Jump to content

İSTİKLAL MARŞI.


Recommended Posts

Mehter marşı millidir. Ama Ortaçağ Arap müzik kültürüne göre hazırlanan Türk ASKER marşıdır!

Bu Ülkeyi yeniden kuran Osmanlı Zabitan ve aydınları bilmiyorlarmıydı Mehteri?

Milli marş ise sadece senin Askeri kahramanlığını değil Senin tüm halkını yabancıya karşı temsil edebilecek kalitede ve çağdaş olmalıdır.Onun için İngiliz Gaydalı askeri marşını çalmaz,Rus Balalayka çalmaz,hatta Afrikalı dahi milli marşında tam tam çalmaz!Düşünün bir Uluslararası Sanayii fuarında yada spor müsabakasında Mehtermi çalacaksınız?Yada YALELLİ tarzı sanat musikisimi?Ülkemizin istiklaline kavuştuğu günlerde milletimizi tüm Dünyaya tanıtan marşlar arasında sözü ve bestesiyle en iyi olanı İSTİKLAL marşımızdır.Bunu eşeleyenleri iyi niyetli görmüyorum.

Link to post
Sitelerde Paylaş
On 21.03.2018 at 03:08, democrossian yazdı:

Mehmet Akif'in duası kabul olmasın da Allah bu millete yeniden istiklal marşı yazdırsın işşallaaaah diyeceğim ama... Diyemiyorum tabii. Şöyle diyeyim: Allahınız olsaydı sizi yeniden istiklal marşı yazacak değil artık asla bir daha yazamayacak hallere düşürürdü. Ülen derdi en zor zamanınızda tarihin gelmiş geçmiş en büyük liderini size gönderdim, siz bulup da bunadınız! Sizin bin türü belanızı elvan elvan vermez miyim ben artık!

 

Sevinin, sevinçten zıplayın ki alllahınız yok! Olaydı haliniz dumandı! Bu nankörlüğü asla cezasız bırakmazdı. 

 

:lol::lol::lol:

Link to post
Sitelerde Paylaş
3 saat önce, Mempish yazdı:

güven. Ebu lehebin eline ne dökmüşler de kurumuş,  Yoksa Sülfirik asit mi.:0_80cbc_37a71a73_L:

Yok efem hurma lifinden bükülmüş iple sarmışlar ondandır efendim:lol:  bu hurma nelere kadirmiş meryem doğum yaparken bile hurma ağacını salıyormuş nafile olmamış hurma nasıl gökülsün

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
2 hours ago, güven said:

Yok efem hurma lifinden bükülmüş iple sarmışlar ondandır efendim:lol:  bu hurma nelere kadirmiş meryem doğum yaparken bile hurma ağacını salıyormuş nafile olmamış hurma nasıl gökülsün

 

Öyleyse Hurma kutsal bir ağaçtır. Hemen tapınmak lazım.:lol:

Link to post
Sitelerde Paylaş
Bir saat önce, Mempish yazdı:

Öyleyse Hurma kutsal bir ağaçtır. Hemen tapınmak lazım.:lol:

Tapınmya gerek yok ZATEN HALAMIZI OĞLUDURİ.

 

Soru: Yüce Allah Adem A.S. mı dünyanın değişik bölgelerinden alınan toprağın karışımıyla çamur yapılmış ve bu çamurla beden şekli verdirdikten sonra ruhundan üfleyerek yarattığı rivayet olunur.Fakat toplanan topraklardan yapılan çamurun bir kısmının artmış olduğunu bu çamurun akibetinin ne olduğunu artan çamurla başka bir şey yaratılmış mıdır?

Cevap: Bu ağacın yaratılışında topluluk ve adâlet vardır. İnsanın yaratılışı da böyledir. Bunun içindir ki, Peygamber efendimiz nahle ağacına âdemoğullarının halasıdır, derdi: " kalan artıktan Halanız olan nahleye saygı gösteriniz. Çünkü bu ağaç, Âdem aleyhisselâmın çamurundan yaratılmıştır." buyurdu. Görülüyor ki nahle, Âdem aleyhisselâmın çamurundan yaratılmıştır. Nahleye bereket buyurması, bunda her şeyin bulunduğu için olsa gerektir. Bunun için, nahlenin meyvesi olan hurma yiyince, insanın parçası, dokusu olur. Böylece hurmada bulunan her şey, insana da aktarılmış olur. (İmâm-ı Rabbânî)

Hurma ağacı ve sinek kapan otu, hayvan gibi his ve hareket etmektedir. Hurma ağaçlarından bir kısmı erkek, bir kısmı dişidir. Erkek ağac, dişi tarafına eğilmekdedir. Erkek ağacdan, bir madde dişiye gelmeyince, dişide meyve hâsıl olmaz.

Gerçi bütün bitkilerde bu iki organ vardır. Fakat, hurma ağacında, hayvanlar gibi görünmekdedir. Hatta, hurma ağacının başında beyâz birşey vardır. Hayvanların yüreği gibi iş görür. Bu şey yaralanırsa veya suda kalırsa, ağac kurur. Hadîs-i şerifte, “Halanız olan hurma ağacına saygı gösteriniz! Çünkü, ilk hurma ağacı, Âdem aleyhisselâmın çamuru artıklarından yaratıldı” buyuruldu. Belki, bu ağacın, bitkilerin en üstünü olduğuna işâret buyurulmuş olabilir. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
20 hours ago, güven said:

Tapınmya gerek yok ZATEN HALAMIZI OĞLUDURİ.

 

Soru: Yüce Allah Adem A.S. mı dünyanın değişik bölgelerinden alınan toprağın karışımıyla çamur yapılmış ve bu çamurla beden şekli verdirdikten sonra ruhundan üfleyerek yarattığı rivayet olunur.Fakat toplanan topraklardan yapılan çamurun bir kısmının artmış olduğunu bu çamurun akibetinin ne olduğunu artan çamurla başka bir şey yaratılmış mıdır?

Cevap: Bu ağacın yaratılışında topluluk ve adâlet vardır. İnsanın yaratılışı da böyledir. Bunun içindir ki, Peygamber efendimiz nahle ağacına âdemoğullarının halasıdır, derdi: " kalan artıktan Halanız olan nahleye saygı gösteriniz. Çünkü bu ağaç, Âdem aleyhisselâmın çamurundan yaratılmıştır." buyurdu. Görülüyor ki nahle, Âdem aleyhisselâmın çamurundan yaratılmıştır. Nahleye bereket buyurması, bunda her şeyin bulunduğu için olsa gerektir. Bunun için, nahlenin meyvesi olan hurma yiyince, insanın parçası, dokusu olur. Böylece hurmada bulunan her şey, insana da aktarılmış olur. (İmâm-ı Rabbânî)

Hurma ağacı ve sinek kapan otu, hayvan gibi his ve hareket etmektedir. Hurma ağaçlarından bir kısmı erkek, bir kısmı dişidir. Erkek ağac, dişi tarafına eğilmekdedir. Erkek ağacdan, bir madde dişiye gelmeyince, dişide meyve hâsıl olmaz.

Gerçi bütün bitkilerde bu iki organ vardır. Fakat, hurma ağacında, hayvanlar gibi görünmekdedir. Hatta, hurma ağacının başında beyâz birşey vardır. Hayvanların yüreği gibi iş görür. Bu şey yaralanırsa veya suda kalırsa, ağac kurur. Hadîs-i şerifte, “Halanız olan hurma ağacına saygı gösteriniz! Çünkü, ilk hurma ağacı, Âdem aleyhisselâmın çamuru artıklarından yaratıldı” buyuruldu. Belki, bu ağacın, bitkilerin en üstünü olduğuna işâret buyurulmuş olabilir. 

 

Sevgili güven.. İyi ki bu ağaç ayva değilmiş yoksa ayvayı yerdik.

Link to post
Sitelerde Paylaş
On ‎21‎.‎03‎.‎2018 at 03:08, democrossian yazdı:

Allahınız olsaydı sizi yeniden istiklal marşı yazacak değil artık asla bir daha yazamayacak hallere düşürürdü. Ülen derdi en zor zamanınızda tarihin gelmiş geçmiş en büyük liderini size gönderdim, siz bulup da bunadınız! Sizin bin türü belanızı elvan elvan vermez miyim ben artık!

 

Bu ifade kesinlikle abartı değildir. Atatürk'ün savaşın kaderini değiştiren dehasını dünyada zeki olup da takdir etmeyen yoktur. Sadece kendi halkının en az yarısı Atatürk'ün dehasından habersizdir. "Türkiye'nin yarısı merinos" gibi... 

 

Atatürk orduya Sakarya'nın doğusuna çekilme emri verdiğinde yenildik, her şey bitti dendi. Fakat Atatürk müthiş bir savaş stratejisi kuruyordu. Orduyu 100 km. geri çekti. O zamanki savaş bilgilerine göre bu, cephede 100 km. lik yarılma var ve bittik, mahvolduk demekti. Fakat Atatürk bu çekilmeden sonra stratejiyi dahiyane bir formata soktu. Hattı müdafaayı bırakıp sathı müdafaaya geçti. Birlikler, diğer birliklerin konumuna bakmaksızın bağımsız hareket etme insiyatifi tanıdı. Konumunuza bakın, çekilmek gerektiğinde çekilin, saldırmak gerektiğinde saldırın, diğer birliklerin konumlarını göz önüne almayın emrini verdi.

 

Bu, her komutan için ordunun çözülmesi, komuta birliğinin ortadan kalkması demekti ve Atatürk çıldırdı diye yorumlandı. Fakat bağımsız birlikler Yunan ordusunu azar azar yıldırmaya başladılar. Çünkü yüz kilometre çekilen Türk ordusunun peşine düşen Yunan ordusu hem yorulmuştu, hem takviye almakta zorlanıyordu. Atatürk ise Sakarya'nın gerisinde taarruza hazırlanıyordu. 

 

Nihayet beklediği rapor geldi. Rapor, Yunan birliklerinin yer değiştirdiğini ve taarruza hazırlandığını gösteriyordu. Yer değiştirmeler taarruz hazırlığı olarak yorumlanmıştı. Fakat cephe haritaları bilgisayar gibi kafasına kayıtlı olan Atatürk bunun Yunan birliklerinin toparlanıp geri çekilmeye hazırlanması olarak yorumlayınca bu kez Atatürk iyice aklını kaçırdı diye yorumlandı. Fakat gerçekten de Yunan birlikleri yüz kilometre derinlikte takviye almakta zorlanıyor ve güvenli bir derinliğe çekilmeye hazırlanıyordu. 

 

Atatürk zaman kaybetmeden taarruz emrini verdi. İsmet Paşa çıldırdı, hangi subayla, hangi askerle, subaylar kaybedildi, askerler firar etti, serbest hareket edin emrin orduyu başıbozuk hale getirdi diye isyan etti. Fakat Atatürk kararlıydı, taarruz yarın başlayacak dedi. Fırsatı kaçıramayacağını, Yunanlılar güvenli mesafeye çekilirse fırsatın kaçacağını biliyordu. 

 

Sabah taarruz başladı. Sakarya nehri o gün kızıl aktı. Yunan ve Türk kanları nehrin sularına birlikte karıştı. Çok çetin muharebeler sonunda Yunan birlikleri çözüldü ve Sakarya savaşı kazanıldı, Büyük Taarruz yolu açıldı, savaşın kaderi Atatürk'ün dehası sayesinde değişti.

 

İşte bu halk böyle bir dehayı bulup bunamış bir halk.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Hatta Fevzi Çakmak odasına kapanmış Kuran okuyarak bizi kötü bir ölümden koru diye dua ediyordu. Savaşı kaybettik, Yunanlılar Sakarya'nın doğusuna taarruza kalkıp işimizi tümden bitirecekler havası egemendi. Ölünün başında Kuran okuyan bir hocaya dönmüştü Fevzi Çakmak. Atatürk onu hemen odasından çıkarttırıp Sakarya'nın doğusunda taarruzu hazırlamaya gönderdi. Sabah taarruza kaldır orduyu diye emretti. Fevzi Çakmak herhalde bunun son bir intihar saldırısı olacağını düşünerek gitmiştir.  

 

Kolay elbette olmadı. Sakarya savaşı tarihin en kanlı savaşlarından biridir. Çok kan aktı. Sakarya nehri kızıla boyandı. Bir tarafını Türkler, bir tarafını Yunanlılar tutuyorlardı ve çok kan akınca Yunanlıların morali bozuldu. Savaş budur. Birlikler çözülüp kazanamayacaklarını anlayınca kaçmaya başlarlar ve sonuç belli olur. Dişini sıkan, gözünün önünde arkadaşlarının öldüğünü görmeye dayanan, kazanır. 

 

Mutlaka zor bir taarruzdu. Çünkü Yunanlılar karşı yakayı tutarken Türkler nehri geçip taarruz etmek zorundaydı. Çok kritik bir taarruzdu, mutlaka önce nehre doğru akan küçük derelerden nehre Türk kanı akmıştır. Ama sonra Yunan kanları karıştı nehre... Mutlaka korkunç bir savaştı. Böyle bir taarruz sıradan bir taarruz olamaz. Savaşın kaderini o Sakarya nehrini kızıla boyayan kanlar yazdı.

 

Mısır koçanlarını ve patlaklarını kahreden, tuttukları tarafın kazanmadığı işte bu savaştır. Bu savaşı kanını döken Türk askeri tabii ki öncelikle ama Atatürk'ün savaş dehası kazandı.

 

tarihinde democrossian tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Kim bilir, belki de Atatürk'ün Yunanlılar çekilmeye hazırlanıyor yorumu gerçeği yansıtmıyordu. Belki de Yunanlılar gerçekten Sakarya nehrinin doğusuna taarruza hazırlanıyorlardı, rapor doğruyu yansıtıyordu. Bilemiyoruz. Fakat Atatürk Yunanlılar her ne yapacaksa, taarruz da edecek, geri de çekileceklerse erken davranarak savaşın kaderini değiştirdi. Çok kritik bir taarruz kararıydı ve Atatürk dehasıyla zaman kaybetmeden ivedilikle, kırık kaburgalarıyla yattığı yatağından kalkarak taarruzu başlattı. Doktorlar kalkarsan kırık kaburgaların ciğerine batar ölürsün demişlerdi. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 1 month later...
On 25.03.2018 at 14:25, democrossian yazdı:

Ülen derdi en zor zamanınızda tarihin gelmiş geçmiş en büyük liderini size gönderdim, siz bulup da bunadınız! Sizin bin türü belanızı elvan elvan vermez miyim ben artık!

 Zamanında Osmanlı Türk beyliklerine bu kadar baskı yapmasaydı , yok etmeseydi ve Türk halkını bilgisiz , cahil bir hale getirmeye çabalamasaydı belki her şey çok farklı olabilirdi. Belki de şuan ümmetçi bir toplumda yaşamazdık. Belki de ortadoğuda laikliğin kalesi olurduk. Fakat Osmanlı baskı yapa yapa bizi islamlaştırarak bize verebileceği en büyük zararlardan birini vermiş oldu. Bu halk Osmanlı kafasıyla yani ortadoğu mantığıyla yaşadığı sürece bir adım bile ilerleyemez. Atatürk bu ortadoğu kafasını değiştirmeyi hedeflemişti ama işte...

tarihinde Kemalist Cephe tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
7 dakika önce, Kemalist Cephe yazdı:

Osmanlı Türk beyliklerine bu kadar baskı yapmasaydı ,

 

Haklısın tabii, bir çok nedensellik var. Esasen nedensellik çok karmaşıktır. Gördüğümüz sonucu doğuran nedensellik bazen kavrayamayacağımız kadar bile karışık olabiliyor.

 

Haticeye değil neticeye bakma anlayışı da buradan doğuyor. Sonuca bakıyoruz. Sonuç neyse o! Bu sonuca sürükleyen nedensellik irdelense de asıl sonuca önem veriliyor. Maç gibi... "Çok iyi oynadık ama şanssız pozisyonlar, bir de hakem..." Ama işte skor önemli!

Link to post
Sitelerde Paylaş
7 dakika önce, democrossian yazdı:

 

Skorun bu halk aleyhine daha da artacağını düşünüyorum ben de. Ama daha sonra bir dibe vurma uyanma olur olmaz bilemeyeceğim.

Aslında olumlu bir tarafı da  var , dediğin gibi dibe vurunca uyanma ihtimali var. Osmanlı savaşı kaybedince ve toprakları işgal edilince  padişah , halife , şeyhler vs. keyfine bakıp vatanı düşmana satınca halk Mustafa Kemal'in önderliği altında birleşti ve düşmanı yurttan attı. Belki az bir ihtimal ama belki aynı şekilde bir dirilme söz konusu olabilir.

tarihinde Kemalist Cephe tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...