Jump to content

Allah’a veya puta tapmak arasında fark ne?


Recommended Posts

6 dakika önce, Kataküteist yazdı:

Yoo hükmünü yitirmez. Kölelik devâm ediyor. Sizler merkezinde yahûdîlerin olduğu Emperyâl güçlerin zihnen kölelerisiniz. Gâvurların bizden aldığı kölelersiniz. Hakınızı arayın. Mâdem çok çağdaş toplumun kölesisiniz...

 

Ben Ateistim diyorum sen Yahudi diyorsun.

Tıbbi yardıma ihtiyacın var.

 

Buda tamam saçmalamaya başladı :D 

Sıradakiii

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 152
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Bu müslüman dindarların bir çoğunun DNA´sında resmen yahudi nefretini besleyen genlerin olduğu yönünde derin șüphelerim var.  Her beceriksizliklerinin faturasını onlara kesmekte üstlerine yok desem, yeridir. Utanmadan, sıkılmadan onları hedef göstermekte bir sakınca görmüyorlar.  

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
9 dakika önce, Kataküteist yazdı:

Size üç kere şerh düşmek lazım, anlamanız için.
Dünyâda iki kutup vardır. Rahmânî ve şeytânî...
şeytânî güç odağının tepesinde yahûdîler bulunur, hani üçgen bir pramit var, göz var.
İşte bütün dînsiz ve dônsuzlar Enfüste şeytânın, âfakta da yahûdînin egemenliği altındadır.
Kendinizi ne kadar akıllı zannetsenizde onların hesâbına istihdâm ediliyorsunuz.

Bizi zorla kendi istedikleri yerlere koyuyorlar. 

Yahudi, Müslüman veya Hristiyan hepsi aynı. 

Şu Tanrınız çıkıp bizi cezalandırsın bir zahmet.

 

Şeytan ? Yahudi ? Güç odağı.

Üçgen konusunda pisagor'a güvenim tamdır.

 

 

Sen Süperpozisyondan bahsediyorsun sanırsam

2 farklı güç kaynağının bir devreye bağlandığında Devre üzerine düşen akımın hesaplanması

Sanırsam Determinant ile hesaplanıyordu. Fizikçi bir arkadaşımız daha net cevap verebilir.

 

Bak sen Yanlış forumdasın, burası yahudi forumu değil.. Hatta Yahudilerde bizim için pek akıllı insanlar değildir 

Tahmin et neden  ; Tanrıya inanırlar! o sebeple..

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
28 dakika önce, Kataküteist yazdı:

Bu cümleni anlamasam da, paylaştığın alıntının çoğuna katılıyorum. Ben încîlin kesinlikle tahrîf edildiğini düşünmüyorum. Kur'ân da buna dâir bir ifâde yoktur.
 

İsanın tanrılığını kabul mü ediyorsun yani incil tahrif edilmemiş diyorsun aynı kurana göre isa tanrı değil çarmıha gerilmedi incile göre çarmıha gerildi,belki de biraz kendini,açını tanımlamalısın ben önceden yazdıklarımda kendi açımı hemen hemen tanımladığımı düşünüyorum.

tarihinde tonyukukcuk tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
5 dakika önce, Kataküteist yazdı:

 

Çok özet yazıyorum bu sorduğun konuda âcizâne bir kitap çalışmam var, Asıl konu çarmıh... Hristiyânların görüşünün doğruluğunu savunuyorum çarmıhın şekli konusunda...
İncîlde bilinçli Tahrîf yok. Fakat beşerî hatâlar var. İncîl diye bir kitap yoktur. İncîl Hz. Îsâ'nın yaşamının ve sözlerinin naklinden oluşur. Ve dört incîl başarılı bir nakîldir. Aynen bizdeki hadîslere benzer.
Ben değil, Îsâ'nın Her varlığın tanrılığını (ilâhlığını) kabûl ediyorum. Ama bir şartla, ilâhlar yok, tek Allah var diyorum.
hz. Îsâ'nın Tanrılığında kuşku yok da hz. Îsâ'nın Allah olduğunu kabul ediyor musun? Diye sorulması lâzım.
Bu noktada dehşetli açıklamalar yapabilirim. Kafanız karışır.
Şöyle özetleyebilirim: Allah (c.c.) Îsâ'dır. Ama Îsâ, Allah (c.c.) değil...

 

 

Eğer bir şeyler yazmak istersen okuyacağımı garanti ederim daha fazla kafamın karışma ihtimali yok ilkeli biriyim ve açık görüşlüyüm bu sayede ateistim.Kutsal kitaplara çeşitli açılardan bakmaya çalıştım sembolik dedim tarihsel bakmaya çalıştım neyse odur şeklinde dahi bakmaya çalıştım yani bildiğin evirdim çevirdim kıyasladım...Ciddiye alacağımı garanti etmesem de seni daha iyi anlamış olurum.Buradaki herkeste aynı şekilde.

tarihinde tonyukukcuk tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
12 saat önce, Kataküteist yazdı:

Ciddiye Alsanız iyi olur

 

:0_80cbc_37a71a73_L: Hayır da bir tane de akıllısı gelse olmuyor mu yahu! İlla balata sıyrık, contadan kaçıran, silindir kapağı çatlağı gelecek!

 

Bunların bunu kasıtlı yapma olasılığı da elbet var. Çünkü kafadan arızalı ayağına yatmadan bu ilkel dogmaları savunmanın bir yolu bulunmuyor. Tek çare işi deliliğe vurmak. Bu iyi olasılık! :lol:

 

tarihinde democrossian tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
58 minutes ago, Kataküteist said:

Kendi ârızanı bizim aynamızda görüp maymun görmüş gibi yorumlar yapacağına,, "Her cümleni üç kere açıklamazsan biz anlayamayız, bizim kalıcı idrak yolları iltihabımız var" gibi bir cümleyle kendini ifâde edersen ilâve açıklamalarla sana daha çok yardımcı olabilirim.
"Ciddiye alırsanız iyi olur" demek, "Başınız büyük bir belâdadır" Size Allah tarafından, başınıza gelecekler hakkında uyarı yapılmıştır, bu uyarıyı ciddiye alırsanız iyi olur demektir.
Sen bunu da anlamamışsındır,  misâl verelim; "Yarın bir kasırga ve sel geliyor, önleminizi alın" diyorsa birisi ve bu bilgi gerçekse, bu uyarıyı ciddiye almak, bu uyarıyı işitenler hakkında hayırlı olur.
"Sizin inanıp inananmamak konusunda tartıştığınız şeyler hakkında, Peygamberimizin (s.a.v.) hak peygamber olduğuna dâir, gözlerimle birçok kerâmet gördüm" diyorum. Evhâm ile hayâl ile hattâ akıl ve mantık ile yorum yapmıyorum. Gözlerimle çok kerâmet gördüm diyorum. "Ciddiye alısanız hakkınızda hayırlı olur" diyorum.

 

Şimdi eğri oturup doğru konuşmak gerekirse;

 

Ben bir çok keramet gördüm, yok aman da şunu gördüm.. dediğiniz yerde ciddiye alınmayı gerçekten bekliyor musunuz? Siz olsanız ciddiye alır mıydınız?

Misal ben süper zenci'ye dair bir çok keramet gördüm desem(kendimi de feda ediyorum bu arada), bana "eyvallah gözüm!" mü diyeceksiniz?

Hayır, bşak bir müslüman çıkıp da: "Ulen sem kim oluyon da peygamber efendimizle ilgili keramet görüyon" derse ne olacah?!

Ne bekliyorsunuz ki? Pek tabii balata sıyrık, conta gevşemiş vb.. ile muhatap olacaksınız işte. Gayet de beklendik. Hiç şaşırmayın.

 

Bize kanıt lazım. Aynı durumda size de lazım olacağı gibi. Kanıt yoksa atmasyon var. Aynı durumda sizin de aynı şekilde düşüneceğiniz gibi..

Hayır görseniz ne olacak? Rüyada uzaylı da görüyoruz, uçan çaydanlık da, türlü saçmalık da..Şimdi onlar da gerçek mi oluyor?!

 

Meteoroloji, kasırga vb. tahminleri dahi tam bir kesinlik içermezken; kimsenin gidip görmediği, gördüyse de geri dönmediği faraziye bir alemden uyarıların nasıl bir ehemmiyeti olabilir ki? Hep korkutmak, hep tehdit. Varsa yoksa ilkel kabile reisi yöntemleri. Siz tanrınıza bunu mu yakıştırıyorsunuz?! (Aman dikkat edin o size yakıştıramayabilir)

Hem inanmamak nasıl bir kabahat içerebilir? İnanmak zaten kesinsizliğin olduğu bir yerde söz konusu olabilir. Kesinsizliğin olduğu yerde ise inanmamak sadece bir opsiyon olabilir. Ötesi değil.

 

Velhasılı inanmak neden iyi, inanmamak neden kötü? Böyle bir tanrının olabileceğini düşünüyor musunuz gerçekten? Ya gerçek tam aksi ya da bambaşka bir şeyse?!

Ölüp de diğer tarafa göçtüğünüzde biri (tanrı vb.) size dönüp de: "ulan deyyus! Elin bir yerinden uydurduğu hatalı kıçı kırık kitabı nasıl olur da bana mal edersin" deyip de ilk parmağı size atarsa ne olacak? "Ulan biz sana akıl vermedik mi kullanasın diye! İşte bütün kitap mesaj vb. buydu. Nereye vardığın değil, o aklı kullanman önemliydi.." derse ne olacak?! Sen beni ilkel kabile reisi mi sandın, kerkenez!.. derse?!

 

Ya böyle bir şey varsa? Ya varsa?

Yoksa bize sıkıntı yok.

Ama varsa siz ayvayı yediniz demektir.

tarihinde teflon tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
6 saat önce, democrossian yazdı:

:0_80cbc_37a71a73_L: Hayır da bir tane de akıllısı gelse olmuyor mu yahu! İlla balata sıyrık, contadan kaçıran, silindir kapağı çatlağı gelecek!

 

Her ne kadar üslûbu daha farklı gibi görünse de ben bu arkadaşın "Bedevi" müstearlı kişi olduğunu tahmin etmekteyim.

Tahminim de doğru ise bir zekâ problemi kesinlikle yok.

Ama; zakâsını doğru kullandığını söyleyemem.

 

Ayrıca "Bedevi" ile "Huu" müstearlı üyeler aynı kişi olamazlar.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Kataküteist , eğer yaşadığınızı söylediğiniz şeyler doğruysa, insanlık tarihini değiştirebilirsiniz.  Hatta şu an tüm insanlığın kurtuluşunun sizin elinizde olduğunu söyleyebilirim, ancak bunun için yapmanız gereken tek şey; kanıtlamak.

 

Yoksa Baba ve Oğul Tanrıyı bizzat gördüğünü söyleyen ve kendisi ile arkadaşı Oliver Cowdery'e de yine Havarilerin bizzat kendilerine göründüğünü ve onlardan yetki aldıklarını söyleyen Joseph Simith'e inanmamak için de bir engel yoktur. Hem Mormon Kitabının orijinali olan Altın Levhaları gördüğünü söyleyen tam 12 şahit vardır ve bu kişilerin tanıklığı isimleriyle birlikte günümüzde basılan Mormon Kitaplarının girişinde yer almaktadır, hem biz bu kişilerin nasıl hayat sürdürdüklerini biliyoruz. Dediğim gibi, kendisi dışında başka şahitleri de olan Joseph Simith'e inanmamak için de engel yoktur, tabii bunlara bizim de şahit olmayı istememiz dışında. 

 

Peki ya senin yaşadıkların, İblislerin veya cinlerin yahut düşmüş meleklerin oyunuysa ve aslında öldüğünde Muhammed'in Tanrısının cennetinde değil de, Joseph Simith'in Tanrısının cehenneminde olacaksan? 

 

Düşünün.

tarihinde beş kalır tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
51 minutes ago, Kataküteist said:

Hangi birine cevap vereyim.
Şu yazdıklarına dışardan bak, şunu göreceksin; Sen kendini, inanmamaya, yobazlığa, bağnazlığa, idrâk edememek anlamında hayvanlığa mahkûm etmişsin. Belki de bu senin bilinçli bir tercîhin, böyle özgür olduğunu zannetmen işine geliyor... Sen kendini kapatmışsın, kim sana ne anlatabilir ki.

"Ben, âhiretin varlığına dâir Peygamberin Hak olduğuna dâir birçok kerâmetler gördüm" diyen bir adam görsem, onu incelemeye alırım. İncelemeden, o kişinin tutarsızlıklarını ortaya koymadan hemen inkâr etmek, tâmm bir eşşekliktir. 

İnanmak ya da inanmamanın iyi ya da kötü oluşu, insân tabiatında acı çekmenin kötü olarak bilinmesi ve rahatlığında iyilik olarak kabûl edilmesindendir.
Buradaki inanmak, peygambere inanmak anlamındadır. Halbuki mutlak inançsızlık yoktur.
Peygambere inanmak râhat ve huzûru getirecektir. İnanmamak ise acıyla başbaşa bırakacaktır.
Asıl şunu soruyorsun: Acı (cehennem) veyâ rahat (cennet), neden, Peygambere karşı olan davranış ve tutum ile ilişkilendirilmiştir? Neden bu noktada Peygamber ölçüdür?
Çünkü, Her bir insân, Allah'ın bir isminin mazharıdır. Mazharı olduğu ismin ifâde etdiği anlam ve karakter ne ise o isim perspektifinden ölçü ve referans o insândır.


Peygamberimiz de (s.a.v.) Allah'ın "Rahmân" isminin mazharıdır. İnsânların Peygamberimize olan mesâfeleri,  tutum ve davranışları, rahmetle ya'nî acınıp acınmamayla ilgili durumlarını takdîr eden bir ölçüdür. Bu niye böyledir, Peygamberimiz hangi sebeblerden bu isme mazhar oldu? Bunlar daha derin konulardır. Varlık hakkında ciddî bir ders almadan, cevap versek de anlayamazsınız.

 

 

Varlık hakkında sana ciddi bir ders vereyim. Var olmayan her şey yoktur, tıpkı senin şu allah zırvalığın gibi.

Link to post
Sitelerde Paylaş
2 hours ago, Kataküteist said:

Hangi birine cevap vereyim.
Şu yazdıklarına dışardan bak, şunu göreceksin; Sen kendini, inanmamaya, yobazlığa, bağnazlığa, idrâk edememek anlamında hayvanlığa mahkûm etmişsin. Belki de bu senin bilinçli bir tercîhin, böyle özgür olduğunu zannetmen işine geliyor... Sen kendini kapatmışsın, kim sana ne anlatabilir ki.

"Ben, âhiretin varlığına dâir Peygamberin Hak olduğuna dâir birçok kerâmetler gördüm" diyen bir adam görsem, onu incelemeye alırım. İncelemeden, o kişinin tutarsızlıklarını ortaya koymadan hemen inkâr etmek, tâmm bir eşşekliktir. 

İnanmak ya da inanmamanın iyi ya da kötü oluşu, insân tabiatında acı çekmenin kötü olarak bilinmesi ve rahatlığında iyilik olarak kabûl edilmesindendir.
Buradaki inanmak, peygambere inanmak anlamındadır. Halbuki mutlak inançsızlık yoktur.
Peygambere inanmak râhat ve huzûru getirecektir. İnanmamak ise acıyla başbaşa bırakacaktır.
Asıl şunu soruyorsun: Acı (cehennem) veyâ rahat (cennet), neden, Peygambere karşı olan davranış ve tutum ile ilişkilendirilmiştir? Neden bu noktada Peygamber ölçüdür?
Çünkü, Her bir insân, Allah'ın bir isminin mazharıdır. Mazharı olduğu ismin ifâde etdiği anlam ve karakter ne ise o isim perspektifinden ölçü ve referans o insândır.


Peygamberimiz de (s.a.v.) Allah'ın "Rahmân" isminin mazharıdır. İnsânların Peygamberimize olan mesâfeleri,  tutum ve davranışları, rahmetle ya'nî acınıp acınmamayla ilgili durumlarını takdîr eden bir ölçüdür. Bu niye böyledir, Peygamberimiz hangi sebeblerden bu isme mazhar oldu? Bunlar daha derin konulardır. Varlık hakkında ciddî bir ders almadan, cevap versek de anlayamazsınız.

 

Hangi birine...neyse..

 

Şu yazdıklarına bak, şunu göreceksin; sen kendini yobazlığa, bağnazlığa, idrak edememek anlamında hayvanlığa mahkum etmişsin. Belki de bu senin bilinçli bir tercîhin, böyle özgür olduğunu zannetmen işine geliyor... Sen kendini kapatmışsın, kim sana ne anlatabilir ki..?? (!!!)


Ben keramet gördüm diyen bir adam görsem dehass.ktir ordan derim ancak ve ancak. Karşımıza çıkan her muhtemel meczubu dikkate alacaksak eğer, ohoo..ömür yetmez ona. Bizim züper zenci ne oldu bu arada peki? Onu incelemeye aldın mı? Darılır diyecem ama darılma olsa iyi, alınır aslında, sonra çok fena olabilir, demedi deme. Darılma pasif, alınma ise aktif(!) bir duruma yol açar. Kerametini ben gördüm diyorum. Ayrıca nesela @beş kalır ın yazdığı mormonlar ne olacak, onları da incelemeye aldın mı? Veyahut Joseph Smith'i? Peki geriye kalan din ve tanrıları. Sayamayacağın kadar çok kalıyor geriye, o kadar da fazla değil. Bunun Şiva'sı, Yahve'si, Zeus'u...senin anlayacağın insanlık tarihi boyunca inanıla ve iddia edile gelmiş sayısız din ve tanrısı var sadece. Sen şimdi onları incelemeden kanaat kılıyorsan eğer çpk ayıp ediyor ve direkman kendi söyleminle tutarsızlığa düşüyorsun. Bu ne biçim kendini kapatmaktır? Bu nasıl bir yobazlıktır!

 

Ömür mü yeter la bunları incelemeye!?..Kurana sıra gelmez be..:) İroniye bak sen..Helaya hacet gidermeye dahi vaktin kalmaz..Ölüm döşeğinde "ama ama ben daha yarısına gelmemiştim.." dersin sen de..Tanrı belki kanaat notu kullanır, kimbilir?

 

Ayrıca sen benim uyarımı dikkate aldın mı bakalım? Ya tanrı olup da, senin öngördüğünün tam tersi yönde düşünüyor ise? Ya ölüp de öbür tarafa göçünce ağzına küreği ilk yiyecek sen isen? Buna hiç cevap buyurmamışsın? Bu ne biçim kendini kapatmaktır? Bu nasıl bir yobazlıktır! Yoksa tamam. Ama ya varsa?!

 

İnanmamanın kötü oluşunun insan tabiatında acı çekmenin kötü bilinmesi ile ne alakası var? Hem bilinmesi diye bir şey yok ki ortada. Sanki birileri bunlara öğretmiş gibi. Acı düpedüz kötü birşeydir. Bu da tamamen evrimsel "bir şeydir". Uyarı mekanizması. Acımazsa korumaz, tedbir almazsın. Bunları yapmazsan en nihayetinde ölür, genlerini de beraberinde çöpe gönderirsin. Hayır acı iyi bir şey olsa inanmamak mı makbul olacaktı o zaman? Bunlar zaten "konulmuş" isimler. Ters yüz ettiğin zaman değişen bir halt yok ki. Böyle mantık mı olur? Böyle inanmak mı olur? Böyle inanmanın kıymeti mi olur?  Ortalıkta gavat bir tanrı şeytan meytan olsa, erk de onda olsa, o vakit acı çekmemek için ona da inanıp ne halt derse onu da yapacan he mi? Misal darp, hırsızlık, tecavüz vb..Senin için karşılığında acı çekmemenin kriterinin ne olmasına bakıyor iş neticede. Bu inanmak değil ki.. Kusura bakma ama, bu düpedüz köpeklik.

 

inanmak neden kötü yahu? Hem peygambere inanmak da nesi? Biri evdeki buzdolabının içinde amazon ormanları var dese. Ortalığa da bir şekilde tropikal ağaç kokusu falan serpiştirse. Akabinde buzdolabının içini de açtırmayıp; şimdi bana inanmayanları elimdeki odunla dövecem, inananlara ise kola ısmarlayacam dese, reaksiyonun ne olur? Siznkisi de bundan hallice işte.

İnanmak belirsizliğin oldu yerde mümkündür. Adı üzerinde "belirsizlik". Emin olamamazlık. Emin olmadığı yerde de inanmamak, sadece bir opsiyondur, kötü bir şey değil. Ötesi yok bunun.

Belirsizliği inkar dahi edemezsin. Kesin, kati bir olguyu inkar edebilirsin ki, o noktada da inanmak diye bir mefhuma yer kalmaz.

 

Netice odur ki, inamamanın neden kötü olduğuna dair açık bir cevap veremedin. Sadece çıkar ilişkisine bağladın. O çıkar ilişkisi köpekte de var.

 

Peygambere inanmak rahat ve huzuru getircektir demek tam bir opportunistlik, tam bir çıkarcı yaklaşımı. Ayrıca sen her "bana inanırsan iyi olacak" diyene sazan gibi atlıyor musun? Aradaki döngüsel mantık silsilesini görebiliyor musun? Ortaya atılan her hakta inanmamnın ölçüsü, onu ortaya atan kişinin inansan iyi olacak demesi mi. Sen kriteri böyle koydun çünkü.

 

Her haltı, her "bende keramet var" diyeni incelemeye almana gerek bu arada. Zaten halihzırda alan bir kurum var: Randi Vakfı. Buyur müracatını oraya yap. Hemi de milyon dolar ödüllü. Bul karoyu al parayı.

 

Sana keramet hasıl olmuşmuş. İyi bari, miras paylaşımındaki hataya açıklık getirdi mi bari?

tarihinde teflon tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
30 minutes ago, Kataküteist said:

Kerâmet veyâ mu'cize görmek, ateistlere bir fayda sağlamaz. Çok ateistler, müşrîkler mu'cizeye tanık oldular fakat îmân etmediler. Edemezler, pek azı müstesnâ'... Niye? Çünkü onların,, inanıp inanmamanın daha temelinde, daha derinlerinde sorunları var... Kötü ahlâk, kibir gibi birçok kötü sıfatın zincirleri var,, hepsinin en kökeninde anlayışsızlık var, îmân etmeyi engelleyen en temel problem bilgiyi sentezleyememektir.

 

Ahlak - Kötü ahlak derken, genel geçer, evrensel bir ahlak mı var ki, bize kötü olanından falan dem vurmaktasın? Senin kitabın, tanrın ya da gördüğün o kerametler genel geçer ahlak'ı verebilmiş mi sana? Eğer vermişse, göster o zaman bize bakalım. Yoksa haybeden kötü ahlak diye buyumayı bırak. Temellendiremeyeceğin şeyler üzerinde yargılarda bulunma.

 

Bilim - Bilim bize diyor ki mesela, örneğin ermodinamik ve onun birinci kanunu: Yoktan var etmek, var olanı yok etmek yok. Yani bir şey ne yoktan yaratılabilir, ne de tamamen yok edilebilir. Buyur. al sana bilim. Bilim kelimesini ağzına desturla al, alıyorsan da, önce bunların hesabını ver.

 

Quote

Benim size faydam ancak mantık düzleminde olabilir. Çünkü bütün insanların müşterek paydası, duyuları ve mantıktır (akıl değil).

İslâma yaptığınız i'tirâzların tutarsızlığını (mantıksızlığını) göstererek size yardımcı olabilirim.

 

 

Mantık - Mantık bize diyor ki: sıfatları ile birlikte gelen bir tanrı, insan aklı için mantıksal olatrak kavranamaz ve mümkünsüzdür. Buyur mantık. Al sana mantık. Mantık kelimesini fütursuzca kullanacağın yerde, bunları da hesap et. Bunların da hesabını ver.

 

Quote

Havârilerin hz. Îsâ'yı vefâatinden sonra görmeleri hemde Dünyâ da görmeleri (rü'yâda deği) mümkündür, bence de vâkidir, doğrudur. Fakat Mormonun ki sahtekârlıktır veyâ cinnlere bağlı bir evhâmdır. Çünkü, Peygamberimizin tebliğe başlamasıyla hristiyanlık devri kapanmıştır. Peygamberimizden sonraki Hristiyanlar gâvurdur. Ya da Gavurcuklardır.

 

Mormonlar ev onların cinlere bağlı evhamları ile ilgili araştırmalarına ilişkin döükümanları, onların dökümünü bekliyoruz. Arkasından da geriye kalan insanlık tarihindeki tüm dn ve tanrıları dizersin bize artık. Süper zenciye öncelik vermen kaydıyla. O hristiyanlara sordun mu bakalım onlar senin bu dediklerin hakkında ne düşünüyorlar? Milyondan fazla insan saf da bir sen, bir sizler mi akıllısınız? Arkadaş hepsi şeytanın oğlu veyahut aptal, saf bunların? İşin içinde bir bit yeniği olduğunu hiç mi sezinlemiyorsunuz? Her gelen kendi coğrafyasındaki dinin doğru olduğunu iddia edip, diğerlerini gavur addediyor. Mormonlar da mesela senin için aynı şeyi söylüyor. Onlar da peygamberi kabule diyor, fakat sonrası da var diyorlar. Sen de açık bir inkarcı gavursun günün sonunda. Bakış açısına göre.

 

Bizim düşüncelerimiz bulunduğumuz coğrafyanın kölesi değil. Coğrafyanın getirdiği aidiyet ve ona bağlı yerel hipnozlar hükümsüzdür. İşte işin en güzel tarafı da budur: Özgürlüğümüz ve ona bağlı objektifliğimiz esaretten tam da bu noktada kurtulmuş olarak ortaya çıkar.

 

Bir tanrı varsa bile eğer, özgür ve objektif düşünüdüğüm için beni cezalandıracağını hiç mi hiç zannetmiyorum. O tanrı olsa olsa sizlerin uyduruk "insansı" tanrısı olabilir. Vahşi ve ilkel kabile reisi kılıklı. Despot..İşkenceci.

tarihinde teflon tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
8 minutes ago, Kataküteist said:

Teflon;  Ben psikiyatr değilim Rûh doktoru da değilim, seninle uğraşamam. Saplantıların ve evhâmlarının çekiştirmesiyle en basit şeyleri anlamıyorsun. Küfürlü dille konuşanı da engellerim.

 

Keyfin bilir. Cevap veremediğin ve veremeyeceğin dökümler orada duruyor. Hiçbir zaman da adam akıllı cevap veremeyeceksin.

 

Küfür varsa eğer, onları hakaret ya da şahsına saldırı amaçlı kullanmadım. Tam olarak konun gereği ve yerinin geldiği yerde uyguladım. Ha gerçek anlamda küfür ve hakaret görmek istiyorsan eğer, kitabının içine bakabilirsin. Biz sürç-i lisan ettiysek, affola.

 

Ben keramet gördüm buyuran adam, psikologdan falan bahsediyor. İşe bak sen. Şimdi asıl ben kalkıp da, senin şizofren ya da şizoaffektif bozukluluğunun olup olmadığına dair kontrolün gerekli deyip de, psikiyatr önersem nasıl olur?

 

Tam da doğru yazmışsın: Saplantıların ve evhâmlarının çekiştirmesiyle en basit şeyleri anlamıyorsun. Senin durumunda buna bir de çıkarlarını eklemek gerekli. İşin ucunda acı çekmek var değil mi neticede.. ;)

 

Hamama giren terler demişler. İkide bir küseceksen eğer, şimdiden uza buralardan istersen. Kimse sana gül bahçeleri vaad etmiyor burada. Bunu sen de biliyor olmalısın. Bilmiyorsan da öğrenmiş oldun.

tarihinde teflon tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Gözünü sevdiğimin sanal dünyası. :D

İș taa sallamasyon keramete(!) kadar varıp allanıp budaklanmıș, ama hâlâ mâlum Tanrı´yı görene așkolsun.

Müritlerine ancak kanıtsız atıp tutmak düșer, ki bunu yaparken yüzleri de hiç kızarmaz.

Hatta kanıt isteyenleri, ellerinden gelse bir kașık suda boğarlar. O derece yani.

 

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
1 hour ago, Kataküteist said:

Güdüleriniz ve refleksleriniz ile karmakarışık olmuş fikirlerinizden şöyle bir soru çıkartıyorum sizin için:

"Kâinâtların varlığını yaratan mutlak varlığı bize gösterebilir misin"?

Evet Gösterebilirim.

Soruda aslında cevap da gizli.
Varlık aslında yaratılmaz. Ya'nî varlık, özü i'tibâriyle bir mahlûk olamaz. Eğer varlık bir mahlûk olsa, yaratılan bir şey olsa, Allah'ın varlığının da yaratılmış olması iktizâ eder. Allah'ın varlığı,, yaratılışından önce yok olması gerekir. Bu mümkün değildir. Yok olan Allah, Kâinâtı yaratamayacağı gibi, yokluktan (sırf yoktan), ezelî ve ebedî olarak hiçbirşey zuhûr etmez.

O hâlde Varlık, özü i'tibâriyle bir mahlûk değildir, daha önemlisi varlık; Hakk Teâlâ'nın ta kendisidir. Ya'nî Hakk Teâlâ; varlığın ayn'ıdır, kendisidir.
Maddî varlık, Hakk'ın varlığı gibi mutlak bir varlık olmasa bile,, maddî varlık ya'nî eşyâ, hayâlî bir varlık olsa bile, Hakk'ın varlığının bir gölgesi mesâbesinde olsa bile, Bu varlık dahî Hakk'tan başkası değildir.

Anlamdan kopmadıysanız, ürkmediyseniz, halâ buralardaysanız, bu ön açıklamadan sonra sorunun cevâbına geçiyorum.

Siz zâten sürekli Hakk'ı görüyorsunuz, siz veyâ biz, sürekli Hakk'ı görüyoruz.
Siz ve müslümânların çoğu, Hakk'ı görüyorsunuz ama ne gördüğünüzü bilmiyor ve hiç anlamıyorsunuz.
Hattâ, Hakk Teâlâ size, çevrenizde gördüğünüz Hakk olan varlıklardan daha yakın,, size çok yakın olduğu için, arada bir mesâfe olmadan kendiniz kadar yakın olduğu için bu gerçeğin farkında olamıyorsunuz.

Allah (c.c.) Kur'ânda, "O'nu gözler idrâk edemez" Buyuruyor. "Gözler O'nu göremez" demesi beklenirken çünkü göz, görme fiili ile ilişkilidir. "Gözler O'nu idrâk edemez" buyrulmuşsa Demek ki hepimiz O'nu görüyoruz. Fakat Ârifler müstesnâ, O'nu idrâk edemiyoruz. O'nu idrâk etmemiz imkânsızdır,, O'nu gördüğümüz bilgisini idrâk edemiyoruz.

Bu yazdıklarımı belki ebediyyen anlamayacaksınız ve Allah'a inanmadığınız veyâ inanamadığınız için,, Bu dünyâ'dada O'nu görmemiş sayılarak, ebediyyen O'nu Cennette görmekten perdeli olacaksınız. Fakat kesinlikle O'nun var olduğunu hissen acıyla bileceksiniz.

Firavun: Sırf Kendini görüyor ve "Ben sizin en yüce Rabb'inizim" diyordu "Benden başka ilâhınız yoktur" diyordu... Varlık Tek olduğu için, aynı cümleler ile Hem Hakk hem de Firavun konuşuyordu. Hakk Teâlâ Firavun'un dilinden hangi anlamı kastediyorsa hüküm (kader), o anlama göre icrâ edilecekti. Firavun'un ilâhlık iddiâsı hayâl (geçici) fakat Firavun'un dilinden konuşan Hakk'ın ilahlık ve Rabb'lik iddiâsı gerçek idi...

Ve sular Firavunun üzerine kapanınca, Gerçekten konuşanın, konuştuğu bir hüküm (kader) olanın hükmü tecellî etdi. Firavun zelîll oldu ve kulluğunu aynel yakîn idrâk etdi.

  

 

 

Çok boş, çok geri zekalı laflar bunlar.

 

Var olduğunu bildiğimiz bir şey var: Kainat.

 

Bunun ötesi bir osuruktan teyyare. Sadece bir palavra, bir martaval.

 

Allah zaten yok ve kainatın da yaratılmaya ihtiyacı yok. Kainat, onu var eden madde, enerji vs. var olduğuna göre, asla yok olmuş olamaz, yani sen veya hiç kimse, kainatın yok olduğu bir zamanı gösteremez. Ve tek görebileceğin şey, varlık, yani kainat. Allahı göremiyorsun, çünkü yok. 

 

Ve cennet falanda yok, götten uydurma bir masal o.

 

Bir de demişsin ki, amanda allha yaratılmış olamaz. Laf diye konuşmuşsun yani. Farzedelim bir zaman kainat yoktu. Ve bir şey kainatı yarattı. O şeyin yaratan bir başka bir şeyin olmamasını gerektiren ne? O kainat yaratan şeye allah diyelim. Ya allahın kainat yaratmak için yok olması gerekiyorsa? Ya tanrı kainatı yaratıp yok olduysa? Bunların olmaması için sebep ne?

 

Tek desteği götün olan laf salataları ile cevap verde, sana bir döşeyeyim lafı... İştiyakla bekliyorum.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...