Jump to content

Septisizm sizce de çok mantıklı değil mi ?


Recommended Posts

3 saat önce, anibal yazdı:

Felsefe biteli çok oldu, bilim var artık. Rahmetlinin son sözlerinden biridir, dikkate almanda fayda var. 

Felsefe:

  1. var olanların varlığı, kaynağı, anlamı ve nedeni üzerine düşünme ve bilginin bilimsel olarak araştırılması.
    eş anlamlısı: düşünbilim
  2. 2
    bir bilgi alanının ya da bilimin temelini oluşturan ilkeler bütünü.
     
    Tanımı bu olan birşeyin bilimle son bulduğunu söyleyebilecek kadar nasıl aptallaşabiliyorsun anlaşılır gibi değil. 
    3 saat önce, anibal yazdı:

    Hala anlamış değilsin, onun gerçekliği, bunun gerçekliği vs. teranesi, metre ve litrenin icat edilmesiyle tarih oldu, çok mu zor anlamak?

    Metre ve litre icat edilmedi. Biz insanoğlu olarak bunları götümüzden uydurduk. Bunun bi kanıtı yok. Standardize ettik o kadar. 

    Bi kere bizim bilimimiz yalan üstüne kurulu. Sıfırı ıspat edemezsin ya da 1 i. Bunlar aksiyomdur. Kanıtları yoktur. 

    Bunun da ötesinde, bilim kendisi zaten şüphe üzerine kuruludur. Kendisi septik olmayı gerektirir tanımı gereği. Nasıl bir kafan var ki şüpheyi bilimden ayırabiliyorsun? 

    İnsanlar şüphe etmeseydi dünyanın hala düz olduğuna inanıyor olmayacak mıydık? Olayların başka açıklamaları da olabileceğinden şüphelendiğimiz için değil midir hala bilim yapma sebebimiz? 

    Senin daha temelde sıkıntıların var. Herşeyi bildiğini zannediyorsun. Halbuki daha koca okyanustan bir damlaya bile sahip değilsin. Bu ne kendini beğenmişliktir arkadaş...

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 43
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Top Posters In This Topic

5 hours ago, Hiçkimse... said:

Felsefe:

  1. var olanların varlığı, kaynağı, anlamı ve nedeni üzerine düşünme ve bilginin bilimsel olarak araştırılması.
    eş anlamlısı: düşünbilim
  2. 2
    bir bilgi alanının ya da bilimin temelini oluşturan ilkeler bütünü.
     
    Tanımı bu olan birşeyin bilimle son bulduğunu söyleyebilecek kadar nasıl aptallaşabiliyorsun anlaşılır gibi değil. 

    Metre ve litre icat edilmedi. Biz insanoğlu olarak bunları götümüzden uydurduk. Bunun bi kanıtı yok. Standardize ettik o kadar. 

    Bi kere bizim bilimimiz yalan üstüne kurulu. Sıfırı ıspat edemezsin ya da 1 i. Bunlar aksiyomdur. Kanıtları yoktur. 

    Bunun da ötesinde, bilim kendisi zaten şüphe üzerine kuruludur. Kendisi septik olmayı gerektirir tanımı gereği. Nasıl bir kafan var ki şüpheyi bilimden ayırabiliyorsun? 

    İnsanlar şüphe etmeseydi dünyanın hala düz olduğuna inanıyor olmayacak mıydık? Olayların başka açıklamaları da olabileceğinden şüphelendiğimiz için değil midir hala bilim yapma sebebimiz? 

    Senin daha temelde sıkıntıların var. Herşeyi bildiğini zannediyorsun. Halbuki daha koca okyanustan bir damlaya bile sahip değilsin. Bu ne kendini beğenmişliktir arkadaş...

 

Git önce bir bilim nedir öğren ondan sonra tatava et...

 

Evet, litreyide metreyi de biz uydurduk, tıpkı matematik gibi. İyi de bir sor bakalım neden uydurduk? 

 

Tanımı var olunca, bir şey realite mi oluyor yani? Malum süper zencinin de tanımı var, mesela yani....

 

Ha, bilime laga luga edip, amanda felsefe diyorsan, önce kendini bir kaynar kazana at, ondan sonra görüşelim, ok?

 

 

tarihinde anibal tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
17 saat önce, Omnipotent yazdı:

Bana en mantıklı gelen düşünce kavramlarından birisi septisizm ..

 

Mutlak gerçeğe asla ulaşılamayacağını , duyuların bir nevi yanılsama aracı olduğu ve mutlak gerçeğe duyularla ulaşılamayacağını savunuyor ..

 

Daha doğrusu mutlak gerçeğin var olduğundan bile şüphe duyuyor bu kavram ..

 

Sizce de çok mantıklı değil mi ?

 

Mantıklı değil. Biz bilimle mutlak gerçeklere ulaşıyoruz. Duyularımızın yanılabileceğini de varsayıp tekrar tekrar ölçüp biçiyoruz, yine bilimsel metotlarla. 

 

Bilimsel şüphecilik, bilimden şüphe etmeye götürmemeli insanı. Götürdüğü anda kavramlar da birbirine karışır bilgiler de. Kendi varlığınızdan bile şüphe eder hale gelir, paranoyaya batar, gerçeklikten koparsınız.

O yüzden önce bilim, sonra felsefe diyoruz. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
10 saat önce, Hiçkimse... yazdı:

Felsefe:

  1. var olanların varlığı, kaynağı, anlamı ve nedeni üzerine düşünme ve bilginin bilimsel olarak araştırılması.
    eş anlamlısı: düşünbilim
  2. 2
    bir bilgi alanının ya da bilimin temelini oluşturan ilkeler bütünü.
     
    Tanımı bu olan birşeyin bilimle son bulduğunu söyleyebilecek kadar nasıl aptallaşabiliyorsun anlaşılır gibi değil. 

    Metre ve litre icat edilmedi. Biz insanoğlu olarak bunları götümüzden uydurduk. Bunun bi kanıtı yok. Standardize ettik o kadar. 

    Bi kere bizim bilimimiz yalan üstüne kurulu. Sıfırı ıspat edemezsin ya da 1 i. Bunlar aksiyomdur. Kanıtları yoktur. 

    Bunun da ötesinde, bilim kendisi zaten şüphe üzerine kuruludur. Kendisi septik olmayı gerektirir tanımı gereği. Nasıl bir kafan var ki şüpheyi bilimden ayırabiliyorsun? 

    İnsanlar şüphe etmeseydi dünyanın hala düz olduğuna inanıyor olmayacak mıydık? Olayların başka açıklamaları da olabileceğinden şüphelendiğimiz için değil midir hala bilim yapma sebebimiz? 

    Senin daha temelde sıkıntıların var. Herşeyi bildiğini zannediyorsun. Halbuki daha koca okyanustan bir damlaya bile sahip değilsin. Bu ne kendini beğenmişliktir arkadaş...

 

Sen de aynı yanılgıya düşüyorsun. Bilimsel şüphecilik olmazsa olmaz bir kavramdır bilim için. Hepimiz için öyle olmalıdır.

Ama sen de bu bilimden şüphe etmek kıvamına getirmiş, karıştırmışsın. Bilim yalan üstüne kurulu değildir, olması imkansızdır. Eğer böyle olsaydı yanlışlanmaya açık olmazdı ve biz yanlış olduğunu öğrendiğimiz herhangi bir bilgiyi derhal terkedip doğru olduğu düşünülene inanıyor olmazdık.

Bilime bu kadar güveniyor olmamızın nedeni de budur. Hele artık günümüzde bilimin yalan söylemesi imkansız ötesidir, çünkü bir öneriyi, kuramı vs çürütmek için kenarda bekleyen meraklı, bilgili ve hemen her bilimsel olanağa sahip bilim adamları vardır. 

Biri bir şey söylediğinde, bir hipotez öne sürdüğünde vs onu yanlışlamak hiç zor değil. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
7 saat önce, anibal yazdı:

Evet, litreyide metreyi de biz uydurduk, tıpkı matematik gibi. İyi de bir sor bakalım neden uydurduk? 

Soruyorum bakalım? Niye uydurduk? Bunu uydurmamızın temelinde standardize etmek yok mudur? Standardize etmeye ihtiyacımız olduğundan olmasın bunları uydurmuş olmamız. Sence buna ihtiyacımız olduğunu nasıl anladık? Felsefe yaparak olmasın Sakın?? 

7 saat önce, anibal yazdı:

Tanımı var olunca, bir şey realite mi oluyor yani? Malum süper zencinin de tanımı var, mesela yani....

Nasıl saçmaladığını anlaşan yüzün kızarır kendinden uyanırdın. Ama nerde sende o kafa. 

Süper zencinin tanımına göre hepimizi becermesi gerekir. Deniyorum öyle birşey olmuyor. Yine deniyorum öyle birşey gene olmuyor. Deneysel çıkarımlarım sonucu süper sencinin olma ihtimali eşittir sıfır. 

Birini kaynar kazana atıyorum haşlanıyor, ardından diğerini de diğerini de... hepsi haşlanıyor. Kaynar kazana atılan birinin haşlanma olasılığı eşittir bir.

sıfır bir aksiyomdur. Bir de bir aksiyomdur. İkisinin de var olduğunu ıspatlayamazsın. Ancak ikisi de güvenilirdir(matematik güvenilir (reliable) bilgi sunar bize. Halbuki kaynar kazana düşen birinin haşlanacağı bilgisi geçerli(valid) bilgidir. Süper zencinin varlığı ise güvenilmez bilgidir, aynı Tanrı'nın  varlığı gibi. ) 

biz valid bilgileri matematiksel ifade ederek reliable bilgilere ulaşıp diğer valid bilgilere ulaşmak için bir araç olarak kullanıyoruz. 

2 saat önce, Türk Ateist yazdı:

Sen de aynı yanılgıya düşüyorsun. Bilimsel şüphecilik olmazsa olmaz bir kavramdır bilim için. Hepimiz için öyle olmalıdır.

Benim düştüğüm bir yanılgı yok. Bilimsel şüpheciliğin olması gerektiğini savunan benim asıl. Bilimden şüphe eden varsa da şüphelerini gidermek için en baştan başlar ve sonunda ortak akılda buluşur. Bu dinamik bir süreçtir. Bu sürecin her baaamağında şüphe ettiğin şeyleri doğrulayarak gidersin bu kadar basit. 

 @anibal şüphe yok felsefe yalan diyor. Böyle saçmalık mı olur! 

2 saat önce, Türk Ateist yazdı:

Biri bir şey söylediğinde, bir hipotez öne sürdüğünde vs onu yanlışlamak hiç zor değil. 

Bak ne güzel söylemişsin. Şüphe etmeyen biri başka birşeyi hiç yanlışlar mı? 

Başkalarını korumak adına söylediklerimi çarpıtma lütfen. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
5 minutes ago, Hiçkimse... said:

Soruyorum bakalım? Niye uydurduk? Bunu uydurmamızın temelinde standardize etmek yok mudur? Standardize etmeye ihtiyacımız olduğundan olmasın bunları uydurmuş olmamız. Sence buna ihtiyacımız olduğunu nasıl anladık? Felsefe yaparak olmasın Sakın?? 

Nasıl saçmaladığını anlaşan yüzün kızarır kendinden uyanırdın. Ama nerde sende o kafa. 

Süper zencinin tanımına göre hepimizi becermesi gerekir. Deniyorum öyle birşey olmuyor. Yine deniyorum öyle birşey gene olmuyor. Deneysel çıkarımlarım sonucu süper sencinin olma ihtimali eşittir sıfır. 

Birini kaynar kazana atıyorum haşlanıyor, ardından diğerini de diğerini de... hepsi haşlanıyor. Kaynar kazana atılan birinin haşlanma olasılığı eşittir bir.

sıfır bir aksiyomdur. Bir de bir aksiyomdur. İkisinin de var olduğunu ıspatlayamazsın. Ancak ikisi de güvenilirdir(matematik güvenilir (reliable) bilgi sunar bize. Halbuki kaynar kazana düşen birinin haşlanacağı bilgisi geçerli(valid) bilgidir. Süper zencinin varlığı ise güvenilmez bilgidir, aynı Tanrı'nın  varlığı gibi. ) 

biz valid bilgileri matematiksel ifade ederek reliable bilgilere ulaşıp diğer valid bilgilere ulaşmak için bir araç olarak kullanıyoruz. 

Benim düştüğüm bir yanılgı yok. Bilimsel şüpheciliğin olması gerektiğini savunan benim asıl. Bilimden şüphe eden varsa da şüphelerini gidermek için en baştan başlar ve sonunda ortak akılda buluşur. Bu dinamik bir süreçtir. Bu sürecin her baaamağında şüphe ettiğin şeyleri doğrulayarak gidersin bu kadar basit. 

 @anibal şüphe yok felsefe yalan diyor. Böyle saçmalık mı olur! 

Bak ne güzel söylemişsin. Şüphe etmeyen biri başka birşeyi hiç yanlışlar mı? 

Başkalarını korumak adına söylediklerimi çarpıtma lütfen. 

 

 

Öncelikle, benim demediğim şeyi, söylediğimi iddia etmek, şerefsizliktir, ok?

 

Ölçme, mevzuların kişisel algılardan bağımsız olması demektir. İşte bunun için icat ettik ölçmeyi. Senin sandığın gibi standardizasyon için değil. Standardizasyon ölçmenin sonucudur, sebebi değil. İşte o günden beride, amanda algılara göre falan lafları bir terane olmuştur. Nötrino, varlığı ölçümle saptanmıştır. Relativite teorisi, ölçümle kanıtlanmıştır. Ama sana göre öyle de, bana göre değil, relatif işte tiribi falan da sayıklanmamıştır. 

 

Ölçmeye ihtiyacımız olduğunu da, felsefe yaparak anlamadık, felsefenin hiç bir haltı çözemedeğini keşfedince anladık. Tarih, din dahil felsefenin at koşturduğu yer oldu, ölçme ve ardından bilim gelişene kadar. 

 

Ve sen maalesef, neyin ne olduğunu bilmeden laga luga yapıyorsun, hala daha hem. 

 

Mutlak gerçek, mutlak gerçektir, vardır, kesindir, tartışmak falanda dangalaklıktır. 

 

Fakat, iyi/kötü, doğru/yanlış gibi tanımlar, gerçeklikten farklı tanımlardır. Doğru, yanlış, örneğin, daha çok insanın kabulü ile ortaya konur. Bir erkek aslanın ele geçirdiği sürüdeki yavruları öldüreceği, öldürdüğü, mutlak bir gerçektir. Velakin bunu yapmasının iyi veya kötü olduu, doğru veya yanlış olduğu tartışmadır, aslanın ve senin yada orada otlayan zürafanın bakışına göre değişebilir. 

 

Sen ise, bu kavramları karıştıran, yarım akıllı birisin, hepsi bu. 

 

Bizde sana onu diyoruz işte, süper zencinin etkilerini ölçemiyorsun, yok zira: Tanımı var olunca, bir şey hakikat ve gerçek oluveremiyor, daha ne?

 

Ve konu basit, eğer mevzu ispatalanamıyorsa, at kendini kazana, görelim bakalım, varmıymış başka bir gerçeklik? Bun uyapamayıp hala zırlıyorsan, bir sus yahu, ikiyüzlü ve rezil bir zırlayıcı olma şurda....

 

Valid dediğin şeyleri, matematikle falan ifade edemezsin. Matematik, faydalı, yi bir şeydir, ama gerçeklik değil, doğru / yanlış tanımları ile kurulmuş rasyonel bir sistemdir. En basit matematiği kullanıp, ahırdaki koyunları sayıp gelip, ahırda "25 koyun var" dediğinde, doğruyu söylüyor olman, gerçeği söylediğin anlamına gelmez. Koyunun birini kurtta yiyebilir, başka bir koyun doğurmuş ta olabilir. Matematik böyle bir şeydir, doğrular ve yanlışlar dünyasıdır, ama gerçekler dünyası değildir. 

 

Senin dilinden konuşursak, "Reality" ve "Valid" ile "Invalid" kavramları farklı şeylerdir. Ve gerçek, mutlaktır, mutlak olduğu için gerçektir. Senin bu gerçeği yorumlaman, ki buna sayman, matematiğe dahil etmen vs. dahil, realite değil, "validity" olur ve her zaman şüphelidir. Sense gerçek ile, bunları karıştıran bir yarım akıllısın. 

 

Gelelim şu felsefe yardakçılığına... Doğru, iyi, kötü, yanlış falan felsefenin mevzusudur. Bilimin konusu ise gerçeklerdir, gerçekleyebilmektir. Senin aklını yarım kılan şey ise, bilimin konusunu felsefe ile izahata çıkıyor olmandır. 

 

 

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş

Dikkatinizi çekerim; ölçme yapıldıktan sonra matematiksel ifade edilir. Ölçme matematiksel olarak standardize edilmiş olmasaydı(felsefi olarak buna ihtiyacımız olduğunun farkına varmasaydık ne ölçmeyi uydururduk ne de bu işlemi matematiksel olarak ifade etmeyi. Nötrinoların bulunması bile gerçek olmayan güvenilir bilgi sayesinde gerçekleşebilmiştir. Yani gerçek bilgiye ulaşmak için güvenilir bilgiyi kullanmaktayız. ) biz o gerçek bilgilere ulaşamazdık. 

8 dakika önce, anibal yazdı:

 

Tabi, tabiii...

 

Sen bir kaynar kazana atta kendini hep beraber görelim, gerçeklikmiymiş değilmiymiş. Ondan sonra bakarız bu mevzulara....

 

Hala kaynar kazan diyor yaw. Nasıl bi saçmalama potansiyelin var senin öyle? 

Kendimi kaynar kazana atınca ne olacak? Haşlanacağım nokta. Ee yani? Bu senin mal olduğun gerçeğini değiştirmez ama benim dr mal olduğumu gösterir. Ben de mal olmadığıma göre... ee????

Link to post
Sitelerde Paylaş
6 minutes ago, Hiçkimse... said:

Şu anki bilimsel dünyamız tamamen matematik üzerine inşaa edilmişken, ve sen de matematiğin gerçek bilgiyi değil de güvenilir bilgiyi verdiğini kabul ediyorken hala nasıl saçma sapan konuşabiliyorsun aklım almıyor... kendini beğenmiş nolucak.

 

 

Evet, aklın almadığı mutlak bir gerçek. Çünkü sende, matematik nedir, bilim nedir, gerçek nedir vs. bunları birarada anlayacak kadar akıl yok. 

 

Senin sorununun çözümü belli: Kaynar kazan... Bu meseleyi çzödgüğünde, baya bir aydınlanma yaşayacaksın, hadi bir dene bak, eğlenceli olacak...

 

Blim gerçeği arar, bazen bulur, bazen bulamaz. Bulup bulamadığı ise, matematikle değil, ölçme ile yapılır. Herkes, muhteşem, muazzam derken ve Einstein'ın teorisini matematik olarak seve seve kabul etmişken, kimse de çıkıp, bu gerçek diyememiştir. Taaa ki, Eddington afrikya gidip vaziyeti ölçene kadar. O andan itibarende kimse, hatta prusya akademisinin azılı anti yahudileri biel , ona mutlak gerçek değil diyememiştir. 

 

Aradaki farkı anlamayacak kadar küçük kafan. Merak etme, kaynar kazan iyi gelir, dene bak....

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
3 minutes ago, Hiçkimse... said:

Dikkatinizi çekerim; ölçme yapıldıktan sonra matematiksel ifade edilir. Ölçme matematiksel olarak standardize edilmiş olmasaydı(felsefi olarak buna ihtiyacımız olduğunun farkına varmasaydık ne ölçmeyi uydururduk ne de bu işlemi matematiksel olarak ifade etmeyi. Nötrinoların bulunması bile gerçek olmayan güvenilir bilgi sayesinde gerçekleşebilmiştir. Yani gerçek bilgiye ulaşmak için güvenilir bilgiyi kullanmaktayız. ) biz o gerçek bilgilere ulaşamazdık. 

Hala kaynar kazan diyor yaw. Nasıl bi saçmalama potansiyelin var senin öyle? 

Kendimi kaynar kazana atınca ne olacak? Haşlanacağım nokta. Ee yani? Bu senin mal olduğun gerçeğini değiştirmez ama benim dr mal olduğumu gösterir. Ben de mal olmadığıma göre... ee????

 

 

Kaynar kazana atılınca haşlanacksan, demekki bu mutlak bir gerçektir. Hala ne sayıklıyorsun peki ordan?

 

Bir mal değilsen, bu apaçık mutlak gerçek orada dururken, hala neyin gevgevini sayıklıyorsun buralarda?

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
1 dakika önce, anibal yazdı:

Blim gerçeği arar, bazen bulur, bazen bulamaz. Bulup bulamadığı ise, matematikle değil, ölçme ile yapılır.

Nasıl bir aptalsın sen kardeşim! Ölçmeyi matematikle yapıyorsun zaten. Matematiksel olarak ifade edilmiş ölçme metodlarıyla. 

 

4 dakika önce, anibal yazdı:

kadar. O andan itibarende kimse, hatta prusya akademisinin azılı anti yahudileri biel , ona mutlak gerçek değil diyememiştir. 

Peki nasıl yapmıştır ölçme işlemini? Aaa matematiksel metotlarla olmasın sakıınn?? 

Yani gerçek bilgiye ulaşmak için ne kullanılmış?? Aaa güvenilir bilgi olmasın Sakın ??? 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
Just now, Hiçkimse... said:

Nasıl bir aptalsın sen kardeşim! Ölçmeyi matematikle yapıyorsun zaten. Matematiksel olarak ifade edilmiş ölçme metodlarıyla. 

 

Peki nasıl yapmıştır ölçme işlemini? Aaa matematiksel metotlarla olmasın sakıınn?? 

Yani gerçek bilgiye ulaşmak için ne kullanılmış?? Aaa güvenilir bilgi olmasın Sakın ??? 

 

 

 

Hala aynı zavallılıkta sayıklıyorsun. Ölçem matematikle yapılmaz. Bir litre sütü hesap makinesi ile mi ölçüyorsun sen? Birde çıkmış mallıktan falan bahsediyorsun ya...

 

Matematikle, bir sonuca ulaşırsın, doğru da olabilir, yanlışta olabilir. Kağıt üzerinde doğru olması, onu doğru veya yanlış kılmaz. İşte bunu anlamış değilsin. 

 

Sen gerçekliği bulunca, ki o ölçmeyle bulunur, ister matematikle, ister şiirle ifade et, farketmez artık. Gerçek ordadır, ölçü de oradadır, ölçtüğün 500 MeV enerji, artık senin yorumundur, o enerjinin varlığı mutlak gerçektir. O yorum üzerine, bolca temaşa edebilirsin, ama bu gerçeği değiştirmez. 

 

Kimin mal olduğunu falan ölçmeye çıkacak kadar olmayan aklını doğru işte kullan. Gerçek bilgi dediğin de sadece "güvenilir bilgidir". Gerçeğin algısal ifadesidir. Ve gerçekliğe, bilgi değil, ki o bilgi başka bilinenler, matematik, edebiyat, felsefe aklına ne gelirse, yani zırvalamakta dahil, hepsi dahildir, onunla ulaşılmaz. Gerçeğe ulaşmanın tek yolu, ölçmektir. Senin güvenilir bilgi sanıp sımsıkı sarılıp atladığın şey, safi bir zırvalıktan da ibaret olabilir. Dincilerin düştüğü şey de budur, güvenilir bilgi sandıkları doğmalar sayesinde, gidip birilerini şeyini öpünce cennete gedeceklerini "mutlak gerçek" sanırlar. 

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
10 dakika önce, anibal yazdı:

Hala aynı zavallılıkta sayıklıyorsun. Ölçem matematikle yapılmaz. Bir litre sütü hesap makinesi ile mi ölçüyorsun sen? Birde çıkmış mallıktan falan bahsediyorsun ya...

Way be. Ulu bilge aninalin son anolojisi; matematik=hesap Makinesi 

 

Ölçme ya da ölçüm, bilinmeyen bir büyüklüğün aynı türden olan, ancak bilinen bir büyüklükle kıyaslanmasına denir. Diğer bir deyişle, bir uzunluğun, bir alanın, bir kapasitenin veya herhangi bir olgunun belirli bir birim cinsinden hesaplanmasıdır. Bunun için standart ölçü birimleri kullanılır. 

 

Bilinen büyüklükler bizim uydurmalarımız olan şeylerdir. Yani ölçme yapabilmemiz için de yine uydurmamız gerekir. 

Senin sayıkladığın gibi neyle olsa ölçüm yapamazsın. Önce matematiksel olarak uydurup sonra ölçüm yaparsın. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
Bir saat önce, Hiçkimse... yazdı:

Soruyorum bakalım? Niye uydurduk? Bunu uydurmamızın temelinde standardize etmek yok mudur? Standardize etmeye ihtiyacımız olduğundan olmasın bunları uydurmuş olmamız. Sence buna ihtiyacımız olduğunu nasıl anladık? Felsefe yaparak olmasın Sakın?? 

Nasıl saçmaladığını anlaşan yüzün kızarır kendinden uyanırdın. Ama nerde sende o kafa. 

Süper zencinin tanımına göre hepimizi becermesi gerekir. Deniyorum öyle birşey olmuyor. Yine deniyorum öyle birşey gene olmuyor. Deneysel çıkarımlarım sonucu süper sencinin olma ihtimali eşittir sıfır. 

Birini kaynar kazana atıyorum haşlanıyor, ardından diğerini de diğerini de... hepsi haşlanıyor. Kaynar kazana atılan birinin haşlanma olasılığı eşittir bir.

sıfır bir aksiyomdur. Bir de bir aksiyomdur. İkisinin de var olduğunu ıspatlayamazsın. Ancak ikisi de güvenilirdir(matematik güvenilir (reliable) bilgi sunar bize. Halbuki kaynar kazana düşen birinin haşlanacağı bilgisi geçerli(valid) bilgidir. Süper zencinin varlığı ise güvenilmez bilgidir, aynı Tanrı'nın  varlığı gibi. ) 

biz valid bilgileri matematiksel ifade ederek reliable bilgilere ulaşıp diğer valid bilgilere ulaşmak için bir araç olarak kullanıyoruz. 

Benim düştüğüm bir yanılgı yok. Bilimsel şüpheciliğin olması gerektiğini savunan benim asıl. Bilimden şüphe eden varsa da şüphelerini gidermek için en baştan başlar ve sonunda ortak akılda buluşur. Bu dinamik bir süreçtir. Bu sürecin her baaamağında şüphe ettiğin şeyleri doğrulayarak gidersin bu kadar basit. 

 @anibal şüphe yok felsefe yalan diyor. Böyle saçmalık mı olur! 

Bak ne güzel söylemişsin. Şüphe etmeyen biri başka birşeyi hiç yanlışlar mı? 

Başkalarını korumak adına söylediklerimi çarpıtma lütfen. 

 

Ölçmeyi uydurmamızın felsefeyle ilgisi yok arkadaşım. Nereden uyduruyorsunuz bunları bilmiyorum.

Ölçme biçme, matematik, geometri o büyük tarım devriminden sonra ortaya çıkmıştır. İnsanlar ekip biçmeyi keşfettikten sonra neresi senin, neresi benim, ben nereyi çevirip ev yapayım da önüne arkasına buğday ekip hayvan yetiştireyim der ve deli gibi kavga ederken oldu bunlar. Felsefeyle falan değil. Amaç da belli bir standart getirmek falan değildi, zira ölçmenin amacı bir şeyleri standardize etmek değildir. O ekstra bir sonuçtur.

 

Felsefe hiçbir soruna çözüm üretmez. Hiçbir zaman felsefe başvurarak sorun çözememişizdir. Bilim de bu yüzden, zorunluluktan ortaya çıkmıştır zaten. Ve sanılanın aksine, bilimin ortaya çıkıp gelişmesini sağlayan şey felsefe değil, konuşmakla çözülemeyen acımasız gerçekler, ihtiyaçlar ve gerçeği bilme arzusudur. 

 

Biz bilime neden koşulsuzca güveniriz?

Çünkü bilim, bilgi edinmede kullanabileceğimiz en sağlam, en objektif, en güvenilir metottur. Biz bu yöntemlerle ulaştığımız sonuçlara güvenir, onları ifade ederken "gerçek" deriz.

Yalnız duyularla değil, ölçüp biçmeyle, deneyle, gözlem yapma ve bilgi biriktirmeyle, verileri analiz etmeyle ve bunları tekrar tekrar tekrar tekrar yapmayla ulaşılır doğru bilgiye. Bunlara rağmen yanılmışsak, yine aynı metotları kullanarak, yeni verileri de değerlendirerek anlarız yanıldığımızı. 

 

Bilim bize yalan söylemez. Duyularımız da yanılsama falan değildir ayrıca. Kaynar kazan örneği çok doğru bir örnek. İçi su dolu olan ve kaynayan bir kazana girersek haşlanırız. Bu mutlak gerçektir, algı yanılması veya yanılma payı falan gözetmeye gerek olmayacak kadar mutlaktır.

Link to post
Sitelerde Paylaş
5 minutes ago, Hiçkimse... said:

Way be. Ulu bilge aninalin son anolojisi; matematik=hesap Makinesi 

 

Ölçme ya da ölçüm, bilinmeyen bir büyüklüğün aynı türden olan, ancak bilinen bir büyüklükle kıyaslanmasına denir. Diğer bir deyişle, bir uzunluğun, bir alanın, bir kapasitenin veya herhangi bir olgunun belirli bir birim cinsinden hesaplanmasıdır. Bunun için standart ölçü birimleri kullanılır. 

 

Bilinen büyüklükler bizim uydurmalarımız olan şeylerdir. Yani ölçme yapabilmemiz için de yine uydurmamız gerekir. 

Senin sayıkladığın gibi neyle olsa ölçüm yapamazsın. Önce matematiksel olarak uydurup sonra ölçüm yaparsın. 

 

 

Zavallı işte...

 

Senin o yarım aklın, ortalıkta sen gibi yarım akıllı çok olduğu gerçeğini de almıyor tabi. Ölçme bu değil, git önce neymiş onu öğren. Büyüklüğü kıyaslıyorsun, pek iyi, pek güzel, pek hoş. İyide o büyüklüğü nasıl buluyorsun, hiç bunu düşünüyor musun?

 

Sütü eline alınca, hesap makinesi mi söylüyor sana, ahanda burada tam 2 litre süt var mı yazıyor? Dangalaklığa sardın iyice, gittikçe batıyorsun.

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
2 dakika önce, anibal yazdı:

 

 

Zavallı işte...

 

Senin o yarım aklın, ortalıkta sen gibi yarım akıllı çok olduğu gerçeğini de almıyor tabi. Ölçme bu değil, git önce neymiş onu öğren. Büyüklüğü kıyaslıyorsun, pek iyi, pek güzel, pek hoş. İyide o büyüklüğü nasıl buluyorsun, hiç bunu düşünüyor musun?

 

Sütü eline alınca, hesap makinesi mi söylüyor sana, ahanda burada tam 2 litre süt var mı yazıyor? Dangalaklığa sardın iyice, gittikçe batıyorsun.

 

 

Nasıl da duyulara geldik di mi?..

Link to post
Sitelerde Paylaş
11 minutes ago, Hiçkimse... said:

@Türk Ateist @anibal, bu zırvaliklarınıza daha fazla katlanamayacam. Zaten Felsefe de yok, şüphe de yok. Zaten matematik de hesap makinesiyle araZi bölüşümünden ibaret. 

Böyle devam edin aferin...

 

 

Yukarılarda bir yerde, benim söylemediğime, söyledi diyen, şerefsizdir demiştik, di mi? O zaman neden şerefsizlik yapıyorsun oradan?

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...