Jump to content

Tanrının Varlığı Hakkında


Recommended Posts

Bir tanrının varlığını kabul etmeyenler yani buradakiler.

Bir eczane düsunun icinde binlerce kavanoz var ve o kavanozlarda maddeler var yani ilaclarin maddesi.

O maddeler rüzgarın carpmasiyla devrildi hepsi birbirine karisti ve hastaliga derman olan bir ilac olustu. 

Bu ornekte cansiz bir ilac olustu. Ama şartlarin esit olması icin o ilacin hammaddelerinin cansiz olmasi ve cikan ilacin canli bir ilac olmasi gerekiyor.

Cunku yapitaşlarimiz olan atomlar cansiz ve biz, yani olusan ilac canliyiz.

İkinci bir örnek: Fizikci Hawking'in bir teorisi var sonsuz maymun teorisi adinda.bu teoride bir maymun bir daktilonun basina oturtulup rastgele tuslara basarsa Hamlet gibi bir eser cikmasi cok uzun sureler de olsa kesindir diyor.

Simdi sartlarin esit olmasi icin o maymunun cansiz ve cikan Hamlet'in de canli olmasi gerekmektedir. Cunku atomlar cansiz ve cikan eser yani biz ise canliyiz.

Ve son örnek:

Bir tarafta 1 ton tugla , bir tarafta 1 ton litre sıva(harç) ve belli miktarda da boya var. Simdi bunlara bir ruzgar carpti. E iste sonucta Sultanahmet camii oldu. İste eger buna mumkunat vermek kendini akılı sanan akılsızların kuruntuları ve bir ilahi kabul etmemek icin olan bahaneleridir.

Eczane ve Sultanahmet camiindeki ruzgar ise evrendeki kanunlar ve etkenlerdir.

Evrenin kendi kendine olustuğu fikri bilimsel bir sey degil ve tabiatcilarin kuruntu ve hayalleridir. Cunku bilimsel olmasi icin akla uygun olmasi gerekir. Üstteki ornekler akla uygun olmaz. Eger akla uygundur diyen varsa akilsizdir.

 

tarihinde Local mü'min tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 130
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

6 dakika önce, Local mü'min yazdı:

Bir tanrının varlığını kabul etmeyenler yani buradakiler.

Bir eczahane düsunun icinde binlerce kavanoz var ve o kavanozlarda maddeler var yani ilaclarin maddesi.

O maddeler rüzgarın carpmasiyla devrildi hepsi birbirine karisti ve hastaliga derman olan bir ilac olustu. 

Bu ornekte cansiz bir ilac olustu. Ama şartlarin esit olması icin o ilacin hammaddelerinin cansiz olmasi ve cikan ilacin canli bir ilac olmasi gerekiyor.

Cunku yapitaşlarimiz olan atomlar cansiz ve biz, yani olusan ilac canliyiz.

İkinci bir ornek: Fizikci Hawking'in bir teorisi var sonsuz maymun teorisi adinda.bu teoride bir maymun bir daktilonun basina oturtulup rastgele tuslara basarsa Hamlet gibi bir eser cikmasi cok uzun sureler de olsa kesindir diyor.

Simdi sartlarin esit olmasi icin o maymunun cansiz ve cikan Hamlet'in de canli olmasi gerekmektedir. Cunku atomlar cansiz ve cikan eser yani biz ise canliyiz.

Ve son örnek:

Bir tarafta 1 ton tugla , bir tarafta 1 ton litre sıva(harç) ve belli miktarda da boya var. Simdi bunlara bir ruzgar carpti. E iste sonucta Sultanahmet camii oldu. İste eger buna mumkunat vermek kendini akılı sanan akılsızların kuruntuları ve bir ilahi kabul etmemek icin olan bahaneleridir.

Eczahane ve Sultanahmet camiindeki ruzgar ise evrendeki kanunlar ve etkenlerdir.

Evrenin kendi kendine olustuğu fikri bilimsel bir sey degil ve tabiatcilarin kuruntu ve hayalleridir. Cunku bilimsel oasi icin akla uygun olmasi gerekir. Ustteki ornekler akla uygun olmaz. Eger akla uygundur diyen varsa akilsizdir.

 

 

öncelikle, evrim süreci hakkında bir şeyler öğrenmelisiniz.

 

bir de, canlıyı tanımlayın. canlı ne demek?

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
8 dakika önce, Local mü'min yazdı:

Bir tanrının varlığını kabul etmeyenler yani buradakiler.

Bir eczane düsunun icinde binlerce kavanoz var ve o kavanozlarda maddeler var yani ilaclarin maddesi.

O maddeler rüzgarın carpmasiyla devrildi hepsi birbirine karisti ve hastaliga derman olan bir ilac olustu. 

Bu ornekte cansiz bir ilac olustu. Ama şartlarin esit olması icin o ilacin hammaddelerinin cansiz olmasi ve cikan ilacin canli bir ilac olmasi gerekiyor.

Cunku yapitaşlarimiz olan atomlar cansiz ve biz, yani olusan ilac canliyiz.

İkinci bir örnek: Fizikci Hawking'in bir teorisi var sonsuz maymun teorisi adinda.bu teoride bir maymun bir daktilonun basina oturtulup rastgele tuslara basarsa Hamlet gibi bir eser cikmasi cok uzun sureler de olsa kesindir diyor.

Simdi sartlarin esit olmasi icin o maymunun cansiz ve cikan Hamlet'in de canli olmasi gerekmektedir. Cunku atomlar cansiz ve cikan eser yani biz ise canliyiz.

Ve son örnek:

Bir tarafta 1 ton tugla , bir tarafta 1 ton litre sıva(harç) ve belli miktarda da boya var. Simdi bunlara bir ruzgar carpti. E iste sonucta Sultanahmet camii oldu. İste eger buna mumkunat vermek kendini akılı sanan akılsızların kuruntuları ve bir ilahi kabul etmemek icin olan bahaneleridir.

Eczane ve Sultanahmet camiindeki ruzgar ise evrendeki kanunlar ve etkenlerdir.

Evrenin kendi kendine olustuğu fikri bilimsel bir sey degil ve tabiatcilarin kuruntu ve hayalleridir. Cunku bilimsel olmasi icin akla uygun olmasi gerekir. Üstteki ornekler akla uygun olmaz. Eger akla uygundur diyen varsa akilsizdir.

 

eczane örneğin olmamış.

ilaçların hammaddesi var ise bir ilacın oluşması zorunluluktur.Şans yoktur.

akılı tasarımı savunan matematikçi william dembski bile kabul etmiyor bunu.

intelligent-design-the-modern-challenge-

 

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bir ilacın hammaddesi var ise olması zorunluluktur ne demek. Sen evde dene bakalım bir. Biraz un, şeker, yağ koy bakalım masanın üstüne kendi kendine pasta olacak mı?

Un, yağ,şekeri atomlar olarak düşün. Atomlar cansız, ve akılsız değil mi? O atomlar canlı, gören, düşünen, duyan... bir insanı nasıl oluşturabilir yani pastayı?

Bir de dediğin matematikçi william dembski var ya. Onun savunduğu teori veya hipotez hangisiyse işte. Mr. Dembski olmamış bir şeyi hayalinde düşünerek olmuş gibi hayal ediyor.

Şöyle izah edeyim. Un, şeker, tuz ve yağı, birleşerek bir pastayı oluşturmuş gibi düşünüyor. Ve diyor ki: Ben bunu düşündüysem bu olmuştur. Yani olmamış bir şeyi kendi kuruntusuyla olmak zorunda gibi düşünüyor. Bilim akla ve kanıtlara dayanmıyor mu? Evet. Fakat olmamış ve olması imkansız bir şeyi olmak zorunda gibi düşünmenin neresi akla ve kanıtlara dayanıyor.

Bilim akla dayanır olasılıklara ve evhamlara değil.

 

Bir_akil_insan senin söylediğin şeye gelelim. Canlı demek doğan(bölünerek üreme sonucu olanlar da dahil),büyüyen,gelişen ve ölen (bakteriler, bitkiler, hayvanlar,insanlar)varlıklardır. Ben orada atomlara cansız varlıklar diyorum çünkü atomlar doğmazlar,büyüyüp gelişmezler ve ölmezler. Bir bakteri kadar bile (ki en basit canlılardan biri) hayati belirtisi olmayan (hatta hiç olmayan) bir varlık nasıl canlı bir şeyi oluşturabilir.

Ve evrime gelirsek; her şeyin dayandığı ortak bir ata olduğu düşünürsek o atanın (canlının ne olduğunu üst paragrafta söylemiştim) canlı olması gerekiyor. Ama her şeyin yapı taşı atom ise yine bütün verdiğim örnekler doğruluğunu koruyor. Çünkü ata canlı ve atom cansız yani üstteki örnekler hala geçerli.

Bir şeyin evrilerek bu zamana gelmesi onun başlangıcının olmadığını göstermiyor.  

 

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
6 saat önce, Local mü'min yazdı:

Bir tanrının varlığını kabul etmeyenler yani buradakiler.

Bir eczane düsunun icinde binlerce kavanoz var ve o kavanozlarda maddeler var yani ilaclarin maddesi.

O maddeler rüzgarın carpmasiyla devrildi hepsi birbirine karisti ve hastaliga derman olan bir ilac olustu. 

Bu ornekte cansiz bir ilac olustu. Ama şartlarin esit olması icin o ilacin hammaddelerinin cansiz olmasi ve cikan ilacin canli bir ilac olmasi gerekiyor.

Cunku yapitaşlarimiz olan atomlar cansiz ve biz, yani olusan ilac canliyiz.

İkinci bir örnek: Fizikci Hawking'in bir teorisi var sonsuz maymun teorisi adinda.bu teoride bir maymun bir daktilonun basina oturtulup rastgele tuslara basarsa Hamlet gibi bir eser cikmasi cok uzun sureler de olsa kesindir diyor.

Simdi sartlarin esit olmasi icin o maymunun cansiz ve cikan Hamlet'in de canli olmasi gerekmektedir. Cunku atomlar cansiz ve cikan eser yani biz ise canliyiz.

Ve son örnek:

Bir tarafta 1 ton tugla , bir tarafta 1 ton litre sıva(harç) ve belli miktarda da boya var. Simdi bunlara bir ruzgar carpti. E iste sonucta Sultanahmet camii oldu. İste eger buna mumkunat vermek kendini akılı sanan akılsızların kuruntuları ve bir ilahi kabul etmemek icin olan bahaneleridir.

Eczane ve Sultanahmet camiindeki ruzgar ise evrendeki kanunlar ve etkenlerdir.

Evrenin kendi kendine olustuğu fikri bilimsel bir sey degil ve tabiatcilarin kuruntu ve hayalleridir. Cunku bilimsel olmasi icin akla uygun olmasi gerekir. Üstteki ornekler akla uygun olmaz. Eger akla uygundur diyen varsa akilsizdir.

 

Bi kere bu akıllı tasarım muhabbeti çürütüleli kaç yüz yıl olmuş, hala aynı teraneler. Üzüldüğüm buna gönülden inanıyor olman. Yok bi de densiz densiz bunu kabul etmeyen akılsızdır diyorsun da sen hangi hakla Burdaki insanlara akılsız diyorsun?? 

Müslğman mahallesinde salyangoz satılmaz hacı. Haram haram

Link to post
Sitelerde Paylaş

Akıllı tasarım muhabbetini çürütsen(ki çürüttüklerini sanıyorlar. Bir tane mantıklı delil getir ön yargısız ama ve tesadüf ve olasılık olmayan içinde. Çünkü olasılık bilimsel değildir,tahmindir) ne olur yaratan hala yaratıyor ben bunu yazarken de.

Ortalama örneğin bilim 200 yıl önce gelişti.(yıla takılmayın salladım örneğin yani) Sanki ondan önce kanunlar, hücreler yoktu gibi davranıyorsunuz. Sanki Newton, Arshimet vs. bilim adamları her şeyi yarattı(haşa) ve kanunları koydu.

 

"Bir köy muhtarsız olmaz. Bir iğne ustasız olmaz, sahipsiz olamaz. Bir harf katipsiz(yazan) olamaz, biliyorsun. Nasıl oluyor ki, nihayet derecede muntazam şu memleket hakimsiz olur?"(Risale-i Nur-10.Söz) 

 

Diğer deliller:

1-Bir insan evrenin bir küçük örneğidir. Evrendeki maddelerin çoğu ve onların oranlar yaklaşık olarak insan vücudunda da bulunur. Bu ölçüyü atomlar ve diğer kanunlara verirsek kanunlar nereden bilecek. Tesadüf karışamaz. Söylüyorum (hala da söylemekten yorulmadım çünkü yukarıda çok söyledim) ki tesadüf zaten bilimsel değildir çünkü tesadüf kuruntudur gerçek değil.

2-Her şeyi kanunların yapması da imkansızdır. Çünkü kanun varsa o kanunu koyan da vardır. "Bu alanda sigara içilmez" kanununu düşün. O tabelanın olduğu yerde birisi sigara içse tabela ona sigara içme deyip cezalandırabilir mi? Ona ceza verecek kişi yasayı koyandır. Yani evrende işi kanunlar yapmaz sadece sebep olur. 

3-Gözü olmayan hücreden göz(bir hücrelilelerden gözün evrimini savunmayın çünkü; işi sadece ışığın varlığını ve yokluğunu anlamak olan bir yapıdan, 160 derece açıyla etrafı gören, ve şuanki teknolojiyle bile taklit edilemeyen bir göz olamaz ),aklı ve hafızası olmayan bir hücreden beyni yani bütün vücuda emir verebilen bir yapıyı, tat alamayan bir hücreden dili, duyamayan hücreden kulak ve daha bir sürü organ nasıl olabilir farklılaşarak kendi kendine.

4-Oksijen ve hidrojen gibi yakıcı ve yanıcı olan iki maddeden hayat kaynağı olan ve söndürücü olan bir madde nasıl olabilir.

5-Kalbi düşünün: Kalpte bir sürü hücre tipi, kas tipi var. Bu hücreler belli bir düzene göre yan yana gelip ve birleşip kalbi oluşturuyorlar. Bir hücre kalpteki görev yerine gitmesi için diğer hücrelerin ona yol vermesi gerekir. Yani bir hücre için diğer hücrelerin emir alması gerekir. Ve milyonlarca hücre olduğunu düşünürsek bunların her biri hem emir alan hem emir veren olmalı.

Bir şey hem emir alan hem emir veren olamaz. Şöyle ki; bir general bir çavuşa emir verip hem de ondan emir alması kadar düşünülemezdir.

6- Bir ağaç, Hidrojen, Karbon vs. atomlardan oluşur. Bu görünmeyen atomlar; şekilli, renkli bir ağacı; renkli, kokulu, vitaminli, hangi vitamine ihtiyacımız varsa tam da o zamanda yetişen bir meyveyi nasıl oluşturabilir.

7-Arıyı ele alırsak: Bilim adamları, arının yaptıklarını açıklayamadığından dolayı içgüdü dediği arı, insandan daha mı akıllı ki hangi çiçeğe konup konmayacağını, balı nasıl toplayacağını, kovanın sıcaklığı 37 C 'nin altına düştüğünde titreşerek ısıtacaklarını, 37 C 'nin üstüne çıktığında kanat çırparak soğutacaklarını (hem bu sıcaklığı bilmeleri ve tam ölçebilmeleri için hiç şaşmayan bir termometreleri olması gerekir), en dayanıklı şekillerden olan altıgeni kovanlarının yapı taşı yapacaklarını, ve her arı farklı kenarlardan başlayarak kovanı örüp ortada buluşu muntazam bir şekilde bir kovanı nasıl yapacaklarını, zehirlerini ve ballarını karıştırmamayı nasıl biliyorlar.

Ve bir sivrisinek bir insanı ısıracağında kaç saniye insanı uyuşturacağını ve damarın tam yerini nereden biliyor.

Ve bütün hayvanlardaki muhteşem işleri doğuştan biliyorlar.

Bu bir içgüdü değil bir sevk-i İlahi(yaratıcının onlara öğretmesi) ile olabilir.

 

 

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
7 hours ago, Local mü'min said:

Bir tanrının varlığını kabul etmeyenler yani buradakiler.

Bir eczane düsunun icinde binlerce kavanoz var ve o kavanozlarda maddeler var yani ilaclarin maddesi.

O maddeler rüzgarın carpmasiyla devrildi hepsi birbirine karisti ve hastaliga derman olan bir ilac olustu. 

Bu ornekte cansiz bir ilac olustu. Ama şartlarin esit olması icin o ilacin hammaddelerinin cansiz olmasi ve cikan ilacin canli bir ilac olmasi gerekiyor.

Cunku yapitaşlarimiz olan atomlar cansiz ve biz, yani olusan ilac canliyiz.

İkinci bir örnek: Fizikci Hawking'in bir teorisi var sonsuz maymun teorisi adinda.bu teoride bir maymun bir daktilonun basina oturtulup rastgele tuslara basarsa Hamlet gibi bir eser cikmasi cok uzun sureler de olsa kesindir diyor.

Simdi sartlarin esit olmasi icin o maymunun cansiz ve cikan Hamlet'in de canli olmasi gerekmektedir. Cunku atomlar cansiz ve cikan eser yani biz ise canliyiz.

Ve son örnek:

Bir tarafta 1 ton tugla , bir tarafta 1 ton litre sıva(harç) ve belli miktarda da boya var. Simdi bunlara bir ruzgar carpti. E iste sonucta Sultanahmet camii oldu. İste eger buna mumkunat vermek kendini akılı sanan akılsızların kuruntuları ve bir ilahi kabul etmemek icin olan bahaneleridir.

Eczane ve Sultanahmet camiindeki ruzgar ise evrendeki kanunlar ve etkenlerdir.

Evrenin kendi kendine olustuğu fikri bilimsel bir sey degil ve tabiatcilarin kuruntu ve hayalleridir. Cunku bilimsel olmasi icin akla uygun olmasi gerekir. Üstteki ornekler akla uygun olmaz. Eger akla uygundur diyen varsa akilsizdir.

 

 

 

İyi güzelde, o halde tanrıyı kim yarattı?

Link to post
Sitelerde Paylaş
7 saat önce, Local mü'min yazdı:

Cunku yapitaşlarimiz olan atomlar cansiz ve biz, yani olusan ilac canliyiz.

 

Oldukça ilkel kalmış, yüzlerce yıl önce de çürümeye başlamış bir düşünce.

Biz istiyor ve yapıyoruz, bu durum atomların cansız, işlevsiz, nötr olduğunu göstermez.

Doğada bir hareketlilik vardır, bu hareketlilik atomlarda etki-tepki dediğimiz olaydır.

Bir atom tek başına ben bina yapacağım demez, etki-tepki sayesinde canlı-cansız çeşitli maddeler oluşur ve değişir.

Bu oluşum ve değişimler de bizde olduğu gibi bir başka olguları meydana getirir.

Bu süreci yok sayarak, "Haydi atom bir bina yapsın bakiim" demek son derece saçmadır...

 

Link to post
Sitelerde Paylaş

Tanrıyı kim yarattı sorusunu bir örnekle açıklayalım:
Diyelim ben ben bir marangozum ve bir masa yaptım. Bu olaydan iki sonuç çıkarırız.

1- Ben masadan önce vardım.

2- Ben masayla aynı cinsten değilim.

Aynen öyle de Allah(Tanrı) bizi, zamanı, mekanı, her şeyi yaratmıştır. Öyleyse şu sonuçlar burada da geçerli:

1-Tanrı her şeyden önce vardı

2-Tanrı hiç bir şeyle aynı cinsten değil.

Tanrının özelliği kendindendir. 

        Bunu bir örnekle açıklayalım:

Bütün ıslak maddelerin ıslaklığı dolaylı veya dolaysız sudan gelir. Ama suyun ıslaklığı neyden diye sorulmaz zaten suyun özelliği ıslaklıktır.

Ve bizim beynimiz karşılaştırmayla öğrenen bir beyindir. Tanrı ezeli ve ebedidir. Yani başlangıcı ve sonu olmayandır. Biz ezeli ve ebedi kavramını bilmediğimiz için beynimiz bunu kavrayamaz.

 

Yani yukarıdaki örneklerle beraber "Tanrı'yı kim yarattı sorusu mantıksızdır."

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
2 saat önce, Local mü'min yazdı:

Bir ilacın hammaddesi var ise olması zorunluluktur ne demek. Sen evde dene bakalım bir. Biraz un, şeker, yağ koy bakalım masanın üstüne kendi kendine pasta olacak mı?

Un, yağ,şekeri atomlar olarak düşün. Atomlar cansız, ve akılsız değil mi? O atomlar canlı, gören, düşünen, duyan... bir insanı nasıl oluşturabilir yani pastayı?

Bir de dediğin matematikçi william dembski var ya. Onun savunduğu teori veya hipotez hangisiyse işte. Mr. Dembski olmamış bir şeyi hayalinde düşünerek olmuş gibi hayal ediyor.

Şöyle izah edeyim. Un, şeker, tuz ve yağı, birleşerek bir pastayı oluşturmuş gibi düşünüyor. Ve diyor ki: Ben bunu düşündüysem bu olmuştur. Yani olmamış bir şeyi kendi kuruntusuyla olmak zorunda gibi düşünüyor. Bilim akla ve kanıtlara dayanmıyor mu? Evet. Fakat olmamış ve olması imkansız bir şeyi olmak zorunda gibi düşünmenin neresi akla ve kanıtlara dayanıyor.

Bilim akla dayanır olasılıklara ve evhamlara değil.

 

Bir_akil_insan senin söylediğin şeye gelelim. Canlı demek doğan(bölünerek üreme sonucu olanlar da dahil),büyüyen,gelişen ve ölen (bakteriler, bitkiler, hayvanlar,insanlar)varlıklardır. Ben orada atomlara cansız varlıklar diyorum çünkü atomlar doğmazlar,büyüyüp gelişmezler ve ölmezler. Bir bakteri kadar bile (ki en basit canlılardan biri) hayati belirtisi olmayan (hatta hiç olmayan) bir varlık nasıl canlı bir şeyi oluşturabilir.

Ve evrime gelirsek; her şeyin dayandığı ortak bir ata olduğu düşünürsek o atanın (canlının ne olduğunu üst paragrafta söylemiştim) canlı olması gerekiyor. Ama her şeyin yapı taşı atom ise yine bütün verdiğim örnekler doğruluğunu koruyor. Çünkü ata canlı ve atom cansız yani üstteki örnekler hala geçerli.

Bir şeyin evrilerek bu zamana gelmesi onun başlangıcının olmadığını göstermiyor.  

 

 

 

Yanlış anlaşıldım.

Örneğin Hidrojen ile oksijen en fazla iki tür bileşik oluşturduğu için olasılık sayısı azdır.Bu yüzden zorunluluk diyoruz.

Ama karbon oksijen azot hidrojen elementlerinin oluşturduğu bileşik sayısı çoktur.olasılık artar.Kimyasal reaksiyonlarda zorunluluk olduğu için bunları ayırıyor william dembski.

Peribacaları ile bir heykel aynı değildir.

 

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş

bilgivehis

Senin dediğin etki-tepki olayı bir fizik kanunudur.

Diğer yazdıklarımı da okuduysan orada "her kanunun bir kanun koyucusu vardır" demiştim.

Etki- tepki kuvveti tek başına iş yapamaz.

. "Bu alanda sigara içilmez" kanununu düşün. O tabelanın olduğu yerde birisi sigara içse tabela ona sigara içme deyip cezalandırabilir mi? Ona ceza verecek kişi yasayı koyandır. Yani evrende işi kanunlar yapmaz sadece sebep olur. 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
5 minutes ago, Local mü'min said:

Tanrıyı kim yarattı sorusunu bir örnekle açıklayalım:
Diyelim ben ben bir marangozum ve bir masa yaptım. Bu olaydan iki sonuç çıkarırız.

1- Ben masadan önce vardım.

2- Ben masayla aynı cinsten değilim.

Aynen öyle de Allah(Tanrı) bizi, zamanı, mekanı, her şeyi yaratmıştır. Öyleyse şu sonuçlar burada da geçerli:

1-Tanrı her şeyden önce vardı

2-Tanrı hiç bir şeyle aynı cinsten değil.

Tanrının özelliği kendindendir. 

        Bunu bir örnekle açıklayalım:

Bütün ıslak maddelerin ıslaklığı dolaylı veya dolaysız sudan gelir. Ama suyun ıslaklığı neyden diye sorulmaz zaten suyun özelliği ıslaklıktır.

Ve bizim beynimiz karşılaştırmayla öğrenen bir beyindir. Tanrı ezeli ve ebedidir. Yani başlangıcı ve sonu olmayandır. Biz ezeli ve ebedi kavramını bilmediğimiz için beynimiz bunu kavrayamaz.

 

Yani yukarıdaki örneklerle beraber "Tanrı'yı kim yarattı sorusu mantıksızdır."

 

 

 

Bu ancak "Sebep silsilesini benim götümün keyfine yettiği yere kadar götürürsünüz" demek sadece. 

 

Tanrının ezeli ve ebedi olduğunu götünden uydurmuyorsan, neye dayanarak söylüyorsun?

 

Tanrı ezeli ve ebedi oluyorsa, madde neden öyle olmasın?

 

Her iki soruya da cevap veremiyorsan, söyleyeyim, pek hoş laflar olmayacka buralarda.

Link to post
Sitelerde Paylaş
8 hours ago, Local mü'min said:

Bir tanrının varlığını kabul etmeyenler yani buradakiler.

Bir eczane düsunun icinde binlerce kavanoz var ve o kavanozlarda maddeler var yani ilaclarin maddesi.

O maddeler rüzgarın carpmasiyla devrildi hepsi birbirine karisti ve hastaliga derman olan bir ilac olustu. 

.....

 

Local mümin, çok lokal düşünüyorsun. ;)

 

Hem konu, hem de karşı taraf hususunda. Bunları kimse akıl edememiş midir sence daha önce?

Herhalde bunları da düşündü işin bir noktasında..İşte senin de o noktaların üzerine çalışman, onları idrak etmen gerekiyor.

Hep bana hep bana hep kendi tarafından bakma olaya at gözlüğü ile.

Bak bakalım karşı taraf ne demiş bununla ilgili. Bilim ve mantık ne demiş..

Öyle ya da böyle bir şeyler demiştir değil mi..Neticeden senin yolundan geldi de geçti öte tarafa.

Bu insanlar manyak psikopat değil neticede.

Senin mantığını ve bakış açını zaten biliyor. Bırak bunları, geç bir iki adım öteye. Oradan devam et.

 

Kalanını sonra yazarım.

 

Ama kullanıcı adın iyiymiş :)

tarihinde teflon tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Sofratuzu doğru anlaşılmıştın şimdi yanlış yazdın :)

Çünkü

"

Örneğin Hidrojen ile oksijen en fazla iki tür bileşik oluşturduğu için olasılık sayısı azdır.Bu yüzden zorunluluk diyoruz.

Ama karbon oksijen azot hidrojen elementlerinin oluşturduğu bileşik sayısı çoktur.olasılık artar

" dedin.

Yanlış söylemişsin. Madde sayısı arttıkça olasılık azalır. Bir torbada 2 tane kağıt varsa birinde "a" yazıyorsa bu kağıdı çekmen 50%'dir. 

Ama torbada 500 tane kağıt olursa "a" yazan kağıdı çekme ihtimalin 0.20%' dir.

Yani madde sayısı arttıkça oran azalır. Evrende sayısız varlık olduğundan bunun olabilme ihtimali imkansız kadar küçüktür. Çok küçük de olsa olabilir cümlesi ise yanlıştır. Çünkü yukarıda defalarca dediğim gibi bilim akılla yürür olasılıkla değil

Link to post
Sitelerde Paylaş
7 hours ago, sofratuzu said:

eczane örneğin olmamış.

ilaçların hammaddesi var ise bir ilacın oluşması zorunluluktur.Şans yoktur.

akılı tasarımı savunan matematikçi william dembski bile kabul etmiyor bunu.

 

Adamın o başlıkta dediğine karşılık, bu sefer bu başlıkta dediğine bakar mısın?

Otur kendini jiletle, böyle bir illet bu tenten.

Link to post
Sitelerde Paylaş
45 minutes ago, Local mü'min said:

Akıllı tasarım muhabbetini çürütsen(ki çürüttüklerini sanıyorlar. Bir tane mantıklı delil getir ön yargısız ama ve tesadüf ve olasılık olmayan içinde. Çünkü olasılık bilimsel değildir,tahmindir) ne olur yaratan hala yaratıyor ben bunu yazarken de.

Ortalama örneğin bilim 200 yıl önce gelişti.(yıla takılmayın salladım örneğin yani) Sanki ondan önce kanunlar, hücreler yoktu gibi davranıyorsunuz. Sanki Newton, Arshimet vs. bilim adamları her şeyi yarattı(haşa) ve kanunları koydu...

 

hiç kızma ama, şu yukarıda yazanlar külliyen cahillik.

Hatta akıllı tasarım vb. görünce tepesi atıyor insanın artık.

Şu forumda akıllı tasarım hiç yoksa onlarca kere yerle yeksan edildi..aç baksana bir..

Diğerlerine hiç girmiyorum bile.

Zaten yüzlerce kez girilmiş çıkılmış sadece bu forumda dahi.

 

Forumdan üç vakte toz olmazsan, bunları yaşayarak öğrenebilirsin. Emin ol. Bu dediğimi yaz bir kenara.

Diğerlerine hiç girmiyorum dedim ama, dayanamaz üç vakte kadar girerim ben de..

Lokalize olma sen bu arada.

 

tarihinde teflon tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
8 minutes ago, Local mü'min said:

anibal

Burada insan gibi konuşuyorum lütfen edebinle konuş

orada ezel ve ebed kavramlarını kullanmamalıydım inancı olmayan birine karşı. 

Fakat bir cümleye takılma diğerlerine bak. Aklına yatıyorsa da sırf inadından inanmıyorum deme. 

 

 

Edebi bu işte...

 

Zira 10 seneden fazladır, sen gibi bir sür gerzek, gelip burada tımarhane kaçkını said kürdi falan gibilerinden öğrendikleri bu zırvalıklarla kafa ütülerler. Eh, sabrın da bir sonu var elbette..

 

Ve evet, nerde kalmıştık, iki soru, ama cevap yok.. Açalım mı bayramlık ağzımızı?

 

Link to post
Sitelerde Paylaş

Eeee anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az.

Görmek istemiyorsanız gözünüze sokacak halim yok ya.

Lan anasını satayım. şu Türkiye'de ne kadar okumuş cahil var ya.Kendilerini modern bilimci zanneden zırvacılar.

Senin felsefenin babası zannettiğin Sokrates,Thales,Descartes var ya Said Kurdi'nin tırnağı olamaz.

"Gözünü kapamakla Güneş sönmez" keşke bilseydiniz ya yazık.

Galileo'nun dediği gibi "Siz beni öldürseniz de Dünya dönmeye devam ediyor"

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...