Jump to content

Emin Çölaşan'ın 29 Ekim 2015 tarihli rezil köşe yazısı


Recommended Posts

Cumhuriyet Bayramı hepimize, Mustafa Kemal Atatürk'ün laik ve uygar Cumhuriyet rejiminin düşmanlarına, ülkemizi soyan eşkıya güruhuna, Cumhuriyet'in vatandaşlığını çok görüp Osmanlı'nın kulluğu hayaliyle yaşayan din tüccarı onursuzlara bile kutlu olsun.

* * *

Sevgili okuyucularım, “Demokrasi (!)” ile yönetildiği iddia edilen bir ülkede muhalif gazeteler ve televizyon kanallarıpolis zoruyla, baskınlarla ele geçirilip kapatılıyorsa, bunun hesabı günün birinde mutlaka sorulur.
Dünkü baskınlarda bir kez daha izledik. Medya kuruluşlarına TOMA'larla saldıran, ahalinin üzerine biber gazı sıkıp coplayan, gazetecilere kelepçe takan polis gücü en sonunda başarılı bir operasyonla (!) hedefleri ele geçirdi veAKP hükümetine sağ salim teslim etti.
Bu gibi olaylar bir süre sonra bizim de başımıza gelecek.
Sözcü ve Doğan grubu benzer baskınlara uğrayacak, hepimiz yaka paça götürüleceğiz.
Diktatörlük düzeninin sonu budur.

* * *

Burada açıkça söylüyorum… Bugüne kadar hakkında nice yazılar yazıp mahkemelik olduğum Fethullah ekibinin, başka bir deyişle cemaatin, terörle ilgisi olduğuna hiçbir zaman inanmadım.
Şimdi piyasaya adına FETÖ dedikleri en son terör örgütünü sürdüler (Fethullahçı terör örgütü).
Cemaati yok etmek amacıyla, durduk yerde, aslı astarı olmayan yeni bir dandik örgüt yarattılar.
Hiç kimse bu sözde terör örgütünün hangi silahlı eylemi gerçekleştirdiğini bilmiyor! Devlet belgelerinde, savcılık iddianamelerinde ve mahkeme kararlarında böyle bir bilgi ve belge yer almıyor.
Taktik çok ilginç!
Hükümete karşı olanları terör örgütü ilan edeceksin!

* * *

Bugün Fethullah'ı terör örgütünün başı ilan eden faşist iktidarın yakın geçmişte çevirdiği dümene çok kısaca göz atalım.
“Ergenekon terör örgütü(!)” ve “Balyoz darbecileri(!)” diye masallar uydurmuşlardı. Böyle terör ve darbe örgütleri yoktu. Ama kendilerine karşı olan yüzlerce aydını ve subayı tutuklayıp içeri tıktılar, yıllarca hapis yatırdılar.
Amaç toplumu bu yolla korkutup sindirmekti.

* * *

İşin acı tarafı neydi, anımsayın!..
Bunlar olurken, şimdi benzeri kendi başına gelince haklı olarak ağlaşan cemaat hep alkış tuttu ve AKP'ye destek verdi… Çünkü o zaman aralarında henüz çıkar kavgası patlamamıştı. Cemaat AKP'nin taşeronluğunu ve tetikçiliğini yapıyordu.
Şimdi aynı haksızlık ve hukuksuzlukla kendileri boğuşuyor.
Atalarımız “Etme bulma dünyası” demiş, doğru söylemiş.

* * *

Biz gerek Ergenekon ve gerekse Balyozdavalarında elimizden geleni korkmadan yaptık, haksızlığa uğrayan o insanlara hep destek verdik.
Her iki dava da fos çıktı.
Bugün de aynı desteği cemaate karşı sergilenen haksızlık ve hukuksuzluğa karşı veriyoruz.

* * *

Tayyipgiller'i yakın bir gelecekte “Hesap verme” korkusu sardı.
1 Kasım seçiminde Meclis'te kelle çoğunluğunu sağlayamadıkları takdirde iş kendileri açısından daha da zorlaşacak.
Sağladıkları takdirde -ki hiç mümkün görünmüyor- daha beter şımarıp terazinin dengesini iyice yitirecekler, baskı ve zulüm ortamı giderek güç kazanacak.
Seçimi kazansalar bir türlü, kazanmasalar bir türlü!..
Olan Türkiye'ye olacak.
Ülkemize artık barışın gelmesi, anayasanın uygulanması, hukuk devleti falan asla söz konusu değil.
Her şey bir tek şahsın, Tayyip'in ağzına ve keyfine bakacak.

Büyük lokma ye…

Sevgili okuyucularım, belki bazen düşünüyor olabilirsiniz, seçimde AKP'nin en çok korktuğu, bu yüzden düşman belleyip hedef gösterdiği, başarısız olsun diye çaba harcadığı parti hangisidir diye!..
Acaba CHP mi, MHP mi!..
İkisi de değil. O halde hangisi?
HDP!
HDP 7 Haziran seçiminde yüzde 10barajını aşıp Meclis'e 80 milletvekilisoktu. Bu 80 milletvekilinin neredeyse tamamı Güneydoğu'da AKP'den alındı ve iktidar partisi Meclis'te azınlığa düşmüş oldu.
Ülkede acayip bir rüzgar esiyordu…
“HDP'ye oy verin… Barajı aşsın ki AKP tek başına iktidar olamasın.”
İnce hesaplar yapıldı, büyük bir kumar oynandı ve tuttu…

* * *

Ülkemizin bölünmez bütünlüğünün, laik ve demokratik Cumhuriyet'in, Atatürk ilke ve devrimlerinin en büyük savunucusu olan, bazılarını benim de bire bir tanıdığım nice insanlar sandık başına bu hesapla gidip oylarını HDP'ye verdiler.
Peki şimdi, bu seçimde ne olacak?
Eğer aynı süreç 1 Kasım günü de gerçekleşir, Doğu ve Güneydoğu'yu, ama özellikle de Güneydoğu'yu HDP silmece kazanırsa, gökten ilahlar bile inse AKP'yi kurtarmak mümkün olmaz.
Dolayısıyla, bu seçimde de AKP'nin en büyük rakibi (istesek de istemezsek de) HDP'dir.

* * *

Burada bir cümlelik bir parantez açıyorum:
(HDP yüzde 10'u geçemezse, korkarım ki başta Güneydoğu olmak üzere ülkenin pek çok yerinde kanlı olaylar çıkar ve terör çok canlar alır.)

* * *

Bazen kendi kendime düşünürken, ya da arkadaşlarla konuşurken konu hep aynı yere geliyor!..
“Ne günlere kaldık!.. Eskiden iktidarın tetikçisi ve taşeronu olan cemaatle kavgalı idik. Şimdi bunca haksızlığa uğrayınca onların yanında yer almak, onları savunmak durumunda kalıyoruz.
Apo'nun uzantısı olan HDP'den nefret ederdik. Şimdi AKP'nin elinden iktidarı söküp alma görevi adeta onlara verildi ve biz HDP'nin yüzde 10 barajını aşmasını dilemeye başladık!
Yine bir atasözü ile bitireyim…
Atalarımız “Büyük lokma ye büyük konuşma” demiş, doğru söylemiş!

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 93
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Ben Çölaşan'ın böyle bir yazısı olduğundan açıkçası haberdar değildim. Az önce tesadüfen bir ak it kanalından duydum. 

Al işte adamların dediklerinde haklılık payı var. Uğur Mumcu'yu, Necip Hablemitoğlu'nu ve Muhsin Yazıcıoğlu'nu katleden bu şerefsizler. Türkan Saylan'ı karalamak için hakkında senelerce sayısız yalan ve iftira uyduranlar yine bunlar. Sınav sorularını çalıp o kadar insanın hakkına giren yine bunlar. Hiçbir suçu olmayan, vatanını milletini seven Atatürkçüleri yalan ve iftiralarla içeri atan ve birisinin de ölümüne yol açan yine bunlar. Devletin her kademesinde sinsi bir şekilde kadrolaşan yine bunlar.

Ama sen kalkmış bunların terörle hiçbir alakası yok diyorsun, bunlara sahip çıkalım diyorsun. Aptal herif!

Link to post
Sitelerde Paylaş
1 saat önce, Radikal Kemalist yazdı:

(HDP yüzde 10'u geçemezse, korkarım ki başta Güneydoğu olmak üzere ülkenin pek çok yerinde kanlı olaylar çıkar ve terör çok canlar alır.)

 

Bu yazıdaki en büyük yanılgılardan biri budur. Çünkü HDP'nin barajı geçmesi, Çölaşan'ın düşündüğünün tam tersi bir durum yaratmıştı. HDP barajı geçince PKK iyice şımardı, Türkiye'yi tehdit ederek Güneydoğu'da özerklik (yani bir tür bağımsızlık) ilan etmeye kalktı. Bunun sonucunda, doğal olarak Türk ordusu duruma müdahale etti ve PKK'yı bölgeden sildi.

 

Şunu kesinlikle unutmamak gerekiyor. AKP ve PKK birbirini besleyen iki kardeştir. Birini büyüterek diğerini yok edemezsiniz. Biri büyürse öbürü de büyür. Emin Çölaşan aleyhine konuşmak istemem, kötü niyetli olduğunu düşünmüyorum ama o seçimde bu arkadaşlar net bir şekilde yanılmıştır. İdeolojiyi kaybedip yerine Tayyip düşmanlığını koymak bu arkadaşları bu yanılgılara sürüklüyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Fethullahçıların içişleri ve Adâlet bakanlıklarında örgütlendikleri su götürmez bir gerçek. Siyaset üzerinde pek etkin olamayan bakanlıklara da yerleşmiş durmdaydılar. Milli Eğitimi Sağlık bakanlıkları gibi. Ne var ki bu ülkede gerçekleşen tüm fail-i meçhûlleri Cema'ate fatura etmeyi de pek tutarlı görmem. Hele Cema'atin bir terör örgütü olmadığı noktasında sn. Emin Çölaşanın fikrine aynen katılırım.

 

AKP ilk geldiğinde Uzanların servetini gaspetti. Sonra TSK'daki Atatürkçü subayları "Ergenekon_Balyoz" dümenleri ile pasifize etti. "Ne istediler de vermedik" dediği kankası Fethullah'ın canına okudu. "Fethullahçı" diye nitelediği tüm zenginlerin malvarlıklarını gaspetti.

 

Şimdi lütfen buraya dikkat !..

 

Bunları yaparken devamlı olarak toplumun bir kesiminden hep destek buldu.

En tehlikeli olanı da bu işte...

 

Düne kadar Fethullah Gülen'in vaazlerini dinlerken O'nunla birlikte salya-sümük ağlayanlar, 15 Temmuz sonrası elllerine birer bayrak geçirip meydanlara koştu ve bir numaralı "Fetö" düşmanı kesildiler. 90'lı yılların transfer rekortmeni Kubilay Uygun(*) bile şimdiki seçmen güruhu kadar kıvrak ve kaypak değildi. Gerçektan at izi ile iti izi birbirine karıştı. Kimin ne olduğu artık bilinemez oldu. İşin daha da kötüsü, memleketi bu hale getiren kişi için halkın yarısndan çoğu "Bu giderse memleketi kim yönetecek ?" demeye başladı.

 

(*) Afyonkarahisar tarihinin en çok parti değiştiren milletvekili unvanı Kubilay Uygun'da bulunuyor. 24 Aralık 1995 tarihinde DSP'den Afyonkarahisar Milletvekili seçilen Kubilay Uygun, 3 Temmuz 1996'da DSP'den istifa ederek bir gün sonra DYP'ye, 6 Temmuz 1996'da DYP'den istifa ederek 8 Temmuz 1996'da tekrar DSP'ye, 30 Temmuz 1996'da DSP'den istifa ederek aynı gün yine DYP'ye, 27 Haziran 1997'de DYP'den istifa ederek aynı gün MHP'ye, 18 Temmuz 1997'de MHP'den istifa ederek 28 Aralık 1997'de DTP'ye katıldı. 10 Haziran 1998'de DTP'den istifa eden Uygun, 1999 yılında ise parlamento dışında kaldı.

Link to post
Sitelerde Paylaş
2 saat önce, Vefik Sâmi yazdı:

Bunları yaparken devamlı olarak toplumun bir kesiminden hep destek buldu.

 

 

Toplumun bir kesimi değil, iki kesiminden destek buldu.

1- AKP'liler

2- Ergenekon ve Balyoz'da mağdur edilen ve işin içyüzünü bilen Atatürkçü kesimlerden.

 

15 Temmuz darbesi kesinlikle Fethullahçılar tarafından yapılmıştır. Devleti tam olarak ele geçirip, ülkeyi İran'a karşı savaşa sokmak istediler. AKP'liler Tayyip Erdoğan'ın her sözüne güvenlikleri için, Atatürkçüler de neyin ne olduğunu bildikleri için Tayyip Erdoğan iktidarının yaptığı, kimi zaman hukuk dışına da taşan uygulamalarına destek verdiler. Fethullah örgütü gibi bir örgüt ile mücadele etmenin başka bir yolu yoktur.

 

2 saat önce, Vefik Sâmi yazdı:

Siyaset üzerinde pek etkin olamayan bakanlıklara da yerleşmiş durmdaydılar. Milli Eğitimi Sağlık bakanlıkları gibi.

 

Milli eğitim ve sağlık bakanlıklarının siyasete etkisi olmadığını düşünmeniz ilginç. Bu iki bakanlık, Türkiye'de en yaygın teşkilata sahip iki bakanlıktır. Büyük bir bütçe ve geniş bir teşkilat kadrosu olan bu iki devasa bakanlığın siyaset üzerinde etkisi olmadığını neye göre iddia edebiliyorsunuz? Kaldı ki milli eğitim gibi gelecek nesillerin düşünce yapısını etkileyen bir kurumun, siyaseti etkilemediğini düşünmek başlı başına ilginç bir iddia olmuş.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Dangalaklık zor zenaattir ki, bizim solcu, kemalist falan denen tayfalar bu zenaate sahip çıkmak için böyle yırtınırlar.

 

İyi, güzel, hoş... HDP Tu kaka... Peki çözümün ne? Ordan öyle götünü yırtsan, AKP'yi durduracak bir şeyin olacak mı başka?

 

Realite ortada: Kürt nüfusu + Sömürücüler + Faşizm + Diktatör.

 

Zerre kafanız çalışmıyor, stratejiymiş, siyasetmiş, gram basmıyor kafanız, çıkıp böyle dangalak laflar ediyorsunuz sadece.

 

HDP'nin varabileceği yer belli. AKP'nin olduğu yer belli. Behey geri zekalı dümbük, bırak İYİ'si, HDP'si, AKP'yi senin sindirebileceğin kadar küçültsün ki, baş edebilesin. Ama nerde sizde bu kadarcık bile akıl...

Link to post
Sitelerde Paylaş
3 saat önce, anibal yazdı:

HDP'nin varabileceği yer belli. AKP'nin olduğu yer belli. Behey geri zekalı dümbük, bırak İYİ'si, HDP'si, AKP'yi senin sindirebileceğin kadar küçültsün ki, baş edebilesin. Ama nerde sizde bu kadarcık bile akıl...

 

Sakin ol şampiyon.

 

HDP'ye oy verdin mi? Verdin galiba. Peki bunun sonunda PKK'nın Türkiye'yi tehdit ederek özerklik (=light bağımsızlık) ilan edebileceğini hesapladın mı? Kendini çok öngörülü sanıyorsun madem, bunu da hesaplamış olmalısın.

 

Nasıl? İşler planladığınız gibi gitti mi? Tatlış, minnoş bir ortam yakalayabildiniz mi? Gaz verip ateşe attığınız Kürt gençlerinin vicdani yükünü taşıyor musun?

 

AKP sadece güçlü bir sağ parti sayesinde yenilebilir. Görünürdeki tek seçenek Akşener'in partisi gibi görünüyor. Buna katılırım. Ama HDP işi tepeden tırnağa fiyasko idi. Tayyip nefreti ile akıl tutulması yaşamıştınız. Şeriatçıları, ırkçıları kullanarak yenemezsiniz. İkisi birleşir, önce seni parçalar. Bunu aklına yaz.

Link to post
Sitelerde Paylaş
10 saat önce, Minik Kuş yazdı:

 

Toplumun bir kesimi değil, iki kesiminden destek buldu.

1- AKP'liler

2- Ergenekon ve Balyoz'da mağdur edilen ve işin içyüzünü bilen Atatürkçü kesimlerden.

 

Net bilgimin olmadığı hususlarda münâkaşaya girmek prensibim değildir. Bu itibarla tartışma değil, öğrenme saikiyle sormaktayım. AKP'deki bu 180°'lik dönüşün sebeb-i hikmeti ne ola ki ? TSK'nın zaman zaman siyâsete doğrudan müdâhele ettiği herkesin mâlûmu değil mi ? Ergenekon ve Balyoz iddiaları 27 Nisan e-muhtırası akabinde ortaya çıkmıştı. TSK mensuplarının tutklanıp yargılanmalarının, sâdece "Fetöcü" elemanlarca yapıldığının kanıtı nedir ? Bütün tutuklama ve yargılamalar AKP'nin bilgisi ve arzusu istikâmetinde olmadı mı ? Tayyip, "Ben Ergenekon savcısıyın" dememiş miydi ? Bu süreçte AKP'y, "Fetöcü"lerden ayıran ölçütünüz nedir ?

 

Alıntı

15 Temmuz darbesi kesinlikle Fethullahçılar tarafından yapılmıştır. Devleti tam olarak ele geçirip, ülkeyi İran'a karşı savaşa sokmak istediler. AKP'liler Tayyip Erdoğan'ın her sözüne güvenlikleri için, Atatürkçüler de neyin ne olduğunu bildikleri için Tayyip Erdoğan iktidarının yaptığı, kimi zaman hukuk dışına da taşan uygulamalarına destek verdiler. Fethullah örgütü gibi bir örgüt ile mücadele etmenin başka bir yolu yoktur.

 

Cema'âtle uzak-yakın bir ilgim olmadı.

"Fetöcü" de değilim.

Müsaadenizle bâzı sorularım olacak.

 

"Türk yıldızları" gösterisi kıvamında Ankara üzerinde alçak uçuş yapan jetlerle darbe yapıldığı nerede görülmüş ? Bütün kuvvet komutanlarını elleriyle koymuş gibi bularak derdest edip götürenler, nasıl oldu da sivil Tayyi'p'e ulaşmayı başaramadılar ? Duruma tam hakim olmadan davul çala çala darbe yapılır mı ? Sivil halka ateş edenlerin "Fetöcü" olduklarının kanıtı nedir ? Tayyip'in sözleri mi ?

 

Fethullah Gülen'in elindeki yetersiz imkanlarla "ya hep ya hiç" modunda bu kabil ahmakça bir teşebbüste bulunacağına ihtimal vermem.

Ne var ki İktidara Fethullahçıları baskı altına alacak bir gerekçe lâzımdı.

O gerekçe 15 Temmuzdur .

 

Bu iş ya iktidar tarafından plânlanmıştır.

Ya da iktidar iddiaları tamâmen doğru olup, darbeye teşebbüs edenler içinde bir grup son anda "satış" yapmıştır.

Bir darbeyi Kemal Sunal filmleri gibi ironize etmek istesiniz, emin olun ortaya bu kadar - ölenleri tenzihen - komedi çıkmazdı.

 

Bu "Darbe" mavalına inanmayan yığınla insan var Türkiyede.

Fakat; mevzûyu bir tiyatro olarak görenler, "Fetöcü-Darbeci" yaftasıyla tutuklanıp hapse atılıyor.

Bu nedenle de söz konusu darbe iddialarına inanmayanlar açıkça düşüncelerini dillendiremiyorlar.

 

Alıntı

Milli eğitim ve sağlık bakanlıklarının siyasete etkisi olmadığını düşünmeniz ilginç. Bu iki bakanlık, Türkiye'de en yaygın teşkilata sahip iki bakanlıktır. Büyük bir bütçe ve geniş bir teşkilat kadrosu olan bu iki devasa bakanlığın siyaset üzerinde etkisi olmadığını neye göre iddia edebiliyorsunuz? Kaldı ki milli eğitim gibi gelecek nesillerin düşünce yapısını etkileyen bir kurumun, siyaseti etkilemediğini düşünmek başlı başına ilginç bir iddia olmuş.

"Hiç etkisi yok" demiyorum.

İçişleri ve Adâlet bakanlıkları kadar doğrudan etkili değiller.

tarihinde Vefik Sâmi tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
1 hour ago, Minik Kuş said:

 

Sakin ol şampiyon.

 

HDP'ye oy verdin mi? Verdin galiba. Peki bunun sonunda PKK'nın Türkiye'yi tehdit ederek özerklik (=light bağımsızlık) ilan edebileceğini hesapladın mı? Kendini çok öngörülü sanıyorsun madem, bunu da hesaplamış olmalısın.

 

Nasıl? İşler planladığınız gibi gitti mi? Tatlış, minnoş bir ortam yakalayabildiniz mi? Gaz verip ateşe attığınız Kürt gençlerinin vicdani yükünü taşıyor musun?

 

AKP sadece güçlü bir sağ parti sayesinde yenilebilir. Görünürdeki tek seçenek Akşener'in partisi gibi görünüyor. Buna katılırım. Ama HDP işi tepeden tırnağa fiyasko idi. Tayyip nefreti ile akıl tutulması yaşamıştınız. Şeriatçıları, ırkçıları kullanarak yenemezsiniz. İkisi birleşir, önce seni parçalar. Bunu aklına yaz.

 

HDP yi şeyetseler Türkiye'yi bölemez, hangi rüyada yaşayıp neyin kabusundaki karabasan ediyorsunuz ki  onu...

 

Bu ülkeyi bölecek, bölmeyi geç kırk parça edip bir de araplara köle edecek AKP'dir. Ve senin o ufak kafanın almadığı şey, o nüfustan HDP'ye verilmeyecek her oy direk AKP'nin cebine gidecek. Sonrası da belli işte. 

 

Hadi bul güçlü sağ parti, sen buldun, çıktı, çıkardın da mı birileri gitmedi? Siz sağcıların ne yalaka, ne kan emici, ne menfaatçi olduğunu anlamadınız mı hala? Orada her imkanı verecek, kral gibi AKP varken, kim ne parti kuracak ki? Bu ülkeyi bu hale getiren sanki sağcı partiler değil mi?

 

KAfaya bak yaaa... Neymiş, güçlü bir sağ parti gelecekmiş te, AKP yenilecekmiş, ne çektinizse aynısından bende istiyorum şahsen. 

 

Hemen bahaneniz de hazır, amanda terörist sevic falan filan. Kaz kafalı olma da meseleyi anla. Bugün AKP kürtlerin desteğini alırsa, başka hiç bir şey eihtiyacı olmaz, memleketi de onlara gümüş tepsi içinde seve seve verir. Yapmadılar mı sanki, çözüm süreci falan teranesi neydi?

 

Yapılacak şey belli. Bu AKP'nin ümmetçi ve tebacı topluluğunda olmayan, %10 kadar kürtçüyü, %10 kart türkçüyü koparacaksın AKP'den. AKP zaten politikasını kendinden olmayanı terörist, düşman vs. ilan etmekle meşhur. Otomatikman bunlar Anti-AKP bloğu olacaktır ki, ancak o zaman bir Cumhurbaşkanlığında şans, mecliste kanun falan çıkaracak sandalye umudun olabilir. 

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
14 hours ago, Minik Kuş said:

 

Bu yazıdaki en büyük yanılgılardan biri budur. Çünkü HDP'nin barajı geçmesi, Çölaşan'ın düşündüğünün tam tersi bir durum yaratmıştı. HDP barajı geçince PKK iyice şımardı, Türkiye'yi tehdit ederek Güneydoğu'da özerklik (yani bir tür bağımsızlık) ilan etmeye kalktı. Bunun sonucunda, doğal olarak Türk ordusu duruma müdahale etti ve PKK'yı bölgeden sildi.

 

Şunu kesinlikle unutmamak gerekiyor. AKP ve PKK birbirini besleyen iki kardeştir. Birini büyüterek diğerini yok edemezsiniz. Biri büyürse öbürü de büyür. Emin Çölaşan aleyhine konuşmak istemem, kötü niyetli olduğunu düşünmüyorum ama o seçimde bu arkadaşlar net bir şekilde yanılmıştır. İdeolojiyi kaybedip yerine Tayyip düşmanlığını koymak bu arkadaşları bu yanılgılara sürüklüyor.

 

Sen hangi ülkede yaşıyorsun ki? Gözümüzün önünde olup biteni gördük, nerden atıyorsun ki bunları? 

 

HDP barajı geçince, AKP'de tek başına iktidar olamayınca, çözüm süreci falan si..tir etti, Milliyetçi oyları toplamak adına son gücüyle Güneydoğuya, kürtlere saldırdı. Onlarda savunma tepkisi verdiler, hepsi bu. Baktılar eskiye döndük, çöüzm süreci falan ayağıyla koparamayacaklar bir şey, devam eski usüle.. 

 

PKK'nın bölgeden silindiği falan da yok, kendi rüyanıza kendinizi kandırmayın. PKK eskiden ne kadar vardıysa, gene o kadar var, velakin ağırlıkları Kuzey Irak ve Suriye'de şimdi. 

 

Olan bitenle HDP'nin gram alakası yok, bu mesele HDP'deki melun sevgi pıtırcıklarını aşar. 

 

AKP ve PKK birbirini beslemez, AKP, PKK'yı besledi, yollarına kırmızı halı sererek. PKK'da AKP'yi sırtından vurdu, hepsi bu. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
11 saat önce, Minik Kuş yazdı:

 

Toplumun bir kesimi değil, iki kesiminden destek buldu.

1- AKP'liler

2- Ergenekon ve Balyoz'da mağdur edilen ve işin içyüzünü bilen Atatürkçü kesimlerden.

 

Hay ben o bir kesim Atatürkçünün aklını seveyim.

Her tarafları Atatürkçü olsa ne olur acaba... Gidip Tayyip'in eteğini öpmedikleri kaldı, sanki onun hiçbir şeyle alakası yokmuş da kandırılmış gibi.

İşin iç yüzünü bildikleri falan yok, işlerine öyle geldiği için desteklediler, hala da destekliyorlar.

Link to post
Sitelerde Paylaş
49 dakika önce, anibal yazdı:

 

Sen hangi ülkede yaşıyorsun ki? Gözümüzün önünde olup biteni gördük, nerden atıyorsun ki bunları? 

 

HDP barajı geçince, AKP'de tek başına iktidar olamayınca, çözüm süreci falan si..tir etti, Milliyetçi oyları toplamak adına son gücüyle Güneydoğuya, kürtlere saldırdı. Onlarda savunma tepkisi verdiler, hepsi bu. Baktılar eskiye döndük, çöüzm süreci falan ayağıyla koparamayacaklar bir şey, devam eski usüle.. 

 

PKK'nın bölgeden silindiği falan da yok, kendi rüyanıza kendinizi kandırmayın. PKK eskiden ne kadar vardıysa, gene o kadar var, velakin ağırlıkları Kuzey Irak ve Suriye'de şimdi. 

 

Olan bitenle HDP'nin gram alakası yok, bu mesele HDP'deki melun sevgi pıtırcıklarını aşar. 

 

AKP ve PKK birbirini beslemez, AKP, PKK'yı besledi, yollarına kırmızı halı sererek. PKK'da AKP'yi sırtından vurdu, hepsi bu. 

 

Yani diyorsun ki, PKK askerimizi ve polisimi, vatandaşımı şehit etmesine meşru müdafa diyorsun.

Klasik Y-Chp ağzı...

Yuh da yuh yani, Akparti düşmanlığında zirve demek ki, bölücülerle aynı dili konuşmak oluyormuş..

Sen ne büyüksün be Recep Tayyip Erdoğan ve Akparti, bütün bölücüleri ayrı görünselerde tek safa dizmeyi başardın.

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
Bir saat önce, anibal yazdı:

 

Sen hangi ülkede yaşıyorsun ki? Gözümüzün önünde olup biteni gördük, nerden atıyorsun ki bunları? 

 

HDP barajı geçince, AKP'de tek başına iktidar olamayınca, çözüm süreci falan si..tir etti, Milliyetçi oyları toplamak adına son gücüyle Güneydoğuya, kürtlere saldırdı. Onlarda savunma tepkisi verdiler, hepsi bu. Baktılar eskiye döndük, çöüzm süreci falan ayağıyla koparamayacaklar bir şey, devam eski usüle.. 

 

PKK'nın bölgeden silindiği falan da yok, kendi rüyanıza kendinizi kandırmayın. PKK eskiden ne kadar vardıysa, gene o kadar var, velakin ağırlıkları Kuzey Irak ve Suriye'de şimdi. 

 

Olan bitenle HDP'nin gram alakası yok, bu mesele HDP'deki melun sevgi pıtırcıklarını aşar. 

 

AKP ve PKK birbirini beslemez, AKP, PKK'yı besledi, yollarına kırmızı halı sererek. PKK'da AKP'yi sırtından vurdu, hepsi bu. 

 

Anibal PKK şehir savaşlarında büyük kayıp verdi.

 

Geriila tipi bir mücadele yapan örgüt neden onca kayba rağmen geri çekilmedi?

 

Bazıları iç savaş provası yapıldı diyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş
13 minutes ago, ford said:

 

Yani diyorsun ki, PKK askerimizi ve polisimi, vatandaşımı şehit etmesine meşru müdafa diyorsun.

Klasik Y-Chp ağzı...

Yuh da yuh yani, Akparti düşmanlığında zirve demek ki, bölücülerle aynı dili konuşmak oluyormuş..

Sen ne büyüksün be Recep Tayyip Erdoğan ve Akparti, bütün bölücüleri ayrı görünselerde tek safa dizmeyi başardın.

 

 

 

Salak salak konuşuyor, hatta götünden atıyorsun...

 

Böyle lafı nerde ettik, amcık ağızlı, göstersene, bunu diyen sensin...

 

Bak göt lalesl, ne diyoruz: HDP'nin gücü sikseler yetmez bu ülkeye bir halt etmeye. Yeterince açık değil mi...

Link to post
Sitelerde Paylaş
Just now, adalet123 said:

 

Anibal PKK şehir savaşlarında büyük kayıp verdi.

 

Geriila tipi bir mücadele yapan örgüt neden onca kayba rağmen geri çekilmedi?

 

Bazıları iç savaş provası yapıldı diyor.

 

 

Eh, ne olacaktı ki? PKK'nın geri çekildiği falan yok, ama bu lafı malum amcık ağızlılar, PKK propagandası sanacak, o başka... 

 

Adamların geri çekildiği falan yok, Suriye ve K.Irak'ta devlet kurma hayalinde takılıyorlar. AKP zamanında o zaman olduklarından 10 misli güçlendiler. Şimdi de, gene AKP'nin ebleh politikaları sayesinde, ABD'den falan da destek alıyorlar. Ve AKP başta kalırsa, bu şerefsiz it sürüsü, çok bela olacak, en başta bizim başımıza. 

 

Tek çare, AKP'den kurtulmak. AKP bu işlere öyle battı ki, canı gönlüden isteyip bu işleri düzeltmek istese bile düzeltemez artık. 

 

HDP'nin mecliste olması yada olmaması, PKK'nın eylem ve amaçlarında zerre fark yaratmaz. Bazı salaklar sanıyor ki, HDP meclise gelince, amanda PKK şahlanacak, edecek, ne alaka. PKK'yı var eden dinamiklerle, HDP'yi var edenler arasında alaka yok. HDP kapanmış, açılmış, kazanmış, kaybetmiş, PKK üzerinde etkisi olmaz.

Link to post
Sitelerde Paylaş
1 dakika önce, anibal yazdı:

 

 

Eh, ne olacaktı ki? PKK'nın geri çekildiği falan yok, ama bu lafı malum amcık ağızlılar, PKK propagandası sanacak, o başka... 

 

Adamların geri çekildiği falan yok, Suriye ve K.Irak'ta devlet kurma hayalinde takılıyorlar. AKP zamanında o zaman olduklarından 10 misli güçlendiler. Şimdi de, gene AKP'nin ebleh politikaları sayesinde, ABD'den falan da destek alıyorlar. Ve AKP başta kalırsa, bu şerefsiz it sürüsü, çok bela olacak, en başta bizim başımıza. 

 

Tek çare, AKP'den kurtulmak. AKP bu işlere öyle battı ki, canı gönlüden isteyip bu işleri düzeltmek istese bile düzeltemez artık. 

 

HDP'nin mecliste olması yada olmaması, PKK'nın eylem ve amaçlarında zerre fark yaratmaz. Bazı salaklar sanıyor ki, HDP meclise gelince, amanda PKK şahlanacak, edecek, ne alaka. PKK'yı var eden dinamiklerle, HDP'yi var edenler arasında alaka yok. HDP kapanmış, açılmış, kazanmış, kaybetmiş, PKK üzerinde etkisi olmaz.

 

Aniba ben geri çekildi demedim tam tersine kayıplar binlerce olmasına rağmen neden o anda kaçmadılar?

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
15 saat önce, Minik Kuş yazdı:

 

Bu yazıdaki en büyük yanılgılardan biri budur. Çünkü HDP'nin barajı geçmesi, Çölaşan'ın düşündüğünün tam tersi bir durum yaratmıştı. HDP barajı geçince PKK iyice şımardı, Türkiye'yi tehdit ederek Güneydoğu'da özerklik (yani bir tür bağımsızlık) ilan etmeye kalktı. Bunun sonucunda, doğal olarak Türk ordusu duruma müdahale etti ve PKK'yı bölgeden sildi.

 

Şunu kesinlikle unutmamak gerekiyor. AKP ve PKK birbirini besleyen iki kardeştir. Birini büyüterek diğerini yok edemezsiniz. Biri büyürse öbürü de büyür. Emin Çölaşan aleyhine konuşmak istemem, kötü niyetli olduğunu düşünmüyorum ama o seçimde bu arkadaşlar net bir şekilde yanılmıştır. İdeolojiyi kaybedip yerine Tayyip düşmanlığını koymak bu arkadaşları bu yanılgılara sürüklüyor.

 

Robespier, sen misin?

Link to post
Sitelerde Paylaş
2 saat önce, Türk Ateist yazdı:

Her tarafları Atatürkçü olsa ne olur acaba... Gidip Tayyip'in eteğini öpmedikleri kaldı, sanki onun hiçbir şeyle alakası yokmuş da kandırılmış gibi.

İşin iç yüzünü bildikleri falan yok, işlerine öyle geldiği için desteklediler, hala da destekliyorlar.

 

İki atasözümüz var, konuyla alakalı.

 

Zararın neresinden dönersen kardır

Denize düşen yılana sarılır.

 

Bir adama düşmanlık üzerine siyasi görüş kurulamaz. Tayyip Erdoğan düşmanlığı her şeyin üzerinde yer almaz. Vatan sevgisi adamın tekine olan düşmanlık ile değiştirilemez.

Üçüncü söz de şöyle olsun;

 

Söz konusu vatansa gerisi teferruattır.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...