Jump to content

İnsanın doğal seçilime karşı olması.


Recommended Posts

İnsan doğal seçilime karşı değilmi ? Doğal yaşamda bozuk genler elenir ve üreyemezler . Ancak şuan baktığımızda herkesi yaşatma çabası içindeyiz bütün hastalıklı insanları bir şekilde yaşatıyoruz . Hatta sakat insanları . Bence onlar içinde kötülük yapıyoruz . Bu şekilde kendi gen havuzumuzu kirletmiyormuyuz ? 

Link to post
Sitelerde Paylaş
35 dakika önce, Teratti yazdı:

İnsan doğal seçilime karşı değilmi ? Doğal yaşamda bozuk genler elenir ve üreyemezler . Ancak şuan baktığımızda herkesi yaşatma çabası içindeyiz bütün hastalıklı insanları bir şekilde yaşatıyoruz . Hatta sakat insanları . Bence onlar içinde kötülük yapıyoruz . Bu şekilde kendi gen havuzumuzu kirletmiyormuyuz ? 

Bu yaklaşımla bakınca bir bileşen sorunlu olduğu için tüm sistemi çöpe atmak gerekiyor. Ancak, bozuk bileşenler tamir edilerek sistemin faydası maksimize de edilebilir. Böylece bir insanın doğumundan, X yaşına kadar geçen sürede harcanan enerjiyi hesaba katarsak küçük müdahalelerle onu hayatta tutmak, yok olup yeni bir insanın benzer bir seviyeye gelmesinden daha pratik/faydalı olacaktır. Daha az enerji/zaman gerektiren bir yol. Örnek, Stephen Hawking. Fiziksel olarak kusurlu bir insandı ama yüzyılın en önemli fizikçisiydi de aynı zamanda.

Bu adamın topluma fiziksel olarak hiçbir faydası olamaz ama zekası ile insalığa katkıları hepimizin fiziksel katkılarından daha fazla.

O zaman bu olaya ölçeği büyüterek daha geniş bir açıyla bakmak gerekiyor.

 

Vücuda giren bir mikrop vücut onun girmesine izin verdiği için kusurludur, o vücut artık yok olmalıdır ve gen havuzunu kirletmemelidir de diyebiliriz ama demiyoruz çünkü böyle durumlarla mücadele için gelişen bir bağışıklık sistemimiz var. Bu sistemin gelişmesi, sistemi sil baştan almak yerine ufak onarmalarla var olandan maksimum fayda sağlamak gerekliliği nedeniyle olmalıdır. Peki, böyle bir işleyiş kime/neye fayda sağlar? Bir şeye faydası olmalıdır ki elenmemiştir. Bu şey ne olabilir?

Bu şey; tüm canlılığın kendisinin bileşenleri olduğu devasa bir vücut olmalıdır. Gezegenimiz dünya gibi, belki daha da büyüğü...

 

Kendimizi kişisel vücut olarak değil de daha büyük bir vücudun bileşenleri olarak kabul ettiğimizde hastalıkları iyileştirme başarımız aslında bu parçası olduğumuz vücudu yaşatmak içindir sonucu çıkar. Burada büyük vücudun yok olması tüm canlılığın yok olması anlamına geleceğinden aynen bağışıklık sistemi gibi gelişmiş bir hata düzeltme mekanizmasının ortaya çıkması aslında bu büyük sistemin faydasınadır.

Eğer doğal seçilimde bizler elenseydik bu sistemin varlığını devam ettirmesi daha zor olabilirdi. Bence böyle bir fonksiyonumuz büyük sistemin devamı için bir avantajdı ve o nedenle gelişebildi.
 

Link to post
Sitelerde Paylaş
1 hour ago, Teratti said:

İnsan doğal seçilime karşı değilmi ? Doğal yaşamda bozuk genler elenir ve üreyemezler . Ancak şuan baktığımızda herkesi yaşatma çabası içindeyiz bütün hastalıklı insanları bir şekilde yaşatıyoruz . Hatta sakat insanları . Bence onlar içinde kötülük yapıyoruz . Bu şekilde kendi gen havuzumuzu kirletmiyormuyuz ? 

 

Sayıklamışsın...

 

İnsan, doğal bir şey değil mi sanki? Gökten zembille falan mı geliyoruz ki, doğal seçilimin bir parçası olmayalım, doğadaki diğer her şey gibi?

 

Bir gen havuzu için, en büyük tehlike, daralmadır. Boş ver, sakat makat, gen çeşitliliği ne kadar çoksa, o kadar iyidir, bakarsın yarın bir gün avantaj olur o sakatlık... 

 

Basit ve çok bilinen bir örneği vardır. Malum bir mutasyon, akdeniz anemisine yol açar. Ama aynı zamanda sıtmaya dirençte sağlar. Kafadan bir genetik soruna, sakatlık, silinsin diyemezsin. 

 

Bunun sorun olması, şu akraba evliliği denen saçmalık sebebiyledir, bilhassa dinler denen insanlık düşmanı yaklaşımlar ortadan kalktıkça, o sorunda çözülecektir. 

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş

vicdan duygusu niçin var önce bunun cevabını bulmak lazım.açlık duygusu hayatta kalmamız için verilmişse / ateistlere göre :varolmuşsa, vicdan duygusuda burada devreye giriyor : yardım etmek ve yaşatmak .yanlış olan vicdansızlıktır.

tarihinde fezadabirtürk tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
11 hours ago, fezadabirtürk said:

vicdan duygusu niçin var önce bunun cevabını bulmak lazım.açlık duygusu hayatta kalmamız için verilmişse / ateistlere göre :varolmuşsa, vicdan duygusuda burada devreye giriyor : yardım etmek ve yaşatmak .yanlış olan vicdansızlıktır.

 

Sürü davranışlarına dair içgüdülere, vicdan diyoruz. Bir sürü, ortak bir gen havuzunu paylaşır, yani sürüdeki bireyler aynı genlere sahiptir. Bunların varlığı, sürünün hayatta kalma ve üreme başarısını artırır. Basitçe, başkasına iyilik yapmak, aslen sürüye iyilik yapmak demektir.

 

Dinler ise, insanı sürü olmaktan koparıp, vicdan yerine kendi iğrenç kurallarını koydukları için, her zaman tüm kötülüklerin asıl kaynağı olmuşlardır. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
On 28.03.2018 at 22:12, Teratti said:

İnsan doğal seçilime karşı değilmi ? Doğal yaşamda bozuk genler elenir ve üreyemezler . Ancak şuan baktığımızda herkesi yaşatma çabası içindeyiz bütün hastalıklı insanları bir şekilde yaşatıyoruz . Hatta sakat insanları . Bence onlar içinde kötülük yapıyoruz . Bu şekilde kendi gen havuzumuzu kirletmiyormuyuz ? 

 

Evrim de ilerleme yada gelişme olması için: varlıkların düzensizliğe yatkın davranması gerekir. 

 

Düzensizlik ise,  iki şekilde algılayabilirsin. Biri yayılma ve diğeri farklılık. 

 

İşte farklılık 'hata' denilen kavramdır. Eğer ki hata olmaz ise değiştirmeye ihtiyaç yoktur. 

 

Yani bozuk gen elenmez tam tersine bozuk gen zaten hatadır. Ve hatayı çözmek demek var olmak demektir. Ve buda değişim demektir. 

 

Bunu bir Web sitesi tasarlamak gibi düşün. Eğer ki hatalı kod yazmaz isen site düzgün çalışır. Düzgün çalışan siteye de yazılımcı müdahil olmaz. Ancak hatalı bir kod yazarsan site düzgün çalışmaz. Yazılımcı düzgün çalışması için yeni kodlar üretir. Ve değişim olur. Ve artık site evrim geçirmiştir. 

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
12 hours ago, Rhodium said:

 

Evrim de ilerleme yada gelişme olması için: varlıkların düzensizliğe yatkın davranması gerekir. 

 

Düzensizlik ise,  iki şekilde algılayabilirsin. Biri yayılma ve diğeri farklılık. 

 

İşte farklılık 'hata' denilen kavramdır. Eğer ki hata olmaz ise değiştirmeye ihtiyaç yoktur. 

 

Yani bozuk gen elenmez tam tersine bozuk gen zaten hatadır. Ve hatayı çözmek demek var olmak demektir. Ve buda değişim demektir. 

 

Bunu bir Web sitesi tasarlamak gibi düşün. Eğer ki hatalı kod yazmaz isen site düzgün çalışır. Düzgün çalışan siteye de yazılımcı müdahil olmaz. Ancak hatalı bir kod yazarsan site düzgün çalışmaz. Yazılımcı düzgün çalışması için yeni kodlar üretir. Ve değişim olur. Ve artık site evrim geçirmiştir. 

 

 

 

Evrim pek böyle bir şey değil.

 

Gerçi çok spagetti kod olmuş yazdıkların, pek bir şey anlaşılmıyor. Ama, basitçe, "bozuk gen" diye bir kavram yok. 

 

Tüm genler, birer gen. Bu genleri seçen bir doğal seleksiyon var. Hepsi bu. Seçilen gen daha çok kendi kopyasını oluşturur, bu şekilde gider.

 

Bilinenin aksine, genler özellikleri birebir ifade etmez. Yani, atıyorum, yeşil göz geni veya 2 kollu olma geni diye bir şey yok. Tüm genler, hemen her özellik için bir şekilde etkili, o özelliğin nasıl olacağına bir şekilde etkide bulunuyor. Ve genler siyah beyaz değil, bir sürü farklı değer alabiliyor. Canlının nasıl olacağı da bu bir sürü değerin bir tür toplamı veya çarpımı gibi bir şey. Fakat, bu çarpımda her genin katsayısı eşit değil. Örneğin, diyelim 100 gen var DNA'da. Basitçe, 

 

X Özelliği = 0.001xGEN_A + 0.051xGEN_B + 1.400xGEN_C .....

Y Özelliği = 0.500xGEN_A + 0.081xGEN_B + 0.005xGEN_C .....

 

Şeklinde ifade edilebilir. Bir gen bir özelliği önemli ölçüde etkileyebilirken diğerlerini az etkiler. Bu nedenle gen havuzunda çok büyük varyasyonlar olabilse de, canlının genel görünümü genel olarak aynı kalır. Yani, mesela, o kadar gen çeşitliliğine rağmen, 5 gözlü biri doğmaz. Çünkü, gözün sayısını vs. belirleyen bir sürü genden sadece birinin değişimi, işte o genel toplamı çok fazla değiştiremez. Bu, canlının genel olarak aynı temel özellik setiyle var olmasını sağlar. Buna mukabil, aynı gibi görünse de, popülasyon içindeki canlılar aslen çok farklı özelliklere sahip olur. 

 

Ve evrim canlı üzerinde tarif edilmez, popülasyon üzerinde tarif edilir. Yani, içersinde evrim ve gen kelimeleri geçen bir cümle, birey olarak bir canlıdan değil, bir popülasyondan bahsediyor olacaktır. Burada, bir canlının, bir kişinin, bir ineğin evrilmesi değil, kişinin yaşadığı toplumun, ineğin sürüsünün evrimleşmesinden bahsedilebilir. 

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
8 hours ago, anibal said:

 

Evrim pek böyle bir şey değil.

 

Gerçi çok spagetti kod olmuş yazdıkların, pek bir şey anlaşılmıyor. Ama, basitçe, "bozuk gen" diye bir kavram yok. 

 

Tüm genler, birer gen. Bu genleri seçen bir doğal seleksiyon var. Hepsi bu. Seçilen gen daha çok kendi kopyasını oluşturur, bu şekilde gider.

 

Bilinenin aksine, genler özellikleri birebir ifade etmez. Yani, atıyorum, yeşil göz geni veya 2 kollu olma geni diye bir şey yok. Tüm genler, hemen her özellik için bir şekilde etkili, o özelliğin nasıl olacağına bir şekilde etkide bulunuyor. Ve genler siyah beyaz değil, bir sürü farklı değer alabiliyor. Canlının nasıl olacağı da bu bir sürü değerin bir tür toplamı veya çarpımı gibi bir şey. Fakat, bu çarpımda her genin katsayısı eşit değil. Örneğin, diyelim 100 gen var DNA'da. Basitçe, 

 

X Özelliği = 0.001xGEN_A + 0.051xGEN_B + 1.400xGEN_C .....

Y Özelliği = 0.500xGEN_A + 0.081xGEN_B + 0.005xGEN_C .....

 

Şeklinde ifade edilebilir. Bir gen bir özelliği önemli ölçüde etkileyebilirken diğerlerini az etkiler. Bu nedenle gen havuzunda çok büyük varyasyonlar olabilse de, canlının genel görünümü genel olarak aynı kalır. Yani, mesela, o kadar gen çeşitliliğine rağmen, 5 gözlü biri doğmaz. Çünkü, gözün sayısını vs. belirleyen bir sürü genden sadece birinin değişimi, işte o genel toplamı çok fazla değiştiremez. Bu, canlının genel olarak aynı temel özellik setiyle var olmasını sağlar. Buna mukabil, aynı gibi görünse de, popülasyon içindeki canlılar aslen çok farklı özelliklere sahip olur. 

 

Ve evrim canlı üzerinde tarif edilmez, popülasyon üzerinde tarif edilir. Yani, içersinde evrim ve gen kelimeleri geçen bir cümle, birey olarak bir canlıdan değil, bir popülasyondan bahsediyor olacaktır. Burada, bir canlının, bir kişinin, bir ineğin evrilmesi değil, kişinin yaşadığı toplumun, ineğin sürüsünün evrimleşmesinden bahsedilebilir. 

 

 

 

Tabii ki söylediklerine katılıyorum. Ve bir şeyler öğrenmek mümkün. İyi biyoloji bilmesem de. Benim anlatmak istediğim daha farklı bir durum. Yani olayın mantığı felsefesi gibi. Şöyleki,

 

X popülasyonunda her canlı a davranışını sergilesin. X lerin içinden bazıları a yerine b davranışı sergilerse: b davranışı farklılık olur. Ancak a davranışı çoğunlukta olduğu için b davranışı için hata denilebilir. Oysa hatalı yada bozuk diye bir davranış vb. Aslında yoktur. 

 

Ben canlılara baktığımda sürü olarak iki ortak hareket görüyorum. 

 

Yayılma, mesela denizde aynı anda yüzen ufak balık sürüleri veya metroya doluşan insanlar gibi

Farklılık, mesela sebze ile beslenen köpek veya çıplak yaşayan insanlar gibi

 

Yayılma ve farklılık içinde: olağan dışı herşey: moleküler boyutta veya canlının bir bütünü olarak, sonuçta temel bir yasaya uymak zorunda. O yasada evrenin düzensizliğe hareketi entropi vs. VS. 

 

Özetle bu açıdan baktığımda ne kadar çok hata yada farklılık, o kadar çok değişim ve gelişim demek oluyor. Benim düşünceme göre. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
1 hour ago, Rhodium said:

 

Tabii ki söylediklerine katılıyorum. Ve bir şeyler öğrenmek mümkün. İyi biyoloji bilmesem de. Benim anlatmak istediğim daha farklı bir durum. Yani olayın mantığı felsefesi gibi. Şöyleki,

 

X popülasyonunda her canlı a davranışını sergilesin. X lerin içinden bazıları a yerine b davranışı sergilerse: b davranışı farklılık olur. Ancak a davranışı çoğunlukta olduğu için b davranışı için hata denilebilir. Oysa hatalı yada bozuk diye bir davranış vb. Aslında yoktur. 

 

Ben canlılara baktığımda sürü olarak iki ortak hareket görüyorum. 

 

Yayılma, mesela denizde aynı anda yüzen ufak balık sürüleri veya metroya doluşan insanlar gibi

Farklılık, mesela sebze ile beslenen köpek veya çıplak yaşayan insanlar gibi

 

Yayılma ve farklılık içinde: olağan dışı herşey: moleküler boyutta veya canlının bir bütünü olarak, sonuçta temel bir yasaya uymak zorunda. O yasada evrenin düzensizliğe hareketi entropi vs. VS. 

 

Özetle bu açıdan baktığımda ne kadar çok hata yada farklılık, o kadar çok değişim ve gelişim demek oluyor. Benim düşünceme göre. 

 

Popülasyonlarda, her zaman farklı davranan bireyler olacaktır. Bu farklar hiç bir zaman hata olarak değerlendirilmez. 

 

A davranışının çoğunlukta olması, B davranışını hatalı olarak düşünmemizi gerektirmez, bu yaklaşım bizzat hatalı olandır. 

 

Senin baktığın nokta biraz hatalı. Sen sadece, bireylerden bakıyorsun. Ama bakman gereken, bireyler + Doğal seçilim. 

 

A davranışı, mevcut şartlara daha iyi adapte oluyorsa, o çoğunlukta olacaktır. B davranışı azınlıkta olması onu hatalı falan yapmaz. An gelir, çevre değişir, o B davranışı çoğunlukta olur. 

 

Evrimin, biyolojide tanımı, bir gen havuzunda bulunan genlerin görülme sıklığının değişmesidir. Bu da tam senin dediğin, A ve B davranışını ifade eder. Bunlar hata olarak nitelenemez. Bu genlerin görülme sıklıkları, mekan ve zaman olarak farklı domainlerde değişiklik gösterir. Yani, örneğin, beyaz renkli ayı görülme sıklığı, kutupta yüksekken, subtropik bölgede düşüktür. Aynı şekilde, zamanda geri gidersen, kutupta da beyaz ayı görülme sıklığının düştüğünü görürsün. 

 

Senin yaklaşımınla, bir kaç milyon yıl önce ortalıkta gezen beyaz renkli ayılar, hatalıydı. Düzelmesi gerekiyordu. Ama düzelseydi, ayı nesli o bölgede yok olmuştu. O beyaz olan ayılar kutup ayısı oldu. 

 

Farklı davranış veya özellikler, çok çok yoğundur ve bunlara mutasyon, bir  arada olma halllerine de varyasyon denir. Yani, herkesin ten rengi farklıdır, ama az, ama çok. Bunların her birine mutasyon denirken, mesela, siyaha yakın olanları bir arada bir varyasyonu oluştururlar. Yani, zenciler insanın bir varyasyonudur, kutup ayısı, ayıların bir varyasyonudur, aslan ve kaplan, birer varyasyondur, at ve eşekte aynı şekilde. 

 

Sağ kalımın ve evrimde başarılı olmanın en önemli kuralı, varyasyonların çok olmasıdır. Eğer, Adem ile Havva'dan gelmiş olsaydık, varyasyonlarımızın yetersiz olması nedeniyle, en fazla 500 yıl içinde insan nesli olarak yok olmuş olurduk. 

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 3 weeks later...

Doğal seçilim en önemli fizik yasalarından biridir. Bu yasayı bulmak gerçekten üstün bir aklı ve bilgiyi gerektirir. İlginç olarak iki bilim adamı aynı zamanda bu yasayı bulmuşlardır. Biri herkesin bildiği Darwin'dir. Diğeri ise Wallace dır.. Her ikisinin de bilgi alanı biyolojidir ama, doğal seçilim biyolojik bir yasa değildir. Bir fizik yasasıdır.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...