlık olur. Müziği ve tıbbı bırakmasaymış diyebiliriz, ama ötesi yanlış olur.

 

Adam Türk ruhçuluğunun kurucusu veya önde gelen bir kişisi. Kitapları bu alanda çok önemli bulunuyor. Ben okumadım henüz. 

 

Ben de tam bu yüzden onca iyi eğitim ve yeteneğe rağmen hayatı boşa geçmiş dedim zaten. 

Yazık...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ben de geçen yolda yürürken aklımdan ah şöyle 300 liram olsa da eskorta falan gitsem diye düşünüyordum .. Sonra karşıma bir adam çıktı .. Sarı gözlü , beyaz hacı sakallı .. 

 

Al dedi sana 400 lira .. 300 lira istemiştin ama 100 lirası da bizden olsun .

 

O günden sonra müslüman oldum ..

Link to post
Sitelerde Paylaş
22 dakika önce, Türk Ateist yazdı:

 

Ben de tam bu yüzden onca iyi eğitim ve yeteneğe rağmen hayatı boşa geçmiş dedim zaten. 

Yazık...

 

Müziği ve tıbbı bırakmakla iyi etmemiş olması, hayatının boşa geçtiği anlamına gelmiyor. Tabii hayatını ruhçuluğa adamış olması da öyle...

 

Bazı şeyler insanı içten zorlar. Yapmamak elinizden gelmez. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...