Jump to content

Yetiştirdiğim canlılar neden evrim geçirmiyor?


Recommended Posts

2 minutes ago, deney said:

Pervane kanadı şeklinde veya paraşütlü  tohumun oluşması için uzun süre gerekiyorsa bitkinin kendisi için daha uzun süre gerekir.

Kendiliğinden evrim için dünyanın yaşı bile yetersiz kalır.:)

 

arkadaş ilk bitki ortaya çıkalı en az 3-4 milyar yıl geçmiş zaten. Kendi kafandan uydurduğun hesaplara kendin inanacaksan boşuna kafa ütüleme.

Orası boş çıkınca buradan saldırmaya çalışıyorsun aklın sıra.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 109
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Top Posters In This Topic

Posted Images

Şimdi, anibal yazdı:

 

3.8 Milyar yılı br otur, onar yıl yıl say bakalım, ömrün yetecek mi?

 

Mesela o en bi akıllı tasarım eseri diye iddia edilen gözün, tam bir göze dönüşmesi için, 300 bin yıl gibi, göz açıp kapayana kadar bir süre yeterlidir, tipik bir hayvan nesli için. 

 

 

 

300 bin  yılda kendiliğinden göz filan oluşmaz.

 

Oluşur diyorsan evrimi taklit eden bir bilgisayar kodu yaz  bize bir boeing 747 gibi uçak üretsin.:)

 

 

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
5 minutes ago, deney said:

300 bin  yılda kendiliğinden göz filan oluşmaz.

 

Oluşur diyorsan evrimi taklit eden bir bilgisayar kodu yaz  bize bir boeing 747 gibi uçak üretsin.:)

 

 

 

 

 

Var zaten, Boeing 737 değil ama, A380 evrimsel algoritma kullanan yazılımlarla geliştirildi.

 

Zaten boş olduğunu biliyoruz, dolduralım azıcık diyoruz senin için. Ama bari Wikipedia'dan açıp baksaydın.

 

https://www.wikiwand.com/en/Evolution_of_the_eye#/Rate_of_evolution

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş

GÖZÜN EVRİMİ

Darwin türlerin kökenini doğal seçimle açıklamaya çalışmıştı... Darwin zamanında kalıtımın nasıl başarıldığı bilinmiyordu. Genler bilinmiyordu. Yaşamın temelinin moleküler olduğu hakkında en ufak bir bilgi yoktu. Darwin’e göre bir hayvan türü, başka bir hayvan türünden çıkıyordu. Doğal seçilim dışında bunun temel mekanizması meçhuldü. Bugün bu konuda çok şeyler biliyoruz. Buna yalnız hayvanların nasıl türleştiği değil, yeni vücut planlarının nasıl ortaya çıktığı da dahil. Evrim kuramının battığına inananlar utansın...

Dünyada milyonlarca bitki ve hayvan türü var. Onların tümünün tek bir atadan çıkmış olabileceğine inanmak zor olabilir. Ama deliller açıkca bütün canlı varlıkların bundan 4 milyar yıl kadar önce yaşayan tek bir canlı türünden çıktığını göstermektedir. Bu delillerin en önemlisi genetik şifrenin bütün canlılarda aynı olmasıdır., İkinci önemli delil ise mevcut bütün proteinlerin ışığı sola kırmasıdır. Enzimler yalnız ışığı sola kıran proteinleri katalize ederler. Işığı sağa kıran proteinler de vardırlar ama onlar canlıların yapısına katılmazlar. Çünkü enzimler, ışığı sağa kıran proteinler üzerinde etkili değillerdir.

Canlılar arasında buna benzer daha birçok ortak paydalar ve benzerlikler vardır. Bu benzerlikler genomu da tutmaktadır. Bazı genler arasında şaşırtıcı benzerliklerin olduğu gözlemlenmiştir. Dört milyar yıl içinde onlar fazla değişikliğe uğramadan korunmuşlardır. İnsandan sineğe, yumuşakcalardan kuşlara kadar her hayvan türünde aynı genlerin bulunması evrimin bir gerçek olduğunun en kesin kanıtıdır.

Ben önce gözün evrimine kısaca değinmek istiyorum. Bunun için ilk canlıya gitmeye gerek yoktur. Doğa gözü Cambrian patlaması denen çağdan birkaç yüz milyon yıl önce keşfetmiştir. Yani canlılar aşağı yukarı 700 milyon yıldan beri görmektedirler.

Her doğal etkinlik gibi görme de bazı genlerin varlığına gereksinim gösterir. Hayvanlarda mevcut gözlerin anatomik yapısını yakından inceleyince bu genlerin birbirlerinden çok farklı olması gerektiği gerçeği ile karşı karşıya kalırız. Bunun aksini düşünmek çılgınlıktır. Sineklerdeki kompound gözle, insanlardaki sofistike gözün aynı genler tarafından dizayn edildiğini ileri sürmek çılgınlıktan da öte, insan sağ duyusu ve mantığı ile bağdaşmamaktadır diye düşünebilirsiniz. Ve öyle düşünmede elbette haklısınız. Gerçekten bu genler farklıdırlar..

Sinek gözü kaynağını ommatidium denen göz birimlerinin hayali bir disk etrafında dizilmesinden ortaya çıkar. Böyle bir mekanizma ile görüntüleri izleyen yüzlerce küçük ve ilkel kompound göz ortaya çıkmıştır. Sefalopodlarda göz varlığını müşterek bir kaynağa borçludur. Retinanın ve lensin gelişip, birleşmesi ile ortaya çıkar. İnsanda göz diensefalon denen beyin yöresinin ileri (öne) doğru gelişerek önde yer alan ektoderm (deri) ile temasa gelmesi sonucu ortaya çıkar.

Bu gözlemler ışığında yakın zamanlara kadar gözün farklı ve bağımsız bir kökeni olması gerektiği üzerinde fikir birliği vardı.

İnsanda doğuştan kazanılan ilginç bir sendrom vardır. Bu hastalıkta bebekler gözsüz, yüz ve başı tutan anomalilerle birlikte doğmaktadır. Bu hastalar üzerinde yapılan genetik moleküler incelemeler, PAX6 geninin mutasyona uğramış olduğunu göstermiştir. Bu mutasyon her iki alleli birden tutuyorsa, yukardaki sendrom ortaya çıkmaktadır. Hastalığın yalnız bir alleli tutan heterozigot şeklinde ise iris (güzün rengini veren ve daralıp, genişleyen doku) gelişememektedir.
Bu sendromun fareleri ve böcekleri tutan şekli de vardır. PAX6 genindeki mutasyonun homozigot olanında farelerin yavruları gözsüz ve burunsuz doğmakta ve doğumdan sonra yaşamamaktadırlar.

Aynı sendrom böceklerde, örneğin meyva sineğinde, küçük göze veya gözsüzlüğe neden olmaktadır.

Vertebralılarda ve insektlerde bu göz anomalilerinden sorumlu genin müşterek olduğu saptanmıştır.

Bu gen PAX6 olarak bilinir. Meyva sineklerinde PAX6 geninin şifrelediği protein, insan PAX6 geninin şifrelediği proteine yüzde 94 benzemektedir. Böceklerde ve vertebralılarda gözün gelişmesinden bu gen sorumludur.

Bu nasıl olabilir? İnsan ve sinek gözü arasında mevcut anatomik farklılıkları aynı genle açıklamak mümkün müdür?

Sineklerde yapılan yoğun araştırmaların sonunda PAX6 geninin gözün yapımını sağlayan gen olmadığı, sadece o genlere bağlanarak onların etkinliklerini sağladığı anlaşılmıştır. PAX6 gen ürünü için transkripsiyon faktörü terimi kullanılır.

Bütün hayvanlar alemi aynı transkripsiyon faktörünü kullanarak gözlerin yapımını denetlemektedir. Her ne kadar direkt olarak gözlerin yapımını sağlayan genler farklı ise de, hayvanlar aleminde onları yalnız tek bir transkripsiyon faktörü denetlemektedir. Bu faktör olmadan göz genleri spesifik göz dokusunun ortaya çıkmasını sağlayamamaktadırlar. Bu transkrisiyon faktörü o genlere bağlanarak onların hayvan türü için gerekli spesifik nitelikleri içeren gözü yapmasını sağlamaktadır.

Gözün gelişmesini sağlayan temel gen ürünleri 800 milyon yıl hemen hiç değişmeden varlıklarını sürdürmüşlerdir. Her ne kadar gözün hayvanlar için gerekli spesifik anatomik yapısını sağlayan genler ayrı iseler de, onlar yalnız tek bir faktörle koşullandırılmakta ve göreve davet edilmektedirler. Bütün hayvanlar aynı transkripsiyon faktörüne yanıt vermektedirler. Onlar olmadan hiç bir hayvanda göz gelişememektedir. Görüldüğü üzere tek başına hayvan için spesifik göz genlerinin bulunması yetmemektedir. O genler ortak olarak paylaşılan bir faktör olmadan görev yapamamaktadırlar..

Görme fonksiyonu açısından sinekler ve insanlar ve bütün hayvanlar yakın akrabadırlar..

Doğa gözü bir kere keşfetmiştir. Çeşitli hayvanlarda mevcut farklı anatomik dizaynlar aynı temanın varyasyonlarından ibarettirler. Her ne kadar bu anatomik dizaynlar farklı genlerin ürünü iseler de, o genlerin de müşterek bir atadan farklılaşmış olduklarını tahmin etmek mantıksız değildir. Çeşitli hayvan türlerinde farklı anatomik strüktürlere sahip ama, aynı görevi gören organları oluşturan genlerin farklı olması doğaldır. Genler bunu mutasyona uğramakla veya diğer çeşitli yöntemlerle değişerek, başarmışlardır. Bütün bu farklı gözleri oluşturan genlerin sinekte ve insanda ve ikisinin arasındaki bütün hayvanlarda, aynı regülatör gene bağımlı olması, doğanın ilginç ve akılsız tasarımlarından biridir.

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
7 saat önce, deney yazdı:

44 senedir akşamsefası çiçeği,kadife çiçeği,supiresi, kiraz karidesi vb canlılar yetiştiriyorum.Gözle görülen değişme yok.

 

Dnasında değişme varsa bilemem tabi.:)

 

 

 

Ten Ten böyle sulu sulu yanıtlar verecekseniz, kalsın istemez.

Milletin sanki bașka iși gücü yok.

Verdiğim örnekte gözle görülen değișim mevzubahis değil ve her zaman tekrarlanabilir.

5 sene yerine, mesela 100 sene beklerseniz, değișimi gözle görmeniz bile olası.

Verdiğim kaynağa, Almanca´da olsa, göz bile atmadığınız belli.

Buraya üzüm yemeye mi yoksa bağcıyı dövmeye mi geliyorsunuz ?

Söyleyin de bilelim ve ona göre Size uygun muamele çekeriz, muhterem.

 

tarihinde kavak tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
2 dakika önce, kavak yazdı:

 

Ten Ten böyle sulu sulu yanıtlar verecekseniz, kalsın istemez.

Milletin sanki bașka iși gücü yok.

Verdiğim örnekte gözle görülen değișim mevzubahis değil ve her zaman tekrarlanabilir.

Verdiğim kaynağa, Almanca´da olsa, göz bile atmadığınız belli.

Buraya üzüm yemeye mi yoksa bağcıyı dövmeye mi geliyorsunuz ?

Söyleyin de bilelim ve ona göre Size uygun muamele çekeriz, muhterem.

 

Kusura bakma almanca bilmiyorum.

 

Bir cümle ile özet geçseydiniz.5 sene içinde  İlaçlanmamış bitki ile ilaçlanmamış bitki arasında ne fark olmuş merak ettim.

Link to post
Sitelerde Paylaş
22 dakika önce, deney yazdı:

Kusura bakma almanca bilmiyorum.

 

Bir cümle ile özet geçseydiniz.5 sene içinde  İlaçlanmamış bitki ile ilaçlanmamış bitki arasında ne fark olmuş merak ettim.

 

Kısaca söylemek gerekirse, 5 sene gibi kısa bir zamanda uygulanan farklı muamele sayesinde, diğer farklılașmaların yanısıra iki grup arasında ölçülebilir gen değișikliği meydana gelmiș. Bu araștırmadan evvel uzmanlar bu değișimin olabilmesi için, daha fazla zamana ihtiyaç olması beklentisi içindeymișler.  

tarihinde kavak tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
On 02.12.2017 at 16:54, deney yazdı:

Ömrüm boyunca evimde bahçemde  yetiştirdiğim canlılar neden evrim geçirmiyor?:)

Şunu anlamak lazım aslında Darwinin olayı sevdiği kızının ölmesinden sonra Yaratıcıya savaş açmasıdır. Gerçekten bir hücreden koskoca dinazorların evrimleştiğine nasıl inanılır aklım almıyor. Bir hücreden evrimleşerek gel sen koskoca 30 metrelik dinazor ol ve yetmesin birde dünyaya çarpan göktaşı sonucunda yok. Hadi dinazorlar yok olduda anlamadığım şu filler nasıl yok olmadı. Saçma sapan hikayeler ve tezler. Herşey hollywood sahnesine döndü. Herşey yalan dolan eeee alıcı varsa ha gerçek satmışsın ha yalan ne farkeder :)

Link to post
Sitelerde Paylaş
5 dakika önce, kavak yazdı:

 

Kısaca söylemek gerekirse, 5 sene gibi kısa bir zamanda uygulanan farklı muamele sayesinde, diğer farklılașmaların yanısıra iki grup arasında ölçülebilir gen değișikliği meydana gelmiș. Bu araștırmadan evvel uzmanlar bu değișimin olabilmesi için, daha fazla zamana ihtiyaç olması beklentisi içindeymișler.  

 

Üzerinde deney yapılan bitkilerin ömürü kaç seneki 5 yılda değişim oluyor?:352nmsp:

Link to post
Sitelerde Paylaş
7 dakika önce, deney yazdı:

 

Üzerinde deney yapılan bitkilerin ömürü kaç seneki 5 yılda değişim oluyor?:352nmsp:

 

Sorunuzu tam anladım diyemem. Sözkonusu bitkiyi (ismini yukarıdaki linkten bulabilirsiniz)  parseller halinde ekmișler ve kendi hallerine bırakılmıș.

Sadece bir bölümü 2 haftada bir ilaçlanmıș, diger bölümü sadece sulamıșlar. Buna 5 yıl boyunca devam etmișler.

Kullanılan bitki cinsi kendi kendini dölleyen cinsten, bunu da söylemiș olayım.

Link to post
Sitelerde Paylaş
11 dakika önce, gariban_derviş yazdı:

Şunu anlamak lazım aslında Darwinin olayı sevdiği kızının ölmesinden sonra Yaratıcıya savaş açmasıdır. Gerçekten bir hücreden koskoca dinazorların evrimleştiğine nasıl inanılır aklım almıyor. Bir hücreden evrimleşerek gel sen koskoca 30 metrelik dinazor ol ve yetmesin birde dünyaya çarpan göktaşı sonucunda yok. Hadi dinazorlar yok olduda anlamadığım şu filler nasıl yok olmadı. Saçma sapan hikayeler ve tezler. Herşey hollywood sahnesine döndü. Herşey yalan dolan eeee alıcı varsa ha gerçek satmışsın ha yalan ne farkeder :)

 

Fillerle dinozorların aynı anda yaşadığını sandığın için anlamıyorsun.

 

Celal hoca ne demiş?

 

”Ya bilimi adam gibi öğreneceksin ya da bilimi adam gibi öğrenenlere bırakacaksın”

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
13 dakika önce, deney yazdı:

 

Üzerinde deney yapılan bitkilerin ömürü kaç seneki 5 yılda değişim oluyor?:352nmsp:

 

Tenten arkadaşlar anlatmış bana birşey kalmamış ama okuyan için yine de yazayım ben:

 

Bitkiler üremiyor mu?

 

Eğer sen yaşatacağın tohumu doğru seçersen kısa sürede evrimi gözlemlersin elbet.

 

Mesela git bahçeye 5000 tane beyaz karanfil tohumu ek. 

 

Çıkan karanfillerden herhangi bir değişiklik göstereni mesela arada mavi renkler vs gösterenin tohumlarını alıp ek, diğerlerini yok et.

 

Yeni çıkan karanfillerden mavi renge en yakın olanının tohumunu al, diğerlerini yok et.

 

5 sene içinde olur mu bilmem ama insan ömrü gibi kısa zamanda belirgin bir şekilde mavileşmiş karanfiller elde edersin.

 

Kısa süreli evrim örnekleri sürüsüyle mevcut. 

 

Burada dil bilmediğini söylüyorsun ama internette Türkçe kaynak da zebil gibi.

 

Kafası çalışmayan bir arkadaşa da benzemiyorsun.

 

Eeeee?

Link to post
Sitelerde Paylaş
11 dakika önce, Sundance yazdı:

 

Fillerle dinozorların aynı anda yaşadığını sandığın için anlamıyorsun.

 

Celal hoca ne demiş?

 

”Ya bilimi adam gibi öğreneceksin ya da bilimi adam gibi öğrenenlere bırakacaksın”

 

 

Dostum 40 milyon tarihlik filler var. Hadi sen haklı olsan dinazorları geç balinalara gel en eski yaratıklardandır anlatmak istediğim o değil gerçekten evrimleşerek bir hücrenin 30 metrelik bir deve dönüşmesi mantıklımı sence?

Link to post
Sitelerde Paylaş
1 dakika önce, Sundance yazdı:

 

Tenten arkadaşlar anlatmış bana birşey kalmamış ama okuyan için yine de yazayım ben:

 

Bitkiler üremiyor mu?

 

Eğer sen yaşatacağın tohumu doğru seçersen kısa sürede evrimi gözlemlersin elbet.

 

Mesela git bahçeye 5000 tane beyaz karanfil tohumu ek. 

 

Çıkan karanfillerden herhangi bir değişiklik göstereni mesela arada mavi renkler vs gösterenin tohumlarını alıp ek, diğerlerini yok et.

 

Yeni çıkan karanfillerden mavi renge en yakın olanının tohumunu al, diğerlerini yok et.

 

5 sene içinde olur mu bilmem ama insan ömrü gibi kısa zamanda belirgin bir şekilde mavileşmiş karanfiller elde edersin.

 

Kısa süreli evrim örnekleri sürüsüyle mevcut. 

 

Burada dil bilmediğini söylüyorsun ama internette Türkçe kaynak da zebil gibi.

 

Kafası çalışmayan bir arkadaşa da benzemiyorsun.

 

Eeeee?

Bahçemde kırmızı akşamsefası çiçeği var.

 

Başka renkte çıkmıyor ki onu alıp çoğaltayım.:)

Link to post
Sitelerde Paylaş
15 dakika önce, gariban_derviş yazdı:

Dostum 40 milyon tarihlik filler var. Hadi sen haklı olsan dinazorları geç balinalara gel en eski yaratıklardandır anlatmak istediğim o değil gerçekten evrimleşerek bir hücrenin 30 metrelik bir deve dönüşmesi mantıklımı sence?

 

Bir hücre(!) ha 1 mm büyüklüğündeki bir canlıya evrilmiș, ha 30 metrelik bir dinozora, ha 100 metre boyundaki bir ağaca.

Ne farkeder ?

Siz bir hücrenin ebatlarını biliyormusunuz ?!

 

 

tarihinde kavak tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
4 dakika önce, kavak yazdı:

 

Bir hücre(!) ha 1 mm büyüklüğündeki bir canlıya evrilmiș, ha 30 metrelik bir dinozora, ha 100 metre boyundaki bir ağaca.

Ne farkeder ?

Siz bir hücrenin ebatlarını biliyormusunuz ?!

 

 

Kavak kardeş bak ben şunu anlatmaya çalışıyorum herşey çok kurgusal ve yapay geliyor. Yapaylık bigbangden başlıyor taaaaa evrime kadar bir masal gibi anlatılıyor ve sonunada bir teori eklendimmi herşey bilimsel oluyor. Sonuçta bu teoriyi ortaya atan adama bakıyorsun dünyada en çok sevdiği kızını toprağa vermiş bir baba ve bu baba bu acısıyla belkide haykırış olarak ve de o kızgınlıkla insanların maymundan geldiğini söylemiş. Ve bakıyorum genel olarak ne kadar manyak varsa bunların teorilerinin üzerine masallarla hikayelerle gerçeklik kazandırılmaya çalışılmış. Adam hamamda masturbasyon yaparken önce penisine bakmış sonra gözü suyun üzerindeki tasa ilişmiş sonra yaşadığı orgazmla birlikte hamamdan dışarı fırlayıp buldum buldum diye basbas bağırmış.Sence bu akıllı işimi? Sonra her ne hikmetse bunun hamamdan deli gibi bağırarak çıkmasına psikolojik bir açıklama getireceklerine adamın iddiasını teori haline getirip bilim dünyasına yerleştirmişler. Bana bu tür şeyler fazla kurgusal geliyor bu sebeple sorguluyorum. Bir hücre gözle görülmeyecek kadar küçük hatta onuda bırak yani önce su oluşması lazım. Hadi su oluştu diyelim kendi kendine ama yetiyormu cık bu sefer aynı şekilde tek hücreli bir canlı oluşuyor bu yetiyormu? Yok illa işin ucu insana kadar varacak ya hurrra komple bir kurgu o ondan türüyo, o ondan türüyo. bir canlı uçmaya karar veriyor zorunluluktan dolayı kanatları çıkıp uçmaya başlıyor, yetmiyor birde uçan dinazorlar ortaya çıkıyor. Fakat her ne hikmetse bu kadar büyük bir evrimleşme içinde insan denen varlık ortaya çıkmıyor???Ve bahsettiğimiz 3-5 yıl değil milyonlarca yıldan bahsediyorum.

Link to post
Sitelerde Paylaş
7 dakika önce, gariban_derviş yazdı:

Kavak kardeş bak ben şunu anlatmaya çalışıyorum herşey çok kurgusal ve yapay geliyor. Yapaylık bigbangden başlıyor taaaaa evrime kadar bir masal gibi anlatılıyor ve sonunada bir teori eklendimmi herşey bilimsel oluyor. Sonuçta bu teoriyi ortaya atan adama bakıyorsun dünyada en çok sevdiği kızını toprağa vermiş bir baba ve bu baba bu acısıyla belkide haykırış olarak ve de o kızgınlıkla insanların maymundan geldiğini söylemiş. Ve bakıyorum genel olarak ne kadar manyak varsa bunların teorilerinin üzerine masallarla hikayelerle gerçeklik kazandırılmaya çalışılmış. Adam hamamda masturbasyon yaparken önce penisine bakmış sonra gözü suyun üzerindeki tasa ilişmiş sonra yaşadığı orgazmla birlikte hamamdan dışarı fırlayıp buldum buldum diye basbas bağırmış.Sence bu akıllı işimi? Sonra her ne hikmetse bunun hamamdan deli gibi bağırarak çıkmasına psikolojik bir açıklama getireceklerine adamın iddiasını teori haline getirip bilim dünyasına yerleştirmişler. Bana bu tür şeyler fazla kurgusal geliyor bu sebeple sorguluyorum. Bir hücre gözle görülmeyecek kadar küçük hatta onuda bırak yani önce su oluşması lazım. Hadi su oluştu diyelim kendi kendine ama yetiyormu cık bu sefer aynı şekilde tek hücreli bir canlı oluşuyor bu yetiyormu? Yok illa işin ucu insana kadar varacak ya hurrra komple bir kurgu o ondan türüyo, o ondan türüyo. bir canlı uçmaya karar veriyor zorunluluktan dolayı kanatları çıkıp uçmaya başlıyor, yetmiyor birde uçan dinazorlar ortaya çıkıyor. Fakat her ne hikmetse bu kadar büyük bir evrimleşme içinde insan denen varlık ortaya çıkmıyor???Ve bahsettiğimiz 3-5 yıl değil milyonlarca yıldan bahsediyorum.

 

Bu kadar masal anlatacağınıza, benim sorularıma somut bir yanıt verseniz muhterem.

Demek 31 çekerken Darwin´e  ilham gelmiș, haa ?!:smashfreak:

 

tarihinde kavak tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
5 dakika önce, kavak yazdı:

 

Bu kadar masal anlatacağınıza, benim sorularıma somut bir yanıt verseniz muhterem.

Demek 31 çekerken Darwin´e  ilham gelmiș, haa ?!:smashfreak:

 

Sorduğun soruya cevap verilemeyecek kadar küçüktür hücreler :) Sonuçta tek hücreli canlıdan çok hücreli dinazorların oluşması mantığı çok zorlayan bir kurgusallık içeriyor. Darwine gelince darwin kızını toprağa vermenin acısıyla bence Allaha açmış olduğu bir savaş gibi geliyor. Çünki Darwin zaten bir papazdı Tanrı inancı vardı ancak kızı ölünce demekki düştüğü buhranı kaldıramadı ve Tanrıya savaş açtı. Çünki öyle bir iddia ki bu Allahın ellerimle yarattım dediği bir canlıyı maymundan türediye getirmek sanki inadına yapılmış bir olay. Yaratıcının sanatını basitleştirmeye çalışmak gibi. Ancak bazı durumlar var oda aklıma takılır tasavvufta bir kat vardır o kata geldiğinde insanların gerçek hallerini görürsün derler. Kimi maymuna benzer kimi domuza veya başka yaratıklara. Acaba bir böyle durummu yaşadı diyede düşünmüşlüğüm vardır. Kuranda bazı yahudileri maymuna çevirdiğinden baseder Allah o yüzden birşeyde diyemiyorum aslında.

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
13 dakika önce, Hiçkimse... yazdı:

off off. malsın da ondan evrimleşmiyor:))) yani sen evde iki çiçeğe baktın tüm evrimi çözdün. tebrikler wallahi :)))

 

Pazardan üç tane portakal büyüklüğünde iri beyaz turp alıp ektim.

Tozlaşmalarını elim ile yaptığım halde aldığım yüzlerce tohumdan sadece birisi yuvarlak turp verdi.

Diğerleri biçimsiz havuç gibi uzun çıktı.

Turpları nasıl üretiyorlar anlamıyorum.:352nmsp:

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...