Jump to content

Yapay zekalar sizce insanlığın sonu olabilir mi?


Recommended Posts

Evet, cümleyi yanlış kurmuşum.

Etkileri ulaşıyor ancak direk insanlar değil, şirketler ve devletler kullandığından insanların pek gözü önünde değiller.

EDS’den ceza yiyince dahi akıllarına gelmiyor pek çok kişinin... Bir kavram kargaşası var. Zeka ile bilinç karıştırılıyor. O yüzden birçok şey insanlara yapay zekaymış gibi gelmiyor. Halbuki bilinçsiz zeka mümkün.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 47
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

13 saat önce, Cold storage yazdı:

Ornegin Google translate, yapay zeka kullaniyordu, degil mi?

 

Ileride cevirmenlerin issiz kalabilecegini dusunuyorum, sen ne dusunuyorsun?

Eğer o kadar kesin konuşabilecek kadar uzman olsam, ya çoktan yaparlardı ya da ben yapardım :)

Yine o alanda da ciddi ilerlemeler var. Bence birçoğu işsiz kalacak.

Link to post
Sitelerde Paylaş
5 saat önce, NotImportant yazdı:

Hayır. 

 

Eski bilincin kaldığını hesaba katmıyorsun. Senin düşündüğün şey biraz suyu 1. havuzdan başka bir 2. havuza aktarmak. 

 

Gerçekten olacak şey 2. Havuzu suyla doldurup 1. Havuza benzetmek ve 1. Havuzu yok etmek. 

 

Bir diğer deyişle senden bir kopya yaptığımı düşün tamamen aynı. İkinizde bilinçlisiniz, aynısınız. Seni, yani ilk seni öldürdüğümü hayal et. İşte o zaman aktarma olmuş olur. 

Seçenek olarak sunulduğunu düşünün.  

 

Boynundan aşağısı tutmayan. Yaşlılık sonucu bir çok şeyi yapamayan. Amansız bir hastalık sonucu 3-5 ay ömrü kalan vs...

Zorlama yok isteyen yapar isteyen yapmaz. 

Yarı ölü veya yakında ölecek birine. Başka bir canlıya zarar vermeden hatıraları ve kendi benliği ile  sağlıklı ve güçlü bir hayat sunmak. .

Artılarını düşünün .

Protein için başka canlıları oldurmeyeceksin. 

Sıcak veya soğuktan etkilenmeyeceksin. 

Ay' da sandalyede oturarak dünyayı seyredeceksiniz.

Marsta elini kolunu sallayarak gezeceksin. 

Mide gaz yaptı. Kicimda çıban çıktı. Şekerim tansiyonum çıktı veya düştü gibi mevcut kusur dolu bedende kurtulacaksin 

Link to post
Sitelerde Paylaş
20 hours ago, Jakuzi_Operatoru said:

İnsanlığın kurtuluşu bilinç aktarımında. Gerçekleştiği an her insan ölümsüzdür tanrıdir. Kainatın bütün kapıları ardına kadar açılır 

 

 

Bilinç aktarılabilir bir şey değil. Kopyalanamaz bile.

 

Ancak aynı bilinci sağlayacak bir kopya sistem yapılabilir. Yani, organik bir şey, bir bilgisayar, bir simülatör vs. vs. O şey neyse, çalışır ve bilinç ortaya çıkar. Tabi bu udurmda, orijinla bilinç farklı iken, o kopya da farklı olacaktır. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
Bir saat önce, anibal yazdı:

 

 

Bilinç aktarılabilir bir şey değil. Kopyalanamaz bile.

 

Ancak aynı bilinci sağlayacak bir kopya sistem yapılabilir. Yani, organik bir şey, bir bilgisayar, bir simülatör vs. vs. O şey neyse, çalışır ve bilinç ortaya çıkar. Tabi bu udurmda, orijinla bilinç farklı iken, o kopya da farklı olacaktır. 

Belli bi süre sonra karbon olup yok olacak bir insan bedenindeki bilincin orjinalligi mi kalacak

Otenazi ile sağlıksız kusurlu absürd bir bedenden. Güçlü korku olmayan bir bedene geçiş . Organ nakli gibi düşünün. 

Beynin bir başka bedene nakledilmesi. O beden de yine sen olacaksın. Senin kişiliğin olacak.önceden  İlgi ve sevgi duyduğun herşeye aynı gözle bakacaksın. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
2 saat önce, Jakuzi_Operatoru yazdı:

Seçenek olarak sunulduğunu düşünün.  

 

Boynundan aşağısı tutmayan. Yaşlılık sonucu bir çok şeyi yapamayan. Amansız bir hastalık sonucu 3-5 ay ömrü kalan vs...

Zorlama yok isteyen yapar isteyen yapmaz. 

Yarı ölü veya yakında ölecek birine. Başka bir canlıya zarar vermeden hatıraları ve kendi benliği ile  sağlıklı ve güçlü bir hayat sunmak. .

Artılarını düşünün .

Protein için başka canlıları oldurmeyeceksin. 

Sıcak veya soğuktan etkilenmeyeceksin. 

Ay' da sandalyede oturarak dünyayı seyredeceksiniz.

Marsta elini kolunu sallayarak gezeceksin. 

Mide gaz yaptı. Kicimda çıban çıktı. Şekerim tansiyonum çıktı veya düştü gibi mevcut kusur dolu bedende kurtulacaksin 

Bunun seni ölümden korumayacağını söylüyorum. "Sen" yine öleceksin. Seninle aynı olan bir parça yaşayacak. Çocuğun gibi sadece bu sefer tamamen aynı. 

 

 

Ayrıca başka canlılarla konunun ne ilgisi var ? Yoktan protein yapamazsın. 

 

Sıcaktan soğuktan etkilenirsin. 

 

Ayda marsta gezmek oturmak bu teknoloji ile ilgisiz. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
31 dakika önce, NotImportant yazdı:

Bunun seni ölümden korumayacağını söylüyorum. "Sen" yine öleceksin. Seninle aynı olan bir parça yaşayacak. Çocuğun gibi sadece bu sefer tamamen aynı. 

 

 

Ayrıca başka canlılarla konunun ne ilgisi var ? Yoktan protein yapamazsın. 

 

Sıcaktan soğuktan etkilenirsin. 

 

Ayda marsta gezmek oturmak bu teknoloji ile ilgisiz. 

Dış etkenlere dayanıklı mekanik bir bedenin proteine neden ihtiyacı olsun. Soğuk ve sıcağın etkisi ne olabilir. Karbon bazlı kırılgan bir biolojik bir bedenin yok......

Kopya olayında anlasamıyoruz. 

 

Şöyle farzedelim.Cerrahi  mudahale ile bilojik beyin başka bir bilojik bedene naklediliyor. Ne olur. ..

Beyin haric herşey yeni ama yine eski sensin. 

Bu kurguda ki düşüncen nedir?  Aynı mı? 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş

Önce bir beyin - bilgisayar arabirimi yapılması gerekiyor. İlk adım bunu başarmak. Bu zor, çünkü beyin elektrokimyasal bir makine. Bilgisayar ise sadece elektronik. Bu arayüzü yapmak için tıpkıbeyin bilgisayar yapılması lazım. Ondan sonra beyin ile tıpkıbeyin arasına arayüz konulabilir.

 

Tıpkıbeyin elektrokimyasal olursa sıkıntı. Vücut benzeri bir birime ihtiyaç duyar. Kimyasal reaksiyonları taklit eden elektriksel düzenekler yapmak gerekecek. Yapılacak çok iş var.

 

İş, sadece elektrikle çalışan, kimyasal tepkimeler kullanmayan tıpkıbeyini yapmakta. Bu adım, anahtar konumda. Bu başarıldığı an gelişmeler çığırından çıkar. Her şey olabilir.

 

Tıpkıbeyin yapmak için her beyin nöronu karşılığında bir işlemci koymak gerekiyor. Nöron sayısı kadar çekirdekli bir işlemci kümesi oluşturulacak. Bu tıpkıbeyinin duygularının olabilmesi, sinapslar aracılığıyla nöronlar arası kimyasal deşarjları aynen taklit edebilmesine bağlı. Bir duygulanım anında beynimizde adeta elektrokimyasal bir çağlayan oluşur.

 

Bunu taklit edebilmek, insanlığın kaç yılını alır kestiremiyoruz. Ama hedef açık, kesin, net belli: Şurada bir proteinden yapılı gerçek beyin var. Bunun yanına elektrikle çalışan ve aynısı işi gören bir tıpkıbeyin koyacağız. Yapmamız gereken tek iş bu. Bu başarılırsa sonrası gelecek.

 

Hedef bu kadar net ve açık olunca, illa ulaşılır diye düşünüyorum. Zaman çok, güneşin dünyaya düşmanca ışımaya başlamasına en az bir milyar yıl var. Bir milyar yıl çok korkunç uzun bir süre. Bu kadar sürede ne olur kestirmemiz olanaksız.

Link to post
Sitelerde Paylaş
55 dakika önce, Jakuzi_Operatoru yazdı:

Dış etkenlere dayanıklı mekanik bir bedenin proteine neden ihtiyacı olsun. Soğuk ve sıcağın etkisi ne olabilir. Karbon bazlı kırılgan bir biolojik bir bedenin yok......

Kopya olayında anlasamıyoruz. 

 

Şöyle farzedelim.Cerrahi  mudahale ile bilojik beyin başka bir bilojik bedene naklediliyor. Ne olur. ..

Beyin haric herşey yeni ama yine eski sensin. 

Bu kurguda ki düşüncen nedir?  Aynı mı? 

 

Mekanik bedenden hiç bahsetmedik biz seninle. 

 

Yeni kurgu dediğim sorunu çözer. Ancak beyin nasıl hayatta kalacak ? Nasıl beslenecek ?  Hadi bunu çözdük diyelim. Başka bir sorun, beyni nasıl aktaracaksın daha doğrusu neresini aktaracaksın ? 

 

Beyinini sadece kafanın içinde sanıyorsun ama öyle değil. Beyin bütün vücuda sinir yolu ile yayılmıştır. Sadece kafandaki sinir yoğunluğu ezici farkla daha fazla. Omuriliğinden bağlanarak bedenindeki her bir sinir hücresi senin beyninin bir parçasıdır. Onun bütünü, yani her bir parçası seni sen yapan şeydir aslında.

 

Daha doğru bir ifade ile seni sen yapan şeyin tüm bu karmaşanın sonucu olduğunu düşünüyoruz. Eğer sen beynin belli bir organik kısmını alarak aktarırsan artık aynı kişi olmaz farklı bir "şey" olabilirsin. Hatta kuvvetle muhtemel ki bu işlemden sağ çakamazsın. 

 

Beyin dediğin şey bir alanda bulunan tekil bir yapı değil. 

 

 

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
1 dakika önce, NotImportant yazdı:

Mekanik bedenden hiç bahsetmedik biz seninle. 

 

Yeni kurgu dediğim sorunu çözer. Ancak beyin nasıl hayatta kalacak ? Nasıl beslenecek ?  Hadi bunu çözdük diyelim. Başka bir sorun, beyni nasıl aktaracaksın daha doğrusu neresini aktaracaksın ? 

 

Beyinini sadece kafanın içinde sanıyorsun ama öyle değil. Beyin bütün vücuda sinir yolu ile yayılmıştır. Sadece kafandaki sinir yoğunluğu ezici farkla daha fazla. Omuriliğinden bağlanarak bedenindeki her bir sinir hücresi senin beyninin bir parçasıdır. Onun bütünü, yani her bir parçası seni sen yapan şeydir aslında.

 

Daha doğru bir ifade ile seni sen yapan şeyin tüm bu karmaşanın sonucu olduğunu düşünüyoruz. Eğer sen beynin belli bir organik kısmını alarak aktarırsan artık aynı kişi olmaz farklı bir "şey" olabilirsin. Hatta kuvvetle muhtemel ki bu işlemden sağ çakamazsın. 

 

Beyin dediğin şey bir alanda bulunan tekil bir yapı değil. 

 

 

 

 

Bilinç beyinde oluşan bir aktivite. Vücudun başka bir yerinde kesinlikle oluşmaz. 

Vücudun diğer yerlerindeki sinir hatları iletisim kablosundan öteye gitmiyor. Sinyal tasıyıcı.

Örn.: hawking.

Sadece gözlerini hareket ettiren biri fizik konusunda ayar veriyor ve dünyanın sayılı fizikcilerinden

Link to post
Sitelerde Paylaş

Beyini çıkarıp bir kavanozda beyin sıvısı içinde yaşattığımızı farzedersek, bütün omurilik boyunca çıkarılıp kavanoza konması gerekiyor. Yani bu kavanozun boyu, Tepeden kuyruk sokumuna kadar olacak. Kavanoz içindeki beyin sıvısına gerekli maddeleri sağlayan bir sürü makine olacak. Omurilik boyunca tüm sinir çıkış uçlarına bağlantı sağlayan konnektörler bağlanması gerekiyor. Beyin ile bu şekilde iletişim kurulması gerekiyor. Kavanozdaki beyine, bir vücudun içinde olduğu sanısı yaratan sinyaller gönderilmesi gerekiyor. Görsel, işitsel, dokunsal, her şey... Çok karmaşık! Bunlara karşılık beynin kaslara gönderdiği sinyallere göre görsel hareket efekti sinyalleri yollanması gerekiyor. Son derece karmaşık ve zor bir iş. Şu an sadece bir fantezi. Bin sene sonra bilemem...   

Link to post
Sitelerde Paylaş
24 dakika önce, Jakuzi_Operatoru yazdı:

Bilinç beyinde oluşan bir aktivite. Vücudun başka bir yerinde kesinlikle oluşmaz. 

Vücudun diğer yerlerindeki sinir hatları iletisim kablosundan öteye gitmiyor. Sinyal tasıyıcı.

Örn.: hawking.

Sadece gözlerini hareket ettiren biri fizik konusunda ayar veriyor ve dünyanın sayılı fizikcilerinden

 

Anlaşamıyoruz. 

 

Bilinç bir karmaşıklığın sonucu ise karmaşıklıktan bir şeyi söküp atamazsın. 

 

(Her seferinde tek biri olmak şartıyla)

 

Gidip hadi vücuttaki sinirleri öldürelim bakalım bilinç duruyor demekki ondan değil.

 

Beyincikleri çıkardık, bilinçte sorun yok demek ki ondan değil.

 

Omuriliği söktük bilinç duruyor demek ki ondan değil. 

 

Beynin iki lobu arasındaki sinir bağlantısını kestik bilinç duruyor ondan değil.

 

Beynin yarısını kesip aldık bilinç duruyor ondan değil.

 

........

 

Bu şekilde bilinci bulamazsın veya bir yerde değil diyemezsin. Çünkü bir şey hangi noktada karmaşık olur net bir çizgi yok. 

 

Beyin dediğin şey o küçümsediğin  iletişim hatlarının yoğunlaşmış hali. Nasıl olurda bir kum yığınından bazı kum tanelerini çıkarıp sorun var der bazılarını çıkarıp sorun yok dersin.

tarihinde NotImportant tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
9 dakika önce, democrossian yazdı:

Beyini çıkarıp bir kavanozda beyin sıvısı içinde yaşattığımızı farzedersek, bütün omurilik boyunca çıkarılıp kavanoza konması gerekiyor. Yani bu kavanozun boyu, Tepeden kuyruk sokumuna kadar olacak. Kavanoz içindeki beyin sıvısına gerekli maddeleri sağlayan bir sürü makine olacak. Omurilik boyunca tüm sinir çıkış uçlarına bağlantı sağlayan konnektörler bağlanması gerekiyor. Beyin ile bu şekilde iletişim kurulması gerekiyor. Kavanozdaki beyine, bir vücudun içinde olduğu sanısı yaratan sinyaller gönderilmesi gerekiyor. Görsel, işitsel, dokunsal, her şey... Çok karmaşık! Bunlara karşılık beynin kaslara gönderdiği sinyallere göre görsel hareket efekti sinyalleri yollanması gerekiyor. Son derece karmaşık ve zor bir iş. Şu an sadece bir fantezi. Bin sene sonra bilemem...   

Şuan yapilan örnekler var. 

Kaza sonucu kolunu kaybetmiş birine mekanik kol takılıyor. Kafasına elektrot tarzı bir cihaz konuluyor. Kişi düşünme ile  kayip kol bitimine bağlı mekanik kolu hareket ettiriyor ve masadaki bardağı tutuyor kaldırıyor 

Başlangıç için iyi. 

Tasvir ettiğimiz kurguya daha çok yol var . Emekleme  dönemi denilebilir .

Ama insan başaracak. Aklı ile zincirleri kırıp  bu kusurlu bedenden kurtulup özgürlüğüne kavuşacak 

Link to post
Sitelerde Paylaş
5 dakika önce, NotImportant yazdı:

 

Anlaşamıyoruz. 

 

Bilinç bir karmaşıklığın sonucu ise karmaşıklıktan bir şeyi söküp atamazsın. 

 

(Her seferinde tek biri olmak şartıyla)

 

Gidip hadi vücuttaki sinirleri öldürelim bakalım bilinç duruyor demekki ondan değil.

 

Beyincikleri çıkardık, bilinçte sorun yok demek ki ondan değil.

 

Omuriliği söktük bilinç duruyor demek ki ondan değil. 

 

Beynin iki lobu arasındaki sinir bağlantısını kestik bilinç duruyor ondan değil.

 

Beynin yarısını kesip aldık bilinç duruyor ondan değil.

 

........

 

Bu şekilde bilinci bulamazsın veya bir yerde değil diyemezsin. Çünkü bir şey hangi noktada karmaşık olur net bir çizgi yok. 

 

Beyin dediğin şey o küçümsediğin  iletişim hatlarının yoğunlaşmış hali. Nasıl olurda bir kum yığınından bazı kum tanelerini çıkarıp sorun var der bazılarını çıkarıp sorun yok dersin.

Şuan söyle olursa söyle olur gibi teknik detaylar ile anlatamam.  Bilmiyorum. Anlata biliyor olsaydım zaten bahsettigim teknolojiyi yapıyor olurdum. 

Bahsettiğim teknolojinin emeklemesinin emeklemesi sayılacak bir olayı yukarıdaki mesajda belirttim 

Link to post
Sitelerde Paylaş
Bir saat önce, Jakuzi_Operatoru yazdı:

Başlangıç için iyi. 

 

Öyle... Devamı gelecek.

 

Kavanozdaki beyin kurgulamasına tabii ilave edilecek işler var. Beyin kan dolaşımına da muhtaç. Bu yapay kan olabilir. Hücrelerin yenilenmesi için kök hücreler lazım. Tabii bu beyin bu kavanozda ne kadar kalacak. Çok uzun kalamaz.

 

Böyle bir sürü beyin, sayısız deneyde kullanılıp çöpe atılacak. Bu beyinler nereden sağlanacak? Belki idam mahkumlarından, belki savaşlardan. Ta ki tıpkı beyin yapılıp bilinç tıpkıbeyine aktarılana kadar. Beyin yine çöpe gidecek ama kopyası tıpkıbeyinde kalacak.

Link to post
Sitelerde Paylaş
2 saat önce, NotImportant yazdı:

Bu şekilde bilinci bulamazsın veya bir yerde değil diyemezsin. Çünkü bir şey hangi noktada karmaşık olur net bir çizgi yok. 

 

Beyin dediğin şey o küçümsediğin  iletişim hatlarının yoğunlaşmış hali. Nasıl olurda bir kum yığınından bazı kum tanelerini çıkarıp sorun var der bazılarını çıkarıp sorun yok dersin.

gerizekalı müslüman arkadaşlarıma anlatamadığım şey bu,

gerzekler bilincin fizikötesi olduğunu düşünmekten çıkıp, o bir enerji, bak allah yarattı moduna girecekler eminim, ama şu anda bilinci göremiyor ya salak herif, o yüzden ruh diyor, ruhbilimin isminin bile ironu olduğunu bilmekten aciz, oksijen israfı. 4 saatimi de çalmıştır şerefsiz. yüzüne de denmiyor s.gt de aç oku şu salak kitabı, benim aklımdaki bilgi kırıntılarından bir şey çıkartmaya çalışma. anlamıyor, daha yobaz olmamış, şuan yalancı bir dindarlık içersinde

en kötüsü, bunlar sizi beni tedavi edecek insanlar olacaklar, adam hani nerde göster bakalım o bilinci diyor, ben allah hani nerde dediğimde, bu muazzam düzen güzel bir kanıt değil mi diyor, sapıkların düzen anlayışı harbiden ilginç

yaşarken çoğu boktan durumu tolere ediyoruz, görmezden geliyoruz, hatırlamıyoruz bile, adam bunca şeyi hiçe sayıyor,,  

annenin babanın çocuklarına "sen daha çocuksun" deyip işine gelmediklerinde "büyüdün artık sen" demesi gibi

"allah ne mükemmel yaratmış" deyip, "o kadar kusur olacak tabi, kusursuz olan insandır" demesini de biliyorlar.

çok rahatsız edici insanlar bunlar, en değerli şeyiniz olan zamanınızı çalarlar, ben bunu yeni yeni öğreniyorum, keza babamla bu konuları konuşurken de gözlemledim, bana karşı gereksiz ses tonu yükseltmeleri yok mu, ben de inadına ona bağırıyorum, testosteron savaşı oluyor, tatlı bir sinir krizi geçiriyorum babamın cahilliği karşısında :) ama o babam diye tolere ederim, kendisini severim, benim için çok şey yaptı,

fakat sadece tanışık olduğunuz insanlara fazla değer vermeyin,

sadece 46 kromozomu var, ayriyeten bir müslüman, çok şey beklemek absürt olur, müslüman olduğunu unutmadığı sürece belirli bir limitle yaşarlar zaten,

unutuyorlarsa zaten o insan sen ben gibi insandır, konusurken allah peygamber deyip seni sıkmaz, mükemmel evren, zina, huriler ile kafanızı ütülemez.

bu insanlar AKP zihniyetiyle yetişmiş, cahil ve salak bir ailenin ürünü, davranışlarıyla, bakışlarıyla belli ediyor,

 

not:yazdıklarım benim cahil olmadığım anlamına gelmiyor, ben sadece bu konuda ondan üstünüm, bu benim hayatta övünebileceğim en yanım olduğu anlamına gelmiyor.

züppe müppe demeyin diye demek istedim, sadece başkaları hakkındaki görüşlerimi dile getirdim. aynı şekilde eleştirilerinize açığım.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Şu an bu alanda yapılan çalışmalar gerçek beyin yapısından uzakta gerçekleşiyor. Benzerlikleri var. Örneğin yapay sinir ağları, aynı insan beyni gibi bağlı nöronlardan oluşuyor. Ama bilgisayar alanında, bu nöronlar öğrenim yaparken backpropagation algoritması kullanılıyor, ve bu algoritma da gerçek bir gözleme dayanmıyor. Yalnızca iyi çalışıyor.

Bizim yaptığımız sadece modellemek. Yapay bilincin yakın bir gelecekte mümkün olduğunu düşünmüyorum. Ki yapay zeka denince ilk akla gelen şey o olur. Robot olacak, bilincimizi aktaracağız veya onun da bir bilinci olacak... Henüz buna uzağız.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Nöronlardan oluşan bir beyin eninde sonunda ölecektir.

 

Ama aklıma Theseus'un gemisi olayı geldi. Beynimizi olduğu gibi mekanik bir bedene taşısak. Sonra beynimizin nöronlarını parça parça eşdeğer elektronik devrelerle yavaş yavaş değiştirsek. Beynimizin %100'ünü değiştirdiğimizde kalan şey biz kendimiz olur muyduk?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Benlik konusu hakkında kısır bir döngü yaşanıyor sanırım. 

Mekanik bedene kopya yolu ile aktarılan bilinc ile orjinal bedende kalan bilinç sonucu  iki insan ortaya çıkmış oluyor . Evet bu şekilde bakildiginda öyle görünüyor.....

Daha geniş düşünmek adına adım adım kurgu ile gidelim. 

Kalp. Böbrek. Dalak. Akciğer. Karaciğer. . .. gibi bütün organların . Kol  ve bacak gibi uzuvlaŕın kisaca beyin hariç geriye kalan herseyin nakil yolu ile yenilemis birini farzedelim. Benlik çatışması yaşar mı.  Sanırım ortak cevap hayır. Çünkü ortada ikinci bir bilinç yok.

Yani ikinci bilinç ortada olmadığı için çatışma yok diyoruz....

İkinci kurgu :

Sağlıklı olan biri erkek diğeri dişi iki kişi düşünelim. Aralarında sadece beyin nakli yapılacak. Erkeğin beyni dişinin vücuduna. Dişinin beyni erkeğin vücuduna nakledelim. Benlik çatısması oluşur mu?  Sanırım herkes hayır der. Farklı vücutlarda alışma adaptasyon sonrası eski benlikleri ile yeni düzene ya ayak uyduracaklar yada yeni vücutlarını eski düzene getirme yoluna gitme kararı alacaklar . Yaşama , yeni vücutta kendi benlikleri ile devam edecekler ...Sonuç.  Benlik çatışması yok .

Devam edeceğim. ....

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...