Jump to content

Kimin mealini tavsiye edersiniz?


Recommended Posts

Mızrak çuvala uymayınca, çuval mızrağa uydurulur, gerekirse yama yapılır.
Yama çoğu kez tutmasa da, yırtılınca, bu sefer çift yama yapılır.
Bu böyle gider; kör ve sağırları oynamak böyle bir șeydir.

Bu mâlum kitabın binbir çeșit tercümelerini gördükçe, küçüklüğümde șirin köyümüzde, fukaralıktan sürekli yama yapılan șalvarımı ve lastik çizmemi hatırlıyorum.

 

Hülasa konuyla ilgili hayati öneme sahip olan ve hâlâ yanıtlarını bekleyen sorularımız orada durduğu müddetçe, sürekli yama yapmaya mecbursunuz, muhterem dindar forumdașlar.

 

tarihinde kavak tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 392
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Hasan Akçay gibi modernist müslümanlar islamı ayakta tutmak için ayetlerin anlamlarını kendi kafalarına göre uyduruyorlar.Fakat araplar islamı olduğu gibi doğrusunu uıyguluyorlar,o yüzden gerçek müslümanlar onlardır.

Link to post
Sitelerde Paylaş
2 dakika önce, Tengrizm yazdı:

Hasan Akçay gibi modernist müslümanlar islamı ayakta tutmak için ayetlerin anlamlarını kendi kafalarına göre uyduruyorlar.Fakat araplar islamı olduğu gibi doğrusunu uıyguluyorlar,o yüzden gerçek müslümanlar onlardır.

 Şu gerçek müslümanlar ( işid el kaide boko haram taliban ) ılımlı müslümanlarla karşılaşsalar allahlarının dinini olduğundan farklı gösterdiklerinden dolayı kafalarını keserlerdi hani o yüzden mollaların olduğu yerlere gitmeyin müslüman kardeşinizle kaynaşacaksınız diye ılımlılar...

 

tarihinde Kemalist Cephe tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
1 saat önce, Kemalist Cephe yazdı:

 Şu gerçek müslümanlar ( işid el kaide boko haram taliban ) ılımlı müslümanlarla karşılaşsalar allahlarının dinini olduğundan farklı gösterdiklerinden dolayı kafalarını keserlerdi hani o yüzden mollaların olduğu yerlere gitmeyin müslüman kardeşinizle kaynaşacaksınız diye ılımlılar...

 

Hocam işid gerçek islamın ta kendisidir.Dediğiniz gibi tatlı su müslümanlar ile karşılaşsalar kellerini işid gibi gerçek müslümanlar terör örgütleri alırdı.

Link to post
Sitelerde Paylaş
16 hours ago, dramkow said:

Bu ayet geldikten ve Peygamberin dudakların dan döküldükten sonra sahabe neden bir sürü kadın alıp evlenmiştir?

 

 

"Kur'ân-ı Kerîm Tefsîri"nde

Süleyman Ateş diyor ki:

 

Ahzâb 52 nci ayet 

bundan sonra Peygamber'in artık başka bir kadınla evlenemeyeceğini

ve bir eşini boşayıp yerine başka bir kadın alamayacağını buyuruyor.

 

Nitekim 

33:50-52 nci ayetlerin inişinden sonra 

Peygamber bir daha  evlenmemiştir.

 

*

 

Medine'deki otelde oda arkadaşım bir imamdı;

hadis-sünnet diyor, başka bir şey demiyordu.

 

Bir gün kestirip attı:

 

Peygamberin

yaptığını yapmayan, yapmadığını yapan

dinden çıkar.  

 

Peki dedim,

Ahzâb 52 nci ayet eş üsütüne eş almayı Peygamber'e yasakladı,

peygamber de o yasağa harfi harfine uydu

ve bir daha evlenmedi yani eş üstüne eş almadı.

 

Ama şimdi

müslüman erkekler çatır çatır eş üstüne eş alıyor.

Dinden çıkıyor mu onlar?

 

Çıt yok.

 

tarihinde Hasan Akçay tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
16 minutes ago, Hasan Akçay said:

 

 

"Kur'ân-ı Kerîm Tefsîri"nde

Süleyman Ateş diyor ki:

 

Ahzâb 52 nci ayet 

bundan sonra Peygamber'in artık başka bir kadınla evlenemeyeceğini

ve bir eşini boşayıp yerine başka bir kadın alamayacağını buyuruyor.

 

Nitekim 

33:50-52 nci ayetlerin inişinden sonra 

Peygamber bir daha  evlenmemiştir.

 

*

 

Medine'deki otelde oda arkadaşım bir imamdı;

hadis-sünnet diyor, başka bir şey demiyordu.

 

Bir gün kestirip attı:

 

Peygamberin

yaptığını yapmayan, yapmadığını yapan

dinden çıkar.  

 

Peki dedim,

Ahzâb 52 nci ayet eş üsütüne eş almayı Peygamber'e yasakladı,

peygamber de o yasağa harfi harfine uydu

ve bir daha evlenmedi yani eş üstüne eş almadı.

 

Ama şimdi

müslüman erkekler çatır çatır eş üstüne eş alıyor.

Dinden çıkıyor mu onlar?

 

Çıt yok.

 

 

Eh artık 9-10 karısı ve cariyeleri olan birisi daha da mı evlensin? Alacağı kadar almış, son karısını aldıktan 2 yıl sonra da ölmüş zaten.

 

Bu arada arap putunun aklına Hasan'ın deyimiyle "eş üstüne eş" almayı yasaklamak Muhammed bir düzineden fazla evlilik yaptıktan sonra mı gelmiş? Böyle mal putun böyle mal tapanları olması da gayet normal. 

 

Ahzab/52. Bundan sonra sana (başka) kadınlar ve zevcelerinden birini, güzelliği hoşuna gitse bile (başka bir hanımla) değiştirmen helâl değildir. Elinin (altında) sahip oldukların (cariyeler) hariç. Ve Allah, herşeyi murakebe (denetleyen) edendir.

 

Ayrıca bu şarlatan Hasan'ın dediği gibi ayette eş üstüne eş almak diye bir şey yok, Muhammed'in hayali arkadaşı olan put sadece Muhammed'e eş değiştirmeyi yasaklamış.

 

Sen kudreti, azameti sonsuz bir tanrı ol, koskoca bir evren ve milyarlarca insan yarat, trilyonlarca canlı yarat, sonra da git bir çöl bedevisin uçkuru ile uğraş, yakışıyor mu böyle bir meşgale hiç koskoca tanrıya? Yok evlatlığını karısını helal et, yok eşlerini başkaları değiştirme de,  yok sana şu kadınlar ve şu cariyeler helal de. Ulan yarattığın insanlar birbirini öldürüyor, canlılar birbirini yiyor, açlıktan, hastalıktan çocuklar ve bebekler ölüyor, bu tanrı müsveddesi gitmiş Muhammed'in yatağına alacağı kadınların muhasebesini yapıyor, başlarım böyle tanrıya. Heriflerin hayalindeki tanrı bu işte!

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
16 hours ago, yüpyücecik said:

ikişer üçer dörder "aynı andalık"la alakalı değil birden fazlanın makuliyeti ile alakalı birer deseydi her biri için bir tane olurdu al sana tek eşlilik olurdu fakat sonrasında adaletli olamazsanız bir tane uygundur yazıyor bir erkeğin birden fazla eşinin olmasının arabistanda ahlaksızlık olarak düşünebilir misin? Hayır düşünsende subjektif ,yada orada beşer altışar yedişer .... diye devam mı etmeliydi sınır belirlediği ne malum yada şöyle mi diyelim aynı anda iki kızı bir erkeğe evlendirsinler hatta kafiye için bile denmiş olabilir.. -aynı anda iki kadınla gerdeğe girmek ahlaksız olmak zorunda değil ahlak subjektiftir tabi bu cevap sorunuz için değil it's not meant for your question-

 

kızları ikişer ikişer evlendirdiler

kalemleri ikişer ikişer verdiler

 

 

Kusura bakmayın yüpyücecik,

doğruyu söylemek zorundayım:

 

4:3'teki "ikişer, üçer, dörder"in

"aynı andalık"la alakalı olduğunu ana dili Arapça olanlar söylüyor:

(http://www.sistersinislam.org.my/news.php?item.1033.7)

 

İkişer, üçer, dörder demek

ikili, üçlü, dörtlü gruplar halinde demektir;

iki, üç, dört anlamına gelmez bunlar;

Arapçada iki, üç, dört "isnân, selasa, erbâ"dır.

 

Artı, asıl kanıt Kuran'dır;Kuran'a göre ise

ikişer, üçe, dörder "aynı andalık"la alakalıdır;

Fâtır 1'de de geçiyor bu sayılar.

 

Övgüler olsun gökleri ve yeri yaratıp 

melekleri ikişer, üçer, dörder kanatlı elçiler yapan Allah'a - câilil melâiketi rusulen ulî ecnihatin mesné ve sülése ve rubâ'a...

 

Bir meleğin örneğin 3 kanatlı olması için

meleği Yaratan "Ol!" dedi,

3 kanadın hepsi birden AYNI ANDA var oldu;

kanatların ilkin birincisi, sonra ikincisi, daha sonra üçüncüsü... değil. 

 

tarihinde Hasan Akçay tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
21 hours ago, dramkow said:

 

Hasan başkan, iddanıza göre Allah çok eşliliği emretmiyor insanlar bir hareke koyarak kızları evlendirini kızlarla evlenin yapıyor..Diyelim ki haklısınız.

Tek sorum var;
Bu ayet geldikten ve Peygamberin dudakların dan döküldükten sonra sahabe neden bir sürü kadın alıp evlenmiştir? En çok bilinen hadisler den biri dir ki sizde duymuşsunuzdur;Hz. Ali  PEYGAMBERİN KIZIYLA EVLİ İKEN 2. BİR EŞ ALMAK İSTEMİŞ ama PEYGAMBER BUNA İZİN VERMEMİŞTİR.

 

Pekii..Hz. Ali peygamberin kızıyla evliyken bile başka bir kadın alabilme gücünü nerden bulmuştur? 4 kadınla evliliğin helal kılındığı ayet size göre evlenin değil  kadınları evlendirin ise Ali buna nasıl cüret etmiştir?

 

Not:Ne hareke imiş arkadaş.

 

 

 

Hadis mi?

 

Arkasından gelen ayetlerde, sülalesini muhammede karı olarak veren, yetmeyip bir de evlatlığının karısını verenler var. 

Link to post
Sitelerde Paylaş

Mâlum tanrı, mâlum elçiye, eș üstüne eș almayı yasaklamıșmıș.
Kim, kime, neyi yasaklıyor ?
Peki; bu yasak geldiğinde mâlum elçinin halihazırda kaç dene rahatlama objesi varmıș ?

Yani tanrı olmasa, bizim mâlum elçi devam edecek rahatlama objesi biriktirmeye.

Bazıları pul, bazıları eski para biriktirirken, bazıları da hobi olarak rahatlama objesi biriktiriyormuș.

Bazı aydın geçinen dindarların düștüğü hallere bakarmısınız ?!

 

Neyse; șu fıkrayı okuyun da, kendi kendinize biraz gevrek gevrek gülün.

Gavur bir memleketin, gavur bir okulunda, gavur bir öğretmen, gavur olan öğrencilerine "Müslümanlar alkol içemezler." diye açıklar ve ardından "Peki, hangi zevke izinleri var ?" diye sorar

Sivri zekalı Steven anında yapıștırır cevabı: "Çok eșlilik!"

 

Link to post
Sitelerde Paylaş

Çeviri programıma "ma tabe lek" yazdığınız zaman "ne sevdin" diye tercüme ettiğini görürsünüz. Kelimenin vermek gibi anlamları da var fakat cümleye uymayan anlamlar elenir. "Gözü kamaştı" deyince kimse pınarın gözünün bulandığını filan anlamaz. 

 

Eğer yetki vermek anlamı kastedilseydi bunu apaçık yazmaktan kolay bir iş olamazdı. Üstelik kadınların böyle bir yetkiye ihtiyaçları yok. Nikah için bir aracı gerekmiyor. Aldın mı aldım vardın mı vardım, bu sözleri kulağıyla duyan şahitler de onayladı mı iş biter. Beni ever diye yetki verecek bir durum yok. 

 

Bu pasajda kadınları bir takım adamlarla nikahlamaktan bahsediyor olması olanaksız. Buna açılabilecek hiç bir yol yok. Tek yol var: Allah meramını ifade etmekten aciz salak embesilin teki, bir türlü maksadını ifade edemiyor. O yüzden ne demeye çalıştığını biz zahmet biz anlayıvereceğiz! Bundan başka hiç bir yol yok.

Link to post
Sitelerde Paylaş
8 dakika önce, democrossian yazdı:

O yüzden ne demeye çalıştığını biz zahmet biz anlayıvereceğiz! Bundan başka hiç bir yol yok.

 

Herșeyi biz yapacaksak, o zaman bu tanrılar sülalesine ne lüzum var ?

Laflarını yazan biz, onu anlatan biz, onu savunan/yeren biz, onun mesajlarını tercüme eden biz vs. vs.

Ee ?

Sahi, bu Tanrı´lar somut olarak ne yaparlar ?

 

Link to post
Sitelerde Paylaş

Yani Arap kumaşçıya gittin. Baktın kırmızı yeşil sarı mavi kumaşlar var. Satıcıya hangisini alacağına karar vermekte tereddütte kaldığını belirtirsen "ma tabe lek" diyecektir. Yani beğendiğini al!

 

Kuranı istediğin gibi eğip bükmek için önerdiğim yoldan başka hiç bir yol olmadığı için, bu yolu benimsemiş Müslümler de az da olsa olagelmiştir. Tabii bunlar "bu Kuranı yazan allah embesil özürlünün teki" demiyorlar. Ya ne diyorlar, açıklayayım.

 

Bunlar deist Müslüm diyebileceğimiz bir ilahiyatçılar grubu. Bunlara göre allah din göndermemiştir. Dolayısıyla peygamber seçmiş ve ona vahyetmiş de değildir. Yani bu tanrı allah filan değildir, allah zaten yoktur. Bu tanrı "Deus"tur. Peki Kuran nereden çıktı bunlara göre? Tabii ki Muhammed yazdı. Deus Allah gibi değildir. Niye böyle bir iş yaptın diye sormaz. Ya da Muhammed mağarada her gün yalvar yakar olunca dayanamamış ona cevap vermiştir. Muhammed de hah tamam allah bana seslendi ben peygamber oldum deyip Kuranı yazdırmaya başlamıştır.  

 

E tabii kendisi bile yazamayan cahil bir adam! Yazacağı da bu kadar olmuş anca!

 

Yani göz var mizan var. Bu Kuran'ın evreni yaratan bir tanrı tarafından yazılmış filan olması tamamen olanaksız. Buna sıfırın üzerinde hiç bir olasılık tanınamaz. Bunu gören ve bilen insanların Deus'tan başka sığınağı olması olanaksız.

 

Öyle böyle bu adam bu dini kurmuş ve bu din de çok kullanışlı, o halde ne yapalım, olabilecek her şekilde bu Kuranı eğip bükelim ve düzgün bir kılığa sokmaya çalışalım. Yani bunu kullanalım, deliğe süpürmeyelim mantığı! 

Link to post
Sitelerde Paylaş

Yalan mıydın Yaşar?

 

Karakolda doğru söyler

mahkemede şaşar

 

 

 

Karakol (Nisâ 4)

 

in TIBNE lekum an şey'in mihu:

size ondan bir şey BAĞIŞLALAR ise (Diyanet, E Yüksel, E H Yazır...)

bir kısmını size BIRAKIRLAR ise (M İslamoğlu)

birazını size SUNMUŞLAR ise (Y N Öztürk)

 

bağışladıar ise, 

bıraktılar ise,

sundular ise.

 

Yaşar

karakolda (Nisâ 4'te) bunu söyler;

doğru söyler.

 

Amma... mahkemede (4:3'te)

 

mâ TÂBE lekum min en-nisâ

HOŞUNUZA GiDEN kadınlar (democrassian)

 

Aynı fiil

karakolda neden BIRAKMAK oluyor da

mahkemede HOŞUNUZA GiTMEK oluyor

Yaşar?

 

*

 

Pazardan

karpuz almıyorsun,

Yaşar.

 

Kadınlar karpuz değildir.

Tınnn tınnn tınnn. I-ıh bu hoşuma gitmedi, almıyayım;

Pat pat.  Hah bu hoşuma gitti, alıyorum... diyemezsin.

 

Kadınlar insandır

tıpkı senin gibi.

Duyguları vardır, düşünceleri, beğenileri, itici buldukları...

 

Sen

benim HOŞUMA GiTMEDiN deyiverirler,

napıcaksın Yaşar?

 

SEN onların hoşuna gideceksin,

önemli olan budur

ve bunun çarşızı pazarı, eğip bükmesi olmaz.

 

*

 

Ayetteki NIHLEH kelimesine dikkat,

tıpkı ARILAR gibi demek.

 

Hani

bal yapıp 

kütüklerin içine, kaya oyuklarına BIRAKIRLAR ya

karşılık beklemeden.

 

Sen de

yetimleri himaye eden bir insan olarak 

karşılık beklemeden GERi VERECEKSiN yaşına eren kadınların mallarını

çünkü kadınların kendi malları onlar, hangi yüzle karşılık beklersin?

 

Hoşunuza giden kadınlar...mış,

karpuz alıyormuş yaşar.

AKIL izan, tutarlılık ta neymiş. Yaşar bu.

 

tarihinde Hasan Akçay tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

4:3'teki "nkhlayın"ı  EŞ ALIN diye çarpıtıp minareyi çalmışlar bi kere,

"mâ TÂBE lekum min en nisâ"ya HOŞUNUZA GiDEN kadınlar demeleri yetmez,

ayetlerdeki bütün kelimeleri çarpıtmak zorundalar artık

çünkü minareye kılıf uyduracaklar.

 

Örneğin 4:4'teki SADUKÂT.

 

SADAKALAR demek sadukât:

yetim kızlara verilen sadakalar

yani onların kendi malları.

 

Yetim kızlarınız büyüyüp kadın olduklarında

mallarını geri verip özgür bırakacaksınız onları

çünkü kendi ayaklarının üzerinde durabilecek "rüşd"e ulaştıklarını gördünüz (4:6).

 

Malları var,

ekonomik olarak ta kendi ayaklarının üzerinde durabilirler artık, size mecbur değiller;

sizin ikinci, üçüncü, dördüncü... eşiniz olmaya mahkum değiller;

talipleri çıktığında her biri hangi talibini severse ona varacak.  Size ne?

 

O arada

"Bir babalık daha yap, beni evlendir" dediler ise yani size yetki VERDiLER ise

taliplerini araştıracaksınız, uygun bulursanız "Veridm gitti!" dyeceksiniz, o kadar. 

Size düşen bu.

 

Ama 4:4'ün meallerine bakın,

"sadukât"ihinn

kadınların "mehirler"i olup çıkıvermiş

şapkadan tavşan çıkar gibi. 

 

Çünkü "nkhlayın"ı EŞ ALIN diye çarpıtarak minareyi çaldılar bi kere,

eş alacaklar kadınları

ve bunun için mehir vermek zorundalar,

kadınların "sadukât"ı kadınları "mehirler"i olmak zorunda.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Yalan mıydın Yaşar?

 

Karakolda doğru söyler

mahkemede şaşar

 

 

 

Karakol (Nisâ 4)

 

in TIBNE lekum an şey'in mihu:

size ondan bir şey BAĞIŞLALAR ise (Diyanet, E Yüksel, E H Yazır...)

bir kısmını size BIRAKIRLAR ise (M İslamoğlu)

birazını size SUNMUŞLAR ise (Y N Öztürk)

 

bağışladıar ise, 

bıraktılar ise,

sundular ise.

 

Yaşar

karakolda (Nisâ 4'te) bunu söyler;

doğru söyler.

 

Amma... mahkemede (4:3'te)

 

mâ TÂBE lekum min en-nisâ

HOŞUNUZA GiDEN kadınlar (democrassian).

 

Aynı fiil

karakolda neden BIRAKMAK oluyor da

mahkemede HOŞUNUZA GiTMEK oluyor

Yaşar?

 

*

 

Pazardan

karpuz almıyorsun,

Yaşar.

 

Kadınlar karpuz değildir.

Tınnn tınnn tınnn. I-ıh bu hoşuma gitmedi, almıyayım;

Pat pat.  Hah bu hoşuma gitti, alıyorum... diyemezsin.

 

Kadınlar insandır

tıpkı senin gibi.

Duyguları vardır, düşünceleri, beğenileri, itici buldukları...

 

Sen benim HOŞUMA GiTMEDiN 

deyiverirler,

napıcaksın Yaşar?

 

SEN onların hoşuna gideceksin,

önemli olan budur

ve bunun çarşızı pazarı, eğip bükmesi olmaz.

 

*

 

Ayetteki NIHLEH kelimesine dikkat,

tıpkı ARILAR gibi demek.

 

Hani

bal yapıp 

kütüklerin içine, kaya oyuklarına BIRAKIRLAR ya

karşılık beklemeden.

 

Sen de

yetimleri himaye eden bir insan olarak 

karşılık beklemeden GERi VERECEKSiN yaşına eren kadınların mallarını

çünkü kadınların kendi malları onlar, hangi yüzle karşılık beklersin?

 

Hoşunuza giden kadınlar...mış,

karpuz alıyormuş yaşar.

AKIL izan, tutarlılık ta neymiş. Yaşar bu.

 

tarihinde Hasan Akçay tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Ne diyor len bu? Çeviri programına yaz anlam geliyor diyorum be! Daha denecek laf kaldı mı, çeviri programına yazıyorum alooo, çeviri diyorum çeviri! Nedir çeviri programı ne iş görür sen bilin mi! Arapça bilecen ama, arap harfleriyle yazacan he mi! Hayır çeviri programı bu yahu! Seni mi kayıracak beni mi kayıracak! Neyse o! Daha bunun laga luga yapacak yanı mı var ulan!

 

Google simültane çeviri cihazı geliştirdi, bunla hâlâ demagojiyle karakolla karpuzla salak salak analojiler kurmaya çalışarak cahil çöl yağmacısının ilkel cep ajandasını savunacak! Hayır haksız mıyım allah diye bir şey olsa ilk önce hemen bunların, bu kendisine yalan iftira yapan ahlaksız müslümlerin bin türlü belasını elvan elvan vermez mi yahu!

 

Allahın olmadığı buradan da kabak gibi belli!

Link to post
Sitelerde Paylaş

Yetim malı yemeye de tık yok! Bu yetim malı yenecek bir şey mi yenmeyecek bir şey mi, boş laf salatasından başka yanıt yok! Ülen bir mal yenecekse yenir, yenmeyecekse yenmez. Zenginsen yeme ama fakirsen çaktırmadan usulü dairesinde yiyebilirsin olur mu ülen! Şu uyduruktan cahil çöl yağmacısının ilkel cep ajandasına allahtan geldi demiyorlar mı! Uyuz yani, illet yahu! :lol:

 

Hayır bir yerde tut sen yetim malı yiyen karnına ateş doldurmuştur de, bir yerde tut fakirsen de ye azıcık canım öyle hopur hopur yeme de azıcık usturubuyla yiyebilirsin de! Sen bu ruhsatı verdikten sonra herif o malı çatır çatır yemez mi! Hayır öbür tarafta karnına ateş doldurmuş olur deme madem ahlaksız sahtekar çöl yağmacıları!

 

Tabii sen git milleti öldürüp mallarını yağmalayıp çocuklarını köle cariye yapmaya, o arada kendi bazı adamların da hengamede illa telef olup gidecek, çocukları kalacak mı ortada! Kim bakacak bunlara, ya amcası ya dayısı! Nikahına da alamıyor, yeğen! Geberip giden yağmacının yağmadan kazandığı kalan malı da var!

 

Öyle işte yağmacılık yaparsan böyle saçma sapan çelişkili laflar atarsın ortaya! Bu heriflerin cahil çöl yağmacıları olduğunu bir kere kesin elde var bir bileceksin! Bunu bildin mi bu ilkel cep ajandasında ne yazdığını da bilirsin. Bunun hakkında gerekli bilinç bu! 

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bu tipik şark kurnazlığıdır. Çevir kazı yanmasın numarası. Salağı aptalı kerizi yetim malı yeme haaaa, karnına ateş doldurmuş olursun diye kerizle, salak yemesin baksın. Böylece kendini de ahlak abidesi bak bak yetim malına nasıl da özen gösteriyor dedirt, propagandanı da kas! Uyanık malın gözüne de neyse hadi fakirsin ye bari azıcık deyip yularını gevşet! Yular gevşeyince abanır nasılsa hayvan! Azıcığın ölçüsü mü var! Kaç kilogram azıcık olur! Ye gitsin!

 

İğrenç yani, tam tipik şark kurnazlığı ve ahlaksızlığı! Burada söylenecek nedir normalde, aynen domuz eti için söylenen gibi olması lazımdı. Aç ölüyorsan zaruret miktarı yiyebilirsin açlıktan ölmemek için demesi gerekirdi. Bu tamam. Şurada yiyecek bir şey varken şurada açlıktan ölemezsin, buna kimsenin bir diyeceği olamaz, bu normal olurdu.

 

Din adamlarının imamların herkesten daha fazla ahlaksız ve sahtekar olmalarının nedeni budur. Ele verir talkını kendi yutar salkımı olmalarının nedeni tam olarak bu ilkel cep ajandasında yazan bu ahlaksız şark kurnazlıklarıdır. 

 

tarihinde democrossian tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...