Jump to content

Felsefi akımlar bazen ayak bağı olabilir mi?


Recommended Posts

Felsefe, düşünsel bir faaliyet olarak çok saygı duyduğum bir alan. Özellikle etik okumayı severim. Ancak, felsefenin fazlasıyla abartıldığını ve tuzak soruları sorgulayan bomboş alanları olduğunu düşünmekteyim. Felsefe, bir düşünsel faaliyet. Bu doğru. Ancak insanlar bunu anlamayıp bilgi sahibi olmadan, geçmişi tekrar ederek felsefe yaptıklarını düşünmekteler.

Örnek olarak:

-"Özgür irade var mı?" sorusu, eskiden bilgi yokluğundan dolayı felsefecilerin cevap aradığı bir soruydu. Halen bu sorunun cevabını yalnızca felsefe arayanlar var. Bu, özünde birçok bilimin konusu olup, onların bilgisini kullanmadan cevaplamanın manasız olacağı bir alandır. Ancak üzerinde konuşmaya bayılıyoruz.

-Estetik. İnsan zihnine bir şeyler estetik geliyor. Neyin estetik olup olmadığı, kimin bu konuda otorite olduğu, ortak estetik anlayışın mümkünatı gibi konular. Bu en başta bir biyoloji konusudur. Bilimsel bir sorudur. Estetiğin varoluş sebebini bilim araştırmalıdır.

-Etik. Yapılan bir tanım üzerinden neyin doğru neyin yanlış neyin ahlaki olduğuna karar verme çabası(veya bu kavramların sorgulanması). Utilitaryanizmden Kantçılığa kadar geniş bir alanı var. 

 

Bilim, zamanla birçok şeyi açığa çıkarıyor. Bu alanlarda hiçbir bilginin olmadığı zamanlarda bu konuları tartışmak belki mantıklı gelebilirdi. Ancak bu sorular zamanın ilerlemesiyle iyice kelime oyunlarına dönüşmüş durumda. Bu da insanların algılarını kısıtlıyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş

İsmini tam hatılamıyorum  ha buldum ismini bir insandı adı  birde eki vardı bu adamın şimdi  burda olsa balıklama dalardı  uzun zaman önce atıldı yazı tarzınızda hiç beynemezdim.

tarihinde güven tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Çok bilgili deyilim felsefede  düşünmek şayet felsefyse  ben çok şey düşünüyprum düşünerek Allahı bile buldum. çoçkluğumdan  beri var bende ay güneş yıldızlar baraxda kitaplarokudum en sonunda cennet ayklarımızın alındaymış  biz fark ademdik edeniyorusda bu  drnli küştütlr felsefe xzor iş. bu düzgün uykum yok en son zamanlarda uyku ilacıyla uyuyorum kafmadaki soruları atamıyorum.neyse kendimi öneli biriymiş gibi yazdım.

Link to post
Sitelerde Paylaş
8 saat önce, Bir Buçuk yazdı:

Felsefe, düşünsel bir faaliyet olarak çok saygı duyduğum bir alan. Özellikle etik okumayı severim. Ancak, felsefenin fazlasıyla abartıldığını ve tuzak soruları sorgulayan bomboş alanları olduğunu düşünmekteyim. Felsefe, bir düşünsel faaliyet. Bu doğru. Ancak insanlar bunu anlamayıp bilgi sahibi olmadan, geçmişi tekrar ederek felsefe yaptıklarını düşünmekteler.

Örnek olarak:

-"Özgür irade var mı?" sorusu, eskiden bilgi yokluğundan dolayı felsefecilerin cevap aradığı bir soruydu. Halen bu sorunun cevabını yalnızca felsefe arayanlar var. Bu, özünde birçok bilimin konusu olup, onların bilgisini kullanmadan cevaplamanın manasız olacağı bir alandır. Ancak üzerinde konuşmaya bayılıyoruz.

-Estetik. İnsan zihnine bir şeyler estetik geliyor. Neyin estetik olup olmadığı, kimin bu konuda otorite olduğu, ortak estetik anlayışın mümkünatı gibi konular. Bu en başta bir biyoloji konusudur. Bilimsel bir sorudur. Estetiğin varoluş sebebini bilim araştırmalıdır.

-Etik. Yapılan bir tanım üzerinden neyin doğru neyin yanlış neyin ahlaki olduğuna karar verme çabası(veya bu kavramların sorgulanması). Utilitaryanizmden Kantçılığa kadar geniş bir alanı var. 

 

Bilim, zamanla birçok şeyi açığa çıkarıyor. Bu alanlarda hiçbir bilginin olmadığı zamanlarda bu konuları tartışmak belki mantıklı gelebilirdi. Ancak bu sorular zamanın ilerlemesiyle iyice kelime oyunlarına dönüşmüş durumda. Bu da insanların algılarını kısıtlıyor.

 

Bilimi ve bilimsel metodu tarihi, kültürel, sosyal bağlamından koparmamak lazım. Bilimin inşasında felsefecilerin, din adamlarının, büyücülerin, simyacıların vb. büyük payı var. Bugün bile bir çok teori ve modelde hipotezler ortaya konarken geçmişteki inanış ve felsefelerden etkileniliyor. Ayrıca Felsefe eksik ve mükemmel olmaktan uzaksa, bilim de eksik ve mükemmel olmaktan uzak. Yani bilim, henüz kendi dışındaki şeyleri fara kaldırmamızı sağlayabilecek bir bilgelik koyamamıştır ortaya. Esasa ilişkin konularda binlerce yıl önce söylenmemiş çok az şey söyleyebildi bilim. Tekniği ve teknolojiyi geliştirmiş olmayı hariç tutuyorum tabi. Bu konu zaten insanın büyük soruları arasında değil.

 

Bence insan gerçekliği birbirinin içine geçmiş ve birbiriyle ilişkili üç farklı katmandan oluşuyor. Birincisi maddenin ait olduğu, gözle görülebilir, mülk katmanı. İkincisi kuvvetlerin ve alanların ait olduğu, melekut katmanı. Işık vb. şeyler de bu katmana ait. Bu katmanı tam anlamıyla anlamakta zorlanıyoruz, çünkü kendisini değil etkilerini görüyor ve ölçebildiğimiz kadar ölçüyoruz. Maddeyi ve mülkü mümkün ve görünür kılan da bu katman aslında. Üçüncüsü ise hislerimizin ve sıfatlarımızın ait olduğu katman. Hayat, ilim, irade, vicdan, sevgi, korku vb. bu alem ise anlamakta ve bilmekte en eksik olduğumuz katman. Varlıklarını biliyoruz ama tanımlayamıyor ya da eksik tanımlıyor ve objektif bir şekilde ölçemiyoruz.  

 

İşte bilim, maddeyi anlamakta iyi bir seviyede. Alanları ve kuvvetleri anlamakta eksikleri, çıkmazları, paradoksları var. insan sıfatlarını anlamakta ise, doğal bilimler, metodu ve ön kabulleri itibariyle henüz söz söyleyebilecek durumda değil. İnsani bilimler(psikoloji vb.) daha iyi bir seviyede ama onlar da doğal bilimlerden daha subjektif.

 

Doğal bilimlerin metoduyla insanı ve gerçekliğini eksik anlayabileceğimiz bu forumdaki tartışmalarda ortaya çıkıyor. Ateistlere göre sadece madde ve maddenin etkileşimi varmış. Başka bir şey yokmuş. Nasıl yok, var işte... Hayatı, iradeyi, vicdanı, bilmeyi, sevmeyi yok sayarak gerçeği anlayacağımızı vehmedeceksek hiç anlamayalım daha iyi.

tarihinde Yeni Üye tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
7 saat önce, Yeni Üye yazdı:

Esasa ilişkin konularda binlerce yıl önce söylenmemiş çok az şey söyleyebildi bilim. Tekniği ve teknolojiyi geliştirmiş olmayı hariç tutuyorum tabi. Bu konu zaten insanın büyük soruları arasında değil.

Tabi sen hala mağarandan çıkamadığın için gelişmelerden de habersizsin. Yazık sana ??

Link to post
Sitelerde Paylaş

Felsefe ve bilim çok etkin ve iyi bir iş bölümü yapmışlardır. İş bölümü de veri alışverişi de çok iyidir. Şöyle ki: Bir olgu hakkında ölçülebilir veri aranır. Bulunamazsa konu felsefeye havale edilir. Eğer ölçülebilir bir veri bulunursa hemen tekrar bilim sahasına getirilir.

 

Bu konuma din tasallutundan kurtularak gelmişlerdir. Bu ilkel belayı savuşturunca yolları, yöntemleri belli olmuş ve iyi bir işbirliğine, iyi işleyen bir iş bölümüne gitmişlerdir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Doğru söylüyorsun democrossian. Ancak bu havale esnasında sorun yaşanıyor diyorum ben de. O yukarıda sorduğum soruların cevaplarını insanlar felsefede arıyor. 

2 saat önce, Kenopsia yazdı:

Lisede bir seneliğine haftada bir saat var, üniversitede ise hiç yok felsefe dersi. Bundan ne çıkarım yapalım?

Birçok üniversitede seçmeli olarak var, tıpkı olması gerektiği gibi. Birçok dalıyla birlikte hem de. Etik, sanat felsefesi gibi konularda bilgilenmek isteyenler alıyor.

 

3 saat önce, Antonius yazdı:

Bencede Felsefi akımlar ayak bağı olmazlar.Çünkü Felsefe ile ilgilenenler Felsefi akımların Tenkitlerinide okuyup öğrenirler.Yani Bir Felsefi akım yüzde yüz gerçeği gösteremez.

Tenkitleri öğrenirler ama, o tenkitler de genelde eski bilgilere dayanıyor. Örneğin 1700'lerde doğmuş ve yaşamış bir adamın görüşleriyle, aynı dönemde yaşamış bir başkası arasındaki tartışmaların incelendiği oluyor. O dönemde insana dair bilgi ne kadar ki, bizim tartışmamızda taraf olabilsinler?

Link to post
Sitelerde Paylaş
21 saat önce, Bir Buçuk yazdı:

Felsefe, düşünsel bir faaliyet olarak çok saygı duyduğum bir alan. Özellikle etik okumayı severim. Ancak, felsefenin fazlasıyla abartıldığını ve tuzak soruları sorgulayan bomboş alanları olduğunu düşünmekteyim. Felsefe, bir düşünsel faaliyet. Bu doğru. Ancak insanlar bunu anlamayıp bilgi sahibi olmadan, geçmişi tekrar ederek felsefe yaptıklarını düşünmekteler.

Örnek olarak:

-"Özgür irade var mı?" sorusu, eskiden bilgi yokluğundan dolayı felsefecilerin cevap aradığı bir soruydu. Halen bu sorunun cevabını yalnızca felsefe arayanlar var. Bu, özünde birçok bilimin konusu olup, onların bilgisini kullanmadan cevaplamanın manasız olacağı bir alandır. Ancak üzerinde konuşmaya bayılıyoruz.

-Estetik. İnsan zihnine bir şeyler estetik geliyor. Neyin estetik olup olmadığı, kimin bu konuda otorite olduğu, ortak estetik anlayışın mümkünatı gibi konular. Bu en başta bir biyoloji konusudur. Bilimsel bir sorudur. Estetiğin varoluş sebebini bilim araştırmalıdır.

-Etik. Yapılan bir tanım üzerinden neyin doğru neyin yanlış neyin ahlaki olduğuna karar verme çabası(veya bu kavramların sorgulanması). Utilitaryanizmden Kantçılığa kadar geniş bir alanı var. 

 

Bilim, zamanla birçok şeyi açığa çıkarıyor. Bu alanlarda hiçbir bilginin olmadığı zamanlarda bu konuları tartışmak belki mantıklı gelebilirdi. Ancak bu sorular zamanın ilerlemesiyle iyice kelime oyunlarına dönüşmüş durumda. Bu da insanların algılarını kısıtlıyor.

Eğer yalnız tek bir felsefi dogmaya  bütün varlığınızla kendinizi adamışsanız, o akım bazen değil, her zaman size ayak bağı olacaktır.

Link to post
Sitelerde Paylaş
13 saat önce, Bir Buçuk yazdı:

havale esnasında sorun yaşanıyor

 

Kriter çok açık ve net: Ölçülebilir veri yoksa felsefenin konusu. Varsa bilim hemen konuya el atar. Kriter bu kadar net ve açıkken sorun olmaması gerekiyor. Haci'nin belirttiği gibi sorun kişisel bazda çıkar.

 

Yani ne yapalım da şu bilimle felsefe arasındaki sorunu düzeltelim diye bir durum kesinlikle yok. Kişiler bakış açılarını gözden geçirmeli.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Gelecekte felsefeye hiç alan kalmaz, bilim bütün konulara el atar mı... Bilim bir çok alanı kapsayıp felsefeye az iş bırakmaya devam etse de ölçülemeyen hiç bir konunun kalmadığı bir gün pek gelemez.

 

Örneğin Andromeda'da yaşam var mı sorusunu bilim yanıtlayamaz. Ama felsefe Samanyolu'da varsa Andromeda'da da olması gerekir yanıtını verir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Felsefe bir düşüncedir, arayıştır, sorgudur, sorudur, hayallerin toplandığı, çarpıştığı bir düşünce ortamıdır.

Bu ortam az veya çok herkeste bulunur, kimisi yaşama geçirir kimisi de hayalde kalır.

Örneğin felsefe yapmayan ateist dahi olamaz, bunun için illa bilim adamı olmak gerekmez, bir çoban da kendine göre felsefe yapar...

Link to post
Sitelerde Paylaş
4 saat önce, bilgivehis yazdı:

Felsefe bir düşüncedir, arayıştır, sorgudur, sorudur, hayallerin toplandığı, çarpıştığı bir düşünce ortamıdır.

Bu ortam az veya çok herkeste bulunur, kimisi yaşama geçirir kimisi de hayalde kalır.

Örneğin felsefe yapmayan ateist dahi olamaz, bunun için illa bilim adamı olmak gerekmez, bir çoban da kendine göre felsefe yapar...

Haklısınız.Her insanın kendi yaşam tarzına göre felsefesi olmalı.Ama buradaki sorun şu Olması gereken yerine  bize ters insanların yaşam tarzına özenip onların Yaşam felsefesini düstur edinmek.Mesela Nihal Atsızın bir lafı vardır."Anlamayız hayatı felsefeyle ilimle hayat çelik ellerle atılan bir zar olmalı"Buda aslında bir felsefe.Ama bu felsefeyi özgüven noksanı bir insan düstur edinirse eldeki bulgurdanda olabilir.

Link to post
Sitelerde Paylaş
20 saat önce, Bir Buçuk yazdı:

Tenkitleri öğrenirler ama, o tenkitler de genelde eski bilgilere dayanıyor. Örneğin 1700'lerde doğmuş ve yaşamış bir adamın görüşleriyle, aynı dönemde yaşamış bir başkası arasındaki tartışmaların incelendiği oluyor. O dönemde insana dair bilgi ne kadar ki, bizim tartışmamızda taraf olabilsinler?

Doğrudur.Birde eski bilgide tam olarak kavranılmıyor.Mesela Vahdeti felsefesi! Allah insandadır! Tamam.Ama Allah nedir?Onu bu Evreni yaratan İnsan üstü akıllı güç olarak düşüdüğünde felsefeyi kavrayamamış oluyor.O zaman birileri çıkıp Allah bende ya.!o zaman uzay mekiğinin cıvatalarını hatmede gevşetip mekiği aşağıya düşürdüm .Sende benim gibi olmak istersen şayet gel bana biat ve hizmet et!Halbuki Allah insanın kendi Başarısıdır.O başarıya giden bilgi,düşünce,cesaret,sabırda Allahın yoludur.O söylenilende imkanı dahi olmayan yalandır!Felsefe kurbanları genelde aklını mantığını işletmeden bir bilgiyi körü körüne ezberleyenledir.Halbuki bilgi sağ duyuyla alınmalıdır.

tarihinde Antonius tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
On 14.03.2018 at 01:13, güven yazdı:

Çok bilgili deyilim felsefede  düşünmek şayet felsefyse  ben çok şey düşünüyprum düşünerek Allahı bile buldum. çoçkluğumdan  beri var bende ay güneş yıldızlar baraxda kitaplarokudum en sonunda cennet ayklarımızın alındaymış  biz fark ademdik edeniyorusda bu  drnli küştütlr felsefe xzor iş. bu düzgün uykum yok en son zamanlarda uyku ilacıyla uyuyorum kafmadaki soruları atamıyorum.neyse kendimi öneli biriymiş gibi yazdım.

 

Öylesin zaten, önemli birisin. Çok değerlisin sen. Senin hayata başlangıcın, sonrası ve sana bir kitap vererek hayata bakışını kökten değiştirmenin adımını atmana neden olan o doktordan "ustam" diye bahsetmen, ulaştığın nokta vb ortada. Senin kadar iyi niyetli, sevgi dolu, saygı-hatır bilir insan zaten az artık.

O yüzden sen çok değerlisin güven kardeşim.

Kafandaki soruları, eğer paylaşılabilecek gibiyse de çekinmeden yaz, insanlarla tartış. Yazmakta veya ifade etmekte zorlanırsan da önemli değil, seni anlayacak birileri mutlaka çıkar. Uykusuz kalmana neden olacak kadar önemli sorularsa onlar, paylaşıp sormaya da değer demektir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bence bu forumdaki tartışmalara katılan her yazar, inançları, düşünceleri, fantezileri, kurguları ne olursa olsun, değerlidir. Çünkü onlar ya mevcut bir eğilimi savunmaktadırlar, ya da yeni bir eğilimi empoze etmeye çalışmatadırlar. Bu çabaları ödülsüz kalmamalıdır.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...