Jump to content

Hristiyanlık gerçekten barış ve sevgi dinidir.


Recommended Posts

5 minutes ago, Exelans_cop said:

Hadi cevap verin sayın başlığı açan ve destekleyen kisiler.

 

Gercek Islam pardon hristiyanlik bu degil.

Haclilar da ISID gibi emperiyal devletlerin kurdugu hristiyanlik düsmani bir örgüt.

Yahudilerin de  parmagi olabilir. Illuminati ve Masonlarin da.

 

Hahaha :-D

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 85
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

8 dakika önce, Jobar yazdı:

Eski Ahiti oku gel.Kutsal savaş ilkesi bütün dinlerde vardır.

 

Sen okudun mu ?

Evet, Tanah'ta savaş ve katliam emirleri çoktur. Hattâ Kur'an bu açıdan Tanah yanında çok "mâsum-insancıl" kalır. Fakat atladığın bir şey var. Yahudiler dinlerini yaymak için savaşmadılar. Eski Ahit'te de bu tip bir emir, kural yoktur. Yahudiler sâdece Arz-ı Mevdud için savaştılar. Devlet kurduktan sonraki savaşları da daha ziyâde varlık koruma ve  siyasi egemenlik üzerinedir.

 

Kılıç zoru ile din yayma - Cihad - Muhammed'in icâdından başka bir şey değil.

Link to post
Sitelerde Paylaş
14 dakika önce, Edip Cevdet yazdı:

 

Sen okudun mu ?

Evet, Tanah'ta savaş ve katliam emirleri çoktur. Hattâ Kur'an bu açıdan Tanah yanında çok "mâsum-insancıl" kalır. Fakat atladığın bir şey var. Yahudiler dinlerini yaymak için savaşmadılar. Eski Ahit'te de bu tip bir emir, kural yoktur. Yahudiler sâdece Arz-ı Mevdud için savaştılar. Devlet kurduktan sonraki savaşları da daha ziyâde varlık koruma ve  siyasi egemenlik üzerinedir.

 

Kılıç zoru ile din yayma - Cihad - Muhammed'in icâdından başka bir şey değil.

Okudum.Yahudiler arz-ı Mevdudu korumak için savaşıyorsa müslümanlarda Darül İslamı korumak için savaşıyor.Cihad farzdır.Ancak cihad İslami şeriatın yayılması için yapılır.İnsanları zorla müslüman yapmak için değil.Kişi kendi rızasıyla müslüman olursa olur istemezse cizye verir veya anlaşmaya göre çekip gidebilir.

Link to post
Sitelerde Paylaş
20 dakika önce, Jobar yazdı:

Yahudiler arz-ı Mevdudu korumak için savaşıyorsa müslümanlarda Darül İslamı korumak için savaşıyor.

 

II. Halife Ömer, Kudüs ve Şam'ı çiçek göndererek fethetmişti zaar !?

Emeviler döneminde Arap İmparatorluğunun sınırları, Doğuda Çinden, Batıda tüm Kuzey Afrika'yı içine alacak şekilde Atlas okyanusuna dayanmıştı. Ne Dâr-ül İslam'ından bahsediyorsun sen ? Boşnak ve Arnavutların müslüman olmaları da kılıç zoruyla Balkanları elde eden Osmanlıdan itibâren başlamadı mı ?

 

Kur'an âyetlerinin farklı anlaşılıp yorumlanmasını bir dereceye kada anlarım.

Ancak; tarihsel gerçekleri nasıl çarpıtacaksınız ?

Mızrak çuvala sığar mı ?

tarihinde Edip Cevdet tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
19 saat önce, Edip Cevdet yazdı:

 

II. Halife Ömer, Kudüs ve Şam'ı çiçek göndererek fethetmişti zaar !?

Emeviler döneminde Arap İmparatorluğunun sınırları, Doğuda Çinden, Batıda tüm Kuzey Afrika'yı içine alacak şekilde Atlas okyanusuna dayanmıştı. Ne Dâr-ül İslam'ından bahsediyorsun sen ? Boşnak ve Arnavutların müslüman olmaları da kılıç zoruyla Balkanları elde eden Osmanlıdan itibâren başlamadı mı ?

 

Kur'an âyetlerinin farklı anlaşılıp yorumlanmasını bir dereceye kada anlarım.

Ancak; tarihsel gerçekleri nasıl çarpıtacaksınız ?

Mızrak çuvala sığar mı ?

Hocam merak etmişimdir hıristiyanlar bu eski ahit sorununu neden onu kabul etmeyerek çözmemişler . Incilde eski ahit kabul edilmelidir veya gönderilen tüm kutsallar kabul edilmelidir tarzı bisey yazar mı ?

 

tarihinde Charles dawkins tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
39 dakika önce, Charles dawkins yazdı:

Hocam merak etmişimdir hıristiyanlar bu eski ahit sorununu neden onu kabul etmeyerek çözmemişler . Incilde eski ahit kabul edilmelidir veya gönderilen tüm kutsallar kabul edilmelidir tarzı bisey yazar mı ?

 

 

Bu konuda ben şahsi kanâ'atlerimi paylaşmaktayım. Hristiyan teolojisini bilmiyorum. "İbrahimi" olarak nitelenen dinlerin iki kapak arasına alınmış metinleri kutsanmıştır. "Tanrı sözü değişmez" prensibinden hareketle, bunların da değişmediğini iddia ederler. Tanrı sözlerinin değişmemesi gerektiğini ben de düşünürüm. Ne var ki kâğıt, mürekkkep, yazı, kitap vs. birer araçtırlar. Müdâhale edilebilir ve değiştirilebilirler. Eğer bir Tanrı var ise O'nun kanunlarını değiştiremeyiz. "Tanrı sözü" derken de aslında kasdedilen bu olmalıdır.

 

Eski ahitte güzel şeyler de var. Misâl; 

 

"Bir kentle savaşırken, kenti ele geçirmek için kuşatma uzun sürerse, ağaçlarına balta vurup yok etmeyeceksiniz. Ağaçların ürünlerini yiyebilirsiniz, ama onları kesmeyeceksiniz. Çünkü kırdaki ağaçlar insan değil ki kuşatma altına alasınız." (Yas. Tkr. 20:19)

 

Ama; "vahşet" denebilecek emirler de var:

 

"Bir adam erkek ya da kadın kölesini değnekle döverken öldürürse, kesinlikle cezalandırılacaktır.

Ama köle hemen ölmez, bir iki gün sonra ölürse, köle sahibi ceza görmeyecektir. Çünkü köle onun malı sayılır." (Çıkış 21:20-21)

 

Evvelâ, İlke ile kural ayrımı yapmak lâzım. İlkeler, zaman ve mekânla sınırlı olmaksızın her devirde geçerli olan hususlardır. Misal; adâlet, merhamet, dürüstlük, sözünde durma, insan ve doğa sevgisi vs. Bir de geçmiş çağların konjoktürüne uygun olarak ihdas edilen kurallar var. Bunların, insan aklının ürünü olduğu ve özellikle egemelerin çıkarlarını korumaya yönelik olduğu son derece aşikâr. İşte adına "kutsal" denen metinlerden bunların temizlenmesi gerekir. Fakat şu an bırakın bunu yapmayı, düşüneni bile kovarlar.

 

tarihinde Edip Cevdet tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
Bir saat önce, Karaiskakis yazdı:

 

Cevo sende ikinci bir Luther havası, reformist bir din fanatizmi sezinledim ki yapacakların ile Hristiyan aleminin bölünmesine ve parçalanmasına sebep olma ihtimalin göz önüne alınırsa zihninde tehlikeli fikirler barındırdığını söyleyebilirim. Seni Engzisyon paklar. 

 

Şimdilik, Hristiyan âleminde düşüncelerimin dikkâte alınacağına ihtimâl vermiyorum.. Ne var ki dinler, İlk ve Orta Çağ masallarıyla, geçmiş dönemlere âit konjonktürlerin ürettiği kurallar ile ilânihâye devam edemez. Büyük ihtimâl, olası bir değişimi ben göremiyeceğim. Ama; muhakkak gerçekleşecek. Aksi takdirde, insanların ateist olması ve dinlerin ortadan kalkması kaçınılmaz olur.

 

Bedevi, hep böyle geyik mi yaparsın sen ?

Biraz da ciddi takıl beaa.  :) 

tarihinde Edip Cevdet tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
5 saat önce, Charles dawkins yazdı:

hıristiyanlar bu eski ahit sorununu neden onu kabul etmeyerek çözmemişler

 

Eski ahit yeni ahit ve kuran bir üçlemedir. Hiç biri birbirini reddetmez. Hepsi birdir.

 

Kuran'ın öbür ikisini kaldırdığı hükümsüz bıraktığı Müslümlerin geçersiz bir iddiasıdır. Kuran'da böyle bir iddia yazmaz.

 

Kuran'da allahın onları tasdik ettiği yazar. Onların aslı kaybolduğu için yeni kitap gönderdiğini filan yazmaz. Bunu onları tasdik edici ve yeni hükümlerle destekleyici olarak gönderdiğini yazar.

 

Ama öncekine bağlı kalanlar sonrakini reddeder doğal olarak ve yeni bir kitaba ihtiyaç olmadığını savunur. Ama bunlarda yazana baktığımızda sonraki öncekini reddetmez. Onaylar ve destek alır. İşin doğası böyle, işler böyle yürüyor dinde.

 

Böyle olmasa, Kuran'da recm geçmediği halde uygulanmasında hiç bir kesinti olmayışını açıklamak olanaksız olurdu. Hatta öyle ki, Kuran buna yeni bir ceza getirmesine rağmen islamda taşlama yürürlükten kalkmamıştır!

 

Bitmedi, erkek çocukların penis kabuğunu kesme uygulamasına sünnet adı verildiği halde bunun kesin bir farz şeklinde mutlaka uygulanmasının şart olduğuna inanılmasına açıklama getirilemezdi.

 

Müslümler tabi bilmezler bunları. Aşırı cahildirler. İşlerine geldiği gibi sallarlar yok tahfif olmuşmuş yok aslı kaybolmuşmuş da yenisi gönderilmişmiş... Kendi kitabımız dedikleri şeyde böyle bir iddianın yazmadığını bilmeyecek kadar kendi kitaplarının cahili aşırı kara cahil kişilerdir.

 

Hayır kendi kitabım dediği şeyi bile bilmeyen daha neyi bilecek? Bu kadar aşırı kara cahillikten bir hayır gelmesi olasılığı var mı?

 

tarihinde democrossian tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
3 saat önce, Edip Cevdet yazdı:

dinler, İlk ve Orta Çağ masallarıyla, geçmiş dönemlere âit konjonktürlerin ürettiği kurallar ile ilânihâye devam edemez.

 

Hocam islamdan başka her din reformunu yaptı. Reforme olmayan tek dirençli rezident evil bu kaldı. Hristiyan dini reform sayesinde ömrünü çok uzattı ve hayatta kalmayı başardı. Yahudi dininde reform olmadı ama onlar da dini folklorik, tarihsel ve önemsenmeyecek bir eskiden kalma alışkanlık olarak fazla ciddiye almayarak bir tür reforme ettiler. Hindu vahşi ritüelleri yasalarla önlenmeye çalışılıyor ve epey başarı kazanıldı. Hindular da bu yasalar karşısında "vaaay din elden gidiyor devlet bize zulüm yapıyor" diye pek bağırmıyorlar, kabulleniyorlar. Tabii daha alacakları yol çok. Çünkü Hinduizm bayağı vahşidir, İslamı epeyce sollar. Kast filan bayağı pek de o kadar da kırılamadı daha. 

 

Müslümler ise dinlerini aşırı ve gülünç şekilde çok ciddiye alıyorlar. Bu işin sonunu görmek şu an olgun yaşa gelmiş olanlar için pek olası değil. Ben şahsen işin sonu ne olacak çok merak ettiğim için yaşlanmak istiyorum. Ölmekten korktuğum için değil. Şu iş nereye varacak bayağı merak ediyorum, gözüm açık gideceğim görmeden ölürsem! :lol: 

Link to post
Sitelerde Paylaş
12 saat önce, democrossian yazdı:

Müslümler ise dinlerini aşırı ve gülünç şekilde çok ciddiye alıyorlar. Bu işin sonunu görmek şu an olgun yaşa gelmiş olanlar için pek olası değil. Ben şahsen işin sonu ne olacak çok merak ettiğim için yaşlanmak istiyorum. Ölmekten korktuğum için değil. Şu iş nereye varacak bayağı merak ediyorum, gözüm açık gideceğim görmeden ölürsem! :lol:

 

İçinde bulunduğumuz koşullar algı yöntemlerimizi değiştirdikçe, düşünce ufkumuz da açılıyor. İnsanlar bir süre sonra inandıkları "Tanrı"yı daha net biçimde  tanımak isteyip de "din" denen kurumsallaşmış yapılar, inanma ihtiyacını artık karşılayamaz duruma gelince, yeni arayışlar başlayacaktır. Bu arayış neticesinde kimileri ateist, agnostik, deist vs. olurken, kimileri de benim gibi farklı inançlara yönelecekler. Daha şimdiden "New age" gibi yeni bakış açıları, inanç biçimleri ortaya çıkmaya başladı.

 

İslâm'ın insanlar üzerinde kurduğu etki, genel olarak ebedi yaşama isteği ve Cennet beklentisi ile Cehennem korkusuna dayanır.Çoğu müslüman, korku ve beklentilerini "İlah" edindiğinin ve "inandım" dedikleri Allah'ı da bu korkularından uzaklaştırıp, beklentilerine kavuşturacak "şefaatçi put" yaptığının farkında bile değildir. Bir inanır, Tanrıdan elbette korkmaldır. Ne var ki bu korku, düşüncemizi dumûra uğratacak biçime dönüşüp, aklımızı esir alınca, sizin bahsettiğiniz saçmalıklar çıkıyor ortaya.

 

Aslında, Tanıdan beklenti içinde olduğumuz veya O'ndan korktuğumuzda inanmış olmuyoruz.

Zihnimizdeki Tanrı algısı, Felsefi olarak belli bir mantık düzlemi içinde şekillendikçe, inanç sağlamlaşıyor.

 

 

tarihinde Edip Cevdet tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
On ‎1‎.‎3‎.‎2018 at 12:24, Edip Cevdet yazdı:

Aslında, Tanıdan beklenti içinde olduğumuz veya O'ndan korktuğumuzda inanmış olmuyoruz.

Zihnimizdeki Tanrı algısı, Felsefi olarak belli bir mantık düzlemi içinde şekillendikçe, inanç sağlamlaşıyor.

 

Böyle bir fark oluşacağını düşünmüyorum. Tanrıyı korku ve rüşvet objesi olmaktan çıkarıp sevgi pıtırcığı da yapsanız değişmez. Felsefi olarak tanrı olanaksızdır. İnancın sağlamlaşması demek kendini daha çok kandırmak demektir. 

 

Hatta sevgi pıtırcığı bir tanrı kötü bir tanrıdan daha da olanaksızdır. Tanrıyı illa varsayacağım diye kasarsanız, kötü bir tanrı olması kaçınılmazdır. İyi bir tanrı olduğunu düşünebilmenin hiç bir yolu yoktur.

 

Aslında tanrıyı teke indirmek, yok etmenin ilk aşamasıdır. İyili kötülü çok tanrılar daha olasıdır. Ama tek tanrı kaçınılmaz olarak kötü olacaktır. Belki de bu yüzden habire tek tanrılı din inanırları ateist oluyor. Budistler filan ateist olmaya gerek duymuyor. Hatta Hristiyanlar eğer ateist olmaktan kaçınırsa Budist oluyor! 

Link to post
Sitelerde Paylaş
3 saat önce, democrossian yazdı:

Böyle bir fark oluşacağını düşünmüyorum. Tanrıyı korku ve rüşvet objesi olmaktan çıkarıp sevgi pıtırcığı da yapsanız değişmez.

 

Tanrıda sevgi olmasa biz de sevemezdik.

Ne var ki ben, kültür Hristiyanlarının anladığı tarzda bir "sevgi pıtırcğı Tanrı"dan söz etmem.

Varlığına inanmadığınız bir "Tanrı"nın nitelikleri hakkında konuşmak da abes olur.

 

3 saat önce, democrossian yazdı:

Felsefi olarak tanrı olanaksızdır.

 

Bu, size göre böyledir.

Tanrı'nın "sağlama"sını yaparsanız, ölçebildiğiniz materyâlden bir farkı kalmaz.

Böyle olunca da Tanrı, Tanrı olmaz.

 

3 saat önce, democrossian yazdı:

İnancın sağlamlaşması demek kendini daha çok kandırmak demektir. 

 

Mümkündür.

Belki de gerçekten kendimizi kandırmaktayız.

Fakat; durum bu ise benim bir kaybım olmayacak.

Ama; ya varsa ? :) 

tarihinde Edip Cevdet tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
10 saat önce, Edip Cevdet yazdı:

Bu, size göre böyledir.

 

Bana göre böyle değil, felsefeye göre. Felsefi olarak tanrı olanaksızdır. Ama tabii ki felsefenin çıkardığı sonuçlar bilim gibi bağlayıcı değildir.

 

Felsefeyi kuralına, akla ve mantığa uygun değil, çıkarına, inancına göre işletmeye çalışanların felsefeden tanrıyı çıkarma çabaları ise sıfır değerindedir. Bu çarpıtmadır ve aldatmacadır.

 

Gelelim tanrıyı savunarak ne kaybettiğinize. İnsanlık kaybediyor. Kişisel olarak belki, o da bir olasılık kaybetmeyebilir, sömürülmeyebilir, aldatılmayabilir, dolandırılmayabilirsiniz tanrı ile...

 

Ama milyonların sömürülmesine, aldatılmasına, dolandırılmasına katkıda bulunuyorsunuz. İnsanlığı en yüksek bilinç düzeyi olan ateizme ulaşmaktan alıkoyuyor, ilerlemenin, bilinçlenmenin ayağına pranga vuruyor, beynini köle olarak bırakıyorsunuz. Özgür düşüncenin önüne set çekiyorsunuz.

 

Tanrı varsa iyilik, özgürlük, etik olmaz. Tanrı tüm insanlık erdemlerinin baş düşmanı kadim ve karanlık bir iblistir. İnsanlığın hiç bu kadar amansız bir düşmanı olmadı. 

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ben dinde reform konusuna döneceğim. Dedim ki diğer dinlerde Hristiyan dini gibi reformlar yapma şansı olmadı. Ama Yahudiler yine de reform yapmadan sorunu çözdüler. Nasıl yaptılar bunu, dini ciddiye almayarak, eskiden kalma köhne, folklorik özellikte, çok da önemsenmesi gerekmeyen bazı saçma sapan bağlamlar olarak ele aldılar. Bazı önemsiz ritüelleri gereksiz abartarak, asıl önemli çoğunu sallayarak hatta ittir et diyerek bağnazlık, yobazlık, ilkellik ile başa çıktılar.

 

Hinduizmin ise tavizsiz laik yasalarla baskılandığını ve inancım gereği yaptım diyenlere en küçük tolerans gösterilmeden yasa hükmünün mahkemelerce uygulanarak Hinduizmin vahşi ritüellerinin önüne geçilmeye başlandığını söyledim. Bu ne ölçüde başarıldı doğrusu bilmiyorum. Hindistan hakkında fazla bilgim yok. Fakat şöyle bir izlenimim var ki; Hindular yasalarla baskı altına alındıkça öfkelerini Müslümlere yöneltiyorlar gibime geliyor. Pek eskisi kadar Hindistan'da Müslüm katliamı haberi duyulmuyor. Demek Hindular epey yobazlığı bıraktı demek mi bu, artık pek ayrıntılı bilmiyorum.

 

Peki biz derdimize yanalım, bu İslama ne yapılacak? Yukarıdaki iki yöntem de islama uygulanmaya  çalışıldı. Yani hem umursamama, hem laik yasalarla baskılama. İkisi de başarısız oldu. Bu dinin yobazlığına, bağnazlığına, ilkelliğine bir çare  bulunamıyor. Bu rezident evil gibi, buna öyle yumuşak yöntemlerle çare üretilemiyor.

 

İslama karşı çok radikal olunması gerekiyor. Bunların bir kere ezan okumalarını filan yasaklamak lazım. Tapınacaksanız ortalığa ilan etmeyin, kendi kendinize tapının demek lazım. Bunların kurban kesmesini filan kesinlikle yasaklayıp, keseni yakalayınca hapse atmak lazım. Bunların hacca gitmesini gereksiz döviz kaybı gerekçesiyle çok kısıtlamak lazım. Dini bayramların kesinlikle kaldırılması lazım. Kuran kurslarını inanç özgürlüğünü ihlal ediyor beyin yıkıyor gerekçesi ile yasaklamak lazım. Din dersleri tabii ki kaldırılması lazım zaten ve diyanetin kapatılması lazım.

 

Bunlar ise rüya... Neden rüya, çünkü ABD ve AB ülkeleri İslamı beleş lejyoner deposu olarak kullanıyor. Bu kullanma olduğu sürece insanlık bu yobaz ilkellikten yakasını kurtaramayacak.

Link to post
Sitelerde Paylaş
4 saat önce, democrossian yazdı:

Ama milyonların sömürülmesine, aldatılmasına, dolandırılmasına katkıda bulunuyorsunuz. İnsanlığı en yüksek bilinç düzeyi olan ateizme ulaşmaktan alıkoyuyor, ilerlemenin, bilinçlenmenin ayağına pranga vuruyor, beynini köle olarak bırakıyorsunuz. Özgür düşüncenin önüne set çekiyorsunuz.

 

İnancı somut olarak tespit edebilecek bir "imanometre" bulunamadığı müddetçe, kimlerin Tanrı düşüncesini çıkarlarının aracı yaptığını, kimlerin de samimi olarak inandığını bilmek mümkün değildir. Bu itibarla, "Tanrı"  inancı üzerinden kitlelerin yönetilip sömürldüğü düşüncenize katılıyorum. Ne var ki, dinler dünyadaki tek sömürü aracı değildir. Belki en "elverişli" olanlardan biridir. Ateizm, nitelik olarak sömürüye sdoğrudan araç olmayabilir. Ama; ateist bireylerin din dışı yöntemler ile başkalarını sömürebileceğini de dikkate almak gerekir.

 

Hükmetme ve sömürme istediği insanın doğasında var.

Ancak; empati yeteneği olan, hümanist düşünceli ve kendisini yetiştirmiş insanlar - teist, ateist farketmez - başkalarının emeğine göz dikmezler.

Link to post
Sitelerde Paylaş
6 saat önce, democrossian yazdı:

Ben dinde reform konusuna döneceğim. Dedim ki diğer dinlerde Hristiyan dini gibi reformlar yapma şansı olmadı. Ama Yahudiler yine de reform yapmadan sorunu çözdüler. Nasıl yaptılar bunu, dini ciddiye almayarak, eskiden kalma köhne, folklorik özellikte, çok da önemsenmesi gerekmeyen bazı saçma sapan bağlamlar olarak ele aldılar. Bazı önemsiz ritüelleri gereksiz abartarak, asıl önemli çoğunu sallayarak hatta ittir et diyerek bağnazlık, yobazlık, ilkellik ile başa çıktılar.

 

Hinduizmin ise tavizsiz laik yasalarla baskılandığını ve inancım gereği yaptım diyenlere en küçük tolerans gösterilmeden yasa hükmünün mahkemelerce uygulanarak Hinduizmin vahşi ritüellerinin önüne geçilmeye başlandığını söyledim. Bu ne ölçüde başarıldı doğrusu bilmiyorum. Hindistan hakkında fazla bilgim yok. Fakat şöyle bir izlenimim var ki; Hindular yasalarla baskı altına alındıkça öfkelerini Müslümlere yöneltiyorlar gibime geliyor. Pek eskisi kadar Hindistan'da Müslüm katliamı haberi duyulmuyor. Demek Hindular epey yobazlığı bıraktı demek mi bu, artık pek ayrıntılı bilmiyorum.

 

Peki biz derdimize yanalım, bu İslama ne yapılacak? Yukarıdaki iki yöntem de islama uygulanmaya  çalışıldı. Yani hem umursamama, hem laik yasalarla baskılama. İkisi de başarısız oldu. Bu dinin yobazlığına, bağnazlığına, ilkelliğine bir çare  bulunamıyor. Bu rezident evil gibi, buna öyle yumuşak yöntemlerle çare üretilemiyor.

 

İslama karşı çok radikal olunması gerekiyor. Bunların bir kere ezan okumalarını filan yasaklamak lazım. Tapınacaksanız ortalığa ilan etmeyin, kendi kendinize tapının demek lazım. Bunların kurban kesmesini filan kesinlikle yasaklayıp, keseni yakalayınca hapse atmak lazım. Bunların hacca gitmesini gereksiz döviz kaybı gerekçesiyle çok kısıtlamak lazım. Dini bayramların kesinlikle kaldırılması lazım. Kuran kurslarını inanç özgürlüğünü ihlal ediyor beyin yıkıyor gerekçesi ile yasaklamak lazım. Din dersleri tabii ki kaldırılması lazım zaten ve diyanetin kapatılması lazım.

 

Bunlar ise rüya... Neden rüya, çünkü ABD ve AB ülkeleri İslamı beleş lejyoner deposu olarak kullanıyor. Bu kullanma olduğu sürece insanlık bu yobaz ilkellikten yakasını kurtaramayacak.

Hiç kimsenin özgürlüğünü yönetemezsin .  Insan kurban kesmek istiyorsa keser buna karışamazsın.  Insanları bilinclerdireceksin  herkese esit yaklasmalarini sagliyacaksin . Iste ozmn bu yobazliklar olmaz . Isırın çoğu müslüman ama bu yobazliklar yok . Çünkü insanı yobaz değil . Insanları yobazlastirmamak için dinleri yokedemezsin . Adamların özgürlüğü kısıtlanır. Bu metni faşist zihniyetle yazmışsın. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...