Jump to content

Recommended Posts

  • İleti 114
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

22 hours ago, DeepBlue said:

Rüyalar demiş.Gerçeği tanımlamaz.Bilhassa geleceği gösteren rüyalar "Mutlak Gerçeğin" Tanrının delilidir.Gaybı O'ndan başka kimse bilemez ve O'nun bildirmesiyle bilir yaratılan.Mutlak gerçek O'dur.Diğerleri O'nun dilemesiyle mevcudatta vardır.Böylece onlarında gerçeklik payı olmuş olurken Mutlak Gerçek değildirler.

 

Tanrının kendisi bir geröek değil, martaval olduğu için, tanrıya delil olamaz. 

Link to post
Sitelerde Paylaş

Gerçek, farklı bir kavram. Örneğin, bir mercekten ışık geçirirsin, gerçek yada sanal görüntü elde edebilirsin. 

 

Gerçek, kendisi referans olabilen mefhumların genel adıdır. Yani, o başkasına referans olabilirken, kendisi için referans gerekmez. 

 

Doğru ile gerçek, farklı şeylerdir. Gerçeği mi, yoksa doğru yu mu tartışıyorsunuz, bu asıl mesele.

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş

Mantıkla düşünürsek;  bir şeyin kendisinden farklı bir şey olmadan, o şey var ve ayırt edilebilir olamaz. 

 

Evrendeki her şeyi silin geriye sadece mutlak karanlık kalsın. Karşılaştırabilecek, karanlığı ayırt edebilecek hiç bir şey yok demektir. O zaman karanlıkta yok demektir. Karanlığın orada olduğunu bilmek için başka şeylerinde orada olduğunu bir şekilde bilmek zorundasınız. 

 

 

Eğer evren bizim " gerçek " adı verdiğimiz yapıdan oluşuyorsa, geniş bakış açısında, bunun yukarıdaki karanlık örneğinden farkı yoktur.

 

 O örnekte sadece karanlık vardır ve karanlık sadece karanlıktan oluşur.

 

Şu an ki var oluşumuzda ise, sadece " gerçek " vardır. Eğer her şey enerji tabanlıysa her şey gerçektir ve yukarıdaki kurala göre aslında değildir. Veya ayırt edilemez, ispatlanamazdır.

 

Gerçeğin kendisinin gerçekten gerçek olduğunu kabul etmek ve göstermek için, gerçek olmayan veya daha az - fazla gerçek olan bir şey bulmalısın.

(karanlıktan farklı bir şey bulmak gibi) 

 

@bilgivehis

 

@anibal

 

Bunu tartışıyoruz, konudaki yazılarımı okumanı tavsiye ederim.

tarihinde NotImportant tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
14 minutes ago, NotImportant said:

Mantıkla düşünürsek;  bir şeyin kendisinden farklı bir şey olmadan, o şey var ve ayırt edilebilir olamaz. 

 

Evrendeki her şeyi silin geriye sadece mutlak karanlık kalsın. Karşılaştırabilecek, karanlığı ayırt edebilecek hiç bir şey yok demektir. O zaman karanlıkta yok demektir. Karanlığın orada olduğunu bilmek için başka şeylerinde orada olduğunu bir şekilde bilmek zorundasınız. 

 

 

Eğer evren bizim " gerçek " adı verdiğimiz yapıdan oluşuyorsa, geniş bakış açısında, bunun yukarıdaki karanlık örneğinden farkı yoktur.

 

 O örnekte sadece karanlık vardır ve karanlık sadece karanlıktan oluşur.

 

Şu an ki var oluşumuzda ise, sadece " gerçek " vardır. Eğer her şey enerji tabanlıysa her şey gerçektir ve yukarıdaki kurala göre aslında değildir. Veya ayırt edilemez, ispatlanamazdır.

 

Gerçeğin kendisinin gerçekten gerçek olduğunu kabul etmek ve göstermek için, gerçek olmayan veya daha az - fazla gerçek olan bir şey bulmalısın.

(karanlıktan farklı bir şey bulmak gibi) 

 

@bilgivehis

 

@anibal

 

Bunu tartışıyoruz, konudaki yazılarımı okumanı tavsiye ederim.

 

 

Bu böyle değil, tersten gidiyorsun.

 

Önce "doğru" kavramını ele alman gerekiyor. 

 

Temel olarak, doğru, ölçülebilir, tekrarlanabilir, zaman, mekan ve kişiden bağımsız olarak hep aynı sonuçları veren süreçlerdir. 

 

Tabi, zaman olarak tekrarlanma, zaman parametresi içeren bir olguda, farklı şekilde ele alınır. Yani, şuradan bir arabanın şu anda geçmesi, tekrarlanabilir bir eylem değildir. Ama bu eylem, ölçülmüş, gözlenmiş ve o an parametresi ile tespit edilerek doğru olarak kabul edilmiş olur. Detayları elbette daha çok, ama şu an bize bu kadarı yeterli. 

 

Gerçek, işte bu şekilde doğru olduğu bilinen ve/veya kabul edilen, somut olguları ifade eder. Bu olguların doğruluğu kabul edilmiş demek, doğruluğu gösterilmiş demektir. Ve bu gerçek olgular, artık bir referans olarak kendi başlarına yeterlidir. Bunlar başka şeylere referans olarak alınabilir. Yani, gerçek bir olgu, nesne vs. neyse, doğruları tespit için bir ölçü parametresi olarak kullanılabilir olur. 

 

Konuyu daha iyi anlamak için, biraz uç bir örnek iyi olur. Metre, Paris'te mi neydi, bir müzede saklanan metal bir şeyin boyudur. Bu bir doğru olarak kabul edilmiştir. Gerçek metre budur. Diğer metrelerin referansı budur. Senin metren kısa ölçüyor dersek, referansımız o metal şey olacaktır. Ama gidip, başka bir şey alıp, o referans metreyi "bu bir metre mi ki acaba" diye ölçmeye gidilmez. 

 

Gerçek metre odur ve piyasadaki sözde (taklit, eşdeğer vs. ne dersen) metrelerin referansı odur. Onun metreliği bir gerçektir, gidip tartışılmaz. Ölçülecek her şeyi, onun boyuyla kıyas ederek belirleyebilirsin. 

 

Sen kimsin, NotImportant... Biz seni gerçek olarak kabul ediyoruz, neden, ölçütümüz falan var da ondan. Birisi çıkıp ben "NotImportant'ım" derse, onun gerçekliğini değil, doğruluğunu sorgularız. O yüzden siteye girerken, parola falan girip, "kendini doğrulamış" oluyorsun. Bizde kendini doğrulamış olmanla, senin gerçek "NotImportant" olduğunu kabul ediyoruz. Ama nicki zerdeçal olan biri "amanda ben NotImportant'ım" diyorsa, onu doğrulamak için seni kullanıyoruz, gerçekliğine referans sensin.

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
On 04.12.2017 at 21:29, NotImportant said:

Bir şeyin gerçek olduğunu nasıl anlarsınız ? 

 

Fizikte her zaman bir şeyi başka bir şeyden ayırt etmek için referans sistemleri kullanılır. Hareketi, konumu, kütleyi, zamanı, uzunluğu, sıcaklığı, ısıyı......... (her şeyi), belirtmek için her zaman ondan başka bir şeye ihtiyacınız vardır. 

 

Örneğin bir bardağın gerçek olduğunu anlamak için başka bir bardak veya bir tabak veya kaşık kullanabilirsiniz ama temelde 3 üde aynı şeydir. Bu yüzden birinin gerçek olmaması hiç birini gerçek yapmaz. Bu durumda birbirlerini ispatlayamazlar. 

 

Şimdii, gerçekliğin referansı nedir ??

 

 

 Gercek ölçme ve varlık kavramlarını ayırmak gerekiyor.
 
Ölçme bir referans alma işidir. Örneğin doğada 1 cm diye bir sey yoktur. Ayrıca hiç bir zaman nesneler 1 cm tam olarak sağlayamaz. VS. Bu iş, beynimizin algısı için gereken sebebi ile refere etme yapılır. Gerçeğin refarans almak ile ilgisi olmadığını düşünüyorum. Bu madde ve beyin arasındaki yansıma olayıdır. Bu yansımalar ölçme ve değerlendirmeyi refaranslar ile sağlar. Ama gerçeği ifade edemezler. 
 
 Varlık ise bir düzensizlik olayıdır. Düzenden kopma işlemi,  sisteme aykırı davranmayı sağlar. Eğerki bir "şey" düzensizliğe doğru gitmiyorsa o "şey" yoktur. Örneğin evrim bizlerin var olduğunu kanıtlar. Düşünüyorum öyle ise düzensizliği oluşturuyorum demek ki varım. Ancak düşünce veya rüya gibi şeyler de vardır. Yani soyut varlıklar gerçek değildir ama vardır. Dolayısı ile varlık gerçekliği kanıtlamaya yetmez. 
 
Gerçek ise varlığın: üst alt boyutu ile açıklanabilir. Bilgisayar oyunu ve oyun yazarı ilişkisi gibi. Oyun bizim alt evrenimiz olarak vardır. Ancak gerçek değildir. Fakat oyunun elemanları var olduklarını bildikleri halde asla gerçek olup olmadıklarını kanıtlayamazlar. Varlıklarını kanıtlayabilirler. Ölçme ve değerlendirme yapabilirler. 
 
Dolayısı ile gerçek olmama ispatlanabilir. Ancak gerçek olma ispatlanamaz. 
Link to post
Sitelerde Paylaş
20 dakika önce, anibal yazdı:

 

 

Bu böyle değil, tersten gidiyorsun.

 

Önce "doğru" kavramını ele alman gerekiyor. 

 

Temel olarak, doğru, ölçülebilir, tekrarlanabilir, zaman, mekan ve kişiden bağımsız olarak hep aynı sonuçları veren süreçlerdir. 

 

Tabi, zaman olarak tekrarlanma, zaman parametresi içeren bir olguda, farklı şekilde ele alınır. Yani, şuradan bir arabanın şu anda geçmesi, tekrarlanabilir bir eylem değildir. Ama bu eylem, ölçülmüş, gözlenmiş ve o an parametresi ile tespit edilerek doğru olarak kabul edilmiş olur. Detayları elbette daha çok, ama şu an bize bu kadarı yeterli. 

 

Gerçek, işte bu şekilde doğru olduğu bilinen ve/veya kabul edilen, somut olguları ifade eder. Bu olguların doğruluğu kabul edilmiş demek, doğruluğu gösterilmiş demektir. Ve bu gerçek olgular, artık bir referans olarak kendi başlarına yeterlidir. Bunlar başka şeylere referans olarak alınabilir. Yani, gerçek bir olgu, nesne vs. neyse, doğruları tespit için bir ölçü parametresi olarak kullanılabilir olur. 

 

Konuyu daha iyi anlamak için, biraz uç bir örnek iyi olur. Metre, Paris'te mi neydi, bir müzede saklanan metal bir şeyin boyudur. Bu bir doğru olarak kabul edilmiştir. Gerçek metre budur. Diğer metrelerin referansı budur. Senin metren kısa ölçüyor dersek, referansımız o metal şey olacaktır. Ama gidip, başka bir şey alıp, o referans metreyi "bu bir metre mi ki acaba" diye ölçmeye gidilmez. 

 

Gerçek metre odur ve piyasadaki sözde (taklit, eşdeğer vs. ne dersen) metrelerin referansı odur. Onun metreliği bir gerçektir, gidip tartışılmaz. Ölçülecek her şeyi, onun boyuyla kıyas ederek belirleyebilirsin. 

 

Sen kimsin, NotImportant... Biz seni gerçek olarak kabul ediyoruz, neden, ölçütümüz falan var da ondan. Birisi çıkıp ben "NotImportant'ım" derse, onun gerçekliğini değil, doğruluğunu sorgularız. O yüzden siteye girerken, parola falan girip, "kendini doğrulamış" oluyorsun. Bizde kendini doğrulamış olmanla, senin gerçek "NotImportant" olduğunu kabul ediyoruz. Ama nicki zerdeçal olan biri "amanda ben NotImportant'ım" diyorsa, onu doğrulamak için seni kullanıyoruz, gerçekliğine referans sensin.

 

 

 

Gerçekle doğru bağlantılıdır ve gerçekten, doğru çıkar. Bir şeyin doğru olduğunu kabul edip gerçek olana varamazsın. Çünkü gerçeklik kavramı olmadan zaten doğru diye bir şey yoktur. 

 

Bu yüzden önce gerçeği kabul etmemiz gerek. Yani şişeyi, kaşığı, varlığı....

 

►Aynen söylediklerimi yazmışsın, referans noktası olamadan hiç bir şeyden söz edilemez. Elinizde bir şeyin uzunluğu olmalıdır ki, ona kıyasla diğerlerinin uzunluğundan bahsedebilelim. Paris hikayen bu söyleme uygundur. 

 

Sen maddeyi daha doğrusu enerjiyi mutlak ve 'gerçek şey' kabul ediyorsun. Ben onun 'gerçek şey' olduğunu söylemek için başka şeyler olması gerektiğini söylüyorum.

 

Gerçekliğin tüm yapısı enerji tabanlıdır. Özünde ayırt edilemezdir. Buda gerçek bir NotImportant olmadığını gösterir. 

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
7 dakika önce, Rhodium yazdı:
 Gercek ölçme ve varlık kavramlarını ayırmak gerekiyor.
 
Ölçme bir referans alma işidir. Örneğin doğada 1 cm diye bir sey yoktur. Ayrıca hiç bir zaman nesneler 1 cm tam olarak sağlayamaz. VS. Bu iş, beynimizin algısı için gereken sebebi ile refere etme yapılır. Gerçeğin refarans almak ile ilgisi olmadığını düşünüyorum. Bu madde ve beyin arasındaki yansıma olayıdır. Bu yansımalar ölçme ve değerlendirmeyi refaranslar ile sağlar. Ama gerçeği ifade edemezler. 
 
 Varlık ise bir düzensizlik olayıdır. Düzenden kopma işlemi,  sisteme aykırı davranmayı sağlar. Eğerki bir "şey" düzensizliğe doğru gitmiyorsa o "şey" yoktur. Örneğin evrim bizlerin var olduğunu kanıtlar. Düşünüyorum öyle ise düzensizliği oluşturuyorum demek ki varım. Ancak düşünce veya rüya gibi şeyler de vardır. Yani soyut varlıklar gerçek değildir ama vardır. Dolayısı ile varlık gerçekliği kanıtlamaya yetmez. 
 
Gerçek ise varlığın: üst alt boyutu ile açıklanabilir. Bilgisayar oyunu ve oyun yazarı ilişkisi gibi. Oyun bizim alt evrenimiz olarak vardır. Ancak gerçek değildir. Fakat oyunun elemanları var olduklarını bildikleri halde asla gerçek olup olmadıklarını kanıtlayamazlar. Varlıklarını kanıtlayabilirler. Ölçme ve değerlendirme yapabilirler. 
 
Dolayısı ile gerçek olmama ispatlanabilir. Ancak gerçek olma ispatlanamaz. 

 

Özünde gerçek olmayan daha doğru bir tanımla farklı olan bir şey yoktur ki. Temelde her şey aynıysa...

 

Bkz ''Evrendeki her şeyi silin geriye sadece mutlak karanlık kalsın. Karşılaştı....................................'' 

Link to post
Sitelerde Paylaş
3 minutes ago, NotImportant said:

 

Gerçekle doğru bağlantılıdır ve gerçekten, doğru çıkar. Bir şeyin doğru olduğunu kabul edip gerçek olana varamazsın. Çünkü gerçeklik kavramı olmadan zaten doğru diye bir şey yoktur. 

 

Bu yüzden önce gerçeği kabul etmemiz gerek. Yani şişeyi, kaşığı, varlığı....

 

►Aynen söylediklerimi yazmışsın, referans noktası olamadan hiç bir şeyden söz edilemez. Elinizde bir şeyin uzunluğu olmalıdır ki, ona kıyasla diğerlerinin uzunluğundan bahsedebilelim. Paris hikayen bu söyleme uygundur. 

 

Sen maddeyi daha doğrusu enerjiyi mutlak ve 'gerçek şey' kabul ediyorsun. Ben onun 'gerçek şey' olduğunu söylemek için başka şeyler olması gerektiğini söylüyorum.

 

Gerçekliğin tüm yapısı enerji tabanlıdır. Özünde ayırt edilemezdir. Buda gerçek bir NotImportant olmadığını gösterir. 

 

 

 

 

Dediğim gibi, biraz tersten bakıyorsun.

 

Gerçek, doğruyu belirlemez, doğru gerçeği belirler.

 

Bu zaten kafa karıştırmaya müsait bir mevzu. Gerçek denen şeyin, önce doğru olması lazım. Gerçek zati bir sıfattır, yani üstünde taşır niteliği. Doğru ise dışarıdan nitelebilen bir sıfattır. Bunednele referans noktası, nesnenin kendisi olursa, kısır döngüye, "circular reasoning" e yol açar. Nesnenin, nesne dışından nitelenebilmesi gerekir. Eğer bu niteleme "doğru" olarak kabul ediliyorsa, gerçektir. 

 

Şöyle bakalım. Bir elmas var, gerçek mi? Üstünde "hakiki elmas" yazıyor olması onu gerçek kılar mı? Ne yaparız, bakarız, özkütlesi doğru mu, ölçeriz, sertliği doğru mu, ölçeriz, ısı iletimi, ölçeriz, doğru olup olmadığına bakar ve deriz ki "Gerçek elmas" ... Ölçtüğümüz bu değerler, elması niteleyen değerlerdir ve dışarıdan doğrulanabilir parametrelerdir. 

 

Artık bu elmas bir referanstır, başak bir taşı, bu taşın değerleri ile karşılaştırıp, karar verebiliriz.  

Link to post
Sitelerde Paylaş
5 dakika önce, Rhodium yazdı:

Dolayısı ile gerçek olmama ispatlanabilir. Ancak gerçek olma ispatlanamaz.

 

Bu da güzel bir teori ama konumuzla ilişkilendirince sanki bir sorun var gibi geldi bana.

Çünkü gerçek olmayanı ancak bir başka gerçekle ispatlayabiliyorsun.

Rüyanın rüya olduğunu uyandığında anlıyorsun, burada uyanmış olmak onun rüya olduğuna bir referans oluyor, aynı şekilde uyanmış olmak da gerçek oluyor...

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
11 dakika önce, anibal yazdı:

 

 

Dediğim gibi, biraz tersten bakıyorsun.

 

Gerçek, doğruyu belirlemez, doğru gerçeği belirler.

 

Bu zaten kafa karıştırmaya müsait bir mevzu. Gerçek denen şeyin, önce doğru olması lazım. Gerçek zati bir sıfattır, yani üstünde taşır niteliği. Doğru ise dışarıdan nitelebilen bir sıfattır. Bunednele referans noktası, nesnenin kendisi olursa, kısır döngüye, "circular reasoning" e yol açar. Nesnenin, nesne dışından nitelenebilmesi gerekir. Eğer bu niteleme "doğru" olarak kabul ediliyorsa, gerçektir. 

 

Şöyle bakalım. Bir elmas var, gerçek mi? Üstünde "hakiki elmas" yazıyor olması onu gerçek kılar mı? Ne yaparız, bakarız, özkütlesi doğru mu, ölçeriz, sertliği doğru mu, ölçeriz, ısı iletimi, ölçeriz, doğru olup olmadığına bakar ve deriz ki "Gerçek elmas" ... Ölçtüğümüz bu değerler, elması niteleyen değerlerdir ve dışarıdan doğrulanabilir parametrelerdir. 

 

Artık bu elmas bir referanstır, başak bir taşı, bu taşın değerleri ile karşılaştırıp, karar verebiliriz.  

 

Aynı yerde dönüp duruyoruz. :lol:

 

Elmas yine güzel bir örnek. 

 

Elmas nedir ? Bir tanımı vardır. İşte ağ örgülü kovalent bağ,  belki öz kütle vs vs.. 

 

Bunları nasıl öğrendin ? Başka bir elmasa bakarak tabi ki. 

 

Bende diyorum ki peki elmas dışında evrende başka hiç bir şey olmasaydı o zaman ne olacaktı ? 

 

 

onun elmas olduğuna karar kılamazdın. Çünkü elmas dışında bir şey yok ki.... İşte bu altın o zaman buda ondan farklı elmas diyemeyeceksin ki. 

 

►Eğer her şey enerjiyse, ve enerji dışında bir şey yoksa o zaman işin özü her şey aynıdır. O zaman bir satır yukarı çıkıp altı çizili yerdeki elmaslar yerine enerji koyuyoruz.  :blink:

Ayrıca enerji gerçekliktir. Rüyalar hayaller yansımalar fark etmez.

 

 

 

tarihinde NotImportant tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
Just now, NotImportant said:

 

Aynı yerde dönüp duruyoruz. :lol:

 

Elmas yine güzel bir örnek. 

 

Elmas nedir ? Bir tanımı vardır. İşte ağ örgülü kovalent bağ,  belki öz kütle vs vs.. 

 

Bunları nasıl öğrendin ? Başka bir elmasa bakarak tabi ki. 

 

Bende diyorum ki peki elmas dışında evrende başka hiç bir şey olmasaydı o zaman ne olacaktı ? 

 

 

onun elmas olduğuna karar kılamazdın. Çünkü elmas dışında bir şey yok ki.... İşte bu altın o zaman buda ondan farklı elmas diyemeyeceksin ki. 

 

►Eğer her şey enerjiyse, ve enerji dışında bir şey yoksa o zaman işin özü her şey aynıdır. O zaman bir satır yukarı çıkıp altı çizili yerdeki elmaslar yerine enerji koyuyoruz.  :blink:

 

 

Gerçek kavramına, var olandan fazla anlam yüklüyor olabilir misin?

 

Elmas dışında evrende hiç bir şey olmasaydı, olmazdı, o kadar. Tüm gerçeklik elmastan ibaret olurdu, bu kadar. 

 

Onun elmas olduğunu, bir zamanlar birisi, bir doğrulama listesi ile birlikte bir kabul olarak olarak ortaya koymuş. Biz, bu noktada, o tanımı, bir olgu olarak o tanımı, yani doğrulanabilir, ölçülebilir bir takım özellikleri "elmas" olarak kabul ediyoruz. Hatta, bunun bir değil, bir kaç doğrular listesi var. Elmas eşittir elmas olmuyor basitçe, neyse... 

 

Bu bir kabul. Elmas iyi ama kötü bir örnek. Çünkü aslında, bir sürü elmas gerçekliği tanımı var. En yaygın olanı, kimyasal özellikler, ama o elmaslar daha çok zımpara taşı gibi görünüyor. Kim deseniz, elmas bu, inanmaz... 

 

Eğer önce bu doğrulanabilirlik tarafından yaklaşırsan, konunun kolayca çözüldüğünü görürsün.

 

Sorun, daha önce de dediğim gibi, gerçeği nesnenin kendinden tarif edersen, döngüsel sebebi kendi kendinin referansı olma safsatasına toslarsın. Ki aslında tam buna tosladığın için, bahsettiğin problemlere saplanıyorsun.

 

Herşeyin enerji olduğu da aynı kısır döngünün sonucu.

 

Elmas, karbondur son tahlilde demek gibi bir noktaya varıyor bu kısır döngü. Karbon, bir sürü şekilde olabilir, kömürde karbon, karbon fiber'de karbon, grafitte karbon, elmasta karbon... 

 

Şurdan sana bir kilo saf karbon vereyim, bir çay söyle yeter, kara geçerim. Ama onda biri kadar gene karbon vereyim, hemde saf, sanırım senden bir deniz manzaralı site istemem gerekir, elmas formunda olunca... Ama altı üstü ikiside karbon, di mi?

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
2 dakika önce, anibal yazdı:

 

Gerçek kavramına, var olandan fazla anlam yüklüyor olabilir misin?

 

Elmas dışında evrende hiç bir şey olmasaydı, olmazdı, o kadar. Tüm gerçeklik elmastan ibaret olurdu, bu kadar. 

 

Onun elmas olduğunu, bir zamanlar birisi, bir doğrulama listesi ile birlikte bir kabul olarak olarak ortaya koymuş. Biz, bu noktada, o tanımı, bir olgu olarak o tanımı, yani doğrulanabilir, ölçülebilir bir takım özellikleri "elmas" olarak kabul ediyoruz. Hatta, bunun bir değil, bir kaç doğrular listesi var. Elmas eşittir elmas olmuyor basitçe, neyse... 

 

Bu bir kabul. Elmas iyi ama kötü bir örnek. Çünkü aslında, bir sürü elmas gerçekliği tanımı var. En yaygın olanı, kimyasal özellikler, ama o elmaslar daha çok zımpara taşı gibi görünüyor. Kim deseniz, elmas bu, inanmaz... 

 

Eğer önce bu doğrulanabilirlik tarafından yaklaşırsan, konunun kolayca çözüldüğünü görürsün.

 

Sorun, daha önce de dediğim gibi, gerçeği nesnenin kendinden tarif edersen, döngüsel sebebi kendi kendinin referansı olma safsatasına toslarsın. Ki aslında tam buna tosladığın için, bahsettiğin problemlere saplanıyorsun.

 

Herşeyin enerji olduğu da aynı kısır döngünün sonucu.

 

Elmas, karbondur son tahlilde demek gibi bir noktaya varıyor bu kısır döngü. Karbon, bir sürü şekilde olabilir, kömürde karbon, karbon fiber'de karbon, grafitte karbon, elmasta karbon... 

 

Şurdan sana bir kilo saf karbon vereyim, bir çay söyle yeter, kara geçerim. Ama onda biri kadar gene karbon vereyim, hemde saf, sanırım senden bir deniz manzaralı site istemem gerekir, elmas formunda olunca... Ama altı üstü ikiside karbon, di mi?

 

 

 

Benim vurgun elmas çeşitlerine değildi. Tek bir şey olmasından bahsetmek istedim enerji gibi.

 

 

Ayrıca elbette bu bir kabul,

 

Tam olarak bahsettiğim şey; Kendi kendinin referansı olan bir şey kendini ispatlayamaz aslında bu kadar basit. 

 

Aynen de öyle bu felsefi ve fiziki açıdan doğru bir bilgidir.

 

Bu durumda, gerçeklik kavramının içerilerde bir yerde temelsiz bir zemin üzerinde olduğunu gösteriyor. Zorlama bir düşünce olsa da yanlış değil.

 

Burada duralım bakalım, belki konuya yeni fikirler gelir.

 

Anlayan olursa tabii. :) 

 

 

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
4 dakika önce, bilgivehis yazdı:

Bir maddeyi bir başka maddeden çözüyoruz, ancak maddenin kendisine referans nedir veya var mı?

Notlmportant belki tam olmasa da bunu demek istiyor.

Evet, evet bunu söylüyorum her kapıdan aynı sonuca varmaya çalıştım yukarıda. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
3 dakika önce, NotImportant yazdı:

Evet, evet bunu söylüyorum her kapıdan aynı sonuca varmaya çalıştım yukarıda. 

 

O halde işimiz zor, çünkü maddeden başka bildiğimiz hiç bir şey yok, rüyalar, düşler, hayaller dahi karmaşık maddelere dayanıyor.

Hani evrenin dışına çıkıp da şöyle evreni farklı yerden inceleme şansımız olsaydı, belki buna bir ip ucu bulunurdu, galiba bilimi binlerce yıl bekleyeceğiz...

 

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bu başlıkta Gerçek kelimesinin neye tekabül ettiğiyle alakalı ortak bir anlayışa varılmadığından bazen doğru, bazen anlamlı, bazen de benim yaptığım gibi insanın kafadan uydurduğu ve sadece zihinde var olan değil de, dış dünyada var olan şey anlamları kast ediliyor. Ben kendi anlamım üzerinden ve bir tecrübemin düşündürdükleri ve ilham ettikleri üzerinden bu konuda bir kaç şey daha söylemek istiyorum.

 

Bazıları Rüya gerçek değildir demiş ama bilakis rüya gerçektir. Bunu anlamak, sürece zihnimiz de dahil olduğu için, biraz karışık ama şöyle söylersek belki daha net anlaşılır. Rüyalar vardır. Biz rüya diye bir şey uydurmayız. Ama mesela matematik gerçek değildir. Ya da lisanı oluşturan semboller ve kelimeler de öyle. Bilimsel teoriler de öyle. Bunlar gerçek değildir. Belki gerçeğin temsilidir.

 

Bugün bilinçli bir şekilde rüyaya geçme denemesi yaptım. Yani rüya alemine bilincimle girme ne olup bittiğini anlama denemesi. Tabi tam bir bilinç söz konusu değil. Mistiklerin yakaza dedikleri hale benzer bir durum. Yorgundum, gözümü kapattım ve sürekli karanlık sonrası bir şey görmek için bekledim, bu arada da farkındalığımı kaybetmemeye çalıştım. Sonuçta yaşadıklarım bende bazı benzetmelere yol açtı. İçerik çok önemli değil. 4-5 farklı sahne ard arda birbirini takip etti. Anlamları ve tevilleri konusunda bir fikrim yok ama beklenebileceği gibi şiddet ve korku vardı, cinsellik vardı, yalnızlık , hüzün, sıkılmak ya da acımak ve insancıl olmak gibi duyguları resmedip temsil ettiğini düşündüğüm bazı sahneler vardı. Ama bir şey dikkatimi çekti. O sahnelerin hepsinde bilincimle var olma fikri kafamda olduğu için insan üstü şeyler yapamadım. Mesela birisi üzerime araba sürdü. Havaya atladım ama kaputun üstüne düştüm. Geri gitti ve beni yere düşürdü ve sonra bir daha üstüme geldi. O zaman şey düşündüm burada bilinçli olma isteğim dolayısıyla şu an sadece bir insanın yapabileceği şeyleri yapabiliyorum. Halbuki bazı rüyalarımda olduğu gibi uçabilseydim bu durumdan kurtulurdum.

 

Neyse uzatmayayım bu tecrübe bende şunu uyandırdı. Biz insanlar olarak evrende sadece dünyada, ayda ve güneşte ve biraz da güneş sisteminde bir anlam bulabiliyoruz. Geri kalan bütün evren ve gerçeklik bizim için garip garip şeyler. İşte gerçek denilen ve var olanı temsil eden evrensel kümede de bizim anlama ve algılama yetki ve salahiyetimiz olan kısım da evrende güneş sisteminin kapladığı yer kadar.

Link to post
Sitelerde Paylaş
5 hours ago, Yeni Üye said:

Bu başlıkta Gerçek kelimesinin neye tekabül ettiğiyle alakalı ortak bir anlayışa varılmadığından bazen doğru, bazen anlamlı, bazen de benim yaptığım gibi insanın kafadan uydurduğu ve sadece zihinde var olan değil de, dış dünyada var olan şey anlamları kast ediliyor. Ben kendi anlamım üzerinden ve bir tecrübemin düşündürdükleri ve ilham ettikleri üzerinden bu konuda bir kaç şey daha söylemek istiyorum.

 

Bazıları Rüya gerçek değildir demiş ama bilakis rüya gerçektir. Bunu anlamak, sürece zihnimiz de dahil olduğu için, biraz karışık ama şöyle söylersek belki daha net anlaşılır. Rüyalar vardır. Biz rüya diye bir şey uydurmayız. Ama mesela matematik gerçek değildir. Ya da lisanı oluşturan semboller ve kelimeler de öyle. Bilimsel teoriler de öyle. Bunlar gerçek değildir. Belki gerçeğin temsilidir.

 

Bugün bilinçli bir şekilde rüyaya geçme denemesi yaptım. Yani rüya alemine bilincimle girme ne olup bittiğini anlama denemesi. Tabi tam bir bilinç söz konusu değil. Mistiklerin yakaza dedikleri hale benzer bir durum. Yorgundum, gözümü kapattım ve sürekli karanlık sonrası bir şey görmek için bekledim, bu arada da farkındalığımı kaybetmemeye çalıştım. Sonuçta yaşadıklarım bende bazı benzetmelere yol açtı. İçerik çok önemli değil. 4-5 farklı sahne ard arda birbirini takip etti. Anlamları ve tevilleri konusunda bir fikrim yok ama beklenebileceği gibi şiddet ve korku vardı, cinsellik vardı, yalnızlık , hüzün, sıkılmak ya da acımak ve insancıl olmak gibi duyguları resmedip temsil ettiğini düşündüğüm bazı sahneler vardı. Ama bir şey dikkatimi çekti. O sahnelerin hepsinde bilincimle var olma fikri kafamda olduğu için insan üstü şeyler yapamadım. Mesela birisi üzerime araba sürdü. Havaya atladım ama kaputun üstüne düştüm. Geri gitti ve beni yere düşürdü ve sonra bir daha üstüme geldi. O zaman şey düşündüm burada bilinçli olma isteğim dolayısıyla şu an sadece bir insanın yapabileceği şeyleri yapabiliyorum. Halbuki bazı rüyalarımda olduğu gibi uçabilseydim bu durumdan kurtulurdum.

 

Neyse uzatmayayım bu tecrübe bende şunu uyandırdı. Biz insanlar olarak evrende sadece dünyada, ayda ve güneşte ve biraz da güneş sisteminde bir anlam bulabiliyoruz. Geri kalan bütün evren ve gerçeklik bizim için garip garip şeyler. İşte gerçek denilen ve var olanı temsil eden evrensel kümede de bizim anlama ve algılama yetki ve salahiyetimiz olan kısım da evrende güneş sisteminin kapladığı yer kadar.

 

 

Rüya alemi mi?

 

İnsanların aklıyla, insanlığın tek gururu olabilecek şey olan insanlık aklıyla bu kadar dalga geçilemez, bu kadar hakir görülemez.

 

Aslında sana yazılacaklar belli de, sonra da aman uslup, küfür falan diye siz gibi dümbükleri kutsuyorlar burada o oluyor..

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
15 dakika önce, anibal yazdı:

Rüya alemi mi?

 

İnsanların aklıyla, insanlığın tek gururu olabilecek şey olan insanlık aklıyla bu kadar dalga geçilemez, bu kadar hakir görülemez.

Rüya hali veya alemi ne fark eder. Takılacak bunu mu buldun, animal.

Maddeyi ve gerçeklik algımızı tanımlayan şey ışık. Gözümü kapattığımda ışıksız olarak apaçık ve besbelli bir şekilde bana gösterilen bir dünya var. Belli ki bu dünyanın varlığı seni rahatsız etmişe benziyor.

Ben ise bu dünyayı ve dinamiklerini anlamaya çalışıyorum. Gündüz yaşadığım dünya ile gece yaşadığım dünya arasındaki sınırı ve ilişkiyi anlamak istiyorum. Bu anlamda yaşadığım bir deneyimi konuya uygun bir başlık altına yazdım.  Gerçek birilerinin bir yerlerinden uydurduğu yöntemlere ve kurallara uymak zorunda değil.  Aklın senin olsun. Bana sataşma yeter.

Link to post
Sitelerde Paylaş
45 dakika önce, anibal yazdı:

 

 

Rüya alemi mi?

 

İnsanların aklıyla, insanlığın tek gururu olabilecek şey olan insanlık aklıyla bu kadar dalga geçilemez, bu kadar hakir görülemez.

 

Aslında sana yazılacaklar belli de, sonra da aman uslup, küfür falan diye siz gibi dümbükleri kutsuyorlar burada o oluyor..

 

 

Şu an rüyada olmadığını ispatla o zaman!Rüya içinde rüya görüyorsun.Daha uyanmadın.Bir kaç saat sonra uyuduğunda gerçek dünyada uyanacaksın.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...