Jump to content

ATEİSTLERİN "CEVAP VERİLEMEZ" DEDİKLERİ SORULARIN CEVAPLARI


Recommended Posts

3 dakika önce, DeepBlue yazdı:

Herşeyi bilim ile açıklayamazsın. Örneğin esnemenin bulaşıcı olmasını. Hadi açıkla bilimle.

 

Tüm bunlar metafizik olguların ve ruhun varlığını gösterir.Cvp yazsan ne yazmasan ne. Şu kendinin geçmişe dönük yazdıklarını bi okusuna.Ne mantık var, ne konu bütünü, ne alıntı ile alakası.Kendini ne sanıyorsan artık.

 

Neyse ;

 

Peygamberimiz bir Hadis-i Şeriflerinde:
"Esnemek şeytandan, aksırmak ise rahmandan kaynaklanır."buyurmuşlardır. 

 

Kılın vucüt için faydalarını git oku,araştır boş yapma.yok öyle hem ayranım dökülmesin hem yoğurdum ekşimesin.

 

Magnetigma hakkında hiçbirşey bilmiyorsanda al bi mıknatıs kırıntı haline getir ve bir kağıdın üstüne dök. Kağıdın altındanda mıknatısı hareket ettir. Ne göreceksin bakki cahillikte master yapmışsın.


https://tr.wikipedia.org/wiki/Manyetizma

Şu yukarıdaki linkte manyetizma hakkındaki bütün veriler mevcut.
Manyetizma bilinmeyen, spiritüel, paranormal, metafizik bir güç değildir.
 

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 1,2k
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

19 hours ago, Tuğba said:

Senin bana cahil demen beni alçaltmaz

sadece bunu söyleyerek çok bilgili olduğunu vurguladığını düşünüyorum. 

Kabul edersen bir kaç soru sormak istiyorum 

 

 

Normal şartlarda alçaltmaz tabii..Karşılıklı olarak.

Ama ben hakaret amaçlı yazmadım onları, yazdıklarım net bir "vakıa". Bunu yaşayarak görecez inşallah.

Arkasında durur, bunu net bir şekilde gösterebilirim.

Hatta benim yazdıklarım ve sorduklarıma cevap vermiş olsaydın önce(hala daha verebilirsin)

Netleştirmek adına ilk adımı atmış olurduk.

 

Kabul etmek ne kelime, buyur ne soracaksan sor.

Ama senden de bilinçsizce ve hatta benim açımdan bakınca cahilce bir şekilde bulunduğun yargılara ilişkin yönelttiğim turnusol sorulara cevaplarını bekliyorum.

 

Sizden tek ricam; müslüman olun, cahil olun ne olursanız olun, ama @DeepBlue gibi troll olmayın. Pişkin olmayın.

Ki konuşarak, münazara ederek bir yerlere varabilelim.

Benim başka bir arzu ve talebim yok.

tarihinde teflon tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
18 dakika önce, DeepBlue yazdı:

Herşeyi bilim ile açıklayamazsın.

 

 Bilinmezcilik Safsata'sını kullanmaktan ne zaman vazgeçeceksin?

19 dakika önce, DeepBlue yazdı:

Örneğin esnemenin bulaşıcı olmasını. Hadi açıkla bilimle.

 

 Şuanlık bilmiyoruz nedenini ama nedeni empati olabilir:

 

http://www.bilimgenc.tubitak.gov.tr/makale/neden-esneriz-esneme-neden-bulasicidir

20 dakika önce, DeepBlue yazdı:

Tüm bunlar metafizik olguların ve ruhun varlığını gösterir.

 

 Yani şimşeğin nasıl olduğu bilinmediği zamanlar şimşek de Zeus'un kanıtıydı değil mi?

 

22 dakika önce, DeepBlue yazdı:

Neyse ;

 

Peygamberimiz bir Hadis-i Şeriflerinde:
"Esnemek şeytandan, aksırmak ise rahmandan kaynaklanır."buyurmuşlardır. 

 

 Esnemenin şeytanla alâkalı olduğunu iddia eden peygamberinizin kanıtı var mı?

23 dakika önce, DeepBlue yazdı:

Magnetigma hakkında hiçbirşey bilmiyorsanda al bi mıknatıs kırıntı haline getir ve bir kağıdın üstüne dök. Kağıdın altındanda mıknatısı hareket ettir. Ne göreceksin bakki cahillikte master yapmışsın.

 

 Manyetizma fiziğin ötesinde birşey değildir ki.

 

21 dakika önce, DeepBlue yazdı:

Şu kendinin geçmişe dönük yazdıklarını bi okusuna.Ne mantık var, ne konu bütünü, ne alıntı ile alakası.Kendini ne sanıyorsan artık.

 

 Daldan dala atlayan sensin.

Link to post
Sitelerde Paylaş
9 hours ago, Tuğba said:

 

Hakaret etmediğim halde küfürle karşılık veren birine küfür edersem daha da ileriye gideceğini tahmin edebiliyorum kendimi senden koruyorum diyelim. 

Bu sorudan önce eşşek ve insanın bir aratürünü göstermeliydin 

Her bir canlı türü doğrudan Allah tarafından kendi genetik yapısı ve özelliği ile yaratılmıştır. Kurbağa kurbağa olarak, balık balık olarak, kuş da kuş olarak yaratılmış ve hiçbir değişikliğe uğramadan günümüze ulaşmıştır.

Evrimcilerin bu iddiasını doğrulayacak yaklaşık iki yüz yıldır hiçbir numune görülmemiştir. Varsa kanıt 

Elbette Allah isterse balıktan kurbağayı, attan iti yaratabilir. Fakat bunu doğrulayacak şimdiye kadar bir numune görülmemiştir.  Cenab-ı Hak her bir canlıya belli bir özellik ve genetik karakter vermiş ve o canlı türünü bu dünyaya göndermiştir.( örn: insanlar ve hayvanlar olarak ayni doğayı paylaşıyoruz) Her bir canlıya da belirli bir ömür tayin etmiştir. Hayat süresi dolan canlı dünyaya geldiği genetik özellikle ölmekte, nesli de yine o genetik özellikte yaratılmaktadır.

Canlıları yeryüzüne Allah peyderpey göndermiştir. Her bir canlının ortamı ve besini hazır olunca o canlı grupları yaratılmıştır.

İlk önce yerküre güneş ile bitişikti. Güneşten ayrılıp buraya yerleştirilen yerkürede ilk çevre şartları tek hücreli küçük canlıların yaşamasına uygun olduğu için suyosunu gibi tek hücreli canlılar yaratılıyor. Daha sonra bitkiler ve o bitkilerle beslenen hayvanlar ve en sonunda da insan yaratılıyor.

Bu zaman içerisinde bazı hayvan ve bitki grupları belirli bir devre yaşayıp ortadan kalktığı halde büyük bir kısmı günümüze kadar gelmiştir. Mesela ilk yaratılan tek hücreli suyosunları, daha sonra gelen balık ve kurbağalar, ilk yaratıldığı günden bugüne kadar aynı şekil ve yapıda günümüze ulaşmıştır.

Hakikati olmayan bir şeyin fosili olur mu? Sizlerin iddia ettiği gibi yarı maymun yarı insan bir canlı yaşamış mı ki, fosili olsun? At at olarak yaratılmış, maymun maymun olarak, koyun koyun olarak, keçi keçi olarak, insan da insan olarak yaratılmıştır.

İlk insan Hz. Âdem günümüzden takriben 10-15 bin yıl önce yeryüzüne gönderilmiştir. Öyle iddia edildiği gibi maymun benzeri bir geçmişe sahip değildir. İnsanın atası olarak ileri sürülen fosillerin hakikatle ilgisi yoktur. O tip fosillerin kafatası, çene ve dişleri farklı canlılara aittir. Onlar birleştirilerek ve alçı ile tamamlanarak yarı maymun yarı insan resimleri çizilmiş ve bunlar insan ve maymunların ortak atası olarak takdim edilmiştir. Bunlara bir de Latince isim uydurulmuştur. Bunların hakikatle bir ilgisi yoktur. Burada söylenecek olan şudur.

 

“Yaratıcı aynı çevre şartlarında balık, kurbağa, kaplumbağa, yılan, timsah, kuş, memeli ve insanı yaratmıştır”. Çünkü aynı çevre şartlarında her birisi kendi genetik özelliği ile geçmişte ne ise günümüzde de aynı yapı ve şekle sahiptir. Ama birisi evrimi bir inanç, bir din kabul ediyorsa, ona ne söyleseniz, bir kulağından girer, diğerinden çıkar. Öyle kimselere de böyle bir inanç mübarek olsun. Çünkü herkes istediğine inanmakta veya inanmamakta serbesttir.

 

 

 

Evvelinde, sen ne kadar biyoloji okudun? Hangi habitatlara gidip, hangi canlıları "gördün"? Nereye, atıyorum fosil, kemik, çeşit vs. herneyse, baktın da, neyse o iddia onu doğrulayacak bir şeyin var veya yok olduğunu gördün? 

 

Yerküre ile güneşin bitişik olduğunu neye göre iddia ediyorsun, bir takım angutların işkembesi mi dayanağın? 

 

Yaratılıyor da yaratılıyor diyorsun da, hiç yaratılan bir şey görebiliyor musun? De ki, ahada bu solucna, şimdi yaratıldı mesela. Hani nerde, buyur göster? Dahası bu yaratıyor dediğin zamazingo nerde, nasıl yaratıyor, ne yapıyorda yaratıyor? Yaratılan bir şeyin var olabilmesi için ne gerekiyor, bundan haberin var mı? Mesela, atıyorum, bir kutup ayısının yaratıldıktan sonra neslini sürdürebilmesi en az kaç tanesinin var olabilmesi gerektiğinden haberin var mı? 

 

Boyuna iddia ediyorsun, amanda yaratır, ahanda şunu yarattı etti, buyur, bir kanıt göster, nerde, nasıl, kaç saate, kaç saniyede neyse yaratmış? Bir tek canlının yaratılış anını göster, böyle atıyorum balçığın içinden böyle bir insan, olmadı bir solucan yaratılıp çıksın, hiç gösterebildin mi?

 

Hazreti adem dediğin masaldan önce yaşayan, seni lafına göre 18 bin yıl önce yaşayan insana benzeyen ama insna olmayan bir şeylerin var olup olmadığını nerden biliyorsun? Ama daha önemlisi, adem dediğin martavalın yaşadığına, 10 bin, 15 bin her neyse yıl önce, yaşadığına dair kanıtın nerde? Mezarı ve üzerinde mezar taşı mı var? Nekanıtın var, ne delilin var, bir bedevi veya yahudinin malum yerlerinden salladıklarından başka? 

 

Buyur, şu iddialarını bir kanıtla önce. 

 

Ama hepsinden önce sana çok basit bir soru sorduk: Babanın eşşek olmadığını kanıtlayabilir misin?

 

Ve gördüğün gibi tısss, gık diyemiyor, hiç bir cevap veremiyorsun. 

 

Ahirinde, şu yazdıkların şeylerin hepsini çürütecek kadar biyoloji biliriz, emin ol. Bu gibi martavalları da çok çürüttük, bak, solda, Anibal yazan yerin altında kaç mesaj olmuş, gözünü kaldır bir bak. Emin ol bu dediğin martavalları kaç kere çürüttüğümüzü hatırlamıyoruz, ama dilersen o mesajların içindne bulabilirsin. Fakat, yazdıklarına bakıyoruz, bu martavallar seni uyduruacağın laflar değil. Sana bunları biri okumuş, üflemiş, kandırmış bu zırvalarla. Hepsi o. 

 

Yani, buyur, iddialarını kanıtla. Allah dediğin şeyin bir şeyi şöyle öşyle yapıp, nasıl bir şey yarattığını kanıtla. Adme dediğin masalın kaç yıl önce yaşadığını kanıtla. Bizden istediğin gibi, somut, elle tutulur şekilde. Bak işini kolaylaştırayım, şunu kanıtla kafi:

 

Hayat süresi dolan canlı dünyaya geldiği genetik özellikle ölmekte, nesli de yine o genetik özellikte yaratılmaktadır.

 

Ha, biraz daha kolaylaştırayım, hoca damarım tuttu gene. Hiç bir canlının bir sonraki nesli, bir önceki ile aynı genetik özellikte değildir. Yani, emin ol havanda su döveceksin. ama olsun, bir bilgiyi yanlışlamakta bir efor ister. buyur, "Hayat süresi dolan canlının dünyaya geldiği genetik özellikle ölmekte, neslinin de yine o genetik özellikte yaratılmakta" olduğunu kanıtla. 

 

1. Bu canlı nasıl "yaratılıyor"? Ne şekilde?

2. Canlılar dünyaya geldiği genetik özellikle mi ölürler?

3. Nesil, atasının aynı genetik özelliklerle mi yaratılır? 

 

Buyur, bunları bir kanıtla, görelim. Tabi, "babanın eşşek olmadığını kanıtlama sorunsalı" hala senin bir cevap vermek durumunda olduğun soru olarak duruyor. 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
29 dakika önce, TheRationalAtheist yazdı:

 

 Bilinmezcilik Safsata'sını kullanmaktan ne zaman vazgeçeceksin?

 

 Şuanlık bilmiyoruz nedenini ama nedeni empati olabilir:

 

http://www.bilimgenc.tubitak.gov.tr/makale/neden-esneriz-esneme-neden-bulasicidir

 

 Yani şimşeğin nasıl olduğu bilinmediği zamanlar şimşek de Zeus'un kanıtıydı değil mi?

 

 

 Esnemenin şeytanla alâkalı olduğunu iddia eden peygamberinizin kanıtı var mı?

 

 Manyetizma fiziğin ötesinde birşey değildir ki.

 

 

 Daldan dala atlayan sensin.

Böyle R yaparsın işte. Herzaman olduğu gibi.Git biraz metafizikle alakalı belg. izle.Ufkun açılsın. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
44 dakika önce, adeist yazdı:


https://tr.wikipedia.org/wiki/Manyetizma

Şu yukarıdaki linkte manyetizma hakkındaki bütün veriler mevcut.
Manyetizma bilinmeyen, spiritüel, paranormal, metafizik bir güç değildir.
 

Bak dostum. Madde üzerinde pozitif ve negatif enerjinin durumu böyle iken ruhun bilinmeyen enerjisinin maddeye tesiri neden bu yönde olmasın. Üşüdüğünde tenin diken diken olabilir aynı zamanda kötü bir durum sezdiğindede. Demekki illa doğrudan bir etkileşimin olması gerekmiyor. Buda metafiziksel olguların varlığını gösterir.

Link to post
Sitelerde Paylaş
1 hour ago, DeepBlue said:

Ne alaka evrim?

 

At yalanı demişler nokta nokta. Yok tüylerin dikleşmesi evrimsel geçmişle alakalıymışta. Ne evrim,ne derin sorusu?Korku,stres,ve ani heycan durumunda ruhun beden üzerinde oluşturduğu; metafiziksel magnetik alanın etkisinin kılı tutan minyatür kaslar üzerindeki kasılmaya sebebiyet vermesinin evrimle alakası ne cahil insan? Konu tamamen ruh ile alakalı.Ruhun varlığının delili bu ürperince kılların dikleşmesi. 

 

Yok artık işe yaramıyormuşta.Vücudunda ısınıp genleşince dikleşen diğer bir organınında sana faydası yok zaten. Ama dikleşiyor neden?Sen şimdi bu organa diyebilirmisin kıl gibi dikleşmesinin bir faydası yok?Biraz kollektif düşün. Olayın evrimsel süreçle alakası yok.

 

Be salak, Korku,stres,ve ani heycan durumunda ruhun beden üzerinde oluşturduğu; metafiziksel magnetik alanın etkisinin kılı tutan minyatür kaslar üzerindeki kasılmaya sebebiyet vermesinin, ki hiç bir işe faydası olmadığı halde, sebebi nedir peki? Hangi ruh, senin götünden uydurmuş olman bir ruhu var eder mi? O dikleşen her neyse, buyur faydası var mı yok mu göster. Peki kılın dikleşmesinin ne halta faydası var? 

 

Süzme bir salaksın sadece. Amanda ruh diyorsan, önce götünden uydurduğun o ruh denen şeyi göstermen lazım, yoksa, o ruhu sana söyleten götünün bu kadar genişlemesine sebep olan süper zenci hakikatini kabul etmek zorundasın.

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
18 hours ago, DeepBlue said:

Allah'ın...pardon; Evrim'in seversen bi sus kardeşim. :  D

 

Cansızlıktan canlıya geçişin evrimi değil sanki. Evrimi bilinçli bir organizma sanıyorsun. Daha bunu bilmiyorsun.Ha bire boyuna konuşuyorsun.Kimyasal evrim ya da maddenin evrimi diye bir tabir duymadın tabi. Nelerle uğraşıyoruz.

 

Cansızlıktan canlıya geçiş, yani "Abiyogenez" biyokimya ile ilişklidir ve biyolojik evrimle aynı şey değildir. Çünkü biyolojik evrimde mevcut olan üreme-hatalı kopyalama vb. vasıtası ile varyasyon peşisıra birikimli seçilim ve en nihayetinde bunu sağlayan doğal seçilim gibi determinasyon mekanizmaları yoktur. Biyolojik evrim belirli bir eşikten sonra vücut bulur. Cahil cesareti ile yazıp duruyorsun. 

 

18 hours ago, Tuğba said:

Neyi anlamıyorsunuz bilim var olan şey üzerinden açıklama yapar ama yoktan var edemez.

Bazı kategori hatalarını gözden kaçırıyorsunuz. 

İnsanları yaratıcı ve bilim kanunları arasında seçim yapmakla zorlayamazsınız

 

Yoktan var etmek diye bir şey yok.

Çünkü yokluk, mutlak yokluk ya da hiçlik diye bir şey yok.

Başlangıç zorunluluğu diye bir şey de yok.

Bunları mantıksal zorunluluklar olduğunu gösterebilen bir babayiğit çıkmadı bugüne kadar.

 

Velhasılı bunların tamamı, sizin tümevarımları mantıksal zorunluluklar zannetmenizden kaynaklı "antropik/insansı yanılgı"larınıza bağlı hatalı çıkarımlar.

Termodinamik zaten "yoktan var etmek, var olanı da yok etmek diye bir mefhum yok" diyor.

Önce bu kavramları öğrenmeli, cahilliğinizin pasını silmeli, ondan sonra düşünmeye başlamalısınız.

 

17 hours ago, DeepBlue said:

Biyoloji de ki :  D

Evet haklısın. Ama genel anlamda evrim bir bütün.

Biyoloji ile sınırlayacaksan ilk canlının evrimini yaratılış ile açıklamalısın.Aynen. Abiyogenez'i.Burda evrimden bahsetmeyeceksin madem daha ne anlatmaya çabalıyorsun. Adem de topraktan yaratıldı neticede.İşte o zaman senin Abiyogenez dediğin tamda balçıktan yaratılışın içine girer.

Hayır sen evrimi bilinçli bir varlık sanıyorsun.Panteizm veya panenteizm düşünce gibi bişey seninki.vahdeti vucutculuk başka bi deyişle.

 

Evrimden değil, kimyadan, biyokimyadan, moleküler fırtınalardan, ısıl titreşimlerden, atom altı kuvvetlerden, termodinamik ve ona bağlı öz-örgütlenmeden bahsediliyor zaten. Bahsedilen bu. Ama senin tanrıya saplanmış cahil kafandan bunu anlayacak vizyona sahip olmasını beklemek saflık olur tabii.. 

Millet laboratuvarlarda yüzbinlerce dolarlık yatırım, ödenek ve projelerle göbegini çatlatıyor bunun için. Atomaltı, neredeyse bir atom düzeyinde müdahele ve tetkiğe yarayan cihazlar üretiyor.

 

Abiyogenez hususunda çok önemli gelişmeler kaydedildi, mesele neredeyse kapanmak üzere. Üzerine yazılmış güncel birçok kitap ve yayın var. Sen hangilerini okudun mesela?

Ben bu forumda bir çok kez örneklerini verdim.

 

9 hours ago, Tuğba said:

 

Hakaret etmediğim halde küfürle karşılık veren birine küfür edersem daha da ileriye gideceğini tahmin edebiliyorum kendimi senden koruyorum diyelim. 

Bu sorudan önce eşşek ve insanın bir aratürünü göstermeliydin 

Her bir canlı türü doğrudan Allah tarafından kendi genetik yapısı ve özelliği ile yaratılmıştır. Kurbağa kurbağa olarak, balık balık olarak, kuş da kuş olarak yaratılmış ve hiçbir değişikliğe uğramadan günümüze ulaşmıştır.

Evrimcilerin bu iddiasını doğrulayacak yaklaşık iki yüz yıldır hiçbir numune görülmemiştir. Varsa kanıt 

Elbette Allah isterse balıktan kurbağayı, attan iti yaratabilir. Fakat bunu doğrulayacak şimdiye kadar bir numune görülmemiştir.  Cenab-ı Hak her bir canlıya belli bir özellik ve genetik karakter vermiş ve o canlı türünü bu dünyaya göndermiştir.( örn: insanlar ve hayvanlar olarak ayni doğayı paylaşıyoruz) Her bir canlıya da belirli bir ömür tayin etmiştir. Hayat süresi dolan canlı dünyaya geldiği genetik özellikle ölmekte, nesli de yine o genetik özellikte yaratılmaktadır.

Canlıları yeryüzüne Allah peyderpey göndermiştir. Her bir canlının ortamı ve besini hazır olunca o canlı grupları yaratılmıştır.

İlk önce yerküre güneş ile bitişikti. Güneşten ayrılıp buraya yerleştirilen yerkürede ilk çevre şartları tek hücreli küçük canlıların yaşamasına uygun olduğu için suyosunu gibi tek hücreli canlılar yaratılıyor. Daha sonra bitkiler ve o bitkilerle beslenen hayvanlar ve en sonunda da insan yaratılıyor.

Bu zaman içerisinde bazı hayvan ve bitki grupları belirli bir devre yaşayıp ortadan kalktığı halde büyük bir kısmı günümüze kadar gelmiştir. Mesela ilk yaratılan tek hücreli suyosunları, daha sonra gelen balık ve kurbağalar, ilk yaratıldığı günden bugüne kadar aynı şekil ve yapıda günümüze ulaşmıştır.

Hakikati olmayan bir şeyin fosili olur mu? Sizlerin iddia ettiği gibi yarı maymun yarı insan bir canlı yaşamış mı ki, fosili olsun? At at olarak yaratılmış, maymun maymun olarak, koyun koyun olarak, keçi keçi olarak, insan da insan olarak yaratılmıştır.

İlk insan Hz. Âdem günümüzden takriben 10-15 bin yıl önce yeryüzüne gönderilmiştir. Öyle iddia edildiği gibi maymun benzeri bir geçmişe sahip değildir. İnsanın atası olarak ileri sürülen fosillerin hakikatle ilgisi yoktur. O tip fosillerin kafatası, çene ve dişleri farklı canlılara aittir. Onlar birleştirilerek ve alçı ile tamamlanarak yarı maymun yarı insan resimleri çizilmiş ve bunlar insan ve maymunların ortak atası olarak takdim edilmiştir. Bunlara bir de Latince isim uydurulmuştur. Bunların hakikatle bir ilgisi yoktur. Burada söylenecek olan şudur.

 

“Yaratıcı aynı çevre şartlarında balık, kurbağa, kaplumbağa, yılan, timsah, kuş, memeli ve insanı yaratmıştır”. Çünkü aynı çevre şartlarında her birisi kendi genetik özelliği ile geçmişte ne ise günümüzde de aynı yapı ve şekle sahiptir. Ama birisi evrimi bir inanç, bir din kabul ediyorsa, ona ne söyleseniz, bir kulağından girer, diğerinden çıkar. Öyle kimselere de böyle bir inanç mübarek olsun. Çünkü herkes istediğine inanmakta veya inanmamakta serbesttir.

 

İşte bunların tamamı safi cahillik ve boş iddialar. Birileri sizi kandırmış, siz de koyun misali aynı teraneleri yazıp duruyorsunuz.

Ara tür diye ortaya attığınız şey nedir? Tanımı nedir?  Kendiniz uydurduğunuz bir ara tür tanımına kendiniz örnek bekliyorsunuz.

Gerçekte yaşayan her canlı aynı zamanda bir ara tür, ya da potansiyel bir ara türdür. Ayrıca aradan geçen milyarlarca yıllık süreci dikkate aldığımızda, her tür tatmim edici fosil kayıdı, tatmin edici miktarda bulmak da kolay değildir. Ama işte sizler her zamanki gibi bundan faydalanma amacı güdüyorsunuz. Art niyet. Sanki yaratılışçılar bunların tamamını bulabilmiş mi? Onu bırakın oturup aramışlar mı ki hiç?

 

Sadece bu forumda sizleri tatmin edebilecek türde ara türe karşılık gelebilecek şekilde sayısız kez örnek verildi. Çamur zıpzıp'ını bilir misin mesela, ya da ornitorenk?

Bir aç bak bakalım. mtDNa'dan takibi dahi yapılabiliyor. Detayları gerekirse getiririz, ki bu forumda bolca mevcut.

 

Ayrıca bir husus ise fosil kayıtlarındaki dizgenin de, evrimsel dizge ile uyum gösteriyor olması. Basitten karmaşığa. Her canlının besini ve ortamı hazır olunca da ne demek hem? Tanrı böyle şeylere muhtaç mı? Bu açık bir acizliktir. İsterse tüm ortamı aynı anda yaratabilir, hepsini de bir anda koyuverebilirdi. Ama yok işte. Canlılığın bugünkü haline gelmesi milyarlarca yıl sürmüş, hatta tek hücrelilerden çok hücrelilere geçiş arasında süre olarak bir uçurum var..Hazır olunca ne demektir? Bu tanrı için gerekli olan süre mi demektir? Yoksa arada vuku bulan bağımsız süreç mi? Ne için beklenmiştir? Neden beklenmiştir? Neden beklenmeye mecbur kalınmıştır? Hem de bu kadar uzunca bir süre?? Bardağın boş tarafına cevap vermek zorundasınız..Ki bunları hiç düşündünüz mü? O dünya ki, ilk hali ile bugünkü canlılığa uygun olmayıp, bu uygunluğu sağlayan şey ise mavi-yeşil alglerdir. Dünyayı dönüştürüp de oksijen seviyeleri ile birlikte bugünkü uygun haline getiren. Yani dünyayı canlılığa uygun hale getiren şey yine canlılığın kendisidir. Bu yaratılış ve tanrı için izahı mümkün olmayan ayrıca bir açmazdır. 

 

Madem işin arkasında kadiri mutlak bir tanrı var,  o vakit bugün kadar olagelmiş canlı türlerinin neden %99,9'u ortadan kalkmıştır? Bu tanrının beceriksizliği midir, yoksa acizliği mi?

Bugün ortalıkta gördüğünüz kanişler nasıl ve ne zaman yaratılmıştır? Kurtlarla aralarında epey farkılıklar var bildiğiniz üzere, aynı tür olsa da..Ve bunca büyük farklılık, genetik varyasyon nasıl ortaya çıkmıştır? Size bununla bağlantılı nihai soruları sorayım şimdi: 

 

1-) Popülasyon için kritik kütle açısından bakarsan iki kişilik bir türün; doğal şartlarda ve hiçbir müdahele olmadan sonu hiçbir yere varamaz. Daha doğrusu, sonu "tükenmektir." 2+2=4

Yani soru şöyle olabilir(faraziye bu ya):

İki kişilik bir türden (burada Adem ve Havva oluyor), türün ilk ve tek bireyleri olduğu kabulü ile, sadece iki bireyden; doğal şartlarda ve hiçbir dış müdahele olmadan, ensest ilişki vasıtası, dezavantajları ve hatta imkansızlığıyla, nasıl oluyorda insanlık bugünkü popülasyon/niceliğe ve çeşitliliğe ulaşabiliyor....?

 

2-) İnsanoğlunun ensest ilişki ile üreme ihtimali için Adem ve Havva'nın genetiğinin kusursuz olması lazım ki hastalıklı bir nesil yetişmesin...

insanoğlu hiçbir zaman kusursuz olmamıştır. Ki günümüzdeki akraba evliliklerinin sonuçlarını görüyoruz. Eğer insanlarda genetik hastalıklar var olmasaydı, işte o Adem ve Havva masalının su götürür tarafı olurdu. Ama bu genetik hastalıklar var ve yüz binlerce yıldır bizimle. Yani o hastalıklarında adem ile Havva'da var olması lazım. İşte o zaman, o doğacak çocukların hepsinin sakat ve hasta olması kaçınılmaz olur. ....???

 

3-) Adem bir Havva bir eder iki kişi. Bu iki kişinin her bir genetik lokusu belirleyen maksimum 4 alleli vardır. yani Adem ve Havvanın birlikte TÜM POTANSİYELİ 4 ALLEL. Size göre tüm Mutasyonlar zaralıdır, ve dolayısıyla genetik bilgi artmaz. Basit soru bugün insanların 400 den fazla farklı alleli olduğu biliniyor. Yani bariz bir genetik bilgi artışı gözlenmiş Adem ve Havva'dan beri. Bunun anlamı 40.000 nin üzerinde yaralı mutasyon olmuş demektir. Yani adem ve Havva da olmayan genetik bilgi nereden gelmiştir? Nasıl oluyor da adem ve Havva nın allellerinin yaklaşık 100 katı allel içeren gen havuzu oluştu? Bunu bir açıklayın. Hadi bakalım. Hani DNA değişmezdi, hani genetik bilgi artışı olmazdı, hani insanlar hep yaratıldığı gibiydi. Sizin adem, havva hikayesine göre bile 40.000 nin üzerinde mutasyonla bugünün insanları oluşmuş görülüyor. 4 allelden 400 ün üstü allele ve 40.000 den fazla mutasyona diyor hesap. Sizin kutsal hikayeniz bile evrim demek zorunda.

 

4-) Bildiğiniz gibi insanlarda 2x23 kromozom vardır, bunların 22 tanesini otozomal 1 tanesini cinsiyet kromozomları olarak ayırırız. Erkek kadın arasındaki fark da buradan kaynaklanır. Normal şartlarda erkek XY kromozom çiftini taşır, kadın XX kromozom çiftini taşır. Erkeğin bu Y kromozomu sadece babasından gelir. Babasına da onun babasından. Y kromozomu ile X kromozomu arasında krossing over de olmadığına göre bu mekanizma burada kullanılamaz. E dine göre bu silsileyi takip ettiğinde ulaşacağın son nokta adem olacağına göre her erkeğin, eğer mutasyon diye bir mekanizma tariflemez ve kabul etmezsen, bu durumda Y kromozomu aynı olmalıdır. Hele ki mutasyon vardır ama sadece zararlı sonuçlara yol açar diyen bir zihniyetin varsa yine çıkmaza girersin.

 

Yani ne yaparsan yap evrim teorisini kullanmadan bu çıkmazdan kurtulamazsın. İstersen adem aslında bir topluluktur de, o zaman maximum o topluluğun erkek birey sayısı kadar farklılık olması lazımdır, ki bu da şu an bulunan tüm farklılıklar kadar bireyin başlangıçta da olmasını gerektirir, ki bunun böyle olmadığı da ortadadır. Ne yaparsan yap çıkmaz yol. Farklı bir çözümü olan varsa beri gelsin, mekanizmasını anlatsın.

 

Evrim kapanmış bir konu, bir vakıadır. Olgudur. Bilim dünyasındaki geçerli paradigmadır. Bunu sindirmesini öğrenin artık.

 

1 hour ago, DeepBlue said:

Ne alaka evrim?

 

At yalanı demişler nokta nokta. Yok tüylerin dikleşmesi evrimsel geçmişle alakalıymışta. Ne evrim,ne derin sorusu?Korku,stres,ve ani heycan durumunda ruhun beden üzerinde oluşturduğu; metafiziksel magnetik alanın etkisinin kılı tutan minyatür kaslar üzerindeki kasılmaya sebebiyet vermesinin evrimle alakası ne cahil insan? Konu tamamen ruh ile alakalı.Ruhun varlığının delili bu ürperince kılların dikleşmesi. 

 

Yok artık işe yaramıyormuşta.Vücudunda ısınıp genleşince dikleşen diğer bir organınında sana faydası yok zaten. Ama dikleşiyor neden?Sen şimdi bu organa diyebilirmisin kıl gibi dikleşmesinin bir faydası yok?Biraz kollektif düşün. Olayın evrimsel süreçle alakası yok.

 

O kadar cahil bir hemşosun ki, evrimi kanıtlayan yegane örneklerden birini, yine senin şu ruh masalına payanda etmişsin aklın sıra. Ne yapalım? Sana tek yazalım mı, ürperme ve tüyşer diken dike olma durumunun tüm mekanizmasını..? Ne olacak ki sanki, yine mal mal bakıp işi pişkinliğe vuracan..Hayır biri sana dese ki, ula hayvanlar da ürperiyor, tüyleri dike diken oluyor, onların da ruhu var ? :)

 

32 minutes ago, DeepBlue said:

Herşeyi bilim ile açıklayamazsın. Örneğin esnemenin bulaşıcı olmasını. Hadi açıkla bilimle.

 

Tüm bunlar metafizik olguların ve ruhun varlığını gösterir.Cvp yazsan ne yazmasan ne. Şu kendinin geçmişe dönük yazdıklarını bi okusuna.Ne mantık var, ne konu bütünü, ne alıntı ile alakası.Kendini ne sanıyorsan artık.

Peygamberimiz bir Hadis-i Şeriflerinde:
"Esnemek şeytandan, aksırmak ise rahmandan kaynaklanır."buyurmuşlardır. 

 

Kılın vucüt için faydalarını git oku,araştır boş yapma.yok öyle hem ayranım dökülmesin hem yoğurdum ekşimesin.

 

Magnetigma hakkında hiçbirşey bilmiyorsanda al bi mıknatıs kırıntı haline getir ve bir kağıdın üstüne dök. Kağıdın altındanda mıknatısı hareket ettir. Ne göreceksin bakki cahillikte master yapmışsın.

 

Esneme ile ilgili bir çok detay; yaş, empati ve otizm durumu ile ilişkisi, aradaki korelasyonlar aşağıda. Yani yine direkt olarak fiziksel niceliklerle ilişkili.

 

http://metro.co.uk/2017/08/31/why-is-yawning-contagious-6892289/

 

Peygamberin söylediği o laf ise kuranın insan uydurması bir hurafe olduğunun kanıtı bu durumda. Yarın öbürgün tüm düzenek sana verildiğinde peygamberin o lafını nerene sokacaksın merak ediyorum..Adam esnemeyi dahi ruhla ilişkilendiriyor yahu..Kimlerle tartışıyoruz..ortada ne bir kanıt, ne bir detay veri, ne de açıklama..Safi atmasyon. Var mı bilimsel bir yayın bununla ilgili acaba :) 

Link to post
Sitelerde Paylaş
1 hour ago, DeepBlue said:

@teflon 

Yazdıklarımı yanlışlayabilir misin?Hayır.

Öyle ise geriye tek bir seçenek kalıyor.Havanda su dövmek. Senin herzaman yaptığın gibi. :  D

Burda ilimden, bilimden, felsefe mantığından bahsediyorum.Anlamazsın sen.

 

Hangi yazdıklarını beyin hoşafı? Listelesene!

Yanlışlanabilirlikleri yoksa eğer, bu zaten onların bilimsel olmayıp da hurafe olduğunun en büyük göstergesi zaten.

 

Quote

Madde üzerinde pozitif ve negatif enerjinin durumu böyle iken ruhun bilinmeyen enerjisinin maddeye tesiri neden bu yönde olmasın. Üşüdüğünde tenin diken diken olabilir 

 

Şu mu mesela? Bilinmeyen(?), Neden bu yönde olmasın(?) ve olabilir(?)..Süpermiş :) Daha kendin dahi kendinden emin bir cümle kuramamışsın ki? Ortaya birşey koyamamışsın ki aksi gösterilsin..

 

Velhasılı, yazdıklarının her birine defalarca kere yanıt verildi. Ama sen mal gibi susup işi yüzsüzlüğüe vurdun. Gülmekten katılıyorumdan başka bir halt yazamadın. Taa akıl mevzularından başlayıp bugğne kadar ki tüm mesaj ve yazışmaları incele istersen..

 

VE PEKİ SEN, SANA SORDUKLARIMDAN BİR TANESİNE DAHİ YANIT VEREBİLDİN Mİ?!! GÖSTER!

Açıklamalar, detaylar ve linklerden bir taneis için bile: hayır orası öyle değil şöyle diyebildin mi?

Bize görmek, algılamak vb. ile ilgili fiziksel etkileşim/araçlardan muaf, metafiziğe muhtaç bir örnek getirebildin mi?

 

Bak Tuğba'ya 4 tane soru sordum. Dahası da var. Mabadın yiyorsa onlara cevap ver. 

Yoksa sus otur da adam sansınlar.

 

Bilinmeyenlerden medet uman, bilinmezliğin gölgesine saklanan, aciz tanrısını bilinmezliğe endekslemekten başka elinden bir halt gelmeyen cahil ve de aciz yobaz sürüsü.

Öne sürdüğünüz şey boşlukların tanrısı, boşlukların ruhu. Yani çomarların tanrısı. Ötesi değil.

tarihinde teflon tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
Bir saat önce, DeepBlue yazdı:

Bak dostum. Madde üzerinde pozitif ve negatif enerjinin durumu böyle iken ruhun bilinmeyen enerjisinin maddeye tesiri neden bu yönde olmasın. Üşüdüğünde tenin diken diken olabilir aynı zamanda kötü bir durum sezdiğindede. Demekki illa doğrudan bir etkileşimin olması gerekmiyor. Buda metafiziksel olguların varlığını gösterir.


Evrende muhtelif enerji çeşitleri vardır ve bunlardan bir kısmı da henüz tam olarak açıklanabilmiş değil. Örneğin kütle çekiminin dalga (foton) şeklinde mi yoksa madde (elektron) şeklinde mi yayıldığı henüz kesin olarak açıklanamamış. Diğer yandan örneğin karanlık madde ve karanlık enerji konusu çok muğlak.
Ancak manyetizma konusu yüz yıldan fazladır çok açık ve net bir biçimde fizik bilimi tarafından açıklanmış, formüle edilmiş, manyetizma ile çalışan milyonlarca makina yapılmış.
Ruh ise materyalist felsefe bakımından "beyin fonksiyonu" olarak tanımlanır. Ki ben de buna inananlardanım.
Diğer yandan, beynin ya da sizin bakış açınızdan ruhun henüz bilinmeyen fonksiyonları olduğuna inanıyorum. 6. his, ya da telepati gibi konular her ne kadar bilim çevrelerince zırva olarak kabul edilse de varlıklarını ve etkilerini çevremde gördüğüme göre bunların da zamanla bilimsel bir açıklaması yapılması gerekir diye düşünüyorum.
Zira pozitif bilimden dışarı çıkarsak ortaçağ karanlığına geri dönmüş oluruz. Bu karanlığın insanlığa etkileri ise malûmdur.
Tanrıya inanmak ya da inanmamak insanların kişisel tercihidir. Ama pozitif bilimi inkâr, toplumlar açısından büyük bir felakettir.

tarihinde adeist tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
2 hours ago, DeepBlue said:

Herşeyi bilim ile açıklayamazsın. Örneğin esnemenin bulaşıcı olmasını. Hadi açıkla bilimle.

 

Tüm bunlar metafizik olguların ve ruhun varlığını gösterir.Cvp yazsan ne yazmasan ne. Şu kendinin geçmişe dönük yazdıklarını bi okusuna.Ne mantık var, ne konu bütünü, ne alıntı ile alakası.Kendini ne sanıyorsan artık.

 

Neyse ;

 

Peygamberimiz bir Hadis-i Şeriflerinde:
"Esnemek şeytandan, aksırmak ise rahmandan kaynaklanır."buyurmuşlardır. 

 

Kılın vucüt için faydalarını git oku,araştır boş yapma.yok öyle hem ayranım dökülmesin hem yoğurdum ekşimesin.

 

Magnetigma hakkında hiçbirşey bilmiyorsanda al bi mıknatıs kırıntı haline getir ve bir kağıdın üstüne dök. Kağıdın altındanda mıknatısı hareket ettir. Ne göreceksin bakki cahillikte master yapmışsın.

 

 

Salak işte... Ekofenomeni nedir, ne değildir duymamış bir geri zekalı, çıkmış burda götünden ilim uydurmaya çalışıyor. Neymiş, malum pedofil bedevi şöyle demişmişte... 

 

Kılavuzu pedofil kuduruk bir bedevi olanın bu salak gibi burnunun boktan çıkması mümkün mü?

Link to post
Sitelerde Paylaş
21 hours ago, Tuğba said:

Senin bana cahil demen beni alçaltmaz

sadece bunu söyleyerek çok bilgili olduğunu vurguladığını düşünüyorum. 

Kabul edersen bir kaç soru sormak istiyorum 

 

 
Tuğba bak sana 2 soru daha..  @DeepBlue sana da..
 
5-) Eğer:
1- Tüm insanlık tek bir çiftten türemişse,
2- Bütün mutasyonlar zararlı ise
O zaman, bütün insanların hem mtDNA'ları, hem de Y kromozomları özdeş olurdu.. Oysa böyle değil.
O halde ya 1 yanlıştır, ya da 2.. Ya da -elbette- her ikisi de.
Hangisi?
 
6-) Konu yine başka şekilde ifade edilip sorulursa: HLA(Human Lokocyste Antigen) gen sistemi birçok gen tarafından exprese edilir. MHC 1 sisteminde bulunan genlerin kaç adet varyasyon gösterdiklerine bakılırsa:
Örneğin HLA A antijeni için için:
Number of variant alleles at class I loci according to the IMGT-HLA database, last updated August 2007:
MHC class I
locus #
Major Antigens
HLA A 580
Bu genler ayrıca 6. kromozomda saklanmaktadırlar. İşte asıl matematiksel soru burada geliyor. Tek bir gen tarafından kodlanın,örneğin HLA-A geni 580 adet genetik varyasyon göstermektedir. Yani bu genin 580 adet farklı alleli populasyonda barınmaktadır. Adem ile Havva nın taşıyabilecekleri toplam HLA-A kombinasyonu 4 olduğunu göre, gelin cevabı siz verin sayın yaratılış bilimciler(!) Kanıtlarla birlikte tabi.
 
Bu sorulara cevap veremiyorsanız eğer, hapı yuttunuz demektir. Ama elinizde koskoca bir yaratılışbilimi(!) oldupuna göre nefis cevaplar verip, bizleri de aydınlatacaksınız eminim.
Olayın ve bu soruların özeti şu aslında, benzetme yapmak gerekirse:
 

Ben/Bizler galileo'yuz. Dünya yuvarlaktır diyoruz. (Evrim)

Sizler hayır değildir (yaratılış) deyip, bizi yakmakla tehdit edenlersiniz.

Biz size:  "e madem dünya düz, o zaman bir noktadan başlayıp yürüdüğümüzde en sonunda neden yine aynı noktaya varıyoruz?" diye sormuş olduk.

 

Bunlar sorulabilecek en temel sorular çerçevesi.

Cevap verememeniz durumunda işte durum bu kadar vahim.

Haydi rastgele..

tarihinde teflon tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
Bir saat önce, anibal yazdı:

 

Be salak, Korku,stres,ve ani heycan durumunda ruhun beden üzerinde oluşturduğu; metafiziksel magnetik alanın etkisinin kılı tutan minyatür kaslar üzerindeki kasılmaya sebebiyet vermesinin, ki hiç bir işe faydası olmadığı halde, sebebi nedir peki? Hangi ruh, senin götünden uydurmuş olman bir ruhu var eder mi? O dikleşen her neyse, buyur faydası var mı yok mu göster. Peki kılın dikleşmesinin ne halta faydası var? 

 

Süzme bir salaksın sadece. Amanda ruh diyorsan, önce götünden uydurduğun o ruh denen şeyi göstermen lazım, yoksa, o ruhu sana söyleten götünün bu kadar genişlemesine sebep olan süper zenci hakikatini kabul etmek zorundasın.

 

İkisinin de dikleşmesinin sana bi faydası olacak diye birşey yok. Fizikte etkiye tepki vardır. Olay bundan ibaret. 

 

Metafizikte zıt kutuplar birbirini iter.Ruhen haz duymuyorsan organ dikleşmeyecektir. Ölü birinin hiç şeyinin dikleştiğini gördün mü?neden? Çünkü organizmayı harekete geçirecek magnetik güç etkisi vucudu terk etmiş, çıkmış.yani; ruh.Gördüğün gibi iki olayın ardında da bu bilnçli güç var. Olay bu kadar basit. Sonra zıt karekterdeki iki insan metafiziksel boyutta birbirini sevemez. Imkansızdır.Nedeni bu boyutta zıt kutupların birbirini itmesidir dedik zaten .Ama dünyada evlendiklerini görebilirsin. Işte bu gerçeklerdir.

 

Norepinefrin  hormonunu araştır. Ruh tehlikeyi sezdiği an saniyenin bilmem kaçta kaçında enerji salınımı oluşturur (-)buna enerjinin negatif yöne kayması diyebiliriz. (+) enerji ile oluşan zıt tepkime magnetik alanı vücuda etki edecek. beyin ve böbrek üstü bezleri uyarılacak. böylece bu hormonun salınımı tetiklenmiş olur,neticede ne demiştik;" metafizikte zıt kutuplar birbirini iter" demiştik. Bu sebeple madde dünyasında bunun etkisi tersine gözlemlenecek ve
noradrenalin bir stres hormonu olarak  görevini yapmaya başladığında, kaç-veya-savaş tepkisinde rol oynayacak.Ruhun bu magnetik enerjisi ile beyne gelen uyarılar sinirlerle birlikte kaslara taşınacak.Organizmanın korktuğu bu durumda genelde hareketsiz ve tüylerinin dikili bir şekilde durmasının nedeni budur. Allahualem. 

 

Unutma ;

 

"Boş bir çuvalın dik durması zordur "

 

-B.Franklin-

Link to post
Sitelerde Paylaş
7 minutes ago, DeepBlue said:

İkisinin de dikleşmesinin sana bi faydası olacak diye birşey yok. Fizikte etkiye tepki vardır. Olay bundan ibaret. 

 

Metafizikte zıt kutuplar birbirini iter.Ruhen haz duymuyorsan organ dikleşmeyecektir. Ölü birinin hiç şeyinin dikleştiğini gördün mü?neden? Çünkü organizmayı harekete geçirecek magnetik güç etkisi vucudu terk etmiş, çıkmış.yani; ruh.Gördüğün gibi iki olayın ardında da bu bilnçli güç var. Olay bu kadar basit. Sonra zıt karekterdeki iki insan metafiziksel boyutta birbirini sevemez. Imkansızdır.Nedeni bu boyutta zıt kutupların birbirini itmesidir dedik zaten .Ama dünyada evlendiklerini görebilirsin. Işte bu gerçeklerdir.

 

Norepinefrin  hormonunu araştır. Ruh tehlikeyi sezdiği an saniyenin bilmem kaçta kaçında enerji salınımı oluşturur (-)buna enerjinin negatif yöne kayması diyebiliriz. (+) enerji ile oluşan zıt tepkime magnetik alanı vücuda etki edecek. beyin ve böbrek üstü bezleri uyarılacak. böylece bu hormonun salınımı tetiklenmiş olur,neticede ne demiştik;" metafizikte zıt kutuplar birbirini iter" demiştik. Bu sebeple madde dünyasında bunun etkisi tersine gözlemlenecek ve
noradrenalin bir stres hormonu olarak  görevini yapmaya başladığında, kaç-veya-savaş tepkisinde rol oynayacak.Ruhun bu magnetik enerjisi ile beyne gelen uyarılar sinirlerle birlikte kaslara taşınacak.Organizmanın korktuğu bu durumda genelde hareketsiz ve tüylerinin dikili bir şekilde durmasının nedeni budur. Allahualem. 

 

Unutma ;

 

"Boş bir çuvalın dik durması zordur "

 

-B.Franklin-

 

Yahu sen nasıl bir salaksın? Hiç bir bok bilmeyip bir şey bilirmiş gibi boyuna osurup duran bir götten ibaretsin. Ölü birinin şeyinin dikleştiğini gördün mü diyor birde, gayet kendinden emin emin..

 

0b395ec0.jpg

 

https://www.wikiwand.com/en/Death_erection

 

Hazır ölüyken bile kalkacak kadar işleyeni bulmuşken, sok şu boklu kıçına da, sussun bari, daha fazla rezil rüsteva edip durmasın seni aleme...

 

 

tarihinde anibal tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
9 minutes ago, DeepBlue said:

@teflon  esnememenin ilacı islamda. Cahilsin. Demiyorum. Git araştır bul.Neymiş ilacı.Ben uygulayınca esnemiyorum mesela hala utanmadan, sıkılmadan cahil cahil yazıyorsun. 

 

Cevap var mı cevap? Yok. :)

 

Aile terbiyen nasılsa öyle hareket ediyorsun, onu anladım artık ben.

Trollüğünün alamet-i farşkası bu işte.

Pek önem arz etmeyen etkisiz bir müslümansın.

Yazdıklarının arkasında duramayan iktidarsız tiplerden.

Yapılması gereken tek şey sana soru sormak.

Ve anında kaput vaziyettesin. 

O yüzden kaale alınacak ya da tehlike arz edecek bir durumun yok.

 

Dut yemiş bülbüle dönmek kaderinizde var. Buna mahkumsunuz.

 

Ruh tehlikeyi sezdiği anmış :)..Harbi deli psikotik yahu bu.

İlaçlarını iç öyle gel.

tarihinde teflon tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
11 minutes ago, DeepBlue said:

@teflon  esnememenin ilacı islamda. Cahilsin. Demiyorum. Git araştır bul.Neymiş ilacı.Ben uygulayınca esnemiyorum mesela hala utanmadan, sıkılmadan cahil cahil yazıyorsun. 

 

Şu mu cevap yoksa :) http://www.dinimizislam.com/detay.asp?Aid=2999

 

En sonda. Teyit et.

 

Eğer öyle ise insanın ağzıyla değil, başka yeriyle gülesi geliyor. Ve daha çok çekeceğiniz var demektir.

Hazırlanın, baya gülecez..

Link to post
Sitelerde Paylaş
2 saat önce, DeepBlue yazdı:

Böyle R yaparsın işte. Herzaman olduğu gibi.

 

 Ne? Ad Hominem yapıp duruyorsun.

2 saat önce, DeepBlue yazdı:

Git biraz metafizikle alakalı belg. izle.Ufkun açılsın. 

 

 

 Metafizik ancak felsefede tartışılır. Fizik vb. alanlardakilerin umrunda değildir.

2 saat önce, DeepBlue yazdı:

Madde üzerinde pozitif ve negatif enerjinin durumu böyle iken ruhun bilinmeyen enerjisinin maddeye tesiri neden bu yönde olmasın.

 

 Argument From Ignorance. Öyle olduğuna kanıtın nedir?

2 saat önce, DeepBlue yazdı:

Üşüdüğünde tenin diken diken olabilir aynı zamanda kötü bir durum sezdiğindede. Demekki illa doğrudan bir etkileşimin olması gerekmiyor. Buda metafiziksel olguların varlığını gösterir.

 

 Evrimsel açıklamayı değil de metafiziksel açıklamayı neden kabûl edelim? Sadece birisi bilim dünyasında kabûl görüyor.

2 saat önce, DeepBlue yazdı:

Yazdıklarımı yanlışlayabilir misin?Hayır.

 

 Argument From Ignorance. Veya Türkçesiyle "Bilinmezcilik Safsatası".

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...