Jump to content

Recommended Posts

                Algılarım beynim sayesinde oluşur, benlik de bir algıdır. Bu şeyleri oluşturan şey ise bir madde ve maddenin etkileşimi sonucu oluşturma eylemini gerçekleştirir.

                Algılarımızı oluşturan beyin maddeden bağımsız değildir ve algımız madde ve etkileşimleri sayesinde oluşur, size özgür olmadığınızı söylemem ve sizin de bunu reddetmeniz de saydığım unsurlar sebebiyle oluşurlar.

Maddenin ne yapacağını bilmememiz onun ne yapacağını değiştirir mi ? Maddenin ne yapacağını bilebilme yeteneğimizin olabileceği varsayılabilir mi ? Eğer böyle bir şey düşünürsek madde ve haliyle de beyin hakkında ne zaman ne olacağını bilmiş oluruz, ve bu durumda benim bu yazıları neden yazdığımı ve sizin şuan neden okuduğunuzu da bilmiş oluruz. Fakat bunları bilemediğimizi düşündüğümüzde, olacak olan şeyler olmayacak hale mi geçerler, yani bizim bilmememiz onların olacak olmalarını olmayacak olmaları ile değiştirebilir mi ?

İnsanlar farkında olmadan karşıdakileri iyi ve kötü olarak etiketlerler, farkında olmadan deme sebebim onları etiketlememizin elimizde olmamasıdır. Bu yazdığım iki cümleden sonra aklıma şu geldi, beyinlerimiz sürekli değişen bir fonksiyona benzetilebilir, söyle ki :

Giren veri beyni şekillendirir ve çıkacak veri de şekillenmiş olur, fakat bu şekillendirmede bizim rolümüz yoktur, fonksiyon girdilerden etkilenen bir fonksiyondur.

Bir beynin kopyaları olduğunu varsayalım (nelerin olacağı kesin midir ?) bu beyinlerin aynı şartlar altında karşılaşmış oldukları aynı olaylara farklı tepki vermeleri mümkün müdür, eğer mümkünse bunun sebebi elektronların hareketlerinin belirsizliği midir ?

Bu konu hakkında bir fikrim yok fakat ortaya çıkacak sonuçlar farklı bile olsalar bunlar evrenin kanunlarına göre gerçekleşmişlerdir, ve gerçekleşirken “Aaa o olmasın da şu olsun” deme hakkımız yoktur.

                Biz insanlar iyi ve kötü kavramları oluşturmuşuzdur, ve iyi kötü kavramlarını yaşadıkları, deneyimlediklerine göre oluşturmuşlardır. Ve bu sebeplerden ötürü bebeğe tecavüz eden kişi kötüdür, ve kendisine yardım etmeye hazır birisinden yardım istendiğinde yardım etmeyi kabul edip yardım eden kişi de iyidir, iyilik eden kişi halinden memnunsa bu toplum tarafından normal karşılanır ve yaptığı şey iyi olarak nitelendirilir. Evrimsel süreçte ezici üstünlük sağlamış ve düzeni bu yönde kurmuş olan insan toplumunun kendilerini iyi olarak tanımlaması hiç de şaşılası bir olay değildir. Fakat olay şu yönden görülmelidir, “İyi beyinler” ve “Kötü beyinler”

İyi beyinler dediğim kavram ezici üstünlükte sayıya ulaşmış, kendisine göre bir düzen kurmuş ve sürdürmekte olan toplum bireylerini anlatır, ve bu toplum bireyleri, kötü beyinler dediğimiz toplumu değerleri  uyuşmadığı için reddetmektedir ve bunda kendilerince haklıdırlar çünkü beyinleri öyle evrimleşmiş ve doğduğundan bu yana da öyle değişmişlerdir bu yüzden bu şekilde çıktılar vermektedirler.

Devam ettirmek isterim, yapıcı görüşlerinize açığım, öğrenmeye açığım. İyi forumlar.

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
6 saat önce, democrossian yazdı:

İttir et cinleri... Sen allahı gördün mü allahı? Konuştun mu? Sana vahiy indirdi mi? :D Naapacan allağın salak cinlerini! Büyük patrondan haber ver sen! :lol:

İsmime göre ön yargı oluşturmanızı pek yadırgamadım, dini görüşümü belirtmeden yazabileceğim bir forum zannetmiştim, yoksa sizin yazdıklarınızı çok mu ciddiye aldım? sadece şaka gibi bir şey yapmaya mı çalıştınız anlamadım doğrusu kusura bakmayın. dinim yok inanmıyorum ismim troll amaçlı.

Bu konuda değindiğim şeylere değinilirse çok memnun kalırım, özgür irade konusunda bilgiye açım, beyin üzerinde çalışma yapmak istiyorum ileride.

İyi günler.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Her şey çok açık değil mi? Burada ana karakterin özgür iradeye sahip olduğunu söyleyenler olabilir. Oysa onun da özgür iradesinin olmadığını göstermek için big bang'e kadar geri sarmak ve gerçekleşen her bir eylemi göstermek gerekirdi. Bunu göstermek imkansız veya imkansıza yakındır. Video kısa ve net. Tartışılması gereken özgür iradenin olup olmadığı değil, olmamasının bilimsel olarak nasıl kanıtlanabileceği.

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
1 hour ago, CinleriGorenAdam said:

İsmime göre ön yargı oluşturmanızı pek yadırgamadım, dini görüşümü belirtmeden yazabileceğim bir forum zannetmiştim, yoksa sizin yazdıklarınızı çok mu ciddiye aldım? sadece şaka gibi bir şey yapmaya mı çalıştınız anlamadım doğrusu kusura bakmayın. dinim yok inanmıyorum ismim troll amaçlı.

Bu konuda değindiğim şeylere değinilirse çok memnun kalırım, özgür irade konusunda bilgiye açım, beyin üzerinde çalışma yapmak istiyorum ileride.

İyi günler.

 

Özgür irade konusunda bu forumda sıkça kavga edild..pardon tartışıldı..:)

Sanırım son iki tanesi aşağıda..Daha pek çok başka başlık da vardır hem yenilerden, hem de eskilerden..

 

https://www.ateistforum.org/index.php?/topic/65979-bir-tanrının-varlığının-veya-yokluğunun-anlamı-nedir/&page=3

 

https://www.ateistforum.org/index.php?/topic/65526-ozgur-irade-nedir-var-mı-yok-mu/

 

Ha bu arada, kullanıcı adınız ne olursa olsun, kendiniz ya da dünya görüşünüz hakkında ufak bir ön bilgi vermeniz faydalı olur.

Çünkü, ola ki tanrı kabulünün olduğu bir yerde özgür irade zaten mümkün değildir. Orası kesin.

 

tarihinde teflon tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
8 saat önce, CinleriGorenAdam yazdı:

dinim yok inanmıyorum ismim troll amaçlı.

 

Ben sana dinin var inanıyorsun demedim ki! Nickin troll amaçlı olunca söylediklerim değişmez. Ben sana ne dedim, ittir et cinleri allahı gördün mü dedim. Trol olduğunda bu değişiyor mu, hayır. Niye AllahıGorenAdam değil? Çok da iddialı olmasın dedim dersen iyi bir trol değilsin demektir.

Link to post
Sitelerde Paylaş
19 saat önce, ellectra yazdı:

Video kısa ve net.

 

Sonu sürprizliymiş. :D Domino gibi! Ben önce adamları kuyudan su çekiyor sandım! Sonra piyano gümmm inince anlaşıldı! :lol:Hokkabaza yazık oluyor yalnız. Zavallı sadece gösteri yapıyordu ama arada kaynadı. Video kelebek etkisini güzel açıklıyor ama özgür iradenin olmadığını elbette ve tabii ki kanıtlamıyor.

 

Daha iyi de kurgulanabilirdi. Kafasına kuş pislemek, bir piyanonun ipini bırakmak için yeterli neden değil.

 

Fakat determinizmin karma, yani nedenselliğin eylemleri yayan ve yansıtan bir örüntü olduğu ilkesinin çok güzel bir açıklaması. Eylemlerimiz eninde sonunda bize bumerang gibi döner. Etiği oluşturan başlıca fikir bu ilkedir. 

tarihinde democrossian tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
On 28.10.2017 at 01:16, CinleriGorenAdam yazdı:

                Algılarım beynim sayesinde oluşur, benlik de bir algıdır. Bu şeyleri oluşturan şey ise bir madde ve maddenin etkileşimi sonucu oluşturma eylemini gerçekleştirir.

                Algılarımızı oluşturan beyin maddeden bağımsız değildir ve algımız madde ve etkileşimleri sayesinde oluşur, size özgür olmadığınızı söylemem ve sizin de bunu reddetmeniz de saydığım unsurlar sebebiyle oluşurlar.

Maddenin ne yapacağını bilmememiz onun ne yapacağını değiştirir mi ? Maddenin ne yapacağını bilebilme yeteneğimizin olabileceği varsayılabilir mi ? Eğer böyle bir şey düşünürsek madde ve haliyle de beyin hakkında ne zaman ne olacağını bilmiş oluruz, ve bu durumda benim bu yazıları neden yazdığımı ve sizin şuan neden okuduğunuzu da bilmiş oluruz. Fakat bunları bilemediğimizi düşündüğümüzde, olacak olan şeyler olmayacak hale mi geçerler, yani bizim bilmememiz onların olacak olmalarını olmayacak olmaları ile değiştirebilir mi ?

İnsanlar farkında olmadan karşıdakileri iyi ve kötü olarak etiketlerler, farkında olmadan deme sebebim onları etiketlememizin elimizde olmamasıdır. Bu yazdığım iki cümleden sonra aklıma şu geldi, beyinlerimiz sürekli değişen bir fonksiyona benzetilebilir, söyle ki :

Giren veri beyni şekillendirir ve çıkacak veri de şekillenmiş olur, fakat bu şekillendirmede bizim rolümüz yoktur, fonksiyon girdilerden etkilenen bir fonksiyondur.

Bir beynin kopyaları olduğunu varsayalım (nelerin olacağı kesin midir ?) bu beyinlerin aynı şartlar altında karşılaşmış oldukları aynı olaylara farklı tepki vermeleri mümkün müdür, eğer mümkünse bunun sebebi elektronların hareketlerinin belirsizliği midir ?

Bu konu hakkında bir fikrim yok fakat ortaya çıkacak sonuçlar farklı bile olsalar bunlar evrenin kanunlarına göre gerçekleşmişlerdir, ve gerçekleşirken “Aaa o olmasın da şu olsun” deme hakkımız yoktur.

                Biz insanlar iyi ve kötü kavramları oluşturmuşuzdur, ve iyi kötü kavramlarını yaşadıkları, deneyimlediklerine göre oluşturmuşlardır. Ve bu sebeplerden ötürü bebeğe tecavüz eden kişi kötüdür, ve kendisine yardım etmeye hazır birisinden yardım istendiğinde yardım etmeyi kabul edip yardım eden kişi de iyidir, iyilik eden kişi halinden memnunsa bu toplum tarafından normal karşılanır ve yaptığı şey iyi olarak nitelendirilir. Evrimsel süreçte ezici üstünlük sağlamış ve düzeni bu yönde kurmuş olan insan toplumunun kendilerini iyi olarak tanımlaması hiç de şaşılası bir olay değildir. Fakat olay şu yönden görülmelidir, “İyi beyinler” ve “Kötü beyinler”

İyi beyinler dediğim kavram ezici üstünlükte sayıya ulaşmış, kendisine göre bir düzen kurmuş ve sürdürmekte olan toplum bireylerini anlatır, ve bu toplum bireyleri, kötü beyinler dediğimiz toplumu değerleri  uyuşmadığı için reddetmektedir ve bunda kendilerince haklıdırlar çünkü beyinleri öyle evrimleşmiş ve doğduğundan bu yana da öyle değişmişlerdir bu yüzden bu şekilde çıktılar vermektedirler.

Devam ettirmek isterim, yapıcı görüşlerinize açığım, öğrenmeye açığım. İyi forumlar.

 

 

6-7 aydır nerelerdeydin sen ?

Link to post
Sitelerde Paylaş
On 28.10.2017 at 01:16, CinleriGorenAdam yazdı:

 

                Biz insanlar iyi ve kötü kavramları oluşturmuşuzdur, ve iyi kötü kavramlarını yaşadıkları, deneyimlediklerine göre oluşturmuşlardır. Ve bu sebeplerden ötürü bebeğe tecavüz eden kişi kötüdür, ve kendisine yardım etmeye hazır birisinden yardım istendiğinde yardım etmeyi kabul edip yardım eden kişi de iyidir, iyilik eden kişi halinden memnunsa bu toplum tarafından normal karşılanır ve yaptığı şey iyi olarak nitelendirilir. Evrimsel süreçte ezici üstünlük sağlamış ve düzeni bu yönde kurmuş olan insan toplumunun kendilerini iyi olarak tanımlaması hiç de şaşılası bir olay değildir. Fakat olay şu yönden görülmelidir, “İyi beyinler” ve “Kötü beyinler”

İyi beyinler dediğim kavram ezici üstünlükte sayıya ulaşmış, kendisine göre bir düzen kurmuş ve sürdürmekte olan toplum bireylerini anlatır, ve bu toplum bireyleri, kötü beyinler dediğimiz toplumu değerleri  uyuşmadığı için reddetmektedir ve bunda kendilerince haklıdırlar çünkü beyinleri öyle evrimleşmiş ve doğduğundan bu yana da öyle değişmişlerdir bu yüzden bu şekilde çıktılar vermektedirler.

Devam ettirmek isterim, yapıcı görüşlerinize açığım, öğrenmeye açığım. İyi forumlar.

 

 

 

Realite siyah-beyaz diye motomot kutuplaştırılacak bir yapıda değildir. Gerçekte siyah - beyaz şeklinde bir kutuplaşma yok, grinin sonsuz tonu olan bir skala bulunmakta. İyi - kötü kavramı da aynı şekilde, mutlak iyi (beyaz) veya mutlak kötü (siyah) diye bir durum yok. 

 

Ama insan beyni soyut kavram üretme becerisine sahip. Beyin soyut kavramlar üretip, ürettiği soyut kavramlar üzerinden bilgiye erişmeye çalışan bir organ. Sonsuz bir skalayı değerlendirmek yerine iyi - kötü şeklinde basitleştirilmiş kutuplaştırma kolayımıza gelmekte.

 

Star Wars filminde Darth Vader’ın simsiyah mutlak kötüyü temsil etmesinin enteresan olması tesadüf değil yani.

 

İyi ve kötü kavramları ile insanları “iyi beyinliler” ve “kötü beyinliler” diye bu şekilde ayırmak işte o yüzden gerçekçi değil. İyilik ve kötülük kimlik olarak üstlenilebilecek kavramlar değil. Bu kavramlar mutlak olmadığı gibi zamanla değişen kavramlar. Bu yüzden kişinin özgür iradesine göre aldığı aksiyonlar ve bu aksiyonların anlık sonuçları anlam kazanıyor. 

 

 

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş

Benim görüşüme göre, düşünmemizi sağlayan nöronlar maddenin kurallarına uymak zorundadırlar

Senin hangi nöronun belli bir etmen altında kaldığında o etmene karşı vermesi gereken cevabı veremez. Vermesi gereken cevabı öncelikle biyolojik evrim, sonra ise insanın deneyimleri, ya da genin çevreyle etkileşimi etkiler diyorum. Yani biz zorunda kaldığımız şeyleri yapmaktayızdır, insanlara iyi ve kötü diye ayrıştırma yapmak zorunda kaldığımızı düşünüyorum. Nöron maddelerden oluşur, birbirleri ile etkileşmeleri maddenin uyması gereken kurallardandır, fakat birbirleri ile nasıl ve ne zaman etkileşeceğini, önceden de dediğim gibi, doğuştan gelen genler ve yaşadıkça çevreyle etkileşmiş olan genler etkilemektedir.

Sizin söyleminize göre, bir insanın genlerinin ne yaptığının hiçbir önemi olmaksızın, benim bir bebeği tecavüz edebilmem gerekmez mi, özgürlük ile yapamayacağımız şeyler birbiri ile çelişmez mi, bunu şu örnekle açıklayayım:

Beyin hücrelerinin davranışı düşüncelerimizi etkiler, sen o beyninle bir bebeği tecavüz etmenin iyi olduğunu aklından bile geçiremezsin, eğer geçirebilirsen o beyin artık eski beyin değildir ve değişimi de elinde olmayan bir şekilde gerçekleşmiştir.

Her şeyi karıştırmış olabilirim kusura bakmayın, fakat benim sizin savunduğunuz görüşte tek anlamadığım şeyin nöronları ya da herhangi bir hücreyi fiziksel kurallara uyma zorunluluğundan nasıl ayrı tuttuğunuzdur. Hücrelerin davranış şekilleri vardır ve bunlar şekillenirler fakat şekillenmeleri de geçmişe ve şimdiye bağlıdır

İyi günler

Bence nasıl düşüneceğimizi beyi

Link to post
Sitelerde Paylaş

Özgür irade maddeden bağımsız değil elbette ama özgür iradeyi nöronlara oradan elektronlara oradan da quarklara, quantum fiziğine kadar indirgediğimiz zaman, beyinin nasıl çalıştığı ile ilgili, quantum fiziği ile ilgili insanlığın yeni yeni edinebildiği yarım yamalak bilgiler sağlıklı bir yorum yapmaya engeldir diyorum.

 

Bütün bir kainat göz önüne getirildiğinde özgür iradeden bahsetmek mümkün müdür? Kainatın bir seçimi söz konusu mudur?

 

Peki bireysel olarak sizin özgür iradenizden bahsetmek mümkün müdür? Seçiminizden bahsetmek mümkün müdür?

 

İyi kötü ile ilgili görüşümü belirttim. Ben mutlak iyi ve mutlak kötü yerine iyi ve kötü arasında grinin sonsuz sonu olduğunu görüyorum. Sonsuz kısmına özellikle dikkat edin. Nöronları matematiksel bir kalıba oturttuğunuzda 0/0 veya sonsuz/sonsuz gibi ifadelerle karşılaştığında beyin nasıl bir çözüm yolu izliyor? Bir ikilem ile karşılaştığında nasıl bir çıkış yaratıyor? 

 

Görünen o ki beyin ve nöronlar hakkında matematiksel denklemler kurup özgür iradeden bahsetmek için yeterliliğe sahip değiliz. Kaldı ki denkleme bütün kainatı da ekleyip yorumlayabilelim. 

 

O halde bireysel olarak özgür iradenin, seçimlerinizin size ifade ettiği bir şey var mı, yok mu değerlendirin bence.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...