Jump to content

Miraç Saçmalığı


Recommended Posts

 

Hz. Muhammed (sav) in Miraca Yükselişi ve 7 Kat Gökte Gördükleri
Peygamber Efendimizin Göğe Yükseliş Mucizesi

Mirac, merdiven demektir. Resulullah efendimizin göklere çıkarıldığı, bilinmeyen yerlere götürüldüğü gecedir. Recebin 27. gecesidir. İsra suresinin ilk âyet-i kerimesinde, Mirac bildirilmektedir.

Mutezile fırkası, Resulullah efendimizin bir anda, Cenneti, Cehennemi ve daha birçok yerleri gezip gelmesine akıl erdirememiş, “Miracı kabul etmek, Allah’a mekan ittihaz etmek olur” diyerek Miracı inkâr etmiştir. Allahü teâlâ, Hazret-i Musa ile Tur dağında konuşmuştur. Tur dağı Allahü teâlânın mekanı mıdır? Elbette değildir. Cennete giren müminler de Allahü teâlâyı görecektir. Cennet de Allahü teâlânın mekanı değildir. Allahü teâlâ mekandan münezzehtir.

Kavl-ül-fasl kitabında deniyor ki:

İsra suresinin ilk âyetinde, Allahü teâlâ, kudret ve azametinden nice acayip işlerden bazılarını göstermek için, Muhammed aleyhisselamı, Mekke’den Kudüs’e götürdüğünü bildiriyor. İsra kelimesi, rüya için kullanılmaz. Uyanık iken, gece yürümek manasına kullanılır. (Sana [Miracda] gösterdiğimiz temaşayı insanlar için bir fitne kıldık) âyetindeki fitne, imtihan demektir. İmtihan ise uyanıkken olur. Peygamber efendimizin anlattığı rüya olsaydı, hiç kimse tuhaf karşılamazdı. Hazret-i Ebu Bekir tasdik edip, yüksek derecelere kavuşmazdı. Resulullahın, Mekke’den Kudüs’e götürüldüğüne inanmayan kâfir olur. Göklere ve bilinmeyen yerlere götürüldüğüne inanmayan sapık olur. (Bahr)

Peygamber efendimiz Mirac’ını özetle şöyle anlatıyor: 

Verilen Burak’a binip Beyt-ül-Makdis’e geldim. Onu, önceki Peygamberlerin bağladığı halkaya bağladım, sonra Mescide girip orada iki rekat namaz kıldım. Sonra çıktım. Hazret-i Cebrail bir kap şarap, bir kap da süt getirdi. Ben sütü seçtim. Cebrail, yaratılışa uygun olanı seçtin dedi. Sonra bizi birinci semaya çıkardı. Gök kapısında, sen kimsin diye bir ses geldi. Ben Cebrail’im dedi. Yanındaki kim dendi. Muhammed aleyhisselam dedi. O, Peygamber olarak gönderildi mi dendi. Cebrail, evet dedi. Gök kapısı açıldı. Hazret-i Adem’le karşılaştım. Bana merhaba diyerek hayır dua etti. 2. semaya çıktık. Yine orada da aynı konuşmalar geçti. Göğün kapısı açıldı. Burada iki teyze oğlu İsa ve Yahya ile karşılaştım. Onlar da bana merhaba diyerek dua ettiler. 3. semaya çıktık. Bu kapıda da aynı konuşmalar geçti. Göğün kapısı açıldı. Orada Hazret-i Yusuf’u gördüm. O da dua etti. 4. semaya çıktık. Aynı sualler ve konuşmalar oldu. Kapı açıldı. Hazret-i İdris’i gördüm. O da dua etti. 5. semaya çıktık. Yine aynı konuşmalar geçti. Kapı açıldı. Hazret-i Harun’u gördüm. O da dua etti. 6. semaya çıktık. Yine aynı konuşmalar oldu ve kapı açıldı. Hazret-i Musa’yı gördüm. Merhaba diyerek dua etti. 7. semaya çıktık. Yine aynı konuşmalar geçti ve kapı açıldı. Arkasını Beyt-ül-mamura dayamış Hazret-i İbrahim’i gördüm. O da dua etti. Beyt-ül-Mamur’u gördüm. Sonra Cebrail aleyhisselam beni Sidretü’l-Münteha’ya götürdü. Allahü teâlâ, günde elli vakit namaz farz kıldı. Hazret-i Musa’nın yanına geldim. Ona elli vakit namaz farz kılındığını bildirdim. Rabbinden azaltmasını iste, ümmetin buna güç yetiremez, tecrübem var dedi. Birkaç defa Rabbimle görüşmeye devam ettim. Nihayet Rabbim buyurdu ki:

''Ya Habibim, 5 vakit namazı farz kıldım. Her vakit için 10 sevab var. Böylece 50 vakit namaz olur.'' [Müslim]

Cebrail aleyhisselam bana bir kap içinde Cennet şurubu, bir kap da süt =etirdi. Sütü aldım. 

Daha sonra iki bardak daha sundular. Biri su, bir bal; =kisinden de içtim. Hazret-i Cebrail; "Bal ümmetinin kıyamete kadar devam =deceğine, su da, ümmetinin günahlarından temizlenmesine işarettir" dedi. =BR>
Sonra beraberce göğe yükseldik. Cebrail aleyhisselam birinci kat =öğün kapısını çaldı. Sordular:

- Sen kimsin? 

- Ben Cebrail'im.

- Peki =anındaki kim?

- O da Muhammed'dir.

- O'na göğe çıkmak =çin vahy ve Mirac daveti gönderildi mi? 

- Evet, gönderildi.

"Merhaba =elen zata! Bu gelen, ne güzel yolcu!" dediler ve hemen kapı açıldı ve =endimi Âdem'in "aleyhisselam" karşısında buldum. Bana "Merhaba" dedi ve dua etti...

Burada çok melek gördüm. Hepsi kıyamda huşu ve =udu ile durmuşlar "Subbuhün kuddusün Rabb-ül-melaiketi ver-ruh" zikriyle =eşguldüler. Cebrail'e sordum:

- Bu meleklerin ibadeti bu mudur?

- Evet. Bunlar yaratılalıdan beri, ta kıyamete kadar kıyam üzere olurlar. Hak =eâlâdan diledim ki, bu ibadeti ümmetime nasip etsin. Duamı kabul etti. Namazda olan =ıyam odur.

Orada bir cemaate uğradım. Melekler, onların =aşlarını ezerler, tekrar eski halini alır. Yine döverler, yine eskisi gibi olurdu. =Bunlar kimlerdir?" dedim. "Cuma'yı ve cemaati terk edenlerdir. Rüku ve =ecdeleri tamam yapmayanlardır" dedi.

Bir cemaat gördüm. Aç ve çıplak =diler. "Bunlar kimlerdir?" dedim. "Fakirlere merhamet etmiyenler ve zekat =ermiyenlerdir" dedi.

Bir cemaate uğradım. Önlerine nefis yemekler =oymuşlar. Bir yanda da leş duruyor. O nefis yemekleri bırakmış, leşi yerlerdi. =Bunlar kimlerdir?" dedim. "Bunlar, helali terk edip, harama meyl edenlerdir. Helal =alları varken, haram yiyen kimselerdir" dedi.

Arkasındaki yükün =E7okluğundan, harekete mecali kalmamış olan bir takım kimseler gördüm. O haliyle =alka seslenip, üzerine biraz daha yük koymalarını istiyorlardı. "Bunlar =imlerdir?" dedim. "Bu kimseler, emanete hıyanet edenlerdir. İnsanların hakkını =lmış iken, yine zulmedenlerdir" dedi.

Kendi etlerini kesip yiyen bir grup insana =ğradık. "Bunlar kimlerdir?" dedim. Cebrail aleyhisselam; "Bunlar gıybet =denler ve söz taşıyanlardır" dedi.

Bir grup insana rastladık, dilleri =afalarından çekilmiş, şekilleri değiştirilip hınzır (domuz) suretine =ebdil olmuş olarak azab olunurlar. Cebrail aleyhisselam; "Bunlar yalan yere şahidlik =apanlardır" dedi.

Bir kısım kadınlara rastladık. Yüzleri siyah, =özleri göktü. Ateşten elbiseler giydirmişler. Melekler onlara ateşten =ürzlerle vururlar. "Bunlar kimlerdir?" dedim. Hazret-i Cibril; "Bunlar zina edenler ve =ocalarını inciten kadınlardır" dedi.

Bir cemaat daha gördüm. =teş, onları yakar, tekrar dirilirler, tekrar yakardı. "Bunlar kimlerdir?" dedim. "Bunlar =abalarına asi olanlardır" dedi.

İkinci kat göğe çıktık. =ebrail aleyhisselam kapıyı çaldı. Kapı açıldığında, kendimi; teyze çocukları =DDsa ile Yahya bin Zekeriyya'nın (aleyhimesselam) yanında buldum. Bana; "Merhaba" =ediler. Ve duada bulundular...

Meleklerden bir cemaate rastladım. Saf =ağlayıp durmuşlar, cümlesi rükuda idi. Kendilerine mahsus bir tesbihleri vardı. =evamlı olarak rükuda dururlar, başlarını kaldırıp, yukarı bakmazlar. =ebrail aleyhisselam; "Bu meleklerin ibadeti böyledir. Hak teâlâdan iste de ümmetine nasib =lsun" dedi. Dua ettim. Kabul buyurup, namazda rükuu ihsan eyledi.

Sonra =FCçüncü kat göğe çıktık. Aynı sual ve cevaptan sonra, kapı =çıldı ve kendimi Yusuf aleyhisselamın yanında buldum. Baktım ki kendisine güzelliğin =arısı verilmiş. Bana, "Merhaba" dedi ve dua etti...

Çok melek gördüm. Saf =alinde, cümlesi secdede idiler. Yaratılalıdan beri secdede olup, =endilerine mahsus tesbih ile tesbih ederler. Cebrail aleyhisselam; "Bu meleklerin ibadeti böyledir. Allahü teâlâdan iste ki, bu ameli ümmetine =üyesser eylesin" dedi. Hak teâlâdan diledim. Kabul edip namazda size nasib =yledi.

Dördüncü kat göğe eriştim. Saf gümüşten yapılmış, nurdan bir kapısı var. =urdan bir kilit vurmuşlar. Kilidin üzerinde, "La ilahe illallah Muhammedün =esulullah" yazılı idi. Sual ve cevaptan sonra kendimi, İdris aleyhisselamın yanında =uldum. Bana "Merhaba" dedi ve duada bulundu. Allahü teâlâ, onun hakkında =mealen); "Biz onu yüksek bir mekana ref'ettik" buyurmuştur. (Meryem suresi: =7)

Bir melek gördüm. Bir kürsi üzerine oturmuş, gamlı ve üzüntülü =di. Etrafında o kadar çok melek vardı ki, sayısını ancak cenab-ı Hak bilir. Sağında =urani melekler gördüm. Yeşiller giymişler, çok güzel kokuları var. Her =irinin güzelliğinden yüzlerine bakılamaz. Sol tarafında ağızlarında ateşler =açan melekler vardı. Önlerinde ateşten mızrak ve kamçılar var. Öyle gözleri var =i, bakmağa takat getirilmez. Taht üzerinde oturan meleğin, başından ayağına =adar gözleri var.

Daima önündeki deftere bakar, bir an gözünü ondan =yırmazdı. Önünde bir ağaç vardı. Kah sağ eliyle ondan bir şey alıp =ağındaki nurani meleklere teslim eder, kah sol eliyle bir şey alıp solundaki zulmani meleklere =erirdi. Bu meleğe nazar edince, kalbime bir korku geldi. Hazret-i Cebrail'e; "Bu =elek kimdir?" dedim. "Azrail'dir. Bunun yüzünü görmeğe kimsenin =akati yetmez" dedi. 

Yanına varıp; "Ey Azrail! Bu, ahir zaman peygamberidir ve =llahü teâlânın habibi, sevgilisidir" dedi. Azrail aleyhisselam kalkıp =ana tazim etti; "Merhaba! Hak teâlâ senden daha şerefli bir kimse yaratmadı. =DCmmetin de, cümle ümmetlerden üstündür. Ben senin ümmetine, baba ve =nalarından daha çok acırım" dedi."Senden bir ricam vardır. Ümmetim zayıftır. Onlara =umuşak darvanasın. Ruhlarını yumuşaklıkla alasın" dedim. "Seni en son peygamber =larak gönderen ve kendine habib kılan Allahü teâlânın hakkı için, Allahü =eâlâ gece ve gündüzde yetmişkere; "Ümmet-i Muhammed'in ruhlarını yumuşaklıkla ve =olaylıkla al ve işlerini lütf ile gör" diye emreder. Bunun için ben de senin =FCmmetine, ana ve babalarından daha çok şefkat ederim, dedi.

Beşinci kat =öğe çıktık, orada Harun aleyhisselamla karşılaştık. Bana "Merhaba" dedi ve hayır =uada bulundu.

Beşinci kat gök meleklerinin ibadetlerini =ördüm. Cümlesi ayakta duruyor ve ayaklarının parmaklarına nazar ediyor, asla başka =ere bakmıyor, yüksek sesle tesbih ediyorlardı. Hazret-i Cebrail'den "Bu meleklerin =badeti böyle midir?" diye sordum. "Evet, Hak teâlâdan dile de, bu ibadeti =FCmmetine nasib eylesin" dedi. Dua ettim. Cenab-ı Hak ihsan etti.

Sonra =ltınca kat göğe çıktık. Orada Musa aleyhisselam ile karşılaştık. =ana "Merhaba" dedi ve hayır duada bulundu. Sonra yedinci kat göğe yükseldik, aynı =oru-cevaptan sonra İbrahim aleyhisselamı Beyt-i Ma'mur'a arkasını dayamış =larak buldum. O Beyt-i Ma'mur ki, her gün oraya yetmiş bin melek giriyor bir daha =ıraları gelmiyor. İbrahim aleyhisselama selam verdim. Selamımı aldı. "Merhaba =alih peygamber, salih oğlum" dedi. Sonra;

"Ya Muhammed! Cennet'in yeri gayet =atif ve toprağı temizdir. Ümmetine söyle, oraya çok ağaç =iksinler" dedi. "Cennet'e ağaç nasıl dikilir?" dedim. "La havle vela kuvvete illa billah" ve =Sübhanellahi velhamdülillahi ve la ilahe illallahü vallahü ekber" tesbihini =kuyarak, dedi. 

Cebrail aleyhisselam sonra beni, Sidret-ül-Münteha'ya =ötürdü. Sanki onun yaprakları fil kulakları gibi, meyveleri de kuleler gibi idi. =, Allahü teâlânın emirlerinden herhangi birisiyle =arşılaştığında, öylesine değişiyordu ve güzelleşiyordu ki, Allahü teâlânın yaratmış olduğu =ahlukatından, hiç kimse onun güzelliğini anlatamaz.

Cebrail aleyhisselam, =idret-ül-Münteha'nın ilerisine iletti ve bana veda eyledi. Dedim ki: "Ey Cebrail! Beni =alnız mı bırakıyorsun?" Cebrail aleyhisselam ıstıraba düştü. Hak =eâlânın heybetinden titremeğe başladı ve; "Eğer bir adım daha atarsam, Allahü =eâlânın azametinden helak olurum. Bütün vücudum yanar, yok olur" =edi.

Alemlerin efendisi, buraya kadar Cebrail aleyhisselam ile gelmişti. Cebrail aleyhisselam, =urada kendisini; yaratılmış olduğu suret üzere kanatlarını =çmış, her bir kanadından inciler, yakutlar saçılır bir halde Resulullah'a gösterdi. Sonra =iyası güneşten daha parlak, Refref adında yeşil bir Cennet yaygısı geldi. =urmadan Allahü teâlânın zikriyle meşgul oluyor, bulunduğu alemi tesbih =adası dolduruyordu.

Peygamber efendimize selam verdi. Resulullah =fendimiz Refref'in üzerine oturdu. Bir anda çok yükseklere çıktılar, =icab denilen yetmiş bin perdeden geçtiler. Her hicab arası çok uzak idi. Her perdede =azifeli melekler vardı. Refref, Peygamber efendimizi birer birer o perdelerden =eçirdi. Böylece; Kürsi, Arş ve ruh alemlerini aştılar.

Habib-i =krem efendimiz, her bir perdeden geçerken; "Korkma ya Muhammed! Yaklaş, yaklaş!" =iye emredildiğini duyuyordu. Bilinmeyen, anlaşılamayan, =nlatılamayan şekilde, Allahü teâlânın dilediği yüksekliklere ulaştı. =ekansız, zamansız, cihetsiz, sıfatsız olarak rü'yet hasıl oldu yani Allahü teâlâyı =ördü. Gözsüz, kulaksız, vasıtasız, ortamsız olarak Rabbi ile konuştu. Hiç bir mahlukun =ilemiyeceği, anlıyamıyacağı nimetlere kavuştu... 

 

Muhammed atla göğe yükselerek allahın yanına gitmiş.Ve insanlar bu masala nasıl inanıyorlar.Miraç bir masaldan ibarettir.,atla allahın yanına gidiyormuş gibi arap masallarına aklı olan insan inanmaz.

tarihinde Tengrizm tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Böyle absürd masalların tek amacı,aklı iptal edip sömürüyü evrensel hale getirebilmektir.

Sıradan insanları böylelikle uyuştururlar,etkisizleştirirler ve kullanmaya başlarlar.Milyonlarca insan Tanrı’nın elçisi olduğunu iddia eden bir kaç kişilik grubun kölesi yapılır.Kölelerin ne kadar köle olduklarını ispat etmeleri halinde de soyut hediyeler vaat edilir.

Şüphesiz ki bu sömürü düzenin de o bir kaç kişilik grubun refahı dışında hiç bir dinamik öğe bulunmaz.

O teokratik rant şebekesi ,Tanrı’ya at’a binerek,uzay yolculuğuyla ulaşıldığını ifade etmişse ona inanmak zorundasınız,böyle bir şey olmaz, tanrı her yerde değilmiydi,böyle teferruatlar uydurmadır deyip azıcık sorgulamaya başladığınızda ,aklınızı kullandığınız ve sömürü düzenini bozacağınızı düşünürler ve hemen kafanıza çökerler.

Hadi bir müslüman çıksın da miraç yalandır desin,böyle bir şey Tanrı’ya hakarettir desin,o müslümanı anında şehir meydanında ibretlik olsun diye linç ederler,teokratik rant şebekesi de bunu sarayından keyifle izler.

 

Link to post
Sitelerde Paylaş

Şu zikir çekerek cennete ağaç dikme fantezisi iyiymiş .... :0_80cbc_37a71a73_L:
Bi de gece Medine'den Kudüs'e yürüme hikayesi var ki Kuran'da yazıyor, inkar edilecek bir tarafı yok !
Ona da "allah dilediğini yapar" şeklinde cevap veriyor müslüm taifesi.. 
Lan maden istediğini yapar, niye sağda solda yok "1500 sene önce dünyanın yuvarlak olduğu kuranda yazılmış" yok "kuranda insan emriyosu anlatılmış" yok "tatlı su tuzlu suyla karışmaz"mış palavraları atıyosunuz !
Allah bu, adam hedonist ! İstediğini yapar, dilediğini çarmıha gerer, arzu ettiğini cehenneme atar, ondan sonra sorar cehenneme "karnın doydu mu?" diye yok doymadıysa bi kaç yüz milyar insanı daha atar.. Nedir ki ! Allah herif. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
12 dakika önce, Antonius yazdı:

Namaz müminin miracı diyorlarda;Namaz kılanlardan normal psikolojide miraca çıkanlar varmı acaba?


Yok, sadece tarikat toplantılarına gidenler yükseliyo.  
Malûm, cennet kokusu diye veriyolar mariyuhanayı ortama... Ondan sonra; miraca çıktım, şeyh uçtu felan oluyo..

Link to post
Sitelerde Paylaş

Allah’ın,Muhammed’i yanına getirmek için araç (Burak adlı at-eşek karışımı) kullanması ironik..

Direkt al yanına çıkar,araca ne gerek var?

Cebrail de bunlara eşlik etmiş..

Cebrail varsa Burağa ne gerek var?Burak varsa Cebrail’e ne gerek var?

Allah varsa ne Cebrail’e ne Burağa ne ihtiyaç var?

Link to post
Sitelerde Paylaş
Bir saat önce, Abdülmalik yazdı:

Allah’ın,Muhammed’i yanına getirmek için araç (Burak adlı at-eşek karışımı) kullanması ironik..

Direkt al yanına çıkar,araca ne gerek var?

Cebrail de bunlara eşlik etmiş..

Cebrail varsa Burağa ne gerek var?Burak varsa Cebrail’e ne gerek var?

Allah varsa ne Cebrail’e ne Burağa ne ihtiyaç var?

işte eğer o açıklanırsa imtahandaki sır açığa çıkar :0_80cbc_37a71a73_L::118:

Link to post
Sitelerde Paylaş

Şimdiye kadar kesin anlatırlardı. Özal için anlatılan bazı masallar var. Fakat bu herif için daha temkinli gidiyorlar. Bir anda tepelaklak olur korkusuyla öyle uçtuydu kaçtıydı keramet patlattıydı evliyaydı demeyi biraz riskli görüyorlar. Çünkü Özal'ın sonu ile ilgili bir kaygı var.

 

Bir de bunda öyle komik iddialar at goduna sinek konmuş gibi komik durur yahu! :lol: Özal hadi tontondu filan neyseydi! Buna şimdi öyle keramet patlattı filan deseler gülmekten yıkılırım ben şahsen! Özal'a o kadar gülmezdim, zaten tonton adamdı! Bu yani kereste yahu!

 

Hem evliya demeye ne gerek var, ne adeta peygamberdi kaldı ne allahın sıfatlarını taşıması kaldı yahu! Evliya ne gelir! :0_80cbc_37a71a73_L:

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bu mevzuyu anlamak için, önce tanrı neden gökte, onu anlamak gerekiyor..

 

Tanrı varda, amanda tanrı da, yok yok tanrı da, hatta daha da tanrıda... Tabi bu kafa ütülemeye sorulacak ilk şey: Nerde lan bu tanrı?

 

Şimdi deseniz, çekmecede, birisi açar bakar, deseniz şu dağın tepesinde, biri çıkar bakar. Kimsenin gidemeyeceği, ulaşamayacağı bir yer lazım. 

 

Eh, balon dahi yokken, elbette en ulaşılamaz yer gök. Şu mavi gök. 

 

İşte bu nevi mucizelerin ardındaki şey, ulaşılamaz olan o yere ulaşmış olmasıdır adamın, elbette aslındaki şeyde martavaldır.

 

Adamların gök dedikleri şey, troposfer sınırı. Orayı geçtiniz mi, göğün hali bambaşka. Dünyanın görünüşü de bambaşka, artık mavi gökyüzü falan yok. Eğer göğe çıkar giderseniz, güneş varken gece olduğunu, bulut gibi şeylerin olduğunu falan görürsünüz. Yani, göğe çıkan birindne anlatmasını bekleyeceğiniz şeyler bu martavallar olmazdı. 

 

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
1 dakika önce, adeist yazdı:

nedir o masallar

 

Şehit olduğu, cesedinin çürümediği ile başlayabiliriz. Mezarının yapımında görünmez işçilerin çalıştığı ile devam edebiliriz.

 

Bir de bazı denk gelişlerin kerametler olduğu anlatılır. İşte ne bileyim bir şey demiş de dediği çıkmış filan. Bunlardan çok duydum ama bu zırvalara kıymet vermediğim için ayrıntılarını unuttum. Daha geçen biri şöyle dediydi de hemen tam da öyle olduydu gibi bir şey anlattı, içimden salak geri zekalı aptal dediğim için ne zırvaladığını unuttum. :lol:

Link to post
Sitelerde Paylaş
2 dakika önce, democrossian yazdı:

 

Şehit olduğu, cesedinin çürümediği ile başlayabiliriz. Mezarının yapımında görünmez işçilerin çalıştığı ile devam edebiliriz.

 

Bir de bazı denk gelişlerin kerametler olduğu anlatılır. İşte ne bileyim bir şey demiş de dediği çıkmış filan. Bunlardan çok duydum ama bu zırvalara kıymet vermediğim için ayrıntılarını unuttum. Daha geçen biri şöyle dediydi de hemen tam da öyle olduydu gibi bir şey anlattı, içimden salak geri zekalı aptal dediğim için ne zırvaladığını unuttum. :lol:


Evet doğru, tosuncuğu Ahmet iddia ediyordu bi aralar onu :0_80cbc_37a71a73_L:

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...