Jump to content

Kuran'da Özgür İrade


Recommended Posts

Kalem 42:

 

Yevme yukşefu an sâk...

Baldırdan açıldığı gün

 

Açılan şey baldır değil,

baldır açılmıyor.

Ayette

açılan şeyin baldır olduğu söylenmiyor;

artı, ne olduğu da söylenmiyor. 

 

Yargı gününden söz edildiğine göre

açığa çıkan şeyin iyi/kötü edimler olması gerekir.

Kişiye o yapıp ettiklerinin karşılığı verilecek.   

 

yukşefu: açıl, açığa çık...

an: -dan

sâk: baldır

an sâk: baldırdan

 

Ayetin tamamı:

 

Artık çok geç, edimlerin

baldırdan açıldığı ve secde edin dendiği gün kişi secde edemiyecek. 

Yevme yukşefu an sâkın ve yud'avne ilâ es-sucûdi fe lâ yestetiûn.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 315
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Orada yazıyor ki baldırın açıldığı/ortaya çıkarıldığı gün,an fiil ile kullanılır orada den dan eki değil.sonra secdeye davet edilirler fakat güç yettiremezler ifadesi geçiyor.bahsedilen baldır insanların baldırı değil ben okuyunca böyle anlıyorum.Fakat "sag" nekredir tekildir

tarihinde tonyukukcuk tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Devam eden ayetlere bakınca o günün secde etmeyenler için iyi olmayacağı vs sıralanır onları bana bırak diye devam eder.orada söylenen şeye bir anlam yüklemek sonrasınıı okuyunca mümkün ki şöyle bir şey oluyor "artık yumurta tavuktan çıktı" tarzı artık her şey bitti "aydınlandı" bu kurana göre müteşabih burada bir şey yok gibi sonrasında açıklanmış tarafsızca görüşümü söylemem gerekirse.

tarihinde tonyukukcuk tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
2 hours ago, FETİH said:

 

Hadisi yanlış yazmışın. Doğrusu idrar ve süt ile birlikte olacaktı. Sadece idrar değil. Sütü neden yazmıyorsun. Ayrıca bazı rivayetlerde sadece süt varken onu da yazmamışın. Olmayan tek idrar içmeyi yazmışın.burda art niyetin ortaya çıkıyor.

 

 

Bana idrar iç diyorsun:

 

Benim de içmem değeceğimi tahminle küfrediyorsun. İçersem sen ettiğin küfrü kendine kabul edecek misin?

 

Benim ne yaptığıma gelince. İçmiyorum . çünkü bu hadiste hangi hastalığı iyi geleceği belirtilmemiş. Hastalık belirtilseydi gene içmeme gerek yoktu. Çünkü günümüzde idrarın yerini alan ilaçlar mevcud .şayet ilacın olmadığı ,  7. Yüzyılda yaşasaydım peygamberim iç deseydi içerdim..kaldı ki bu mesele iman veya islamın şartı değildir. 21. yüzyıl da İçmesem de dinden çıkmam. Anladın mı?

 

 

Sen şimdi eczanede şifa veren binlerce ilaç var. Hastalığına hangisinin iyi geldiğini bilmeden, o ilaçları sırf faydalı diye, rastgele kullanıyor musun? Neye iyi geldiği ispatlanmadan neden bana idrar iç diyorsun?

 

Bu idrar meselesi, münferit meseledir. Sahabenin tümüne tavsiye edilmemiş. Sadece 8 kişiye söylenmiş. Onlar da sonradan dinden çıkmış , hırsızlık yapıp deve çobanlarını öldürüp kaçmış. Müslümanlar da bu 8 kişilik hırsız ve katilleri yakalayıp öldürmüşler.

 

Bak evrimleşen maymunoğlu maymun . Atan maymunsa ona benzemezsen biile . onunla mukayese edilirsin. Zira akrabalık ilişksi zamanın geçmesiyle  ve mekanların değişmesiyle yok olmaz. Veya kişinin inkar etmesiyle de yok olmaz.akrabalık hiç bir şekilde çözülmez bir bağdır. Öyle değil mi ? senin evrimini tamamlamamış amcaoğulların hayvanat bahçesinde yaşıyorsa, neden sen apartman katlarında yaşıyorsun. Ormana gidemiyorsan, bari amcaoğullarından birini yanına al. Sen şekil değiştirdin diye kendince bunu yapmazsan, en rezil oruspu olursun.

 

 

 

Geç bu ayakları... İdrara süt mü katıyorsun, ne katıyorsan katacak, gidip onu içeceksin. Ama, yoook, hasta olunca doktora gidiyorsan şerefsizin tekisin. O binlerce ilaç, bedevinin götünden uydurulan değil, evrimsel biyoloji ile keşfedilen ilaçlar. Evrime yok de, ama nimetinden faideye gelince evrime sarıl. Lafa gelince bilimi bir bok bilmez, herşeyi bedevi bilir, ama iş başına düşünce koş evrime sarıl... Bu şerefsizlik değilse ne?

 

İdrar meselesi münferit mesele falan değildir. Sen bilim'i reddediyor ve ben illa bedevinin lafına kanarım diyorsan, o zaman onun lafından çıkmayacaksın. Çıkıyorsan, ikiyüzlü bir.... Anladın sen onu...

 

Atam maymun olabilir, maymundan insan olmayı becerecek kadar büyükmüş demek ki atalarım... Ama eğer evrim yoksa, senin baban, dikkat et baban, o bildiğin adam değil, eşşeğin biri olursun, şu anıran, malum koca kulaklı ve gene malum koca şeyli eşşek varya, işte onun evladı. Ve evrim yok diyorsan, bunun aksini asla ve kata ispat edemezsin. 

tarihinde anibal tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
3 hours ago, tonyukukcuk said:

Orada yazıyor ki baldırın açıldığı/ortaya çıkarıldığı gün, an fiil ile kullanılır orada den dan eki değil. sonra secdeye davet edilirler fakat güç yettiremezler ifadesi geçiyor.bahsedilen baldır insanların baldırı değil ben okuyunca böyle anlıyorum. Fakat "sag" nekredir tekildir

 

 

 

wordimage?id=73006....... P – preposition حرف جر

حرف جر

http://corpus.quran.com/wordbyword.jsp?chapter=68&verse=42

 

Yevme yukşefu an sâk...

Baldırdan açıldığı gün...

 

O gün ki sâktan bir keşf olunur (Elmalılı)

Bacaktan açılacağı gün (Süleyman Ateş)

O gün incikten açılır (Diyanet Vakfı)

 

iNCiK diz ekleminin alt kısmına denir (sözlük)

Link to post
Sitelerde Paylaş
7 hours ago, tonyukukcuk said:

...sonra secdeye davet edilirler fakat güç yettiremezler ifadesi geçiyor. bahsedilen baldır insanların baldırı değil ben okuyunca böyle anlıyorum. Fakat "sag" nekredir tekildir

 

 

Madem "bahsedilen baldır insanların baldırı değil"

kimin baldırı?

Kendisine "Şimdi secde et!" dendiğinde secde edemeyen kim, Allah mı?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Öncelikle; bacak açılması Arapça bir deyimdir. Gerçeğin ortaya çıkmasını belirtir. An eki anlamda bir değişiklik yapmaz, yani Kuran pasajında bacak açılmasından bahsettiği gerçeğini değiştirmez. Peki neden an eki getirilmiş? Çünkü bacak açılması, bacağın tek başına yaptığı bir eylem değildir. Bacak ile bu eylemde işbirliği yapan bir nesne daha vardır. O da etek veya her neyse bacağı örten bir örtüdür. Etek bacak üzerinden açılmaktadır. Yani etek açılınca bacak açılmış olmaktadır. Etek olmadan bacak zaten açık olacağı için bacak kendi başına açılma eylemini yapamaz. An ekinin gelme nedeni bu.

 

Kuran yazarlarının bu pasajda yaptığı hata ise şu: Böyle sıradan ve adi bir deyim, ölümden sonra allah adında bir tanrının karşısında toplanılacağı gibi bir iddiayı desteklemek için kullanılamaz. Bu deyim ancak gündelik yalanı ortaya çıkma. gizlediğinin açığa çıkması filan gibi işler için kullanılır.

 

Bakın ben Kuran'da yerli yerinde bir ifade bir deyim kullanıldığında bunu kabul etmesini bilen bir adamım. Örneğin inek bölümünde münafıkların gerçeği görür gibi olup sonra kör gibi kalmalarını, şimşek çakmasına benzetmesi iyi şimdi, hakkını yemeyelim. Tabii devamını getiremiyor o başka. Hep öyle olur. Kuran'da şu laf fena değilmiş bak diyecek gibi olsan, arkasından o beğenmeye yeltendiğin ifadeyi de kepaze eder. Keza Ay yarılması da deyimdir ve çok olağanüstü, olamayacak bir olayın gerçekleşmesi anlamındadır. Bu da olur. Bunu arkasından nasıl kepaze ediyor, ay yarılmasını ayet olarak sunarak hem de rezil kepaze ediyor, içine sıçrıyor deyimin resmen.

 

Ama bacak açılır, olmaz. Bu çok yersiz ve yetersiz bir ifade. Bu deyimin bu pasajda kullanılması son derece yersiz olmuştur. Ölmüşsün, dirilip allah diye bir şeyin karşısına toplanıyorsun, ne o, bacak açıldı! Yuh artık yani! Bunu, basit işler için kullanılan bu deyimi burada kullanmak abesin en abesi bir yersizlik. Olmamış. Kompozisyon sınavında olsa sıfır çeker. Hiç olmamış. İddia edilen gibi bir şey olacak olsa, öldün dirildin anaaa allah durumu olsa, buna tutup da bacak açılacak demek... Bir sepet hurmayı mundar etmek yani. Sığ bir kafa, anlattığı mevzuyu nasıl piç ederin tipik örneği!

 

Bazı saplantılı kafalı kişiler oluyor, bacak açılmasını ayıp diye yersiz buluyorum zannına kapılıyorlar. Öyle bir şey yok. Ayıpla mayıpla alakası yok. Deyim anlatılan için çok düşük, yetersiz, adi ve sıradan. Bu saplantılı kafalara ahlak diyorsun, ahlakı cinsel mazbutluk olarak anlıyorlar. Kafa saplantılı olunca zor. Bu salaklar iş ahlakı, senetlerini çeklerini gününde aksatmadan ödeme, dürüstlük filan gibi şeyleri sanki hayatta hiç duymamış, odun gibi kişiler. Böyle kişiler maalesef var ve açıklama yapmak zorunda kalıyoruz. Embesillerin aklına ahlaksızlık deyince yatak döşek işleri geliyor. Kafa embesil, yapacak bir şey yok!

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bu @FETİH vatandaşa ben ne desem bilemedim ki... Adam deve idrarını içerim diyor yahu!!! Neymiş sütle karıştıracak öyle içecekmiş!!! :0_80cbc_37a71a73_L: İster balla karıştır yahu! Deve idrarını içerim diyor musun, diyorsun! Bize ne demek kalır, afiyet olsun! :0_80cbc_37a71a73_L:

 

Tamam deve idrarı terapisi klinikleri açın hastanelerde! Yakışır size! Açın yani, gerçekten. Ne kadar embesil ötesi idyotlar olduğunuzu apaçık herkes, bütün dünya daha iyi bilsin. Zaten biliyorlar da... Resmiyet kazansın.

 

Ben buna ne diyeyim yahu! Deve idrarını sütle karıştırıp götürüyor herif! Oooooha! Çüşşşşşş! Daha da denecek bir şey kaldıysa ben bilmiyorum! Ne uğruna, ilkel vahşi yağmacı Araplar bunun dedelerine bize bi peygamber geldi diye bir masal kakaladılar diye! Bunun için herif deve idrarını afiyetle götürüyor!

 

Sabahları çaya da kat, şifa, şifa... Buzdolabında sakla ama, kokmasın! Ben bu kafaya artık ne diyeyim daha, bilemedim! Kafanın içinde susam kadar beyin olsa uydurmuşlar bu hadis değil filan der yahu! İçerim deve idrarını diyor, kal geldi artık, kaldım!

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş

Yok etek mi ne varmış ta

bacaktan bir keşf olunur demek (Elmalılı)

o eteğin açılması demeye gelir miş miş.

 

İnsanlar baldırı çıplak ta olur,

ne eteği ne örtüsü Allah aşkına. 

 

SÂK kelimesi Kıyame 29'da da geçiyor,

hem öyle an gibi bir حرف جر  de  yok orda:

 

Ve bacak bacağa dolaşır

Velteffeti es sâku bis sâk

 

Etek faldır faldır eder filan yok, 

bacak bacağa dolanır denmiş,

o kadar.

 

Belli ki bir DEYiM bu. 

Etekleri zil çaldı gibi,

ne maddî bir etek var ortada ne zil. 

.

tarihinde Hasan Akçay tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Konumuz baldır bacak muhabbeti değil muhterem, ki bunda bile İslam âleminde tam bir mutabakat yok.

Neden șașırmadık acaba. Bu tercümelerde(!) bile bol bol kimsenin anlamadığı kelimeler kullanılır, ki millet fazla kurcalamasın bu dini.

Konuya dönecek olursak; bu insan ürünü kitapta özgür iradenin ö´sü yoktur,  çünkü ona inanmayanların vay haline.

Bu kadar basit aslında. Bu kitapta tehdit var mı ? . Var, o halde fazla uzatmayın.

Böyle bir korku düzeninde gönül rahatlığı ile ve özgürce karar vereceklerini düșünen dindarlar, boș konușuyorlar.

Konumuz bu mâlum eserde özgür iradenin olup olmadığı.

Saptırılmasına izin vermeyiniz. 

 

tarihinde kavak tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
4 hours ago, Hasan Akçay said:

 

 

Madem "bahsedilen baldır insanların baldırı değil"

kimin baldırı?

Kendisine "Şimdi secde et!" dendiğinde secde edemeyen kim, Allah mı?

 

 

Yani Hasan emmi, diyorsun ki, allah denen şu acz içindeki zavallı bedevi putçuğu, meramını anlatmaktan bile acz içinde, zavallı, sefil, biçare ve şapşal bir tanrıcık oluyor. 

 

Böyle zavallı bir tanrıdan ne bekliyorsunuz ki? Huriler mi? Huri diye elinize solucan bile geçerse şerefsizim, bu beceriksiz allah ne kadar ıkınsa ıkınsa, bir solucan bile yaratamaz, ancak böyle bir adam boyu sıçar, huri diye ona sarılırsınız en fazla...

 

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bu Hasan sahtekarı yine salağa yatıyor. Başka çaresi yok. Tek çıkar yolu salağı, embesili oynamak. Ben salağım, ben çakmaz köfteden ayağına yatıyor. "Ben anlamam toptan tüfekten, ben anlamam akıntıya kürekten..." :D

 

Ülen embesil, ne kıyamesi ne 29 u, orada bacak açılır mı yazıyor! Orada ölüm sekeratı anlatılıyor, ne alakası var? Oradaki sak, sözcüğün bacak anlamına geldiğini kanıtlıyor sadece.

 

Bacak açıldı dediğin zaman söz konusu; etek mi örtü mü neyse. Bunu da anlamayacak bir embesil olamayacağına göre, bu ayak yapıyor. Salak numarası yapıp anlamamış görünmekten başka çare bulamıyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Bir saat önce, kavak yazdı:

Konuya dönecek olursak; bu insan ürünü kitapta özgür iradenin ö´sü yoktur,  çünkü ona inanmayanların vay haline.

Bu kadar basit aslında. Bu kitapta tehdit var mı ? . Var, o halde fazla uzatmayın.

 

Son derece haklısın dostum. Yobaz tutmuş ne demiş, yukarda ağzıyla itiraf ediyor. Deve sidiği de içerim diyor, allah değil mi isterse öldürür, allahın yakasına mı yapışacaksın diyor!

 

Bu ilkel vahşi zihniyet bu karanlık iblislerin zihnini ele veriyor işte. Allah emrederse öldürürüm, allah emrederse tecavüz ederim, allah emrederse yemeyeceğim bok yok diyor! Biter yani... İnsanlığın en eski, en karanlık düşmanı, huzurlarınızda. Her zaman derim, iblis diye bir şey varsa, din dogmasıdır.

 

Allah, onun adına yağmaladığını iddia edenlerin bu botu rahatça ve afiyetle yiyebilmeleri için uydurdukları bir fasaryadır. 

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bu müslümlerin böyle aptallaşmasına ben çok gülüyorum. Böyle far görmüş tavşan gibi salaklaşıyorlar. Bacak açılmasının deyim olduğunu en başta söylemişim. Ortada ne etek var ne bacak, bunu zaten ben söylüyorum! :D

 

Bunlar şimdi böyle var ya, insan yerine koyup doğru düzgün açıklama yapınca aptallaşıyor, bizim "ha haaa haaaah, allah demek bacağını mı gösterecek, araba durunca da zebaniler mi yakalayacak arabayı" filan diye dalga geçmemizi bekliyor.

 

Aslında yapılması gereken belki de o. Bunlarla dibine kadar dalga geçeceksin. Bazen onu yapıyoruz da, insanlık bizde kalsın, önce insan gibi düzgünce anlatalım diyoruz. Hata aslında. Deveye diken lazımmış...

Link to post
Sitelerde Paylaş
Bir saat önce, democrossian yazdı:

Bacak açıldı dediğin zaman söz konusu; etek mi örtü mü neyse. Bunu da anlamayacak bir embesil olamayacağına göre, bu ayak yapıyor. Salak numarası yapıp anlamamış görünmekten başka çare bulamıyor.

 

İslamda Allah; eşi-benzeri olmayan ve yaratılmış hiçbir şeye benzemeyendir. Tüm eksik sıfatlardan ve aczden münezzehtir. Ne var ki, Kalem 42 de "Bacak açılır" deniyor da ortada özne yok. Hâl böyle olunca Allah'a "Bacak" ve o bacağı örtüp gizleyen örtü yakıştırılamadığı için "Ayaklar dolaşır" diyeni mi ararsın, "Gerçek ortaya çıkar" diyeni mi ararsın; kıvıran kıvırana. Ha, bir de Buhari ve Müslimden gelen sahih rivâyetler var" Rabbim baldırını açar" diye başlayan. Hemen burada hadis reddiyecileri devreye girer. Çünki âyetlerin sebeb-i nüzûlü ile bağlantısını koparıp onu havada bırakırsanız, Muhammed'in ilgili ayetler için yaptığı izahları "uydurmadır" diye yok sayarsanız, galaktik taklatörler arz-ı endâm eyleyip, kolayca lâf cambazlığı yaparlar.. Tefsirciler de bu tip anlaşılması sıkıntılı âyetlerde "Burada maksad, falan veya feşmekândır" diyerek Allah'ın anlatamadığı maksadı anlatırlar.

 

Halbuki Kur'an; sahibinin deyimi ile "Kitâb-ı mübin" dir.

 

Bacağın açılması, Arap kültüründe "gerçeğin ortaya çıkması" anlamında bir deyim olsaydı eğer, ilgili âyetin tefsiri bu kadar mesele yapılmaz. mealci ve tefsirciler de  konuya açıklık getirme adına bu derece kıvranmazlardı. Misâl; Kamer sûresindeki "Ay yarıldı" diye geçen deyim aslında "Her şey hitama erdi. Artık geri dönüş yok" mânâsındadır. Fakat; ulemâ, Muhammed'de bulunmayan mucizeyi sonradan üretme yarışına girince, buradaki asıl anlam görülmez olmuştur. Yeni yeni, "Ay'ın yarılması mûcizesi"nden çark edilip, ilgili deyimin Arap kültüründe yer alan anlamı üzerinden tevil yapılmaya başlandı. Fakat; Kalem 42'den bir "Mûcize" üretme imkânı yok. Arap kültüründe "Bacağın açılması"nın "Gerçeklerin ortaya çıkması" anlamına gelecek bir deyim olduğu şeklinde bir bilgi de yok. Ne yapsın garipler ? "Alimler şunu demiş, bunu demiş" geyiği üzerinden vaziyteti idâre etme çabasındalar. Ya da kelime, kavram veya deyimlere hâkim kültüre uyacak şekilde anlamlar vererek "Açıklama" yapıyorlar.

 

Burada ilginç olarak "tahrifat" iddiası da önemini yitiriryor. Çünki; Kur'anın 1400 yıl öncesinden günümüze kadar anlaşılması ve yorumlanmasındaki farklılıklara bakarsak bir "tahrifat" için metnin değişmesinin gerekmediği de kolayca anlaşılıyor. Kelime ve kavramların anlamlarını "Çocuk oyuncağı" hâline getirdiğinizde, maksad hâsıl oluyor. Kaldı ki Tanah ve İncil tomarlarının çoğaltılıp birçok yere dağıtılmış olduğu dikkate alınırsa bunlara müdâhele etmek nerdeyse imkânsızlaşıyor. Nihâyet; kendini haklı çıklarma adına "öteki" ni itham eden, ona iftirâ üzerinden kendine "Kutsallık"(!) devşirmeye çabalayan bir  doktrin karşımıza çıkyor.

 

"Allah'a bacak yakışır mı yakışmaz mı"yı tartışmadan evvel bu husûsa dikkat etmek lâzım !..

tarihinde Vefik Sâmi tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
9 saat önce, Hasan Akçay yazdı:

 

 

 

wordimage?id=73006....... P – preposition حرف جر

حرف جر

http://corpus.quran.com/wordbyword.jsp?chapter=68&verse=42

 

Yevme yukşefu an sâk...

Baldırdan açıldığı gün...

 

O gün ki sâktan bir keşf olunur (Elmalılı)

Bacaktan açılacağı gün (Süleyman Ateş)

O gün incikten açılır (Diyanet Vakfı)

 

iNCiK diz ekleminin alt kısmına denir (sözlük)

evet an edattır fakat fiillede kullanılır her yerde edat gibi okuyamazsın onu fiile mana katar ve öyle anlarsın okurken.an aynı zamanda den dan manası veren bir edattır da fakat ingilizceden çevirmen bir değişiklik yapmaz yani an edatı fiile anlam da katar yeri geldiğinde.Orada deyim var sonrası okununca bu deyime yüklenen yani teşbih edilen müteşabihlik anlaşılıyor benzetme yapmak yani benzettiğimizin peşine düşmek biraz saçma müteşabih ayetler bölümünde kuranda yazıyor bu siz benzettiğinizin peşine düşmeyin şeklinde.Orada baldır kelimesi belirsiz yani bir the,elif lam yok yani hangi baldır açılıyor belli değil belirtilmemilş dolayısıyla kimin baldırı açılıyor bilemeyiz sonrasını okuyunca ne anlamamız gerektiği anlaşılıyor.deyim şu baldırın açıldığı gün,burada açılan şey baldır.bir başka ifadeyle rezaletin ayyuka çıktığı gün,ayyuka çıkan şey rezalet.Baldır belirsiz rezalet de belirsiz gerçi türkçede the yok fakat sen anladın diye düşünüyorum.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Bir saat önce, Vefik Sâmi yazdı:

Bacağın açılması, Arap kültüründe "gerçeğin ortaya çıkması" anlamında bir deyim olsaydı eğer, ilgili âyetin tefsiri bu kadar mesele yapılmaz. mealci ve tefsirciler de  konuya açıklık getirme adına bu derece kıvranmazlardı.

 

Eğer şunu diyorsan: "Bu cahil çöl yağmacıları deyimi anlamamış, gerçek sanacak kadar cahilmişler, gerçekten allah bacağını açacak yazmışlar."

 

Bu da bir olasılıktır. Buna ihtimal verebilirim. Bunu savunmak da olası. Çünkü bacak açılınca secde edildiğine göre açılan bacak allahın bacağı diye düşünülebilir. Çünkü insanlar dirilmiş, gerçek zaten ortaya çıkmış. Ölümden sonra bir hesap mahşeri olacağı vaadi gerçekleşmiş. Buna rağmen bacak açılınca secde etmeleri, allahın bacağını açtığı anlamına geliyor olabilir.

 

Tefsircilerin hararetli tartışmalarının nedeni bu konuda islamda iki ana akım olması. Birisi ayetleri sürekli benzetmedir metafordur diye yorumlamak, diğeri ne diyorsa o! Yorum hakkımız yok! Böyle iki karşıt görüş var. O yüzden tartışmalar büyüyor. Metaforculara kelamcı denir ve karşı taraf olan selefilerce kafir olmakla suçlanırlar. Kelamcılar selefilere kafir demez. Alttan alırlar ama selefiler asla yumuşamaz. Kelamcılar kafir der diretirler.

 

Ben yine islama olabilecek en iyi tarafından bakıyorum. Bunun en fazla oluru bu, o da beş para etmiyor!!! :lol: 

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...