Jump to content

Tanrı Neden Sınar?


Recommended Posts

4 hours ago, TheRationalAtheist said:

 O zaman bu tanrı anne-babası herhangi bir dinden olmayanlara kıyak geçiyor. Nasıl bir sınav atarsan at, nedensellik bunun saçma olduğunu söylüyor. Ama bu sadece tanrı için geçerli, zîra insanlar her ne kadar -Doğru mu yazdım?- koşullara bağlı olarak değişse de daha iyi bir nesil için mecburen bir nevî yapay seçilime uğramak zorundalar.

 

 Ayrıca, bu iletimi ciddi ciddi iddianızı çürütmek yerine Tanrı'nın yapacağı herhangi bir sınavın mantıksız olduğunu söylemek için yazdım.

 

Yapay veya doğal, seleksiyon ve evrim maalesef öyle çalışmaz. Doğal süreç, iyiyi, güzeli falan değil, çok üreyeni seçer. 

 

Bugün iyi ve güzele daha yakın duran toplumların üreme oranı yok gibi bir şey. Ama pisliğin, rezilliğin, kepazeliğin, vahşet ve ilkelliğin olduğu toplumlar, kitleler için üreme oranı katlayarak çoğalıyor. Sonuçta, bu gidişat onların kazanması ile sonuçlanır, görünüyor. 

 

Yapılması gereken bir yerde GDO teknikleri, yani zorla dışarıdan gen enjeksiyonu yapar gibi, o kitleleri de iyi hale getirmek. bunun içinse DNA'larında olan en büyük virüsü, yani islam gibi dinleri ortadan kaldırmak gerekiyor. Elbette bu biyolojik bir eylem değil, askeri, kültürel, antropolojik bir eylem olacaktır. Ki 1940'lı yıllardan itibaren eğri büğrü olsa da bu sürece girilmiş halde. 

 

Bu süreç, sanırım ilk önce, müslümanların güzelce protein kaynağı olarak yenip bitirilmesi ile belirginleşecektir. Bakalım, göreceğiz hep beraber.

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 169
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Şimdi, anibal yazdı:

 

Yapay veya doğal, seleksiyon ve evrim maalesef öyle çalışmaz. Doğal süreç, iyiyi, güzeli falan değil, çok üreyeni seçer. 

 

Bugün iyi ve güzele daha yakın duran toplumların üreme oranı yok gibi bir şey. Ama pisliğin, rezilliğin, kepazeliğin, vahşet ve ilkelliğin olduğu toplumlar, kitleler için üreme oranı katlayarak çoğalıyor. Sonuçta, bu gidişat onların kazanması ile sonuçlanır, görünüyor. 

 

Yapılması gereken bir yerde GDO teknikleri, yani zorla dışarıdan gen enjeksiyonu yapar gibi, o kitleleri de iyi hale getirmek. bunun içinse DNA'larında olan en büyük virüsü, yani islam gibi dinleri ortadan kaldırmak gerekiyor. Elbette bu biyolojik bir eylem değil, askeri, kültürel, antropolojik bir eylem olacaktır. Ki 1940'lı yıllardan itibaren eğri büğrü olsa da bu sürece girilmiş halde. 

 

Bu süreç, sanırım ilk önce, müslümanların güzelce protein kaynağı olarak yenip bitirilmesi ile belirginleşecektir. Bakalım, göreceğiz hep beraber.

 

 

 Yanlış bir benzetme kullandım o zaman, özür dilerim.

Link to post
Sitelerde Paylaş
14 saat önce, TheRationalAtheist yazdı:

 Tanrı'nın yapacağı herhangi bir sınav mantıksız 

 

Elbette. Çünkü tanrı yok. Olmayan bir şeyin bir iş yapması tabii ki mantıksız. Zaten benimki de bir iddia değil, tanrının sınavı iddialarının ne saçma yerlere gidebileceğini gösteriyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş
4 saat önce, democrossian yazdı:

 

Elbette. Çünkü tanrı yok. Olmayan bir şeyin bir iş yapması tabii ki mantıksız. Zaten benimki de bir iddia değil, tanrının sınavı iddialarının ne saçma yerlere gidebileceğini gösteriyor.

 

 Ben zaten bunu son paragrafta belirtmiştim, hiçbir zaman mantıklı olamaz çünkü her zaman kıyak geçilir. İstersen herkesin eşit olduğu bir dünya yarat, kişinin kişiliği her zaman doğanın elinde olacaktır. Bu görüşü savunurum ben.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bence (olası) tanrının insanları sınaması şu şekilde izah edilebilir.
Ben bir cihaz tasarımcısı ve üreticisiyim (gerçekten de).. Her yeni tasarladığım ürünü muhakkak saha testlerine tabi tutarım yani sınarım, sınavdan geçerse üretime sokarım. 
Tanrı da örneğin 200 bin yıl önce tasarladığı prototip insanı (ki burada adem oluyor) sınırlı bir saha testine tabi tutmuş (cennette) ve bakmış ki bazı konularda zaafları var (karı kız düşkünlüğü, ensest merakı, hırs, nefret vs gibi)...
Buraya kadar bir tasarımcı açısından bakıldığında her şey normal görünüyor ancak sorun bundan sonra başlıyor;
Belli ki ürün kusurludur,  tasarım sürecine geri döndürülmeli ve hatalar düzeltilmelidir.
Ancak arap/yahudi tanrısı böyle yapmıyor, direkt seri üretime sokuyor hatalı tasarımı.. Ardından da bu yetmemiş gibi yazılıma şeytan isimli bir virüs giriyor... Tanrı ürünün hatalı olduğunu ve içinde virüs taşıdığını bile bile diyor ki, "ben sizi yarattım bak, sınava tabi tutacam, adam olun, evlatlıklarınızın karısına tecavüz, oğlancılık felan neyse de sakın felsefe yapmayın, karılarınızın başlarını açmayın, namaz kılın, oruç tutup milletin anasını belleyin ben duruma göre sizi cennete aldırırım, haaa yok ben illa akıl fikir yürütürüm, muhalefet yaparım, fakirin hakkını yedirmem, emeğimi sömürtmem felan moduna girerseniz o zaman külahları değişiriz" ....
Lakin bu tanrının niyeti belirsiz. Zira acaba piyasadaki bu ürünler (insanlar) daha geniş bir saha testi midir yoksa nihai ürün müdür?
Eğer kaliteli insan; namaz kılıp, oruç tutan, oğlancılık yapıp, milletin karısına kızına hallenen, yalan söyleyip, ticarete hile karıştıran, elemanının maaşını vermeyen bir tipolojiyse o zaman nihai ürün demektir. Zira piyasadaki ürünün %90'ı bu yapıdadır.
Yok eğer bu bir genişletilmiş saha testi süreci ise ve (olası) tanrının hedeflediği ürünler bu nitelikte değilse, o vakit kullanım kılavuzları (kuran, incil vs) fahiş derecede yanlış yazılmış demektir. 
Sonuç olarak (varsa) tanrının gerek kalite hedefleri gerekse vizyonu ve üretim anlayışı bence oldukça tartışmalıdır ! 

tarihinde adeist tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
2 saat önce, adeist yazdı:

Bence (olası) tanrının insanları sınaması şu şekilde izah edilebilir.
Ben bir cihaz tasarımcısı ve üreticisiyim (gerçekten de).. Her yeni tasarladığım ürünü muhakkak saha testlerine tabi tutarım yani sınarım, sınavdan geçerse üretime sokarım. 
Tanrı da örneğin 200 bin yıl önce tasarladığı prototip insanı (ki burada adem oluyor) sınırlı bir saha testine tabi tutmuş (cennette) ve bakmış ki bazı konularda zaafları var (karı kız düşkünlüğü, ensest merakı, hırs, nefret vs gibi)...
Buraya kadar bir tasarımcı açısından bakıldığında her şey normal görünüyor ancak sorun bundan sonra başlıyor;
Belli ki ürün kusurludur,  tasarım sürecine geri döndürülmeli ve hatalar düzeltilmelidir.
Ancak arap/yahudi tanrısı böyle yapmıyor, direkt seri üretime sokuyor hatalı tasarımı.. Ardından da bu yetmemiş gibi yazılıma şeytan isimli bir virüs giriyor... Tanrı ürünün hatalı olduğunu ve içinde virüs taşıdığını bile bile diyor ki, "ben sizi yarattım bak, sınava tabi tutacam, adam olun, evlatlıklarınızın karısına tecavüz, oğlancılık felan neyse de sakın felsefe yapmayın, karılarınızın başlarını açmayın, namaz kılın, oruç tutup milletin anasını belleyin ben duruma göre sizi cennete aldırırım, haaa yok ben illa akıl fikir yürütürüm, muhalefet yaparım, fakirin hakkını yedirmem, emeğimi sömürtmem felan moduna girerseniz o zaman külahları değişiriz" ....
Lakin bu tanrının niyeti belirsiz. Zira acaba piyasadaki bu ürünler (insanlar) daha geniş bir saha testi midir yoksa nihai ürün müdür?
Eğer kaliteli insan; namaz kılıp, oruç tutan, oğlancılık yapıp, milletin karısına kızına hallenen, yalan söyleyip, ticarete hile karıştıran, elemanının maaşını vermeyen bir tipolojiyse o zaman nihai ürün demektir. Zira piyasadaki ürünün %90'ı bu yapıdadır.
Yok eğer bu bir genişletilmiş saha testi süreci ise ve (olası) tanrının hedeflediği ürünler bu nitelikte değilse, o vakit kullanım kılavuzları (kuran, incil vs) fahiş derecede yanlış yazılmış demektir. 
Sonuç olarak (varsa) tanrının gerek kalite hedefleri gerekse vizyonu ve üretim anlayışı bence oldukça tartışmalıdır ! 

 

 O zaman Tanrı direk öyle yaratabilirdi. Saha testine ihtiyacı yok, zaten doğru yaptığını biliyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş
9 dakika önce, TheRationalAtheist yazdı:

 

 O zaman Tanrı direk öyle yaratabilirdi. Saha testine ihtiyacı yok, zaten doğru yaptığını biliyor.


Zaten çelişki de orada başlıyor. 
Madem doğru yaptığını varsayıyorsun neden bir de test ediyorsun?
Madem sürekli test edecek kadar kuşkulusun neden seri üretime sokuyorsun?
 

Link to post
Sitelerde Paylaş
8 saat önce, adeist yazdı:


Zaten çelişki de orada başlıyor. 
Madem doğru yaptığını varsayıyorsun neden bir de test ediyorsun?
Madem sürekli test edecek kadar kuşkulusun neden seri üretime sokuyorsun?
 

:)

Bunlar hep șu mâlum yeni yetme(!) Tanrı´nın yumurtlaması. Eskiden ne güzeldi, evren cıvıl cıvıl Tanrı kaynıyordu. Her Tanrı´nın uzmanlașmıș bir alanı vardı, kimse kimseye karıșmıyordu. Ne sınav vardı, ne de cennet cehennem. Her insan zevkine, ihtiyacına göre Tanrı´sını seçmekte özgürdü.  Hem Tanr´lar hem de insanlar gül gibi geçinip gidiyorlardı.

Hey gidi günler, hey.

Bu sonradan görme Tanrı bir geldi, pir geldi. Kibirlenmeler, sinirlenmeler, tarafgirlik, torpil, öfke, hakaret. Ne ararsanız, bunda var.

Bunlar yetmezmiș gibi, ne idüğü belirsiz bir sınav icat etmiș. Çık çıkabilirsen, ișin içinden.

Peki, neden ?

Efendim, kendisinden bașka bir Tanrı yokmuș güya. Tekmiș, ne anası ne de babası varmıș.

Hal böyle olunca tabii, bizimkinin canının sıkılması kaçınılmaz olur.

Tek bașına, ne yapsın bu Tanrı ?

Bir meșgale lazım, düșünmüș tașınmıș, sonunda karar vermiș.

Sınavı, bizim bașımıza peydahlamıș.

Kendisinin artık canının sıkılmadığı muhakkak, lâkin ona yaranmak isteyen dindarların halini görünce, insan üzülmeden edemiyor.

:D

 

Link to post
Sitelerde Paylaş

Tanrılar kötü fikir ama tek tanrı berbat bir fikir. Kaçınılmaz olarak bu tanrı bencil, kaprisli, megalomanyak, paranoyak, her türlü şey olacak. Öbür türlü kötü bir huyu olan bir tanrıdan başka bir tanrıya sığınılırdı. Tanrının biri bozarsa biri yapardı ki zaten doğa da böyle işliyor. Çok tanrılar doğaya daha uygun. Ama tek tanrının hiç bir doğallığı yok.

 

Hani denir ya bu kadar yetkiyi bana verseniz ben de manyak olurum diye. Tanrıyı da tek bırakırsanız felakete kapı açmış olursunuz. Karı yok kız yok uyku yok dinek yok, neyle eğlenecek bu tanrı yahu? İnananlarla inanmayanlar bir kapışsa da üüüff seyre bak artık kan revan diye bekleyip duracak.

 

Hayır berbat bir kurgu yani, neyse hadi insanları dövüştürdü eğlendi, kıyamet kopacakmış cennete cehenneme dolduracakmış. Eee? Sonra? Cehennemdekilere sonsuza kadar işkence ederek tatmin olacak ha? :lol:

 

Ya bir gider misiniz! Böyle saçma sapan bir şeye inanmaktan daha aptalca bir şey düşünemiyorum.

Link to post
Sitelerde Paylaş

İncil şunu der:

"Sevmeyen kişi Tanrı'yı tanımaz. Çünkü Tanrı sevgidir" (I. Yuhanna 4:8)

 

Ne var ki Tanah'ın Rab'bi çok celâllidir:

"Şimdi git, Amalekliler'e saldır. Onlara ait her şeyi tümüyle yok et, hiçbir şeyi esirgeme. Kadın erkek, çoluk çocuk, öküz, koyun, deve, eşek hepsini öldür." (I. Samuel 15:3)

 

Benim en çok garibime giden husus, tarihten günümüze bu iki farklı karakterin aynı kaynaktan neşet ettiğine inanamış miyarlarca insanın yaşamış olması. Eğer, Tanrı bu ikisinden biri ise diğeri olması muhâldir. Her şeyi "mükemmel, kusursuz" yaratan Tanrı, insanla iletişime geçme noktasında sınıfta kalıyor. Öyle ki derdini anlatabilmek için kurduğu cümlelere taklalar attıran "kâtip"lere, galaktik taklatörlere ihtiyaç duyuyor. Bir söylediği diğerini tutmayınca, bu taklatörler devreye girip "her şeyi kusursuz  yaratan ama; konuşmayı beceremeyen Tanrı"ya konuşma dersi veriyorlar.

 

Eğer ben öğretmenlik mesleğini icrâ ederken, girdiğim her sınıfa, peşim sıra başka bir öğretmen girip de "anlaşılmaz" cümlelerimi anlaşılır kılmak için çabalıyor olsaydı, beni meslekte dakika tutmazlardı. Derhâl ve sür'atle şutlanmıştım. Şu Allah'ın işine bakın ki tuhaf tuhaf cümlelerin sahibine "Tanrı" diye tapılıyor.

 

Eğer bir Tanrı varsa mutlak sûrette tutarlı olmak zorundadır.

Başımızda Şeytan gibi bir belâ varken, bir de Tanrı'nın "şifreli" mesajlarını çözmeye uğraşmak zulümdür.

Tanrı, ilkeleri, doğruyu-yanlışı ortaya koyar ve kenara çekilir.

Özgür irâdesi ile safını belirleyen kişi de attığı adımlardan sorumlu olur.

 

Çağlar boyunca nerede, hangi şartlar altında ve kimler tarafından derlendiği meçhûl metinleri kutsayıp, ilahlaştırmak; Tanrı'ya yapılacak en büyük hakârettir. Bu metinleri incelediğimizde, her dönemim kültürüne göre farklı konuşan; ilkesiz, kararsız, gerçek anlamda strateji ve yöntem bilgisine vâkıf olmayan bir "Tanrı" karakteri ile karşılaşıyoruz. Bu Tanrı korkularımızı, zaaf ve beklentilerimizi hoyratça kullanarak, bunlar üzerinden kendisi için "iman" devşiriyor. Beni en çok hayrete düşüren husus da bu fakiri zekâ olarak suya götürüp, susuz getirecek koca koca prof.lar, akademisyenler de kutsanmış metinlerde yazan her şeye kayıtsız ve şartsız inanıyor.

 

Gerçeği söylemeye çabalayanların adam yerine konmadığı, dışlandığı ama; insanların duymak istediklerini söyleyenlerin de el üstünde tutulduğu bir dünyada yaşamaktayız.

Gerçeğin peşinde olanlar için, ma'alesef dünya "Dokuz köy"den ibâret...

tarihinde Vefik Sâmi tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...