Jump to content

Allah Neden Dininin Temelini Korkuyla Atar


Recommended Posts

  • İleti 119
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

2 dakika önce, TheRationalAtheist yazdı:

 Neden şükretmemiz ve hayırlı ameller bulunmamız için yaratıyor peki? Şükredip hayırlı ameller işleyince tanrının kazancı ne olacak?


Ey kullarım! Sizin ilk insandan son insana kadar hepiniz, insanlarınız ve cinleriniz en muttaki bir insan gibi olsanız ve o sıfat içinde bana kulluk etseniz, bu benim mülkümde hiçbir şey artırmaz, yüceliğime bir şey katmaz.

Ey kullarım! Sizin ilk insandan son.insana kadar hepiniz, insanlarınız ve cinleriniz en günahkâr bir insan gibi olsanız ve o halde bana isyan etseniz, bu benim mülkümde hiçbir şey eksiltmez, yüceliğime hiçbir zarar vermez.

Sizin ilk insandan son insana kadar hepiniz, insanlarınız ve cinleriniz bir tepede toplansanız, her biriniz benden bir şey istese ve hepinize istedikleri şeyleri versem, bu benim mülkümde hiçbir şey eksiltmez.HADİS

Link to post
Sitelerde Paylaş
Şimdi, Yeraltı yazdı:

Ey kullarım! Sizin ilk insandan son insana kadar hepiniz, insanlarınız ve cinleriniz en muttaki bir insan gibi olsanız ve o sıfat içinde bana kulluk etseniz, bu benim mülkümde hiçbir şey artırmaz, yüceliğime bir şey katmaz.

Ey kullarım! Sizin ilk insandan son.insana kadar hepiniz, insanlarınız ve cinleriniz en günahkâr bir insan gibi olsanız ve o halde bana isyan etseniz, bu benim mülkümde hiçbir şey eksiltmez, yüceliğime hiçbir zarar vermez.

Sizin ilk insandan son insana kadar hepiniz, insanlarınız ve cinleriniz bir tepede toplansanız, her biriniz benden bir şey istese ve hepinize istedikleri şeyleri versem, bu benim mülkümde hiçbir şey eksiltmez.HADİS

 

 

 Ne diye bizi yaratıp iyi ameller filan işlememizi bekliyor o zaman?

Link to post
Sitelerde Paylaş
45 dakika önce, Yeraltı yazdı:

Ben'i anın ki, Ben de sizi anayım. Bana şükredin ve Bana nankörlük etmeyin" (el-Bakara, 2/152)

Sanki bu allah ölmüşte onu anmamızı istiyor zeyusun rahmeti üzerine olsun ey arap putu allah.

Link to post
Sitelerde Paylaş
47 dakika önce, Yeraltı yazdı:

O, istediğiniz şeylerin hepsinden size verdi. Eğer Allah’ın nimetlerini saymaya kalkışsanız sayamazsınız. Şüphesiz insan çok zalimdir, çok nankördür.İBRAHİM-34

Kendisi sayabiliyormu hadi buyrsun saysın

Link to post
Sitelerde Paylaş
40 dakika önce, Yeraltı yazdı:


Ey kullarım! Sizin ilk insandan son insana kadar hepiniz, insanlarınız ve cinleriniz en muttaki bir insan gibi olsanız ve o sıfat içinde bana kulluk etseniz, bu benim mülkümde hiçbir şey artırmaz, yüceliğime bir şey katmaz.

Ey kullarım! Sizin ilk insandan son.insana kadar hepiniz, insanlarınız ve cinleriniz en günahkâr bir insan gibi olsanız ve o halde bana isyan etseniz, bu benim mülkümde hiçbir şey eksiltmez, yüceliğime hiçbir zarar vermez.

Sizin ilk insandan son insana kadar hepiniz, insanlarınız ve cinleriniz bir tepede toplansanız, her biriniz benden bir şey istese ve hepinize istedikleri şeyleri versem, bu benim mülkümde hiçbir şey eksiltmez.HADİS

Mubarek insan şimdi bu adamla cennte ne bok yiyim hele bir söyle bende biliyim. s****kerim cenntinizi  alın sizin olsun enset ilşkiden olan badeciler.  tipe bak 

W3VR8M.jpg

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bir insan

1 hour ago, Yeraltı said:

Senin galiba psikolojik sorunları var.

Sağduyu ? Aşağılamak için söylemiyorum.

 

7 yy araplarına tapan birisi mi söylüyor bunu? Komik mi olmaya çalışıyorsun?

 

İnanmıyor diye insan yakılmasını normal bulan birisi bu saçmalıktır diyen birini psikolojik sorunlarla suçluyor, işe bak!

Link to post
Sitelerde Paylaş

Allah'ı şimdilik boş verelim. Biz gözümüzün önünde olup biteni anlamaya çalışalım.

 

Mevcut( Var olan) ne kadar iyi bilinir ve anlaşılırsa Vücud ( Varlık) ta o kadar iyi bilinir ve tanınır. Çünkü Var olanlar Varlığın kendini gösterdiği yerlerdir. Peki Var olanda ne görüyoruz? 

 

(Elbette başka evrenlerin var olması ihtimalinde de söz edilebilir ama) Bizim ulaşabildiğimiz evrende olan biten nedir? Zerreden kürreye, Atom altı parçacıklardan galaksilere ve galaksi kümelerine kadar her şey her an değişiyor. Yıkılıyor, yapılıyor, birleşiyor, ayrılıyor. Doğuyor, ölüyor, yeniden, başka bir şey olarak doğuyor. Böylece hayat oluyor ölüm oluyor, zaman, mekan, ışık, renk, ses, sıcaklık, soğukluk, tatlar, dere, tepe, çiçek, meyve, ağaç, hayvan, insan ve bilemediğimiz daha nice şeyler var oluyor. Bu olup biten hakkında konuşurken iyidir ya da kötüdür demeyiz. Sadece karşısında ihtişam duyarız. Çünkü zaten var oluşun  anlamı ve amacı kendine ve kendi bütünlüğüne göre tanımlanır. Bütünün tek bir parçası merkeze konarak olan bir şey için iyi oldu ya da kötü oldu şeklinde bir yargıya varılmaz.

 

Bunun tek istisnası insanın nefsidir. O kendisini merkeze koyar. Kendini Tanrı edinir. Her şeyi de kendine uydurmak ve tabi kılmak ister. Kendine yarayan şeyi iyi bilir, yaramayanı kötü. Bu her şeye din ve tanrı kavramları da dahildir. Dindarlar ve Tanrıya inananlar bazen kafalarına göre bir din ve Tanrı tanımladıkları gibi, Dinsizler ve Tanrıtanımazlar da bazen kendi kafalarına tabi olmadığı için Ona inanmazlar ya da kızarlar. Ama var olan ve gerçek olan hiç bir şey insanın hevasına uymak zorunda olmadığı gibi, eğer varsa ve gerçekse din de Tanrı da insanların keyfine tabi olmayacaktır.   

 

tarihinde Yeni Üye tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
20 minutes ago, Yeni Üye said:

Allah'ı şimdilik boş verelim. Biz gözümüzün önünde olup biteni anlamaya çalışalım.

 

Mevcut( Var olan) ne kadar iyi bilinir ve anlaşılırsa Vücud ( Varlık) ta o kadar iyi bilinir ve tanınır. Çünkü Var olanlar Varlığın kendini gösterdiği yerlerdir. Peki Var olanda ne görüyoruz? 

 

(Elbette başka evrenlerin var olması ihtimalinde de söz edilebilir ama) Bizim ulaşabildiğimiz evrende olan biten nedir? Zerreden kürreye, Atom altı parçacıklardan galaksilere ve galaksi kümelerine kadar her şey her an değişiyor. Yıkılıyor, yapılıyor, birleşiyor, ayrılıyor. Doğuyor, ölüyor, yeniden, başka bir şey olarak doğuyor. Böylece hayat oluyor ölüm oluyor, zaman, mekan, ışık, renk, ses, sıcaklık, soğukluk, tatlar, dere, tepe, çiçek, meyve, ağaç, hayvan, insan ve bilemediğimiz daha nice şeyler var oluyor. Bu olup biten hakkında konuşurken iyidir ya da kötüdür demeyiz. Sadece karşısında ihtişam duyarız. Çünkü zaten var oluşun  anlamı ve amacı kendine ve kendi bütünlüğüne göre tanımlanır. Bütünün tek bir parçası merkeze konarak olan bir şey için iyi oldu ya da kötü oldu şeklinde bir yargıya varılmaz.

 

Bunun tek istisnası insanın nefsidir. O kendisini merkeze koyar. Kendini Tanrı edinir. Her şeyi de kendine uydurmak ve tabi kılmak ister. Kendine yarayan şeyi iyi bilir, yaramayanı kötü. Bu her şeye din ve tanrı kavramları da dahildir. Dindarlar ve Tanrıya inananlar bazen kafalarına göre bir din ve Tanrı tanımladıkları gibi, Dinsizler ve Tanrıtanımazlar da bazen kendi kafalarına tabi olmadığı için Ona inanmazlar ya da kızarlar. Ama var olan ve gerçek olan hiç bir şey insanın hevasına uymak zorunda olmadığı gibi, eğer varsa ve gerçekse din de Tanrı da insanların keyfine tabi olmayacaktır.   

 

 

Ne demek istedin şimdi?

 

Hem neden Allah'ı boş veriyoruz, konu İslam tanrısı Allah'ın neden dinin temelini korkuyla attığı. 

 

Ayrıca hiç bir ateist tanrıya falan kızmaz, olmayan bir şeye kızılmaz, kızılan şey bir takım sahtekarların, şarlatanların, çıkarcıların ortaya attığı yalanlar, palavralardır, bu yalanları insanlığa gerçekmiş gibi sunan şarlatanlardır.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Dinler, insanlarda suçluluk hislerini uyandırmak için,  özellikle korkutmayı ve ürkütmeyi bir araç olarak kullanır.  Bu șekilde onları manipule etmeye çalıșır. Tanrı´nın mesajlarına dikkatlice baktığınızda, insanlar nankörlük ederek Tanrı´yı hayal kırıklığına uğratmıșlardır.  Suçlu olan hep insanlardır.

 

tarihinde kavak tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
On ‎1‎.‎05‎.‎2018 at 21:35, dr.Kemal yazdı:

sadece 145 ayette cehennem tasviri

 

Amma da azmış ha! :0_80cbc_37a71a73_L: "Hiç sayılır canıııım noolacak sadece ve sadece yüz kırk beş tanecik! O kadar da olsun ama canıııım!" :D

 

Burada mevzu nicelik değil nitelik. O sadece 145 tane olduğunu söylediğin pasajlar işkencecinin el kitabından farksız!

 

Siz bu haliyle bu şeyi ateistlere kakalayamazsınız. Cahil kişilere zaten kakalıyorsunuz. Onda sorun yok. Cahile ne olsa kakalanır çak gitsin zaten.

Link to post
Sitelerde Paylaş
On 07.05.2018 at 18:11, sağduyu yazdı:

Ne demek istedin şimdi?

 

Hem neden Allah'ı boş veriyoruz, konu İslam tanrısı Allah'ın neden dinin temelini korkuyla attığı. 

 

Ayrıca hiç bir ateist tanrıya falan kızmaz, olmayan bir şeye kızılmaz, kızılan şey bir takım sahtekarların, şarlatanların, çıkarcıların ortaya attığı yalanlar, palavralardır, bu yalanları insanlığa gerçekmiş gibi sunan şarlatanlardır.

 

Ben de diyorum ki, madem yaratıcıdan bahsediyoruz, duygusal davranmayı ve onu bir insanı yargılar gibi yargılamayı, bırakıp gerçekçi olalım. Allah'ı nefsimizi değil de gerçekleri merkeze koyarak dinleyelim. Evrende olan biten hiç bir şey bize sorularak ya da bizim keyfimize göre gerçekleşmiyor. Atom tasarlanırken ve ona tertibi verilirken kimse bize bir şey sormadı. Hayat, ölüm, rahmet, azab, nimet, çile, ferahlık, darlık, hastalık, darlık vb. şeyler var olurken ve insanlar arasında taksim olunurken de kimse bize bir şey sormadı. Peki bu dünyada bu böyleyken, varsa, öte dünyanın bizim keyfimize göre hüküm verileceğini nereden çıkarıyoruz. Ne demiş İbrahim Hakkı,

 

Deme niçin şu şöyle
Yerindedir ol öyle
Bak sonunu seyreyle
Mevla görelim neyler
Neylerse güzel eyler

 

Bu dünyada ferahlık, güzellik ve nimetler var. Aksi de var. Sıkıntı, çile, azab. Hatta çoğu zaman bunlar iç içe de geçiyor. Zorluğa tahammül ferahlığa ve güzelliğe yol açıyor. Nimet, bazen azaba dönüşüyor vb. Sıkıntı ve çileler insanı olgunlaştırıyor. Kolaylık ve nimetler olgun insanı daha da güzelleştirirken, ham insanı şımartıp haddi aşmasına ve zulme kaymasına yol açıyor vb. Bu dünyaya ilişkin bildiklerimiz ve gördüklerimiz bunlar. Yani hem cennetin prototipi hem cehennemin prototipi zaten bu dünyada da yaşanıyor.

 

Peki Allahın söylediği ne? inanır iyi işler yaparsanız, olgun insan olduğunuzu ispatlarsanız, öte tarafta dünyadakilerin çok ötesinde  güzelliklerle ve nimetlerle karşılaşırsınız. Aksini yaparsanız, bu dünyada olgunluğa ve rüşde erişemezseniz, öte tarafta sıkıntı, azab ve çileyle. karşılaşır,  olgunlaşmanızı orada tamamlarsınız. Bunda gerçekçi olmayan bir şey var mı? Varsa onu söyle. Yoksa neden tehdit ediyor ve korkutuyor gibi nefsani argümanlar bir işe yaramaz. Sana mı soracaktı. Yani evren var olurken falan falan konu bize soruldu ama bu konu sorulmadı gibi bir durum mu var. Hiç bir şeyi bize sormadığı gibi bunu da soracak değil.

 

Bununla birlikte öte taraftaki sıkıntıların bu dünyadakilerle kıyaslanmayacak olmasına rağmen sonsuz olmayacağını ben de temenni ediyorum. Bu görüşü bazı islam alimleri de savunmuştur. Bu konuda nakli ve akli deliller de mevcuttur. Ama en doğrusunu Allah bilir.  

Link to post
Sitelerde Paylaş

Olmayan birșeyi, varmıș gibi lanse etmek ve karșı çıkanlara fırça atmak, en kibar tabirle söylemek gerekirse, bakara´nın ta kendisidir.

Adamlara bak, ellerinde kanıt k´si yok, gelmișler buraya aklı evvellik yapıyorlar.

İstediniz kadar allayıp pullayın, Afrikada´ki bir kabilenin tanrısından bir gram farkı yok, bu mâlum Tanrı´nın.

Onlarınki uydurmaysa, sizlerinki de hayhay uydurmadır. Bu bir durum tespitidir, inanmakla zerre kadar alakası yok.

Ne yapıp yapmadığını bizlere mi soracakmıș, mıș mıș.

Bu Tanrı var mı ?

Varsa, gelsin.

Gelsin ki, boyunun ölçüsünü alsın.

Bu kadar kısa, açık ve net.

Çarșaf çarșaf yazılar döșemenin bir âlemi yok.

Aha, meydan burası.

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
13 minutes ago, Yeni Üye said:

 

Ben de diyorum ki, madem yaratıcıdan bahsediyoruz, duygusal davranmayı ve onu bir insanı yargılar gibi yargılamayı, bırakıp gerçekçi olalım. Allah'ı nefsimizi değil de gerçekleri merkeze koyarak dinleyelim. Evrende olan biten hiç bir şey bize sorularak ya da bizim keyfimize göre gerçekleşmiyor. Atom tasarlanırken ve ona tertibi verilirken kimse bize bir şey sormadı. Hayat, ölüm, rahmet, azab, nimet, çile, ferahlık, darlık, hastalık, darlık vb. şeyler var olurken ve insanlar arasında taksim olunurken de kimse bize bir şey sormadı. Peki bu dünyada bu böyleyken, varsa, öte dünyanın bizim keyfimize göre hüküm verileceğini nereden çıkarıyoruz. Ne demiş İbrahim Hakkı,

 

Deme niçin şu şöyle
Yerindedir ol öyle
Bak sonunu seyreyle
Mevla görelim neyler
Neylerse güzel eyler

 

Bu dünyada ferahlık, güzellik ve nimetler var. Aksi de var. Sıkıntı, çile, azab. Hatta çoğu zaman bunlar iç içe de geçiyor. Zorluğa tahammül ferahlığa ve güzelliğe yol açıyor. Nimet, bazen azaba dönüşüyor vb. Sıkıntı ve çileler insanı olgunlaştırıyor. Kolaylık ve nimetler olgun insanı daha da güzelleştirirken, ham insanı şımartıp haddi aşmasına ve zulme kaymasına yol açıyor vb. Bu dünyaya ilişkin bildiklerimiz ve gördüklerimiz bunlar. Yani hem cennetin prototipi hem cehennemin prototipi zaten bu dünyada da yaşanıyor.

 

Peki Allahın söylediği ne? inanır iyi işler yaparsanız, olgun insan olduğunuzu ispatlarsanız, öte tarafta dünyadakilerin çok ötesinde  güzelliklerle ve nimetlerle karşılaşırsınız. Aksini yaparsanız, bu dünyada olgunluğa ve rüşde erişemezseniz, öte tarafta sıkıntı, azab ve çileyle. karşılaşır,  olgunlaşmanızı orada tamamlarsınız. Bunda gerçekçi olmayan bir şey var mı? Varsa onu söyle. Yoksa neden tehdit ediyor ve korkutuyor gibi nefsani argümanlar bir işe yaramaz. Sana mı soracaktı. Yani evren var olurken falan falan konu bize soruldu ama bu konu sorulmadı gibi bir durum mu var. Hiç bir şeyi bize sormadığı gibi bunu da soracak değil.

 

Bununla birlikte öte taraftaki sıkıntıların bu dünyadakilerle kıyaslanmayacak olmasına rağmen sonsuz olmayacağını ben de temenni ediyorum. Bu görüşü bazı islam alimleri de savunmuştur. Bu konuda nakli ve akli deliller de mevcuttur. Ama en doğrusunu Allah bilir.  

 

Yahu ben yaratıcı maratıcı yargılamıyorum, olmayan bir şey yargılanmaz, bu 7 yy cahili arapların uydurduğu Allah adlı karakterin saçmalığını gösteriyorum, diğer dinsizler de bunu yapıyor.

 

Sen daha bunun bile farkında değilsin, sanki Allah adında bir tanrının varlığını kabul etmişiz de onu yargılıyormuşuz sanıyorsun.

 

20 minutes ago, Yeni Üye said:

Peki Allahın söylediği ne? 

 

Allah dediğin zımbırtı bir arap putu, putun konuştuğu nerede görülmüş? Şu ana Allah adlı tanrı da dahil hiç bir tanrı seninle konuştu mu, iletişime geçti mi? 

 

1400 küsur yıl önce Muhammed adlı birisi Allah adında bir tanrı benimle iletişime geçip beni elçi seçti, bana inanmayan ve itaat etmeyen herkesi sonsuza kadar kebap yapacak demiş, sen de bizden bu deli saçması iddiaya inanmamızı istiyorsun.

 

Şimdi sana bir soru: Sana göre bu Kuran kimlere gönderildi?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bu sözde tanrı arap kuklası, dinin temelini neden korkuyla atmıştır...; Çünkü buna muhtaçtı.

Bu tanrıyı yaratanların, tehdit ve zorbalıklar olmadan insanları köleleştirmesi çok zor olacaktı.

 

Ayrıca sorgulayan insanları susturmak için de korkuya muhtaçlar.

Düşünsenize....; herkesin söz hakkı eşit olsaydı, bu çelişkilerle dolu insanlık dışı din, toplum üzerinde egemenlik kurabilir miydi?

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş

İyi de, biz burada Allahın varlığının delillerini konuşmuyoruz ki. Soru müslümanlara sorulmuş ve belli.

"Ey müslümanlar sizin Allahınız neden cehennemi var etmiş ve neden indirdiği dinde insanları onunla tehdit edip korkutuyor" Buna ben müslüman olarak elbette Allahı varsayarak cevap vereceğim.

 

Ama başta da söylediğim gibi Allahı varsaymasam bile sizinle ortak zeminimiz bu evren ve bu dünya . Beraber gözlemliyoruz, beraber yaşıyoruz. Dolayısıyla bu sorunun anlamlı olması için bu ortak zeminde olan biten şeylerden karşıt delil getirilmesi lazım. Yani soruyu şöyle sorabilirseniz anlamlı olur:

"Ey müslümanlar sizin Allahınız azabla ve cezayla tehdit etmiş ama biz evrende azab göremiyoruz. Nedir bu azab?"

ya da "Ey müslümanlar sizin Allahınız azabla ve helakla tehdit etmiş ama biz tarih boyunca helak olmuş bir kavim ya da topluluk göremiyoruz. nedir deliliniz?"

ya da "Ey müslümanlar sizin Allahınız insanı neden cezayla tehdit etmiş, bakın biz kanunlarında hiç bir ceza olmayan, içerisinde hiç bir ceza evi olmayan bir devlet kurduk."

diyebiliyorsanız o zaman sorunuz anlamlı olur.

 

İnsanların ıslah ve tedavi olması için bu dünyada iki kurum var. Biri akıl hastanesi diğeri ceza evi. Öte tarafta samimi ve zararsız ateistleri akıl hastanesine, muzır ve zararlı insanları da ceza evine koyacaklar. Olay basitçe böyle ifade edilebilir.

Link to post
Sitelerde Paylaş
5 hours ago, Yeni Üye said:

İnsanların ıslah ve tedavi olması için bu dünyada iki kurum var. Biri akıl hastanesi diğeri ceza evi. Öte tarafta samimi ve zararsız ateistleri akıl hastanesine, muzır ve zararlı insanları da ceza evine koyacaklar. Olay basitçe böyle ifade edilebilir.

 

 

Allah sana bunları ne zaman ve nerede söyledi?  Senin rehber olarak aldığın bir kitap ve hadisler yok mu? Neden şu ayet ve şu hadise göre şöyle yapılacak diye net konuşmuyorsun da kendi kafana göre sallıyorsun?

 

Hangi ayet ve/veya hadiste gayrimüslümler ( sadece ateistler değil) akıl hastanesine veya cezaevine koyulacak yazıyor?

 

Kuran'a göre müslüman olmayanlara yapılacaklar:

 

Onu yutmaya çalışacak, fakat boğazından geçiremeyecek ve her yandan ona ölüm gelecek, fakat o ölemez. Arkasından da çetin bir azab gelecektir. (İBRAHİM/17)

Şüphesiz ki âyetlerimizi inkâr eden kâfirleri biz yarın bir ateşe atacağız. Derileri piştikçe azabı duysunlar diye, kendilerine başka deriler vereceğiz. Çünkü, Allah gerçekten çok güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir. (NİSA/56)

Bir de bunlara demirden kamçılar vardır. (HAC/21)

Şu ikisi Rableri hakkında tartışmaya girmiş iki hasımdır. O'nu inkar edenler için ateşten elbiseleri biçilmiştir. Başlarının üstünden kaynar su dökülür. (HAC/19)

Gömlekleri katrandandır ve yüzlerini ateş kaplar. (İBRAHİM/50)

Şu ikisi Rableri hakkında tartışmaya girmiş iki hasımdır. O'nu inkar edenler için ateşten elbiseleri biçilmiştir. Başlarının üstünden kaynar su dökülür. (HAC/19)

Elbette bir ağaçtan, zakkum ağacından yiyeceksiniz.

Karınlarınızı hep onunla dolduracaksınız. (VAKİ'A/52-53)

Onlar için kuru bir dikenden başka yiyecek de yoktur.

O da ne besler, ne de açlığı giderir. (ĞAŞİYE/6-7)

Nasıl, bu mu daha hayırlı konukluk için, yoksa zakkum ağacı mı?

Gerçekten biz onu zalimler için bir fitne (imtihan) yaptık.

O bir ağaçtır ki cehennemin dibinde çıkar.

Tomurcukları şeytanların başları gibidir. (SAFFAT/62-65)

Gerçekten zakkum ağacı,

Günahkârların yemeğidir.

O pota gibi karınlarda kaynar.

O, kızgın bir sıvının kaynaması gibidir. (DUHAN/43-46)

Bir irinden başka yiyecek de yok. (HAKKA/36)

Üstüne de kaynar su içeceksiniz.

Susuzluk illetine tutulmuş develerin içişi gibi içeceksiniz. (VAKİ'A/54-55)

Dinlerini bir oyun ve bir eğlence edinen ve kendilerini dünya hayatının aldattığı kimseleri bırak! Ve hiçbir kimsenin kazandığı şey yüzünden kendisini helake atmamasını, kendisi için Allah'tan başka hiç bir dost ve hiçbir şefaatçi bulunmadığını Kur'ân ile hatırlat. O, azaptan kurtulmak için bütün varını feda etse, kendisinden alınmaz. Onlar kazandıkları şey yüzünden helake uğratılmışlardır. Onlar için, inkâr ettiklerinden dolayı kaynar bir içecek ve can yakıcı bir azab vardır. (EN'AM70)

Ardından da Cehennem vardır, orada kendisine irinli su içirilecektir.

Onu yutmaya çalışacak, fakat boğazından geçiremeyecek ve her yandan ona ölüm gelecek, fakat o ölemez. Arkasından da çetin bir azab gelecektir. (İBRAHİM/16-17)

Onlara kızgın bir kaynaktan su verilir. (ĞAŞİYE/5)

Orada ne bir serinlik tadacaklar, ne de içecek bir şey.

Ancak bir kaynar su ve irin (içecekler). (NEBE/24-25)

Sonra üzerine onlar için kaynar bir içecek vardır. (SAFFAT/67)

Kâfirlere de inkâr ettikleri için kaynar sudan bir içki ve acıklı bir azap vardır. (YUNUS/4)

İşte artık tatsınlar onu ki, o kaynar su ve irindir. (SAD/57)

Günahkârlar ateşi görmüşler de artık ona düşeceklerini anlamışlardır. Fakat ondan kaçıp sığınacak bir yer bulamazlar. (KEHF/53)

Biz sizi yakın bir azap ile uyardık. O gün kişi ellerinin ne takdim ettiğine bakacak ve kâfir diyecek ki: "Ah ne olaydı, ben bir toprak olaydım." (NEBE/40)

Elleri boyunlarına bağlı olarak onun dar bir yerine atıldıkları zaman da, oracıkta yok olmayı isterler.

(Onlara şöyle denilir) Bu gün bir yok olmayı değil, nice yok olmaları isteyin! (FURKAN/13-14)

Onlar cehennem bekçisine: "Ey Mâlik! Rabbin artık bizi öldürsün." diye seslenirler. Mâlik de: "Siz böylece kalacaksınız." der. (ZUHRUF/77)

 

Kitabında yazanlar bunlar işte, gerçeği ne kadar örteceğini sanıyorsun? Dünyadaki hangi akıl hastanesi veya cezaevinde bu kadar sadistçe, sapıkça, insanlık dışı uygulamalar var?

Link to post
Sitelerde Paylaş
On 09.05.2018 at 12:54, sağduyu yazdı:

Kitabında yazanlar bunlar işte, gerçeği ne kadar örteceğini sanıyorsun? Dünyadaki hangi akıl hastanesi veya cezaevinde bu kadar sadistçe, sapıkça, insanlık dışı uygulamalar var?

 

Ben kitabımda yazanların farkındayım. Hepsinden Allaha sığınırım. Allah bütün bu tasvirleri bizi korkutmak ve aklımızı başımıza getirmek için yaptığını kuranda ifade ediyor zaten. 

 

Ama benim inandığım Allah sadece kitabı indirmemiş. Bütün mevcudatı da var etmiş ve yönetiyor. İnsanı da yaratmış. Ona etrafını gözlemle, olan biten üzerinde akletme ve böylece biraz olsun Yaratıcısını tanıma lütfu da vermiş. Şimdi sana soruyorum:

 

Kaynayan yanardağları ya da denizleri görüyorsun değil mi? onların içinde olabilirdin ve bu garip olmazdı ama değilsin.

Çarpışan ve un ufak olan galaksileri de görüyorsun. onların da içinde değilsin.

Kara delikler tarafından yutulan güneşleri de görüyorsun. Orada da değilsin.

 

Peki neredesin? İstisnanın da istisnası şartlara sahip, hayatı var edebilecek ve devam ettirebilecek özelliklerde, korunaklı bir gezegende, gezegenin en müstesna canlısı olarak varsın. Sana bu güzellikleri sağlayan birisi var ya da yok. Varsa Ona teşekkür etmelisin. Yoksa da demelisin ki , böyle birini ben göremiyorum ve yok. ama olsaydı da bu yaptıklarına bakılırsa bana karşı çok cömert olmalıydı. Çok ta merhametli.

 

Sadece bunu söylemen ve hüsnü zan etmen bile belki seni kurtarabilecekken, akıl dışı bir çok düşünceyi savunuyorsun. Bir kere, bir şeyler mevcut ama var eden yok diyorsun. Ya da daha doğru bir tabirle bir tane var eden değil sayısız var eden var diyorsun. Sayısız müstakil ve müstağni var sayıyorsun. İşte, benim gözümde bunu inadından değil de samimiyetle söyleyen birinin yeri akıl hastanesidir. Sonra, yaratıcıyı sadece şiddetiyle ve cezasıyla anıyorsun. Onları davet ediyorsun. Rahmetini ve lütfunu anıp onları davet etmiyorsun.

 

Rabbin, insanoğlunun sulbünden soyunu alıp devam ettirmiş, onlara: 'Ben sizin Rabbiniz değil miyim' demiş ve buna kendilerini şahit tutmuştu. Onlar da: 'Evet şahidiz' demişlerdi. Bu, kıyamet günü, 'Bizim bundan haberimiz yoktu' dersiniz veya 'Daha önce babalarımız Allah'a ortak koşmuşlardı, biz de onlardan sonra gelen bir soyuz, bizi, boşa çalışanların yaptıklarından ötürü yok eder misin?' dersiniz diyedir.


Bizim inancımız odur ki, iman herkese verilmiş zaten. İlahi hikmet gereği bir kısmı buna bu dünyada kavuşuyor, bir kısmı bundan gafil kalıyor. Son nefesinde ya da sonrasında kavuşuyor.  Bazı alimlerden ve ariflerden işittiğimiz ve rabbimizden ümidimiz şudur ki; Öte tarafta herkes yaptıklarına göre tartısı tartılıp, suçlular cezasını ve hak ettiğini çektikten sonra nihai hüküm Genel Af olacaktır.

 

 "Muhakkak benim rahmetim gazabıma galebe çalar. " kudsi hadis

 

“Ben kulumun bana olan zannının yanındayım/yani, kulum beni nasıl tanırsa-düşünürse onunla öyle muamele görürüm.” (bk. Buhari, Tevhid 15, 35; Müslim, Tevbe  1)

 

“Mü’min, Allah katında olan azabı bilmiş olsaydı, hiç kimse cennete göz dikmezdi. Kâfir de Allah katında olan rahmeti bilmiş olsaydı, hiç kimse cennetten ümidini kesmezdi.” [Müslim, Tevbe 23, (2755);  Tirmizî, Da'avât 100, (3542)].

 

"Onlar, gökler ve yerler durdukça orada ebedî olarak kalacaklardır. Ancak Rabbinin dilemesi başka. Şüphesiz Rabbin istediğini yapandır." ayet

 

“Kıyamet günü Allah bir adamın cehenneme girmesine hükmetti. Allah’ın huzurundan alınıp cehenneme sevkedilirken adam geri dönüp bakar ve ‘Benim Allah’a karşı beslediğim ümidim böyle değildi!’ der. Allah: ‘Senin benim hakkımdaki düşüncen nasıldı?’ diye sorar. Adam: ‘Ben Rabbimin Rahim, Gafur (sonsuz merhamet ve mağfiret sahibi) olduğunu düşünüyordum.’ diye cevap verir. Bunun üzerine Allah: ‘Onun benim hakkımda hüsnü zannı var; ben de edlbette onu cennete koyacağım.’ diye buyurur.” (hadis)

 

Peki İman ne ve neden bu kadar önemli? İman bir tohumdur. Bütün iyiliklerin toplamıdır. Bütün iyiliklerin kendisinden doğduğu ve yeşerdiği bir kaynaktır. Her bir iyilik imanın bir şubesidir. Temeli ya da tohumu atmadan iyilikleri nasıl yeşerteceğiz? İyiliğe inanmadan nasıl ve neden iyilik yapacağız? Gösteriş için mi? Dünyevi bir Karşılık almak için mi? Bu durumda iyilik mi yapmış olacağız?  

 

"İman yetmiş küsur bölümdür; en üstte 'Allah'tan başka ilâh yoktur' sözünü kabul etmek ve en altta 'insanlara sıkıntı veren bir nesneyi yoldan çekmek/kaldırmak' bulunmaktadır, haya da imanın bir parçasıdır." (Buharı, îmân, 3)






 

 

 

tarihinde Yeni Üye tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Milyonlarca insan iman ediyor, peki neye? Sonradan Müslüman olan birisi hangi mezhebin, meşrebin, cemaatin veya mechecin doğru olduğunu nasıl bilecektir? Siz çevrenizin böyle olmasından dolayı mı böylesiniz yoksa ilminiz yetti de mi bu yoldasınız? Ya ardından daha büyük bir sapkınlığa davet ediyorsanız? 

tarihinde beş kalır tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...