Jump to content

Ahlak Hakkında


Recommended Posts

Sizce ahlak göreceli midir? Nietzsche haklı olabilir mi ? " Kendine yapılmasını istemediğin şeyi başkasına yapma . " bana yeterince mantıklı geliyor fakat şöyle bir bakış açısından düşünün:

 

Örneğin A kişisi ve B kişisi var bu kişilerin ikiside "Kendine yapılmasını istemediğin şeyi başkasına yapma ." mantığına sahip. Ama ikisininde " Kendine yapılmasını istemediği şeyler " listesi farklı olabilir?

 

Örneğin A kişisi kendine cimcik atılmasını onaylarken B kişisi buna karşı aşırı tepki gösterebilir.

 

A kişisi birinin ağzında yemek varken onla konuşmasını hoş bulmazken B kişisi umursamayabilir. 

 

A kişisi onun kişisel özellikleriyle dalga geçilmesini sorun olarak görmezken hatta belkide kendi bile gülerken  B kişisi buna aşırı tepki verebilir hatta karşısındakine fiziksel olarak zarar bile verebilir.

 

Bir teist kutsal kitabını referans alarak ahlak anlayışını oluşturur. ( çoğu kutsal kitaplarının terörü , katliamı ve sapıklığı onayladığından habersizdir kendilerine göre bir ahlak oluştururlar ama kutsal kitaptan aldıklarını söylerler her neyse bu ayrı bir konu ) 

 

Peki bir ateist , agnostik yada deist ahlakını neye göre oluşturacak ? Ben şahsen bir ateist olarak " Kendine yapılmasını istemediğin şeyi başkasına yapma ." mantığını referans alıyorum. 

 

Şimdi demek istediğim şey şu. Benim "Kendime yapılmasını istemediğim şeyler " listem ile başka birininki çok farklı olabilir . Herhangi birine kesin doğru diyeceksek neye göre diyoruz ?

 

Herhangi biri kesin doğru değil ise ahlak anlayışı göreceli midir ? 

 

 

 

 

tarihinde Fikir Adamı tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Bu konu bu forumda trilyonlarca kere tartışıldı. Yanlış anlama ama. Biraz araştır istersen.

Neyse bu saate biraz üstünkörü olacak olsa da kendi namıma birşeyler ekleyeyim..

 

Evet ahlak görecelidir. Genel-geçer ahlak yoktur.

Ancak ahlak aslen oluşturulmaz. Kişisel olarak kökeni sendedir. Güdü. Eğilimler. Onlar ahlak değildir.

Tekilin ahlakı olmaz. İcap da etmez. En az iki kişi lazım.

Ahlak o güdünün/eğilimin üzerine bastığın etikettir. Giydirdiğin kılıftır. Diğeri ile birlikte karşılıklı olarak.

Toplumsal olarak ise, o toplumu zaten ahlak inşa etmiştir. Ve inşa işlemi bittiğinde ahlak zaten ordadır.

Etiketleme işlemi süreç içerisinde yapılmıştır. Bir miktar çift gerektirmeli bir durum..

 

Sen de o ahlak oluşturma işlemini toplum bağlamında yapıyorsun.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Hayatta bir amacı olan bir varlığın ahlakından bahsedilebilir. Ortak davalarımızın kesiştiği noktalar çok önemlidir. Tabi burada "en yeni adab-ı muaşeret kaideleri nelerdir?" "Ahlak nedir?" "Etik nedir?" gibi sorunsallara ortak cevabı bulmamız gerekiyor.

 

Örneğin insana çok benzeyen yapay bilinç oluşturduğumuzu düşünelim ve bu bilincin Turing testinden geçtiği onaylanmış olsun. Kendisiyle ilgili ahlak adına oluşturabileceğiniz ortak değerleriniz neler olabilir? İkinizi de soruyorum tabi bu varlığın cimcik attığınızda sensörlerini kapatabilme gibi sizden üstün olan bir çok özelliği olduğunu da bilerek neler yazabilirsiniz?

tarihinde John Ahmet tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Doğru ve yanlış kavramları coğrafya ve kültüre göre değişiklik gösterebilir. Ahlak da bu konuda yer alır. "Çağdaş" kavramı bile her insana göre değişiklik arz edebiliyor. Fakat ben bir yerde genel nitelikli olduğuna inanıyorum. En azından çoğunlukta olan bir genel ahlak söz konusu olabilir. Bu genel ahlak içerisinde "insan öldürmeyi" ele alabiliriz. Çoğu kişinin vicdan duygusu buna karşı çıkar. Meşru müdafa gibi olağan halleri de kabul eder. İşte bu genel ahlak olabilir.

 

Bazı toplumlarda insan yemek ahlaki kabul ediliyor ama az öncede dediğim gibi "çoğunlukla" ifadesini tekrar vurgulamak isterim.

 

Örf - geleneklere bakacak olursak evet, bu gerçekten çok değişiklik gösterebiliyor. Bir yerde birine el sallamak normal karşılanırken bir yerde de küfür manasına dahi gelebiliyor. Bu tamamen yaşayış ve "görgü" unsurlarından kaynaklı diye düşünüyorum.

 

Nihayetinde ahlakın kendi içerisinde genel ahlak ve özel ahlak olarak ikiye ayrılıp irdelenebileceğini, karma bir nitelik arz ettiğini söylemek mümkün.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Kendine yapılmasını istemediğiniz başkasına da yapma...

 

Bu aslinda ahlaken yapılmaması gereken şeyleri tek tek ayrıntılı bir şekilde saymak yerine daha kısa ve veciz bir şekilde ifade etmekte...

 

Her insanın kendine yapılmasından  memnun olmayacağı şeyler ortak ahlaki yasalari oluşturur kişiye göre değişebilen konularda göreceli ahlaki durumları oluşturur diyebiliriz...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Kendine yapılmasını istemediğini başkasına yapmamak aslında en üst ahlak ilkesi değil. Daha üst olanı "başkalarının size nasıl davranmasını istiyorsanız siz de onlara öyle davranın"dır. Daha düşük olanı da var. O da şudur: "Başkaları size nasıl davranıyorlarsa siz de onlara öyle davranın."

 

Fakat bence bunların hepsinin üzerinde karma ahlakı yer alır. Buna determinist ahlak da denir. Buna göre nedensellik her şeyi yayar ve yansıtır. Suya düşen küçük cisimler gibi. Yaptığınız her şey eninde sonunda size yansıyacaktır. Tüm yansımalar yeryüzündeki hayatın tamamını oluşturacak ve burasının nasıl bir gezegen olduğunu belirleyecektir. 

 

Olup bitenler daha dar kapsamlarda ülkenizin nasıl bir yer olduğu, yaşadığınız kentin nasıl bir yer olduğu, ailenizin nasıl bir aile olduğu gibi kapsamlara daralır. Dar alanlarda yansıma daha şiddetliyken geniş alanlarda yansımalar çok gecikmeli olabilir. Ama sonuç değişmez, her şey yansır ve burası nasıl bir yer konusunu belirler. Buna determinizmin belirlenimcilik ilkesinin bir yansıması olarak bakabiliriz.

 

tarihinde democrossian tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Göreliğin ahlakı tehdit eden bir olgu olduğunu hiç düşünmüyorum. Bunun ahlaka etkisi çok zayıf ve önemsenmeyecek kadar az. Konsensüsler ve toplumsal mutabakatlar görelilik sorununu kolaylıkla halleder.

 

Sorun o değildir, sorun kayırmacılık, rüşvet, torpil gibi etkenlerin ahlakın dibini kazıp çökertmesidir.

Link to post
Sitelerde Paylaş
23 saat önce, democrossian yazdı:

Sorun o değildir, sorun kayırmacılık, rüşvet, torpil gibi etkenlerin ahlakın dibini kazıp çökertmesidir.

 

Buna genel olarak subjektif insan yargısı diyebiliriz. Tekbenci insanın hemen her konudaki yargıları bunun gibidir, ahlaka büyük tehdit içerir. Ateist insanların kendi düşünsel düzleminde tekbenciliği bir erdem gibi anlatması buna örnektir.

tarihinde John Ahmet tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Ne diyor bu salak yahu? Salakça bilen tercüman varsa tercüme etsin. 

 

Ben örneklemelerime devam edeyim. Örneğin hukukta, cezalar ne kadar ağır olursa olsun, adaletli ve herkese eşit uygulanmadığı zaman bir yararı olmak bir yana, toplumu hızla çürüttüğü ve ağır toplumsal bunalımlara sürüklediği çok görülmüştür. 

 

Halbuki cezalar olabildiğince hafif bile olsa, ayrım yapılmadan herkese eşit uygulandığında olası en iyi toplumsal düzen sağlanmaktadır.

 

tarihinde democrossian tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Determinizmin bir ilkesi de gerekirciliktir. Bu ilke, her şeyi istediğimiz gibi, arzumuza, hatta iyi niyetimize göre düzenleyemeyeceğimiz acı gerçeğini belirler. Determinizmin birbiri ile kapsam mücadelesi veren iki ilkesidir belirlenimcilik ve gerekircilik. Fakat birbirlerini desteklemeden de ilerleyemezler. Nedensellik determinizmin başat ilkesidir. Mutlaktır ve kesindir. Diğer iki ilkeyi zaten bu ilke sonuç verir. Nedensellik olduğu için gerekircilik ve belirlenimcilik vardır.

 

Peki nedir belirlenimcilik ve gerekircilik arasındaki tezat? Belirlenimcilik her şeyi bilgi ve görgümüzle şekillendirebilmemizi hedefler. Her şeyi bilmeliyiz, her sorunu çözmeliyiz ve her soruna çözüm üretmeliyiz. Her işi en iyi sonuca ulaştırmalıyız.

 

Fakat işte gerekircilik kazın ayağının öyle gelmediğini söyler. Mükemmele ulaşamayacağını, seni kısıtlayan zorunlulukların olduğunu söyler. Örneğin doğanın canlıların birbirlerini yemesi üzerine kurulu oluşunu değiştiremezsin. Bunu değiştirmek teorik olarak olası, ama o kadar zor ki olanaksıza çok yakın.

 

Neden? Çünkü insanın ortaya çıkışı, canlılık tarihi eğer bir yıllık bir süre kabul edilirse, bu yılın 31 Aralık gününün son dakikası oluyor. Saat 23.59 u gösterdiğinde insan ortaya çıkıyor. Tabii ki pat diye ortaya çıkıvermiyor da, bu tür ayrı bir tür, bu türün adı insan denebilecek kıvama yaklaşık geldiği tarih bir milyon yıl öncesi. Bu süreyi baz alıyoruz. Bu insanın teknoloji geliştirmesi ise son bir kaç saniyede olan bir iş...

 

Bu kadar yeni bir türün doğayı formatlamasını bekleyemiyoruz. En azından yarın öbür gün için. Gerekircilik ilkesinin en iyi örneği sanırsam bu durum. Gerekircilik ilkesinin çok daha vahim sonuçları da olabilir. İnsan doğasından çıkamaz ve doğası gereği kendini yok eden bir tür de olabilir. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
17 dakika önce, democrossian yazdı:

Örneğin doğanın canlıların birbirlerini yemesi üzerine kurulu oluşunu değiştiremezsin. Bunu değiştirmek teorik olarak olası, ama o kadar zor ki olanaksıza çok yakın.

 

Bu kadar emin olma, bak bu haberde ne diyor. Üretilen bu dokuların sinir sistemi olmadığı için bu dokular acı çekmiyor. Dolayısıyla bu dokulardan çeşitli türlerde yapay hayvanlar üretip kurban olarak doğaya uygun şekillerde yerleştirilebilirse  Belirlenimcilik ilkeni gerekircilik ilkenin sınırlamarına maruz kalmadan uygulayabilirsin.

 

Bill Gates'in bu konuda çok ciddi çalışmaları var. Şimdilik sadece insanlar için kullanılması planlanıyor.

http://www.hurriyet.com.tr/dunya/laboratuvarda-yuzde-100-gercek-et-uretildi-40569171

 

Gerekircilik ilkenin en sağlam argümanını da yok ettiğime göre artık benim bir geri zekalı yada salak olmadığımı anlamış olmalısın. 

 

Sağ beyni daha fazla gelişmiş, sözel konulara boğulmuş bilim ve teknoloji özürlü insanlar olduğunuzdan kendinizi güncelleyemiyorsunuz. Özellikle ahlak konusundaki tehtitlere çözümler üretmek için biraz orta beyinli insanlar olun, oturun fizik, matematik öğrenin ve sınır bilim çalışmalarına biraz göz atın.

tarihinde John Ahmet tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Tabii gerekircilik ile ilgili verilecek örnek sayısı sonsuz. Ben bana en çarpıcı gelen örneği verdim. Ona yakın veya eşdeğer çarpıcılıkta bir örnek daha vereyim:

 

Belirlenimcilik ilkesi bize ne yapıp edip mutlaka hatalı gen kombinasyonlarını önlememiz gerektiğini, bunun için ileri genetik kod çözümleme teknikleri geliştirmemiz ve genleri düzenleyecek hassas nano teknolojileri geliştirmemiz gerektiğini söyler. 

 

Fakat gerekircilik ilkesi dur bakalım ağır gel heyecanlanma, sakin ol der. O kadar da uzun boylu değil der. Çünkü teistlerin bakış açısından bakarsak tanrının bile başa çıkamadığı aksaklıklarla sen başa çıkamazsın! Tanrının beceriksizliklerini sen düzeltemezsin! Tanrı bile her işi yüzüne gözüne bulaştırıp rezil kepaze ediyor, içinden de çıkamıyor. Sen kim oluyorsun? 

 

Tabii ki çarpıcı olsun diye teist bakış açısından baktım. Yoksa tanrı filan hak getire, yok öyle bir şey elbette. Az daha düzgün bir bakış açısı olsun, teizmi bırakıp panteist açıdan bakalım. Doğanın milyarlarca yılda çözüm üretemediği sorunlara sen hop diye çözüm üretmezsin! Ki doğanın bir çok konuda senden çok daha iyi çözümler ürettiği muhakkak! Yoksa zaten sen olmazdın. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
4 dakika önce, John Ahmet yazdı:

Bu kadar emin olma

 

O haberi benim bu forumda duyurmamın üzerinden çok zaman geçti. Sen daha kiminle aşık atmaya kalkıştığının farkında değilsin. :D

 

Öyle senin sandığın gibi saçma salak ilkel vahşi kurban bayramlarınız için size acı çekmeyen hayvan filan üretmeyecekler. :lol: Bildiğin kasap reyonunda duran etin birebir ayırt edilemeyecek şekilde aynısını üretecekler.  Ve evet Bill Gates bu işe büyük para yatırdı.

 

Bu gerçekleşirse doğayı dönüştürme adına küçük, ama insanlık için büyük bir adım atılmış olacak.

 

Sizin salak geri yobaz müslimlar ise kurban bayramında hayvan katliamını durdurmayı ve marketten bu eti alıp dağıtmayı reddedecekler. İlkel vahşi geleneklerini sürdürecekler. Bu etin üretiminde domuz hücreleri kullanıldığın öne sürerek bu eti haram da ilan edecekler. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
12 dakika önce, democrossian yazdı:

Tabii gerekircilik ile ilgili verilecek örnek sayısı sonsuz. Ben bana en çarpıcı gelen örneği verdim. Ona yakın veya eşdeğer çarpıcılıkta bir örnek daha vereyim:

 

Belirlenimcilik ilkesi bize ne yapıp edip mutlaka hatalı gen kombinasyonlarını önlememiz gerektiğini, bunun için ileri genetik kod çözümleme teknikleri geliştirmemiz ve genleri düzenleyecek hassas nano teknolojileri geliştirmemiz gerektiğini söyler. 

 

Fakat gerekircilik ilkesi dur bakalım ağır gel heyecanlanma, sakin ol der. O kadar da uzun boylu değil der. Çünkü teistlerin bakış açısından bakarsak tanrının bile başa çıkamadığı aksaklıklarla sen başa çıkamazsın! Tanrının beceriksizliklerini sen düzeltemezsin! Tanrı bile her işi yüzüne gözüne bulaştırıp rezil kepaze ediyor, içinden de çıkamıyor. Sen kim oluyorsun? 

 

Tabii ki çarpıcı olsun diye teist bakış açısından baktım. Yoksa tanrı filan hak getire, yok öyle bir şey elbette. Az daha düzgün bir bakış açısı olsun, teizmi bırakıp panteist açıdan bakalım. Doğanın milyarlarca yılda çözüm üretemediği sorunlara sen hop diye çözüm üretmezsin! Ki doğanın bir çok konuda senden çok daha iyi çözümler ürettiği muhakkak! Yoksa zaten sen olmazdın

 

Belki de insan bu süreçleri hızlandırmak için vardır ve Allah'ın son projesidir. Bir de bu açıdan bakmak gerekiyor. Ya da bu sorunları bizim gelişimimiz için bilerek oluşturuyor. Tahayyül dünyamızın sınırlarında bunlara çok daha farklı açıklamalar getirmekte mümkün ancak anlamakta zorlanacağınız açıklamalar yapmaktan çekiniyorum.

Link to post
Sitelerde Paylaş
4 dakika önce, democrossian yazdı:

 

O haberi benim bu forumda duyurmamın üzerinden çok zaman geçti. Sen daha kiminle aşık atmaya kalkıştığının farkında değilsin:D

 

Öyle senin sandığın gibi saçma salak ilkel vahşi kurban bayramlarınız için size acı çekmeyen hayvan filan üretmeyecekler. :lol: Bildiğin kasap reyonunda duran etin birebir ayırt edilemeyecek şekilde aynısını üretecekler.  Ve evet Bill Gates bu işe büyük para yatırdı.

 

Bu gerçekleşirse doğayı dönüştürme adına küçük, ama insanlık için büyük bir adım atılmış olacak.

 

Sizin salak geri yobaz müslimlar ise kurban bayramında hayvan katliamını durdurmayı ve marketten bu eti alıp dağıtmayı reddedecekler. İlkel vahşi geleneklerini sürdürecekler. Bu etin üretiminde domuz hücreleri kullanıldığın öne sürerek bu eti haram da ilan edecekler. 

 

Vegan mısın? Ancak o zaman seni affedebilirim. Beni kafanda çeşitli yerlere konumlandırıp kendince mastürbasyon yapıyorsun bir de utanmadan ahlaktan bahsediyorsun.

Link to post
Sitelerde Paylaş
6 dakika önce, John Ahmet yazdı:

Vegan mısın?

 

Ateistim! :D Bunun için de affeder misin? Gerçi bunun önemi yok. Kendine bir test uygula bakalım ne çıkacak. Sence allah ateistleri affedebilir mi? Böyle bir durumu hayal edebiliyor musun?

tarihinde democrossian tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Sadece Allah'ın kendisi ateist olmayı hak ediyor. Ateist olmak için Allah ile bir olacağımız güne kadar beklemelisin. Belki de Allah senin ateist olmanı affedecek bir yol sunmuştur sizlere bilemiyorum. Bilim ve teknolojinin sınırlarında kendini daha fazla zorlaman gerekiyor olabilir bilemiyorum. Ancak öğrendikçe bu ateist olmanı pekiştiren sağlamlaştıran bir tablo çıkarmayacaktır sana emin ol.

 

Benim bir teorime göre ateist olan yada olmayan insanlar çeşitli zeka seviyelerindedirler ve farklı yaşlardadırlar. Şunu sen inceledikten sonra devam edeyim.

 

zekan.jpg

 

Zihinsel engelliyi ateist kabul edersek ki haklıdır. Sonraki seviyelerdeki insanları örneğin sınırda zekayı sorgusuz bir teist yine donuk zekalıyı sorgusuz ateist kabul etmeye devam edip tüm listeyi bu şekilde tamamladığında Çok üstün zekalının ateist olduğunu görürsün geriye bu listede olmayan ve 130 IQ nun çok daha üzerindeki grup kalıyor geriye.

 

Bu gruptakiler ise dahileri oluştururlar. Onlar teisttir ve çok sağlam argümanlar sunabilirler. Belki de çoğu Peygamberdir. Bunu biraz düşün.

 

Hepimiz bazı git geller yaşadık özellikle yaşımızla da değişen bu git gellere böyle bir açıklama getiriyorum. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
10 hours ago, John Ahmet said:

Sadece Allah'ın kendisi ateist olmayı hak ediyor. Ateist olmak için Allah ile bir olacağımız güne kadar beklemelisin. Belki de Allah senin ateist olmanı affedecek bir yol sunmuştur sizlere bilemiyorum. Bilim ve teknolojinin sınırlarında kendini daha fazla zorlaman gerekiyor olabilir bilemiyorum. Ancak öğrendikçe bu ateist olmanı pekiştiren sağlamlaştıran bir tablo çıkarmayacaktır sana emin ol.

 

Benim bir teorime göre ateist olan yada olmayan insanlar çeşitli zeka seviyelerindedirler ve farklı yaşlardadırlar. Şunu sen inceledikten sonra devam edeyim.

 

zekan.jpg

 

Zihinsel engelliyi ateist kabul edersek ki haklıdır. Sonraki seviyelerdeki insanları örneğin sınırda zekayı sorgusuz bir teist yine donuk zekalıyı sorgusuz ateist kabul etmeye devam edip tüm listeyi bu şekilde tamamladığında Çok üstün zekalının ateist olduğunu görürsün geriye bu listede olmayan ve 130 IQ nun çok daha üzerindeki grup kalıyor geriye.

 

Bu gruptakiler ise dahileri oluştururlar. Onlar teisttir ve çok sağlam argümanlar sunabilirler. Belki de çoğu Peygamberdir. Bunu biraz düşün.

 

Hepimiz bazı git geller yaşadık özellikle yaşımızla da değişen bu git gellere böyle bir açıklama getiriyorum. 

 

Teistlerin osuruktan başka bir sundukları görülmüş mü ki, zeki olduklarından bahsedilebilsin?

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...