Jump to content

Ebu Leheb’i tanıyalım.


Recommended Posts

Tebbet suresinde Ebu Leheb adlı bir zat var,Kuran bu kişi ile ilgili  çok az bilgi vermekte,kim olduğu ve islamla ilişkisi net olarak kestirilemiyor.

Kuran verileri bu konu hakkında zayıf.

Ama şaşırmıyoruz,Bible’daki İsrail  hikayeleri yine bize ipucu veriyor.

 

“Omri” bir İsrail Kralı..Yahweh varken Baal’a ibadet eden,oldukça kötü,ultra zengin bir adam.

“Ahab”,Omri’nin oğlu,babasından zenginliği ve kötülüğü miras almış.O da Baal’a tapıyor.

”Jezebel”,Ahab’ın karısı,kötülükler prensesi,Baal aşığı..

 

https://incil.info/kitap/1.+Krallar/16

 

Şimdi Ebu lehebi tanımaya devam edelim

 

Arapça Abu Lahab(Türkçe okunuşu:Ebu leheb)ve alternatif olarak Abu’l Ahab arasında önemli bir  fark bulunmaz.Abu’l Ahab ,“Ahab’ın babası” anlamına gelir.

Sureyi tekrar okuyalım ve bu bilgiler içerisinde değerlendirelim

 

Ebû Leheb'in elleri kurusun; kurudu da!"

(Ahab’ın babasının soyu ve zenginliği kurusun,oğlunu ve gelinini kaybetti de)

 

"Malı ve kazandığı kendisine fayda vermedi"

(Ahab’da oldukça zengindi.Ama zenginliğinin faydası olmadı,Yahweh’in Ahab’ı savaşa zorladığı ve savaşta öldürdüğü ve kanını köpeklere yalattığı anlatılır.)

https://www.jw.org/tr/yayinlar/dergiler/wp20140201/ilya-peygamber-kral-ahab-tahammül-etti/

 

"Alevli ateşe yaslanacaktır"

(Alevli ateş, inanmayanlar için dinsel bir ceza yöntemidir.Ahab’ı alevler beklemektedir.)

 

"Karısı da odun hamalı olarak onunla beraber girecektir"

(Burada Ahab’ın karısı Jezebel’e atıfta bulunmaktadır.Jezebel,Karmel dağında İlyas peygambere rakip olarak,Baal rahiplerinin boğayı efektif şekilde yakabilmesi için en iyi odunları getirmiştir,Ama nafile..)

 

https://incil.info/kitap/1.+Krallar/18

 

https://www.jw.org/tr/yayinlar/kitaplar/kutsal-kitaptan-oykuler-dersler/8/ilya-ve-baal-peygamberleri/

 

Boynunda da hurma lifinden bir ip olacaktır"

(Jezebel’in vahşi ölümüne atıftır.Hurma  lifi “hapax legemenon” bir terim olarak yahudi kökenlidir.Vahşet tanımlıdır.)

 

https://incil.info/kitap/2.+Krallar/9

 

 

 
 
Link to post
Sitelerde Paylaş

Ebu Leheb ile ilgili İslâmi kaynaklardan bir rivâyeti de ben aktarayım.

Herhâlde çoğu msülüman Ebû Tâlip'in ölümü sonrasında - Bir süreliğine de olsa - İslâm Peygamberini diğer amcası Ebû Leheb'in korumaya aldığını bilmez.

 

***

 

Peygamberimiz (a.s.), amcası Ebu Talib'in vefatından sonra, günlerce evinden dışarı çık­madı. Hep evinde oturdu. Pek az dışarı çıktı.Dışarı çıktığı zaman da, Kureyş müşrikleri, Ebu Talib'in sağlığında yapmak isteyip de yapamadıkları hakaret ve işkenceleri,istediklerini yapmaya başladılar.

Nitekim, Kureyş müşriklerinin beyinsizlerinden bir beyinsiz Peygamberimiz (a.s.)ın önünü kesip başına toprak saçmış, Peygamberimiz (a.s.) başı toza toprağa bulanmış olarak evine gir­mişti.

Kızlarından birisi hemen kalkıp Peygamberimiz (a.s.)ın başındaki tozu toprağı ağlaya ağlaya giderirken, Peygamberimiz (a.s.):

 

"Kızcağızım! Ağlama! Muhakkak ki, Allah senin babanı koruyacak, savunacaktır!" demişti.

 

Peygamberimiz (a.s.)ın kendi kendine de:

"Ebu Talib ölünceye kadar, Kureyşlilerden, böyle birşey başıma gelmemişti! Ey amca! Senin yok­luğunda, imdadıma senden daha çabuk koşanı bulamadım"

 

buyurduğunu işittiği; ve müşriklerin Peygamberimiz (a.s.)ı himayesiz bularak işkenceye uğratmaya kalktıklarını gördüğü zaman, Ebu Leheb Peygamberimiz (a.s.)ın yanına geldi ve:

 

"Ey Muhammedi Git! Ne istiyorsan, Ebu Talib'in sağlığında ne yapıyor idiysen, yine yap! Lât'a andolsun ki, ben ölünceye kadar sana hiç kimse dokunamayacaktır!" dedi.

 

Bir gün, Gaytala'nın oğlu Peygamberimiz (a.s.)a sövüp sayarken, Ebu Leheb çıkageldi. Onu yüzünün üzerine düşürdü.

Gaytala'nın oğlu:

"Ey Kureyş cemaatı! Ebu Utbe dininden çıkmış!" diyerek bağırmaya ve yaygaraya başladı.

Kureyş müşrikleri gelip Ebu Leheb'in üzerine dikildiler.

Ebu Leheb onlara:

"Ben Abdulmuttalib'in dininden ayrılmış değilim.

Fakat, ben kardeşimin oğlunu yapmak istediği şeyi yapıncaya kadar koruyorum" dedi.

Müşrikler:

"Güzel ve iyi etmişsin!" dediler.

Peygamberimiz (a.s.), böylece, bir müddet, Ebu Leheb'in korkusundan hiç kimse sataşmaz olduğu halde, gider gelir oldu.

Bir gün; Ukbe b. Ebi Muayt ile Ebu Cehil Amr b. Hişam Ebu Leheb'in yanına giderek, ona:

"Kardeşinin oğlu sana babanın nereye girdiğini haber verdi mi?" diye sordular.

Bunun üzerine, Ebu Leheb:

"Ey Muhammedi Abdulmuttalib'in girdiği yer neresidir?" diye sordu.

Peygamberimiz (a.s.):

"O, kavmi ile birliktedir!" buyurdu.

Ebu Leheb, Ukbe b. Ebi Muayt ile Ebu Cehil'e:

"Ona babamın girdiği yeri sordum.

'Kavmi ile birliktedir' diye cevap verdi" dedi.

Ukbe ile Ebu Cehil:

"'O ateş (Cehennem) içindedir!' demek istemiştir" dediler.

Ebu Leheb tekrar Peygamberimiz (a.s.)ın yanına varıp:

"Ey Muhammedi Abdulmuttalib, ateşe (Cehenneme) mi girdi?" diye sordu.

Peygamberimiz (a.s.):

"Evet! Abdulmuttalib de, putlara tapa tapa onun gibi ölüp gitmiş olan herkes de, ateşe (Cehenneme) girmiştir" buyurdu.

Bunun üzerine, Ebu Leheb:

"Vallahi, artık sana işkenceden nefes aldırmayacak, temelli düşmanlık edeceğim! Sen Abdulmuttalib'in Cehennemde olduğunu söylersin ha?!" dedi.

Ebu Leheb de, başka müşrikler de, Peygamberimiz (a.s.)a düşmanlıklarını ve zulümlerini şiddetlendirdiler.

 

bn S a'd, Tabak âtü'l -k übrâ, c. 1, s. 211, E bu'l-F ere c İbn C evzî, e I-Vefa, c. 1, s. 210-211, Ebu'l-Fidâ, el-Bi dâye ve'n-ni hâye,c. 3, s.

134, Diyarbekrî, Hamis, c. 1, s. 302, Halebî, İnsânu'l-uyûn, c. 2, s. 50-51.

M. Asım Köksal, İslam Tarihi, Köksal Yayıncılık: 2/127.

tarihinde Vefik Sâmi tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
On ‎19‎.‎1‎.‎2018 at 23:13, Vefik Sâmi yazdı:

"Evet! Abdulmuttalib de, putlara tapa tapa onun gibi ölüp gitmiş olan herkes de, ateşe (Cehenneme) girmiştir"

 

Bu rivayet neden uydurulmuş olabilir? Muhammed'in daha insaflı davrandığı, atalarının bir fetret içinde olduklarını ve tebliğle muhatap olmadıkları için mazur bulunduklarını söylediği acaba niye rivayet edilmemiştir?

 

Tabii ki Muhammed ne dedi dense hepsi uydurma olacaktır, rivayeti beğenmediğim için söylemiyorum. Muhammed uydurma olduğu için söyledi denilen sözlerin de tümü uydurmadır. Mevzu o değil.

 

Kuşkusuz bu rivayeti radikal dinciler uydurmuştur. Kullandıkları mantık da şudur: Cahiliye dönemi?! zamanında kafir olmaktan kurtulmanın yolu "hanif" olmaktı! Allahı birleyen hanifler o zaman vardı ve bunlardan olmaları gerekirdi, olmayınca cehennemlik olurlar. Bunlar Muhammed'in ana babasını da cehenneme sokarlar :D ve bu durum tartışmalar yaratır! Onları niye hanif sınıfına katıveremiyorlar bilmiyorum! :lol: Bundan naif Müslümler incinir ya ama olur mu filan tartışmalar çıkar! Bu başlı başına bir mevzudur bunlar için! :D

 

Salakça bir mantık elbet. Herkes hanif olsaydı islama ne gerek kalacaktı? Herkes hanif olamamış ki islam gelmiş zaten. Kendi içlerindeki mantığı kullanıyorum tabii. Bana kalsa islama öyle de gerek yok böyle de. Ama kendi mantıkları bunu gösteriyor.

 

Bunlar akılları sıra tevhidi çok öne çıkarmak ve şirke hiç bir şekilde tolerans göstermemek adına bu rivayetleri uyduruyorlar.

 

Ömrümde müslümken bile bir tane hadisi alıp mevzu etmedim. Müslümken de hadislerden hazzetmezdim. Bunların böyle beni rahatsız eden bir havası var. Daha Müslüm oldum bismillah bir kaç hadis okudum, hiç hoşlanmadım. Öyle de gitti. Hadis dedin mi oldum olası hiç aram yoktur.

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
2 saat önce, democrossian yazdı:

Bunlar akılları sıra tevhidi çok öne çıkarmak ve şirke hiç bir şekilde tolerans göstermemek adına bu rivayetleri uyduruyorlar.

 

Bu hadisin uydurma olduğu noktasındaki düşünceye itiraz etmem. Çünki; anlatı, kendi içinde sakat bir mantık barındırıyor. Bilindiği üzere Muhammed putları yok sayıyordu. Eldeki bilgilere göre de kendi halkı en çok putları ortadan kaldırmak istediği için Muhammed'e cephe almıştı. Ne var ki bu rivâyete göre, Ebû Leheb putlara savaş açan Muhammed'e ses çıkarmayıp, hattâ üzerine de "yardım" teklif ederken, Abdülmuttalip için "Cehennemlik" dedi diye tavrını değiştirmiş.

 

Bu, pek tutarlı görünmüyor.

 

Kaldı ki "put" mevzûsu Muhammed'e itibar ve haklılık kazandırma adına ön plâna çıkarılmış gibi duruyor. Muhammed'in "elçi" liği onaylanırsa  "Allah'tan geldiği"ni iddia ederek söylediği her şey otomatikman kabul edilecek, "Elçi" olarak Muhammed, Arapların gelenkleştirdikleri inançlarını istediği gibi reforme edebilecekti.

 

Enfâl Sûresi bu hususda ilginç doneler vermekte.

Müşrikler demişler ki;

"Ve: "Allâh'ım, eğer bu, senin yanından gelmiş gerçekse başımıza gökten taş yağdır, yahut bize acı bir azâb getir!" demişlerdi." (Enfâl 32)

 

Allah ise Muhammed'e meydan okuyan müşriklere direkt cevap vermek yerine "elçi"si üzerinden dolaylı "Cevap"(!) vemiş.

"Oysa sen onların içinde iken, Allah onlara azap edecek değildi. Bağışlanma dilerlerken de Allah onlara azap edecek değildir." (Enfâl 33)

 

Böyle bir mantık var mı yahu ?

Kıyamette "mizan" kurulup da "hesap" görülürken Muhammed de orada olmayacak mı ?

Muhammed var diye, Allah'a karşı dilediğimiz gibi "posta" koymak mübah mı ?

Ayrıca, kimsenin "Bağışlanma" dilediği de yok ki ?

Adamlar, Enfâl 31'de "İstesek, bir benzerini biz de söyleriz" derken, sonra gelen âyette "Bu senden ise başımıza taş yağdır" diye âdetâ alay ediyorlar.

"Bağışlanma isteği" nerede ki ?

 

"Tevhid"miş, "put"muş hepsi hikâye.

Muhammed'in elçiliği kabul olunduğunda onun "Allah adına" diyerek söylediği her şeye kayıtsız-şartsız itaat-biat gerekecek.

Toplumu istediği gibi peşinden sürükleyecek.

 

Nitekim yapmış da !..

 

Muhammed elçilik iddiasıyla ortaya çıkana kadar, Arabistandaki putperest Araplar ile Hristiyan ve Yahudiler barış içinde yaşamışlar.

Kan, "Allah adına" dökülmüş.

Yağma, "Allah adına" yapılmış,

Ganimet, "Allah adına" toplanmış.

İnsanlar, "Allah adına" esir-köle edilip pazarlarda meta gibi satılmış.

"Allah adına" kadınların ırzına geçilmiş.

 

"Her ağaç meyvesinden tanınır" (Luka 6:44)

 

Otuz sene boyunca "samimi bir müslüman" olmak için çırpınıp durmuştum.

Ben bu samimiyet peşinde debelenirken, Muhammed'in ganimet topladığını, eş üstüne eş alıp, cariye edindiğini fark edince - Bu cümlemi tuhaf karşılamayın. Duymak ile idrak etmek epey farklı hususlardır. - "Bir peygambere bunlar yakışır mı ?" diyerek onun getirdiği her şeyden yüz çevirdim.

Zâten benim idrak ettiklerimi fark edip de hâlâ müslüman olarak yaşamaya devam edenlerin, inançlarında samimi olduklarına aslâ inanamam.

Hattâ; Hristiyan ve Mûseviler için de aynı şeyleri düşünür;

Kitaplarını okumadan, o "kitap" ların "Tanrı'dan-Allah'tan" olduğunu peşinen kabul etmelerine bir anlam veremem..

tarihinde Vefik Sâmi tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
Bir saat önce, Vefik Sâmi yazdı:

Bu hadisin uydurma olduğu noktasındaki düşünceye itiraz etmem. 

 

Zaten bütün hadisler uydurma. Uydurma olmayan gerçek hadis diye bir şey yok.

 

Önemli olan, bir hadisi kim ve ne amaçla uydurmuş. Ona bakacaksın. Hadislerin uydurulma amaçları genelde kendini fazlasıyla açık eder. Herhangi bir hadisi ele al. Bunun ne amaçla uydurulduğu son derece açık bellidir. En sıradan bir hadisi "insanların iyisi insanlara faydalı olanıdır" hadisini ele alalım. Bunun uydurulma amacı ne mi? Tabii ki islamı insancıl bir dinmiş gibi propaganda etmek. Bu son derece açık.

Link to post
Sitelerde Paylaş
On 21.01.2018 at 12:03, democrossian yazdı:

 

Zaten bütün hadisler uydurma. Uydurma olmayan gerçek hadis diye bir şey yok.

 

Önemli olan, bir hadisi kim ve ne amaçla uydurmuş. Ona bakacaksın. Hadislerin uydurulma amaçları genelde kendini fazlasıyla açık eder. Herhangi bir hadisi ele al. Bunun ne amaçla uydurulduğu son derece açık bellidir. En sıradan bir hadisi "insanların iyisi insanlara faydalı olanıdır" hadisini ele alalım. Bunun uydurulma amacı ne mi? Tabii ki islamı insancıl bir dinmiş gibi propaganda etmek. Bu son derece açık.

 

Elimde daha iyileri var;

"Eğer tanrının yarattığı 100 şifa varsa, 99'u çörekotundadır, eğer 1000 şifa varsa, 999'u çörek otundadır" 
"Çörekotunda ölümden başka herşeyin şifası vardır"

Bu iki hadisin, elinde kalitesiz çörekotu patlamış bir baharat tüccarı tarafından uydurulmadığını kim iddia edebilir?

tarihinde adeist tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
On 21.01.2018 at 12:03, democrossian yazdı:

 

Zaten bütün hadisler uydurma. Uydurma olmayan gerçek hadis diye bir şey yok.

 

İslamın ortaya çıkışı veya hadisler bütünüyle yalandır.

 

Hadisler öyle yalandır ki Muhammed’in sidiğini içen mi ararsın,tükürüğünü,tırnağını,saçını,terini toplayan mı ararsın..Ne ararsan var ..Kakasıyla ilgili bir hadis bulamadım belki vardır,bilemiyorum.

tarihinde Beelzebub tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Madem kokmuyormuş, onu içen bunu da yeseymiş bari! :0_80cbc_37a71a73_L: Bunlar gülünç mü, iğrenç mi, bunlar nasıl tanımlanır o da karışık.

 

Deve sidiği içen şifa bulur, peygamber sidiği içen de cennete gider! Ne iyi dünya yahu! Hem dünya hem ahiret idrar yolundan geçiyor! :lol:

Link to post
Sitelerde Paylaş

Hayır bu şaşkınları dinleyen bunların ağzından sıçramasını laf konuşmak zanneden tek bir cahilin bile olması utançken, bunlara sürü sürü salağın inanması kepazeliğin dibi artık yahu!

 

Ülen hardal tohumu kadar beyni olan oturur bir düşünür, idrarı dışkısı mis gibi olmak peygamberliğin örneğin ismet, yani günahsızlık gibi ayrılmaz bir vasfı mıdır! Peygamber mi oldun, tamam bu vasfı yükleniyorsun! Bu mudur!

 

Biz buna mı inanıyor, bunu mu iddia ediyoruz diye bir mikrogram beyni olan bir düşünür be! Kuran'da tabii ki böyle bir şey yazmaz ama Kuran'a inanan insanların bir tekinin bile bu iddiada bulunması çok acayip yani, hayır siz bu Kurana inanıyorsanız bunu bir kere de mi okumadınız be! Böyle bir şeyin olması durumunda Kuranda yazmasının kaçınılmaz olacağına beyni basmayan kalas desem olmaz, tomruk yani, yontulmuş bile değil, tomruk bunların yanında çok asil, çok mübarek bir şeydir be!

 

Hayır şu salakça iddiada bulunan biri ve onu ağzını açmış aval aval dinleyen bir sürü yığını olduğunu görmek kadar utandırıcı tiksindirici bir şey daha olabilir mi acaba?

 

Ülen zamanında biz de bir süreliğine Müslüm olduk! Hiç bu din şarlatanlarının tavuk gerisi ağzına değil, dönüp bir karış sakallı kirli suratlarına bile bakmadık be! Utanın yahu, yüzünüz kızarsın, utanın! İğrenç iğrenç sakallar, cüppeler, sarıklar! Bu ne yahu! Mide denen bir şey var insanda be!

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 2 weeks later...
On 21.01.2018 at 12:03, democrossian yazdı:

 

Zaten bütün hadisler uydurma. Uydurma olmayan gerçek Hadislerin uydurulma amaçları genelde kendini fazlasıyla açık eder. 

Mesela şu Ayşe’nin gerdanlık hadisi var,Ali Ayşe’yi zina ile suçlamış,bunun üzerine ayet inmiş falan filan..

Bu hadisin uydurulma nedeni politik,Şii,Sünni çekişmesi.Ali’yi yani Şiileri kötülemeye çalışmışlar,

Link to post
Sitelerde Paylaş
On 19.01.2018 at 22:54, Beelzebub yazdı:

Tebbet suresinde Ebu Leheb adlı bir zat var,Kuran bu kişi ile ilgili  çok az bilgi vermekte,kim olduğu ve islamla ilişkisi net olarak kestirilemiyor.

Kuran verileri bu konu hakkında zayıf.

Ama şaşırmıyoruz,Bible’daki İsrail  hikayeleri yine bize ipucu veriyor.

 

“Omri” bir İsrail Kralı..Yahweh varken Baal’a ibadet eden,oldukça kötü,ultra zengin bir adam.

“Ahab”,Omri’nin oğlu,babasından zenginliği ve kötülüğü miras almış.O da Baal’a tapıyor.

”Jezebel”,Ahab’ın karısı,kötülükler prensesi,Baal aşığı..

 

https://incil.info/kitap/1.+Krallar/16

 

Şimdi Ebu lehebi tanımaya devam edelim

 

Arapça Abu Lahab(Türkçe okunuşu:Ebu leheb)ve alternatif olarak Abu’l Ahab arasında önemli bir  fark bulunmaz.Abu’l Ahab ,“Ahab’ın babası” anlamına gelir.

Sureyi tekrar okuyalım ve bu bilgiler içerisinde değerlendirelim

 

Ebû Leheb'in elleri kurusun; kurudu da!"

(Ahab’ın babasının soyu ve zenginliği kurusun,oğlunu ve gelinini kaybetti de)

 

"Malı ve kazandığı kendisine fayda vermedi"

(Ahab’da oldukça zengindi.Ama zenginliğinin faydası olmadı,Yahweh’in Ahab’ı savaşa zorladığı ve savaşta öldürdüğü ve kanını köpeklere yalattığı anlatılır.)

https://www.jw.org/tr/yayinlar/dergiler/wp20140201/ilya-peygamber-kral-ahab-tahammül-etti/

 

"Alevli ateşe yaslanacaktır"

(Alevli ateş, inanmayanlar için dinsel bir ceza yöntemidir.Ahab’ı alevler beklemektedir.)

 

"Karısı da odun hamalı olarak onunla beraber girecektir"

(Burada Ahab’ın karısı Jezebel’e atıfta bulunmaktadır.Jezebel,Karmel dağında İlyas peygambere rakip olarak,Baal rahiplerinin boğayı efektif şekilde yakabilmesi için en iyi odunları getirmiştir,Ama nafile..)

 

https://incil.info/kitap/1.+Krallar/18

 

https://www.jw.org/tr/yayinlar/kitaplar/kutsal-kitaptan-oykuler-dersler/8/ilya-ve-baal-peygamberleri/

 

Boynunda da hurma lifinden bir ip olacaktır"

(Jezebel’in vahşi ölümüne atıftır.Hurma  lifi “hapax legemenon” bir terim olarak yahudi kökenlidir.Vahşet tanımlıdır.)

 

https://incil.info/kitap/2.+Krallar/9

 

 

 
 

Eyvallah,

Kuran tefsirinde eski kitaplardan ve olaylardan yararlanmışsınız. Siz bir sonuç çıkarmamışsınız ya da çıkardığınız sonucu belirtmemişsiniz ama bu yorumu makul kabul edersek, benim anlayacağım Kuranın aynı surede çağlar aşarak hem israiloğullarına hükmetmiş bir kral ve onun karısı hem de mekkede peygambere en büyük zulmü yapan kişilerden biri ve onun karısını aynı anda hitap ettiğidir. Demek ki Ebu Lehebler tek değil. İktidar sahibi olup, malına mülküne güvenen, gözünü bürümüş hırsla hakikatin ışığını söndürmek için beyhude çabalayanlar her devirde var. Yanlarında da da eşleri, ahbabları. 

 

Bu arada bu yorum size ait değil ve alıntı. Keşke alıntı ya da başkalarına ait böyle yorumlarda kaynak belirtseniz.

tarihinde Yeni Üye tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
19 dakika önce, Yeni Üye yazdı:

Eyvallah,

Kuran tefsirinde eski kitaplardan ve olaylardan yararlanmışsınız. Siz bir sonuç çıkarmamışsınız ya da çıkardığınız sonucu belirtmemişsiniz ama bu yorumu makul kabul edersek, benim anlayacağım Kuranın aynı surede çağlar aşarak hem israiloğullarına hükmetmiş bir kral ve onun karısı hem de mekkede peygambere en büyük zulmü yapan kişilerden biri ve onun karısını aynı anda hitap ettiğidir. Demek ki Ebu Lehebler tek değil. İktidar sahibi olup, malına mülküne güvenen, gözünü bürümüş hırsla hakikatin ışığını söndürmek için beyhude çabalayanlar her devirde var. Yanlarında da da eşleri, ahbabları. 

 

Bu arada bu yorum size ait değil ve alıntı. Keşke alıntı ya da başkalarına ait böyle yorumlarda kaynak belirtseniz.

Hadislerdeki Ebu Leheb fiktif(kurgusal) bir karakterdir,Ebu Leheb diye birisi yoktur.

Ahab diye birisi belki yaşamış olabilir,ama hikayesi Yahudilerce abartılı olarak anlatılmış  ve judeo-Christianic mezheblerce efsaneleştirilmiş olma ihtimali yüksektir.

 

 

Bu yazı tabi ki benim yorumum değil,iqsaweb’de yayınlanmış bir çalışma..

Tercüme ettim ve birazda benim araştırmam var.

 

https://iqsaweb.wordpress.com/2015/05/26/celik_abu-lahab-jezebel/

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ebu Leheb hikayesi ile Müslümlerin Arap düzmecesine zamanlar ve kişiler üstü bir konum kazandırmaya çalışmaları boşuna... Bu çabayı küçük bir önesürümle hemen ve kolayca yerle bir edeyim:

 

Çıkmış ve çıkacak bütün Ebu Leheb'lerin karıları onunla aynı akibeti niye paylaşacak olsun? Belki bu Ebu Leheb'lerden birinin karısı Arap tanrısına inanacak? Özgür irade yok mu?

 

Yaaa Müslümler gördünüz mü tutarsız iddialarınızı yıkmak ne kadar kolay. Siz boşuna bu Arap düzmecesini yüceltmeye çalışıyorsunuz. Bize sökmez bu martavallar.

Link to post
Sitelerde Paylaş

İlginç insanlarsınız veeselam , Kur-an'ın gerçekleğini diğer dini kitaplarla çürütmeye çalışıyorsunuz , oysa ki Kur-an tek bir Tanrı ve tek bir dinden bahsetmekte. Ateist bir kişinin bir kere bütün din kavramlarını ve yazıtlarını bir kenara bırakması gerekmektedir. Ne malum Tevrat'taki ya da İncil'deki yazıların Kur-an'dan alınmadığı? Herkes kafasına göre bi Tevrat İncil yazmış. Kaç çeşit Kur-an gördünüz şimdiye kadar?

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...