Jump to content

nasıl ateist oldum


Recommended Posts

1 saat önce, agresifagnostik yazdı:

Bu işler pat diye de olmaz tabii. Emek ister, bilgi ister, merak ister. 

 

Zeki, sorgulayan insanların aslında ateist olması kaçınılmaz. Ama mesele sadece zeka değil. Yani inanırlar geri zekalı filan değil. Bende, sende ve belki birçok ateistte olduğu gibi bir kıvılcım yanar önce. İşte bu kıvılcım, düşünen bütün insanlarda yanar da sonra gerisi gelmez! Sonrası cesaret ister. Dediğin gibi emek ister.

 

Yaşın çok genç senin. Asosyallik iyi değildir. Ama herkesin bir hikayesi var tabii. Umarım nickin gibi agresif de değilsindir:) Önünde uzun ve güzel bir yol var. Yolun açık olsun...

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 190
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

2 saat önce, Getaf yazdı:

 

Zeki, sorgulayan insanların aslında ateist olması kaçınılmaz. Ama mesele sadece zeka değil. Yani inanırlar geri zekalı filan değil. Bende, sende ve belki birçok ateistte olduğu gibi bir kıvılcım yanar önce. İşte bu kıvılcım, düşünen bütün insanlarda yanar da sonra gerisi gelmez! Sonrası cesaret ister. Dediğin gibi emek ister.

 

Yaşın çok genç senin. Asosyallik iyi değildir. Ama herkesin bir hikayesi var tabii. Umarım nickin gibi agresif de değilsindir:) Önünde uzun ve güzel bir yol var. Yolun açık olsun...

Teşekkürler değerli yorumun için. Bana değer verip yorum yaptığın için. Asosyallik konusuna gelirsek, kötü olduğunu bende biliyorum, çözemiyorum bu durumu. 4 senedir bununla başa çıkmaya çalışıyorum. Yok gibi çözümü. Bu yüzden çalışıp para getiriyorum eve. Okulda zaman kaybı yaşayacağıma, çalışırım daha iyi benim için. Böylelikle eve yeterli para da getiriyorum. Dershane masrafları da karşılanıyor. İyi yani. Açıktan okumak kdar güzel bir şey yok. Teistken, ateizme ve diğer inançlara bakışım çok farklıydı. Bwynim gerçekten kısıtlı çalışıyordu. Bu durumdan kendi kendime sorular sormaya başlayınca, işin diğer tarafı belirginleşti. Sorgulamaya zamanı yetmeyen insanlar genelde beynindeki kısıtlı kısmını kullanırlar. Sorgulamak, merak etmek ise bütün beynin efor harcamasını sağlar. Enerji harcar. Düşünmeyen insanlar mutludur bu yüzden, çünkü o enerjiyi farklı amaçlar için kullanırlar. Bu yüzden ateist, deist, müslüman diye değil. Sorgulayan, sorgulamayan olarak ikiye ayırabiliriz. Tabii sorgulayan çoğunluk kesim de dinsizleşir. Bu durum kesinlikle anormal değil, tersine çok normal.

Link to post
Sitelerde Paylaş
25 dakika önce, agresifagnostik yazdı:

Asosyallik konusuna gelirsek, kötü olduğunu bende biliyorum, çözemiyorum bu durumu. 4 senedir bununla başa çıkmaya çalışıyorum

 

Bazı şeyler insanın elinde değil. Ama elindekilerle çok güzel şeyler yapacağını zamanla göreceksin. Hatta başlamışsın bile. Okul hayatının eksileri de olabilir ama akranlarınla buluşman vs için iyi olurdu. Fakat güzel bir üniversite de sana iyi gelecektir. Yaşından başka yaratıcı insanlar da agresiftir.. Fazlası zarar işte. Ben de epeyce asosyalleştim. Bunun için iyi değil diyorum. Bakalım biz de bir yol çizeceğiz elbet. İyi tarafiysa, Ateistforum'u keşfetmem. Ama hayata da karışmak gerek. Bir zamandır çalışmıyorum da. Hepten içime kapandım. Dediğim gibi bir yol bulacağız... Evet düşünmek acı verebilir, gerçeklerle yüzleşirsin. Ama düşünmenin tadına da vardın mı,  her şeyi araştırmak, okumak, öğrenmek istersin. Keyif alırsın öğrenmekten. Başkalarının ezberleriyle değil kendi doğrularinla yaşarsın...

Link to post
Sitelerde Paylaş
On ‎2‎.‎12‎.‎2018 at 07:37, sistematik yazdı:

öldükten sonra yaşamın olmaması

 

Öyle bir şey yok. Öldükten sonra yaşam vardır. Yok olmak olanaksızdır. Eğer tanrı olsa ve bizi yaratmış olsaydı yok olmak diye bir şey olurdu. Tanrı olmadığı ve hiç bir şeyi yaratmadığı için yok olmak olanaksızdır.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Peki bu yaşamdan sonra başka bir yaşam nasıl olabilir? Bir canlı olabilir miyiz yoksa toprağa karışıp farklı bir maddeye mi dönüşeceğiz? Bilimsle değil biliyorum ama bu soruyu meraktsn soruyorum. Yok olmaktan kasıt, aslında bilincimiz şimdi ki gibi olmayacak. @democrossian

tarihinde agresifagnostik tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
3 saat önce, Getaf yazdı:

 

Bazı şeyler insanın elinde değil. Ama elindekilerle çok güzel şeyler yapacağını zamanla göreceksin. Hatta başlamışsın bile. Okul hayatının eksileri de olabilir ama akranlarınla buluşman vs için iyi olurdu. Fakat güzel bir üniversite de sana iyi gelecektir. Yaşından başka yaratıcı insanlar da agresiftir.. Fazlası zarar işte. Ben de epeyce asosyalleştim. Bunun için iyi değil diyorum. Bakalım biz de bir yol çizeceğiz elbet. İyi tarafiysa, Ateistforum'u keşfetmem. Ama hayata da karışmak gerek. Bir zamandır çalışmıyorum da. Hepten içime kapandım. Dediğim gibi bir yol bulacağız... Evet düşünmek acı verebilir, gerçeklerle yüzleşirsin. Ama düşünmenin tadına da vardın mı,  her şeyi araştırmak, okumak, öğrenmek istersin. Keyif alırsın öğrenmekten. Başkalarının ezberleriyle değil kendi doğrularinla yaşarsın...

 

Yaş kaç hocam?

Link to post
Sitelerde Paylaş
Bir saat önce, agresifagnostik yazdı:

Peki bu yaşamdan sonra başka bir yaşam nasıl olabilir? Bir canlı olabilir miyiz yoksa toprağa karışıp farklı bir maddeye mi dönüşeceğiz? Bilimsle değil biliyorum ama bu soruyu meraktsn soruyorum. Yok olmaktan kasıt, aslında bilincimiz şimdi ki gibi olmayacak.

 

Aynen öyle.Diğer tüm canlılara olduğu gibi.Vücudumuz curuyecek ve başka canlılara besin kaynağı olacak.

Link to post
Sitelerde Paylaş
12 dakika önce, agresifagnostik yazdı:

Yok olmaktan kasıt, aslında bilincimiz şimdi ki gibi olmayacak.

 

Aynen öyle. Varlık hiç bir şekilde yok olmaz. Ölümle yok olacak olan, egomuzdur. Ego zaten gerçek değil, sanaldır. Zaten olmayan bir şey. Biz ona var olduğu atamasında bulunuyoruz. Aslında ego, yoktur.

 

Ateizm tanrıyı da egoyu da reddeder. Egonun sonsuz olmasını istemek tanrı olmayı dilemektir. Tanrı ise yoktur ve ego da tanrı olamaz. Tanrı diye bir şey olsaydı egoları sonsuz yaparak tanrılar yaratmaya kesinlikle yanaşmazdı!

Link to post
Sitelerde Paylaş

Şimdi şöyle düşünelim: Olmayana ergi, ya da olanaksıza ergi (bu tamlamaları gündelik hayatta kullanmayın, entel dantel damgası yersiniz) yani eskilerin farzı muhal dediği (böyle deyip geçin) tarzda: Sen yoktun, tanrı seni yarattı, var oldun ve sana sonsuz yaşam verdi. Olanaksız ama oldu varsayalım.

 

Şimdi, sen sonsuz zaman sonradayken, arkanda sonsuz bir hayat olacak değil mi? Yani sonsuzdan beri var olacaksın. Öyle ya, sonsuz zaman sonradasın! Sonsuz zaman sonra senin bir başlangıcın olmaz ki? Sonsuz zaman sonra çünkü!

 

Tebrikler! Tanrı oldun. Tanrı da kendine kazık attı bir tanrı daha yaratarak! :lol:

Link to post
Sitelerde Paylaş
Bir saat önce, democrossian yazdı:

 

Aynen öyle. Varlık hiç bir şekilde yok olmaz. Ölümle yok olacak olan, egomuzdur. Ego zaten gerçek değil, sanaldır. Zaten olmayan bir şey. Biz ona var olduğu atamasında bulunuyoruz. Aslında ego, yoktur.

 

Ateizm tanrıyı da egoyu da reddeder. Egonun sonsuz olmasını istemek tanrı olmayı dilemektir. Tanrı ise yoktur ve ego da tanrı olamaz. Tanrı diye bir şey olsaydı egoları sonsuz yaparak tanrılar yaratmaya kesinlikle yanaşmazdı!

Kesinlikle katılıyorum. İnsanoğlu, egosu yüzünden tanrıyı yarattı ve yanında da sonsuz yaşamı yarattı. Çünkü egosunun yok olmasını kendisine yediremiyor. Çünkü egosu bunu sağlıyor. Teistlerin de buradan yola çıkarak inanıyor dinlere. Kendileri bütün canlıların kendisine bir nimet olarak yaratıldığını savunuyorlar. Diğer hayvanlardan bir farkı olduğuna inanmak istiyorlar. Bu yüzden hayvanların hiçliğe gideceğine ve kendilerinin sonsuza kadar yaşayacağına inandırıyorlar. Fakat burada yer alan hiçbir varlık birbirinden üstün değil. Toprak, ateş, canlılar hepsi eşit ve kendisinde var olan potansiyeli gösteriyorlar sadece.

Link to post
Sitelerde Paylaş
13 dakika önce, democrossian yazdı:

Ateizm tanrıyı da egoyu da reddeder. Egonun sonsuz olmasını istemek tanrı olmayı dilemektir. Tanrı ise yoktur ve ego da tanrı olamaz. Tanrı diye bir şey olsaydı egoları sonsuz yaparak tanrılar yaratmaya kesinlikle yanaşmazdı!

 

Müthiş bir analiz. Hem bilimsel hem felsefi olarak işin özü bu.. Anlattığınız gerçeğin ta kendisi. Ego meselesi kilit nokta! Ve süreli! Biz ise ısrarla tekrar tekrar kullanalım istiyoruz! Bırakın sonsuzu, ikinci defa bile kullanılamaz! Bir kerelik. O kadar. Yani filmin tadını çıkarın. Bilmem kaç yıllık bir film izliyoruz. Bazıları sinemadan erken cikiyor! Ama çıkan bir daha giremez! Tek bilet!

 

22 dakika önce, adalet123 yazdı:

Tahminim 27.

 

Resmi değiştirmeliyim o zaman! Şöyle söyleyeyim artık futbolcu olamam. O yaşı geçtim. Yani futbolcuların emekli olduklari yaşlardayım... Neyse yaş mevzusu bu kadar yeter. 

Link to post
Sitelerde Paylaş

Konuyu biraz daha açalım. Matematikteki sayı eksenini bilirsiniz. Sıfır merkezli ve eksi ile artı sonsuza giden sayılar. Fakat artı sonsuz ve eksi sonsuz sadece bir kabul ediştir. Böyle bir şey olamaz. Sonsuz ikiye bölünemez. Ya da bölünse de bir şey fark etmez. Sonsuz sonsuzdur. Eksisi artısı olmaz. Başlangıcı var ama sonu yok, sonu var ama başlangıcı yok şeklinde durumlar olamaz. Sonsuzsa başlangıcı da sonu da olmaz. Sonsuzdan beri var olan bir şey de, sonsuza kadar var olacak bir şey de ikisi de aynı şekilde sonsuzdur. 

 

Hemen örnek verelim. Zaman sonsuz öncede vardı ama şu an zaman durdu diye bir şey olur mu? Olmaz. Ya da zaman şu an başladı ve sonsuza kadar devam edecek diye bir şey olur mu? Bu da olmaz. Peki uzay kuzey yönüne doğru sonsuz ama güney yönünde sonlu diye bir şey olur mu? Bu da olmaz. Sonlu sonludur, sonsuz sonsuzdur.

 

O halde yaratıldık var edildik ve sonsuz olacağız diye bir şey olmaz. Varlık sonsuz olmasa zaten var olmazdı. Yok da olamaz. Uzayın, zamanın sonsuzluğu nasıl zorunluysa, bunlara son biçemiyorsak, madde ve enerjinin de sonsuz olduğunu kabul etmek durumundayız. Tabii bununla evren sonsuz demek istemiyorum. Evrenler canlılar gibi doğar, büyür ve ölür. Sonsuz olan uzay/zaman/madde/enerji dokusudur. Bu doku algılanamaz. Fakat bu doku bükülebilir, dalgalanabilir ve bazı noktalarında varlık gösterecek biçimde davranabilir. Her şey bu dokuya geri döner ve onda yeniden varlık sahnesine gelir. Yok olmak diye bir şey olanaksızdır.

 

Hani derler ya topraktan geldik toprağa döneceğiz diye. Onun aslı her şey uzay/zaman/madde/enerji dokusundan geldi ona dönecek, onda yeniden varlık sahnesine çıkacak. "Peki ben ne olacağım? Bir dahaki hayatımda böcek olabilir miyim?" diye bir şey yok. Böyle bir şey soramazsın. Çünkü sen diye bir şey yok! Bu bir yanılsama! Ben, ego, bunlar gerçek varlıklar değil. Bunlar sanal varlıklar. Bilinç ben ataması yaparak egoyu yaratıyor. Zihin yaratımıdır ego. Gerçekte ego diye bir şey yoktur.

 

Ben sonsuz olacağım, sonsuza kadar cennette yeyip içip hurilerle oynaşacağım iddiası ise firavunun ben tanrıyım ya da ölünce tanrı olacağım demesinden farksızdır. Sen buna inanmadığın için sonsuza kadar işkence çekeceksin iddiası ise dünyanın en büyük ahlaksızlığıdır. Bundan daha alçak ve rezil bir ahlaksızlık bulamazsınız yeryüzünde. 

 

Olanaksıza ergi yapalım yine (entel dantel damgası yememek için gündelik hayatta farzı muhal dememiz gereken şey) varsayalım tanrı var. Kimseyi ölümsüz yapmaz hiç kusura bakmayın. Diyelim bir milyar yıl sizi sonsuz yaptı, bir milyar yıl yediniz içtiniz hurilerle oynaştınız. Tanrının "eeee yeter be! Genelev mi meyhane mi lokanta işletmecisi miyiz biz be!" demesinin kaçınılmaz olduğunu reddetmenin hiç bir yolu yoktur.

 

Kuran yazarları bile belki domuz gibi de bilerek, belki de bilinçaltının dürtmesiyle bunu itiraf etmişlerdir. "Onlar yer ve gök durdukça devam edecek cennetlerde yaşayacaklardır" yazmışlardır! Hatta bir de eklemişler "ancak rabbin dilediği sürece!" :D Yani allahın tepesi atıp çıkın lan ordan bu ne böyle ye iç huri it ye iç huri... Defolun şurdan bez hevenkler!" diyebilir! :lol: Hayır yazmış adamlar açıkça! Açın bakın pasaj numarası 11/108. :lol: Heriflerin bilinç altı böyle bir saçmalığın olamayacağını hissediyor da, itiraf edemiyorlar. Hatta "kıyamette yer ve gök filan kalmadı, hadi şimdi ittir olun gidin" de olası! :0_80cbc_37a71a73_L:

 

Buna "allah söyletmiş" filan derler de bu, bilinçaltının söyletmesidir. Çok uzadı ama bir şey daha ekleyeceğim: Sonsuz bir varlığın sonsuz bir geçmişi hatırlaması da olanaksızdır. Sonsuz bir geçmişi hatırlayamazsınız. Belleğin resetlenip yeniden başlaması şarttır. Sonsuzdan beri ben filanım anam şu babam şu teyzem dayım halam şunlar diye bir şey olamaz. Bu olanaksız, bunu unutun. Böyle bir saçmalığa inanamazsınız!

Link to post
Sitelerde Paylaş

Cennet sorunsalına kafa yorarken bunun olanaksızlığını net biçimde görmüştüm. Yani diyelim ki cennet var. İyi hoş da cennette eğer boyut değiştireceksek, bu şu demek burda olan burda kalır! Yani yeni bir oyun, yeni kurallar, yeni bir ben! Gördünüz mü? Eski ben çöpe! E eski ben olmasam, nasıl ben olacağım?! Ben olmadıktan sonra cennetteki kim olacak?!

 

Yani cennet dünya benzeri bir şey mi? Yoksa dediğim gibi kuralları, gerçekliği çok farkli başka bir boyut mu? Yeşil doğa tasvirleri dünya gibi bir yer olduğunu anlatıyor. Aslında huri tasvirleri de dünyevi isteklerimize hitap ediyor. Ama bu hurilerin öyle maharetleri var ki işte orda yeni boyutun özellikleri devreye giriyor. Sonra herkesin 33 yaşında olacağı varsayımı vs. Bu şu demek mi? Herkes eşitlenecek! Kendini kısa boylu hisseden uzun boylu, çirkin hisseden yakışıklı... Yani her durumda da bizi biz yapan özelliklerimiz yok olacak! Kıskançlığımız, zaaflarımız gibi eksi vasıflarımız eşitlenirken resim yeteneğimiz, hitabet ustalığımız gibi kişiden kişiye değişen üstünlüklerimiz de eşitlenecek! Kaldı ki insanı insan yapan işte bu iki grup özelliklerin toplamıdır! Bu özelliklerin izleriyle oluşan ego, bu izler silindiğinde ortadan kalkar! Herkesin yakışıklı, herkesin yetenekli olduğu yerde ego zaten olmaz!

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
12 saat önce, adalet123 yazdı:

@Türk Ateist Bebeğin neden boynundan koklayın dediniz?

 

Ben erkeğim ve çocuğum olduğunda,benim içinde aynı tavsiyeyi verir misiniz?


Yok, benimki bir tavsiye değildi. Yenidoğanlar zaten öpülmez, anneler de birileri bebeği görmeye geldiğinde onu öpmek isteyecek diye endişelenir.

Bebeğin teni çok hassas olduğu için hemen tepki gösterir, kızarır, ama ondan da önemlisi virus ve bakterilere karşı daha açıktır.

Anne baba da kolay kolay öpmez bebeklerini. Hani çok kanı kaynarsa belki kafasını, elini ayağını falan öperler. Boynundan da öpülmez.

Bunları bilmekten başka, yenidoğanın eşsiz kokusu öpmek kadar doyurucu olduğu için boynundan koklayın dedim... 

İleride bebeğin olduğunda zaten sen de doyasıya öpemeyeceksin, o yüzden tavsiyeye gerek bile yok. Hele sizin bir de, ne kadar traş olursanız olun sert bir teniniz var ki, hepten rahat rahat öpemezsiniz. Birkaç aylık olmadan öpülmüyor yenidoğanlar.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...