Jump to content

Din nevi Feminizm


Recommended Posts

Nevi: Çeşit, tür

 

Ben Feminizm konusunda pek bir şey bilmem ancak bu kılıf altına sokulan veya öyle olan bazı savların din nevinden olduğuna kanaat getirdim.

 

Toplumdaki her sıkıntının ardında bir erkek eli aranması bunun delillerinden biri. Niye dünyada bu kadar savaş var? Erkekler yüzünden. Reklam pazarından neden kadın vücudu daha çok pazarlanıyor? Çünkü kadın mal gibi görünüyor. Şirketlerin çoğunun başından erkekler var. Niye kadınlar erkekler gibi göğüslerini açamıyor? Erkek otoritesi. Savaşların sebebi ne? Erkeklerin işgal sevdası. Başka topraklardaki kadınlara tecavüz etme arzusu...

 

Bunlar içinde hak verdiklerim olduğu gibi bu düşünce sisteminin bozuk olduğu da aşikâr.

 

Oldum olası negatif, pozitif hak meselesi yüzünden bir gruba bir yerde özel bir kontenjan açılması fikrini sevmedim. İş yapan, kalifiyesi yüksek adam kimse o çalışsın ancak biliyorsunuz, efendim mecliste şu kadar kadın kotası olsun, yok partide en az bu kadar kadın olsun... Yahu bir makineyi işletmek gayesinde amaç işlerliğin optimumunu sağlamak değil de başka ne olabilir?

 

Kadınların neden daha az kazandığı üzerine bir çalışma yapılmış, isterseniz linkine ulaşmaya çalışırım. Şöyle bir sonuca varılmış; genel olarak kadınlar daha kısa ve güçsüz yanı sıra erkeklere göre iq'ları daha düşük. Kıyamet koptu, aman cinsiyetçi test diye.

 

Öyle bir duruma gelmiş ki iş, kadınları neredeyse ilah addetmek gerekiyor. Bu bekleniyor. Sorunların sebebinin erkeklikte, çözümünün ise kadınlıkta yattığına İNANILIYOR. Bunun dışında düşünün hatta bilimsel veri üretin, fayda etmez, sen erkek sisteminin yetiştirdiği mankafalı birisin der çıkarlar. Aynı komünizmi eleştirmek gibi, onlar da "sen kapitalist sistemin atığı, başka ne demen beklendirdi ki" der zeytinyağı gibi üste çıkarlar.

 

Tabi yazdıklarım bizim ülkeye yavaş yavaş tesir etmeye başladı, bilmiyorum belki de Amerikayı, Avrupayı aratır yanımız kalmamıştır. Bizim gibi daha karısı döven adam hastalığına deva bulmamış kimselerin kadın haklarını bunların gözlüğünden bakarak savunmaya başlamamız neticede felaket getirir. Ecnebilerden kısım kısım bu tür feministlere bir tarafıyla güler oldu, umuyorum bizim gençler alıp bunları bir halt sanıp başlarına taç etmezler. Bu ülkede kadın hakları nasıl düze çıkacak diye düşünürken imanlı feministlerin zırvalıklarının "gavur en eyisini bilir" mantığıyla, bu ülkenin genç kızlarına öğretilmesinden hakikaten endişe duyuyorum.

 

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 50
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Kadın haklarının savunulmasının, feminizm akımının sebebi kadınların senelerce ataerkil yapı sebebiyle ve tek tanrılı dinlerin de etkisiyle eve hapsedilmiş olmalarıdır. Akımın amacı, kadınların iş dünyasında, sanatta, bilimde ve sosyal alanda erkeklerle hak açısından eşit seviyeye gelebilmelerini sağlamaktır. Kadının evden çıkıp toplumda aktif olarak yer alması için günümüzde de süt izinleri, kotalar, doğum izinleri gibi düzenlemelerin olduğunu görmekteyiz. Kadın ve erkek fizyolojik olarak ve stereotip olarak birbirinden farklıdır. Kadınların iş dünyasında etkin bir şekilde var olabilmek için bu uygulamalara ihtiyacı vardır. 

Akademik yazında, kadınların sosyal ve iş hayatında karşılaştıkları engeller “cam tavan engelleri” olarak bilinir. Araştırmalar bu engellerin günümüzde de var olduğunu göstermektedir. Kadınlar orta kademe yöneticiliğe kadar yükselmiştir fakat üst düzey yöneticilik söz konusu olduğunda bu  cam tavan engelleri kendisini göstermektedir. Bu sebeple özellikle uluslarası şirketleter iş ortamına çeşitliliği artırmak adına kadınlara pozitif ayrımcılık uygulayarak bahsettiğiniz kota sistemini devreye sokmaktadırlar. 

Ayrıca, son dönemlerde yapılan araştırmalar kadınların, günümüzün gözde liderlik türü olan dönüşümcü lüderliğe erkeklere nazaran daha yatkın olduklarını göstermektedir.

Ben bundan neden rahatsız olduğunuzu anlayamadım? Kadınların bu desteğe ihtiyacı var. Özellikle müslüman ülkelerde, kadının kimlik kazanabilmesi için desteğe ihtiyacı var. Kadınlar kendilerine yüklenen toplumsal roller sebebiyle acı çekmekteler. Bunun kırılması gerekiyor. İki farklı cinsiyetin hayatta birlikte rol alması zenginliktir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Kadınlarda, rekabet güdüsü zayıftır. Bu nedenle de, kendilerini geliştirmek için erkekler kadar zorlamazlar. Aynı zamanda rekabet edeceğiz diye kasmadıkları için kolay kolay savaş falan da çıkarmazlar. Yani, evet, pek çok sorun, erkeklerin rekabet etme güdüsünden kaynaklanır. 

 

Basitçe, toplumsal açıdan kadın;

 

1. Rekabet güdüsü yoktur, bu nedenle gereksiz ihtirasa kapılıp zarar edecekleri işe bulaşmazlar.

2. Birisi hakkında düşünürken, empati devreye girer, kendini onun yerine koyarak düşünür, bu yüzden kendilerinden çok başkalarına fayda verirler. Hoş, kadın eksenli dünyada, herkes başkasına yardım edeceği için, yardım edene de başka biri yardım edecek, hayat daha iyi olacaktır. 

3. Kadınlar çok duygusaldır, ama duygularının esiri olmazlar, en duygusal anlarda dahi akıllarını kullanabilirler. Duygularına hakim olma kabiliyetleri çok gelişmiştir. 

4. Bilinenin aksine hiç bir şeyi unutmazlar. Bu da, uzun vadeli ilişkilerde hep tutarlı olmalarını sağlar. Fakat, işlerine gelmeyen şeyi, kolayca akıllarından silebilirler. Unutma ile silmeyi karıştırmayın. Kadın, kendilerine yapılmış büyük bir keleği dahi silip, onu yapanla yeni ve iyi ilişkilerde bulunabilir. Ama silmezse, unutmaz hiç, sonuçta, bu da kindar olmalarına, akıllarına koyduklarını yapmak için çok çok şeyi göze alabilmelerine yol açar. 

5. Çevresine tehdit hissettiği anda, erkeklerden daha cesur olabilirler. 

 

Bunun dışında, fiziksel zayıflık olayı bir mittir. Zekaları daha düşük değildir, ama farklı çalışır. Siz, erkek egemen dizayn edilmiş alanlarda kadını test etmeye çalıştığınız için çuvallarsınız genelde. Basitçe, kadını labirente koyarsan, çıkamayabilir, bir erkek labirenti kolayca aşabilirken. Ama ormanda meyve veren ağacı bulma ve oradan kaybolmadan geri gelme gibi hususlarda erkeklerden daha başarılıdırlar. Onlara yolu, şurdan sola dön, 100m ilerde diye tarif ederseniz bulamazlar, ama kırmızı binanın ordan, caddeye dön, ilerdeki büyük ağacın önünde derseniz, çat diye bulurlar. 

 

Kadınlar, talimatları takip etmede ve kurallara uymakta erkeklerden misliyle daha iyidir. Ayrıca, kaytarmaya çok çok daha ez meyillidirler. Pek çok işi, örneğin akşama kadar konserve içine elle balık koymak gibi bir işi, bir kadın hiç kaytarmadan rahatça yapabilir, ama pek çok erkek, ancak %60 verimle çalışabilir. 

 

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
10 hours ago, sophistic said:

Kadın haklarının savunulmasının, feminizm akımının sebebi kadınların senelerce ataerkil yapı sebebiyle ve tek tanrılı dinlerin de etkisiyle eve hapsedilmiş olmalarıdır. Akımın amacı, kadınların iş dünyasında, sanatta, bilimde ve sosyal alanda erkeklerle hak açısından eşit seviyeye gelebilmelerini sağlamaktır. Kadının evden çıkıp toplumda aktif olarak yer alması için günümüzde de süt izinleri, kotalar, doğum izinleri gibi düzenlemelerin olduğunu görmekteyiz

 

Pek hoş. Bunlarla ilgili hiçbir sorunum yok.

10 hours ago, sophistic said:

Bu sebeple özellikle uluslarası şirketleter iş ortamına çeşitliliği artırmak adına kadınlara pozitif ayrımcılık uygulayarak bahsettiğiniz kota sistemini devreye sokmaktadırlar.

 

Hususi şirket canı ne isterse onu yapsın. Adam şayet "bu konumda kadın olursa benim işlerim daha kolay yürüyor" diyorsa kadın getirsin. Erkek istiyorsa erkek getirsin. Beni hiç ilgilendirmez. Faydalı karar aldıysa sefasını sürer yanlış aldıysa cefasını çeker.

 

10 hours ago, sophistic said:

Ben bundan neden rahatsız olduğunuzu anlayamadım? Kadınların bu desteğe ihtiyacı var. Özellikle müslüman ülkelerde, kadının kimlik kazanabilmesi için desteğe ihtiyacı var. Kadınlar kendilerine yüklenen toplumsal roller sebebiyle acı çekmekteler. Bunun kırılması gerekiyor. İki farklı cinsiyetin hayatta birlikte rol alması zenginliktir.

 

Benim rahatsız olduğum yazdıklarınız değil. Şirket istediğini yapar ama devlet yapmamalı. Mecliste illaki şu kadar kadın olsun, şu kamu kurumunda şu kadar kadın olsun... Önüne birisi gelir, şu kadar yabacı dil biliyor, bu kadar tecrübesi var, kariyeri bu kadar başarılı, bizim işimiz için şu kadar malumat sahibi... buna bakılır. O adamın maaşını birey değil, hazine ödeyecek. Beni yanlış anlamayın ben demiyorum ki biz kadınları iş hayatına ısındırmayalım, teşvik etmeyelim... Tabi ki yapacağız, edeceğiz ancak bunu yaparken ipin ucunu kaçırırsak bir doğru yapalım derken 10 yanlışa da imza atmış oluruz.

tarihinde Tengiz tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
4 hours ago, anibal said:

Kadınlarda, rekabet güdüsü zayıftır. Bu nedenle de, kendilerini geliştirmek için erkekler kadar zorlamazlar. Aynı zamanda rekabet edeceğiz diye kasmadıkları için kolay kolay savaş falan da çıkarmazlar. Yani, evet, pek çok sorun, erkeklerin rekabet etme güdüsünden kaynaklanır. 

 

Neden? Kadınlarda rekabet etmeyi sağlayan beyin fonksiyonları erkeklere göre daha farklı mı işliyor? Ben ilk kez sizden okudum bunu, varsa hakkında bilimsel bir çalışma bildiğiniz bakayım.

 

4 hours ago, anibal said:

1. Rekabet güdüsü yoktur, bu nedenle gereksiz ihtirasa kapılıp zarar edecekleri işe bulaşmazlar.

 

Ben erkeğe nazaran kadının rekabet güdüsünün daha az olduğunu hiç zannetmiyorum ama yine de bu konuda bilimsel bir araştırma varsa bilmiyorum.

 

4 hours ago, anibal said:

2. Birisi hakkında düşünürken, empati devreye girer, kendini onun yerine koyarak düşünür, bu yüzden kendilerinden çok başkalarına fayda verirler. Hoş, kadın eksenli dünyada, herkes başkasına yardım edeceği için, yardım edene de başka biri yardım edecek, hayat daha iyi olacaktır. 

 

İşte bu inanç. Din nevi dediğim vaziyet. Bugün insanları empati yapmaktan alıkoyan şey nedir? Mesala bana söyleyebilir misiniz, erkekliğin empati yapmayı engellediği nokta tam olarak neresidir? Neden kadın eksenli bir dünyada (her nasıl kurulacaksa) bugün kapalı olan empati kanalları bir anda açılacak ve şarıl şarıl akıp bize rahmet yağdıracak?

4 hours ago, anibal said:

. Bilinenin aksine hiç bir şeyi unutmazlar.

 

Unutmak bir beyin faaliyetidir. Erkekle kadın arasında unutmak mevzuunda biyolojik farklılıklar olabilir ancak bu fark bireyden bireye göre daha değişkendir. Ahmetin hafızası daha güçlüdür, Ayşeninki çok daha güçlüdür, Muradınki zayıftır vs... Unutmayan insan yok.

4 hours ago, anibal said:

5. Çevresine tehdit hissettiği anda, erkeklerden daha cesur olabilirler. 

 

Bu genel bir karakteristik değildir ancak kişiden kişiye değişir.

4 hours ago, anibal said:

Bunun dışında, fiziksel zayıflık olayı bir mittir.

 

Ama kadına şimdi doğaüstü güçler veriyorsunuz, unutmamak gibi sonra da bariz bir şeyi reddediyorsunuz. Kadının kas gücü genellikle erkekten daha azdır. Bu yüzden genellikle kadınlar erkeklerden daha çok yaşarlar zira erkeklerin kaslarını beslemesi erkekleri daha çabuk tüketir. Kadınlar umumiyetle erkeklerden kısa ve güçsüzdür. Bu bir mit değil, gözlemlenmiş bir hakikattir. Kas kütlelerini ölçüp anlayabiliyoruz.

4 hours ago, anibal said:

Siz, erkek egemen dizayn edilmiş alanlarda kadını test etmeye çalıştığınız için çuvallarsınız genelde. Basitçe, kadını labirente koyarsan, çıkamayabilir, bir erkek labirenti kolayca aşabilirken. Ama ormanda meyve veren ağacı bulma ve oradan kaybolmadan geri gelme gibi hususlarda erkeklerden daha başarılıdırlar. Onlara yolu, şurdan sola dön, 100m ilerde diye tarif ederseniz bulamazlar, ama kırmızı binanın ordan, caddeye dön, ilerdeki büyük ağacın önünde derseniz, çat diye bulurlar. 

 

Evet kadınların aklı erkeklere göre bazı hususlarda farklı çalışıyor olabilir. Bu konuda sizinle hemfikirdeyim.

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
11 minutes ago, Tengiz said:

 

Neden? Kadınlarda rekabet etmeyi sağlayan beyin fonksiyonları erkeklere göre daha farklı mı işliyor? Ben ilk kez sizden okudum bunu, varsa hakkında bilimsel bir çalışma bildiğiniz bakayım.

 

 

http://www.pitt.edu/~vester/ar2011.pdf

 

Bir sürü daha varda, detay onlar mevzumuz için.

 

11 minutes ago, Tengiz said:

 

Ben erkeğe nazaran kadının rekabet güdüsünün daha az olduğunu hiç zannetmiyorum ama yine de bu konuda bilimsel bir araştırma varsa bilmiyorum.

 

Haliyle yanılıyorsun.

 

11 minutes ago, Tengiz said:

 

İşte bu inanç. Din nevi dediğim vaziyet. Bugün insanları empati yapmaktan alıkoyan şey nedir? Mesala bana söyleyebilir misiniz, erkekliğin empati yapmayı engellediği nokta tam olarak neresidir? Neden kadın eksenli bir dünyada (her nasıl kurulacaksa) bugün kapalı olan empati kanalları bir anda açılacak ve şarıl şarıl akıp bize rahmet yağdıracak?

 

İnsanları empati yapmaktan alıkoyan inanç falan yok, aslen herkes empati yapar. Ama empati duygusal bir kavramdır. Beynin iki ana lobu, yani sağ ve sol yarıları, bir taraf daha duygusal, diğeri ise daha mantıksal davranmak üzere gelişmiştir. Kadınlarda bu ikisini bağlayan aradoku erkeklere göre daha fazladır. Bu nedenle kadınlar duygularını mantıklarıyla da işleyebilir. O nedenle, empati halinde daha farklı davranırlar. Bu din falan değil, basit biyoloji yani. Ha bunun tüm biyolojik teraneler gibi, evrimsel bir takım izahatı da mevcut elbette. 

 

 

11 minutes ago, Tengiz said:

Unutmak bir beyin faaliyetidir. Erkekle kadın arasında unutmak mevzuunda biyolojik farklılıklar olabilir ancak bu fark bireyden bireye göre daha değişkendir. Ahmetin hafızası daha güçlüdür, Ayşeninki çok daha güçlüdür, Muradınki zayıftır vs... Unutmayan insan yok.

 

Unutmak ile "silmek" farklı şeylerdir. Kadınlar teknik olarak unutmaz. Yani, geçmiş hafızaları çok kuvvetlidir. Elbette burada genelleme yapıp, ak kara safsatasına düşmeniz olası. Bunun güç ile alakası yok, genel bir yaklaşım tarzı. Bir an bir yerde bir mesele olur, geçer gidersiniz, bir daha da aklınıza gelmez, aradan 1 sene geçer,  şurda şöyle yapmıştın diye sizden acısını çıkarırlar. Arada o mevzuya dair olup biten bir sürü iyi kötü şeyi yok sayarak, çünkü onları silmiş olurlar. 

 

Birde, pek bilinmeyen tarafları, kadınlar aşkım, canım dediği erkeği bir kalemde silebilir, unutup başka bir erkekle aynı hisleri yaşayabilir, ama erkek bunu yapamaz. 

 

11 minutes ago, Tengiz said:

Bu genel bir karakteristik değildir ancak kişiden kişiye değişir.

 

Eğer o kişileri erkek / kadın olarak sınıflarsan, kadınlarda daha çok görürsün. Kadınlar, mesela, yakaladıklarında ailesinin onu öldüreceğini bile bile biriyle kaçabilir, seks yapabilir vs. Bu cesareti erkeklerde pek göremezsin. 

 

 

11 minutes ago, Tengiz said:

Ama kadına şimdi doğaüstü güçler veriyorsunuz, unutmamak gibi sonra da bariz bir şeyi reddediyorsunuz. Kadının kas gücü genellikle erkekten daha azdır. Bu yüzden genellikle kadınlar erkeklerden daha çok yaşarlar zira erkeklerin kaslarını beslemesi erkekleri daha çabuk tüketir. Kadınlar umumiyetle erkeklerden kısa ve güçsüzdür. Bu bir mit değil, gözlemlenmiş bir hakikattir. Kas kütlelerini ölçüp anlayabiliyoruz.

 

Kadının kas gücü erkekten az değildir. Ama kadınlar kas kullanmaya meyilli değillerdir. Bu da genelde yaşam stilinden kaynaklanır. Kas gücü, kasları çalıştırmakla alakalıdır. Bunu imkan bulamayan kadının kasları elbette daha az ve zayıf olacaktır. 

 

Ha, kadın ve erkek vücut olarak, erkek bir miktar büyük olmaya meyillidir, genetik bakımdan. Fakat bu güç, fiziksel güç vs. açısından hissedilebilir bir fark yaratmaz.

 

Merak ettiysen, judocu bir kadına pandik atmayı falan bir deneyebilirsin, kim kuvvetliymiş hep birlikte tecrübe etmiş oluruz. 

 

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
1 saat önce, anibal yazdı:

 

 

İnsanları empati yapmaktan alıkoyan inanç falan yok, aslen herkes empati yapar. Ama empati duygusal bir kavramdır. Beynin iki ana lobu, yani sağ ve sol yarıları, bir taraf daha duygusal, diğeri ise daha mantıksal davranmak üzere gelişmiştir. Kadınlarda bu ikisini bağlayan aradoku erkeklere göre daha fazladır. Bu nedenle kadınlar duygularını mantıklarıyla da işleyebilir. O nedenle, empati halinde daha farklı davranırlar. Bu din falan değil, basit biyoloji yani. Ha bunun tüm biyolojik teraneler gibi, evrimsel bir takım izahatı da mevcut elbette. 

 

 

 

Kadınların rasyonalize etme yeteneği erkeklerden çok daha gelişmiştir. Genelde kendi duygularının farkına varmayıp, kendilerinin de inandığı kılıflar uydururlar. 

Kadınların kendileri hakkında farkındalıkları zayıftır. Ne istediklerini bilen kadın azdır. Bildiğini iddia eden de öyle biriyle birlikte değildir genelde.

Link to post
Sitelerde Paylaş
3 hours ago, anibal said:

http://www.pitt.edu/~vester/ar2011.pdf

 

Bir sürü daha varda, detay onlar mevzumuz için.

 

Laboratory studies have documented that women often respond
less favorably to competition than men. Conditional on perfor-
mance, men are often more eager to compete, and the performance
of men tends to respond more positively to an increase in competition.
 

Bu ilginç bir kanı. Bu konu hakkında henüz araştırmam yok söylediğim gibi. Yanı sıra teşekkür ederim paylaşımınız için. Şunu da belirtmek isterim ki ben imkan olsa piyasada tam rekabetin önünün açılması kanaatindeyim. Rekabet; kaliteli ürün, ucuz fiyat, tekelleşmeye beis, üretimde çeşitlilik demektir. Henüz bu yazıyı baştan aşağı okumadığım için hakkında sallayıp, tutmam ancak kadınların ekonomide rekabete erkeklere göre daha isteksiz olması gözümde bir çare değil sorun teşkil ediyor. Acaba kadınlar toplumsal öğretiler yüzünden rekabete daha mı utangaç yaklaşıyorlar? Tezde bunla ilgili bir kısım da var. Benim burada merak ettiğim kadınların rekabete erkekler kadar yanaşmamasının sebebi biyolojik mi kültürel mi? Okuyacağım.

 

3 hours ago, anibal said:

İnsanları empati yapmaktan alıkoyan inanç falan yok, aslen herkes empati yapar. Ama empati duygusal bir kavramdır. Beynin iki ana lobu, yani sağ ve sol yarıları, bir taraf daha duygusal, diğeri ise daha mantıksal davranmak üzere gelişmiştir. Kadınlarda bu ikisini bağlayan aradoku erkeklere göre daha fazladır. Bu nedenle kadınlar duygularını mantıklarıyla da işleyebilir. O nedenle, empati halinde daha farklı davranırlar. Bu din falan değil, basit biyoloji yani. Ha bunun tüm biyolojik teraneler gibi, evrimsel bir takım izahatı da mevcut elbette. 

 

Kadınların duygusal zekalarının erkeklere göre daha yüksek olduğunu biliyorum. Benim bahsettiğim olay tam olarak bu değil. Toplumun ortalama yüzde 50-50 erkek ve kadından müteşekkil. Bunlar öyle ya da böyle çeşitli pozisyonlara gelecekler. Siz diyorsunuz ki "kadın eksenli bir dünya kurulursa..." Ben hiçbir zaman erkek eksenli bir dünyanın faydalarından bahsetmedim. Böyle bir şeye de İNANMIYORUM. Kadınlar duygusal zeka gerektiren işlerde daha faydalı olurlar, piyasa o tür pozisyonlarda kadınları tercih eder. Bu hususta benim hiçbir sorunum yok. Ancak o kadar çok sektör ve iş ağı var ki sizce mantıklı olan sektörden optimum fayda mı almak yoksa bu faydayı gözetmeyip kadın ekseriyetini mi özen göstermek? Kadın eksenli bir dünya deyince ben ikinci şıkkı seçtiğinizi varsayıyorum. Bu da inanca giriyor.

3 hours ago, anibal said:

Unutmak ile "silmek" farklı şeylerdir. Kadınlar teknik olarak unutmaz. Yani, geçmiş hafızaları çok kuvvetlidir. Elbette burada genelleme yapıp, ak kara safsatasına düşmeniz olası. Bunun güç ile alakası yok, genel bir yaklaşım tarzı. Bir an bir yerde bir mesele olur, geçer gidersiniz, bir daha da aklınıza gelmez, aradan 1 sene geçer,  şurda şöyle yapmıştın diye sizden acısını çıkarırlar. Arada o mevzuya dair olup biten bir sürü iyi kötü şeyi yok sayarak, çünkü onları silmiş olurlar. 

 

Birde, pek bilinmeyen tarafları, kadınlar aşkım, canım dediği erkeği bir kalemde silebilir, unutup başka bir erkekle aynı hisleri yaşayabilir, ama erkek bunu yapamaz. 

 

Öğrenme sürecinde beyin bir şeyleri öğrenir, motor hafızası vardır. Bazı şeyleri belirli yerlere depolar. Yeni bilgi girişi sağlanırken eskilerden kısım kısım silinir, yeniler depolanır. Bu kadında da erkekte de aynı işliyor. Kadının duygusal hafızası daha yüksek olabilir, erkek için önemli olmayan bir anıya daha çok yer vermiştir olsa olsa o olur. Bunun iş dünyası için faydalı kullanılacağı alanlar da olabilir ama bu "kadın unutmaz" demek değildir.

 

3 hours ago, anibal said:

Eğer o kişileri erkek / kadın olarak sınıflarsan, kadınlarda daha çok görürsün. Kadınlar, mesela, yakaladıklarında ailesinin onu öldüreceğini bile bile biriyle kaçabilir, seks yapabilir vs. Bu cesareti erkeklerde pek göremezsin. 

 

Dediğinizin toplumdan topluma, kültürden kültüre, kişiden kişiye değişebileceği kanaatindeyim.

3 hours ago, anibal said:

Kadının kas gücü erkekten az değildir. Ama kadınlar kas kullanmaya meyilli değillerdir. Bu da genelde yaşam stilinden kaynaklanır. Kas gücü, kasları çalıştırmakla alakalıdır. Bunu imkan bulamayan kadının kasları elbette daha az ve zayıf olacaktır. 

 

Ha, kadın ve erkek vücut olarak, erkek bir miktar büyük olmaya meyillidir, genetik bakımdan. Fakat bu güç, fiziksel güç vs. açısından hissedilebilir bir fark yaratmaz.

 

Merak ettiysen, judocu bir kadına pandik atmayı falan bir deneyebilirsin, kim kuvvetliymiş hep birlikte tecrübe etmiş oluruz. 

 

Kas gücü ve kas yoğunluğu farklı şeylerdir. Kişi alır bunu geliştirir daha güçlü olur o farklı bir mevzu. Erkekler kas işlerinden kadınlardan doğuştan gelen özellikleri sebebiyle daha avantajlılar. Bu yüzden kas gücüne dayalı sporlarda erkekler farklı kulvarda kadınlar başka kulvarda mücadele ediyorlar. Ben boks sporuyla uğraştım, bir kadın boksörle karşı karşıya gelmedim, getirilmem de zırvalık olur. Polislikte parkurlara bakın, askerlikte spor mülakatına... hepsinde kadına daha çok süre verilir daha az iş yapması beklenir. Bunlar keyfi tercihler değil, istatistiki sonuçlar. Şimdi benim saldırı ve savunma sporuyla hiç ilgim alakam olmadığını varsayalım ve çattığım kadının yıllarca savunma sporu yaptığını. Kadın beni büyük ihtimal yener. Ancak bundan siz nasıl biyolojik bir kanıya varıyorsunuz? Zaten bilimsel olarak kanıtlanmış ve gözlenmeye pek açık bir veriyi bunun üzerinden nasıl reddediyorsunuz? Ben biyolojik bir farklılıktan bahsediyorum, doğuştan gelen. Siz ise belirli özelliklerini edinilen bilgiyle geliştirmiş bir kişiyle geliştirmemiş bir kişiyi kıyaslıyorsunuz. Sizin kıyasınızdan ancak şu neticeye varılır; "hiç bilenle bilmeyen bir olur mu?" Buradan biyolojik bir veri elde edemezsiniz.

 
 
tarihinde Tengiz tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
13 minutes ago, Tengiz said:

 

Laboratory studies have documented that women often respond
less favorably to competition than men. Conditional on perfor-
mance, men are often more eager to compete, and the performance
of men tends to respond more positively to an increase in competition.
 

Bu ilginç bir kanı. Bu konu hakkında henüz araştırmam yok söylediğim gibi. Yanı sıra teşekkür ederim paylaşımınız için. Şunu da belirtmek isterim ki ben imkan olsa piyasada tam rekabetin önünün açılması kanaatindeyim. Rekabet; kaliteli ürün, ucuz fiyat, tekelleşmeye beis, üretimde çeşitlilik demektir. Henüz bu yazıyı baştan aşağı okumadığım için hakkında sallayıp, tutmam ancak kadınların ekonomide rekabete erkeklere göre daha isteksiz olması gözümde bir çare değil sorun teşkil ediyor. Acaba kadınlar toplumsal öğretiler yüzünden rekabete daha mı utangaç yaklaşıyorlar? Tezde bunla ilgili bir kısım da var. Benim burada merak ettiğim kadınların rekabete erkekler kadar yanaşmamasının sebebi biyolojik mi kültürel mi? Okuyacağım.

 

 

Tüm canlıların tüm özellikleri gibi biyolojik ve evrimsel bir mevzu bu da elbette. Temel olarak, çok kaba tarifle, testeron eksikliği diyelim. Daha doğrusu, erkekteki testeron vb. hormonların fazlalığı. Erkekler, kadınları elde etmek için rekabete girmek zorundalar. Bugunü düşünmeyin, ağaçlarda yaşadığımız günlerden falan gelen özellikler bunlar. Kadınlar rekabet etmez değil, ama erkekler gibi değil. 

 

 

13 minutes ago, Tengiz said:

Kadınların duygusal zekalarının erkeklere göre daha yüksek olduğunu biliyorum. Benim bahsettiğim olay tam olarak bu değil. Toplumun ortalama yüzde 50-50 erkek ve kadından müteşekkil. Bunlar öyle ya da böyle çeşitli pozisyonlara gelecekler. Siz diyorsunuz ki "kadın eksenli bir dünya kurulursa..." Ben hiçbir zaman erkek eksenli bir dünyanın faydalarından bahsetmedim. Böyle bir şeye de İNANMIYORUM. Kadınlar duygusal zeka gerektiren işlerde daha faydalı olurlar, piyasa o tür pozisyonlarda kadınları tercih eder. Bu hususta benim hiçbir sorunum yok. Ancak o kadar çok sektör ve iş ağı var ki sizce mantıklı olan sektörden optimum fayda mı almak yoksa bu faydayı gözetmeyip kadın ekseriyetini mi özen göstermek? Kadın eksenli bir dünya deyince ben ikinci şıkkı seçtiğinizi varsayıyorum. Bu da inanca giriyor.

 

Pek öyle bir şey yok. Birde, benim adıma kendinize cevap vermeyin, zira çok zaman cevaplarım sayılmayan üçüncü şıklar olur. 

 

Öncelikle, bir sebepten, dünyadaki düzen, erkek beynine yatkın bir düzen. Bu düzende, beyni farklı olan kadınların her işte aynı performansı göstermesini beklemek saflık olur. Fakat, bu düzende yapılan işlerin neticesi açısından, aynı neticeyi verecek kadınsı bir düzende olabilirdi. Ha, bu düzende, garip bir şekilde, bugünkünden çok çok daha verimli olabilirdi. 

 

Kısaca, klasik rollere kadını yama gibi monte etmek değil, rollerin kadına göre tanımlanması toplum için daha verimli olacaktır. Erkek algısına göre tasarlanmış bir sistem, dizel arabaya benzin doldurmak gibi bir şey olacaktır.

 

13 minutes ago, Tengiz said:

Öğrenme sürecinde beyin bir şeyleri öğrenir, motor hafızası vardır. Bazı şeyleri belirli yerlere depolar. Yeni bilgi girişi sağlanırken eskilerden kısım kısım silinir, yeniler depolanır. Bu kadında da erkekte de aynı işliyor. Kadının duygusal hafızası daha yüksek olabilir, erkek için önemli olmayan bir anıya daha çok yer vermiştir olsa olsa o olur. Bunun iş dünyası için faydalı kullanılacağı alanlar da olabilir ama bu "kadın unutmaz" demek değildir.

 

Bu işler o kadar basit değil. Gene biyolojik, evrimsel sebeplerden. Erkek unutmak zorunda. Neden, siz bir geyiği avlamak için geçen eylemleri unutursanız, bir sonrakinde aynısını tekrar etmeye çalışmazsınız. Yani, aha şu ağacın ardındna çıkılıyor, şöyle zıplanıyor, geyiğin üstüne çıkılıyor gibi bir süreci unutmanız lazım. Bundan ders çıkarırsınız, o akılda kalır. 

 

Ama bir kadının, yılın o zamanı, ormanın neresindeki hangi ağaçtan hangi meyveyi bulacağını hatırlaması gerekir. İşte bu nedenle, uzun dönem hafızası kadınlarda daha kuvvetli evrilmiş olmalıdır. Sanıldığı gibi, eski insanlarda kadın evde yemek, çamaşır bulaşık falan uğraşmıyordu. O da en az erkek kadar zamanını yiyecek bulmak için harcıyordu. 

 

13 minutes ago, Tengiz said:

 

Dediğinizin toplumdan topluma, kültürden kültüre, kişiden kişiye değişebileceği kanaatindeyim.

 

Kişiden kişiye dahi her şey değişir, canlılar varyasyonlar halinde yaşar. Ama bu konular temel genetik/memetik hususlara dayanır ve toplumlar arasında pek değişmez. 

 

13 minutes ago, Tengiz said:

Kas gücü ve kas yoğunluğu farklı şeylerdir. Kişi alır bunu geliştirir daha güçlü olur o farklı bir mevzu. Erkekler kas işlerinden kadınlardan doğuştan gelen özellikleri sebebiyle daha avantajlılar. Bu yüzden kas gücüne dayalı sporlarda erkekler farklı kulvarda kadınlar başka kulvarda mücadele ediyorlar. Ben boks sporuyla uğraştım, bir kadın boksörle karşı karşıya gelmedim, getirilmem de zırvalık olur. Polislikte parkurlara bakın, askerlikte spor mülakatına... hepsinde kadına daha çok süre verilir daha az iş yapması beklenir. Bunlar keyfi tercihler değil, istatistiki sonuçlar. Şimdi benim saldırı ve savunma sporuyla hiç ilgim alakam olmadığını varsayalım ve çattığım kadının yıllarca savunma sporu yaptığını. Kadın beni büyük ihtimal yener. Ancak bundan siz nasıl biyolojik bir kanıya varıyorsunuz? Zaten bilimsel olarak kanıtlanmış ve gözlenmeye pek açık bir veriyi bunun üzerinden nasıl reddediyorsunuz? Ben biyolojik bir farklılıktan bahsediyorum, doğuştan gelen. Siz ise belirli özelliklerini edinilen bilgiyle geliştirmiş bir kişiyle geliştirmemiş bir kişiyi kıyaslıyorsunuz. Sizin kıyasınızdan ancak şu neticeye varılır; "hiç bilenle bilmeyen bir olur mu?" Buradan biyolojik bir veri elde edemezsiniz.

 

Doğuştan gelen özellikler açısından, erkekleri göründüğü gibi avantajlı kılan pek bir özellik yok. Ha, şu rekabet meselesi bu hususta bir meseledir. Erkek, rekabetçi olduğu için, vücudunu geliştirmeye yönelik eylemlere çok daha fazla yatkındır. Fakat, günümüzün abes dünyası yerine doğal ortamımızda yaşıyor olsaydık, erkek ve kadın arasında güç, kuvvet açısından pek bir fark hissedemezdik. Fakat günümüz dünyasında, bu husus, ancak rekabetçi olup, amanda kas yapacağım, herkesten hızlı koşacağım falan güdüleriyle elde edilebiliyor. Polis diyorsunuz, asker diyorsunuz, dedik ya, bunlar erkek eksenli düzenin kurumları zaten, başka türlü olmasını mı bekliyorsunuz? Spor odaklı olan erkek oranı ile kadın oranını bir karşılaştırın, kesin rakam söylemek istemiyorum ama, toplumun erkek %51'inin %10'u spor ile uğraşırken, %49'unun %1'i ancak uğraşıyor. Yani koşuda hüseyin bolta nal toplatabilecek bir kadın biyolojik olarak doğsa bile, o sürece girmeyeceği için kolay kolay pistlere gelemeyecektir. 

 

Asıl mesele, yanlış bilgilerden kurtulmak. Acaba kadın eksenli bir dünya daha mı iyi olurdu? Evet, daha iyi olurdu. Fakat asıl soru bu değil. Asıl soru: Kadın eksenli bir dünya olabilir mi? Eğer olacağı olsaydı olurdu. Erkeklerin avantajlı ve üstün olduğu bir sürü husus var. Dominant olma, bulduğuyla yetinememe falan gibi. Erkeklerde bu özellikler varken, dünyayı erkek egemen yapacaklardır, bundan kaçış yok. Yani dünyayı kadın eksenli yapmanız teorik olarak mümkün olsa da, pratikte erkekler var olduğu sürece böyle bir şey mümkün değildir. 

 

Bu hususu kavrayıp, eksenimizi, gidişatımızı bize en iyi imkanları, erkek kadın farketmeden en iyi yaşam koşullarını sağlamak üzere düzenlemek gerekiyor. Bu açıdan, bilinmesi gereken şu meşhur yanlışlardan öncelikle kurtulmak, sonrada kadınların bu açıdan daha üstün olan meziyetlerini kullanabilecekleri gelişim ve hayat imkanlarının sağlanması gerektiğidir. 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
1 hour ago, Bir Buçuk said:

 

Kadınların rasyonalize etme yeteneği erkeklerden çok daha gelişmiştir. Genelde kendi duygularının farkına varmayıp, kendilerinin de inandığı kılıflar uydururlar. 

Kadınların kendileri hakkında farkındalıkları zayıftır. Ne istediklerini bilen kadın azdır. Bildiğini iddia eden de öyle biriyle birlikte değildir genelde.

 

Hiç bir kadın ne istediğini bilmez aslında. Ama karşısındakinin ne istediğini baya iyi bilir. Kadınlara yönelik işlerde bunu akılda tutmakta fayda vardır. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
1 hour ago, anibal said:

Tüm canlıların tüm özellikleri gibi biyolojik ve evrimsel bir mevzu bu da elbette. Temel olarak, çok kaba tarifle, testeron eksikliği diyelim. Daha doğrusu, erkekteki testeron vb. hormonların fazlalığı. Erkekler, kadınları elde etmek için rekabete girmek zorundalar. Bugunü düşünmeyin, ağaçlarda yaşadığımız günlerden falan gelen özellikler bunlar. Kadınlar rekabet etmez değil, ama erkekler gibi değil. 

 

İş sektöründe rekabete girişmeye bir beis olmadığı müddetçe sorun yok.

 

1 hour ago, anibal said:

Pek öyle bir şey yok. Birde, benim adıma kendinize cevap vermeyin, zira çok zaman cevaplarım sayılmayan üçüncü şıklar olur. 

 

Ben sizin adınıza cevap vermiyorum, siz böyle deyince ben böyle anladım diyorum. Ben kadın veya erkek eksenli bir dünya taraftarı değilim. Özgür piyasayı savunurum. İnsanlar kendilerini koruyacak polise mi ihtiyaç duyuyor? Bu işte erkekler daha mı iyi? Erkekler daha çok olsun. İnsanlar çocuklarına bakacak bakıcı mı arıyor? Kadınlar bu işte daha mı iyi? Bu sektörde kadınlar daha çok olsun. İhtiyaçlara cevap vermeye odaklansın sistem, cinsiyete değil. Bu kadın olabilir, erkek olabilir, eşcinsel olabilir... mesele değil.

1 hour ago, anibal said:

Bu işler o kadar basit değil. Gene biyolojik, evrimsel sebeplerden. Erkek unutmak zorunda. Neden, siz bir geyiği avlamak için geçen eylemleri unutursanız, bir sonrakinde aynısını tekrar etmeye çalışmazsınız. Yani, aha şu ağacın ardındna çıkılıyor, şöyle zıplanıyor, geyiğin üstüne çıkılıyor gibi bir süreci unutmanız lazım. Bundan ders çıkarırsınız, o akılda kalır. 

 

Ama bir kadının, yılın o zamanı, ormanın neresindeki hangi ağaçtan hangi meyveyi bulacağını hatırlaması gerekir. İşte bu nedenle, uzun dönem hafızası kadınlarda daha kuvvetli evrilmiş olmalıdır. Sanıldığı gibi, eski insanlarda kadın evde yemek, çamaşır bulaşık falan uğraşmıyordu. O da en az erkek kadar zamanını yiyecek bulmak için harcıyordu. 

 

Ancak buradan erkeğin ve kadının hafızasının birbirinden bariz farklılıkları olduğunu anlıyoruz.

http://www.telegraph.co.uk/news/science/science-news/3347701/Genes-could-explain-memory-differences-between-men-and-women.html

 

1 hour ago, anibal said:

Kişiden kişiye dahi her şey değişir, canlılar varyasyonlar halinde yaşar. Ama bu konular temel genetik/memetik hususlara dayanır ve toplumlar arasında pek değişmez. 

 

Zannetmiyorum Türkiye'de olduğu gibi Amerika'da Avrupa'da kızlar öyle kocaya kaçsınlar. Bizim toplumda kadın baskı altında elbet kaçacak, gidecek, ailesine baş kaldıracak... Tepkinin etkiden meydana gelmesi şaşılacak bir şey değil. 

1 hour ago, anibal said:

Doğuştan gelen özellikler açısından, erkekleri göründüğü gibi avantajlı kılan pek bir özellik yok. Ha, şu rekabet meselesi bu hususta bir meseledir. Erkek, rekabetçi olduğu için, vücudunu geliştirmeye yönelik eylemlere çok daha fazla yatkındır. Fakat, günümüzün abes dünyası yerine doğal ortamımızda yaşıyor olsaydık, erkek ve kadın arasında güç, kuvvet açısından pek bir fark hissedemezdik. Fakat günümüz dünyasında, bu husus, ancak rekabetçi olup, amanda kas yapacağım, herkesten hızlı koşacağım falan güdüleriyle elde edilebiliyor. Polis diyorsunuz, asker diyorsunuz, dedik ya, bunlar erkek eksenli düzenin kurumları zaten, başka türlü olmasını mı bekliyorsunuz? Spor odaklı olan erkek oranı ile kadın oranını bir karşılaştırın, kesin rakam söylemek istemiyorum ama, toplumun erkek %51'inin %10'u spor ile uğraşırken, %49'unun %1'i ancak uğraşıyor. Yani koşuda hüseyin bolta nal toplatabilecek bir kadın biyolojik olarak doğsa bile, o sürece girmeyeceği için kolay kolay pistlere gelemeyecektir. 

 

Polise toplumun ihtiyacı var. İnşaat işçisine ihtiyacı var. Hamala ihtiyacı var. Demir ustasına ihtiyacı var... Kadının da var erkeğin de var. Bu işleri erkekler yapıyor çünkü kas kütleleri daha çok, daha uzunlar. Erkekler genel olarak kadından daha uzundur, alın size doğuştan farka bir örnek. Toplumun bu iş gücüne ihtiyacı var. Bunu erkekler kadınlardan daha iyi beceriyorsa bunda bir sorun da yok.

 

Doğuştan erkeklerin ve kadınların kas kütlelerinin aynı olduğunu mu iddia ediyorsunuz? Ben tam burayı kavrayamıyorum. Ya da çalışma ile doğuştan gelen farklılıkların bir nebze de olsa giderilebileceğini mi? Kadınlar daha kısa doğmuyor mu? Öyle. Daha az kas kütlesine sahip değiller mi? Öyle. Doğuştan gelen şeyler bunlar. Sadece insanda da değil birçok hayvanda böyle. Bu bir inanç değil ki, gözlem. Yani siz hem diyorsunuz ki "bakın kadınlar hafıza konusunda böyledir, erkekler öyledir bununda evrimsel süreçle alakası vardır" ancak biliyorsunuz ki savaş-işi tarihte erkeğin işiydi ve bunun da sonuçları doğdu. Bu sonuçları neden reddediyorsunuz?

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş

Kadınlar kas gücü açısından erkeklerle asla yarışamazlar. Çünkü genetik olarak kapasiteleri sınırlıdır. Genetik olarak erkekler kadınlardan belirgin sayıda daha çok kas hücresine sahiptirler. 

Üstelik bu farklılık sadece nicel değildir, çünkü erkeklerdeki kas lifleri nitelik olarak da kadınlardakinden ayılırlar. Kas liflerinin bu biçimde farklılaşmasında Ostrojen ve Testesteron hormonları rol oynar. Kadınlık hormonu yağlanmayı ve acıya direnci artıran yavaş kasılan liflerin gelişmesini tetiklerken, Testesteronsa kas kütlesini artırıcı ve hızlı kasıllan kas yapısını tetikleyici rol oynar. Yine doğuştan gelen bazı yapısal faktörlerin de etkisiyle, sonuç olarak erkeklerde hızlı kasılan kas lifi daha çokken kadınlardaysa yavaş kasılan kas liflerinin geliştiği görülür. Bu nedenle hiçbir kadın ömrü boyunca idman yapsa da Husain Bolt kadar hızlı koşamaz ya da Arnold kadar kaslı bir vücuda sahip olamaz. 

tarihinde ŞüpheciTürk tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
11 minutes ago, Tengiz said:

 

İş sektöründe rekabete girişmeye bir beis olmadığı müddetçe sorun yok.

 

İş sektöründe bugüne kadar kadın yöneticilerin rekabetinden pek şikayet edilmemiştir. 

 

11 minutes ago, Tengiz said:

 

Ben sizin adınıza cevap vermiyorum, siz böyle deyince ben böyle anladım diyorum. Ben kadın veya erkek eksenli bir dünya taraftarı değilim. Özgür piyasayı savunurum. İnsanlar kendilerini koruyacak polise mi ihtiyaç duyuyor? Bu işte erkekler daha mı iyi? Erkekler daha çok olsun. İnsanlar çocuklarına bakacak bakıcı mı arıyor? Kadınlar bu işte daha mı iyi? Bu sektörde kadınlar daha çok olsun. İhtiyaçlara cevap vermeye odaklansın sistem, cinsiyete değil. Bu kadın olabilir, erkek olabilir, eşcinsel olabilir... mesele değil.

 

İşte bu cinsel ayrımcılık olur. Pek çok erkek, tipik bir kadından daha iyi çocuk bakıcılığı yapabilir. Pek çok kadında, pek çok erkekten çok daha iyi polis olabilir. 

 

11 minutes ago, Tengiz said:

Ancak buradan erkeğin ve kadının hafızasının birbirinden bariz farklılıkları olduğunu anlıyoruz.

http://www.telegraph.co.uk/news/science/science-news/3347701/Genes-could-explain-memory-differences-between-men-and-women.html

 

 

Burada aslen benim söylediklerimi, daha teknik söylüyor sadece. 

 

11 minutes ago, Tengiz said:

Zannetmiyorum Türkiye'de olduğu gibi Amerika'da Avrupa'da kızlar öyle kocaya kaçsınlar. Bizim toplumda kadın baskı altında elbet kaçacak, gidecek, ailesine baş kaldıracak... Tepkinin etkiden meydana gelmesi şaşılacak bir şey değil. 

 

Amerikada da kızlar kocaya kaçar, bir kocadan öteki kocaya. Aşk cinayetleri yok değildir oralarda.

 

11 minutes ago, Tengiz said:

Polise toplumun ihtiyacı var. İnşaat işçisine ihtiyacı var. Hamala ihtiyacı var. Demir ustasına ihtiyacı var... Kadının da var erkeğin de var. Bu işleri erkekler yapıyor çünkü kas kütleleri daha çok, daha uzunlar. Erkekler genel olarak kadından daha uzundur, alın size doğuştan farka bir örnek. Toplumun bu iş gücüne ihtiyacı var. Bunu erkekler kadınlardan daha iyi beceriyorsa bunda bir sorun da yok.

 

Şurdan Rusya'ya gidersen, kadınların inşaat işçiliği, hamallık, demir ustalığı falan hepsini yaptığını görebilirsin. Bizim ülkemizde de görebilirsin, bilhassa karadenize git bir gör. 

 

Toplumun bugün ihtiyaç duyduğu işlerin hemen hepsini, erkekler kadar kadınlarda yapabilir. 

 

11 minutes ago, Tengiz said:

Doğuştan erkeklerin ve kadınların kas kütlelerinin aynı olduğunu mu iddia ediyorsunuz? Ben tam burayı kavrayamıyorum. Ya da çalışma ile doğuştan gelen farklılıkların bir nebze de olsa giderilebileceğini mi? Kadınlar daha kısa doğmuyor mu? Öyle. Daha az kas kütlesine sahip değiller mi? Öyle. Doğuştan gelen şeyler bunlar. Sadece insanda da değil birçok hayvanda böyle. Bu bir inanç değil ki, gözlem. Yani siz hem diyorsunuz ki "bakın kadınlar hafıza konusunda böyledir, erkekler öyledir bununda evrimsel süreçle alakası vardır" ancak biliyorsunuz ki savaş-işi tarihte erkeğin işiydi ve bunun da sonuçları doğdu. Bu sonuçları neden reddediyorsunuz?

 

 

 

Bazı şeyleri karıştırıyorsun. Doğuştan kas kütleleri aynıdır, dişi ve erkek bebeklerin ve her ikisinde de çok çok düşüktür, prematüre doğar tüm insan bebekleri. Dişi erkek olmaları arasında dikkate değer bir fark olmaz. 

 

Fakat hemen başlayan büyüme sürecinde, işler değişir. Kızlarda kaslar alt vücutta, erkeklerde ise üst vücutta yoğunlaşmaya başlar. Ve böyle gider. Yani, erkeklerin kolları, kadınların ise bacakları güçlü olur genel bakışla. Bu yüzden de, kız çocuklar genellikle daha erken yürür. Olgun bireylerde ise, durum nispi olarak devam etse de, hem kadın hem erkekte yeterince ve bolca kas mevcuttur. 

 

Teknik olarak, kas kütlesinde erkekler biraz ilerde olsa da, bu değer hissedilebilir bir güç ve iş verimi farkı yaratmaz. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
25 minutes ago, ŞüpheciTürk said:

Kadınlar kas gücü açısından erkeklerle asla yarışamazlar. Çünkü genetik olarak kapasiteleri sınırlıdır. Genetik olarak erkekler kadınlardan belirgin sayıda daha çok kas hücresine sahiptirler. 

Üstelik bu farklılık sadece nicel değildir, çünkü erkeklerdeki kas lifleri nitelik olarak da kadınlardakinden ayılırlar. Kas liflerinin bu biçimde farklılaşmasında Ostrojen ve Testesteron hormonları rol oynar. Kadınlık hormonu yağlanmayı ve acıya direnci artıran yavaş kasılan liflerin gelişmesini tetiklerken, Testesteronsa kas kütlesini artırıcı ve hızlı kasıllan kas yapısını tetikleyici rol oynar. Yine doğuştan gelen bazı yapısal faktörlerin de etkisiyle, sonuç olarak erkeklerde hızlı kasılan kas lifi daha çokken kadınlardaysa yavaş kasılan kas liflerinin geliştiği görülür. Bu nedenle hiçbir kadın ömrü boyunca idman yapsa da Husain Bolt kadar hızlı koşamaz ya da Arnold kadar kaslı bir vücuda sahip olamaz. 

 

Yani, mesela böyle olmaz mı kadınlar:

 

11.jpg

 

Bir şeyi gözden kaçırıyorsunuz. Bir "gerçek hayat" var, birde işin eline cetveli falan alıp, hangisi diye zorlamak var. Belki, en kaslı insan, hem genetik, hem antrenmanla gelmiş olarak, baksan, evet, erkek öne geçebilir. 

 

Ama iş güç peşinde, normal sıradan sokakta gezinen tiplere ele alacak olursan, aralarında özellikle genetik kökenli herhangi bir fark göremezsin. Var mıdır, vardır, ama gözün görmez, MR ile falan tarar, ölçersen falan bir değer çıkar en fazla. 

 

Kaçırdığınız şey şu, kaç tane Arnold, kaç tane yukardaki gibi kadın var dünya da?

 

Birde bir şeyleri biraz daha karıştırıyorsunuz, güç, kuvvet, sadece kas ve kas yapısı ile bağlantılı değil. Metabolizmayı vs. de işin içine katmanız lazım. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
1 hour ago, anibal said:

İşte bu cinsel ayrımcılık olur. Pek çok erkek, tipik bir kadından daha iyi çocuk bakıcılığı yapabilir. Pek çok kadında, pek çok erkekten çok daha iyi polis olabilir. 

 

Olsun. Olmasın demiyorum. Eğer kadın daha iyi oluyorsa kadın olsun. Ben misal veriyorum. Öyleyse öyle olsun diyorum illaki öyle olsun demiyorum. Talebi karşılasın, kaliteli üretim olsun benim için kafi.

 

1 hour ago, anibal said:

Amerikada da kızlar kocaya kaçar, bir kocadan öteki kocaya. Aşk cinayetleri yok değildir oralarda.

 

Kocada bırakır eşini başkasına gider. Burada kadına erkekten daha çok inisiyatif aldıran mekanizma nerede?

1 hour ago, anibal said:

Şurdan Rusya'ya gidersen, kadınların inşaat işçiliği, hamallık, demir ustalığı falan hepsini yaptığını görebilirsin. Bizim ülkemizde de görebilirsin, bilhassa karadenize git bir gör. 

 

Toplumun bugün ihtiyaç duyduğu işlerin hemen hepsini, erkekler kadar kadınlarda yapabilir

 

Yapsın, eline sağlık. Yapmasın da demiyorum. Polislik askerlik mevzuu üzerinden açıldı bu konu. Bahsettiğim şey toplumun buna ihtiyacı olduğu. Eğer bu ihtiyacı erkekler daha iyi gideriyorsa gidersin. Kadın gideriyorsa gidersin. Kalifiye olsun kafi. Cinsiyetine değil işlerliğine bakalım diyorum. Yani "şurada illaki 3 kadın olacak" mentalitesi yanlış.

1 hour ago, anibal said:

Bazı şeyleri karıştırıyorsun. Doğuştan kas kütleleri aynıdır, dişi ve erkek bebeklerin ve her ikisinde de çok çok düşüktür, prematüre doğar tüm insan bebekleri. Dişi erkek olmaları arasında dikkate değer bir fark olmaz. 

 

Doğuştan dediğim doğum anı değil, doğuştan gelen özellikler.

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
1 minute ago, Tengiz said:

 

Olsun. Olmasın demiyorum. Eğer kadın daha iyi oluyorsa kadın olsun. Ben misal veriyorum. Öyleyse öyle olsun diyorum illaki öyle olsun demiyorum. Talebi karşılasın, kaliteli üretim olsun benim için kafi.

 

 

Kocada bırakır eşini başkasına gider. Burada kadına erkekten daha çok inisiyatif aldıran mekanizma nerede?

 

Yapsın, eline sağlık. Yapmasın da demiyorum. Polislik askerlik mevzuu üzerinden açıldı bu konu. Bahsettiğim şey toplumun buna ihtiyacı olduğu. Eğer bu ihtiyacı erkekler daha iyi gideriyorsa gidersin. Kadın gideriyorsa gidersin. Kalifiye olsun kafi. Cinsiyetine değil işlerliğine bakalım diyorum. Yani "şurada illaki 3 kadın olacak" mentalitesi yanlış.

 

Doğuştan dediğim doğum anı değil, doğuştan gelen özellikler.

 

 

 

 

Bizde sana doğuştan gelen özelliklerden bahsediyoruz, kayda değer tek fark, kadınlarda alt vücut, erkeklerde üst vücutta kasların daha çok olmasıdır. Yeterince açık değil mi?

 

Ve boyuna cinsiyetçilik yapıyorsun, kadın yapıyorsa o iyi yapsın da, yok erkek yapıyorsa da.... Farketmez, kadın ya da erkek, bir işi hangisi iyi yapıyorsa o yapmalı. Bu işi erkek yapmalı, yok kadın yapmalı demek, ayrımcılıktır.

 

Birde hala gene anlamazdan geliyorsun. Kadınlar erkeklerden daha cesurdur. Hala diyon ki amanda koca da başak karıya gidermişte falan. Hiç gazete falan da mı okumuyorsun sen, kurşunu yemek pahasına kocasına kendi evinde boynuz takan kaç kadının haberi çıkıyor? 

 

Hayvanat bahçelerinde, yırtıcı hayvanlara kendini kaptıranların istatistiklerine bir bak istersen ya da. 

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
28 dakika önce, anibal yazdı:

 

Yani, mesela böyle olmaz mı kadınlar:

 

11.jpg

 

Bir şeyi gözden kaçırıyorsunuz. Bir "gerçek hayat" var, birde işin eline cetveli falan alıp, hangisi diye zorlamak var. Belki, en kaslı insan, hem genetik, hem antrenmanla gelmiş olarak, baksan, evet, erkek öne geçebilir. 

 

Ama iş güç peşinde, normal sıradan sokakta gezinen tiplere ele alacak olursan, aralarında özellikle genetik kökenli herhangi bir fark göremezsin. Var mıdır, vardır, ama gözün görmez, MR ile falan tarar, ölçersen falan bir değer çıkar en fazla. 

 

Kaçırdığınız şey şu, kaç tane Arnold, kaç tane yukardaki gibi kadın var dünya da?

 

Birde bir şeyleri biraz daha karıştırıyorsunuz, güç, kuvvet, sadece kas ve kas yapısı ile bağlantılı değil. Metabolizmayı vs. de işin içine katmanız lazım. 

 

Neden olmasın, resim fake değilse olmuş bile. 

Fakat, sadece milyonda bir, hatta belki de 100 milyon kadında birdir böyle bir vücuda sahip olabilme kapasitesi! 

Ha o zaman olay başka demektir. Yani biz, bir kadın aşırı kaslı olabilir mi olamaz mı!yı tartışmıyoruz. Normaldeki durumu, yani genel durumu değerlendiriyoruz.

Yoksa ona bakacak olursak ben de buraya 25 cm aleti olan bir SheMale resmi koyar ve kadınlar da erkekler kadar erkek! olabilir derim. 

Ya da yüzünde bir erkekten ayırt edilemeyecek kadar sakalı ve bıyığı olan bir kadın resmi koyarım ve kadınlarla erkeklerin sakallanma potansiyelleri aynıdır derim.

 

Bu arada bu resimdeki kadın muhtemelen bir transseksüel. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
1 hour ago, anibal said:

Bizde sana doğuştan gelen özelliklerden bahsediyoruz, kayda değer tek fark, kadınlarda alt vücut, erkeklerde üst vücutta kasların daha çok olmasıdır. Yeterince açık değil mi?

 

Arada bariz boy farkı var ve erkeğin kas kütlesi kadına göre daha fazla. Kadınlar erkekler kadar sporla uğraşmıyor olabilir ancak uğraşan kısmı içinde çok profesyonel olanlar da var. Onlar dahi erkekler ile bu hususta mücadele edemiyorlar. Biz bu duruma zaten tabiattan alışkınız. Biliyoruz ki birçok hayvan grubunda erkekler dominanttır. Bugün erkek aslan ile kadın aslan arasındaki bariz farkı reddetmekle hiçbir farkı yok bunun. Kadın aslanın erkeğin himayesinde olmasının sebebi de kültürel sebepler değildir heralde. Kas kütlesi daha fazla.

 

Genel olarak erkeğin eli kadının elinden daha büyüktür.

Genel olarak erkeğin ayağı kadının ayağından daha büyüktür.

Genel olarak erkeğin boyu kadının boyundan daha büyüktür.

 

Yani bunlar doğuştan gelen özellikler değil mi? Bariz farklılıklar değil mi? Bugün hayatı boyunca spor yapmamış erkeklerin hayatı boyunca spor yapmamış kadınlardan daha uzun ve daha güçlü olmasını sağlayan şey doğuştan gelen özellikler değilse ney?

1 hour ago, anibal said:

Ve boyuna cinsiyetçilik yapıyorsun, kadın yapıyorsa o iyi yapsın da, yok erkek yapıyorsa da.... Farketmez, kadın ya da erkek, bir işi hangisi iyi yapıyorsa o yapmalı. Bu işi erkek yapmalı, yok kadın yapmalı demek, ayrımcılıktır.

 

Öyle bir şey demiyorum. Sadece kadınlar yapsın ya da erkekler yapsın demiyorum. Defeatle belirttim, kalifiye esas alınsın dedim. Kadın veya erkek olmasına bakılmasın, kalifiyesine bakılsın diyorum. Bu yüzden "şu kurumda 3 kadın olsun, 2 eşcinsel olsun" kafa yapısına karşı olduğumu ifade ediyorum.

 

1 hour ago, anibal said:

Birde hala gene anlamazdan geliyorsun. Kadınlar erkeklerden daha cesurdur. Hala diyon ki amanda koca da başak karıya gidermişte falan. Hiç gazete falan da mı okumuyorsun sen, kurşunu yemek pahasına kocasına kendi evinde boynuz takan kaç kadının haberi çıkıyor? 

 

Hayvanat bahçelerinde, yırtıcı hayvanlara kendini kaptıranların istatistiklerine bir bak istersen ya da. 

 

Bakın bazı konuları bilimsel temelli yaklaşıyorsunuz diğerlerine ise keyfi. Savaş-işiyle uğraşan, aslana kaplana, ordulara kafa tutan erkeğin evrimsel sebeplerle doğan cesareti nerede kaldı? Şimdi hafıza konusunda esas olarak toplayıcılıkla uğraşan kadını örnek göstereceğiz ancak cesaret konusunda savaş-işi ile uğraşan erkeği değil kocasını aldatan kadını örnek olarak belirleyeceğiz. Nerede bunun standartı? Halbuki erkekler ekseriyetle kadınlardan daha çok doğarlar çünkü daha çok ölürler. Ağaca tırmanır, savaşa gider... bir şekilde kadınlara göre daha çok ölür. Evrimsel sebeplerden ötürü erkekler kadınlardan bir nebze de olsa daha çok doğarlar. Ölüme götüren cesaret konusunda erkeğin başarısı bilimsel bir veridir, sizin bahsettiğiniz ise 3. sayfa haberi.

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...