Jump to content

Fiziksel Sorunlarım


Recommended Posts

Bir saat önce, anibal yazdı:

 

 

Bunu bin kere anlattık...

 

Biraz geçmişe git. Ağaçlarda yaşadığımız zamanlara. Nerden bileceğiz o dönemde nasıl yaşadığımızı, zor. Ancak evrime güvenebiliriz. Yani, bizim yakın akrabalarımıza bakabiliriz. Bakıyoruz, onlar, bir erkeğin baskın erkek olduğu küçük klanlar halinde yaşıyorlar genelde. 

 

Tüm akrabalarımız böyle değil. En yakın akrabamız bonobolar mesela, çok daha farklı yaşıyor. Ama genel davranış analizlerimiz, bizim erkeğin çok eşli olduğu, harem usulü, sürüdeki kadınları tek başına sahiplendiğini gösteriyor. O zaman, kadınların yapması gereken, doğru genleri, yani en iyi genleri seçmek. Eh, sürü lideri bunu ispatlamış olan. O zaman, yapması gereken sürü liderini, alfa bireyi bulmak, onunla üremek. 

 

İşte kadının aradığı bu. Sürü lideri. Bu yüzden masallarda hep krallar ile, prensler ile evleniyor iyi ve güzel kızlar. 

 

Ama bugün bu şekilde mutlak dominant olanı bulabilmek olası değil. Yok artık öyle biri. Kızların da haliyle pusulası şaşıyor, seçme mekanizmaları anvale olmuş oluyor. Diğer yandan, kadının gebelik ve doğum sonrası bakım süresi, giderek artıyor. Kadına bu süreçte destek olacak birisi lazım, bu da sürü lideri olamıyor, onun tonla dişisi var, hangi birine baksın? EVrim sıçramaz, hoplamaz, zıplamaz, farkedilmeyecek küçük adımlarla ilerler. Yani, kadınlar işte bu iki nokta arasında yayılmış halde. Her kadın, sürü liderini arıyor, kendine bakacak birini arıyor. 

 

O zaman geriye, diğer seçme özellikleri giriyor. Bunlarda bir kaç maddede toplanabilir. 

 

* Erkek, kadının kendine benzeyecek. Böylece genler devam edecek, başka genlerle karışmayacak. Kabaca, bir insna olarak, mesela bir goril veya babunun genlerini almayacak. 

* Erkek kadını anlayacak, açım dediğinde yemek, su istediğinde su getirecek falan. Yani, erkek kadını anlayacak. 

* Erkek, erkek olacak, seksüel durum olarak erkek. Bu da, baskın olmak, alfa birey olmak demek. 

 

Kadına erkek olduğunuzu, baskınlığınızla, dominantlığınızla gösterirsiniz. Bu olmazsa, olmaz şart. Şu aptal kafayı da bir bırakın. Kadın sizi seçmemiş, yani boyunuz, posunuz, şuyunuz buyunuz onu etkilememiş. Etkilemiş olsa, onu etkilemek için uğraşmanız gerekmezdi, o zaten yolunu bulur, size yamanırdı güzelce. Yani çıkıp, ama işte kız hiç konuşmadığına aşıkmışta, yok falanca dominant falan değil, kılıbıktır ama ne kızlar götürüyor da falan gibi gereksiz algılardan bir sıyrılın. Sorun, kız orada, siz onu istiyorsunuz. Yani siz o kızın istediği erkek değilsiniz ve değiştirmeniz gereken bir şeyler var. Şansınıza, kadın asla değiştiremeyeceğiniz tipiniz, paranız falan filan gibi şeylere bakmıyor, sadece yukardaki üç meseleye bakıyor. Evet, kızlarda tipe bakıp seçebilir, olasıdır, dedik ya, kızlar doğru erkeği bulmaktan umudu kesmiş olur çok zaman diye. 

 

İşte yapacağın şey bu, işleri tersine çevirecek, onun seni elde etmeye çalışmasını sağlayacaksın. Yolu da, erkek olduğunu göstermek, dominant olmak, onu anlamak, onun gibi olmak. 

 

Basit görünüyor, ama o kadar basit değil. Erkek olduğunu göstermek için, aptalca kaslarını falan çıkarırsan, aptal durumuna düşersin. Bir kadını anlamak dünyanın en zor işidir, kendileri bile kendilerini anlamaz. Onun gibi olmak, başlı başına başka mesele, hayata, bir şeylere onun baktığı gibi bakabilmen lazım. 

 

Ana hususlar bunlar, ama herşeyin başında, onun kafasında diyelim, kurduğu erkek tipine uyman gerekiyor. Tip derken, kaşın gözün değil, ezik, serseri, maceraperest, ağır abi vs. vs. gibi tipler. Diğer yandan, bir diğer sorun da şu. Kadınlar kendini korur, korumaları gereken bir özellikleri var, analık. Ancak doğru erkeğe buna izin vermeleri lazım. Gebelik falan zor, tehlikeli işler. Bu yüzden, ilk şart, kesin, tavizsiz, asla kız senin onunla bir ilişki babında ilgilendiğini hissetmemeli, anlamamalı. Git konuş panpa falan ayağı, kafana sıkmaktır. Kızın kıçına, memesine falan bakmak vs. sana karşı savunmasına davetiye çıkarmaktır. Kız, senin doğru erkek olabileceğini düşünecek, senden tehdit hissetmeyecek, seni elde etmek ve seni istediği erkek haline getirmek için uğraşacak. İşte o yüzden, kızlar öyle kızlarla uğraşmayan tiplere daha kolay tav olurlar. 

 

Bunları, kızların çeşitli özelliklerini gözleyerek çözebilirsin. ama bu her kız için başka. Yani %100 olman imkansız. Ancak, %20 - %30 olsan bile, potansiyel demeksin ki, kzılar buna dayanamaz. Unutma, tam istedikleri olursan, ilgilenmezler, uğraşılacak bir iş olmalısın onlar için, uğraşmaya değer olduğunu, umut vaat ettiğini göstermelisin sadece. 

 

 

Anladım anibal. Teşekkür ederim verdiğin bilgiler için. Sen bu işi biliyorsun ☺

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 475
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

@ateistfikir bak sen sözümü dinle, portakal esanslı zeytinyağını dene. Portakal mevsimi geçmeden denersen göreceksin. Basit ve ucuz. İçinde zararlı yan etkili kimyasal var mı diye endişe de yok. Kil maskesi ile yüzünü temizledikten sonra portakallı zeytinyağını uygula. Benden tavsiye etmesi... Kili de bedava dere yataklarında bulabilirsin. Benden tavsiye etmesi. Artık sen bilirsin.

 

Tabii dere yatağı derken biraz yükseklerde, atık karışmamış doğal sel yatakları olacak. İlerde fabrika, çiftlik, yerleşim yeri filan olan dereler değil.

 

tarihinde democrossian tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
11 minutes ago, democrossian said:

@ateistfikir bak sen sözümü dinle, portakal esanslı zeytinyağını dene. Portakal mevsimi geçmeden denersen göreceksin. Basit ve ucuz. İçinde zararlı yan etkili kimyasal var mı diye endişe de yok. Kil maskesi ile yüzünü temizledikten sonra portakallı zeytinyağını uygula. Benden tavsiye etmesi... Kili de bedava dere yataklarında bulabilirsin. Benden tavsiye etmesi. Artık sen bilirsin.

 

Tabii dere yatağı derken biraz yükseklerde, atık karışmamış doğal sel yatakları olacak. İlerde fabrika, çiftlik, yerleşim yeri filan olan dereler değil.

 

 

 

Portakal esansı alllerjen olabilir. Çok kişide allerji yapar. Döküntülü cilde pek tavsiye edilmez, zira kollajen oluşumunu artırır. 

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bugün eş seçme kriterlerinin şempanze sürülerindeki gibi olmadığı belli. Bu ancak bir padişah haremi ile benzerlik gösterebilir.

 

Modern yaşamdaki eş seçim kriterleri daha çok bonobolarınki gibi. Zaten evrimsel olarak en yakın türün şempanze mi bonobo mu olduğu da tartışmalı. Bonobo da şempanze gerçi ama az biraz daha farklı. Şempanzeler savaşçı ve vahşidir, bonobo daha sakin ve uyumludur. Savaşlara baktığımızda şempanze kuzenimiz gerçekten ama sivil yaşam bonoboları daha çok andırıyor.

 

Bonobolarda mutlak ve tavizsiz baskın lider sultası olmayışı onların davranışlarını daha bir serbest hale getiriyor. Aslında pek de bilmiyorum bonobolarla ilgili doğru dürüst bir belgesele de rastlamadım yahu, düşünüyorum da... Sahi nasıl yaşar bu bonobolar? Söylenen, anlatılan serbest ve sakin bir yaşamları olduğu. Savaşma seviş sloganını en iyi onların uyguladığı! :D 

 

Sahi neden bu kadar az bilgim var bonobolar hakkında bilmiyorum. Nerde yaşar bunlar, hangi bölgelerde ve şempanzelerle ortak alanları var mı, aralarında diplomatik temas var mı? Yeni farkettim, bonobolar hakkında pek bir şey bilmiyorum. Dur bir araştırayım olmazsa. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
Bir saat önce, anibal yazdı:

Portakal esansı alllerjen olabilir. Çok kişide allerji yapar. Döküntülü cilde pek tavsiye edilmez, zira kollajen oluşumunu artırır. 

 

Baktı kızartı yaptı, bırakır. Denemesi bedava. Çok bir vahim reaksiyon olacağını sanmam. Hiç mi portakal soyarken yüzüne sıçramadı? Allerjisi varsa bilir diye düşünüyorum.

 

Portakal kabuğu esansı yanıcılığından belli ki oldukça aktif bir madde. Gerçekten reaksiyoner olması çok olası ama etkili de olabilecek bir madde. Denemekten çok zarar gelmez diye düşünüyorum.

 

Bu maddenin portakalı bakterilerden koruduğunu düşünürsek belki temizleyici, belki derideki doğal faunayı olumsuz etkileyici olabilecektir. Sanki bir denense iyi olur gibi geldi bana.

Link to post
Sitelerde Paylaş
1 minute ago, democrossian said:

 

Baktı kızartı yaptı, bırakır. Denemesi bedava. Çok bir vahim reaksiyon olacağını sanmam. Hiç mi portakal soyarken yüzüne sıçramadı? Allerjisi varsa bilir diye düşünüyorum.

 

Portakal kabuğu esansı yanıcılığından belli ki oldukça aktif bir madde. Gerçekten reaksiyoner olması çok olası ama etkili de olabilecek bir madde. Denemekten çok zarar gelmez diye düşünüyorum.

 

Bu maddenin portakalı bakterilerden koruduğunu düşünürsek belki temizleyici, belki derideki doğal faunayı olumsuz etkileyici olabilecektir. Sanki bir denense iyi olur gibi geldi bana.

 

Tipik, normal ciltlerde etkili olabilir, antiseptiktir, sıkılaştırıcıdır falan. Ama baya irritanttır. Zaten bu özelliği ile akut akne ve sivilcelere iyi gelir. Fakat kronik hallerinde gereken doz, baya düşündürür, zira cilt zaten hassas demek ki.

 

Bari, önce kolunun iç tarafında denemesini, reaksiyon olmazsa devam etmesini söyleyebilirdin. 

Link to post
Sitelerde Paylaş

Yani portakal soyarken alerji varsa ortaya çıkar diye düşünüyorum ama bonoboları evrim ağacından buldum, dur şunu iyice bir okuyayım. Bilmediğim bir mevzu olması pek hoşuma gitmez. Tam da aradığım konu, şempanze ile farkları nedir başlığı altında. Tam aradığım mevzu.

Link to post
Sitelerde Paylaş
2 minutes ago, democrossian said:

Yani portakal soyarken alerji varsa ortaya çıkar diye düşünüyorum ama bonoboları evrim ağacından buldum, dur şunu iyice bir okuyayım. Bilmediğim bir mevzu olması pek hoşuma gitmez. Tam da aradığım konu, şempanze ile farkları nedir başlığı altında. Tam aradığım mevzu.

 

Portakal soyarken çıkmaz alerjisi. Zira kabuktaki sıvıda, esans miktarı çok düşüktür. 

 

Sen bak bonobolara, yanlış öğrendiğin, bilmediğin bir şey olursa, ben düzeltirim...

Link to post
Sitelerde Paylaş
4 saat önce, democrossian yazdı:

@ateistfikir bak sen sözümü dinle, portakal esanslı zeytinyağını dene. Portakal mevsimi geçmeden denersen göreceksin. Basit ve ucuz. İçinde zararlı yan etkili kimyasal var mı diye endişe de yok. Kil maskesi ile yüzünü temizledikten sonra portakallı zeytinyağını uygula. Benden tavsiye etmesi... Kili de bedava dere yataklarında bulabilirsin. Benden tavsiye etmesi. Artık sen bilirsin.

 

Tabii dere yatağı derken biraz yükseklerde, atık karışmamış doğal sel yatakları olacak. İlerde fabrika, çiftlik, yerleşim yeri filan olan dereler değil.

 

Açıkçası bunlarla uğraşmak istemiyorum. Ayrıca kil maskesini bir ara uygulamıştım. Benim cildime pek iyi geldiğini söyleyemem. Ertesi gün bile güneşe çıktığımda yüzümu hassaslaştırdığı için,yüzüm kızarık ve gergin bir hal alıyordu.

 

Yaklaşık 5-6 senedif sorunlu bir cilt tipiyle yaşadım. Birçok ürün denedim,çok para harcadım. Ama son olarak La Roche Posay diys bir marka var,belki duymuşsunuzdur,onu deneyeceğim. Benim gibi hassas,yağlı ve problemli ciltler için üretilmiş bir marka. Ürünleri sles,paraben içermiyor. Yani benim gibi ciltler için sert deterjan maddeler olmaması gayet güzel. Bu markanın ürünleri benim yüzüme iyi gelebilir. 

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
2 hours ago, ateistfikir said:

Açıkçası bunlarla uğraşmak istemiyorum. Ayrıca kil maskesini bir ara uygulamıştım. Benim cildime pek iyi geldiğini söyleyemem. Ertesi gün bile güneşe çıktığımda yüzümu hassaslaştırdığı için,yüzüm kızarık ve gergin bir hal alıyordu.

 

Yaklaşık 5-6 senedif sorunlu bir cilt tipiyle yaşadım. Birçok ürün denedim,çok para harcadım. Ama son olarak La Roche Posay diys bir marka var,belki duymuşsunuzdur,onu deneyeceğim. Benim gibi hassas,yağlı ve problemli ciltler için üretilmiş bir marka. Ürünleri sles,paraben içermiyor. Yani benim gibi ciltler için sert deterjan maddeler olmaması gayet güzel. Bu markanın ürünleri benim yüzüme iyi gelebilir. 

 

 

 

Senin vücudunda bir kendini tamir mekanizması var, bağışıklık sistemi falan gibi bileşenlerden oluşuyor. 

 

Velakin şöyle bir şey var, stres hormonları, bu sistemin çalışmasını engelliyor. 

 

Yani, eğer böyle karamsar olmaz, takmaz, eğlenir, güneşte gezersen, stresten uzak durursan, vücudun be dertleri kendisi onarabilir. 

 

Diğer yandan, klasik kozmetiklerin, yani kozmetik reyonundan alınan şeylerin bu işlerde başarı oranı düşüktür. İlginç bir şekilde, doğal ürünler bu işlerde daha işe yarar, hazır kozmetiklere göre. Sebebini şöyle izah edeyim basitçe. Kozmetikler, cilt yüzeyini kurutur, böylece bakterilerin yaşamasını falan engeller. Adının nemlendirici olduğuna bakma, teknik olarak bir takım yağlar sıvanıyor yüzüne. Örneğin çay ağacı yağı da aynı etkiyi yapar. Bu durumda, vücut daha çok yağ üretip akneni azdırır. 

 

Çay ağacı yağı, akne tedavisi için gayet iyidir, ama %5 oranında olacak şekilde sulandırılarak kullanılmalıdır. Sorun, aldığınız çay ağacı yağının saflığını bilmiyor olmak. Akne, kronik akne sorunu yoksa, sivilcelere karşı kati bir çözümdür, ama akneli ciltte düşündürür. 

 

Bu durumda tavsiye edilebilecek etkili bir diğer formül, bal ile ak yulaf ununun eşit oranda karıştırıp maske yapmaktır. Gene sorun, hakiki balı bulmak sorunsalı olacaktır elbette. Bulabilirsen, bunu maske olarak sür, en az yarım saat beklet. 

 

Bir diğer etkili formül ise, nanedir. Naneyi incecik incecik kıyıp, en az bir kaşık olacak şekilde küçük bir kaba koy. Üzerine 1 kaşık naneye 1 kaşık yoğurt ve yarım kaşık yulaf unu ekle. İyice karıştırıp maske olarak kullan, en az 10 dakika kalsın.

 

Başka bir şeyler dersen, söğüt kabukları ve yapraklarını suyla kaynat. Bu suyla yüzünü sil güzelce. Olayı, salisilik asit. Aspirini suda bulamaç yaparakta buna yakın bir etki elde edebilirsin, sorun, aspirinin asetilsalisilik asit olması, deride etkisi biraz daha düşüktür. 

 

Bunları nerdne biliyoruz, aslında lokman hekimcilik oynamak değil mevzu. Sana gereken iyi bir antiseptik. Cildini hırpalamayacak, vücudunu yağ üretmeye zorlamayacak bir şey. Bal, nane, salisilik asit vs. ciltle baya dost antiseptikler, bilinen şeyler. 

 

Ama bunların tümü için geçerli olan, şu başbelası stresten kurtulman.

Link to post
Sitelerde Paylaş
3 saat önce, ateistfikir yazdı:

kil maskesini bir ara uygulamıştım. Benim cildime pek iyi geldiğini söyleyemem. Ertesi gün bile güneşe çıktığımda yüzümu hassaslaştırdığı için,yüzüm kızarık ve gergin bir hal alıyordu.

 

Tek başına maske olmaz. Kil yağı emdiği için cilt kuruyacak. Maske yıkanınca yağlandırılıp nemlendirilmesi lazım. 

 

Cildinin hassas olduğunu düşünerek portakal kabuğu esansına da alerjik tepki vereceğini varsayarsam bir de üre (karbamid) içerikli losyon denemeni önerebilirim. Ürederm var en yüksek üre içerikli. Ağır gelirse düşük oranlı losyonlar da var. Ürederm bayağı yüksek, %20. %4 e kadar ürünler var.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Bir saat önce, anibal yazdı:

 

Senin vücudunda bir kendini tamir mekanizması var, bağışıklık sistemi falan gibi bileşenlerden oluşuyor. 

 

Velakin şöyle bir şey var, stres hormonları, bu sistemin çalışmasını engelliyor. 

 

Yani, eğer böyle karamsar olmaz, takmaz, eğlenir, güneşte gezersen, stresten uzak durursan, vücudun be dertleri kendisi onarabilir. 

 

Diğer yandan, klasik kozmetiklerin, yani kozmetik reyonundan alınan şeylerin bu işlerde başarı oranı düşüktür. İlginç bir şekilde, doğal ürünler bu işlerde daha işe yarar, hazır kozmetiklere göre. Sebebini şöyle izah edeyim basitçe. Kozmetikler, cilt yüzeyini kurutur, böylece bakterilerin yaşamasını falan engeller. Adının nemlendirici olduğuna bakma, teknik olarak bir takım yağlar sıvanıyor yüzüne. Örneğin çay ağacı yağı da aynı etkiyi yapar. Bu durumda, vücut daha çok yağ üretip akneni azdırır. 

 

Çay ağacı yağı, akne tedavisi için gayet iyidir, ama %5 oranında olacak şekilde sulandırılarak kullanılmalıdır. Sorun, aldığınız çay ağacı yağının saflığını bilmiyor olmak. Akne, kronik akne sorunu yoksa, sivilcelere karşı kati bir çözümdür, ama akneli ciltte düşündürür. 

 

Bu durumda tavsiye edilebilecek etkili bir diğer formül, bal ile ak yulaf ununun eşit oranda karıştırıp maske yapmaktır. Gene sorun, hakiki balı bulmak sorunsalı olacaktır elbette. Bulabilirsen, bunu maske olarak sür, en az yarım saat beklet. 

 

Bir diğer etkili formül ise, nanedir. Naneyi incecik incecik kıyıp, en az bir kaşık olacak şekilde küçük bir kaba koy. Üzerine 1 kaşık naneye 1 kaşık yoğurt ve yarım kaşık yulaf unu ekle. İyice karıştırıp maske olarak kullan, en az 10 dakika kalsın.

 

Başka bir şeyler dersen, söğüt kabukları ve yapraklarını suyla kaynat. Bu suyla yüzünü sil güzelce. Olayı, salisilik asit. Aspirini suda bulamaç yaparakta buna yakın bir etki elde edebilirsin, sorun, aspirinin asetilsalisilik asit olması, deride etkisi biraz daha düşüktür. 

 

Bunları nerdne biliyoruz, aslında lokman hekimcilik oynamak değil mevzu. Sana gereken iyi bir antiseptik. Cildini hırpalamayacak, vücudunu yağ üretmeye zorlamayacak bir şey. Bal, nane, salisilik asit vs. ciltle baya dost antiseptikler, bilinen şeyler. 

 

Ama bunların tümü için geçerli olan, şu başbelası stresten kurtulman.

Bu La Roche'nin bir ürününu doktor yazmıştı bana. 2 gündür kullanıyorum. İçerisinde salisilik asit,niasin gibi cilde iyi gelen vitaminler var. Cilt lekeleri için önerdi. Ayrıca spf 30 güneş korumasıda içeriyor. Sürdükten sonra lekelerimin görünümünü gerçekten azaltıyor. La Rocheye güveniyorum açıkçası. 25.000 dermatolog tarafındanda tavsiye edildiği yazıyor internet sitesinde. Ancak bu markanın ürünleride çok pahalı. O sorun var. 

 

Birde doa kozmetik diye bir site var. Buda gerçekten güzel bir site yavsiye ederim. Tamamen doğal ürünler ucuz fiyatla satılıyor.Hindistan cevizi yağı,jojoba yağı gibi ürünlerde satıyolar. Bu markanın yüz temizleme jeli ve güneş koruyucusunu da kullanabilirim. En azından la rocheden daha ucuz. 

 

Anibal, bu ürünler sles,paraben gibi cilt için zararlı maddeler içermiyor. Hem cildi nazikçe temizliyolar hemde cilde gereken nemi veriyolar. Hem içerisinde salisilik asit,ve niasin gibi yararlı maddeler var. Bu arada b3 vitamininin cilde bu kadar etkisi olduğunu yeni öğrendim. 

 

Stres benim gayatımın bir parçası gibi. Bu hayay kimde olsa stres yapar. Keşke bir kız arkadaşım olsa, o zaman çok mutlu olurdum.

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
1 minute ago, ateistfikir said:

Bu La Roche'nin bir ürününu doktor yazmıştı bana. 2 gündür kullanıyorum. İçerisinde salisilik asit,niasin gibi cilde iyi gelen vitaminler var. Cilt lekeleri için önerdi. Ayrıca spf 30 güneş korumasıda içeriyor. Sürdükten sonra lekelerimin görünümünü gerçekten azaltıyor. La Rocheye güveniyorum açıkçası. 25.000 dermatolog tarafındanda tavsiye edildiği yazıyor internet sitesinde. Ancak bu markanın ürünleride çok pahalı. O sorun var. 

 

Birde doa kozmetik diye bir site var. Buda gerçekten güzel bir site yavsiye ederim. Tamamen doğal ürünler ucuz fiyatla satılıyor.Hindistan cevizi yağı,jojoba yağı gibi ürünlerde satıyolar. Bu markanın yüz temizleme jeli ve güneş koruyucusunu da kullanabilirim. En azından la rocheden daha ucuz. 

 

Anibal, bu ürünler sles,paraben gibi cilt için zararlı maddeler içermiyor. Hem cildi nazikçe temizliyolar hemde cilde gereken nemi veriyolar. Hem içerisinde salisilik asit,ve niasin gibi yararlı maddeler var. Bu arada b3 vitamininin cilde bu kadar etkisi olduğunu yeni öğrendim. 

 

Stres benim gayatımın bir parçası gibi. Bu hayay kimde olsa stres yapar. Keşke bir kız arkadaşım olsa, o zaman çok mutlu olurdum.

 

 

 

 

Kız arkadaş bulmak zor iş değil, takma kafana. Şöyle bak, hiç bir kız böyle içi kara biriyle olmak istemez. Yaşın genç olduğunu düşündüğümüzde tek yapman gereken biraz kendine güvenmek. Özelden yazdıklarımızı yap sen, biraz ilerlediğinde bir daha görüşürüz.

 

Bu akne falan filan mevzularında, ilaçlar falan tamam. Ama asıl önemli olan stresten kurtulman. Stres olduğu sürece, ilaç tedavi eder, strest onları yeninden peydahlar, böyle gider. 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
9 dakika önce, ateistfikir yazdı:

Stres benim gayatımın bir parçası gibi. Bu hayay kimde olsa stres yapar. Keşke bir kız arkadaşım olsa, o zaman çok mutlu olurdum.

 

Nacizane bir fikrim var, belki Size garip gelebilir.

Bașlangıç olması açısından, kendi denginizde ve benzer cilt  sorunları yașayan birisiyle pekala flört yapabilirsiniz.

Konușmak için halihazırda cilt ile konular varken, neden olmasın ?

En zoru bașlangıcı yapabilmek, sonrasında kadınların kızların, erkekleri ham yapmadığını bizzat deneyimleyeceksiniz.

Link to post
Sitelerde Paylaş
2 dakika önce, kavak yazdı:

 

Nacizane bir fikrim var, belki Size garip gelebilir.

Bașlangıç olması açısından, kendi denginizde ve benzer cilt  sorunları yașayan birisiyle pekala flört yapabilirsiniz.

Konușmak için halihazırda cilt ile konular varken, neden olmasın ?

En zoru bașlangıcı yapabilmek, sonrasında kadınların kızların, erkekleri ham yapmadığını bizzat deneyimleyeceksiniz.

İyi diyorsun da nereden bulacağım ben cilt sorunu yaşayan kızı? Çevrem hiç kız yok,bırak kızı erkek bile yok. Ayrıca cilt sorunu yaşayan kızda pek göremiyorum etrafımda. Hepsi bakımlı oluyor genelde. Olsa bile bana denk gelmez ki. Ama iyi bir fikir aslında. Hem kız karşısında çekinmeme gerek kalmaz,hemde bu sayede birbirimize yakınlaşma şansımızda olurdu.

Link to post
Sitelerde Paylaş
1 minute ago, ateistfikir said:

İyi diyorsun da nereden bulacağım ben cilt sorunu yaşayan kızı? Çevrem hiç kız yok,bırak kızı erkek bile yok. Ayrıca cilt sorunu yaşayan kızda pek göremiyorum etrafımda. Hepsi bakımlı oluyor genelde. Olsa bile bana denk gelmez ki. Ama iyi bir fikir aslında. Hem kız karşısında çekinmeme gerek kalmaz,hemde bu sayede birbirimize yakınlaşma şansımızda olurdu.

 

 

Sivilceli falan kızı ne yapacaksın ki zaten?

 

Tamam, kızlar tipe falan bakmaz, ama erkek bakar. Sen erkek olacaksın, nefes alsın yeter diye takılıp, erkek olunur mu?

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
1 dakika önce, anibal yazdı:

 

 

Sivilceli falan kızı ne yapacaksın ki zaten?

 

Tamam, kızlar tipe falan bakmaz, ama erkek bakar. Sen erkek olacaksın, nefes alsın yeter diye takılıp, erkek olunur mu?

 

En azından tecrübe kazanma açısından, hiçte fena olmaz bence.

Bu arkadașın için ilk adımı atabilmek, göründüğü kadarı ile, ona öcü gibi geliyor.

O bakımdan diyorum, yavaș yavaș tecrübe kazanır.

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
Bir saat önce, anibal yazdı:

 

 

Sivilceli falan kızı ne yapacaksın ki zaten?

 

Tamam, kızlar tipe falan bakmaz, ama erkek bakar. Sen erkek olacaksın, nefes alsın yeter diye takılıp, erkek olunur mu?

 

 

Nefes alsın yeter diyenlerden değilim anibal. Her neyse,aklıma gelmişken birşey söylemek istiyorum bu konuyla ilgili. Aşk denen şeyin hormonlarla alakalı olduğunu biliyoruz. Bu iş insanlığın ilk yıllarına kadar gidiyor. Evrim Ağacında bir yazı okumuştum. Duygusal anlamda hoşlandığımız kişiyi biz seçmiyoruz,bizim bilinçaltımızda o kişiye yakın hissetmemizi sağlayan faktörler var gibisinden bişeylerdi. Bu her insan için farklı tabii ki. Her insanın hoşlandığı insan tipi,sevdiği kız veya erkek vesaire. Biz aslında bilinçaltımızın bizi yönettiği şekilde,bize benzer olan kişiyi kendimize yakın hissediyor,ve ondan hoşlanıyoruz. Hani sen diyordunya kızı anlayacaksın diye,herhalde bunu kastediyodun. Kızı anlayıp ona göre hareket etmek. 

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
On 01.02.2018 at 12:03, democrossian yazdı:

Sen salak olmayasın hemşo? Doğa adaletsiz dedim, tanrı adaletsiz demedim, hıyar olduğunu, iki lafı bir araya getiremediğin gibi iki lafı bir arada anlayacak beynin olmadığını da bu kadar açık etme!

Seni anlıyorum,

Tanrıya karşı nankörlük ve şükürsüzlük yapmamak için, doğa adaletsizdir diyorsun. Doğaya karşı nankörlük serbest nasılsa.

Yalnız , dikkate almadığın bir şey var. Sen de doğanın bir parçasısın. Sen, doğanın bir parçası olarak, bir şahsiyet, bir bilinç ve kişilik sahibisin. yani bir zatsın. Aynı zamanda sen, doğal süreçlerin ve canlılığın şimdilik nihai noktasısın. Peki, sonunda zata ve zatlara ulaşan ve içerisinde zatı ve zatları barındıran doğaya neden ısrarla bilinç atfetmekten kaçınıyorsun? sende bilinç, irade, kelam vb sıfatlar varsa ve sen bir şeyin parçası isen onun da bu sıfatları vardır. 

tarihinde Yeni Üye tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
Misafir
Bu konu kapalıdır ama konuya cevap yazmaya yetkiniz var görünüyor.
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...