Jump to content

Kadir suresi.


Recommended Posts

14 saat önce, Vefik Sâmi yazdı:

 

Şimdi bu uzunca bir konu. Ama; şu kadarını söyleyeyim; ben Tanrıdan geldiği iddia olunan hususlara ilkesel bakıyorum. Tanrıdan gelenler yoruma açık, çarpıtılmaya müsait olmamalı. Misâl MESİH "Evetiniz evet, Hayırınız hayır olsun" buyurur. Bunun ortası yoktur. Ya ilkeye uyup düsürt olunur, ya da kaypak. Tanrı; ibâdetlerle ilgili koyduğu mükellefiyetleri değiştirebilir. Ama; önce "pis" dediğine daha sonra "temiz" demez. İlkesel hususlar, aynı zamanda mutlak olmalıdır. Tevrat'taki "Tanrı" figürü, MESİH'in anlattığı Tanrı'ya hiç benzemiyor. Bu hususda netleşmiş bir fikrim yok. Tanah'ın hangi şartlarda kimler tarafından yazıldığı meçhûl. İçinde insan ürünü olduğu çok net anlatımlar bolca bulunmakta. Misâl; Hezekiel 23: 20 de olduğu gibi.

 

" Erkeklik organları eşeğinkine, menileri aygırınkine benzeyen oynaşlarına gönül verdi."

 

İnsanlara ahlâklı ve erdemli olmayı öğütleyen Tanrı, merâmını anlatmak için pornografik ifâdelere tenezzül etmemeli.

Öyle çelebi insanlar tanıdım ki muhatabı gücendirmeme adına, cümlelerini özenle kurar.

Her şeyi yaratan Tanrı, cümle kurmayı mı beceremez ?

 

Tanah konusunda kafam hayli karışık.

Şimdilik dört gospelden tanıma şerefine ulaştığım MESİH'in öğretişlerini anlama ve özümseme derdindeyim.


Pekii üstadım,

Madem holly gospelden ilham alıp, İsa Mesih'e tazim buyuruyorsunuz,
Bu İsa'nın babası ne mene bir tanrıdır ki kendi yarattığı şeytanı kendisine düşman edinmiş?
Nasıl bir tanrıdır ki, dünyayı ve dolayısıyla kendi yarattığı insancıkları şeytanın insafına bırakıp göklere istiva etmiş?
Ve sonra da kalkıp bunlar müminlerdir bunları cennetime kabul ettim, diğerleri "tü kakadır" onları da cayır cayır yakıp mabadlarına dirgen sokacağım diyebilmiş?
100 milyar ışık yılı çapında bir evren yaratıp, içindeki toz zerresi kadar bir gezegendeki gariban bir bakireyi hamile bırakıp ömür boyu tahkire uğratmış?
Biricik evlâdını ortaçağın karanlık dönemlerinde yobaz üstü yobaz Yahudilerin içine kral olarak gönderip rezili rüsva ettirmiş, sonra da Mesih'in çarmıhta inlediği üzre onu terkedip işkence içinde ölmesini temin etmiş?
Neden Sibirya'da çalışma kamplarında, Polonya'da konsantrasyon kamplarında, Ruanda çöllerinde, milyonlarca kulunun vahşice öldürülmesine seyirci kalmış?
vs vs.....

Merakımdan sordum... Saygılar.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 323
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

49 dakika önce, Yeni Üye yazdı:

 

Bir sürü değil, Bir tane. Bir olanın ismi önemli mi? Sen hangi dili konuşuyorsan, O dildeki bütün güzel isimlerle Onu çağırabilirsin. Hala o mu, bu mu diye tartışmanın anlamı yok. İster Sen de, ister O de, İster Hak, ister Rahman, İster Tanrı, İster Lord, ister Allah, ister Çalab, ister Yahve ... Onun isimleri sonsuzdur ama isimlerin işaret ettiği(müsemma) Tektir. Kim o Tekdir ve Birdir derse o doğru söyler. Doğruyu kim söylerse, doğru söylemiş olur. Muhammed(s.a.v) olsun, başka birisi olsun. Hepsini tasdik ederiz.

 

 

 

Tanrı’nın tek olduğuna veya olması gerektiğine dair ne kanıtlarınız var?

Tanrı niye birden fazla olamaz?

İsa basbayağı Allahın oğlu olabilir..Buna ne engel var?

Link to post
Sitelerde Paylaş
Alıntı

Pekii üstadım

 

(...)

 

Merakımdan sordum... Saygılar

 

Bilemem, belki de nezâketen "üstâdım" demektesiniz.

Ancak;  nezâketen de olsa bu sıfatı hak edecek birikimim yok. 

 

"Meryem'in hâmileliği, İsâ'nın "babasız" doğuşu bu güne kadar farklı yorumlara neden oldu. Bunların bir kısmı son derece çirkin ithamlar içeriyor. Ama insanların ağzı çuval değil ki büzesin. MESİH "Yeryüzünde kimseye ‹Baba› demeyin. Çünkü tek Babanız var, O da göksel Baba'dır. " (Matta 23:9) buyurur. Demek ki İncilde yer alan "Baba" kavramı bizim içini doldurduğumuz anlamlardan ayrı düşünülmeli. Mevzû inanç olduğunda argümanlar da o inancın kaynak kitabına dayanıyor zorunlu olarak. Ve bir "adeist" ile fikri münâkaşaya girildiğinde pek kıymet-i harbiyesi bulunmuyor.

 

Dünyada bu güne kadar belki de milyarlarca mâsum eziyet çekti ve öldü.

Daha ne kadarı bu sonuçla karşılaşacak bilinmez.

Ma'alesef bunun cevabı hiç kimsede yok.

Ne Papada, ne Hahambaşılar da ne de Şeyhlerde Hocalarda...

tarihinde Vefik Sâmi tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
48 dakika önce, Yeni Üye yazdı:

O söylüyorsa doğrudur.

 

"İnanç nedir ?" şeklinde bir soruma, epey süslü anlatımlar ile bir "cevap" vermiştiniz.

Tabii tartışılan husus subjektif olunca yanlışlamasaı da net ol(a)mıyor.

Nihayet; "Ben böyle anlıyorum" der geçersiniz.

 

Ama; ilgili soruma en "doğru" cevâbı şimdi vermişsiniz.

tarihinde Vefik Sâmi tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
3 saat önce, Yeni Üye yazdı:

O söylüyorsa doğrudur. Kuranın bazı ayetlerinin hakikati zamanla ortaya çıkar. Bazılarının hakikatine de belki insanlık hiç ulaşamayacak. Birinci sema kuranda korunmuş bir tavana benzetilir. Misbahlarla süslendiği ifade edilir. Cinlere ve gayb haberlerini çalmak isteyenlere karşı yıldızların koruma görevinden bahsedilir vb. Bunları inkar edecek halim yok.


Benim merak ettiğim, sizin ya da bilimin buna aykırı ne söyleyebileceği. ulaşılan ya da bilinen bir bilgi var mı, bu söylenenlerle çelişen? En yakın yıldız 4 ışık yılı uzaklıkta. Yani hiç bir zaman ulaşamayacağımız bir yerde. Dünyada var olan her şey bizim var olmamıza hizmet etmiş, katkı sunmuş, bizim gerçekliğimizde karşılığı ve anlamı olan şeyler. Ama gökyüzüne baktığımızda, donan, yanan, kaynayan, demir ve taş yağdıran, garip garip şeyler görüyoruz. Yani buradaki her şeyin bizim için ve varlığımız için acaib anlamlı olup oradaki her şeyin garip olması nasıl yorumlanacak? Bunu sonsuz ihtimaller içerisinde hayatı ve bizi mümkün kılan şartlar bizim gezegenimizde, diğer ihtimaller de gökyüzünde şeklinde yorumlayabilirsiniz ama bu bana mantıklı gelmiyor. Bana mantıklı gelen oraların bizim erişemeyeceğimiz farklı gerçekliklerin ve anlamların tecelli ve tezahür ettiği yerler olması. Yani buradaki hiç bir şey abes ve batıl değilse, evrendeki hiç bir şey de abes değildir.

 

Kuranda şöyle bir ayet var. "İnkâr edenler görmezler mi ki, göklerle yer bitişikti , biz onları ayırdık ve diri olan her şeyi sudan meydana getirdik? Hâlâ inanmayacaklar mı?" 

 

Bu ayet kozmolojinin ve biyolojinin bugün ulaştığı noktanın bir anlamda özeti. ama bunu o zamanki inkarcıların bilme ihtimali yoktu herhalde. Dolayısıyla bu ayet o zamanki inkarcılara değil, bugünkü inkarcılara daha çok hitap ediyor. 

 

Gökyüzü ve yıldızlarla ilgili ayetlerin de belki bir gün hakikati ortaya çıkacak ve anlaşılacak. İslamın ve Kuranın büyüklüğü şurada ki, peygamberden hemen sonra müslümanlar da diğer ümmetler gibi dünyaya dalmış, iktidar mücadelesinde birbirini boğazlamışlar ama hiç kimse Allah'ın mesajını kafasına göre ya da siyasi, mezhepsel pozisyonuna göre tahrif etmemiştir. 

Herşeyi uzun uzadıya açıkladık ap açık ayetler indirdik diyor sense belkide hakikatlerine ulaşılmayacak diyorsun senmi doğru söylüyorsun Allahmı?

 

BAKARA SURESİ-99 AYET. "Andolsun ki, sana apaçık ayetler indirdik"
NUR SURESİ-46AYET"Andolsun ki, biz, bilmediklerinizi size açık seçik bildiren ayetler indirdik."
EN’AM SURESİ-3 AYET.."Kitapta biz, hiçbir şeyi eksik bırakmadık..."

HUD SURESİ-14-AYET."Allah'tan başkasına kulluk etmeyesiniz ve Rabbinizden mağfiret dileyesiniz diye ayetleri kesin kılınmış, sonra da uzun uzadıya açıklanmış bir kitaptır"

 

Sanki Allah dürbün vey teleskop göndermişte müslümanlar bu bilgileri bize karşı savunuyor.. bir zamnalar sızıntı diye bir dergi vardı yalan yalış bilgisiz insanları kandırıyordu bilimselmiş gibi.

 

Sende taktir edesin Allahın bu ayten bize misal verirken GÖRMEDİK TABİ gören varmı?

Mesepler kaçtane? tarikatlar kaçtane? türk müslümanın kafasındaki mespler yani tanrı inanacı kaçtane hal böyleyken. sen diyorsun hiç kafsınına göre  siyasi  olsun kimse dini tahrip etmemiş bunu söylerken neye dayanrak söylüyorsun.

 

Muhmmedin soyunu kim yok etti madem dinde deyişme olmadı

tarihinde güven tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
3 saat önce, Yeni Üye yazdı:

 

Kuranda şöyle bir ayet var. "İnkâr edenler görmezler mi ki, göklerle yer bitişikti , biz onları ayırdık ve diri olan her şeyi sudan meydana getirdik? Hâlâ inanmayacaklar mı?" 

 

 

Kafama hakaret ediyorum şimdi neden soru soryor bana. gökle yer bitişkti ayete yazıyor gökle yerin arsında ne vardı ayırma ihtiyacı duymuş.

Link to post
Sitelerde Paylaş
25 dakika önce, güven yazdı:

Kafama hakaret ediyorum şimdi neden soru soryor bana. gökle yer bitişkti ayete yazıyor gökle yerin arsında ne vardı ayırma ihtiyacı duymuş.

Gökle yerin ayrılması sümer masalıdır.

Yer, gökten çok sonraları oluşmuştur.

Link to post
Sitelerde Paylaş
1 dakika önce, Beelzebub yazdı:

Gökle yerin ayrılması sümer masalıdır.

Yer, gökten çok sonraları oluşmuştur.

Demek nuh tufanı gibi buda bir masal.Ama  bir ayet var TAHTI su üstündeyken ne yapıyormuş allah güneşleniyor yüzme sporumu yapıyormuş? yerle gök ayrılmadan önce.

Link to post
Sitelerde Paylaş
13 saat önce, Yeni Üye yazdı:

 

Kuranda şöyle bir ayet var. "İnkâr edenler görmezler mi ki, göklerle yer bitişikti , biz onları ayırdık ve diri olan her şeyi sudan meydana getirdik? Hâlâ inanmayacaklar mı?" 

 

Bu ayet kozmolojinin ve biyolojinin bugün ulaştığı noktanın bir anlamda özeti. ama bunu o zamanki inkarcıların bilme ihtimali yoktu herhalde. Dolayısıyla bu ayet o zamanki inkarcılara değil, bugünkü inkarcılara daha çok hitap ediyor. 

 

 

Dostum bu ilk şey/başlangıç/madde olayı bilinmeyen bir şey değil. yunan felsefesinde var, ilk madde sudur,havadır,ateştir felan diyenleri hatırlıyorum okuldan. thales su diyordu mesela..

 

ateist forumda islamı savunuyorsun. bunun zorluğu ortada buna rağmen çoğu zaman sakinsin. taktir ediyorum seni. felsefeyle çok güsel harmanlıyorsun islamı. inan etkileyici yazıların. eğer fikri olarak güçlü bir temel oluşturmadan islamdan çıkmamış olsam yazdıklarından etkilenebilirdim. 

 

İnsanları etkileyecek derecede din üzerine düşündüğün apaçık dostum. ancak doğru yapmıyorsun. bu din yalan ve sen yalanı savunuyorsun. bu sözlerle haddimi aşmış olabilirim. yaftalama yaptığımında farkındayım.ancak sen ve senin gibi insanların yani bu kadar düşünmüş insanların  aslında gerçeği gördüğünü (din yalan gerçeği) ama bunu bastırıp hep dinin doğru olma olasılığı üzerine olan fikirlerine tutunarak  böyle devam ettiklerini düşünüyorum.

 

bende öyleydim. birazda ordan yaftalıyorun sizi. haliyle sizide kendim gibi sanıyorum.. dostum yalanın kimseye faydası yok ve olmayacak..hepimiz yani tüm insanlık ayn kaderi paylaşıyoruz ve aynı yere gideceğiz..bir kısmımızı diğerimizden ayıracak herhangi bir tanrı gözükmüyor ufukta..

tarihinde Burakey tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
On 31.01.2018 at 20:43, Vefik Sâmi yazdı:

 

Ben kendimi MESİH öğrencisi olarak tanımlıyorum.

Hiçbir Hristiyan mezhebine tâbi değilim.

Pavlus'un "elçi"liğini reddettiğim için, Hristiyanlar beni kendilerinden biri olarak görmezler.

 

Tanrı nasıl insan bedenine bürünebilir hocam? Tanrı bizlere mesajını vermek için illa insan şekline mi bürünmeli veya insan elçileri kullanmalı? tanrı başka bir yol bulamıyor mu? neden insana muhtaç!? (muhtaç derken acizlik olarak algılamayın lütfen)

 

 bakış açınızı paylaşırsanız sevinirim. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
28 dakika önce, Burakey yazdı:

ancak sen ve senin gibi insanların yani bu kadar düşünmüş insanların  aslında gerçeği gördüğünü (din yalan gerçeği) ama bunu bastırıp hep dinin doğru olma olasılığı üzerine olan fikirlerine tutunarak  böyle devam ettiklerini düşünüyorum.

 

bende öyleydim. birazda ordan yaftalıyorun sizi. haliyle sizide kendim gibi sanıyorum.. dostum yalanın kimseye faydası yok ve olmayacak..hepimiz yani tüm insanlık ayn kaderi paylaşıyoruz ve aynı yere gideceğiz..bir kısmımızı diğerimizden ayıracak herhangi bir tanrı gözükmüyor ufukta..

 

Buradaki cümlelerinize özellikle katılıyorum. Çünkü bende din konusunu ilk araştırmaya başladığımda dinlerin uydurma olmasını öğrenmeyi istemiştim. Araştırmalarım sonucu uydurma olduğu kanaatine vardığımda başlangıçta kısa bir süre kendimi iyi hissettim. Daha sonra “ya varsa” hissi oluştu ve neredeyse bunalıma girecektim. “Keşke hiç araştırmasaydım” diye düşünmüştüm. Dolayısıyla dinlerin gerçek olduğuna kanıt bulmaya çalışıyor ve kendimi yeniden dine inandırmaya çalışıyordum. Bunu yapmaya çalışırken ne kadar ayet, hadis, islami kaynak okuduysam bu defa daha fazla uzaklaştım dinden. Süreç gerekiyor dinlerin olmadığını içselleştirebilmek için. Ve bende o süreci daha yeni atlatabildim.

Link to post
Sitelerde Paylaş
34 dakika önce, Burakey yazdı:

ateist forumda islamı savunuyorsun.

 

Bana hitâben kurulan bir cümle değil. 

Fakat bir-iki kelâm etmeden geçemedim.

 

İnanç savunul(a)maz.

Sâhiplenilir ve yaşanır.

 

Senin olana, başkasının müdâhele hakkı yoktur.

İnancın doğrultusunda dünyayı dizayn etmye kalkmadığın müddetçe tabii.

İnancın subjektifliği bir savunma refleksini mantıksız kılar.

Esâsen anayasal hak bağlamında - Din ve vicdan hürriyeti - buna ihtiyaç da duyulmamalıdır.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Bir saat önce, sistematik yazdı:

 

Buradaki cümlelerinize özellikle katılıyorum. Çünkü bende din konusunu ilk araştırmaya başladığımda dinlerin uydurma olmasını öğrenmeyi istemiştim. Araştırmalarım sonucu uydurma olduğu kanaatine vardığımda başlangıçta kısa bir süre kendimi iyi hissettim. Daha sonra “ya varsa” hissi oluştu ve neredeyse bunalıma girecektim. “Keşke hiç araştırmasaydım” diye düşünmüştüm. Dolayısıyla dinlerin gerçek olduğuna kanıt bulmaya çalışıyor ve kendimi yeniden dine inandırmaya çalışıyordum. Bunu yapmaya çalışırken ne kadar ayet, hadis, islami kaynak okuduysam bu defa daha fazla uzaklaştım dinden. Süreç gerekiyor dinlerin olmadığını içselleştirebilmek için. Ve bende o süreci daha yeni atlatabildim.

 

aynı yolun yolcusuyuz dostum. geceleri uyanıp ''olm boşver düşünme,okuma,inancını bırakma'' diye düşündüğümü ve kendime telkinler verdiğimi hatırlıyorum. zaten uzun süre öteledim. sonunda kendimde bu gücü buldum ve terkettim. tabi yavaş yavaş oldu bu gücü toplamam. süreç yavaş olduğu için bunalıma girmedim.

 

içselleştirme sürecim hala devam ediyor , zaman herşeyin ilacı dostum..yazınızı bekliyoruz,forumda okumayı en çok sevdiğim yazılar bu kişisel paylaşımlar zaten :)

Link to post
Sitelerde Paylaş
6 dakika önce, Burakey yazdı:

 

Tanrı nasıl insan bedenine bürünebilir hocam? Tanrı bizlere mesajını vermek için illa insan şekline mi bürünmeli veya insan elçileri kullanmalı? tanrı başka bir yol bulamıyor mu? neden insana muhtaç!? (muhtaç derken acizlik olarak algılamayın lütfen)

 

 bakış açınızı paylaşırsanız sevinirim. 

 

Benim Tanrı algım, tarihsel Hristiyanlığın kurguladığı "Tanrı" algısından bir hayli farklı.

Şöyle diyeyim:

 

"Tanrı her şeydir. Ne var ki her şey Tanrı değildir."

 

Tanrı insan olamaz.

İnsan olmak için Tanrılığa ait tüm vasıflarını terk etmesi şarttır.

Bu da tabiatıyla mümkün değil.

Eğer Tanrı insan olup da ölüyor ve dirildikten sonra tekrar Tanrı oluyorsa,

Herhangi bir insanın da "Tanrı" olması mantıken mümkündür.

 

Ben, Tanrı'nın kelam sıfatı ile MESİH'te tecelli ettiğine inanırım.

Çünki İncildeki - Matta, Markos, Luka, Yuhanna - öğretişler beşer aklının kudreti dâhilinde değil bana göre.

Bu tecelliyat da MESİH'in çarmıha kadar sürdüğü günahsız hayatın gerekçesidir.

 

İnsanın Tanrı ile Aden bahçesindeki diyaloguna tekrar dönülebilmesi, işlenen günahın kefâretinin ödenmesi ile alâkaldır.

Sığır-deve kurban etmekle olmaz bu işler.

Her kefâret, kendi nev'inden olmalı.

Tabi bu anlattığım husus tamâmen bir inançtır.

Kimisi dört elle sarılır.

Kimisi göbeğini kaşıya kaşıya güler. :)

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
Bir saat önce, Vefik Sâmi yazdı:

 

Bana hitâben kurulan bir cümle değil. 

Fakat bir-iki kelâm etmeden geçemedim.

 

İnanç savunul(a)maz.

Sâhiplenilir ve yaşanır.

 

Senin olana, başkasının müdâhele hakkı yoktur.

İnancın doğrultusunda dünyayı dizayn etmye kalkmadığın müddetçe tabii.

İnancın subjektifliği bir savunma refleksini mantıksız kılar.

Esâsen anayasal hak bağlamında - Din ve vicdan hürriyeti - buna ihtiyaç da duyulmamalıdır.

 

haklısınız ama kişisel inanç açısından haklısınız hocam. islam ise toplumsallaşmış ve kurumsallaşmıştır. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
Bir saat önce, Vefik Sâmi yazdı:

 

Benim Tanrı algım, tarihsel Hristiyanlığın kurguladığı "Tanrı" algısından bir hayli farklı.

Şöyle diyeyim:

 

"Tanrı her şeydir. Ne var ki her şey Tanrı değildir."

 

Tanrı insan olamaz.

İnsan olmak için Tanrılığa ait tüm vasıflarını terk etmesi şarttır.

Bu da tabiatıyla mümkün değil.

Eğer Tanrı insan olup da ölüyor ve dirildikten sonra tekrar Tanrı oluyorsa,

Herhangi bir insanın da "Tanrı" olması mantıken mümkündür.

 

Ben, Tanrı'nın kelam sıfatı ile MESİH'te tecelli ettiğine inanırım.

Çünki İncildeki - Matta, Markos, Luka, Yuhanna - öğretişler beşer aklının kudreti dâhilinde değil bana göre.

Bu tecelliyat da MESİH'in çarmıha kadar sürdüğü günahsız hayatın gerekçesidir.

 

İnsanın Tanrı ile Aden bahçesindeki diyaloguna tekrar dönülebilmesi, işlenen günahın kefâretinin ödenmesi ile alâkaldır.

Sığır-deve kurban etmekle olmaz bu işler.

Her kefâret, kendi nev'inden olmalı.

Tabi bu anlattığım husus tamâmen bir inançtır.

Kimisi dört elle sarılır.

Kimisi göbeğini kaşıya kaşıya güler. :)

 

 

hımm:89: eyvallah hocam. yorum yapmayım içinden çıkamayız:)

Link to post
Sitelerde Paylaş
23 dakika önce, Burakey yazdı:

 

aynı yolun yolcusuyuz dostum. geceleri uyanıp ''olm boşver düşünme,okuma,inancını bırakma'' diye düşündüğümü ve kendime telkinler verdiğimi hatırlıyorum. zaten uzun süre öteledim. sonunda kendimde bu gücü buldum ve terkettim. tabi yavaş yavaş oldu bu gücü toplamam. süreç yavaş olduğu için bunalıma girmedim.

 

içselleştirme sürecim hala devam ediyor , zaman herşeyin ilacı dostum..yazınızı bekliyoruz,forumda okumayı en çok sevdiğim yazılar bu kişisel paylaşımlar zaten :)

 

Yazmaya başladım zaten. Yarın bitiririm diye düşünüyorum. Bitirdikten sonra hemen paylaşacağım. Siz ve diğer üyelerin de kafa karışıklığının nasıl başladığı, bu süreçte neler yaşadığını anlattığınız yazılarınız varsa okumak istiyorum. Foruma birkaç haftadır bakıyorum ama böyle bir yazıya da denk gelmedim. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
Bir saat önce, sistematik yazdı:

 

Yazmaya başladım zaten. Yarın bitiririm diye düşünüyorum. Bitirdikten sonra hemen paylaşacağım. Siz ve diğer üyelerin de kafa karışıklığının nasıl başladığı, bu süreçte neler yaşadığını anlattığınız yazılarınız varsa okumak istiyorum. Foruma birkaç haftadır bakıyorum ama böyle bir yazıya da denk gelmedim. 

 

Forumu gezdikçe görürsün dostum. hepsi aynı başlıkta değil ama çok paylaşım var böyle. samimi ve gerçek olanlar hemen belli oluyor. troller ve sahtekarlarında benzer yazıları var tabiki ama onları ayırman zor olmayacaktır.

 

 kendi kişisel serüvenimi kısaca yazayım. İnanmayanlar neden iyi insan olsalar bile cehenenme gidiyorlardır? ilk aşamadığım sorum buydu.bunun nedenini anlamaya çalıştım yıllarca. tabiki bulamadım..son damla nisa24 dür. savaşta adamı öldür karısını, kızını, kız kardeşini savaş esiri olarak al ve istediğin gibi kullan. hatta adam ölmemiş bile olsa karısı sana helal! bu ayet şalterlerimi attırmıştır. hala sinirlendiğim bir ayettir. vicdan ve empatiden uzak ahlakıma uymayan kabuledilemez birşey..

tarihinde Burakey tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
3 dakika önce, Burakey yazdı:

 

Forumu gezdikçe görürsün dostum. hepsi aynı başlıkta değil ama çok paylaşım var böyle. samimi ve gerçek olanlar hemen belli oluyor. troller ve sahtekarlarında benzer yazıları var tabiki ama onları ayırman zor olmayacaktır.

 

 kendi kişisel serüvenimi kısaca yazayım. İnanmayanlar neden iyi insan olsalar bile cehenenme gidiyorlardır? ilk aşamadığım sorum buydu.bunun nedenini anlamaya çalıştım yıllarca. tabiki bulamadım..son damla nisa24 dür. savaşta adamı öldür karısını, kızını, kız kardeşini savaş esiri olarak al ve istediğin gibi kullan. hatta adam ölmemiş bile olsa karısı sana helal! bu ayet şalterlerimi attırmıştır. hala sinirlendiğim bir ayettir. vicdan ve empatiden uzak ahlakıma uymayan kabuledilemez birşey..

 

 

- aynı şekilde senin gibi bende inanmayan iyi insanların neden cehennemde ebedi yanacaklarını anlayamıyor ve bunu sorguluyordum. 

- Özgür irade verildiği söyleniyorken bu kontrol neden ve neden cehennemle tehdit ediliyoruz, başka yolu yok mu? Özgür iradem varsa ne istiyorsam yapabilmeli ve öyle yaptım diye cehennemde yanmamalıyım. 

 

 

Daha ilkokul ortaokul çağındayken kafamdaki sorular ise;

- cennette sıkılmaz mıyız? 

- Allah her an bizi nasıl izleyebiliyor.

- sağ ve sol yanımızdaki melekler her an sevap ve günahlarımızı nasıl, nereye yazıyor ve bunu neden yapıyor. Ve öldükten sonra hesap vakti geldiğinde adaletli bir şekilde değerlendirme nasıl yapılabilecekti?

- herkes öldükten sonra sevdikleriyle yaşayacaksa ben anne babamla mı yaşayacaktım, eşimle mi yaşayacaktım, çocuklarım olursa onlar kimle yaşayacaktı? Benle mi yoksa kendi çocuklarıyla mı? 

- şarkı söylemek, resim yapmak neden günahtı? Resim çizmeyi çok seviyorken neden bir yandan günah baskısı altında çiziyordum. 

 

Ve daha fazlası...

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...