Jump to content

Kimin mealini tavsiye edersiniz?


Recommended Posts

  • İleti 392
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

5 dakika önce, Hasan Akçay yazdı:

 

 

Kavramları, 

her halde farkında olmadan, 

karıştırıyorsunuz.

 

KISÂS

şahıslar arasında eştilik anlamına gelmiyor

yani şahıslar ile değil

cezalar ile ilgili bir kelime KISÂS.

 

Kısâs : suça eşit, suça DENK CEZA.

 

Hür ile köle elbet hukuken eşittir yani yasalar hüre de köleye de eşit uygulanır;

örneğin zina yapan hüre de zina yapan köleye de 100 celdelik darbe halkın görmesi için uygulanır 

ama zina yapan hür ile o zina suçunu işlememiş olan köle aynı değildir

ve cinayet suçu işlemiş olan hür ile o cinayeti işlememiş olan köle aynı değildir.

Hocam kusura bakmayın ama saçmalıyorsunuz,Ayette suçlu suçunu başkasına atmış olabilir diye bir anlam yok.

Link to post
Sitelerde Paylaş
27 minutes ago, democrossian said:

Kuran'da hüre hür köleye köle dişiye dişi yazıyor. Seni Kuran yalanlıyor, ben değil.

 

 

Hayır kardeşim, hüre hür demiyor;

o hür ile o hür diyor- el hurru bil hurri... 

 

Cinayet işlemiş hür ile o hürün KENDiSi aynıdır,

cinayet işlemiş hür ile onun kölesi aynı değildir.

 

*

 

...suçlu suçunu başkasına atmış olabilir diye bir anlam yok

diyen abdulmalik hocam,

 

democrassian tam da sizin yok dediğiniz anlamı öne sürüyor

ama saçmalamıyor, görüşünü belirtiyor uygarca. 

tarihinde Hasan Akçay tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Müslümanların her sıkıștıklarında, su meșhur savunma meselesini açıklığa kavușturmak gerek.

Muhammed inancını piyasaya sürmeden evvel her türlü inanca sahip insanlar o diyarda bir arada yașıyorlardı.

Orada yerleșmiș dinler vardı, bunların bașını Hrıstiyanlık ve Yahudilik çekiyordu.

O zamanlar elbette kabile savașları da vardı, olmaz olur mu ?.
Bunlar Muhammed gittikten sonra da devam etti.
Muhammedin kulakları çınlasın, hatta en yakın müritlerinin arasında iç savaș bile çıktı! :D

 

Ne zaman Muhammed geldi ve kendi inancını lanse etmeye bașladı, o zaman oradakilerin kıtaplısı/kitapsızı tepki göstermeye bașladılar.
Olumlu yada olumsuz, farketmez. Bunlar İslam tarihinde de yazar.

Eğer bunlar kendi inançlarının, hayat felsefelerinin ve kültürlerinin tehlikede olduğunu gördüklerinden ötürü yeni bir olușuma karșı çıkıyorlarsa, haliyle tepkileri de savunma niteliklidir. Şimdi hal böyle iken, bu Muhammede yan çizenlerin hareketleri savunma olmuyor da, neden sadece Muhammedin ve çevresinin yaptıkları savunma oluyormuș ?

Artı; mesele sadece savunmaysa, ganimet ne iștir ?!

 

tarihinde kavak tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
17 minutes ago, Hasan Akçay said:

 

 

Hayır kardeşim, hüre hür demiyor;

o hür ile o hür diyor- el hurru bil hurri... 

 

Cinayet işlemiş hür ile o hürün KENDiSi aynıdır,

cinayet işlemiş hür ile onun kölesi aynı değildir.

 

*

 

...suçlu suçunu başkasına atmış olabilir diye bir anlam yok diyen abdulmalik hocam,

democrassian tam da sizin yok dediğiniz anlamı öne sürüyor. Lütfen!

 

 

 

Eeee? Hür ile hür, köle ile köle. O hür ile o hür, o köle ile o köle... Bu bilfiil, hür köleyi öldürmezse kısas olmaz diyor işte. 

 

Ya anlama kıtlığınız olan bir angutsunuz, ya da bu aşşağılık töreyi savunacak kadar aşşağılık. Yazdıklarınızdan çıkan tek anlam bu.

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
16 dakika önce, Hasan Akçay yazdı:

hüre hür demiyor;

 

Bilmukabele diye Osmanlıcaya da girmiş. Hurri bil hur demek hüre karşılık hür demektir. O hür bu hür şu hür demek anlamı değiştirmez.

 

Ayrıca saçmalama, ben suçu başkasına atmış olamaz diye bir görüş öne sürmedim. İşin gücün yalan dolan sahtekarlık dolandırıcılık da sana kanacak keriz yok burada, senin sorunun o. Sen git Müslüm kekleri aldat.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Muhammed Esed:

 

..."hür için hür, köle için köle, kadın için kadın" şartı

bu pasajın başındaki KISÂS terimi ile bağlantılı olarak okunduğunda

söz konusu şartın sınırlı, lafzî anlamıyla alınamıyacağı -ve bu niyeti taşımadığı- açıktır.

 

Çünkü aksi halde bu, birçok öldürme olayını 

mesela bir hürün bir köle tarafından veya bir kadının bir erkek tarafından öldürülmesini veya tersini

dışarda bırakırdı. 

 

Böylece, yukardaki şart, Kuran'da çok sık rastlanılan eksiltili ifade (icaz) tarzının bir örneği olarak alınmalıdır

ve onun sadece bir anlamı olabilir ki o da eğer hür bir adam cinayet işlerse cezayı o hür adam görmelidir,

eğer bir köle cinayet işlerse cezayı o köle görmelidir... vd şeklinde olmalıdır.

 

Başka bir deyişle

statüsü ne olursa olsun suçlu erkek veya kadına (ve sadece onlara) 

suça uygun düşen ceza (KISÂS) uygulanmalıdır.

 

 

tarihinde Hasan Akçay tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
11 hours ago, Abdülmalik said:

Hür ile o köle,hür ile o dişi,köle ile o dişi vs olursa ne oluyor hocam?

Denkliği nasıl sağlıyoruz?

 

 

DENKLiK suç ile ceza arasındaki ilişki olup

hür ile köle misillu şahıslara bağlı değildir. 

 

"Hür ile o köle olursa?" sorusuna gelince

eğer siz açıklarsınız "el hurru bil hurri"deki  hurru kimdir, hurri kim;

sorunuzun cevabı kendiliğinden ortaya çıkar.

 

Cümlenin önündeki boşluğa 

doğru hüküm için  D   yazın, 

yanlış hüküm için   Y  lütfen. 

 

         hurru da hurri de cinayeti işleyip cezaya çarpılandır yani suçu kim işlediyse cezaya o çarpılır.

        hurru öldürülendir,  hurri  ise  cinayeti işlememiş olsa bile "hurru"nun DENGi olduğu için cezaya çarpılan.

 

Yardımınız için teşekkür ederim. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
45 minutes ago, Hasan Akçay said:

 

 

DENKLiK suç ile ceza arasındaki ilişki olup

hür ile köle misillu şahıslara bağlı değildir. 

 

"Hür ile o köle olursa?" sorusuna gelince

eğer siz açıklarsınız "el hurru bil hurri"deki  hurru kimdir, hurri kim;

sorunuzun cevabı kendiliğinden ortaya çıkar.

 

Cümlenin önündeki boşluğa 

doğru hüküm için  D   yazın, 

yanlış hüküm için   Y  lütfen. 

 

         hurru da hurri de cinayeti işleyip cezaya çarpılandır yani suçu kim işlediyse cezaya o çarpılır.

        hurru öldürülendir,  hurri  ise  cinayeti işlememiş olsa bile "hurru"nun DENGi olduğu için cezaya çarpılan.

 

Yardımınız için teşekkür ederim. 

 

 

Sorun senin neyi nasıl çevirdiği değil ki? Sorun söz sahibi olanların nasıl çevirecekleri. 

 

Ha, sen böyle diyebilirsin, yok bu şöyle diyebilirsin, aynen mesnetsiz olarak.İşte o zaman, başkası başka türlü çevirirse, itiraz edecek bir şeyin de olmaz. 

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
On 09.04.2018 at 06:28, Hasan Akçay yazdı:

Kuran'ı Türkçeye

ben çevirseydim

 

Nisâ 3:

 

Ve eğer yetimlerin haklarını koruyamıycanızdan endişe ettiyseniz

nikahlayın

size yetki veren kadınları ikişer ikişer, üçer üçer, dörder dörder ama  adil olamıycanızdan endişe ederseniz

yalnızca birini ya da

yeminlerinizin malik olduklarını.

Sapmamanız için uygun olan budur.

 

Ve in hıftum ellâ tuksitû fîl yetâmâ

fenkihû

mâ tâbe lekum minen nisâi mesnâ ve sulâse ve rubâa, fe in hıftum ellâ ta’dilû fe

vâhideten ev

mâ meleket eymânukum.

Zâlike ednâ ellâ teûlû.

Arapça biliyorsan meal aramana gerek yok.Ne anladıysan o.:)

Link to post
Sitelerde Paylaş

@Hasan Akçay

 

Bu saçma tezlerinizi Arap, Arapça bilen,konuşan Suudi Arabistan müftüsünün önünde ve Arabistan toprakları içinde tekrarlamayı gözünüz kesiyor mu..?

Haklıysanız gidin konuşun.

tarihinde Abdülmalik tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
5 hours ago, Mindsurfer said:

Anlamını değiştirmeden..., yani dürüstçe yapılmış olan meali tercih ederiz.

Çünkü kuran'ın iyi ve doğru şeyler anlatması, mealcilerin yorumlarına bağlıysa, zaten iyi ve doğru bir şey yok demektir.

 

 

"Kimin meali?" diye kendim sordum

ve bir yerde

kendim cevapladım:

 

Mealin AKIL ile okunanını tercih ederim

 

Yani kimin mealidir önemli değil,

her meale eyvallah

yeter ki insan onu AKIL ile okusun.

 

Arapça bilmek te şart değil,

ama AKIL sahibi olmak şart.

 

Bu satırları yazarken

4:3'ün

16 nolu çevirisi olsun dedim içimden.

Attım 16'yı yani.

Kimin mealidir bilmiyorum.

 

16 nolu mealin AKIL ile okunanı ne diyor,

onu göreceğim.

http://www.kuranmeali.org/4/nisa_suresi/3.ayet/kurani_kerim_mealleri.aspx

 

Cemal Külünkoğlu'nun imiş: 

 

Eğer velisi olduğunuz mal sahibi yetim kızlarla evlenmekle onlara haksızlık yapmaktan korkarsanız onlarla değil,

hoşunuza giden başka kadınlarla iki, üç, dörde kadar evlenebilirsiniz. Eğer (o kadınlar arasında) adaletli davranmayacağınızdan korkarsanız

o takdirde bir tane alın

veya sahip olduğunuz (cariyeler) ile yetinin.

 

Bu mealde AKLIMA ilk takılan şey:

"sahip olduğunuz (cariyeler)".

Demek ki ayette "sahip olduğunuz (cariyeler) ile evlenin" deniyormuş,

ayeti okuyanlar sahip oldukları (cariyeler) ile yetinecekmiş.

 

Aklıma derhal Ahzâb 55 geliyor,

orada

peygamber eşlerinin sahip olduğu (cariyeler) var.

 

Peygamber eşleri de muhatabı 4:3'ün

yani peygamber eşleri de itaat edecek Allah'a, ve sahip oldukları (cariyeler) ile. Yok, olmadı: (cariyeler)i ........ ?!?!

AKIL takıldı.  

 

Nokta nokta olan yerde bulunması gereken kelime nedir?

 

Tavsiye edilmeyi hak eden meal

işte

nokta nokta yerinde o kelime bulunan mealdir. AKLIN yolu bir.

 

tarihinde Hasan Akçay tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Kimin tercümesi mi ?

Her önüne gelen farklı anlayacaksa, içindeki mevcut ayrımcı pasajları geçtim, o zaman birleștirici olacağına, ayrıștırıcı olur.

Ki öyle olduğunu da hergün görüyoruz. Her kafadan farklı bir ses çıkıyor.

Bu eseri okumaya ve anlamaya kalktığınızda AKLI´nız dumura uğrar, ki olandan da fazla birșey kalmaz.

 

Çok ciddiyim. Okuyun, okuyun, bu eseri bol bol okuyun. Anladığınız dilde okuyun, hatta 100 farklı tercümesiyle okuyun.

Birazcık AKLI olduğunu iddia edenlerin eninde sonunda, bu yazıtların tümünün insan ürünü olduğunu görmesi, ișten bile değildir.
Bu arada istisnaların kaideyi bozmadığını da, hatırlatmam gerek.

 

tarihinde kavak tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Kuran'da ne yazdığını anlamak çocuk oyuncağı. Bunda hiç bir zorluk yok.

 

Ama bu kitap demeye bin şahidin yetmeyeceği, milyonun da milyarın da yetmeyeceği düzmece şeyin ifade, anlatım biçimi son derece bozuktur. Bunda ne dediğini anlamak kolay da ne demeye çalıştığını anlamak için biraz düşünmek gerekecektir. Çünkü bu garabet ucube anlatım bir türlü bir meramın belini doğrultup bir maksadını ifade edebilmekten oldukça aciz bir tarzda düzülmüştür. 

 

Çünkü bu düzmece ne demeye çalıştığını apaçık söylememeyi çoğu kez bir taktik olarak da benimser. Açıkça söylerse gizemin ortadan kalkacağı ve etkisinin azalacağı hesaplanarak da düzülmüştür bu düzmece.

 

Yani ne diyor anlamakta sorun yok. Örneğin eşit kabartılar vardır der. Ama bunlar nedir, göğüsler midir kalçalar mıdır tepeler dağlar mıdır meyveler bağlar mıdır söylemez. Sen ne anlarsan. Böylesi işine gelir bunu düzen düzmececilerin...

Link to post
Sitelerde Paylaş
6 hours ago, Hasan Akçay said:

 

 

"Kimin meali?" diye kendim sordum

ve bir yerde

kendim cevapladım:

 

Mealin AKIL ile okunanını tercih ederim

 

Yani kimin mealidir önemli değil,

her meale eyvallah

yeter ki insan onu AKIL ile okusun.

 

Arapça bilmek te şart değil,

ama AKIL sahibi olmak şart.

 

Bu satırları yazarken

4:3'ün

16 nolu çevirisi olsun dedim içimden.

Attım 16'yı yani.

Kimin mealidir bilmiyorum.

 

16 nolu mealin AKIL ile okunanı ne diyor,

onu göreceğim.

http://www.kuranmeali.org/4/nisa_suresi/3.ayet/kurani_kerim_mealleri.aspx

 

Cemal Külünkoğlu'nun imiş: 

 

Eğer velisi olduğunuz mal sahibi yetim kızlarla evlenmekle onlara haksızlık yapmaktan korkarsanız onlarla değil,

hoşunuza giden başka kadınlarla iki, üç, dörde kadar evlenebilirsiniz. Eğer (o kadınlar arasında) adaletli davranmayacağınızdan korkarsanız

o takdirde bir tane alın

veya sahip olduğunuz (cariyeler) ile yetinin.

 

Bu mealde AKLIMA ilk takılan şey:

"sahip olduğunuz (cariyeler)".

Demek ki ayette "sahip olduğunuz (cariyeler) ile evlenin" deniyormuş,

ayeti okuyanlar sahip oldukları (cariyeler) ile yetinecekmiş.

 

Aklıma derhal Ahzâb 55 geliyor,

orada

peygamber eşlerinin sahip olduğu (cariyeler) var.

 

Peygamber eşleri de muhatabı 4:3'ün

yani peygamber eşleri de itaat edecek Allah'a, ve sahip oldukları (cariyeler) ile. Yok, olmadı: (cariyeler)i ........ ?!?!

AKIL takıldı.  

 

Nokta nokta olan yerde bulunması gereken kelime nedir?

 

Tavsiye edilmeyi hak eden meal

işte

nokta nokta yerinde o kelime bulunan mealdir. AKLIN yolu bir.

 

 

 

Hacım, bir şey akılla okunmaz. Ne yazıyorsa odur. Orada yazanı güya akılla okumaya çıkıp, değiştirmeye çıkıyorsunuz. 

 

AKLIN yolu elbette bir ve o, kuran denen şeyden geçmiyor, hepsi bu. Sen hala kuranı yamultup, aklını büküp, kuranı akıldan geçirecem diye nafile gayret içinde debeleniyorsun.

Link to post
Sitelerde Paylaş
7 saat önce, Hasan Akçay yazdı:

 

 

"Kimin meali?" diye kendim sordum

ve bir yerde

kendim cevapladım:

 

Mealin AKIL ile okunanını tercih ederim

 

Yani kimin mealidir önemli değil,

her meale eyvallah

yeter ki insan onu AKIL ile okusun.

 

Arapça bilmek te şart değil,

ama AKIL sahibi olmak şart.

 

Bu satırları yazarken

4:3'ün

16 nolu çevirisi olsun dedim içimden.

Attım 16'yı yani.

Kimin mealidir bilmiyorum.

 

16 nolu mealin AKIL ile okunanı ne diyor,

onu göreceğim.

http://www.kuranmeali.org/4/nisa_suresi/3.ayet/kurani_kerim_mealleri.aspx

 

Cemal Külünkoğlu'nun imiş: 

 

Eğer velisi olduğunuz mal sahibi yetim kızlarla evlenmekle onlara haksızlık yapmaktan korkarsanız onlarla değil,

hoşunuza giden başka kadınlarla iki, üç, dörde kadar evlenebilirsiniz. Eğer (o kadınlar arasında) adaletli davranmayacağınızdan korkarsanız

o takdirde bir tane alın

veya sahip olduğunuz (cariyeler) ile yetinin.

 

Bu mealde AKLIMA ilk takılan şey:

"sahip olduğunuz (cariyeler)".

Demek ki ayette "sahip olduğunuz (cariyeler) ile evlenin" deniyormuş,

ayeti okuyanlar sahip oldukları (cariyeler) ile yetinecekmiş.

 

Aklıma derhal Ahzâb 55 geliyor,

orada

peygamber eşlerinin sahip olduğu (cariyeler) var.

 

Peygamber eşleri de muhatabı 4:3'ün

yani peygamber eşleri de itaat edecek Allah'a, ve sahip oldukları (cariyeler) ile. Yok, olmadı: (cariyeler)i ........ ?!?!

AKIL takıldı.  

 

Nokta nokta olan yerde bulunması gereken kelime nedir?

 

Tavsiye edilmeyi hak eden meal

işte

nokta nokta yerinde o kelime bulunan mealdir. AKLIN yolu bir.

 

 

Hasan Akçay,

 

Aklın yolu bir, dolayısıyla sizin aklınız da Kur'an'ın bilinen meallerini bu yüzden almıyor ve böyle olamaz diyorsunuz ama gerçekten de öyleler. Bunun neden böyle olduğunu açıklamak hiç zor değil, ancak o noktada sarsılmasını istemediğiniz dini inanç ve Allah'a güven meselesi devreye girdiği için yapamıyorsunuz. Sizi bunun için suçluyor değilim elbette...

 

Kur'an 7. yüzyılda Araplar tarafından yazılmış kitap. Sizin bakış açınızla bakarak söylemeye çalışayım: Kur'an 7. yüzyıl Arap toplumunu hedef alarak inmiş bir kitap. Allah Orta Doğu topraklarının üzerinde çok durmuş ve üç büyük semavi din de oradan çıkmış.

 

O çağda cariye denen şeyin ne olduğu belli. Kadına bakış, çok eşlilik, cariye ve köle edinme ve onları kullanma biçimi gibi sosyal gerçekler var. Bakın diyorum ki çağla ilgilenin ve öyle değerlendirin. O çağda tüm dinlerde, tüm kabilelerde, tüm toplumlarda ergenliğe henüz kızlarla evlenilirdi örneğin. Kölelik her yerde vardı. Kadının aşağılanması ve üçüncü sınıf insan haline gelmesi İslam'la da başlamadı, ama İslam'la sertleşip güçlendi. Yapacak bir şey yok, o çağın Arap toplumu bugün sizin sahip olduğunuz değerlere, bilgiye sahip değildi. Son derece ilkel toplumlar bunlar. Çölde yaşıyorlar ve bir dolu gelenekleri, vazgeçmek istemedikleri alışkanlıkları, sosyal gerçekleri var.

 

O yüzden günümüz akıl ve vicdanına uydurmak için çabalarsanız hata edersiniz ki siz sürekli bu hatanın içindesiniz. Olmuyor, olması mümkün değil. Dinlerin Tanrı kelamı olmadığını kabullenmek sanıyorum çok zor, ama bunu yapabildiğiniz vakit uyumsuzluk, akılsızlık, hatta ahlaksızlık olarak nitelebileceğiniz içeriklerle karşılaşınca ne Allah'a ne de kendi sosyal gerçeklerini kitaplaştırdığı için çağın insanına kızarsınız. Başka türlü içinden çıkmanız zor zaten.

 

"Allah böyle demiş olamaz, bu çok mantıksız, o böyle mantıksız olamayacağına göre suç insanın" da diyebilirsiniz elbette ki öyle diyorsunuz, o vakit bir buçuk milyar Müslüman'ı o yazılanların mantıksız olduğuna ikna etmek durumundasınız. Sizin gibi düşünen ve ayetleri, mevcut çağ gerçeklerine uyum sağlaması için başka türlü çeviren az sayıda insan var, onu da biliyoruz. Ama ben, siz de dahil olmak üzere bu insanların hiçbirinin içinin çok rahat ve huzur dolu olduğunu sanmıyorum doğrusu.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bunlar işi ileri götürüp "Kuran'da karşıma kul hakkıyla gelmeyin yazar" diye iddiada bulunuyorlar, nerde yazıyor göster dediğimde "yazar yazar unuttum şimdi neresi" diyorlar. Yarın arattır not et gel bana söyle diyorum. Ertesi gün arattırdın mı "unuttum!" :lol: Peki yarın arattır bak bekliyorum. Ertesi gün ne oldu? "Unuttum!" :lol:

 

Daha sıkıştırınca "yahu gelme üstüme, yazıyor de geç, kızdırmayalım şu Müslümleri, seçim yakın! Oylarını alalım şunların yine allah yok din yalan tamam!":0_80cbc_37a71a73_L:

 

Ooooy oy! Dağlar oy yollar oy! Tek dert oy! İktidar, iktidarın olanakları, para muslukları. İnsanların tek derdi bu olmuş. Benim gündelik hayatım da böyle geçiyor ucundan azıcık ateistimsi ama daha çok deistimsi ve agnostikimsi sosyal demokrat arkadaşlarla... Az buçuk konuşacağın da bunlar, dindar tayfasıyla zaten hiç konuşma ki sinirlerin bari sağlam kalsın!

 

Dinci tayfasıyla konuşmaya esaslı sinir lazım. Özal evliyaya karıştı, şehit edildi... Menderes zaten kırklara karıştı! Bu da zaten kefeni hazır şehit olmayı bekliyor! :lol: Bunlar tümden manyak zaten! Bu halk manyamış arkadaş! Bu halktan bundan sonra bir cacık olmaz.

 

tarihinde democrossian tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...