Jump to content

nasıl ateist oldum


Recommended Posts

5 saat önce, Getaf yazdı:

 

Evrende bana ego gösterebilir misin? Biz öldükten sonra bedenimiz toprak olacak. Doğaya karışacak yani. Egomuz nereye karışacak?

Turk Ateist seni KNOCKOUT etti ama sen oyle bir uyusturucu almissin ki, bunu anlayamiyorsun bile.

 

Daha onceden dine inandigin icin oluyor bu. Tabi herkes boyle olacak diye bir sey yok ama sizin dusunce biciminizde sorun var ve bunun sebebi din.

 

Sana tavsiyem, bilimsel temelli, mantikli, gerceklerden kopmadan dusun. Yani dusunce sistemin boyle olsun. Ancak boyle gercege ulasabilirsin.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 190
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

5 saat önce, Nuri Kara yazdı:

Düşünmek nöronların hareketleriyle mümkün oluyor. Bu fiziksel işle insan düşüncenin nöronların hareketinden bağımsız olarak var olduğunu nasıl hayal edebiliyor? Bilim bu sorunun cevabını hiçbir zaman veremeyecek.

 

Bilim hislerin fiziksel sebeplerle oluştuğunu söyler ama hissetmenin ne olduğunu hisseden bilir. Bilim hayvanların hislerinin fiziksel sebeplerini açıklayabilir ama bir hayvan gibi hissetmenin ne olduğunu söyleyemez. 

 

Görmek, duymak, tatmak, dokunmak, koklamak bilim bunların nasıl mümkün olduğunu açıklayabilir ama görmenin..., koklamanın ne olduğunu açıklayamaz.

 

Bilimin sınırları vardır. İsteyen bilimle yetinebilir, ben yetinmeyeceğim.


Sana serbest. Sen zaten Tanrıcısın.

Ateist olduğunu söyleyenler şu manzaraya bakar ve olan biteni görürse kendileri kazançlı çıkar. 

Yoksa dediğim gibi, sana serbest, senlik bir durum veya sorun yok. Zırvalamak konusunda senin kredin sonsuz...

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
14 saat önce, Türk Ateist yazdı:


Sana serbest. Sen zaten Tanrıcısın.

Ateist olduğunu söyleyenler şu manzaraya bakar ve olan biteni görürse kendileri kazançlı çıkar. 

Yoksa dediğim gibi, sana serbest, senlik bir durum veya sorun yok. Zırvalamak konusunda senin kredin sonsuz...

 

Yobazlığın dini mini yok. Yobazlar senin yaptığını yapar; karşı tarafı etiketler, sonra söylediklerine aldırış etmez. Zırvaladığımı söylemek kuru laf! Sebepleriyle konuş konuşacaksan, bilmiyorsan da susma erdemini veya bilmiyorum deme erdemini göster.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Bir saat önce, Nuri Kara yazdı:

Yobazlığın dini mini yok. Yobazlar senin yaptığını yapar; karşı tarafı etiketler, sonra söylediklerine aldırış etmez. Zırvaladığımı söylemek kuru laf! Sebepleriyle konuş konuşacaksan, bilmiyorsan da susma erdemini veya bilmiyorum deme erdemini göster.

 

Yahu sen kendini "Bizi Tanrı yarattı, biz de geri kalan her şey de onun eseriyiz" diyerek, kendi deyiminle etiketlemiş, açıklamışsın zaten. Ben seni ne etiketleyeceğim daha? Bana vahiy mi indi de Tanrıcısın dedim... 

Bu zırvalarla yaşayan, bilmediği veya kafasının almadığı her şeye "E o zaman Tanrı yaptı muhakkak" diyen kafayla tartışmam ki bu meseleleri. Ateistleri ilgilendiren meseleler bunlar, o yüzden onlarla tartıştık. Sen karışma, anlamadığın işlere burnunu sokma. İlk iletindeki tanımlar ortada işte. 

 

Bilmiyorum demek erdem değil, olması gereken, beklenen ve de beklenmesi gereken davranıştır. Her sıradan iyi insan özelliğine "erdem" diye diye kötülüğü, pisliği, ahlaksızlığı norm haline getirdiniz zaten. Standartlarınız düşük, arabesksiniz. 

 

 

tarihinde Türk Ateist tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Bu başlık bana egolarını tatmin etmek için insanların birbirlerini nasıl aşağıladığını, hakaret yoluyla ezmeye çalıştıklarını gösterdi. Ayrıca bu başlıkta, bazı insanların birbirleriyle daha önceki tartışmalarından dolayı, birbirlerine kin besleyip, sürekli neresinden vurabilirim arayışında olduğunu çok net fark ettim.

Link to post
Sitelerde Paylaş
6 saat önce, Türk Ateist yazdı:

Haklısın elbette, "Allah yok din yalan" demekle kimlik anlamında belki ateist olunuyor ama bir şey ifade etmiyor. Dinden çıkıyor ama ruhçu düşünme biçiminden kurtulamıyor ya da komplo terorilerine esir düşüyor. Hani ille de görünmeyen, gizli birileri bizim için birtakım tuzaklar kuruyor, bizi kandırıyor, biz de onu farkedip sizleri uyarıyoruz falan diyorlar herhalde.

İlle de bir şeyleri çürütmek istiyorlar. Aya gidildiği de yalan der biri, beriki çıkar "ben" diye bir gerçek yok, o bir yanılsamadır der, bir başkası çıkar aynı şeyi duygular için söyler işte...

 

Neyse ki sayıları yine de az. Ama insan gerçekten hayret ediyor ve üzülüyor.

Delilik her yerde. Giderek de yayılıyor. Biz bilgi arttı ve daha da önemlisi internet sayesinde dolaşıma da girdi diye seviniyor ve bunun getirilerinden yararlanmanın yollarına daha çok bakalım diyoruz ama tersi de oluyor.

 

Benim bu konudaki net fikrim, bütün bu insanların kendi sahip oldukları bilgiyi gözlerinde çok büyütmeleri nedeniyle böyle olduğu yönünde. Garip, saçma bir narsisizm geliştiriyorlar. Bilgi ve akıllarına atfettikleri aşırı değer, akıllarına duydukları aşırı güven onları sonunda bu noktaya getiriyor. Her biri birer peygamber gibi... Kimsenin göremediğini görüyor, kimsenin düşünemediğini düşünüyor ve bunları ifade ederek de herkesi şoke ediyorlar. Şoke edici, sarsıcı düşünceler ancak onlar gibi süper bilgili, süper düşünceli insanlar çıkabilir inançları var.

Bizim gibi sıradan faniler de bu işe şaşıp kalıyor işte... 

 

Aya gidildiği yalan diyen "biri"ni bilemem ama sözünü ettiğin "beriki" benim ve kendi adıma konuşayım.. En kolay şeyi yapmışsın ve sayıp dökmüşsün. İçini dökmüşsün diyeceğim ama insan olaylara bu kadar mı tek yönlü bakar, sevinmesi gereken şeylere nasıl olur da ağıtlar yakar?! 

 

Ben "Allah yok din yalan" dedikten sonra çok şey değişti. Hayatımın merkezinde olan Allah'ın yerini insan, dinin yerini ise bilim ve özgür düşünce aldı. Varlığımı bilimle açıklıyor, felsefe ve edebiyatla anlamlandırıyorum.

 

Beni de dahil ederek, neyse ki sayıları az demişsin.. Maalesef az keşke çok olsa. Koyu dindar ve Kürt bir aile ve kültür çevresinde büyüyüp ateist olmak, daha küçücük bir çocukken Atatürk'e küfür ve hakaretlerle büyütülen biri olarak sonrasında benim gibi Atatürk'e sevgi ve hayranlık besleyenlerin sayısı maalesef çok az. Ailemde ve sülalemde benim bir başka örneğim yok! Sen çok şanslısın. Bu cehalet yapılarıyla hiç değilse kendi aile ve kültür çevrende savaşmak zorunda kalmadın. Senin şanssızlığınsa benim ve benzer durumdaki arkadaşların halinden anlamamak! Çünkü tecrübe etmediğin şeyi anlayamıyorsun.

 

Öyle bir bilim vurgusu yapıyorsun ki sanırsın insanlığın bütün soru ve sorunları bitmiş, araştırmalar tamamlanmış; geriye sadece Mars'a yapılacak turistik bir gezinin keyfi kalmış! Yahu bilim daha birçok gizemli konunun eşiğinde. İlginç olan da her yeni bilgi yeni bilmeceler sunuyor insanlığa. Bu işin doğası gereği böyle. Ben buna şaşırmıyorum. Şaşırdığım şey, bir başkasını bilim dışına çıkmakla suçlarken kişinin kendisini donmuş bitmiş bir bilim dünyası içinde hissetmesi. Bütün ömrünü bilime adamış koca koca profesörler çıkıp aynı konuda farklı şeyler söyleyebiliyorsa, benim bilimin bazı bulgularına şüpheyle bakmam beni dogmatik mi yapar? Bu, ne beni dogmatik yapar ne de bilimi küçük düşürür? Ego yanılsamadır deyince beni nasıl ha babam ruhçulukla yaftalar ve yukarıda bir dizi ağıtlar yakarsın! Egoyla ilgili farklı düşünmek mi seni rahatsız eden yoksa her farklı görüşten mi rahatsız olursun! İnsan bir yerde söylediği sözü en azından hatırlar da tek bir görüşü dayatmakta ısrarcı olmaz. Tartışmanın daha başında ego hakkında farklı görüşler var diyen sen değil miydin? Egoya ilişkin söylenecek her söz bitti mi yani? Hayır seni böyle paniğe iten, korkutan nedir? Aman felsefe yapmayın insanı metafiziğe götürür, aman bilimden uzaklaşmayın ruhçuluğa düşürür! Yahu çocuk mu yetiştiriyorsun! Çocuk bile korkutarak yetiştirilmez! Ne bilimden uzaklaşması, ne metafiziği? Ben varsa yoksa bir parçayım, tekim ve gerçeğim diyorum. Ama insan algıları yanılabilir, kafamızda dünyalar kurarız ve kendimizi ifade ederken bu yanılgıları da işin içine katarız diyorum. Zaten şu anki tartışmanın bu denli dallanıp budaklanması da onu göstermiyor mu? Belki benim burda yanılan, belki sensin? Ama nedir bu heyecan, biri de bana bunu anlatsın?  

 

Senin hayatını tecrübe edememek de benim şanssızlığım. Tam da işte bu yüzden şüpheciyimdir! Bir insan kısa ömrüne, ne bilimin bütün bilgilerini sığdırabilir, ne de bütün insanların tecrübelerini tek tek sınayabilir. Bu yüzden şiddete başvurmayan her görüş değerli ve gereklidir. Çünkü her biri farklı bir tecrübeyi dile getirir...

Link to post
Sitelerde Paylaş
16 saat önce, Getaf yazdı:

Bütün ömrünü bilime adamış koca koca profesörler çıkıp aynı konuda farklı şeyler söyleyebiliyorsa, benim bilimin bazı bulgularına şüpheyle bakmam beni dogmatik mi yapar? Bu, ne beni dogmatik yapar ne de bilimi küçük düşürür? Ego yanılsamadır deyince beni nasıl ha babam ruhçulukla yaftalar ve yukarıda bir dizi ağıtlar yakarsın! Egoyla ilgili farklı düşünmek mi seni rahatsız eden yoksa her farklı görüşten mi rahatsız olursun! İnsan bir yerde söylediği sözü en azından hatırlar da tek bir görüşü dayatmakta ısrarcı olmaz.

 

Sayın Getaf, güzel şeyler söylüyorsun ancak okuduğum bütün yazılarında mekan-zaman kavramını hesaba katmıyorsun. Oysa çok önemli olan bu ikili kavram hesaba dahil edilmeden görüşler teorik olarak doğru olsa dahi pratikte zıt anlama çıkabilir ve genelde de böyle olur.

Zaman-mekan kavramı için Çin Devlet Başkanı ve bir numaralı devrim lideri Mao Zedung şöyle demektedir; "Doğru her yerde ve her zaman doğru değildir".

Yine aynı Mao Zedung şunu demektedir; "Yüz çiçek açsın, bin fikir yarışsın".

İlk bakışta birbirinin zıttı gibi görünen bu iki söz birbirini tamamlayan öğretici sözlerdir. Diğer deyişle, bin fikir yarışsın ama zaman-mekan kavramının önemi de atlanmasın denmektedir.

Buna şöyle bir örnek verilebilir, demokrasiyi tanımlarken herkesin eşit ve özgür şartlarda yurttaşlık haklarını kullandığı, herkesin seçme, seçilme gibi yurttaşlık kazançlarından yararlandığı toplumsal bir sistem olarak tanımlanır. Yaşamda ise demokrasi bu teorinin tamamen tersi şeklinde işler, ülkenin etkin ve yetkin konumuna ağalar, patronlar ve işbirlikçiler gelir ve getirilir. Böylece eşitlik, özgürlük ve yurttaşlık hakları sadece bir figur ve slogan olarak kalır.

Bu kısa örneklerden sonra tekrar size gelecek olursak, her şeyin doğrusunu, yanlışını bulmak için her şeye şüpheyle yaklaşmanızda herhangi bir sorun yoktur. Zira sorgulamak bir insanlık görevi olmakla birlikte sürüleşmekten çıkmanında gerekli adımlarından biridir. Ancak olaylara veya konulara her ne kadar şüpheyle yaklaşılsa da kendine ait oturmuş bir karakteriniz de olması gerekir. Çünkü sorgulama ve şüpheler sonsuzdur, yaşam ise kısadır, bu kısa yaşam içinde öğrendiklerinizle olgunlaşma olmuyorsa salt öğrenmiş olmanın da hiç bir anlamı olmayacaktır.

Daha da önemlisi, sizin de değindiğiniz "dinden çıktıktan sonra" sözünün de anlamı olmayacaktır, çünkü oturmamış şüpheci tutuma devam etmek, o aşamayı geçmiş olmanıza ragmen sizde veya yazınızı okuyan da halen "acaba" sorusu bırakacak ve  dincilere de açık kapı bırakacaktır.

Dolayısıyla doğru her yerde ve her zaman doğru olmadığı için mekan-zaman kavramını hesaba katmayı zorunlu yapmakta ve bu nedenle de pratikte farklı seyreden teorik doğrular salt teori olarak kalacaktır.

Bu anlamda sayın Türk Ateist'in söylemleri size ters gelebilir, hatta kırıcı da olabilir, ancak teoriyle pratiği birleştirerek görüş belirtme yeteniğini kazandığı için söylediklerini daha geniş düşünmenizi hatta araştırmanızı öneririm. Örneğin Türk Ateist'e ait alttaki sözler çok basit ve biraz da alaycı gibi görünebilir, ancak bu basit gibi görünen söz tamamen gerçekleri anlatmaktadır.

 

Alıntı

 

Bizi biz yapan bütün o hislerimiz bir yanılsa mı o halde?  Hem bizi biz yapıyorlar hem de yanılsamadan ibaretler? O halde biz birer yanılsamayız?

 

Duygular her şeydir. Her şey..

 

.

Link to post
Sitelerde Paylaş
18 saat önce, Getaf yazdı:

Aya gidildiği yalan diyen "biri"ni bilemem ama sözünü ettiğin "beriki" benim ve kendi adıma konuşayım.. En kolay şeyi yapmışsın ve sayıp dökmüşsün. İçini dökmüşsün diyeceğim ama insan olaylara bu kadar mı tek yönlü bakar, sevinmesi gereken şeylere nasıl olur da ağıtlar yakar?! 

 

Ben alıntıladığın o iletiyi başka bir başlık konusu için yazdım. Onu gözüne kestirip üstüne alınman ve buraya taşıyıp alakasızca kendini savunman aslında hiç hoş değil. Orada sayıp dökmedim, tespit yaptım sadece. 

 

18 saat önce, Getaf yazdı:

Ben "Allah yok din yalan" dedikten sonra çok şey değişti. Hayatımın merkezinde olan Allah'ın yerini insan, dinin yerini ise bilim ve özgür düşünce aldı. Varlığımı bilimle açıklıyor, felsefe ve edebiyatla anlamlandırıyorum.

 

Beni de dahil ederek, neyse ki sayıları az demişsin.. Maalesef az keşke çok olsa. Koyu dindar ve Kürt bir aile ve kültür çevresinde büyüyüp ateist olmak, daha küçücük bir çocukken Atatürk'e küfür ve hakaretlerle büyütülen biri olarak sonrasında benim gibi Atatürk'e sevgi ve hayranlık besleyenlerin sayısı maalesef çok az. Ailemde ve sülalemde benim bir başka örneğim yok! Sen çok şanslısın. Bu cehalet yapılarıyla hiç değilse kendi aile ve kültür çevrende savaşmak zorunda kalmadın. Senin şanssızlığınsa benim ve benzer durumdaki arkadaşların halinden anlamamak! Çünkü tecrübe etmediğin şeyi anlayamıyorsun.

 

 

Burası forum. Burada tartıştığım insanların çocukluğuna inecek değilim, arka planını tahmin edip ona göre alttan almak zorunda değilim. Kimse benim için ateist olmuyor. Koyu dindar ve Kürt bir ailede doğup büyüdükten sonra dinlerden kurtulman ve Atatürk hakkında fikir değiştirmen senin için gurur duyulacak bir şey olabilir, belki duymalısın da ama ben her tartışmada bunu göz önünde bulundurup ona göre tavır belirlemem. Tartıştığımız konudan yola çıkarsak, bunlar senin sorunların olur. 

Yani benim dinden çıkmışın, yobaz çevreden çıkmışın halinden "anlamam" gerekmiyor her zaman. Önce senin kendini anlaman lazım, ben bunu söylüyorum. Örneğin sana "bu bakış açısı ruhçu bakış açısıdır, bilgilerin hem eksik hem yanlış, iddia ettiğiniz şey bilimciler tarafından çoktan çürütüldü, bu inancınız dogmadır" dediğimde ve nasıl çürütüldüğünü gösterdiğimde gidip onu bir arşatırman, bakınman lazım mesela. Ben olsam direkt bunu yaparım, beni anlamıyor, ben zorluklardan çıkıp neleri başarmışım ama hakkımı teslim etmiyor diye sızlanmam. 

 

18 saat önce, Getaf yazdı:

Öyle bir bilim vurgusu yapıyorsun ki sanırsın insanlığın bütün soru ve sorunları bitmiş, araştırmalar tamamlanmış; geriye sadece Mars'a yapılacak turistik bir gezinin keyfi kalmış! Yahu bilim daha birçok gizemli konunun eşiğinde. İlginç olan da her yeni bilgi yeni bilmeceler sunuyor insanlığa. Bu işin doğası gereği böyle. Ben buna şaşırmıyorum. Şaşırdığım şey, bir başkasını bilim dışına çıkmakla suçlarken kişinin kendisini donmuş bitmiş bir bilim dünyası içinde hissetmesi. Bütün ömrünü bilime adamış koca koca profesörler çıkıp aynı konuda farklı şeyler söyleyebiliyorsa, benim bilimin bazı bulgularına şüpheyle bakmam beni dogmatik mi yapar? Bu, ne beni dogmatik yapar ne de bilimi küçük düşürür? Ego yanılsamadır deyince beni nasıl ha babam ruhçulukla yaftalar ve yukarıda bir dizi ağıtlar yakarsın! Egoyla ilgili farklı düşünmek mi seni rahatsız eden yoksa her farklı görüşten mi rahatsız olursun! İnsan bir yerde söylediği sözü en azından hatırlar da tek bir görüşü dayatmakta ısrarcı olmaz. Tartışmanın daha başında ego hakkında farklı görüşler var diyen sen değil miydin? Egoya ilişkin söylenecek her söz bitti mi yani? Hayır seni böyle paniğe iten, korkutan nedir? Aman felsefe yapmayın insanı metafiziğe götürür, aman bilimden uzaklaşmayın ruhçuluğa düşürür! Yahu çocuk mu yetiştiriyorsun! Çocuk bile korkutarak yetiştirilmez! Ne bilimden uzaklaşması, ne metafiziği? Ben varsa yoksa bir parçayım, tekim ve gerçeğim diyorum. Ama insan algıları yanılabilir, kafamızda dünyalar kurarız ve kendimizi ifade ederken bu yanılgıları da işin içine katarız diyorum. Zaten şu anki tartışmanın bu denli dallanıp budaklanması da onu göstermiyor mu? Belki benim burda yanılan, belki sensin? Ama nedir bu heyecan, biri de bana bunu anlatsın?  

 

 

Burada konuyu çarpıtıyorsun mesela. Cümlelerimi out of contex dedikleri yöntemle çarpıtıyorsun. 

 

Ben sana "duygu ve dolayısıyla ahlak yalnız insana ait bir özellik değildir, biz ahlaki duyarlıklarımızı diğer hayvanlardan ve primat atalarımızdan aldık" dedim ve kaynak gösterdim. 

Sense bunu "Ben, hayvanlar hakkında yapılmış kısıtlı araştırmalara güvenmem, hayvanlarda ahlak olmaz, onlar hala ilkeldir çünkü" diyerek reddettin. Ve sonra aynı ruhçu yaklaşımı ısrarla sürdürdün. O kadar ki, "Biz ölünce bedenimiz toprak oluyor, peki 'ben' de oluyor?" diyebildin. Bak sorunun kendisi, referans noktası ruhçu zaten. 

 

Bu yaklaşım seni elbette bilimsel şüpheci değil, dogmatik yapar. Ruhçu yapar. Bilimsel şüphecilik zaten şarttır ve hepimizde mutlaka olması gerekendir, ancak bir doğa yasası olan evrim hakkında, üstelik de bin kere söylediğim gibi kesin olarak bilinen bir konuyla ilgili şüphe taşımak adı altında reddetme davranışı göstermek cehaletten başkası değildir. Hiç kusura bakma, gerçek bu. Metafiziğe, ruhçuluğa kaydığınızın farkında olmamanız sizin hatanız ya da eksiğiniz. 

 

Benim bu sayfada yazdıklarım konusunda yanılmam mümkün değil. Onlar benim yorumlarım değil çünkü. Felsefe yaparak, düşünerek ulaştığım fikirler değil. Bilim nereye götürürse oraya giderim ben. O yüzden doğadan, maddeden uzaklaşmam, kendi varlığıma (ben), duygularıma "yanılsama, sanal" demem, bunu diyene de öyle olmadığını acımadan söyler ve gösteririm. 

Yalnız ben değil, başka bir sürü arkadaş size karşı çıktı ve anlatmaya çalıştı. Savunmaya çalıştığınız ve doğal olarak beceremediğiniz şeyin sonunda ortaya çıkan manzara bu.

 

Kalkmışsın bana "Ego yanılsamadır dediğim için sen bana nasıl ruhçu diyebilirsin!" diyorsun. Hala şüpheci olduğun için kendinle bir tür övünüyorsun, hala bana kendini anlatıp beni suçluyorsun.

Kimse kusura bakmasın... Böyle abuk sabuk iddiaları abuk sabuk ruhçu sorularla ısrarla sürdürür ve çoktan kabul edilmiş basit evrimsel açıklamaları reddedersen metafiziğe düşmüşsün de derim ruhçu da. Bunu yaparken de "Ay yazık, dindar ve Kürt bir aileye doğmuş ama ateist olmayı başarmış, o yüzden anlayış gösterip ruhçu demeyeyim" demem.

Dediğim gibi, kimse bana ateist olmuyor. Birçok insan gibi dinsiz sayısı artıyor, oleeey diye sevinenlerden de değilim. Nicelik değil, nitelik çok daha önemlidir benim için. Ergen, genç değilsiniz ki... 35'inin üstünde koskoca insanlarsınız. 

 

 

tarihinde Türk Ateist tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

İnsan bir iletiye bu kadar çelişki sığdırabilir mi? Hangi birini duzelteyim, hangisine cevap yetiştireyim.. Egoyu mu tartisayim, senin akıl yürütme ve iletişim hatalarini mi duzelteyim! Bir de uzun uzun yazmışsın ki, cevap vermesem haklı olduğunu düşüneceksin! Hoş yine öyle düşüneceksin, ben bir dolu soru soruyorum, sen başka bir şey anlatıyorsun! Çelişkilerinden kurtulmanı umarken, sen çelişki üstüne çelişki ekliyorsun! Alıyorsun benim cümlemi, hop başka bir tarafa çekiyorsun! Sonra da çektiğin taraftan yorumluyorsun!.. Üstüne de çarpıtanın ben olduğumu söylüyorsun!

 

5 saat önce, Türk Ateist yazdı:

Ben alıntıladığın o iletiyi başka bir başlık konusu için yazdım. Onu gözüne kestirip üstüne alınman ve buraya taşıyıp alakasızca kendini savunman aslında hiç hoş değil. Orada sayıp dökmedim, tespit yaptım sadece.

 

"Gözüne kestirme" ne demek ya! Ben forumda ava mı çıkıyorum! O iletine cevap vermemin sebebi çok açık! Aya inildi mi tartışması elbette benim tartışmam değil! Ama sorun, yaptığın pakete beni de atman! Beni ilgilendiren tarafı ego olduğu için, iletini buraya taşıdım. İnsanlar, ego ile ilgili ne söylemişiz baksın da ilişkilendirip düşünebilsinler diye yaptım bunu. Yani kendime avantaj sağlamak için değil. Bu konuda kendimi avantajlı görmüyorum. Bir yandan tartışıyor, bir yandan araştırmaya devam ediyorum. Tartışmanın seyrinden çok senin üslubun yıpratıcı olan! Ama sen şimdi yine, arkadaşım benim üslubum bu, sana üslup mu beğendireceğim der keser atarsın. Oysa ben bu üslupla iletişimin olanaksızlığını anlatmaya çalışıyorum!

 

5 saat önce, Türk Ateist yazdı:

Burası forum. Burada tartıştığım insanların çocukluğuna inecek değilim, arka planını tahmin edip ona göre alttan almak zorunda değilim. Kimse benim için ateist olmuyor. 

 

Cümlelerimi istediğin gibi anlamakta serbestsin.. Hayatımdan örnek verince, bana ne senin hayatından de! Ama iletini tamamlarken de yaşımı hatırlatarak bitir! Sorularıma sözde cevap verirken ruhçusun de, zaten eski bir müslüman olduğumu söyle! Ben kendimden söz edince benim için mi ateist oldun de, benim yaptıklarımın seni ilgilendirmediğini söyle!.. 

Senden bana bir omuz vermeni beklemiyorum. Bir apolet takmanı da istemiyorum! Şu savaşları kazandım beni onurlandır demiyorum. Evet bu savaş benim savaşım. Ama ateizm üzerinden üzüldüğünü söylediğin için ben de kendimle ilgili olarak üzülmemeli sevinmelisin dedim. Yoksa niye hayatımdan örnek vereyim? Ben sorunlarımı anlatmadım. "İnsan gerçekten hayret ediyor ve üzülüyor" dediğin için yazdım bunları. Ama ateist olmak için bir de senin nicelik-nitelik testinden geçmek gerekiyor! Sanki insanlar akın akın ateist oluyor! Şurda 5-10 kişi sohbet ediyoruz. Onları da niteliksiz diye yaftalıyorsun!

 

5 saat önce, Türk Ateist yazdı:

Yani benim dinden çıkmışın, yobaz çevreden çıkmışın halinden "anlamam" gerekmiyor her zaman. Önce senin kendini anlaman lazım, ben bunu söylüyorum. Örneğin sana "bu bakış açısı ruhçu bakış açısıdır, bilgilerin hem eksik hem yanlış, iddia ettiğiniz şey bilimciler tarafından çoktan çürütüldü, bu inancınız dogmadır" dediğimde ve nasıl çürütüldüğünü gösterdiğimde gidip onu bir arşatırman, bakınman lazım mesela. Ben olsam direkt bunu yaparım, beni anlamıyor, ben zorluklardan çıkıp neleri başarmışım ama hakkımı teslim etmiyor diye sızlanmam. 

 

Yukarıda "burası forum" diyorsun.. Son iletilerinde bunu en çok unutan kişi sensin! Forumlarda farklı fikirler ileri sürülür, aykırı düşüncelere bile tahammül gösterilir! Son iletilerinde diyorum çünkü senin yapıcı, makul, tahammülkar birçok iletini hatırlıyorum. Artık onları özlemle arıyorum... Empati, koşulsuz kabul, suçlayıcı bir dilden kaçınmak, anlamaya çalışmak.. Bunlar sağlıklı bir iletişimin gerekleri. Ben öyle sızlanıp kapıları çarpmam! Çarpıtmam! Anlamaya çalışırım, başından beri yapmaya çalıştığım da bu. Verdiğin linki de okuyorum, başkaca kaynakları da. Hem ahlak ile ilgili hem de ego konusunda o kadar çok görüş, teori var ki.. Şu sıralar yaptığım da bu. Onları okuyorum. Ben yanılmam demem. Kesinlik bildirmem. Farkımız da bu!

tarihinde Getaf tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
1 saat önce, Getaf yazdı:

Ben yanılmam demem. Kesinlik bildirmem. Farkımız da bu!

 

Evrim kesin. O bilgiler kesin. Onlarca yıldır bilinen, kesin gerçekler onlar. Onlara dayandığım için yanılmam dedim. Elbette yanılmam söz konusu değil çünkü onlar benim uydurduğum bilgiler, düşünceler vs değil. Bunu anlarsan "Benim yanılmam mümkün değil" derken ne demek istediğimi anlarsın. Orada "Ben süperim, her şeyleri bilirim, ben hiç yanılmam" gibi aptalca bir tavır yok, ben oturup felsefe falan yaparak, kendi kafamdan ulaşmadım o bilgilere. Bu noktada evet, seninle çok farklı olduğumuz kesin.

 

1 saat önce, Getaf yazdı:

Senden bana bir omuz vermeni beklemiyorum. Bir apolet takmanı da istemiyorum! Şu savaşları kazandım beni onurlandır demiyorum. Evet bu savaş benim savaşım. Ama ateizm üzerinden üzüldüğünü söylediğin için ben de kendimle ilgili olarak üzülmemeli sevinmelisin dedim. Yoksa niye hayatımdan örnek vereyim? Ben sorunlarımı anlatmadım. "İnsan gerçekten hayret ediyor ve üzülüyor" dediğin için yazdım bunları. Ama ateist olmak için bir de senin nicelik-nitelik testinden geçmek gerekiyor! Sanki insanlar akın akın ateist oluyor! Şurda 5-10 kişi sohbet ediyoruz. Onları da niteliksiz diye yaftalıyorsun!

 

Benim kimseyi yaftaladığım yok. Orada bir örnek verdim. "Ateist/deist sayısı artmış" diye sevinenler oluyor ya? Onu hatırlattım. Dedim ki bunun bir önemi yok, önemli olan niteliktir. Evet, elbette kendini ateist diye tanımlayan birtakım insanları niteliksiz buluyorum, beğenmiyorum, hatta foruma da genel olarak doğru düzgün ateistlerin ateist kimliklerine de zarar verdiklerini düşünüyorum. Bunu ilk kez söylemiyorum. Yıllardır yazıp çizdiğimiz şeyler bunlar, bunları düşünen yalnız ben değilim. On yıl önce de tartışıyor, kavgasını ediyorduk. 

 

 

1 saat önce, Getaf yazdı:

Hem ahlak ile ilgili hem de ego konusunda o kadar çok görüş, teori var ki..

 

Hayır, yok. Ben bugüne kadar tek bir görüş, teori görmedim ki "ben" yanılsamadır, sanaldır, şudur budur desin. Bulamazsın. Ahlak da öyle. Bu tip iddialar hiçbir şekilde bilimsel olmadığı gibi, birileri tarafından açıkça çürütüldü de. "Dogma" dendi. Makinedeki Hayalet tam olarak sizin savunduğunuz ruhçu yaklaşımı eleştiren (beden-zihin dualizmi) metafordur.

Ego, zihin, duygu vb her şey maddeye dayalı gerçeklerdir. Tekrar tekrar yazamayacağım, yoruldum artık.

Doğru düzgün kaynaklardan okur araştırırsan öğrenirsin. Bu da sana yarar sağlar; bana değil. Benim bakış açım zaten belli, benlik bir durum yok.

 

Neyse işte, bırak ben'i, zihnin yanılsama olduğu görüşü yalnız Hume gibi filozoflarla sınırlı kalmadı; günümüz filozofları arasında da bu fikri savunanlar var. Hatırladığım kadarıyla Alman filozof Metzinger de zihne ait her şeyin illüzyondan ibaret olduğunu, benlik algımızın deneyimlemelerimizdeki hatalı çıkarımlarımız yüzünden ortaya çıktığını ve maddeyle açıklanamayacağını söylüyor. Daha eski filozoflardan Decartes ve Rene gibileri ise benliğin kesinlik var/gerçek olduğunu, ama fiziksel değil zihinsel bir ürün olduğunu düşünüyordu. Diğerlerine göre biraz daha gerçekçi ama zihinsel ürün dediğimiz şey de fiziksel ürün olduğu için iki ayrı tarih gibi ele almak yanlış.

Felsefe böyle işte. 

 

Dediğim gibi, bilim artık fMRI falan kullanıp beyni tarıyor, son bulgulara göre (tüm çalışmaların birleştiği ortak noktadır bu), kendimizle ilgili uyaranlar sırasında korteksin orta bölgelerinde (sözel, duygusal, yüz gibi tüm fonksiyonel alanlarında) aktivasyon olduğu gözlendiği.

 

Harvard nörolojiden:

 

"All studies revealed activation in the medial regions of our brains' cortex during self-related stimuli. The activation in these so-called cortical midline structures (CMS) occurred across all functional domains (e.g., verbal, spatial, emotional, and facial). Cluster and factor analyses indicate functional specialization into ventral, dorsal, and posterior CMS remaining independent of domains. Taken together, our results suggest that self-referential processing is mediated by cortical midline structures. Since the CMS are densely and reciprocally connected to subcortical midline regions, we advocate an integrated cortical-subcortical midline system underlying human self. We conclude that self-referential processing in CMS constitutes the core of our self and is critical for elaborating experiential feelings of self, uniting several distinct concepts evident in current neuroscience."

 

https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/16466680

 

https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/10614073

 

https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC3506600/

 

 

tarihinde Türk Ateist tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...