Jump to content

Ölmeden Önce Cennetin Tapusunu Almak!


Recommended Posts

Ölmeden Önce Cennetin Tapusunu Almak!

 

Bundan yaklaşık bir yıl önce Türkiye’de şöyle bir olay oldu; medyadan öğrendim. İki kişi Orta Anadolu’da dolaşıp “HIDRELLEZ” (Hızır ve İlyas) olduklarını, kimse cehenneme girmesin diye insanlara yardımcı olmak istediklerini söylüyorlar ve şöyle diyorlar: Bize verilen bilgiye göre cennette lüks binalar kalmamış; evliyalar tüm güzel yerleri kapmışlar. Ancak 30 metrekarelik küçük evler kalmış; bunları da 10 bin YTL karşılığı satmak istiyoruz ve bu parayı da hayır yerlerine harcıyoruz, bu konuda yetkiliyiz diyorlar. Sonuçta iki müşteri bulup her birinden 10 bin YTL aldıktan sonra başkalara bilet satmak için orayı terk ediyorlar. Kimileri polise haber verince, onlardan biri yakalanır diğeri kayıplara karışır. Daha sonra ne olduğunu bilmiyorum.

21. asırda maalesef islam toplumunda hakim olan zihniyet böyle.

Ama daha beteri var. Neden bu masal gibi haberi yazıyorum! Çünkü bu konuda Kur’an’da ve Hz. Muhammed’in icraatında benzer ilginç şeyler var da ondan.

Önce konunun ana malzemesini oluşturan ilgili ayetleri vereyim.

1)Özetle, ”Kim Allah’a güzel bir borç verirse, Allah da ona fazlasıyla verir!”[1]

2)”Kim Allah’a güzel bir borç verirse, Allah da ona fazlasıyla verir!”[2].

Aynı surede farklı bir versiyonla bu kez: ’Sadaka veren erkek ve kadınlara, Allah’a güzel borç verenlere, verdiklerine karşılık kat kat ödenir’ denilir[3].
3)”Eğer Allah’a güzel bir borç verirseniz, o size buna karşı fazlasıyla verir”[4]

Her şeyden önce aynı anlamı içeren bu kadar cümleyi Kur’an’a eklemenin bir anlamı yok. Diğer önemli bir olumsuzluk, tanrının kendini bu hale sokması. Yani bana borç verin ben bunun karşılığını gelecekte size kat kat vereceğim demesi. Hele hele kim bana güzel bir borç verirse ifadesi daha ilginç. Demek ki verilen borcun değeri yüksek olmalı. Mesela adam altıyüz ağaçlık hurma bahçesini vermiş (bunu az sonra anlatacağım). Bazıları az önceki ayetlerden, ’Kim iyilik yaparsa ben Allah olarak ona fazlasını veririm’ anlamını çıkarmaya çalışmaları yersiz çünkü Kur’an’a göre de böyle bir yorumun şansı yoktur. Görebileceğiniz gibi Hadid suresi 18. ayette, ”Sadaka veren/iyilik yapan erkek ve kadınlara ve Allah’a borç verenlere kat kat karşılık verilir” diyor. Eğer borçtan kasıt sadaka, iyilik olsaydı hem sadaka verenler, hem de Allah’a borç verenler demezdi. Bir de maksat borç değilse, o zaman kelime seçiminde bir yanlışlık vardır. Çünkü Arapça benim alanım, biliyorum ki Arap dili çok zengin ve istenilen her maksat için uygun kelimeler var. Dolayısıyla anlatılmak istenen başka birşey olsaydı o zaman uygun kelimeler seçilebilirdi. Demek ki işin içinde farklı bir niyet söz konusu değildir. Yani tanrı direkt olarak borç istiyor; daha sonra fazlasını vereceğim diyor.

Bir kere sunduğum ayetler işin teorik yanı. Şimdi de ayetleri takviye eden ilginç bir-iki somut örnek vereyim.

Bu ayetler indiği sırada Medineli Ebu Dehdah adındaki kişi Muhammed’e soruyor: Allah nasıl bizden borç ister, bu olacak iş mi? Muhammed,”cennete girmeniz için Allah böyle bir şey ister” yanıtını verir. Bunun üzerine adam Muhammed’e: “Peki Allah’a ödünç bir şey versem, ben ve ailem cenneti garanti edecek miyiz?” diye sorunca Muhammed, ’Evet’ yanıtını verir. Adam devam eder. İki bahçem var. Ben ikisini de Allah’a (Tabi ki Allah ortalıkta olmadığı için Muhammed’e) veririm der. Muhammed, ’Hayır ikisini verme; yalnız bir tanesini versen yeterlidir’ der ve karar böyle verilir. Sonuçta adam Muhammed’e,”Ver elini” der ve içinde 6 yüz tane hurma ağacı bulunan bahçesini, Allah rızası için, cenneti garantilemek niyetiyle Muhammed’e devredip hemen bahçesine döner. Kapıya varınca, o sırada bahçede bulunan eşine ve çocuklarına seslenir, ben bahçemizi cennet karşılığı Allah’a borç olarak verdim, ailece hepimiz cennete gireceğiz; artık bahçe bu aşamadan sonra bizim değildir. O yüzden bahçeden çıkın der ve böylece cennetten bir parsel burada bahçe kaşılığı alınmış olur.

Birçok islam alimi bu konuyu, yukarıdaki ayetlerin tefsirinde işlemiş. Mesela en başta Fahrettin er-Razi, İbni Kesir, Kurtubi, Taberi, İbni Aşur gibi birçok Kur’an müfessiri(Kur’an’ı detaylıca açıklayan alim) bu olayı işlerken, çoğu hem Bakara suresi, hem de Hadid ve Tegabün surelerinde işlemişlerdir.

İster Muhammed o bahçe ile toplum için bir fabrika kurmuş olsun, ister onu fakir-fukaraya versin(ki böyle de yapmamış, kendisi kullanmış zaten) bir kere insanların elindekini bu şekilde almanın bir izahı olamaz. Bunları anlatınca, bazıları hakkımda dine dil uzatıyor diyebilirler. Ama ayetler ortada, açıklama yapan ünlü kişilerin kaynakları ortada ve tabi ki mantık ortada.

Hz. Muhammed’den cennet biletinin satışıyla ilgili farklı bir örnek daha vereyim.

Tebük savaşına hazırlık yapılırken halife Osman, bin dinar (o dönemin para birimi) bağışta bulunur ve bu parayı Hz. Muhammed’e verir. Olayı aktaran kişi şunu anlatır. Muhammed o altın paraları evirip çevirince sevinçten , ”Osman bugünden sonra ne iş yaparsa zarar etmez’ dedi ve bunu iki sefer tekrarladı”[5]diye açıklama yapar. Aslında Hz. Muhammed’in kendi yaşıtı olan Osman’a iki kızını vermesi, bunlar ölünce, on kızım, hatta yüz kızım olsaydı ben yine Osman’a verirdim: Biri öldü mü sırayla diğerini verirdim ta ki hepsi ölene kadar demesi ve yine onun Osman’a cennet müjdesini vemesi hep bu çıkar ilişkilerinin bir sonucudur. Ayşe anlatıyor. “Birgün Muhammed çağırdı, ilkin babam Ebubekir geldi, daha sonra Ömer, Hz. Ali ve Sad b. Malik ayrı ayrı geldiler. Bunlar gelince o sırada Muhammed’in dizleri açıktı ve hiç de istiraharını bozmadı. Ancak Osman içeri girince Muhammed dizlerini kapattı ve kendini toparladı.” Ayşe Muhammed’e sorar, “onlar girince sen bir şey yapmadın; ancak Osman girince sen kendine çeki düzen verdin; bu da ne demek?” Muhammed cevaplar, “Osman öyle bir insandır ki melekler bile ondan utanır. O yüzden ben kendimi ona karşı toparladım” [6]

Diyelim ki bir müslüman en değerli varlığını verdi ve cennete gitmeye hak kazandı! Peki kişi erkekse buna karşı kaç tane huri gelir, veya bu yöntemle sadece cennetlik mi olacak; yoksa huriler de buna dahil mi; dahilse kaç tane düşer? İşte bunlara açıklık yok. Kişinin tanrıya verdiği borca karşı kendisine verilecek cennetin menüsü tam belli değil. Ortada bir muğlaklık söz konusu.

İşin magazin tarafı bir yana. Yıl 2011 ve hala bu masallardan medet umanlar var. Aslında politikacılar Ortadoğu halklarına seküler dünya görüşünü sunmuş olsalardı bu mitolojik inançlar çoktan bitmişti. Ama işin içinde çıkar var, bundan beslenen iktidarlar var. O yüzden bitirilmek istenmiyor. Diğer yandan bu inanca göre savaş var, cihat var. İşte bu, emperyalist güçlerin, silah satanların da işine gelir. Dolayısıyla onlar da dinin hep canlı kalmasını isterler.

Biran önce bu mitolojik inançlardan kurtulmak dileğiyle.

[1]-Bakara suresi, 245.ayet.
[2]-Hadid suresi, 11.ayet.
[3]-Hadid suresi, 18.ayet.
[4]-Tegabün, 17.ayet.
[5]
a)Tirmzi, Mebakıb, Osman kısmı, no: 3701.
b)Hindi, Kenz, Fedaili Osman, no: 32792’den itibaren Hz. Muhammed’in Osman’la ilgili yüzlerce abartılı ve inanılmaz sözleri var.
c)İbni Kesir, Tebük seferi kısmında, 5/7 cilt.
[6] Hindi, Kenzü-l Ummal, Menakıb-i Osman, no: 36233 v

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...