Jump to content

Tanrı kendi gelecegini değiştirebilirmi?


Recommended Posts

1 saat önce, T.TAŞPINAR yazdı:

IŞIK VARSA KARANLIK OLMAZ,VARLIK VARSA BOŞLUK OLMAZ..AMA TABİİ Kİ TANRI-ALLAH HERKESTE İSTEDİĞİ ALGIYI YARATABİLİR...EVRENDE GERÇEK ANLAMDA BOŞLUK YOKTUR...HER YER EN AZINDAN IŞIK YA DA GRAVİTASYON DALGALARIYLA -EN ZAYIF HALLERİYLE DE OLSA- DOLUDUR..BUNLARIN YAYILABİLDİĞİ HER YERDE UZAY-ZAMAN DOKUSU VARDIR..EĞER EVRENİN İÇİNDE BİR MUTLAK YOKLUK-BOŞLUK HACMİ OLSAYDI EVREN ONUN ÜZERİNE ÇÖKER VE ORAYI DOLDURURDU..EVRENİN DIŞI YOKLUK -BOŞLUK ALANI OLDUĞU İÇİN VARLIK ALANI OLAN EVREN DIŞA DOĞRU YOKLUK ALANINA DOĞRU YANİ,GENİŞLEMEKTEDİR..BİG BANG DEN ÖNCE EVREN DE BİR YOKLUK ALANIYDI..KURANI KERİMDE DEDİĞİ GİBİ ALLAH HER ŞEYİ "YOKLUK"TAN YARATTI..BELKİ DE BİZLER DE BİR MUTLAK YOKLUK ALANI İLE KARŞILAŞSAYDIK ORAYI SADECE HAYALLERİMİZLE ŞEKİLLENDİRDİĞİMİZ BİR ÖZEL EVREN HALİNE GETİREBİLİRDİK..SİZLER NE DERSİNİZ..?

ışıgın oldu yerde karanlık olur  evren modelı buna mükemmel bir örnektır. evren bir odadır odanın için aslında karanlıktır onu aydınlatmışlar biraz.  se nasıl bu soruya cevap ver :D  ısık saniyede 300. 000 hızla gidiyorsa  13. 7 milyar yıldır neden? hala evrenı aydınlatmadı peki? işte zor soru bu :D  . ama hiçlik olmaz bir boyut olmak zorunda. :) 

gravitisyon dalgaları ana yapının temelını oluşturmaz ana yapının temelını karanlık madde oluşturur. evren  dısa dogru dısa dogru yokluk ananına dogru genışlemez evrenın genışlediği henuz ispatlanmadı adı üstünde teoriler senı çıkmaza götürür. :)

 ışık hızını gecersen evrenı büker ve solucan deliği  oluşturusun buda ışınlanma demektır. allah herşeyi yoktan yaratmış olabilir. ama benım soruma cevap değildir. ısık sanıyede 300.000 hız yapıyorsa. 13. 7 milyar yılda evren çokta naydınlanmış olmalıydı 

 haksızmıyım :D 

Link to post
Sitelerde Paylaş
gönderildi (düzenlendi)
2 saat önce, Tengiz yazdı:

 

Çünkü Tanrı, mahalle bakallı Ahmet abi değil. Sepeti hazırlamak için 10 saniyeye ihtiyacı yok. Faaliyetlerini icra etmek için zamanı ihtiyaç duymaz zira ihtiyaç duymak Tanrılık makamına değmez.(sorduğum soruya cevap veremiyorum  ayy birazcık kıvırsam hiçte fena olmaz masalları bunlar yemezler :D )

 

Bu nasıl bir Türkçe evvel onu anlamaya çalışıyorum   (.bende seni anlamay calışıyorum . seni çözemedim )

 

 

Bir şeyi ispatladığım falan yok. Tanrının varlığı inançtır, ispat değildir. Bilimsel konuların tanrıyla işi olmaz. Bu tür konular felsefenin uğraşıdır. Evvela Tanrı bir boyutta yaşamaz. Yaşamak canlılar içindir, mahluk içindir. Eğer Tanrının makamından daha ulu bir makam varsa o zaman Tanrı, tanrı değildir. Tanrının vasıflarından biri de her şeyden münezzeh ve âli olmasıdır. Tanrıdan âlisi varsa Tanrı, tanrı olamaz! ( ben sana biimsel bir soru sormadımkı :D kıvırma hemen ben sana tanrısal bir soru sordum. ama sen asena gibi kıvırdın :D )

 

 

Sorduğun soru zor değil yanlış. (cevabın verseydin keşke  :D  yani ispatlasaydın kolay olduğunu) 

 

Tanrının varlığını kabul ediyorsan zamanın da Tanrı tarafından yaratıldığını kabul etmek zorundasın. Tanrının kendi yarattığına boyun eğdiğini iddia ederse Tanrı artık Tanrı olmaz. Tanrıdan ulu bir mekan ve makam varsa Tanrı, tanrı olamaz. Basit mantık yürütmeler bunlar.( bak hala sorumu anlamadı. TANRI KENDİ ZAMANINI DEĞİŞTİREBİLİRMİ? 

EVRENDEN BAHSETMİYORUM  ZEKİ ÇOCUK) :D  

 

 

 

Çok zeki değilim sadece sözlük anlamını biliyorum kelimelerin. Tanrı artık Tanrı değil o zaman ne biçim Tanrıdır? Sorduğun soru bu. Tanrı kendi yarattığı zamana tabi olursa artık Tanrının Tanrılığı kalır mı? Sen Tanrı mefhumunu mahalle bakkalın Ahmet abi zannediyorsun. Zeka değil bu, mantık yürütme.ŞİMDİ SORDUĞUM SORUYA CEVAP VERMİYECEKSEN

 NEDEN? BENİ ELEŞTİRİYORSUN EEE HADI CEVAP VER BANA ÇOK ZEKİSİNYA  MADEM BU AKLI BANA TANRI VERDI BU MANTIĞI O VERDI BANA BENDE ONUN AKLINI VE MANTIĞINI KULLNIYORUM. HEPSI BU. :D  

 

 

Lan neyini anlayacağım? Evrenin dışı neresi?  Evrenin dışını da kapsarmış. Bu güne kadar biz Evrenin dışı diye bir şeye dair en küçük bir delil mi bulduk ? Adam gitti mabadından evren dışı diye bir yer uydurdu ona da zaman mefhumunu yamadı. Yav he he  ( hahahaha  :D   hadi ordan yahuu çoluk cocukla tartışıyorum kabahat bende  :D )

 

 

Evrenin değil senin aklının görüp görebileceği en zor soru bu. Tanrı kendinden daha büyük bir şey yaratırsa artık Tanrı, tanrı değildir. Tanrıdan daha güçlü bir şey olursa artık Tanrı, Tanrı olamaz. Tanrı, artık tanrı olamamaya kadir değilse o zaman nasıl her şeye kadir bir tanrı olabilir? Al sorduğun soru bu. Senin evrenin en zor sorusu işte bu. Mantığı denklemi, ilkokul yaşında bir soru.( sen mantık istiyordun bende sana hayatının mantığın verdım :D  ) 

 

 

Sen sonsuzluk mefhumunu "evrenin dışı" caddesinin ara sokağı olarak hayal ettiğin için buradan bir yol daha çıkmayacağım.( ya ya ne? demezsin şuna bilmiyorum abi desene  :D  ) 

:0_80cbc_37a71a73_L:

tarihinde agnostik tanrı tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
Bir saat önce, T.TAŞPINAR yazdı:

KURANI KERİMDE DEDİĞİ GİBİ ALLAH HER ŞEYİ "YOKLUK"TAN YARATTI..

 

Tanrı; teist'in varlığına inandığı, ateist'in ise kabul etmediği/inanmadığı yaratıcının adıdır.

Allah; varlığını duyurmak için Muhammed'in ağzına muhtaç olan ve genellikle de Muhammed'in keyfine göre konuşan Arap'ın uyduruk ilahıdır.

 

Alıntı

Bize Hişâm tahdîs etti ki, babası Urve şöyle demiştir:

Havle bintu Hakîm, nefsini Peygamber'e hibe eden kadınlardan idi. Bunun üzerine Âişe:

 

— Kadın kendini erkeğe hibe etmekten haya etmiyor mu? dedi.

 

"Onlardan kimi dilersen (nevbetinden) geri bırakır, kimi de di­lersen yanına alabilirsin. Geri bıraktıklarından kimi istersen (yanına almakta) de sana güçlük yoktur... "(ei-Ahzâb: 51) âyeti inince de Âişe:

 

Yâ Rasülallah! Rabb'in Taâlâ ancak Senin arzunun gerçekleşmesine çabuk davranıyor, dedim.

 

Bu hadîsi Ebû Saîd el-Müeddib, Muhammed ibn Bişr ve Abde ibn Süleyman; üçü de Hişâm'dan; o da babası Urve'den; o da Âişe'-den olmak üzere, bâzısı bâzısının rivayeti üzerine artırarak rivayet etmişlerdir.

 

Sahih-i Buhâri: Nikâh; Kadının kendi nefsini bir kimseye hibe etmesi helal olur mu bâbı (30), Hadis No: 49

 

 

Madde alemini yoktan var ettiğini söyleyen; Tanrı değil, olsa olsa süzme salaktır.

Gerçi "yok" kavramının anlamı üzerinde de uzun uzun tefekkür etmek şart olsa da burada şu inceliğe dikkat çekip bırakalım.

Yaradan herhangi bir şey için "yok" diyorsa o yok olma hâli mutlak yokluktur.

Binâenaleyh; "yoktan var ettim" diyen Tanrı, kendi kendisiyle güreşiyor demektir.

Komik değil, komik ötesi bir durumdur bu !..

tarihinde Vefik Sâmi tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
Bir saat önce, Vefik Sâmi yazdı:

 

Tanrı; teist'in varlığına inandığı, ateist'in ise kabul etmediği/inanmadığı yaratıcının adıdır.

Allah; varlığını duyurmak için Muhammed'in ağzına muhtaç olan ve genellikle de Muhammed'in keyfine göre konuşan Arap'ın uyduruk ilahıdır.

 

 

Madde alemini yoktan var ettiğini söyleyen; Tanrı değil, olsa olsa süzme salaktır.

Gerçi "yok" kavramının anlamı üzerinde de uzun uzun tefekkür etmek şart olsa da burada şu inceliğe dikkat çekip bırakalım.

Yaradan herhangi bir şey için "yok" diyorsa o yok olma hâli mutlak yokluktur.

Binâenaleyh; "yoktan var ettim" diyen Tanrı, kendi kendisiyle güreşiyor demektir.

Komik değil, komik ötesi bir durumdur bu !..

Dede sen felsefe yapma lütfen.Çünkü: sen felsefe yaptın mı bilimin b.kunu çıkarıyorsun.Sen önce bir var olduğunu ispatla da sonra tanrı'nın yoktan var etmesini sorgula.Bilim bile evrenin aslında var olmaması gerektiğini söylüyor.Madde her ne ise maddeden yapılmamıştır diyor.O zaman asıl olan şey maddeden farklı birşey.Bu gün bilim insanları ortalığa düşmüş tanrı parçacığı arıyor neden? Bundan haberin bile yok senin.Evreni gerçek kılan enerji türü farklı.İşte bu enerji aslında olmaması gereken evrenin sebebi.Tanrı neden bu enerjiden(kudret nurundan) aslında var olmayan maddeyi var kılmış olmasın?Işte O nur(enerji) senin peygamberin nurudur.Evren onun içinde var oluyor.Evrenin dışı göz kamaştıran bu nur ile doludur.Boş yere varlık davası gütme.Yoktan var etmeyi anlamamışsın bile.

Link to post
Sitelerde Paylaş
2 hours ago, agnostik tanrı said:

:0_80cbc_37a71a73_L:

 

Evrenin değil senin aklının görüp görebileceği en zor soru bu. Tanrı kendinden daha büyük bir şey yaratırsa artık Tanrı, tanrı değildir. Tanrıdan daha güçlü bir şey olursa artık Tanrı, Tanrı olamaz. Tanrı, artık tanrı olamamaya kadir değilse o zaman nasıl her şeye kadir bir tanrı olabilir? Al sorduğun soru bu. Senin evrenin en zor sorusu işte bu. Mantığı denklemi, ilkokul yaşında bir soru.

 

Bundan sonra tartışmaya gerek yok. 51 yaşından 5.1 santime kadar düştün. Küçük dünyanın evren dışına!... sinyal gönderen kanallarından sana selam eder, bir daha görüşmemeyi niyaz ederim.

Link to post
Sitelerde Paylaş
55 dakika önce, DeepBlue yazdı:

Dede sen felsefe yapma lütfen.Çünkü: sen felsefe yaptın mı bilimin b.kunu çıkarıyorsun

 

Valla yegen, felsefeye kafam basmaz benim.

"Yoktan var etme" husûsunda sorduğum basit soryu, "Felsefe" olarak algıladıysan felsefeden anlamama noktasında senin de benden aşağı kalır tarafın yok.

Laga-luga etmişssin de hiçbir şey dememişsin.

 

55 dakika önce, DeepBlue yazdı:

Sen önce bir var olduğunu ispatla da sonra tanrı'nın yoktan var etmesini sorgula.

 

Vasati zekâya sâhip biri bu soruyu sormaz.

Teist, Tanrı'nın varlığına inanır.

Ispat mümkün olsaydı, inanmaya gerek yoktu.

Bazen bir husûs var kabul edilerek - Eski tâbirle farz-ı muhâl - o şey üzerine mantık yürütülür. Her ne kadar Tanrı'nın varlığı ıspatlanamasa da mevcûdiyeti noktasındaki kanâ'at ya da ön kabül, bâzı şartlara bağlanır. Buna da "Tanrı'nın sıfatları" denir Bir ateist'e göre bunlar hayâli-uydurk sıfatlardır. Fakat; inançlı olan bunlara da inanır. Tabii ki kavramsal olarak bu sıfatlar üzerinden ne yapabileceği yâhut yapamayacağı üzerine münâkaşalar yapılır.

 

55 dakika önce, DeepBlue yazdı:

Bilim bile evrenin aslında var olmaması gerektiğini söylüyor.

 

İşinize gelince "Bilim şunu deri bunu der" türü güzellemelerden medet umar, işinize gelmeyince de "Kur'an bilim kitabı değil" deyip çalının arkasına saklanırsınız. Bilim neye dayanarak bunu demiş ? Net olarak var olan maddeye neye dayanarak "Aslında olmamalıydı" demiş ? Üstelik benim yazdığım husus ile bu yazdığının ne ilgisi var ? 

 

Bak, bir daha yazıyorum.

Tanrı mutlaktır.

Neye "yok" diyorsa o da mutlakâ olmamalıdır.

Mutlak yokluktan var ettiğini iddia eden Tanrı, komik bir Tanrıdır.

Anladın ?

 

"Sorunuza çalışmadım örtmenim. Ben çalıştığım yerden anlataytım" der gibi bir hâlin var.

Ama; ben seni sözlüye kaldırmadım ki evlât !..

tarihinde Vefik Sâmi tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
Bir saat önce, Vefik Sâmi yazdı:

 

Valla yegen, felsefeye kafam basmaz benim.

"Yoktan var etme" husûsunda sorduğum basit soryu, "Felsefe" olarak algıladıysan felsefeden anlamama noktasında senin de benden aşağı kalır tarafın yok.

Laga-luga etmişssin de hiçbir şey dememişsin.

 

 

Vasati zekâya sâhip biri bu soruyu sormaz.

Teist, Tanrı'nın varlığına inanır.

Ispat mümkün olsaydı, inanmaya gerek yoktu.

Bazen bir husûs var kabul edilerek - Eski tâbirle farz-ı muhâl - o şey üzerine mantık yürütülür. Her ne kadar Tanrı'nın varlığı ıspatlanamasa da mevcûdiyeti noktasındaki kanâ'at ya da ön kabül, bâzı şartlara bağlanır. Buna da "Tanrı'nın sıfatları" denir Bir ateist'e göre bunlar hayâli-uydurk sıfatlardır. Fakat; inançlı olan bunlara da inanır. Tabii ki kavramsal olarak bu sıfatlar üzerinden ne yapabileceği yâhut yapamayacağı üzerine münâkaşalar yapılır.

 

 

İşinize gelince "Bilim şunu deri bunu der" türü güzellemelerden medet umar, işinize gelmeyince de "Kur'an bilim kitabı değil" deyip çalının arkasına saklanırsınız. Bilim neye dayanarak bunu demiş ? Net olarak var olan maddeye neye dayanarak "Aslında olmamalıydı" demiş ? Üstelik benim yazdığım husus ile bu yazdığının ne ilgisi var ? 

 

Bak, bir daha yazıyorum.

Tanrı mutlaktır.

Neye "yok" diyorsa o da mutlakâ olmamalıdır.

Mutlak yokluktan var ettiğini iddia eden Tanrı, komik bir Tanrıdır.

Anladın ?

 

"Sorunuza çalışmadım örtmenim. Ben çalıştığım yerden anlataytım" der gibi bir hâlin var.

Ama; ben seni sözlüye kaldırmadım ki evlât !..

Dede aynı şeyi diyoruz ama ince bir noktada farklı yöne kayıyorsun.Ben diyorum "mutlak gerçek" tanrıdır.O zaman bunun dışında kalanlar O'nun yaratması ile var hükmündedirler.Dolayısı ile mutlak olan tanrı aslında yok olanı kendi kudretinden yaratmaktadır.Yoktan değil yani.Fakat; bu yaratılmış olan yoktan var olmuştur.O'ndan(Tanrıdan) başka birşey yok çünkü.Burda ki yoka yüklediğin mana farklı senin.Okumuş adamsın dede, bunu anlayamıyor musun öğretmenim?

 

Bak diyorum ki ''mutlak gerçek; Allah'tır'' Kuran da bu gerçeği içerir zaten.Bu mananin dışında kalan yaratılmışlar ise mutlak gerçek değildir.Ama Allah'ın yaratması ile gerçeklik payları vardır.Sen de aslında bunu söylüyorsun.Kuran hangi gerçeği içerir? Allah'in tek varlık olduğu, hiç birseyin Ona denk olmadığı ,esi/benzeri/misli olmadığı vs. değil mi?Oncesin de hangi gercek vardi,hangi alem? hic bir gercek yoktu,öncesi diye birşey de yoktu.Öncesi diye birsey yok çünku; zaman yok katinda.O zaman yaratmayi diledikten sonra vucuda gelen varliklar nasil mutlak gercek olabilir?

 

Maddenin sana gerçek olduğunu bildiren ne?Duyu organların mi?Bunların hiç biri gerçek değil.Hepsi titreşim.Sen titreşimi yani enerjiyi madde olarak görüyorsun.Tassavufi olarak bu Nur'dur.Bilimsel olarak titreşim diyorlar neyse.Iste bu Nur içinde herşey yaratılmış.Evren de bu Nur içinde genişler(en doğrusunu Allah bilir).Allah'in nuru gökleri ve yeri kaplamıştir.Sicim teorisini ve M teorisini araştır.Bunlarida kafamdan uydurmuyorum tasavvuf büyükleri hadis kaynakli diyor.Ben sadece bunları modern bilimlerle birlestiriyorum.

 

Nur/35: Allah, Semavât-ü Arzın nûrudur, nûrunun temsili sanki bir mişkât; içinde bir mısbah, mısbah bir sırçada, sırça sanki bir kevkebi dürrî (bir inci yıldız), mübarek bir ağaçtan tutuşturulur: bir zeytundan ki ne şarkîdir ne garbî, yağı hemen hemen ateş dokunmasa bile zıya verir, nûr üzerine nûr, Allah nûruna dilediğini hidayet buyurur ve insanlar için meseller darb eyler ve Allah, her şey'e alîmdir.

 

Ayrica, E = mc2 formülü kütle/enerji eşitliğinden bahseder.Bunlari bilmeden habire gerçek üzerine yazıyorsun.Her şeyin özü enerjidir(tasavvufı olarak nur). Kütle, enerjinin yoğunlaşmış halidir. Düşünce enerjidir. Enerji sürekli titreşerek bir salınım oluşturur. Bizler de insanoğlu olarak sürekli titreşen enerjileriz. Titreşim seviyemiz düşük olduğu için yeryüzünde çökeltilmiş şekilde yani kütle-beden olarak hayatlarımızı devam ettiriyoruz. Bizim titreşimimize uygun şekilde titreşen enerjileri de kendi titreşim dünyamızda kütle olarak görebiliyoruz (diğer insanlar, hayvanlar, masa, sandalye vs.).Örneğin; senin vücudunun da hiçbir gerçekliği yok.Giderek titreşim frekansı düşüyor.yaslaniyorsun...Ya da dışarıdan enerji almazsan yine bittin.Sonra;  peygamberler maddeyi çoktan aşmış insanlar zaten.Maddesel vücuttan mana alemine,metafizige geçmişler.Sanki sen Nirvanaya ulaşmışsinda biz birşey bilmiyoruz.Söylediklerinin hiçbir temeli yok,zimbirti sadece.

 

Ey Cabir! Her şeyden önce Allah’ın ilk yarattığı şey senin peygamberinin nurudur. O nur, Allah’ın kudretiyle onun dilediği yerlerde dolaşıp duruyordu. O vakit daha hiçbir şey yoktu. Ne Levh, ne kalem, ne cennet, ne ateş / cehennem vardı. Ne melek, ne gök, ne yer, ne güneş, ne ay, ne cin ve ne de insan vardı."

"Allah mahlukları yaratmak istediği vakit, bu nuru dört parçaya ayırdı. Birinci parçasından kalemi, ikinci parçasından Levh’i (Levh-i Mahfuz), üçüncü parçasından Arş’ı yarattı. Dördüncü parçayı ayrıca dört parçaya böldü: Birinci parçadan Hamele-i Arşı (Arşın taşıyıcılarını), ikinci parçadan Kürsi’yi, üçüncü parçadan diğer melekleri yarattı. Dördüncü kısmı tekrar dört parçaya böldü: Birinci parçadan gökleri, ikinci parçadan yerleri, üçüncü parçadan cennet ve cehennemi yarattı. Sonra dördüncü parçayı yine dörde böldü: Birinci parçadan müminlerin basiret nurunu / iman şuurunu, ikinci parçadan -marifetullahtan ibaret olan- kalplerinin nurunu, üçüncü parçadan tevhitten ibaret olan ünsiyet nurunu (La ilahe illallah Muhammedu’rresulüllah nurunu) yarattı.”

 

Ahmed, Musned, IV-127; Hâkim, Mustedrak, II-600/4175; İbni Hibban, El İhsân, XIV-312/6404; el-Leknevî, el-Âsâru’l-Merfû’a, s. 42-3; Kastalanî, Mevahibu'l-Ledunniye: 1/6; Krş. Aclunî, Keşfu'l Hâfa, C.1, 262- 265-266.

 

"ALLAH : "Seni kendi nurumdan, diğer şeyleri de senin nurundan yarattım."buyurdu." 

 

Ahmed, Müsned IV-127; Hâkim, Müstedrek II-600/4175; İbni Hibban, El İhsân XIV-312/6404; Aclûnî, Keşfü'l-Hâfâ I-265/827

 

Kısaca;
"Gerçek olan bir Tanrımız.Gerisinin hepsi yalan...''

İbraham Tatlises.

Link to post
Sitelerde Paylaş
11 saat önce, DeepBlue yazdı:

Sanki sen Nirvanaya ulaşmışsinda biz birşey bilmiyoruz.Söylediklerinin hiçbir temeli yok,zimbirti sadece.

 

Böyle deyince sorduğuma cevap vermiş mi oldun ?

Mevzuyu ego yarışına dökme.

Ergen tripleri ile uğraşacak hâlim yok benim.

 

Ha, bak anlaman için şu son cümlemden örnek vereyim. "Hâlim yok" derken, şu an için bu tip  trişkadan mevzûlarla uğraşamam anlamı veriyorum. Bu, sana senin perdenden cevap veremiyeceğim anlamına gelmiyor. Senin, aslında çok net anladığın ama; gurur yaptığın için salağa yattığın husûsa gelince; evet mutlak olan Tanrıdır. O nedenle yarattığı hususlara dâir hükmü de mutlaktır. Dikkat et !.. "Madde mutlaktır" demiyorum. Misâl; bu gün kullandığımız çoğu elektronik cihaz - muhtemelen - önceden yoktu. Ya da insanoğlu bunları bilmiyordu. Şimdi bu icadları yapanlar da Allah gibi yoktan var etmiş mi oldular ? Bir çok şeyin madde içinde "olabilirlik ihtimâli" ile var olmasının mümkün olması o şeylerin mutlak olarak omadığı anlamına gelmez. İlmi vardır, şartları vardır. Sâdece şekil ve fonksiyon olarak sonradan ortaya çıkarlar.

 

Buna İslâmiyette "inşa" denir.

Bir de yine İslâmi literatüre göre sâdece Allah'a atfedilen "İbda" husûsiyeti vardır ki buna "orneksiz ve benzersiz olarak yoktan var etme" dereler. Sen; her şeyi Allah kendi nurundan yarattı diyorsun. Benim buna itirazım yok. Yani Allah'ın kendisinde var olan bir husûsiyetten başka şeyler yaratmış olduğunu söyleyebilirsin. Bunu da "Tanrı her şeydir. Ama; her şey Tanrı değildir" şeklinde formüle edip anlaşılabilir hâle getirmek mümkündür. Ne var ki Tanrı'nın "yoktan var ettim" demesi senin kimi indi yorumlarla vaziyeti kurtarma adına yaptığın lafazanlıklarla hasır altına süpürülecek gibi durmuyor.

 

Misâl; müslüman "Lâ ilâhe İ;llalah" der.

Şimdi bu ne anlama gelir ?

Mutlak anlamda Allahtan gayrı ilâh olmadığı ileri sürülmüş olur.

Bu hüküm de mutlak olmalı, istisnâsı bulunmamalıdır.

Şimdi, "Lâ ilâhe İllalah"ı "mutlak" kabul ediyorsun da "Yoktan var etti" hükmüne gelince neden raks ediyorsun ?

 

11 saat önce, DeepBlue yazdı:

Ayrica, E = mc2 formülü kütle/enerji eşitliğinden bahseder.Bunlari bilmeden habire gerçek üzerine yazıyorsun.

 

Ukâlâlığı bırak.

Senden fizik dersi tâlebim olmadı.

Bunu yapacak olsam sana sıra gelene dek akşam olurdu.

Sen kendince bir bağlantı kurmuş olabilirsin de yazdığın şeyin benim tesbitimle uzak yakın ilgisi yok.

 

11 saat önce, DeepBlue yazdı:

Kısaca;
"Gerçek olan bir Tanrımız.Gerisinin hepsi yalan...''

İbraham Tatlises.

 

Hayâl gücünü takdir ettim şimdi.

Hadi. şu başlığa "Einstein'ı yakıştırdın; bir şey demedik.

Ama; İbrahim Tatlıses ile ilişkilendirmen de tipik müselman mantığı.

Yakışır !.. :D 

tarihinde Vefik Sâmi tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
22 hours ago, Tengiz said:

Tanrının geleceği yoktur. Gelecek geçmiş şimdi.... yaratılmışlara ait kavramlardır. Zaman ise Tanrı var ise mahluktur, yani yaratılmıştır. Tanrı kendi yarattığı bir mahlukun esiri olamaz. Tanrı için zaman bir anlam ifade etmez, zaman bizim için vardır.

 

Üstteki pasajın meali: Yani tanrı yoktur. İnsan için. İnsan algısı, bilgisi ve kavrayışı için.

Zamanın, mekanın..vb..vb..nin...yani mantığın dışında ise; algımızın, bilgimizin, pozitif bilimimizin, mantığımızın dışında ise, yaratılmışlara ait kavramların ötesinde ise, kısaca yoktur. Yok diyeceksin de dilin varmıyor hesabı..

 

Ayrıca burada yine bir döngüsel mantık safsatası var; önce tanrıyı "var" ve sonra onu mantık ve yaratılmışlara ait kavramların ötesinde "kabul ederek" savlama yöntemi. Çıkarım zaten öncüle gönderme yapıyor. Oysa ki karşı taraf zaten bu sıfatları ve bu sıfatlarla beraber var olabilecek bir mefhumu kabul etmiyor. Kabul etmiyor, çünkü onu onaması ve peşi sıra kabul etmesi mümkün değil. Keyfinden değil yani. ("Yaratılmış" bile a-priori bir ön kabül sadece.) Dört köşeli üçgen vardır ama senin mantığının ötesinde savına verilecek reaksiyonun aynısı veriliyor kısaca. Rasyonel bir tepki. İrrasyonel olana.

 

Hal böyle iken, "tanrı varsa böyle böyledir.." kabulü üzerinden savunu yapmak, mantıksızlık üzerinden mantıklılık ve tutarlılık dayatmak, havanda su dövmekle eşdeğer hale geliyor.

Böyle bir veri(!) üzerinden sınamak, sınav yapmak ise, geçersiz işlem yürütmekle eşdeğer hale geliyor. (Diğer başlığa gönderme)

tarihinde teflon tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

@Vefik Sâmi 

 

Ah dede ahh! Yoktan var etti derken var olanın aslında yokluğu ama asıl sen salağa yatıyorsun.Benim söylediğimi anlamamış olmanız imkansız.Senin söylediğinin de islamın söylediği ile biryere kadar uyuşuyor fakat sen sonuna gelince bozuk plak gibi çalmaya başlıyorsun.

 

Insan yaratmaz yapar.Tabiattaki materyalleri kullanır.İşte tanrının kullandığı bir dış unsur yoktur.Herşey kendi gücünden/kudretinden/enerjisinden var olur.Bunamışsın sen dede.Durumun vahim.Ateş seni çağırıyor...Imana gel kendine yazık etme.Senin algında ki yoktan var etme islama ters.İslam da tanrıdan başka gerçeklik yoktur.Allah bu nurunu/enerji perdelemiştir."Cenâbı Hak yetmiş bin perde arkasındadır.”Sen hala alemi O'ndan ayrı gerçeklikmiş gibi düşünüyorsun.

 

Ve mözik evrenseldir,ruhun gıdasıdır.Parçayı begenmediysen hemen değiştirelim.İbraham Tatlisesten Dom dom kurşunu gelsin dede'ye.

 

Not; Sana ayet,hadis yazıyorum ve sen bana şu soruyu soruyorsun:

"Şimdi, "Lâ ilâhe İllalah"ı "mutlak" kabul ediyorsun da "Yoktan var etti" hükmüne gelince neden raks ediyorsun ?"

 

Ben R filan yapmıyorum? Ayet var,hadis var.Peygamberin söylediğini söylüyoruz.Boşuna demiyorum: bunamışsın dede.Yaş 70 iş bitmiş.

tarihinde DeepBlue tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
Bir saat önce, DeepBlue yazdı:

Insan yaratmaz yapar

 

Ben de bunu anlattım zaten.

İslâmi literatürde buna "inşâ" derler.

Yine İslâm'a göre bunu Allah da yapar, insan da...

 

Bir de "İbdâ" var. Bu sâdece Allah'a özgü olarak düşünülür ve "Yoktan var etme" anlamına gelir.

Farklı cümlelerle benim söylediklerimi bana geri satıyorsun.

"Sağ kulağını sol elle göstermek" gibi bir şey yaptığın.

 

Bir saat önce, DeepBlue yazdı:

Boşuna demiyorum: bunamışsın dede.Yaş 70 iş bitmiş.

 

Bende bunama alâmetleri yok.

Senin gibi başkalarıyla uğraşırken kendisini unutanlardan değilim.

"Nefsini bilen, Rab'bini bilir" düsturu mûcibince, ömrümü kendimi tanımaya adadım.

Bir nebze de olsa muvaffak olduğum kanâ'atindeyim.

 

Başkalarının goy-goy ve tahrikleri ile hareket adecek yaşı çoktan geçtim.

Sen buna "Bunama" diyorsan varsın öyle olsun.

Bence sıkıntı yok.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Dedeeeeeeee...

 

"Söyleyecek sözüm yok. Her şeyi tanrı bilir. Suç kimin günah kimin. Anlarsın bir gün gelir. "

Ferdi Tayfur.

 

Ateist forum ahalisi: Dede'ye bir büyük söyleyin.Madem derdi büyük açalım dede'ye bir büyük.

 

Not: Şaka makada dede; sen islamı kimden öğrenmişsen yanlış öğrenmişsen.Ayet,hadis yazıyoruz kabul etmiyor.Sanki g.tümden din uyduruyorum.Herşey gayet açık.Anlamiyorsan yapacak bişe yok!

Link to post
Sitelerde Paylaş
16 minutes ago, Thravelyn said:

Nasıl iç açıları toplamı 360 derece olan bir üçgen yaratamazsa bunu da yapamaz.

Evet bu tür soruların altın yatan temel mantiga güzel bir örnek...

 

Asla mümkün olmayan şeyler vardır...

 

 

Mesela üç köşeli bir kare gibi...

 

Hadi bakalım her şeye güç getiren bunu da yapsın ....

 

Yapamaz ki yapamaz ki ...

 

Mantık bu...

Link to post
Sitelerde Paylaş
58 dakika önce, Thravelyn yazdı:

Nasıl iç açıları toplamı 360 derece olan bir üçgen yaratamazsa bunu da yapamaz.

Üçgenin iç açıları toplamı 180 etmek zorunda değil.Hiç mi içaçıları 180 dereceden fazla olan üçgen görmedin.Nelerle uğraşıyoruz..Hay Allah'ım yarabbim.

 

Katlettin geometriyi,yıktın,bitirdin...güzel yurdumun gözel insanı.Sonra millett aya,marsa biz hala niye yaya.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...