Jump to content

Kuran'da Özgür İrade


Recommended Posts

6 minutes ago, Kataküteist said:

Allah (c.c.) ve Kâinât diye iki ayrı ya da yan yana iki farklı varlık yoktur. Ateistler ve irfân ehli olmayan müslümânlar, Allah ve insânlar olarak iki farklı birbirinden ayrı müstakill (bağımsız) varlıkların var olduğunu zannettikleri için Kader ve hür irâde konusunda çelişkiye düşer ve çözüm yolunu bulamazlar. Mes'eleyi çözmek için evvelâ, varlığın tek olduğunu ve tek olan bir varlıkta iç içe geçişkenli mertebe farklılıklarının olduğunun bilinmesi gereklidir. Bu temele sâhip ârifler bütün problemleri çözerler. 

 

Allah sadece bir yalandır, bir zırvalık, kocaman bir palavradır.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 315
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

44 dakika önce, Kataküteist yazdı:

Özgür irâde  ve Kader birbirine zıd kavramlardır. 
Mantık; Özgür irâde varken kaderi inkâr etmek zorundadır. Veyâ Kader kabûl edildiğinde özgür irâdenin olamayacağına hükmeder.

Akıl (zekâ) ve mantık bunun dışına çıkamaz.
İşin gerçeği ise şudur: Hem Hür irâde vârdır hem de Kader vardır. 
İki zıddı nasıl birleştirdin diye sorulacak olursa. İki zıddı birleştirmenin temeli; Tek varlık olduğunu kabûl etmeye dayanır.
Allah ve Kâinât veyâ Allah ve insânlar diye iki ayrı varlık vâr zannedenler,, ikilikte kalmıuş olanlar,  hiçbir zamân Kader ve hür irâde tenâkuzunu çözemezler.

Baba oğul kutsal ruh birdir demeye çalışıyor hristiyanlar oysa ki...siz panteist yani vahdeti vücutçu gibisiniz gibi geldi bana.islama göre tanrının oğlu/kızı olmaz peki gerçekte olamaz mı tanrının gücü her şeye yeter.Gerçi ben de emin değilim nasıl bir ürün olur garip bir soru oldu kabul ediyorum.

tarihinde tonyukukcuk tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
16 dakika önce, Kataküteist yazdı:

"Eğer Allah bir çocuk edinmek isteseydi, yarattıklarından dilediğini seçerdi. O, bundan uzaktır, yücedir. O, bir ve her şey üzerinde mutlak otorite sahibi olan Allah’tır." Zümer 4
Bu âyet-i kerîmeden doğru akıl, birçok anlam çıkartabilir.

 

Ben şu anlamı çıkardım: Allah'ın mahlûkâtı içerisinde, Bir babanın oğluna yakınlığı gibi Allah'ın kendisine yakın olduğu kulları vardır. Dileseydi seçerdi.
Nasıl olurdu: Peygamberler ve veliyler den olurdu. Gâyet basit.

Bu cevap islam açısından bakıldığında yeterli bir cevap fakat bir hristiyanın açısından baktığında isa tanrının oğludur.Demek istediğim tanrı sınırsız ve diyor ki o bundan uzaktır yücedir...Neden tanrı kendisini sınırlar,tanrı inancının neliği ve değilliği bakımından bunun sınırları ne sınırsızlığı ne.Bunun dolayısıyla bir şeye inanıyorsan her şeye inanabilmen mümkün değil midir sonuçta tanrı inançları farklılık gösteriyor.

tarihinde tonyukukcuk tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
22 saat önce, anibal yazdı:

 

İşte halini güzel anlatmışsın. Adem gibi bir yalan söylenmiş, sende inanmışsın. Zencilerin ademi kim, aborjinlerin ademi kim, pigmelerin ademi kim, hiç sormadan mesela. 

 

Eşekle de irtiabatın var elbette, ama çok çok eskilerde kalma, 40 milyon yıl kadar. 

 

Ama sana sorduğumuz, baban, yani seni peydahlayanın bir eşek olmadığını göstermen. Yani, eşşek oğlu olmadığını göstermen. Fakat gördüğün gibi kabız kabız kıvranıyorsun, cevap bile veremiyorsun doğru dürüst. Ancak bana saydırabiliyorsun, ama bu sorunu değiştirmiyor. Bana laf geçirmiş olman, evrim teorisi olmadan bir eşşeğin evladı olacağın gerçeğini değiştirmiyor. 

 

 

 

hayvaları ata kabu eden sensin ben değil.. neden alamak istemiyorsun. benim bu konuda hiç şüphem yok.

takılıp kalmışın papağan gibi. kuyruğunu tutmaya çalışan kedi gibi daireler çiziyorsun, aynı yerde.

halini  hayvanlara benzeterek anlatıyorum ki, rahat anla diye.

 

gelelim sana eşşek de bir hayvan olduğuna göre, aranızdaki irtibatı sen anlatmalısın.

Link to post
Sitelerde Paylaş
15 dakika önce, Kataküteist yazdı:

Sınırsız olmak, sınırlı olmayı da kâbul edebilmekte gizlidir. Sınırlı olmayı kâbul etmek, sınırsız olmanın bir îcâbıdır. Her şeyi bilmek için Her şey olmak gerekir. Her şey olmak için Her birim şey gibi sınırlı olmak gerekir.

Yayın (Ok yayı) eğriliği,, onun (yayın) doğruluğundandır.
Eğer yay eğri olmasaydı, Yay olamazdı.
İnsânın Bütün Kâinâtı kuşatıcı yapısı onun sınırlılığından, âcizliğinden, muhtâclığından v.b. kaynaklanır.

Tamam yayın eğriliği onun doğruluğundandır bundan ayrı olarak,sen yay dediğin zaman bir standarttan bahsediyorsuntanrı kanıtlanmış değil.İnanmanın ölçüsü neden islam olsun?

tarihinde tonyukukcuk tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

inanmak diye bir fiil nasıl olabilir bilmek bizim standardımıza uygunken.Ben inanmak fiilini kanmak olarak görüyorum mesela sahtekar adamı hilesiyle kandırdı adam inandı.Buna dayalı olarak inanmak bilmenin eksikliğidir bu durumda tanrı kanıtlanamaz.İnsanın biçimine uygun olan bilmektir inanmak değil,insan inanamaz kandırılır.Bilgisayar örneğin eğer bir şey onu aşıyorsa basitçe doğası gereği çalıştıramaz bundan dolayı ben bilgisayarı yargılayamam ki.

Link to post
Sitelerde Paylaş
8 dakika önce, Kataküteist yazdı:

 

Bilmek, inanmaktan daha değerli olsa da bilmenin temelinde inanmak vardır.
Sen bir derse girdiğinde Karşına tanımadığın bir hoca gelir. Sen o hocanın o dersin yetkili hocası olduğuna inanmazsan, o hoca sana hiç bir şey öğretemez. Yetkili belgeli hoca değilse evet seni kandırabilir fakat yetkili belgeli ise ve senin o belgeyi görme imkânın yoksa Hocaya ya inanırsın ya da inanmazsın fakat inanırsan sen kazanırsın inanmazsan kaybedersin.
Bu bağlamda Allah buyurmuştur ki; "Ben Ancak inananları doğru yola ulaştırırım"

kazanmak senin yaptığın bir şeydir kaybetmekte aynı şekilde oysa seni aşıyorsa kazanamazsın yada kaybedemezsin.Her din inanılmak ister...

tarihinde tonyukukcuk tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Aklıma geldi..inanmak denildiği zaman doğruluk yanlışlık süzgeci diye bir şey yok başka bir ifadeyle kısıtlama diiye bir şey yok buna dayalı olarak bir inancın diğer bir inançtan daha mantıklımsı olması bir şey ifade etmez çünkü zaten kriter yok o zaman hristiyan der ki ben bir şey üzereyim müslüman der ki ben bir şey üzereyim yahudi der ben bir şey üzereyim aynı şekilde tüm dinler böyle der.Yani birinin diğerinden mantıksal olarak üstün olması arasında bir fark yaratmaz hepsi aynı.Yine bir takım dinleri araştırıp kabul etmeyecek kadar ileri gittim tecrübe etmeden edinim yoktur.Sadece yazmak istedim..

tarihinde tonyukukcuk tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
16 dakika önce, Kataküteist yazdı:

Herkesin inandığı sevdiği kendisidir. Sevdiğin ne kadar güzel inancın ne kadar büyükse senin kıymetin de o orandadır.

sevdiğin dediğin zaman sevdiğin şeyin sana aidiyetini ifade edersin evet insan kendini sever fakat güzelliğin bir standardı yoktur insan her şeyi sevebilir kıymetin bir ölçüsü yoktur var olduğun kadar varsındır var olduğun şekilde varsındır elbette değer biçene göre bir değerin vardır ama bu seninle alakalı bir durum değildir.Kuyumcunun altına değer biçmesi altının altınlığındandır yoksa altının gümüşlüğünden değil kuyumcu altında bir değişikliğe sebep olamaz.Kalem yazıda/çizgide bir değişiklik yapamaz onu şekillendirir.

tarihinde tonyukukcuk tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
5 hours ago, FETİH said:

 

hayvaları ata kabu eden sensin ben değil.. neden alamak istemiyorsun. benim bu konuda hiç şüphem yok.

takılıp kalmışın papağan gibi. kuyruğunu tutmaya çalışan kedi gibi daireler çiziyorsun, aynı yerde.

halini  hayvanlara benzeterek anlatıyorum ki, rahat anla diye.

 

gelelim sana eşşek de bir hayvan olduğuna göre, aranızdaki irtibatı sen anlatmalısın.

 

 

Benim neyi kabul ettiğimin önemi yok, önemli olan senin ne olduğun. Hakikatı inkar ederek bir yere varamazsın. 

 

Şimdi ben çıkığp allahın oğlu olduğumu kabul etsem, öyle mi olmuş olacağım? 

 

Bir tarafınızdan,gökten inmiş bir adem uydurmuşsunuz. Palavranın daniskası. Ve bu palavrada takılmış, kendinizi bir halt sanır olmuşsunuz. 

 

Sana apaçık bir şey soruyoruz, net, kesin: Babanın bir eşşek olmadığını kanıtla. Sense hala bize laf sokmaya çalışıyorsun, demek ki bir eşşek oğlu eşşeksin. 

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 1 month later...
On 12.12.2017 at 23:11, Türk Ateist yazdı:

 

Sevgili skeptikal,

 

Ben de bu konuda bizim imanı yüksek FETİH gibi, yani Müslümanlar gibi düşünüyorum. Yani Allah'ın olacakları önceden bilmesinin özgür iradeye etki etmeyeceğini düşünüyorum.

Allah burada filmi izleyen kişi. Öyle düşün. Filmi önceden izlediği için başını da sonunu da biliyor. Onun sonu biliyor olması, oyuncunun iradesine hiçbir şekilde etki etmiyor, etmez. Allah ve sınav-kader kavramı çok daha fantastik tabii ama onun önceden bilmesi, hatta kullar daha doğmamışken bilmesi, kaderi onun yazdığı anlamına gelmiyor, sınavın sonunu bilmesi de sınava tabi tutulanın iradesini etkilemiyor. Sonucu yalnız Allah biliyor çünkü. Kul bilmiyor. Dolayısıyla Allah'ın neyi bilip bilmediğini de bilmiyor, önüne çıkan durumu yaşıyor sadece. 

 

Yoksa Kur'an'da da İslam'da da özgür irade zaten yok. Allah bir yığın kural koymuş, uymazsan sonsuza dek yanacaksın diyor ve sürekli ateşi gösteriyor. Bu hal içinde kişi zaten irade gösteremez. Yani kader, sınav fantezilerine girmeye bile gerek yok aslında. 

Fakat bu benzetme de çelişkiyi çözmüyor bence.

Filmi izlemek için ortada çekilmiş bir film olması gerekir. Bu da bizim şimdiki zamanımızın Allah için geçmiş zaman olduğu anlamına gelir. Fakat durum buysa, Allah'ın bilgisi a posterioridir, yani gerçekten önceden bilmiş olmadı, bizim şimdiki zaman ve gelecek dediğimiz zaman dilimleri onun için geçmişte kaldığından çoktan olan biten şeyleri bildi. Oysaki onun iddiası her şeyi "önceden" bilebilmek.

Bir başka sorun da, biz şimdiki zamanda yaşıyoruz fakat gelecek çoktan belli diyorsunuz. Bu da çelişkiye yol açıyor.

Örneğin bir düğmeye bastığınızda kırmızı ve yeşil iki lambadan birinin yanacağını düşünün. Ve ikisinin de yanma ihtimali 1/2. Ve hangisinin yanacağı tamamen rastgele, bu yüzden de önceden belirlenmiş değil.

Özgür iradenin olabilmesi için birden fazla seçeneğin olması gerekir. Yani yeşil da yanabilir kırmızı da. Tabi özgür irade rastgelelikle aynı şey olmamalıdır ama olayın birden fazla çıktısı olabilmesi yönünden benziyorlar.

Düğmeye bastığınızda geleceği bilebilen varlık kırmızının yanacağını önceden kesin olarak biliyor. Bu durumda kırmızının yanma olasılığı 1 dir.

Fakat yeşilin yanma olasılığı bu durumda 0 oldu. Bu durumda bu olayın sonucunda kırmızı kesin olarak yanmak zorundadır. Fakat biz en başta sarının yanabilme ihtimali olduğunu da söylemiştik?

Yani siz şimdiki zamanda düğmeye henüz basmadıysanız, bu olay henüz tetiklenmedi ve dolayısıyla çıktısı hala bizim için belli değil. Bu durumda sarı lamba için olasılık hala 1/2.

Fakat geleceği bilen varlık yüzünden sarı lamba olasılığı 0. Aynı anda hem 1/2 hem 0 olamayacağı için, bu bir çelişki yaratıyor.

Başından beri kırmızının olasılığı 1 di derseniz, demek ki sarının yanma ihtimali zaten yokmuş. Bu da birden fazla seçenek olmadığı anlamına geliyor, özgür irade yine yalan olur.

Yani özgür irade sahibi varlıklar olarak şimdiki zamanda karar veriyorsak, bu kararımızın sonucu önceden belli olamamalı. Çünkü aksi takdirde, önümüzde hem birden fazla seçenek var demektir, hem de aynı anda tek bir seçenek var, o da zaten önceden belli olan seçenek demektir, bu durum da çelişki olduğundan imkansız.

Ya da zamanın B teorisindeki gibi gelecek gerçektir ve zaten vardır derseniz bu durumda tanrı bilebilir evet, ama senaryoyu biz yazmak yerine başından beri belli olan bir senaryoyu oynuyoruz demektir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Nahl 93:  Allah dileseydi, sizi tek bir ümmet yapardı. Fakat O, dilediğini saptırır, dilediğini de doğru yola iletir. Yapmakta olduğunuz şeylerden mutlaka sorguya çekileceksiniz.

İbrahim 4: Biz her peygamberi, ancak kendi kavminin diliyle gönderdik ki, onlara (Allah’ın emirlerini) iyice açıklasın. Allah, dilediğini saptırır, dilediğini de doğru yola iletir. O, mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir.

FATIR 8.ayet:i: Kötü ameli kendisine süslü gösterilip de onu güzel gören kimse, ameli iyi olan kimse gibi mi olacaktır? Şüphesiz Allah dilediğini saptırır, dilediğini hidayete erdirir. (Ey Muhammed!) Onlar için duyduğun üzüntüler yüzünden kendini helâk etme! Şüphesiz ki Allah, onların yaptıklarını hakkıyla bilendir.

Enam 149 deki: "En üstün delil yalnızca Allah'ındır. O, dileseydi elbette sizin hepinizi doğru yola iletirdi."

Kasas: Şüphesiz sen sevdiğin kimseyi doğru yola iletemezsin. Fakat Allah, dilediği kimseyi doğru yola eriştirir. O, doğru yola gelecekleri daha iyi bilir.

SECDE-13:Eğer biz dilemiş olsaydık her nefse hidâyetini verirdik. Fakat benden: «Bütün insanlar ve cinlerden cehennemi elbette dolduracağım.» sözü hak olmuştur.

 

Bu ayetlerde görüldüğü üzere allah efendi dilediğini dinden çıkartır dilediğini müslüman yapar.Ve kendisi isteseydi yarattığı insanları tamamen müslüman yaparmış ama onu yapmamış cehennem ile tehdit ediyor.Hani nerede özgür irade,bu ayetleri müslümanlar cevaplayamazlar. Mesela allah beni dinden çıkartıyor ve cehenneme atıyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş
On 12/17/2017 at 22:10, FETİH said:

 

hayvaları ata kabu eden sensin ben değil.. neden alamak istemiyorsun. benim bu konuda hiç şüphem yok.

takılıp kalmışın papağan gibi. kuyruğunu tutmaya çalışan kedi gibi daireler çiziyorsun, aynı yerde.

halini  hayvanlara benzeterek anlatıyorum ki, rahat anla diye.

 

gelelim sana eşşek de bir hayvan olduğuna göre, aranızdaki irtibatı sen anlatmalısın.

 

Kendi kızkardeşlerini siken birilerinin atan olmasını gurur mu sayıyorsun yani?

 

Bir takım bedevilerin falan götünden osurmak suretiyle uydurduğu masallara inanacak kadar embesil isen, elbette o irtibatı falan analaman pek olası değil.

 

Ama anlaman için, basit bir örnek verelim. Babaın bir eşek, senin de bir eşek oğlu eşşek olmadığını ispatla, buyur, hadi...

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...