Jump to content

Hergün ağlıyorum lütfen yardım edin


Recommended Posts

Çok kötü hissediyorum kendimi bunun sebebi fiziksel görünüşüm insanlar benimle hep alay etti lise yıllarımda. Başarısız biriyim hiçbir konuda yeteneğim yok bu sene üniye gideceğim ama hiç çalıştığım yok zeki birisi değilim. 1 2 tane arkadaşım var sadece ama onların yanindada kendimi çok ezik hissediyorum. İyi niyetli utangaç özgüvensiz birisiyim dış görünüşümdende nefret ediyorum. 170 beyaz tenli sivilceli birisiyim hiç kız arkadaşım olmadı. Çok çekingenim insanlarla konuşurken utanıyorum bıktım böyle birisi olmaktan. Sanki hiç düzelmeyecek hiçbir zaman iyi olamayacakmışım gibi geliyor. Her gün ağlamaktan bıktım hergün ezik hissetmekten başarısız ezik özgüvensiz olmaktan bıktım. Nasıl düzeleceğim? İnsanların benimle alay etmemesini saygı görmeyi kız arkadaşın olmasını bir başarım uğraşım olmasını istiyorum. İçimdeki eziklik duygusu beni yiyip bitiriyor. Ço kötüyüm çok. 

Link to post
Sitelerde Paylaş

Yaklaşık iki yıldır bu sorunlarını, hem de hemen hemen aynı sözcük ve cümlelerle belirtip başlıklar açıyorsun ve bir adım bile ilerleme göstermedin. Göstermen zor çünkü sorunların burada çözemezsin. Birçok insan sana aklı yettiğince, dili döndüğünce ama mutlaka bütün iyi niyetiyle bir şeyler yazdı, yardım etmeye çalıştı. Ben de yazdım biraz ama biliyordum ki bir şeylerin değişmesi pek mümkün değil. Terapistler, doktorlar bunun için var zaten. Yoksa herkes önemli ve çözülmesinin zor olduğu sorunlarını arkadaşlarıyla çözebilirdi, değil mi? Profesyonele ihtiyaç duymaz, sonunda ona gitmekten başka yol olmadığını kabul etmek zorunda olmazdı.

 

Bir yol bulmalı ve profesyonel destek almalısın. Sorunlarınla başetmen, kendini daha iyi ve mutlu hissetmen hiç zor değil, buna inan. Biraz zaman alacak, çaba göstermen gerekecek ancak zor olmayacak. Ama çareyi buralarda, arkadaşlarda vs arama. Aslında sana başından beri söylediğim gibi, senin yaşadığın sorunlar çok tipik ergenlik sorunlarıydı ama aile faktörü, şu bu nedeniyle kronikleşti. Bunun neden böyle olduğunu biliyorum ama biliyor olmamın sana yararı yok. 

 

Yardım aramak için model aldığın ve sürekli kullandığın bu yöntem seni daha da kötü yapar, bundan emin ol. Kendine zarar vermeye ve sorunlarını daha da kronikleştirmeye devam ediyorsun. İçinde bulunduğun durum kendine acımaya, kendin için üzülmene neden oluyor artık ve bu giderek artıyor. Bu hali giyinmek en büyük tehlike senin için. 

O yüzden ciddiye al ve profesyonel bir destek için bir yerlere başvur. Psikiyatra, psikoloğa git. Devlet hastanelerinde terapi yapan uzmanlar var, onları araştırıp bul. Koşulları biraz zorla. 

Bahsini ettiğimiz senin hayatın. Ciddiye alırsın veya almazsın; her durumda bedeli sen ödeyeceksin. 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş

Hepsi geçecek. Çok sızlandın sen. Sızlanmanın yararı yok, bundan vazgeç. 

 

Günümüzde şöyle bir sorun var: Ergenlik yaşı hem öne çekildi, hem ileri uzadı. On yaşında başlayabiliyor ve 24 yaşına kadar sürebiliyor. Bunun çeşitli nedenleri olduğu üzerinde duruluyor. GDO, sentetik, kimyasallar, hatta elektromanyetik dalgalar, bir sürü şeyden bahsediliyor. Bence gelişen teknoloji ve yaşamın kolaylaşması, insanları olgunlaştıran hayat zorluklarının azalması etkili.

 

Her neyse, ergenlikle başa çıkmak gerçekten kolay değildir. Kaygan zeminde araba sürmek ve heyecanlı olmak gibidir. Yalpaladıkça toplamak için direksiyonu gereğinden fazla kırarsın hep ve daha çok yalpalamana neden olur bu. 

 

Aynanın karşısında kendine bakıp durma. Bisiklet al bir tane, sırtına çantanı beline mataranı kafana şapkanı tak, özgür ol. İnternetten bisiklet tutkunları ile tanışmaya, grup gezilerine katılmaya çalış. Bisiklet kadar stres atan bir şey ben ömrümde görmedim. Yüz kilometre gidip yüz kilometre geldiğim olmuştur ve yorgunluktan geberirken ne stres kalıyor ne bir şey...

 

Bisikletin oturağı kanallı olsun. Sakın düz oturak alma. Düz ise değiştir. Boydan boya derin bir kanal olmalı oturağın ortasında. Bu çok önemli. Bir de çok köpek saldırır, buna karşı bir önlem almalısın. Köpekler bisiklet gördü mü çıldırıyorlar. Nedir anlamadım. Ben korkmadığım için hemen bisikletten inip gelin lan bakayım size ananız kim bir belleteyim dediğim için saldırmaya cesaret edemiyorlar. Korkana felaket saldırırlar, bu ciddi bir sorundur. Büyük bir av bıçağından tırsarlar. Bıçağın elinden düşmemesi için sapında bileğine saracağın bir kayış olmalı. Bıçağa rağmen hamle yapar gibi yapabilir ve bununla paniklemeni amaçlayabilirler. Çok it oluyor bu köpek milleti! :lol:

 

Tam zevkli bir doğa gezisi yaparken ortaya çıkıveren beş on köpek, bütün zevkini berbat edebilir. Bisikletin tek handikapı bu. Bu köpeklerin bir kötü huyları varsa o da itlik yapmayı sevmeleri! Bunlardan korkmayacaksın, çözüm bu.

 

Bir seferinde sırtlana benzer kara suratlı bir köpek peşime takıldı. Bıçak gösteriyorum, uzakta bekliyor. Yürüdüm mü tekrar peşime takılıyor. Görünüşü de korkunç, sırtlan gibi aynı! Olum bak git dedim, ısrarla geliyor. Bisikleti atıp buna bir saldırdım, :lol: bağıraraktan! Hiyaaaa diye bıçağı sallayarak saldırdım resmen. Bunun üzerine takipten vazgeçti. :lol:

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ha yalnız ekleyeyim; alanını ve sürüsünü savunan köpeklerle aman diyeyim uğraşılmaz. Benim bahsettiğim dağda dolaşan başıboş köpekler. Bir yeri, bir sürüyü savunan köpek ölümü göze alır. Köpek görevine çok sadık bir hayvandır. Ölür, yine koruduğu şeyi teslim etmez. Özellikle eğitimli köpekse yaklaşmayacaksın. Sürü filan görürsen mutlaka köpek vardır, uzağından geçeceksin. Bazı it köpekler vardır. Sayıları çoksa bir kaçı sürünün başında kalır, bir kaçı sürüyü bırakıp saldırır. Fakat sürüye yaklaştığındaki gibi ısrarcı olmazlar. Bıçağı gösterdin mi geri dönerler. Ama sürüye yaklaşırsan canlarını dişlerine takarlar. Bu köpek sorunu olmasa her hafta sonu çıkarım ama köpeklerle karşılaştım mı gezinin zevki berbat oluyor. Bazen lan artık tüfekle vuracağım bu itleri diyorum, çok can sıkıcılar!

Link to post
Sitelerde Paylaş

Köpekler ne yapsın, onlar da haklı. Bunları gençken sürü için kullanıyor, sonra kaderine terkediyorlar. Köpekler de Vietnam sendromu gibi oluyorlar. Doğalarında zaten olsa da itlik yapmalarının asıl önemli nedeni bu. Önce sürüyü koruyunca aferin, biraz yaşlanınca defol git! Hayvan boşlukta kalıyor, saldıracak, işe yarayacak yer arıyor. Çok daha kötüsü aç da olabilir! 

Link to post
Sitelerde Paylaş
6 saat önce, Beşar Esad yazdı:

Çok kötü hissediyorum kendimi bunun sebebi fiziksel görünüşüm insanlar benimle hep alay etti lise yıllarımda. Başarısız biriyim hiçbir konuda yeteneğim yok bu sene üniye gideceğim ama hiç çalıştığım yok zeki birisi değilim. 1 2 tane arkadaşım var sadece ama onların yanindada kendimi çok ezik hissediyorum. İyi niyetli utangaç özgüvensiz birisiyim dış görünüşümdende nefret ediyorum. 170 beyaz tenli sivilceli birisiyim hiç kız arkadaşım olmadı. Çok çekingenim insanlarla konuşurken utanıyorum bıktım böyle birisi olmaktan. Sanki hiç düzelmeyecek hiçbir zaman iyi olamayacakmışım gibi geliyor. Her gün ağlamaktan bıktım hergün ezik hissetmekten başarısız ezik özgüvensiz olmaktan bıktım. Nasıl düzeleceğim? İnsanların benimle alay etmemesini saygı görmeyi kız arkadaşın olmasını bir başarım uğraşım olmasını istiyorum. İçimdeki eziklik duygusu beni yiyip bitiriyor. Ço kötüyüm çok. 

Çok basit bir cevabı var.türkiyede yaşamayı bırakacaksın.kanada ve avustralyaya tasinicaksin.sana garanti veriyorum.yeniden dogucaksin.burdaki yorumları dikkate alma sen beni dinle.çok ciddiyim.

Link to post
Sitelerde Paylaş
5 saat önce, democrossian yazdı:

Hepsi geçecek. Çok sızlandın sen. Sızlanmanın yararı yok, bundan vazgeç. 

 

Günümüzde şöyle bir sorun var: Ergenlik yaşı hem öne çekildi, hem ileri uzadı. On yaşında başlayabiliyor ve 24 yaşına kadar sürebiliyor. Bunun çeşitli nedenleri olduğu üzerinde duruluyor. GDO, sentetik, kimyasallar, hatta elektromanyetik dalgalar, bir sürü şeyden bahsediliyor. Bence gelişen teknoloji ve yaşamın kolaylaşması, insanları olgunlaştıran hayat zorluklarının azalması etkili.

 

Her neyse, ergenlikle başa çıkmak gerçekten kolay değildir. Kaygan zeminde araba sürmek ve heyecanlı olmak gibidir. Yalpaladıkça toplamak için direksiyonu gereğinden fazla kırarsın hep ve daha çok yalpalamana neden olur bu. 

 

Aynanın karşısında kendine bakıp durma. Bisiklet al bir tane, sırtına çantanı beline mataranı kafana şapkanı tak, özgür ol. İnternetten bisiklet tutkunları ile tanışmaya, grup gezilerine katılmaya çalış. Bisiklet kadar stres atan bir şey ben ömrümde görmedim. Yüz kilometre gidip yüz kilometre geldiğim olmuştur ve yorgunluktan geberirken ne stres kalıyor ne bir şey...

 

Bisikletin oturağı kanallı olsun. Sakın düz oturak alma. Düz ise değiştir. Boydan boya derin bir kanal olmalı oturağın ortasında. Bu çok önemli. Bir de çok köpek saldırır, buna karşı bir önlem almalısın. Köpekler bisiklet gördü mü çıldırıyorlar. Nedir anlamadım. Ben korkmadığım için hemen bisikletten inip gelin lan bakayım size ananız kim bir belleteyim dediğim için saldırmaya cesaret edemiyorlar. Korkana felaket saldırırlar, bu ciddi bir sorundur. Büyük bir av bıçağından tırsarlar. Bıçağın elinden düşmemesi için sapında bileğine saracağın bir kayış olmalı. Bıçağa rağmen hamle yapar gibi yapabilir ve bununla paniklemeni amaçlayabilirler. Çok it oluyor bu köpek milleti! :lol:

 

Tam zevkli bir doğa gezisi yaparken ortaya çıkıveren beş on köpek, bütün zevkini berbat edebilir. Bisikletin tek handikapı bu. Bu köpeklerin bir kötü huyları varsa o da itlik yapmayı sevmeleri! Bunlardan korkmayacaksın, çözüm bu.

 

Bir seferinde sırtlana benzer kara suratlı bir köpek peşime takıldı. Bıçak gösteriyorum, uzakta bekliyor. Yürüdüm mü tekrar peşime takılıyor. Görünüşü de korkunç, sırtlan gibi aynı! Olum bak git dedim, ısrarla geliyor. Bisikleti atıp buna bir saldırdım, :lol: bağıraraktan! Hiyaaaa diye bıçağı sallayarak saldırdım resmen. Bunun üzerine takipten vazgeçti. :lol:

:0_80cbc_37a71a73_L::0_80cbc_37a71a73_L:hahahaha.

Link to post
Sitelerde Paylaş
1 saat önce, spartaküs abaküs yazdı:

Çok basit bir cevabı var.türkiyede yaşamayı bırakacaksın.kanada ve avustralyaya tasinicaksin.sana garanti veriyorum.yeniden dogucaksin.burdaki yorumları dikkate alma sen beni dinle.çok ciddiyim.

    Tamam hocam hemen bavulu toplayıp geliyorum. Hangi otobüs gidiyor oraya ?

 

  

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ya ben bu arkadaşın tipini , görünümünü çok merak ettim . 

Bu kadar da dert edecek ne var acaba ?

Bu nasıl aşağılık kompleksiymiş, belki de çok şey istemektir , öyle ya bir kere gelinen dünyada , süper yakışıklı ve üstün kabiliyetli bir insan olarak yaşamak varken , herkes gibi yaşamayı istememek çok normal bir durum.

Dikkat edilirse , herkes gibi dedim , ezik, çirkin biri olarak demedim. 

Çünkü bu arkadas etrafına bir baksa cogunlugun kendi gibi olduğunu, herkesin çok yakışıklı ve ya kusursuz olmadığını görebilecek. 

Ben tavsiye verebilecek biri değilim aslında ama seve seve kendini kabullenip, kasmadan , düşünmeden yaşamayı öğrenmesi lazim. 

Beynimizin güzel bir özelliği var, yeterince özgüvenliymiş gibi rol yapınca, gerçekten özgüvenli biri oluyorsun , çabalamana gerek olmuyor. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 2 weeks later...

Şimdi size birisinden bahsedeceğim. Bu kişinin öyküsünü okuduğunuzda dünyada ne kötü durumların olabileceğini anlayacaksınız. Bu kişiyi tanıdığım zaman ben insanların ne kötü durumlarda olabileceğini öğrenmiştim.

 

Onu ilk gördüğüm zaman içim burkulmuştu. Bir kolunu hiç kullanamıyordu, diğeri ise tam olmasa da hareket ediyordu. Fakat bu daha bir şey değildi. Yetimhanede büyümüştü. Ne annesinin ne babasının kim olduklarına dair en küçük bir fikri yoktu. 

 

Daha trajedi bitmedi. Ölüme terkedilmişti, bir çöplüğe atılmıştı. Yetimhaneye filan bırakılmamıştı. Çöpçüler bulmuş ve karakola götürmüşler, oradan yetimhaneye getirilmişti. Hikaye korkunçtu. Anne babasının kimler olduğunu bilmediği gibi hala, teyze, amca, dayı kavramlarından da doğal olarak yoksundu. Koca dünyada kimi kimsesi olmayan sap gibi yapayalnız bir kişiydi. 

 

Anne babasının kim olduklarını öğrenip suratlarına tükürmeyi umut bile edemiyordu. Onların kimler olduklarını öğrenmek için elinde hiç bir şans yoktu. Bu umuttan yoksun olmanın ne kadar korkunç bir şey olduğunu düşündükçe tüylerim ürperiyor. Küçük bir umut! Belki bir ipucu yakalar izini sürerim de o alçakların kim olduklarını öğrenirim umudu sıfırdı!

 

Öte dünyada öğrenecekmiş... Ne fayda! Acılar içinde geçen bir ömürden sonra ne fayda? Cehennemlerde yansalar acı içinde geçen ömürden sonra kime ne fayda? Bu kişi bu acıya dayanamayıp intihar da edebilir. Beynini kemiren düşüncelerin korkunçluğu dayanılır gibi değil. Anne babasının akraba veya kardeş olma olasılığı da yüksek, çünkü sakatlığı doğuştan! Korkunç yani, tecavüz ürünü mü, sapık manyak birilerinin çocuğu mu belli değil! Bu konuda en küçük bir fikri yok! Elinde en küçük bir ipucu yok! Öylesine adi bir beze sarılı olarak çöpe atmışlar! Belki bir gazete kağıdına!

 

Hayatta sorunlarınız olduğu ve bunlarla başa çıkamadığınız zaman bu kişiyi düşünmenizi öneririm. Bu kişinin yerinde olduğunuzu düşünün ve ne yapacağınızı düşünün. Bari dünyaya sağlıklı gelseydi! O da yok! Kollar ikisi de sakat! Bu kişi ne yapsın?

Link to post
Sitelerde Paylaş
15 saat önce, democrossian yazdı:

Şimdi size birisinden bahsedeceğim. Bu kişinin öyküsünü okuduğunuzda dünyada ne kötü durumların olabileceğini anlayacaksınız. Bu kişiyi tanıdığım zaman ben insanların ne kötü durumlarda olabileceğini öğrenmiştim.

 

Onu ilk gördüğüm zaman içim burkulmuştu. Bir kolunu hiç kullanamıyordu, diğeri ise tam olmasa da hareket ediyordu. Fakat bu daha bir şey değildi. Yetimhanede büyümüştü. Ne annesinin ne babasının kim olduklarına dair en küçük bir fikri yoktu. 

 

Daha trajedi bitmedi. Ölüme terkedilmişti, bir çöplüğe atılmıştı. Yetimhaneye filan bırakılmamıştı. Çöpçüler bulmuş ve karakola götürmüşler, oradan yetimhaneye getirilmişti. Hikaye korkunçtu. Anne babasının kimler olduğunu bilmediği gibi hala, teyze, amca, dayı kavramlarından da doğal olarak yoksundu. Koca dünyada kimi kimsesi olmayan sap gibi yapayalnız bir kişiydi. 

 

Anne babasının kim olduklarını öğrenip suratlarına tükürmeyi umut bile edemiyordu. Onların kimler olduklarını öğrenmek için elinde hiç bir şans yoktu. Bu umuttan yoksun olmanın ne kadar korkunç bir şey olduğunu düşündükçe tüylerim ürperiyor. Küçük bir umut! Belki bir ipucu yakalar izini sürerim de o alçakların kim olduklarını öğrenirim umudu sıfırdı!

 

Öte dünyada öğrenecekmiş... Ne fayda! Acılar içinde geçen bir ömürden sonra ne fayda? Cehennemlerde yansalar acı içinde geçen ömürden sonra kime ne fayda? Bu kişi bu acıya dayanamayıp intihar da edebilir. Beynini kemiren düşüncelerin korkunçluğu dayanılır gibi değil. Anne babasının akraba veya kardeş olma olasılığı da yüksek, çünkü sakatlığı doğuştan! Korkunç yani, tecavüz ürünü mü, sapık manyak birilerinin çocuğu mu belli değil! Bu konuda en küçük bir fikri yok! Elinde en küçük bir ipucu yok! Öylesine adi bir beze sarılı olarak çöpe atmışlar! Belki bir gazete kağıdına!

 

Hayatta sorunlarınız olduğu ve bunlarla başa çıkamadığınız zaman bu kişiyi düşünmenizi öneririm. Bu kişinin yerinde olduğunuzu düşünün ve ne yapacağınızı düşünün. Bari dünyaya sağlıklı gelseydi! O da yok! Kollar ikisi de sakat! Bu kişi ne yapsın?

Democ bu senin hikayenmi yoksa kardeşim senden uzun süredir huylanıyordum başından bişeyler geçmiş olabileceğinden kardeşim artık sana farklı gözle bakacağım. Ne dersen anlayışla karşılayacağım.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Saçmalama derviş onu tanıdığım zaman onu gördüğüm zaman diyorum ne benim hikayem olması be! İlla öküzün altında buzağı arayacaksınız, size bir şey anlatmak sizi muhatap almak da doğru değil. Saplantılı ve dogmatiksiniz. Sabit fikirli yobazlarsınız. 

 

Kafanda paslı bir çivi gibi saplı ahmakça bir fikir: Bir ateist mutlaka başından kötü bir olay geçtiği için ateisttir. Salak embesil, illa benim başımdan mı geçmesi gerekiyor, dünya trajedilerle dolu! Gözünü aç da dünyaya bir bak!

Link to post
Sitelerde Paylaş

Onu hatırladıkça içimin daha fazla burkulmasının bir nedeni de ona polislerin verdiği ismi duyunca bunu basit bulmuş olmam. Fakat bunu durumunu bilmeden yapmıştım. Polisler rasgele bir isim sallamışlar tabii. Ben de ismini öğrenince salak kafam bir güler gibi yaptım. Bu pisliği nasıl yaptım anlamıyorum. Çocuk sayılırdım, yeni yetmeydim. Bir hatadır yaptım. Son derece öfkeli bir şekilde ismimi çok mu komik buldun dedi. Hemen ciddileştim ama artık çok geçti. Hatayı bir kere yapmıştım. Bağırarak ağlamaya başladı. Ne yapacağımı şaşırdım. Beni gördükçe öfke krizine girdiği için uzaklaştım. Sonra öyküsünü anlattılar. Eşşek gibi pişman oldum tabii.

 

Bunu niye anlatıyorum hikaye olsun diye değil. Kendinizi kötü hissettiğinizde bu kişiyi düşünün ve durumun o kadar da kötü olmadığını anlayın.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...