Jump to content

Temel Ateizm Eleştirisi


Recommended Posts

37 dakika önce, metann yazdı:

 

çocuk gelinler diye vefik denen şerefsizle benzer iftiralar atmaya utanmıyormusun? kadınların dövülmesini erkeklere saygısızlıkda ileri gittikleri durumda, yapılması gerektiği için bildirilmiştir. kalkın her şeyde kadına saldırın denmedi şerefsizlik yapmayın. zaten kadının terbiyesizlikleri yada başka sebepler yüzünden evlilik devam etmeyecekse,  "mehirlerini verip onları güzellikle boşayın" buyuruluyor. kimse kimseye zorunlu değil. kadın dayak yemek istemiyorsa kendisine yapılan saygıya saygısızlıkla karşılık vermeyecek. ama erkek saygısız olduğu için kadın saygısızca davranıyorsa zaten o erkek, ALLAH'ın emanetine hıyanet etmiş olur. 

 

çok eşliliği zorla yapın denmiyorki? eğer o eşlerin kıymetini bilecekseniz aralarında adalet gözetecekseniz almanızda sakınca yok. ama adalet sağlayamayacaksanız vebale girmektense tek eşle yetinip onun sorumluluğunu almak en uygunudur. bunda ne var? Erkeğide Kadınıda Yaratan ALLAH'tır. sen insanı ALLAH'ın Yarattığına inanmadığın için O'nun Dinine ne kadar güvenilir diyorsun. bu ne saçma bir laf. Dinine nasıl güvenirmiş lafa bakın ya, sanki arka sokakda market işleten birinin ürünlerine nasıl güvenirmişiz gibi söylüyor. Hakkında bu ithamı yaptığın Alemlerin Rabbi ALLAH'tır ahmak insan.

 

kalleş müşrikler ihanet edince neden öldürülmeyecekmiş? sizin hakkınızdada ölüm emri var. Hak Dine kalleşçe saldırıp yalanlar ve iftiralar çevirenlere ölüm emri var.

ulan aynı sokakta yaşayan iki aileden biri diğerine iftira atsa ortalık karışıyor birbirlerine hasım olup saldırıyorlar da,  sen ne hakla müşrikleri savunuyorsun burda ahmak herif. bütün pislikler nasıl oluyorsa hep birbirlerini savunuyorlar. Ahiret'tede birbirinizi felakete sürüklediğiniz için birbirinize lanet edeceksiniz. O Günü sabırsızlıkla bekliyorum.

 

Bu mazeretler günümüzde kabul edilmez.. Onları ileri sürmek şerefsizliktir.. Kandırılmadıysan eğer bu iddialarınla senin sapık olman lazım.

Sen mi sapıksın, yoksa İslam mı sapık.. Muhtemelen ikiniz de sapıksınız..

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 84
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

7 minutes ago, metann said:

sen, Son Peygambere bir adam deyip yabancılayamazsın. O Peygamberi önceki Dinlerde müjdeledi haberini verdi. muhakkak o toplum içinde azda olsa O'nun hakkında bilgi sahibi olursun. Peygamber size kitap getirdim diye çıkmadı şerefsizlik yapma. O'nun ömrü boyunca Sureler 23 yılda indirildi neyin masalındasın sen. çocuk masalları serisimi izliyorsun? sizin yapmaya çalıştığınız şey, Ayet'de bildirilen kafir toplumların davranışıyla aynı;

 

Burasını yanlış anlaşmışsın. Orada kast ettiğim "herhangi bir" adamdı. Peygamber değil. Öyle olmasa, arkasından sizinkisi de bu hesap deyip gönderme yapmazdım.

 

O verdiğin ayeti özel yapan şey ne? Bir kitap uydurup da ortaya çıkacak herhangi biri de yazabilir böyle bir ayeti. Kendisini meşru kılmak için de önceki kitap/peygamberleri sözde de olsa tanımak ya da tanımış gibi yapmak gayet akıllıca ve kurnaz bir insanın aklına ilk gelecek strateji. Hatta bunun kurnaz olmaya dahi gerek yok.

 

Siz yapmasaydınız öyle olmazdı diye iftira atma. İş daha kurandan başlıyor, hakaretler kuranın içinde dahi var diyoruz, nerede ilk siz? Ki senin dininin varlığı da diğerlerine küfür diyorum, anlamamazlıktan geliyorsun. Bu işin doğası bu, her karşıt görüş, adı üzerinde, diğerinin karşıtıdır işte. Senelerdir kaşınıp durmakmış, sanki olayların başladığı net tarihi verebilecekmiş gibi yazıp duruyorsun..ama yazdıkların senden başka kimseyi bağlamıyor. Şimdi bir hirsitiyan gelip sana kafa atsa ve dese ki "kardeşim kuran diyerek bizim kitabı inkar ettiniz ve ilk küfürü siz başlattınız" derse ne diyecen ona? Yahudisi gelip ula kitabınızın içinde onlarla arkadaşlık etmeyin yazıyor, başka tarafta öldürün kesin yazıyor, eşşek yazıyor hayvan yazıyor da yazıyor dese ne olacak? Mormonlar çıkıp da seni kendi peygamberlerini yalancılıkla itham ettiğin için dalsalar?https://webcache.googleusercontent.com/search?q=cache:nbVShBy7oGUJ:https://tr.wikipedia.org/wiki/Mormonluk+&cd=4&hl=tr&ct=clnk&gl=ua&client=opera

 

Keseri sadece kendine yontuyor, sonra kendi çapında sinirlenip cinnet geçirip duruyorsun. Ula herkes adi manyak şerefsiz de, bir tek sizler mi sütten çıkmış ak kaşıksınız yahu?

Link to post
Sitelerde Paylaş
48 minutes ago, metann said:

 

çocuk gelinler diye vefik denen şerefsizle benzer iftiralar atmaya utanmıyormusun?

 

http://www.kuranmeali.org/65/talak_suresi/4.ayet/kurani_kerim_mealleri.aspx

 

Buyrun. Açıp bir bakıyoruz ki herkes ayrı bir telden çalıyor ki, bunun 1440 senedir nasıl anlaşıldığı ortada. Hayır biz iftira falan da atmıyoruz ki, size kendi alimleriniz içerisinden tefsirlerle, 1400 yıllık tarihinizle geliyoruz, sonra iftiracı da, kabahatli de biz oluyoruz. Hayır şu ayette ne demek istiyormuş diye şuraya giren adam resmen kafayı yer yahu..Kimin ne yazdığı belli değil. Sonra kuran apaçık kitap. E buradan bakınca öyle durmuyor. Daha kendi aranızda hem fikir olamadığınız kitabı bize apaçık diye sunmaya çalışıyorsunuz.

 

Diğer yazdıklarınıza bakınca islam pek de hoşgörü dini gibi durmuyor..Sonra millet size ve islama barbar deyince kızmayın. Kadını her ne surette olursa olsun dövmek aşağılık bir davranıştır. Modern dünya toplumlarda yeri yoktur. Kuranın da yerinin olmamasına şaşmamak gerek.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bu metan gazı öfkesinden karbon ve hidrojene ayrışıp oksitlenerek karbondioksit ve su buharına dönüşecek gibi görünüyor.

 

Şimdi kafa bu kadar beton olamaz. Ağzıyla söylüyor, cehennemde işkencelere uğrayacaksınız diyor, sonra da biz nerde size dayatma yaptık diyor! Kafanın bu kadar beton olması mümkün mü? Değil. Ama dogmatik yobaz olmak böyle bir şey işte.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Öncelikle nihilizm ve ateizm farklı şeyler. Nihilizme oldukça yakın biri olarak bunu rahatlıkla söyleyebilirim. Hiççilik nihilizm kapsamındadır. Ateizmin tek başına böyle bir iddiası yoktur. Ancak ateizm nihilizme giden yolun başıdır. 

 

Başlayalım 

 

►Ahlak nereden gelir ne kaynaklıdır ? Dinlerin yalan olduğunu ateistler olarak farkındayız, peki çıkıp bir peygamber veya doğrudan bir tanrı neden başka insanlara iyi davranılmasını ister ? Neden insanları kesip doğrayınca cennete gidip yardım edince cehenneme gideceğini söylememiştir ? Eğer dinler yalansa ve her şey insan tarafından yazılmışsa. Bu durumda dinlerden önce ortada olan bir ahlak, iyilik, kötülük kavramı olmalıdır. Bunun temeli ise düzeni oturmaktadır. Düzeni bozan şeyler kötüdür. 

 

►Peki ya daha içten şeyler ? Açlıktan ölmek üzere olan köpek görseniz üzülürsünüz muhtemelen, yardım etmek istersiniz. İnsanların sağlıklıklı olarında  çaresiz ve aciz durumda varlıklara yardım etme isteği ortaya çıkar. Bu din kaynaklı mıdır ? Olamaz yukarıda bahsettik, tanrı yoksa ahlak olmayan bir şeyden sebeple olamaz dedik. Ahlak ancak insan yani varlık temelli olmalıdır dedik. Aciz olana yardım etme güdüsünün düzenle ilgisi yok gibi duruyor. 

 

Sonuç olarak tek başına düzen bunu açıklayamıyor. bu durumda belkide evrim temellidir. Sonuçta yardımlaşma hayatta kalma oranını artırır....

 

Nihilizme girmeyeceğim çok başka, uzun ve can sıkıcı bir konu. Ancak ne yazık ki nihilizm doğru olan ve tanımı gereği ulaşılabilir olmayan tek şeydir. 

 

 

tarihinde NotImportant tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
3 dakika önce, democrossian yazdı:

Bu metan gazı öfkesinden karbon ve hidrojene ayrışıp oksitlenerek karbondioksit ve su buharına dönüşecek gibi görünüyor.

 

Şimdi kafa bu kadar beton olamaz. Ağzıyla söylüyor, cehennemde işkencelere uğrayacaksınız diyor, sonra da biz nerde size dayatma yaptık diyor! Kafanın bu kadar beton olması mümkün mü? Değil. Ama dogmatik yobaz olmak böyle bir şey işte.

 

Zannediyorum ki küfürbaz @beval o

 

Eğer öyleyse ağza alınmayacak küfürler etmeyi çok sever. Forumdan tekrar atılmalı.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Arkadaş güzel bir noktaya parmak atmış.Üzerinde düşünülür,tartışılır,konuşulur.Ahlakın evrimi nasıl olmuştur ya da ahlaki bir evrimden söz etmeden önce bilinçsel evrimin nasıl olduğu önizlenilmeli mi? Biyolojik bir evrimden söz etmek us dışı olsa da ahlak gibi soyut bir kavramın evriminden bahsedilir ya da edinilmez.tartışılır..Fakat bu arkidişin bıçak attığı nokta ateizmin şah damarının hemen üstüdür.Bu noktada ateizmin cancekişmelerini izleyebilirsiniz.İyi seyirler efenim.Konu başlığı altında beyinmasturbasyonu yapmak isteyen öndön buyursun.

Link to post
Sitelerde Paylaş
1 hour ago, DeepBlue said:

Arkadaş güzel bir noktaya parmak atmış.Üzerinde düşünülür,tartışılır,konuşulur.Ahlakın evrimi nasıl olmuştur ya da ahlaki bir evrimden söz etmeden önce bilinçsel evrimin nasıl olduğu önizlenilmeli mi? Biyolojik bir evrimden söz etmek us dışı olsa da ahlak gibi soyut bir kavramın evriminden bahsedilir ya da edinilmez.tartışılır..Fakat bu arkidişin bıçak attığı nokta ateizmin şah damarının hemen üstüdür.Bu noktada ateizmin cancekişmelerini izleyebilirsiniz.İyi seyirler efenim.Konu başlığı altında beyinmasturbasyonu yapmak isteyen öndön buyursun.

 

 

Tüm canlıların tüm özellikleri evrimle ortaya çıkmıştır. Ahlakta onlardan birisidir. 

 

Hacı dahil, görünen o ki, hiç kimse evrimi anlamış değil. Öyle olduğu için de, bir türlü mesele doğru rayına oturtulamıyor. 

 

Evrim, basit bir doğal süreç. Bu süreç, karşılıklı grup manipülasyonu yapamaz. Yani, karşıdakini etkileme ve onu değiştirme imkanı yoktur. Zira evrim, sadece fenotipin, yani canlının birey olarak kendinin özelliklerini belirleyebilir. Önce bilinmesi gereken şey budur. 

 

Şimdi bir de şöyle bir şey var. Sürü canlısı ve öyle olmayanlar. Biz bir sürü canlısıyız, yani, sürüler halinde yaşıyoruz..

 

Ama bu tanımda gene çok bilinmez, anlaşılmaz. Bir flamingo sürüsüne bakarsanız, bir sürü ortak davranış içinde kuş görürsünüz. Ama acaba bu "sürü canlısı" tanımına uyar mı? Bilinen aksine, hayır, uymaz. Sürü canlısı demek, ortak bir gen havuzunu paylaşan canlılar demektir. Yani genleri ortak olan, aynı atadan gelen canlılar. 

 

Bunun en iyi örneği ailedir. Bizim bildiğimiz aile. Bir baba, anne veya anneler ve çocuklar. Bu grupta, çocuklar babanın gen havuzunu paylaşır, yani ortak bir gen havuzları vardır. İşte sürü canlısı, temel olarak budur, aynı genlere sahip olan bireylerden oluşan sürü. Flamingo grubu, bu tanıma girmez, çünkü hemen her birey başka bir atanın genlerini taşır. Ama koyun sürüsü buna uyar, zira hemen hepsi aynı koçtan genlerini alır. 

 

En kaba tarifle yaptığımız bu sürü tanımı olayın bam telini oluşturur. 

 

Şimdi, düşünün şöyle basitçe, aynı genlerdne oluşan bir sürüdeki bir birey diğerine kötü bir şey yaparsa, mesela öldürüp yerse, bunun zararı/faydası kime olur? Ortak bir gen havuzu varsa, bir bireyin diğerine kötülük etmesi, popülasyondaki gen kütlesinin azalması demektir ki seleksiyona karşı dezavantaj oluşturur. 

 

İşte ahlak kavramı burada devreye girer. Genler, aynı sürüden olan diğerlerinin devamını bir öncelik olarak görürler. Böylece de, ortak gen havuzu ve kütlesi zafiyete düşmekten kurtulur. 

 

Ve ne dedik en başta, evrim, grup koordinasyonu yapamaz, karşıdakini etkileyemez. O da ne yapar, size başkalarına kötü olmamayı güdüleyen genetiği sağlar. Şimdi, sürüdeki her birey için düşünürseniz, hepsi de güdüsel olarak diyor ki: "Başkasına zarar verme". O zaman bu şu demek olmaz mı: Kimse sana zarar vermeyecek. Sen başkasına zarar vermiyorsan, herkeste böyle yapıyorsa, bu demektir ki, sürüdeki kimse sana zarar vermeyecek. 

 

İşte bu şekilde, birey değil, popülasyon olarka düşünürseniz, olay azıcık bulanıklıktan çıkmaya başlar. 

 

Bizim ahlak dediğimiz güdü ise, işte bu "başkasına zarar verme" güdüsünden ibaret olan bir sürü güdüsüdür. Bunu özelde "başkasının malını çalma, başkasının canına kast etme" vs. gibi bir sürü detaya ayırabilirsiniz. 

 

İnsanlar, kendi sürüsüne yakın gördüğü insanlar için bu kuralı uygular. Basit yaklaşımla, kimse kardeşine zarar vermek istemez. Kuzenlerine, amcasına, dayısına falan da... Ama bilmem neredeki bilmem kimin malını gasp etmek söz konusu olunca, onu sürüye dahil görmediği için, pek sakınca görmez. 

 

Ahlak denen şeyde buradan temelini alır. Ateist veya deist olmakla alakası yoktur. Ahlak temel bir insan güdüsüdür. Bunun bir anlaşılması gerekir her şeyden önce...

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
45 dakika önce, anibal yazdı:

Sürü canlısı demek, ortak bir gen havuzunu paylaşan canlılar demektir. Yani genleri ortak olan, aynı atadan gelen canlılar. 

 

Bunun en iyi örneği ailedir. Bizim bildiğimiz aile. Bir baba, anne veya anneler ve çocuklar. Bu grupta, çocuklar babanın gen havuzunu paylaşır, yani ortak bir gen havuzları vardır. İşte sürü canlısı, temel olarak budur, aynı genlere sahip olan bireylerden oluşan sürü.

 

 

Tamamen işte Hz Adem'i gen havuzu olarak düşün.Aynı atadan işte.Ademden oluşmuş sürüleriz.Ve..

 

Ben fenotipimden de genotipimden de memnunum.Hayvanları bilmem ama insan için ahlak içgüdüsel filan değildir.Bilinçli yerine getirilir,adabı tuvalet kuralları bile var.Bir köpek bile çişini üstüne sıçratmamaya çalışır,ayağını havaya kaldırıp bevl eder.Sonra ayağı ile üstüne toprak atar mı orasına pek dikkat etmedim ama kedi çişini toprak ile temizler,örter.

 

Sen evrime inandığın için işi illa evrime bağlamaya çalışmışsın ama olmamış.Neyse ben koltukta ki yerimi, cipsimi, cola mi, çigidi mi aldım beyinmasturbasyonuna devam et izliyelim.Zihinsel boşalmanı görelim. Erken zihinsel boşalma sorunun yoksa tabi.

Link to post
Sitelerde Paylaş
On 10.01.2018 at 02:34, DeepBlue yazdı:

Tamamen işte Hz Adem'i gen havuzu olarak düşün.Aynı atadan işte.Ademden oluşmuş sürüleriz.Ve..

 

Ben fenotipimden de genotipimden de memnunum.Hayvanları bilmem ama insan için ahlak içgüdüsel filan değildir.Bilinçli yerine getirilir,adabı tuvalet kuralları bile var.Bir köpek bile çişini üstüne sıçratmamaya çalışır,ayağını havaya kaldırıp bevl eder.Sonra ayağı ile üstüne toprak atar mı orasına pek dikkat etmedim ama kedi çişini toprak ile temizler,örter.

 

Sen evrime inandığın için işi illa evrime bağlamaya çalışmışsın ama olmamış.Neyse ben koltukta ki yerimi, cipsimi, cola mi, çigidi mi aldım beyinmasturbasyonuna devam et izliyelim.Zihinsel boşalmanı görelim. Erken zihinsel boşalma sorunun yoksa tabi.

 

İyi de, bu sadece bir palavra. Gen havuzu Adem'den gelmediğimizi gösteriyor. Kaldı ki, öyle olsaydı, zaten doğal olarak birbirimizi yemezdik böyle.

 

Senin osuruklara inanıyor olman gerçekleri değiştirmez. Düşün bakalım, "Amanda cennet, ohhhşş, tomurcuk memeli huriler..." hayalleriyle kendini kandırıp duran kim?

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
10 saat önce, DeepBlue yazdı:

Tamamen işte Hz Adem'i gen havuzu olarak düşün.Aynı atadan işte.Ademden oluşmuş sürüleriz.Ve..

 

Ben fenotipimden de genotipimden de memnunum.Hayvanları bilmem ama insan için ahlak içgüdüsel filan değildir.Bilinçli yerine getirilir,adabı tuvalet kuralları bile var.Bir köpek bile çişini üstüne sıçratmamaya çalışır,ayağını havaya kaldırıp bevl eder.Sonra ayağı ile üstüne toprak atar mı orasına pek dikkat etmedim ama kedi çişini toprak ile temizler,örter.

 

Sen evrime inandığın için işi illa evrime bağlamaya çalışmışsın ama olmamış.Neyse ben koltukta ki yerimi, cipsimi, cola mi, çigidi mi aldım beyinmasturbasyonuna devam et izliyelim.Zihinsel boşalmanı görelim. Erken zihinsel boşalma sorunun yoksa tabi.

 

Canlılığı, insan davranışlarının kökenlerini bilimle değil de binlerce yıl evvel yazılmış din kitaplarıyla mı açıklayalım diyorsun?

Link to post
Sitelerde Paylaş

 

İnançsızlar da diğerleri gibi belli amaçlara,anlamlara sahip olabilirler,bu siyasi görüş olabilir,ahlaki bir kuram olabilir,sevgili,aile,takim vb.olabilir.Kaldı ki hayatın bir anlamı,amacı vb.olmak zorunda değildir ki,bunlar tamamen öznel fikirlerdir.

 

Türümüz yaratılışın ya da ilahi bir tasarımın değil, evrimsel sürecin,doğa yasalarının, onları tetikleyen mekanizmaların zorunlu bir sonucudur,tıpkı dalış sporunun yerçekiminin,diğer koşulların bir sonucu olup,bu koşulların dalış sporu için tasarlanmadığı gibi.

 

Bir gün karbon döngüsüne karışıp gidecek olmamız,değersiz,boş yapmaz bu tarafı,tıpkı bir aylık tatile gidince tatilin bitecek olmasını düşünüp kendimizi harap etmek yerine tatilden zevk almaya bakmamızın daha akılcı olması gibi.Filozof Russell'ın Neden Hristiyan Değilim adlı kitabında yer alan Neye İnanıyorum adlı denemesinden bir alıntı yerindedir;

 

'' İnanıyorum ki öldüğümde çürüyeceğim ve egomdan geriye hiçbir şey kalmayacak.Genç değilim ve hayatı seviyorum.Fakat yok olma düşüncesinin dehşetiyle titremeyi küçümsemek zorundayım.Mutluluk her şeye rağmen gerçek mutluluktur çünkü mutlaka bir sona ulaşmalıdır veya sevgi ve düşünce değerlerini yitirmezler çünkü sonsuza kadar sürmezler.Birçok insan aynı gururla darağacına gitmiştir ve kesinlikle aynı gurur bize insanın dünyadaki yerini gerçekten düşünmeyi öğretmelidir.Bilimin açık pencereleri ilk başta, bizi geleneksel insansı mitosların rahat ev içi sıcaklığı sonrasında ürpertmiş olsa bile,sonuçta taze hava yaşama gücü getirir ve büyük mekanların kendi görkemleri vardır. ''

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş

 Ahlak, kelimenin en dar anlamıyla, neyin doğruveya yanlış sayıldığı (sayılması gerektiği) ile ilgilenir. 

Evrim'in doğası gereği öldürmeyi, hırsızlığı ve yalan söylemeyi en iyi yapan canlı türü hayatta kalmaya en yakın olandır neticesinde.

 

Merak ettiğim aslında öldürmek hırsızlık ve yalan bir çok ahlaki bakış açısına göre neden yanlıştır. Ve gerçekte yanlış olmalı  Mıdır?  Veya bunun kararı verilmeli midir?

Link to post
Sitelerde Paylaş
Bir saat önce, Hiçkimse... yazdı:

öldürmek hırsızlık ve yalan bir çok ahlaki bakış açısına göre neden yanlıştır.

 

Bu tamamen bilinç düzeyi ile ilgili. Dar bakış açısına sahip insanda sadece ailesine yalan söylememek yeterli bir ahlaktır, ailesi dışındakilere yalan söyleyebilir. Irk düzeyinde bakış açısına sahip insanlarda sadece kendi ırkının hakları vardır, öteki ırklar öldürülebilir.

 

İnsanlık bilincine sahip insanlar için ise insan hakları tüm insanları kapsar.

 

Bu bilinç düzeyi bugün daha geliştirilmeye ve hayvan hakları da korunmaya çalışılıyor. Et yediğimiz sürece hayvan haklarını fazla ilerletmemiz olası olamayacak. Bir gün belki hayvan öldürmek de yasaklanıp suç kabul edilebilir. O günün ne zaman gelebileceğini bilemem. Belki çok yakındır belki uzaktır.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Haci'nin evrimi anlamamış olması düşünülecek bir konu değil. Bir insan eleştirilecekse haklı bir noktadan eleştirilmelidir. Evrim hiç bir zaman bireyin kendini biçimlendirmesi olamaz. Bu Lamarkçılıktır ve Darwin tarafından çöpe yollanmıştır.

 

Bu sümüklüböceğin geçtiği her yere sümüğünü bulaştırması artık yetti arttı. Bu daha ne kadar göz yumulup kayırılacak. Forum kurallarına küfür etmek serbesttir yazılsın o halde.  

Link to post
Sitelerde Paylaş
3 dakika önce, democrossian yazdı:

 

Bu bilinç düzeyi bugün daha geliştirilmeye ve hayvan hakları da korunmaya çalışılıyor. Et yediğimiz sürece hayvan haklarını fazla ilerletmemiz olası olamayacak. Bir gün belki hayvan öldürmek de yasaklanıp suç kabul edilebilir. O günün ne zaman gelebileceğini bilemem. Belki çok yakındır belki uzaktır.

Hayvan olarak sadece memelileri mi kast ediyoruz mesela? Sinekler bu gruba dahil mi? Peki diğer canlılar? Eğer özünde kıymetli olan canlıysa bakterilerle ilgili nasıl bir politika izlemeliyiz? En nihayetinde ölüm kalım mücadelesi. Ya ben onları öldürecem ya da onlar beni öldürecek?

 

onun da ötesinde şimdiye kadar evrimsel olarak ölüm makinası yalan ve hırsızlık erbabı olarak donanmışken bunlara sırt çevirmemiz psikolojik problemlere de yol açmaz mı? 

Link to post
Sitelerde Paylaş
14 saat önce, Hiçkimse... yazdı:

 Ahlak, kelimenin en dar anlamıyla, neyin doğruveya yanlış sayıldığı (sayılması gerektiği) ile ilgilenir. 

Evrim'in doğası gereği öldürmeyi, hırsızlığı ve yalan söylemeyi en iyi yapan canlı türü hayatta kalmaya en yakın olandır neticesinde.

 

Merak ettiğim aslında öldürmek hırsızlık ve yalan bir çok ahlaki bakış açısına göre neden yanlıştır. Ve gerçekte yanlış olmalı  Mıdır?  Veya bunun kararı verilmeli midir?

 

Öldürmek, hırsızlık yapmak, yalan söylemek gibi davranışlar kişiye kısa vadede fayda sağlayabilir ama hepsi o kadar. 

 

Bunların yanlış görülmediği toplumda (ki öyle bir toplum geçmişte de yoktu şimdi de yok) güven ortamı olmaz. Hiç kimsenin canı, malı güvende olmayacağı için kişiler sürekli stress altında olacak, hem de dayanışma, işbirliği gibi sürüler halinde yaşayan türler için hayati olan davranışlar görülmeyecektir. Bizim gibi gruplar, sürüler halinde yaşayan hayvanlar için birbirine güvenmek elzemdir, her bakımdan. O yüzden sürü içinde çalan, öldüren, bencil davranan bireyler genellikle dışlanır. 

 

Ahlak bazılarının söyleyip durduğu gibi, insan tarafında "mantık yoluyla" ulaşılmış bir çözüm değildir. Öldürme, çalma, bencil olma, yardım et, işbirliği yap ki sürün güvende olsun, genlerini sağlıklı biçimde aktarabil. Yani aslında bunların tümü genetik kodlarımızda mevcut. Düşünerek, kafa patlatarak ulaştığımız sonuçlar değil bunlar. 

 

Kural, en ilkel dedikleri çağlardan beri aynı. Buna "Altın kural" diyorlar. "Sana yapılmasını istemediğini, sen de başkasına yapma." Ya da tersi biçimde "Sana ne yapılmasını istiyorsan sen de başkasına onu yap."

Öldürme ki seni öldürmesinler. Çalma ki senin de malını çalmasınlar. 

 

Sorun şu ki ahlak, dinler nedeniyle ulvi, az insanın sahip olabildiği özel bir nitelikler bütünüymüş gibi sunulup durdu. "Erdem" diye bir şey uydurdu ve ahlakı yüceltip durdular. O yüzden ahlak, kişiler ateist olsa bile din kaynaklı bir dayatmaymış, ya da din kaynaklı değilse bile insan uydurması birtakım kurallar bütünüymüş gibi görülür ve bazen tepki alır. 

 

Kesin olan bir şey var, bütün kötü özelliklerine de rağmen insan iyi olma eğiliminde. İnsanlık pratiğine bakınca bunu görmek zor değil.

 

Bir de insan haklarını, özgürlükleri, demokrasiyi, laikliği vb yasalaştırıp, anayasa haline getirerek modern hukuk sistemini kuran ve bütün bunların neticesinde insanları doğal ahlaklarıyla yeniden buluşturmaya çalışanlar dinsizlerdir, ateistler. 

Yani, çağdaş yasaları yaratan ve hukuk sistemi haline getiren ahlaktır ateist ahlakı.

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
6 saat önce, Türk Ateist yazdı:

 

Öldürmek, hırsızlık yapmak, yalan söylemek gibi davranışlar kişiye kısa vadede fayda sağlayabilir ama hepsi o kadar. (Sadece kısa vadede değil uzun vadede de sağlar. İslamiyet 1400 yıldır bunlarla ayakta en aZından) 

 

Bunların yanlış görülmediği toplumda (ki öyle bir toplum geçmişte de yoktu şimdi de yok) güven ortamı olmaz. Hiç kimsenin canı, malı güvende olmayacağı için kişiler sürekli stress altında olacak, hem de dayanışma, işbirliği gibi sürüler halinde yaşayan türler için hayati olan davranışlar görülmeyecektir. Bizim gibi gruplar, sürüler halinde yaşayan hayvanlar için birbirine güvenmek elzemdir, her bakımdan. O yüzden sürü içinde çalan, öldüren, bencil davranan bireyler genellikle dışlanır. (Askeri birlikler öldürmeye programlıdırlar. Grup dışı saydıklarımızı otomatik olarak başkası diye sınıflamaya programlıyız zaten. Bilim yalan söylemek üzerine kuruludur. Bir doğruyu söyleyebilmek için sayısız yalan söylemek zorundayız. Dahası insan olarak da sürekli yalan söylüyoruz zAten. Yine bunların beyaz yalan olduğunu söyleyip kendimize de yalan söylüyoruz.)

 

Ahlak bazılarının söyleyip durduğu gibi, insan tarafında "mantık yoluyla" ulaşılmış bir çözüm değildir. Öldürme, çalma, bencil olma, yardım et, işbirliği yap ki sürün güvende olsun, genlerini sağlıklı biçimde aktarabil. Yani aslında bunların tümü genetik kodlarımızda mevcut. Düşünerek, kafa patlatarak ulaştığımız sonuçlar değil bunlar. 

( ahlakta kriter şarttır. Eğer sürünün devamına yönelik ahlak geliştireceksek hassasiyetlerimiz de o yönde olur. Yok eğer dine göre ahlak geliştireceksek o zaman islam için kurandaki herşey doğru olmuş olur. Ya da insan temelli ahlaktan bahsederek dünya nüfusu kadar ahlaktan bahsederiz. Kafa patlatarak karar verdiğimiz şey ahlakımızı neye göre şekillendireceğimiz olabilir ancak. )

Kural, en ilkel dedikleri çağlardan beri aynı. Buna "Altın kural" diyorlar. "Sana yapılmasını istemediğini, sen de başkasına yapma." Ya da tersi biçimde "Sana ne yapılmasını istiyorsan sen de başkasına onu yap."

Öldürme ki seni öldürmesinler. Çalma ki senin de malını çalmasınlar. 

(Bence mala ve cana gerektiğinden fazla değer veriyoruz. Ama bu benim fikrim sadece. Ölümden bu kadar çok korkuyoruz diye hayatımızı da yaşayamıyoruz.)

Sorun şu ki ahlak, dinler nedeniyle ulvi, az insanın sahip olabildiği özel bir nitelikler bütünüymüş gibi sunulup durdu. "Erdem" diye bir şey uydurdu ve ahlakı yüceltip durdular. O yüzden ahlak, kişiler ateist olsa bile din kaynaklı bir dayatmaymış, ya da din kaynaklı değilse bile insan uydurması birtakım kurallar bütünüymüş gibi görülür ve bazen tepki alır. 

(Gerçekçi olalım. Müslğman bir toplum içinde büyüdük. Bütün öğretilerimiz, duygusal birikimimiz, damak tadımız vs vs herşey aynı hemen hemen. Okuduğumuz bir kaç kitap farklı o kadar. Ahlakımız da ne yazık ki İslami perspektifte şekillendi. Ve bu model insanlıktan o kadar uzak ki, ömrümüz boyunca uğraşsak islamın o saçma pisliğinden tamamen kurtulamayacağız.)

Kesin olan bir şey var, bütün kötü özelliklerine de rağmen insan iyi olma eğiliminde. İnsanlık pratiğine bakınca bunu görmek zor değil.

(Ben şu anki insan pratiğinde doğayı yok eden, neyin peşinde olduğunu bilmeyen, bilimden uzak ve mutsuz bir tabloyla karşılaşıyorum halbuki.)

Bir de insan haklarını, özgürlükleri, demokrasiyi, laikliği vb yasalaştırıp, anayasa haline getirerek modern hukuk sistemini kuran ve bütün bunların neticesinde insanları doğal ahlaklarıyla yeniden buluşturmaya çalışanlar dinsizlerdir, ateistler. 

Yani, çağdaş yasaları yaratan ve hukuk sistemi haline getiren ahlaktır ateist ahlakı.(seninle hemfikirim. Bir yerlere getirecekse yine ateistler getirecek. )

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...