Jump to content

Ontolojik Yüzleştirmeler Kayıtları


Recommended Posts

Arkadaşlar facebook kayıtları olan bu kayıtlar ve önceki kayıtlar da 4 ayrı forumdan da sunulmuştur.

--

 

Müslüman Ateist Deist Din Bilim Tarih Ve Felsefe Tartışma Platformu Facebook Group
9.5.18

 

Soran/Yapılandıran -İ.K.

 

Peki diyelim ki kuran-ı kerim bir beşer tarafından yazıldı şimdi dünyadaki bütün edebiyatçılar toplansın kuran ayetine benzer bir bir ayet yapsınlar eğer ki yapacak olurlarsa bende kuran ı kerim in beşer tarafından yazıldığını kabul edeceğim

 

Yanıtlayanlar-lar ve Yapılandıranlar Kolektifi

Sizin benim/bizim neler yazdığımızdan yaptığımızdan haberiniz var mı?
(Tarih boyu yazılmış ve henüz okumadığınız bir çok içeriğe de ithafen)
Bu birincisi
İkinci ne yazıyor ki Kuran da benzeri yazılamaz
Ya da Kuran ayetinin benzerini yazmak ne demektir?
Biz ne ayetler (cümleler) yazdık İ...

 

Soran/Yapılandıran -İ.K.
Şimdi sizi dinliyorum mutlu bey o yazdıklarınızdan birkaç dize okurmusunuz bize

 

Yanıt ve Yapışlar

İ.K. Sorularıma cevap alayım. Tanrı sözü olacağı öne sürülen metinlerin subjektif kıyaslanması mı bu! Ben bir çok şiir-şair de imgesel olarak anlamı ve bilinci taşan şeylere gördüğümü düşünüyorum. Kendi yazdıklarımı boşverelim...Ölçütünüzü merak ediyorum ve Kuran okumanızı da merak ediyorum.. ve bu ölçütlemeyi kıyaslamayı nasıl yapacaksınız..? ve sorularım cevapsız ...ne yazıyor ki Kuran da insanı ya da bilinci taşıyor
ya da ne ve nasıl yazmam isteniyor bekleniyor..

 

------

 

İ.K. Profilimin başında biraz önce Nasıl'ın ve Nasıl Dinin Kutsal Kitap taslağını sundum.. Devam edecek.

https://www.facebook.com/sanal.manik/posts/1937429536277318

 

------

 

profilimin başında yine Ontolojik birbaşkaldırı ya da yeniden düzenleme de yayımlanmıştır..

https://www.facebook.com/sanal.manik/posts/1937438052943133

 

-----

 

ve ne yazmamı/yazmamızı istiyorsunuz? siz söyleyin biz canlı biçimde bir şeyler oluşturalım ve doğaçlayalım hem..

 

--

(suskunluk)

--

 

Oluşmamış oluşmamışların oluşmamışlığı ve oluşamazlığı. oluşmasızlık..

O oluşmasızdır. oluşmamıştır..
Kendini ve başkasını da oluşturmamıştır..
oluşmayan oluşmamışlardan oluşmuş bizler bu yersiz yeryüzünde söyleşiriz...

bunu yazabilirim biliyor musun?
daha iyisini şimdi burda. böyle bir şova gerek var mı?
bunu istiyor musun?
bu sana yetecek mi ya da neyi kanıtlayacak ve tanıtlayacak..
benim güzel ve enteresan sözler doğurabildiğimi mi?

 

---

 

Enginsiz göklükte doğan var çocuğu beni dinle. bizi dinle şimdi..

Var destanları içinden geçtim ve olmalar giyindim/soyundum.
. Bedenler ve olumlar giyindim..
Yapımlar ve yapmalar giyindim/ soyundum. 
Kendimi ve sensizliği giyindim... 
Sensiz olmayı ben de ve ben olma da giyindim...
Soyunduğum sensizlikler ve kimsizlikler 
söylendim/söyleştim..
Bilinmeyen destanların atası oldum..

Eğer mizah varsa bunu yapacağım..
eğer umursanırsa ve yanlış anlaşılmazsa.. matematik..matematik sadece..
eğer iyi bir matematik eşlik ederse...

Son beş yıldır internette her türlü söz dizini içeriğini denedim... Beni okumak bile istemezsiniz...

 

---

 

Başlanmamış Kitap ve Bitirilmemiş kitap

Okunmamış kitaba ithafen
ya da okunupta anlaşılmayan kitaplara ithafen

Bir insandan harfler bindirmesi isteniyor.
Sözleri üstüste indirmesi isteniyor
Ve bu sözlerin tarihin mesellerine üstün gelmesi isteniyor
ve bu yazılacakların tarihin mesellerine üstün/galip görülmesi isteniyor
Ben buraya ne yazabilirdim?
Onu düşünüyorum..

Yazılmamış kitabı yazmadan önce ne yazacağımı düşünüyordum...

linklenen yazım bana aittir
http://turandursun.com/forumlar/showpost.php?p=620983&postcount=241

 

---

 

Arkadaşım 5 yıldır internette oluşturmadığım ve doluşturmadığım metin kalmadı. Her yere saçtım onları...

Nasıl bir diyalektik ya da meselleme istiyorsunuz onu söyleyin...
Nasıl bir Kutsal Kitap (ya da şimdilik henüz kutsal olmayan kitap) yazayım ve ne yapacaksınız onla.
Siz söyleyin ben isteğe göre yazayım ve oluşturayım lazımsa..

Yapılmayandan yapılma yapısızlar yapısında ;
Oldurulmayandan olmuş ve oluşturulmuş oluşsuzlar

Oldurulmayanın oluşturduğu bengi;

 

---

 

Korkmazlar Söylencesi;

 

Öncelikle boşluklar da gök ve şimşeksizlik ve fırtınasızlık vardı..
Boşluk kendi kendine yalnızdı ve yalındı..
Yalın ve henüz sessiz rüzgarlar uçuyordu..

Boşluk kendi tavanına bitişik bir derinlikti..
Derinliği imleyen ve bir arada tutan akıl (bakış ve düşünme) direkleri boşluklara ışık renk ve düşünce saçıyordu..
Dalgalanan yeni boşluklar ve yüzeyler oluştu.. 
Akan perçemler oluştu....

Renkli dalgaları ve ışıkları takip eden sevimli kıvılcımlar (kıvıldamalar) dağılıyordu ve neşe taneleri patlaşıp saçılıyordu...

 

 

Devam edeyim mi "Korkmaz" Arkadaşım, İ.. Arkadaşım ne tür bir şey istiyorsun?

Korkma Arkadaşım Korkma bizbizeyiz burda!
tanrı olmayacağına kanıyız/kanaatiiyiz...güvendeyiz...
 

tarihinde sanalmanik tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 71
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Bir saat önce, sanalmanik yazdı:

Müslüman Ateist Deist Din Bilim Tarih Ve Felsefe Tartışma Platformu Facebook Group
9.5.18

 

-2-

 

Çarpışan boşluk rüzgarları ve onların sesleri renkleri, kıvıldamalar eşliğinde çağrışıyordu..
Sessizlik sessizliği tüm bu akınları böldü..

Hemen oracıkta o boşluklu boşluksuzlukta

Sessizliği dinleyen kulaklar oluşturduk..
Boşluğa şavkı çalan ağız ve diller oluşturduk..
Yazan söyleşen söyleyen diller oluşturduk...
Birbirimize bakışıp bakışsallaştık...
İzleme coşkunsallığını bölüştük..

Engin sessizlikleri böldük.

--

Ses dağılırken havaya kıvılcımlar (kıvılcım dalgaları) saçıyordu..
Ses kıvılcımlarında oluşan patlamalar izlenebiliyordu..
Parçalanan seslerden çıkan renk ve kıvılcımlar derinlikleri kıvrımlı bükülümler ve içe geçişlerle iç derinlik uzaylarına dağılıyordu...
Coşkun mavi renkler dağılıp süzülüyordu...
Gözlerimde bir patlamaya dönen bakışsallık çakımları eşliğinde olan biteni izliyordum...

--

Düşsüz boşluk/boşlukluluk düşlendi ve ilklendi..
Boşluk düzlemi titremeler ve dalgalanmalar (kendi içinde salınımlar) üretmeye başladı..
Tavansız ve artsız -uçsuz- yerdeki savkıyan ve çarpışan ve bir kalp çarpması gibi atan-atınan toplanan, çakan çakışan uçsuz enerji iç rüzgarsı uğuldama atım-çarpım ve titremelerini sürdürdü...
Parıldayan ve şavkıyan hüzmeler içiçe geçiyordu...

--

Boşluğun sessizliğinde sesler kımıldamaya başladı..
Titreşen dinleyensiz sesler ve dalgalanan renksiz renkler orda izlenmiyor muydu?

----

Zamanların gerisine gittim
ve evrenlerin içine girip çıktım
ben nerdeyim
ben kimim

zamanların gerisinde zamanlar ve evrenlerin gerisinde evrenler buldum...
girip çıktığım bütün evrenlerde kendimi bulamadım yada kendimi başka bir halde bulamadım..

zamanların en öncesini aradım ve bu zamanların en öncesini aramak ve bulmak için bütün bildiğim evrenlerin içine yeniden yeniden girip çıktım yeni evrenler oluşturdum ve onlara da baktım
zamanların en öncesi nerdeydi?
ben nerdeydim?
kimdim?

ne kadar evren ve oluş gezdimse bu zamanların öncesine rastlamadım..
dönüp döneliyordum evren ve oluşlar /karmaşıklıklar içinde,
varoluşlar içinde geziniyordum

evrenlerin en ötesine ve en içlerine gittim orada evrenler kaynaşıyordu
yeni yeni ve yepyepyeni evrenler kaynaşıp çoğuldaşıyordu
evren uyuşmaları ve uğultuları beynimi (kulağımı) doldurdu ve çınlattı..

boşluğun içinde girip çıkmadığım yer kalmadı
boşlukların ucunu ve sonunu aradım
ben ne kadar gidersem gideyim
boşluklar boşlukları dolduruyordu ve içiçe boşluklar vardı
içiçe boşluklar doluydu her yer
bin yıllarca gittim boşluk ve varlık tükenmedi
onbinyıllarca gittim ve boşluk erimedi ve azalmadı
değişmedi boşluk

yüzbinyıllarca gittim ve orada durdum
artık yorulmuştum
zaman denilen şeyi çattım ve başlattım....
onun içine zamanlar ve yerler ve sonlar/oluşlar astım/birleştirdim
onu oluşlara birleştirdim

--

-Tanrı yaratmadan önce sonatı-

Bir dipsiz kuyu oluşturup yedi milyar yıl bekledim.
Yedi milyar yıl birinin beni bulmasını bekledim..
kimse gelmeyince ve boşluğa asılı kalmaktan durmaktan da çok sıkılınca yeniden düşünmeye başladım

Bu boşlukla ne yapılacağını bilmiyordum ve henüz yeri ve sizleri yaratmaya karar vermemiştim, insanları yaratmayı da düşünüyordum çok..değerlendiriyordum bunu..

ah bir insan yaratsam da bu dertlerden kurtulsam diye düşünürdüm hep..

Düşüncem de ve boşluklar da
Sekiz katrilyon uzay boşluğunu içiçe geçirip sıkıyordum ,bazende üfleyip püf söndürüyordum ama bu bana yetmiyordu.. insanı yaratmalıydım tek derdim buydu benim

İşte o boşluklara insan koyup onları oluştursam mı diye bakıyordum
ama oluşturmadım/oluşturmamıştım henüz..

Burda bir kaç tirilyon yıllık -kayıp hikayemiz daha var insanın yaradılışına geçmeden önce. 
ve diğer onkatrilyon ilk evrenimde neler olduğunu bilmek istemiyor musun? onları da anlatacağım sana
zaten burda canım çok sıkılıyor
İnsanın yaradılışa nasıl geldiğimizi anlatacağım sana önce.....

Üçyüzbin yılda felan toparlayıp yazabiliriz bunu
Boşluk kalmasın istiyorum anlatımımda.. siz sonra sorunuz önce ben bunları anlatayım..

yeni bir peygamber bulmalı bu dinlemiyor

Dörtyüzbin yıl sonra çocuklarınız okusun bunu da..

Link to post
Sitelerde Paylaş

Varız Yazıtları /Anlatmak -/-Biz- Yazıyoruz ve Yapıyoruz Yazıtları

İlk canlı gibi bir ele alma da problem var bence,
Evren diyoruz. Bence evrenin geçmişine gidersek bir evren bulmalıyız-onun da geçmişine gidersek bir başka evren. Bu bir kısır döngüdür. Gerçeğin içinden böyle çıkamayız-bunu kabul etmeliyiz.

Yine gelişti ve oluştu diyorsunuz.. taban? nedir?

Evren ya da gerçeklik'in olmadığı ya da materyalize gerçekliğin de sürekli devinimde olmadığı bir zaman birimi ve geçmiş (Varlık denilen de ve Varlık olarak ortaya koyulan da) işaretlenemez.. Oluşlar hep vardı, hep sürecek. iş-oluş-varlık hep ve sonsuz oluşlarıyla var. Bu onun -sonsuz ve içkin- devinimi.. İlk ve son devinimi aynı.. İlk ve baş yeri de -biçimi de- aynı...
Bizim çözümümüz bu/bizim işaretlememiz bu. Bizim referansımız..

Saygılar. 

Oluşsuz varlık yok. Bir şeylerin oluşmamış olduğu/olacağı zamanlar ve yerler de yok.. Böyle bir varlıksal değişim nitelemesi yanlış..

Oluşlar denilen başlamadı sadece. Oluşlar denilen zamanla birlikte başlamadı ve oluşmadı. Zaman denilen kendi içkin/varlıksal bir niteleme ve ölçme gereci. Zaman denilen onun (zamanın) aslında -hiç- olmayan başıyla ölçülemez/bulunamaz ve konumlanamaz da.. Zamanda zamanın başı bulunamaz. Olma da olmanın (ve hiç olmanında) başı (gerisi) bulunamaz. Olmanın olma başı ve zamanbaşı bulunamazdı... Olmanın olmaya başlaması -yeri ve koşulu da- bulunamayacaktır... Bu bu bir devinimdi...

Oluşlar şimdide devirinir. Şimdi devinir. Şimdinin başladığı yer ya yoktur ya da şimdidir. Şimdi şimdi ile başlar...ilk ve son şimdi de şimdidir...

Oluşlar denilen zamanla sınırlanamıyor ve başlatılamıyor..
Kelimelerle bunları yeterince ifade edilemiyor. Zaman kavramı üzerine düşünmek gerekiyor. Başlama kavramını iyi ele almak ve yapılandırmak gerekiyor sadece..

Oluşlar olmaya başlamadı ve gerçeklikten (ve sürekli oluşlardan) yoksun bir varlık ve evren hiç -bir zaman- yoktu/olmadı...
Varlık hep -sonsuz- iç gerçekleri ve evrenleri devimi ile birlikte -kurulu- vardı
Aslında bu ifade bile bozuk-..zaman bakın...
Zaman öyle araya katılmadığında hiç bir ifadeye gerek kalmıyor...

Olmamış oluşlar yoktu...Oluşmamış oluşsuzluk ve oluşmasızlık yoktu.. Oluşlar şimdidir...Oluşlar olarak -şimdi- var.. Şimdi de var. Tüm oluşlar şimdi de... (Şimdisiz zaman kalıplamak) Oluşlar hep olarak var-vardı..oluyor…
Geçmiş diye bir şey yok ne yazık ki!
Önce diye de...Zaman şimdi…

Şimdi diye birşeyimiz var ve –olan- oluyor ve olmaya devam ediyor diye birşeyimiz var
Hep oluyor...Hep oldu..
Şimdi. Baştan sona (ve baştanbaşa) (tüm ve) bütün zamanlar –hep- şimdi. Sadece şimdi var..Şimdi de olan biten işler .Durum bu. Durum hep bir biçimde materyalize oluşlar ve gerçeklikler ifade edecek.
Materyalize oluşsuzluk ve gerçeksizlikte bulamasınız...
Öyle değil böyle materyalize/de-materyalize/re-materyalize/farklı materyalize? bulunabilir,olunabilir başka oluşlarda ve gerçeklerde
Böyle anlatabiliyoruz

Varlığını buhar gibi hissetmek gibi diye bir şey tanımlayabilir misin örneğin.? Sonsuz düşünebilirsin...

Varlıkın bütün -tüm- zamanları baştan sona şimdidir. Şimdi içerir ve şimdi olarak işaretlenebilir. Onun üzerinde (şimdi üzerinde) oluş noktaları ve başlangıç işaretlemeleri bunlar bir şeyi değiştirmeyecek..
Oluşsuz, gerçekliksiz (öyle ya da böyle bir gerçeklikten yoksun bir zaman birimi) devinimsiz (devinimlerin olmadığı) zaman ve (oluşların ve gerçeklikin hiç -öyle- olmadığı) varlık zamanı ve yeri işaretleyemezsiniz..

Varlıkta gerçekliksiz (alsında başka türlü gerçeklikli) bir an bile yok. Varlıkta gerçeklikten ve sürekli içeçe –hep- oluşlardan eksik an yok ki bayım!
Gerçeklikin kendi içinde oluşları farkı/ontolojik geçişleri farkı... Renkler farkı gibi...

Zaman içinde ne kadar gezerseniz gezin, ve ne kadar geri ve geçmiş denilen yerler arayacak ve bulacaksanız da yine varlık-evrenler ve varoluşlar -hep- bulacaksınız. Bunlarla karşılaşacaksınız... Bu bizi sonsuzluğu ve şimdi dediğimizi de kavramaya ve anlamaya ve bunları kabul etmeye ,sindirmeye, yapılandırmaya götürecektir..

Olmanın doğası bu diyoruz/diyebiliyoruz.. Ne yani bunu yadsıyalım mı!

-HİÇTUBAT- /-HERTUBAT-HEPTUBAT-
-VARTUBAT-YAPTUBAT-YAZTUBAT--

Link to post
Sitelerde Paylaş

Şimdinin başı şimdidir.
Varlıkın başı varlık...

 

(Zaman demek şimdi demektir/demektedir.)


Zamanın başı da şimdidir-başlangıcı da..şimdidedir...

 

Şimdi zamanlarbaşıdır. Başzamandır. İlk zamandır...

Oluşlar şimdi oluyor ve başlıyor-hep oluyor-şimdi....
Oluşlar şimdi şu an başlayıp oluyor...

 

"Zamanın başı ve ilk zaman şimdidedir..."

Link to post
Sitelerde Paylaş
Bir saat önce, sanalmanik yazdı:

Varız Yazıtları /Anlatmak -/-Biz- Yazıyoruz ve Yapıyoruz Yazıtları

İlk canlı gibi bir ele alma da problem var bence,
Evren diyoruz. Bence evrenin geçmişine gidersek bir evren bulmalıyız-onun da geçmişine gidersek bir başka evren. Bu bir kısır döngüdür. Gerçeğin içinden böyle çıkamayız-bunu kabul etmeliyiz.

Yine gelişti ve oluştu diyorsunuz.. taban? nedir?
 

 

Yanıt:
 

Güzel paylaşım. . Doğru soru "Evren hep var mıydı, yoksa sonradan mı ortaya çıkmıştır?" sorusudur. "Çıktıysa nasıl ve neden?" diye soru devam ettirilebilir. Ayrıca "Evrende neden hayat vardır?" sorusu da bunlara eklenebilir. Ki bu soruların bir kısmı bilimin (kozmoloji ve teorik fizik) alanına girmektedir. Girmeyen kısmı için ise dünya üzerinde hiç kimse güvenilir bir yargıda bulunamaz. Ayrıca (bunu daha evvel de başka paylasimlarda defalarca tekrarlamisimdir) daha üstün bir ırkın başarısız ürünleri de olabiliriz, dünya başka bir gezegenin laboratuarı da olabilir. Olabilir mi ? Olabilir.. haa eğer o üstün ırkı da kim yarattı derseniz tanrı/allah kavramı kendiliğinden çöker zaten.. Totoloji 

--
Tekrar Yanıt:


Evren hep var değildiyse başka biçimler ve başka evrenler mutlaka vardı demekteyiz ve evrenin varolup olmadığı bir sorun ve araştırma konusu değil çünkü evren (şu an- şimdi) var demekteyiz.. geçmiş zamanlarda ancak şimdi içinden içerilebilir ve bilinebilir demekteyiz... yaratma, oluşma, oluşturulma ya da başka varlıkların oluşturulması gibi sentezlerinin çıkmaz sokak olacağı düşüncesindeyiz..varlık kavramını öznelendirerek sentezliyoruz...

İşin açıkçası evrenin sonradan ortaya çıkışı ve oluşu denilen ya başka bir evrenin yokoluşuna ya da herhangi sıradan bir gözlemcinin (varlık gözlemcisinin) belki de tesadüfsel evren yaratmasına ,türetmesine ve oluşturmasına ilişkin bir gözlemdir...

--

nedensizlik ise aynı zamanda öncesizlik ve ilksizlik-ilkten bağımsızlık (ilk'e bağsızlık) demektir. ilk varlıkın heryeridir/heryerindedir ve neden de varlıkın her yerinde ve -anında- şimdisindedir.. neden saptamaları hareket içinde sönüp gidecektir. ya da sonsuz ve başlamamış bir harekete indirgenip çözüldüğünde ise buharlaşacaktır...

confused.gifconfused.gifconfused.gif

Estas Tonne - Internal Flight 50:00 ve sonrası eşlik ediyor....

Link to post
Sitelerde Paylaş
11 saat önce, sanalmanik yazdı:

Varız Yazıtları /Anlatmak -/-Biz- Yazıyoruz ve Yapıyoruz Yazıtları

İlk canlı gibi bir ele alma da problem var bence,
Evren diyoruz. Bence evrenin geçmişine gidersek bir evren bulmalıyız-onun da geçmişine gidersek bir başka evren. Bu bir kısır döngüdür. Gerçeğin içinden böyle çıkamayız-bunu kabul etmeliyiz.

Yine gelişti ve oluştu diyorsunuz.. taban? nedir?
 

 

Din, Felsefe, Bilim Tartışma ve Bilgi Paylaşımı Platformu Facebook Group 
on.sıfırbeş.onsekiz

 

Yorumcu
Tüm sorulara bir çeşit felsefi yaklaşıyorsunuz.

 

Tekrar Yanıt
Belki bir 5-10 yıl önce olsa ben de böyle düşünürdüm. felsefi yaklaşma... Ama gerçekten zamanın sandığımız şey olmayabileceği, evrensel kimi kavrayışların sadece zihinsel belli kalıpları kırarak (öyle düşünmeyerek ve ele almayarak basitçe kırılabileceğini) ve belirtilen kimi düşünme tuzaklarını ya da engellerini aşarak (belirtilen evrensel olanın) çok rahatlıkla kavranabileceği gibi kavramlarla tanışmadan önce...yekpare bölünmemiş ve hiç başlamamış bir zaman düşünmenin zihinde tutuşturduğu enerji ya da kavrayış dalgalanması yadsınamaz netliklerde olacak ve bunu zaman üzerine düşünen herkes ayırt edebiliyor olacak sanıyorum...

 

Yorumcu
Bilim insanın bilmediğini bilgisine sunuyor. Böylece evrene dair anlayışımız da genişliyor. Bu veri olmadannsadece felsefi düşünce bilimsel bilginin evrendeki mekanizmaların öyle çalışmadığını gösterdiğinde paradigma da değişiyor. Salt felsefe ile bunu değiştirip öteye götüremeyiz.

 

Tekrar Yanıt
Varlığın geçmişte oluşması ve varolanın başlaması gibi kavramlardan sıyrılmanın üretebileceği kavrayışın bir tür zihinsel devrim ifade edebileceğini düşünüyoruz. açık olarak. açıkça

 

Yorumcu
O zaman doğada olan şey bilinç ile bilinmeden de kavranabilir diyerek a priori bilgi var sayıyorsunuz. Gayet uçuk bir teori.

 

Tekrar Yanıt
bilgi bilme ya da bilim diye bir problem kalmayacağını düşünüyorum.Bilimin varoluş sorunuyla uğraşması gibi bir problem ya da.. Varlık bunu kendi ontolojisinde aşabiliyor..sadece zihinsel kalıpların değiştirilmesi ve belirli yeni düşünce kalıplarının sınanması yoluyla ..

 

Yorumcu
Bir cins bilincin evrensel bilinç olması insanda da bunun bulunması filan ile ilgili inanç sizinki felsefe değil

Anlıyorum kanıtı size öyle gelmesi yani. Süper.

 

Tekrar Yanıt

Eğer sadece 10 yıl önceki kendimi tanıyor ve az çok objektif niteleyebiliysam dürüst söyleceğim o ben değilim. Sadece subjektif belli bilgi kalıplarının ve değerlerinin kırılmasının ve değişmesinin getirdiği bir bakışsallıktan sözedebilirim. ben bunu hayal bile edemezdim. şu an anlatmakta güçlük çekeceğim gibi. .içtenlikten başka hiçbir şey sunamam zaten.. .

evrensel bilinç? değilse de evrenseller, evrensel gerçeklik ya da objektif kavrayışlar

 

Yorumcu
Peki kalıplar kılınınca doğru bilgiye uşaştığınızunnksnıtı var mı?

 

Tekrar Yanıt
doğru bilgi gibi bir problematik kalmıyor. bilginin sınaması gibi. bilmenin eylem ya da edim olduğu kendinden bir hal. insanın canının elma çekmesini bilmesindeki şüphesizlik ya da belirli kavramları ve olguları incelemesindeki keskin kanısı ve algısı gibi bir durum... evrensel realiteyi bir biçimde (kavrayış denilen özümseme ve duyumsama vb. yoluyla) paylaşıyoruz ve varlık denilen üzerine çözümler üretebiliyoruz. subjektif yargılarla boğuşamam. ben kanımı ve düşüncelerimi oldukça sundum sanırım

kavrayış denilenin bir biçimde bilme denilene işaretlenmesi gibi bir durumdan sözediyorum.. ya da kişinin zaten görüyor algılıyor ve hissediyor olduğunu yapılandırması ve bu yapılandırmayı yaparken de; gerçeklikteki kavramları ve bilimsel temeli değil de kendi kavrayışı ve gerçeğini ve algısını kullanmasından sözediyorum...
Kişinin kendi kişisel ya da zihinsel gerçeğini dürüst biçimde incelemesi ve algının ifade ettiğini (bilimsel ve kavramsal taban ve gerçeklik denilenle) hiç bir biçimde çarpıtmaması. algısal gerçeklikin gerçeklik olarak yapılandırılması..

 

--

?Şu an biz-bizler uzakdoğu felsefesi gibi garip bir şeyden sözediyormuşuz gibi algılanıyoruz bunu anlayabiliyorum..hatta gerçek felsefe bile değilmiş gibi sanırım.. kendi iki subjektif yaşam algı zamanım arasındaki farktan da bunu çok iyi biliyorum ben. çok tuhaf ve de sıradışı akla aykırı gelecek onunda farkındayım ama zaman kavramıyla oynamak ve onu eskisi gibi düşünmemek şimdiyi merkez alan zaman düşüncesi ve zamanın şimdi üzerinden geçmiş ve geleceğe yayılan ve genişleyen bir yapı olarak net biçimde öncesiz düşünülmesi ve ele alınması algısal büyük bir değişimi ifade ediyor diyebilirdim..

 

----

evrenin geçmişini aramanın nafile çaba olduğunu düşünüyorum. hatta bence bunun net olarak farkındayım. fetusa dönemeyeceğimiz gibi. Ve bunun bir şeyi çözümlemeyeceği gibi... çıplak burdayız ve bizbizeyiz. ontolojik varlıklarız-varoluşlarız. hiçbir olgudan, oluştan kendimizi bölmemize gerek yok..

--

 

bir şeye kanıt -kanı sağlanması gibi subjektif tutarsızlıkları ise aştığımızı sanıyorduk..
özellikle de felsefe üretirken ve bunun doğaç yapılması ve üretimin önemsenmesi ya da çıktının okunma keyfi vb. üzerinde dururken..

 

----

Bilimin ontolojiyle uğraşması gerekmiyor çünkü dayanaksız varoluş ve öncesiz olgu. Öncelenemez ve ilklerle bulunamaz. Bir doğum bir ölüme bitişir-yapaydır.. Oluş dinamiklerini çözerek hapsedilemez. Hep eksik kalacak. kökenlenemeyen olgu. nedenler kökenlenemeyecek ya da özellikle başlangıçlara kökenlenemez. hep öncesinde devinim bulunur. Çıkmaz sokaktır. Sonsuz ve uçsuz ve birbirine bağlı ve bağımlı bir biçimde devinimler. . başlangıçları aramak doğumlar ve ölümler gibi olan şey.. evrendoğumlar evren ölümler bulursunuz. bunu kavramanın yolu doğanın incelenmesinden geçiyor. oluş/oluşlar hepsel ve herzamansal dinamik. varlığın her yerinde ve her zamanında oluş var. oluşlar var. devam eden aslında hiç başlamamış  sürekli tekrarsal olgu. ontoloji denilen varlıkın kendi problemi ya da kendini bilmesine, olmasına ve kendi bilgi ve kanısına yaslanan bir süreç. ya da bırakın da felsefe bunu yapsın...varlık denilende varolan bilme denilen etkinliğin içindedir...kendini bilme denilen ya da bilme denilen ontoloji denilenle bağ... Geçmiş aramayın diyoruz oluş koşulları yenilenemez değiştirilemez ne yani gerçekliğin içinden mi çıkacağız yaşamak zorundayız. Kavrayış en güzel bilimdir..

 

---

Bu fikirleri açmak gerçekten çok zor olacak ancak o halde şöyle diyeceğim.

Gerçek olgusal analizleriniz ve kavrayışınız iyiyse ve genişse gerçekten bilimi bir an bir kenara bırakmanızı ve bilimi genç yeniyetme çocukların yaptığını düşünmenizi isteyeceğim ve rica da edeceğim.. neden?

Bu çocukların ikiboyutlu analizleri, iki boyutlu kavramsal analizleri yüksektir ve iki boyutlu algı ve geometride ustadırlar ancak üç boyutlu gerçekliği dışarıdan kavrayışları ve sosyal olguları ve gerçekliği kavrayışları aynı ölçüde yeterli değildir. İkiboyutlu taban ve algı yapısı kullanırlar. Sistem bunun üzerine kurulmuş. Sonra onların zeki olduğu ve araştırdığı bir şeyler sonuçlayacağı ve bilimde veri olacağının düşünülmesi hatta bizden çok bildiklerinin ve algıladıklarının düşünülmesi istenir. Onların ikiboyutlu analitikleri çoğu zaman tıkanacaktır ne yazık ki! Sonra düzlemsel kesitsel bir arayışla varoluşu hapsedip yolları tıkanır. En çok onlara öğretilmeli. Üç boyutlu gerçek derinlik algıları zayıf hocam. Dış uzay üzerinden kavramaları eksik. Düzlemselleştiriyorlar. Alan derinliği kavramaları ve bu anlamda gerçek matematikleri zayıf. . Bu doğa bağlar ve çok karmaşık gerçeklik ve konu açılımı.. Böyle açıklayabiliyorum. Üç boyutlu iyi algılayıcılar gerçek algılayıcılar siyasal toplumsal ve sosyal olgulara ve gerçeklere çoğu zaman bulanmıştır zaten...Gerçek üçboyutlu kavrayıcılar ve yapılandırıcılar iki boyutlu matematik ve alan kavrayışları üzerine onlar önemsemez sonra yapamadıklarını düşünürler. Matematik anlamadıklarını...sanat, felsefe vb ne kaçıyorlar. Şiire ve yazıma mesela yöneliyorlar-...toplumsal yardım ya da başka işler...

 

--------------

Hocam evrende doğru ve düzlem diye bir şey var mı? Bize göre evrendeki temel geometrik gözlem küredir. Ve bir küre üzerinde bir düzlemin ifadesi yine küredir
Bir kürenin üzerinden ifade edilen doğru kendini keser. Açık doğru küre üzerinden ifade edilemez ya da spiral çizer
Kürenin taban alınması (geometrik taban alınması) düşünmesi. 
Kürenin iç ve dış yüzeyini dolanmak ve kullanmak üzerine doğrusal hareket incelenmesi ancak bu da yeterli değil. Hereket bütün ve simetrik mi? 
Dalga denilen optik bir dairedir yanılmıyorsak. Titreşim de öyle olmalı. Tek yönlü hareket yoktur.. Çekim denileninde antiçekim ya da toplanma denilen karşılığı ve ikili sürekliliği olmalı sanırım..bunlar farazi ama. Biz bu düşünmeleleri yapmıştık. Ucu açık bir şey yok evrende.
Küre denilen de baş son izafe edilemiyor.
Bunlar saçma gelebilir..

Evreni düzlemleştirip hapesidiyorlar Hocam. Bir şey anladıkları yok. Zamansızlık nasıl kavranamaz. Zaman nasıl kavranamaz. Nasıl bu kadar başlanma takıntısı olabilir. Evren yokolacak karanlığındalar hocam.karacahil-korkuyorlar ve bilgi istiyorlar-gerçek bilgi ve algı. yeni... Varlık korkusu ve hiçliği/bulanıklığı duyuyorlar... Hocam bizim hatamız kendimize cahil etiketi vurup kendi kavramamızı sekteye uğratıp hafifseyip fizik ve matematik anlamadığımızı düşünmekti ve bunların altında sanırım algıladığımızdan yetkin kurumsal gerçeklik aramaktı. Ben bunu farkettim... Alan matematiği... Gerçek matematik felsefe de sosyoloji de ve psikoloji de ve başka.. Gerçek sosyal ve olgusal matematik. İstatistik ve veri biliminin iyi ele alınırsa matematik anlamını taşıyabileceğini de düşünüyoruz. Saçmalıyorsakta kendi çapımızda özgür ve serbestçe saçmalıyoruz. Bırakın da biz de bunları yazalım tarihe madem.. Cebir anlamıyorum oysa onların evreni ya da gerçeği anlamadıklarını ve kavramadıklarını ve oldukları yerde takılıp/çakılıp durduklarını da açıkça-rahatça- görebiliyorum..

------------

 

Gerçeklik denilen saçmalıktan başkası değil. Hiç bir amacı/ereği/gereği ve ucu bucağı yok. Olmanın olması (ya da zorunluluk denilen) bizi yaşatan.. Tekrar edip duruyor.. Bulunacak hiçbir şey yok. Varız deyip duracağız. Varız deyip duracağız. Sonsuz... Yaratmak ya da yoketmek hiç bir şey bu kaderi ya da olguyu değiştirmeyecek... Herşey varım deyip duracak.. Hiç bir şey olmuyor sonunda. sanırım başa dönüyor ve kendini tekrar ediyor olmalı..

Ney öğrenebilir gerçekten ve kim?

 

Evrenler yokederek varlıkta yokedilmeyecektir.. Tüm evrenlerin ya da tüm varlığın yokolduğu güne lanet olsun. Öyle bir gün yok. Olsa zaman denilen (ve Varlık denilen) şey (mutlak biçimde) mutlak yokluğun yumurtası olurdu. Ne geçmiş ne gelecekte eğer mutlak varlıktan bağımsız mutlak yokluk olaydı biz olmazdık. Konuşuyor olmak ta saçma olurdu. Varlığını insan neye dayanarak kabul ediyor. Kendinin diyor. Varolmasına... Yokta olsa var kalanlar var. Var kalan varlık var... Ne geçmişe ne de geleceğe mutlak varlıktan yoksun bir mutlak yokluk/varlık konulamaz.. Bu zaman denilen bir çile sadece.. Kavramlarla matematik yapılmalı. Soyut kavramlar gerçek matematik araçlarıdır. Diyalektik ve bulanık mantık.. Bulanık mantığın geliştirilmişi.ikili-dual iki yönlü mantıklama.(zıtların kardeşliği gibi dualin birbirine göre ölçülmesi birbiri cinsinden olması ,indirgenmesi gibi) geniş mantıklama ve dairesel/küresel mantıklama. doğrusal değil.. Matematik ney hocam allah aşkına. İnanmadığım allah aşkına?

Evrenin başı demek sonu (sonucu ya da sonrası ve öncesi de) demektir. Evren yoksa biz nerdeyiz_?

Link to post
Sitelerde Paylaş

13.05.2018 Facebook Kayıtları (sanalmanik kimliiğinin facebook hesabının çeşitli facebook grupları üzeirnden soru yanıtlamaları derlemeleridir.)

 

bir sabah uyandınız ve ülkede neyin değişmesini isterdiniz?

 

benin-ülkenin, evrenin-senin, herşeyin.. nasıl cevaplanır ki bu!

ülkede ülkenin
ülkenin yerinin
içindeki kişinin/kişilerin -(oluşların ve işlerin genel)
dışındaki onu saran gerçeğin
ülkenin evrendeki yerinin bile değişmesi
ölümün ve kalımın bile -birden- değişmesi
bu soru bana/bize yetmiyor -anladım..

 

-------------------------

 

Arkaik insanın günlük yaşamda karşılaştığı her türlü soruna çareydi tanrı. Bütün olan biteni açıklayabilen o güçlü kelime, insan tanrıyı yaratmıştı çünkü; bitmek bilmez sorulara bir çırpıda verilebilen tek cevaptı o.

 

Kozmolojik bir kimlik sorunsalı olarak tanrı?

ya da kozmogenetik bir kimlik/ben-kişi bunalımı olarak tanrı
(Tanrı) oldukça kozmolojik bir bunalımdır...

 

---------------------------------

 

Kitleler asla gerçeğin peşinde koşmamıştır. Yanılsamalar isterler ve yanılsamasız yapamazlar. Gerçek olmayanı gerçeklerin üstünde tutarlar; gerçeklerden çok gerçek olmayanın etkisinde kalırlar. Bu ikisi arasında ayrım yapmama eğilimi oldukça yüksektir." 
Sigmund FREUD

 

Gerçek denilen de saf bir hale soyulursa, en son gerçeksizlik ya da meta-gerçek ya da gerçeğin ta kendisi denilen bir durum ifade etmelidir. Gerçeğin ta kendisi ise sanırım yaşanamazdı...
Gerçeksiz denilen uca yaklaşmadan yalpalanmak ve dalgalanmak gibi bir şey olmalı gerçeklik. bilmiyoruz..

 

----------------------------------------------

 

Şuanda rüya görmediğimizi nasıl bilebiliriz?

 

Y: şu anda rüya görmenizdene ne ifade ediyorsunuz.?. 
gerçek ya da gerçeklik denilen rüya kavramıyla ele alındı diyelim bu bize ne ifade eder?

 

S:Eğer bu bir rüyaysa fiziksel gerçeklik algımız yanlış bir temele dayanıyor. Sonuça materyalizm güme gidiyor.

 

Y: yanlış.her ikisi de yanlış.bir şey güme gitmiyor. gerçeği ne sanıyoruz ki? gerçek demek ya da gerçeklik demek zaten.. realite.. bu kavramın en yakın kullanımlarına bakalım. dilsel anlamına bakalım. sanal gerçeklik örneğin. tv de bir gerçeklik var. sinemada da bir gerçeklik var. çoğumuz izlediğimiz filmin içine giriyoruz. gerçek/gerçeklik demek zaten bir algı algılama biçimini ifade ediyor...

 

--------------------------------------------

 

Lilith Efsanesi Nedir?

 

İnsanın ya da türlerin eşey oluşunda ve ikiye bölünüşünde bir türün ve tarafın baskınlığı ya da diğer tarafın çekiciliği ve cazibesi gibi denklemler fonksiyona eklenirse sanırım böyle şeyler oluyor. Mitolojiler ve karmaşalar oluyor,, olmalı... Kozmolojik ve kozmo-genetik tuhaf hikayeler bunlar .. En son ne olacak ki?

 

Lilith seni sevmiyorsa Lilith'e sahip olamazsın. Lilith evinin kadını olmaz. Tanrı bile olsan olmaz. Lilith harici bütün kadınlar seni sevse ve sana tapsa imrense Lilith yine de seni sevmez ve bunu umursamaz. Lilith harici bütün kadınlarla yatabilirsin ama Lilith le yatamazsın.. İşte Lilith mitosu budur...
İnsan kimliğini düşkün feromonları ve cinsel karmaşası..

 

Adem ve Havva demek ye iç seviş demektir. Kozmolojiden uzak dur' demektir.denmektedir... Lilith'in kozmojik bir kimyası var arayışları var. Tanrılarla yatmak istiyor belki...Belki de göksel Tiranların çocukları Adem ve neslini sonra yok edebilir... Sanırım Lilithsen ya aşkı ararsın (kendince) ya da gökte ki en iyi dölü ve dölleyiciyi ararsın. bu ikisi Lilith. Yanılıyorda olabiliriz..Ademi'in onu kesmediği kesin. Ayaklarını yerden kesmediği de kesin...

 

----------------------------------

 

paylaşımların altına yapılan küfür ve hakaretleri okuyorum burda herkes aynı görüşte değil bilginlenmek isteyen herkeste sayfada bulunur

 

her yerde kavga var be! neye indirgenir. bilgisizliğe, diğer şeylere,bağlam eksikliğine...
toplumsal kaynaşmalar ve çatışkılar zorlukları
yalnız başlık buram buram trollük veryansını izleri ve geri tepkileri kokuyor gibi..ama bir de iki farklı grup ve yapının birbirine teması sürtüşmesi/sürtünmesi izleri de kokmuyor değil o halde..
küfürü ellerimizle eriteceğiz. küfür empati olanaksızlığına ve anlaşılmama çıkmazına karşı bir tepki mi?küfür nedir!

 

---------------------------

"Savaşların büyük çoğunluğu din adına çıkmıştır."
Bu konu ateistlerin ezici çoğunluğunun kabul ettiği bir mit.

 

din üzerinden pazarlanmıştır da denilebilir. bir çok farklı fraksiyonda söylenebilir.. sonuçta habil ve kabil gibi iki doğalın, iki insanın çıkar ilişkisi ve çıkar çatışmasına indirgenir. Kozmolojik bir çıkar çatışması yoksa? ya da varsa?

 

----------------------------------

Ne için yaşadığımızı bilen var mı?

 

Bir şey için yaşamak
kendi için varlık
varlık için varlık

için kelimesi zaten iç yapısıyla ve iç kökeniyle kuruluyor
içte olunduğu için.varlık içinde..
'ne' için derken kullanılan ne, nesne ve şeyinde kökenidir.
ne/şey/nesne/madde için varlık..

ne için yaşıyorum derken aynı zamanda madde için maddi gerçeklik için (ve içinde) yaşıyorum demekte olursunuz.
bunu bir tespite dönüştürebiliriz.

varlık var. ontolojik zorunlularız. ve yaşıyoruz kısaca..
yani bu anlamda yok olmadığımız için. var zorunlu ve var olduğu için...

 

----------------------------------------

 

S:Zor olan, o "yok eden" ve "yok olan" tarafı da iyi etmeye uğraşır dururuz,

 

Y:yokoluşlar da zorunludur sanırım varoluşlar gibi..hareket/devim varsa oluşlar olacak.. oluşlar ve işler denilen sanırım hareket devinim ve süreğenliği ifade edecektir. olmak ise sadece olmaktır. öylece olmaktır.gerisi devimdir. Yokolmak sadece devimdir-harekettir... Hareketi yokedemeyeceğiz..
oluşlar var sadece oluşlar. iyi edecek bir şey yok. bir şeyi iyi etmeye gerek yok..

 

S:çünkü "var olmak"ve "var etmek" üzerine kurmuşuzdur dengeleri.

 

İyi edecek birşey var. O bir şeyi yok edecek birşey de var. O bir şey orada canlı ve hareketli, o birşey şimdi ve burada...

Y: canlı ve hareketli olan bizatihi can ve hareket denenin de bir parçası olmalı ve hatta kendi olmalıdır. kötü olan nedir?
devimdeki olumsuzlular olumlamaları üretiyor (yani doğal çatışkılar var) sadece. bunu böyle görmeliyiz. böyle görmezsek? ilerde zorlanırız.. ve çatışkı deneni iyi edemeyiz. öyle ya da böyle olmak çatışkıları sürecektir...
var etmekte belki bir yanılsama...

 

---------------------------------------------------------------------

S: Panteizm (spinozanın Tanrı fikri)
Tanrısızlık görüşüne örnek midir ?
Yada hallacı mansurun enel hak öğretisi ?

 

Y: O genel bir anlamda sunuldu ancak bireysel tanrı kamu tanrı ayrımımız var. Ve kamu tanrı Tanrı olsa da olur olmasa da olur bir tanrıdır.. kişi, kimlik ve özne-öznel değildir. Kamu Tanrı anlayışında tüm varlıkTanrının görünümleridir-olumlarıdır. Oysa Rab-Efendi kimliği ve Yahudilik ve Müslümanlığın tanrısı oldukça bireysel ,kişisel bir tanrı .Eğer Uzakdoğu da felsefe tartışsak ve Brahman Tanrı olarak getirilseydi ve sunulsaydı bunu tartışmazdık

yani ya bu ayrımı iyi koyacağız ve tek tek tartışacağız ya da genel olarak Spinozayı bu anlamda tabi ki Tanrısızlığa da yakın tutacağız...

 

Yazınızda bir düzen var ama bu Tanrı olmadan da mümkün demişsiniz, spinoza bunu mümkün görmediği için Tanrı fikridnen kopamamıştır.

 

Y: Bence durum öyle değil ama öyle görmek isterseniz size kalmış.uzun bir tartışma konusu. Biz de üç-beş yıl Panteist -kamutanrıcı argümanlarda dolaştık... Çünkü evrende düzen var diyoruz değil mi ?ben dedim mesela... Ve yukarıda yazılan nedeniyle yani burada bir tanrı kabulü var denmesi ve kişisel tanrının bu işe bulaştırılması ve benzetilmesi de nedeniyle ve bu bireysel tanrı ayrımının anlaşılmaması da nedeniyle ateist imine mecburen daha yakın dolaşıyoruz...kavram saptırılıyor ve at izi it izine karıştırılıyor

varlık hakkındaki öngörülerimi ya da gerçek fikirlerimi ya da tanrı olmayan tanrı fikirlerimi ya da daha düşsel varlıksal temaslarımı açmam mümkün gözükmüyor... tanrı olmayan bir tanrı bizim kavramamız da var... -üstbenlik ya da gelecek psişesi gibi bu diyelim -bizim parçamız yine ..ama bizdeki bu ayrımı şimdilik sunmayacağız...ve açmayacağız.ve spinoza da benzeri ve yakını.. 
ama monik-monist anlayışlar yani varlığı merkezleyen ve gücü tekelleyen tanrının ya da bu tip tanrı anlayışlarının reddi daha önemli bir aşama ve öncelik çünkü
bunlar arasında dağlar kadar fark var.
yan ikisine de tanrı diyoruz ama biri bir köy diğeri gökkuşağı gibi..

 

Bizde tanrı demediğimiz tanrı şöyle...

bir çocuğun dört yaş hafızasıyla seksen yaş hazıfası aynı değil.. kimliği de öyle.. anılar bir bütün.. çok soruşturduk biz inanın...

tıpkı varlıkta böyle .bunu varlığa giydirelim ve uyarlayalım.....trilyon kere tirilyon yıl ötede evrimimiz var belki ve gensel bağımız var. sonra trilyon kere tirilyonu çaplarla büyütelim.. satranç tahtası ve buğday hikayesi gibi... ..belki tanrı olmuş genetiğimiz var uzakta ve gelecekte ..belki bizimle iletişim kurabilecek kadar ve belki saygıdan ve doğal oluşa müdahalesizlikten bize karışmayacak kadar bilinçli torunlarımız var... belki evren yaratabilecek kadar da ileri gitmiş ve büyümüş gelişmiş tanrı olmuş torunlarımız vardır.. Belki torunlarıma ve torunlarımın torunlarına inanıyorumdur ve belki tanrılarımın atasıyımdır....belki de zamanı böyle görmüyorum. zamanın önü yok yönü yok. ileri geri değil- salınım zaman. mekan gibi ..mekan gibi genişlik zaman..

 

S: Peki, merak ediyorum.
lütfen cevaplayın,
Tanrı evreni kapsıyor ve içkin ise (kamutanrıcı/panteizm)
Evren öncesi Tanrı yok muydu ?

 

Y: Evren öncesi diye bir durum yok ya da yapay olmalı. Evren öncesinde evrenler varolmalı.. Zaman böyle ele alınmamalı belki de... Bu (sunulan link) yazıda bunu işlemiştim..

S: Ölüm, yazdığınız teoriye bir engel değil midir ?
zira 80 yaşına kadar gelişen beyin ölümü ile gelişim tekrar başa dönmüş oluyor.

 

 Ölüm diye bir şey yok-doğumda. Bunlar hareketin ve şekil değiştirmelerin nazariyatı.. Gözlem gerçektir mi demeliyim. Nasıl iş zamana gelince o yok diyoruz. Ya da mekan görece mekansızlık var diyoruz...Ben olmakta bir görece ve en görecesi odur. Belki de en olmayanı mı demeliyiz.. Özne kavramının içeriklendirilmesi derinine çözümlenmeli...

ben kavramının içeriklendirmesini reddediyoruz ve zamanı da ters yüz edince ölüm doğum gibi ikilemler gerçekten kalmıyor ..

ve ben bir teori yazmadım ..bunları da ne ilk söyleyen kişiyim ne de son olacağım..

 

biz de birsürü genetik karma popülasyon tanımı var..evrensel kozmoloji ve (mitoslar benzeri üst ve başka evrensel türler/ırklar) kozmogenetik karmaşımlar ve karmaşımlayıcılar tanımlaması -tanımlamaları var. Bunlar Gnostik Demiurgos/Demiurge'ler gibi...Ve belki bu gnostik demiurgeler karşısına da konulabilecek harmanlayıcı tanrılar ve İsanın baba tanrısı gibi (hiç bir halta da karışmayan) şeylerde var ama açmakta girmekte istemiyoruz şimdilik... Bunlar içinde insanın tanrı sandıkları var ve olabilir .Biz, ateist denilen kitle ile ya da bilimciler denilenler ile teistler kadar ve belki fazla çatışırız derdimizi de anlatamayız... bunlar uzar da gider. Evren genetik bir popülasyon...tek ırk değililz-tek türde...

 

S:yoklugu yokluk olarak düşünme yokluguda varlık olarakta düşün.yada yokluktan varlıga geçiş varlıktanda yokluga geçiş…Bunu örneklemek için en kolay yol zamandır ..zaman yoktur gerçekte ,,ama saati kurunca zaman var olur saati durdurdugunda zaman geri yok olur..senin kurdugun pırogram var eder neyi yoklugu ama madesel olarak yoktur ruhsal olarak program olarak vardır.

 

Y:bunu düşünürsek sanırım zaten arada tanrı kalmıyor... Yokluk denilen bir karanlık alan, madde ve işlenebilir cevher ya da tanrının işlediği ham şey gibi sunulur dinlerde.. Yokluğu harekete indirgersek tanrı kalmayacaktır...
zaman olmayınca da tanrı kalmıyor..

 

------------------------------------------------

 

Sunulan Varız yazıtları için Soru cevap

 

S: Sonsuz evren gerek bunun için

 

Y: Daha çok oluş ya da varlık denileni sonsuz (başlangışsız öncesiz ve sonrasız ya da bu kavramlarla sınırlanamayan) olarak içeriklendiriyoruz ancak bir evren yoksa diğer bir evren mutlaka vardır diyoruz. Oluşsuz oluş olmaz. evren gerçeklik evi..oluşsal rahimler.

 


S: Bunu neye dayandiriyordunuz

 

Y: düşünme ya da kavrama diyebilirdik. öyle çıkarımsama diyebilirdik. inceleme ve araştırmalar toplamı diyebilirdik. yaşam sentezlerimiz, kendi sentezlerimiz diyebilirdik.başka türlüsü aklımıza yatmıyor diyebilirdik. biz öyle düşünüyoruz da diyebilirdik....

 


S: Evet sadece benim için demeyelimde çoğu kişinin tatmin olacagını sanmıyorum Peki bunu nasıl Tanrının mutlak bir şekilde var olmadığına bağlıyorsunuz yaratılmadığını nerden çıkarıyorsunuz diyelim ki bir yemek var bu yemek ısıtılıyor pişiliyor kaynatılıyor vs uzun aşamalardan geçiyor ve yemek oluyor işte yemek var olması için şunlar gerek böyle yapılması gerek denilse ve biri çıkıp eğer bu yemek böyle uzun aşamalar sonucu meydana gelmiş demmeki bir aşcı yoktur dese ne kadar saçma olur onun gibide adamın biri diyorki evren bir anda var olmadı Paraler evren vardı sonra evrim oldu ve sen oldun demekki bir Tanrı yok demekle aynı mantıkda değil midir

 

Y: bir kere ben başkalarını tatmin etmek için yazmıyorum. kişinin kendi problemi. Toplumsal birlik ve toplumsal olgusallık var. toplumsal varlıklarız. bunun biçtiği pay ve (toplumsal/sosyal) sorumluluk (denen) ve (bizi ilişkiye ve iletişime zorunlu kılan) sosyalleşme/toplumsallaşma denilen bizi bunları bir ölçüde yazmaya da zorunlu kılıyor. Kimseyi ikna edemem ama kendi ikna olmuşluğumu sunabilirdim....

eğer (açık-özgür) doğadaysanız yemeğin yiyeni ve yemek var..yemek pişiricisi yok

Tanrı varlığını olumlamıyoruz ve bir tanrı ortaya koymuyoruz ..bakın bunu da sunalım... 

 

aşamalarla oluşmanın kökü aşamasız bir aşama mıdır? indirgemeler nereye indirgenir ve çözümlenir? alt taban hep vardır? nedir? oluşsuzluk mu?olmama mı? hiç bir şeyin olmaması mı?
herşeyin zaten -var- olmasının olmasal taban olduğu/alındığı bir düzlemde karışıklık nerde şimdi?.çatışkısız bir varlık tabanı işte...

ki herşeyin şimdi şu an birlikte/beraber -var- olması olmasal realite değil midir?
reliteyi geçmişe oraya buraya götürmeyelim ve yerinden kımıldatmayalım yetiyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş

17.05.2018 Facebook Günlükleri -1 (sanalmanik sanal kimliiğinin facebook hesabının çeşitli facebook grupları üzerinden soru yanıtlamalarından derlemelerdir.)

 

"hiçvarolmamış olma diye bir antidiyar yok. hiçbirşeyin hiç varolmamış olduğu......"

 

"hiçbirşeyin/birşeylerin hiçvarolmadığı, varolmanın (varlıkın/varoluşun) -hiç- varolmadığı antizamanlarda yoktur."

 

"varlıkın varlıktan (varoluştan da) yoksun olduğu/olacağı zamanlar yoktur..yerler yoktur. böyle bir durum hiç olmadı..."


"bulunmama ("hiç bulunmama" ya da hiçbirşeyin/birşeylerin hiç bulunmaması) denilen bir metadiyar yok..."

 

"İnsan kendini diğer insanlardan/şeylerden parçalamaya devam ettiği sürece, dinlerin ve şunların-bunların parçalaması adı altında çeşitli görüntüler ve biçimlerde parçalılıklar ve parçalanmalar yaşamaya devam edecektir...."

 

--------------------------------------------------

SORU
Eger hic bir din olmasaydi dunyada.Herkes kardes olarak dogdugu gibi ölunceye kadarda kardes olarak kalirdi.Butun dinler insanlari bölusturup insanlari bir birlerine dusman ederek öldurtuyor.Dinlerin insanlara zerre kadar faydasini biliyorsaniz bana yaziniz.ben hic bir dini tutmuyorum.Cunku dinlerin hepsi en tehlikeli hastaliktan fazla insan ölduruyor.insanlar dunyadaki en kutsal varliktir.hic bir neden gösterilerek insanlar öldurulemez.yasasin dunyadaki butun insanlarin kardesligi diyorum.

 

YANIT
insan öldürülmese de ölüyor ve dinler olmasa da ölüyor. bu arada din savunmuyorum...ölüm realite olduğu sürece ölümün değişik çatışkıları ve görünümleri de olacaktır... ölüm travmatik ve kaossu adlandırıldıkça bu görünümler daha sert eminim ki olacaktır... insan parçalılıklar gördüğü ve ürettiği sürece eminim bu parçılılıklar olacaktır/görünecektir...

İnsan kendini diğer insanlardan parçalamaya devam ettiği sürece dinlerin ve şunların-bunların parçalaması adı altında çeşitli görüntüler ve biçimlerde parçalılıklar deneyimleyecektir....

 

---------------------------------

SORU

Evrenin kendini yoktan var etmesi semavi dinlere inanan insanlara saçma gelmektedir.Bu kadar büyük ölçekli bir evren nasıl kendi kendine bir hiçlikten meydana gelmiş olabilir ? Bu yüzden dinler, büyük patlamaya sebep olan gücün Tanrı olduğuna inanırlar.

 

YANIT

evrenin kendini yoktan varetmesi diye bir cümle felsefi/düşünsel/mantıksal olarak nasıl ortaya koyulabilir. Varlıkta her şey birbirinden/varlıktan oluşur dönüşür. O halde evren, evren olan başka evrenlerden olmuştur-gelişmiştir ya da değişmiştir. bu düşünceleri nasıl ortaya koyuyorsunuz?. Evrensizlik (ve hiç evrenlerin olmadığı bir durum) evrene ön-taban değildir ve olamaz kısaca ve özetle.. ki bu/bunlar teizm (mono-teizm) denileni de besleyenin ta kendisidir..

 

Varlığın sürekli varolabilmek için bir başlangıç noktasına ihtiyacı yok. işte tüm mesele de burdaya. asıl teizmi besleyen bu... teizmi besleyen ve yapılandıran da bu anlayış görmüyor musunuz? varlık tabansızdır...olma tabansızdır. olma olmama cinsinden tabansızdır ve tabandan yoksundur..

bulunmama denilen bir metadiyar yok...
 

Link to post
Sitelerde Paylaş

17.05.2018 Facebook Günlükleri -2 (sanalmanik sanal kimliğinin facebook hesabının çeşitli facebook grupları üzerinden soru yanıtlamalarından derlemelerdir.)

--

OLUŞMASIZLIK SAVUNMALARI/AYETLERİ

 

OLUŞMA /OLUŞMAMA ÜZERİNE İNSAN TANIKSAL YARATMALAR-ÜRETMELER (İNSAN AYETLERİ/GAYRETLERİ..)

AYETLER/GAYETLER ve ONTOLOJİK ANLATMA ANLAŞMA (BULUŞMA/BULUNMA) GAYRETLERİ
 

(Ayet cümle anlamında içerilmiştir...)

(Korku da, ölüm de göğüs üstünde bir hahfifçe yumşatılır/esnetilir ve onun bir tadına bakılır sonra sertçe ve daha sertçe size geri çapraz paslanır/yollanır... Korku ve ölümden bazen gol yapılır...

Korku ve ölüm baş üstüne/başlar-başımız üstüne....)

 

(susulmayan Köyün -çomaksız- delisi)

andım üstüne. Eğer tarihsel bu emeğim ve cabam/çabamız ( işim/çağrım/emeğim/ereğim/sentezim) yarım kalırsa tarih en az bin tane daha ben doğursun suratınıza çarpsın!!!.....

buranın Anadolu olduğunu sana hatırlatacağım! buranın nere olduğunu sana hatırlatacağım!/bildireceğim her kimsen!

 

--

SORU


Kendi kendine cevabı hariç cevap verebilecek varsa dinliyorum 
Yaratıcı kesin yok peki 
Çok Açıkça açıklarmısınız anlayabileceğimiz dilden!
Hücre kendi kendine nasıl oluştu ?
Hücre yi oluşturan maddeler nasıl var oldu ?
Kendi kendine birşey oluşabilirmi ?
Hadi diyelimki hücreyi oluşturan maddeler vardı yinede bu kadar mükemmel bir canlılığı başlatabilme özelliğini nasıl elde etti?
Kendi kendine akıl nasıl oluşur ?Doğal seçilim,seleksiyon vs. geçelim akıl denen mekanizmayı kendi kendine oluşturmak mümkünmü ?
9 milyon canlı türünden sadece insanın aklını kullanabilmesi nasıl açıklanır ?
Hücrenin milyarlarca süreçte. fiziki açıdan da farklı canlılara dönüştüğü tahmin ediliyo garip olan balık benzeri bir canlının insana kadar dönüşmesi çokta net bir olgu değilken bunu kabul etmek ne kadar mantıklı ?

 

--

 

YANIT DİZEMLERİ/AYETLERİ/(Alt alta yanıtlardır..)


hücre oluştu diyorsunuz .hücre nin oluşması tüm diğer süreçlerin varoluşundan koparılamaz..
varlıktaki oluşlar sonsuzdur. (öncesizlik ve sonrasızlık).bunun öncesi ve sonrası bulunamaz. ilki de yoktur.

bu başlamamıştır. varlık ve oluş başlangıç temeline yaslanamaz duruyor..


maddeler varoldu diyorsunuz .bu madde ya da bir şeyler daha önceden yoktu (hiç yoktu) demektir. bir şey yok değildi. olamaz. bu felsefi/bilimsel ve filozofoik taban alınamaz.
oluştu kavramına köken ve ilk baş arayışıyla ilgili bir bozukluk var bunu farketmelisiniz.

bu zamanı anlayamadığınız anlamına geliyor sadece.zaman bir yanılsama. onun/zamanın ilk önü (aşağı yukarı yönü de) yok ne yazık ki yok...devinimler sürekli


--
oluşma diye bir düzlem yok .bir şeylerin oluşmamış olduğu ve olacağı hal zaman durum/lar varlıkta hiç olmadı..
--


varlıkta olma diye bir ihtiyaç yok. varlık ve devinim ve gerçeklik hep onun içindeydi ve bu başlangıçsızca hep böyleyi hep vardı.hep var ve hepte varolacak
 

---

işin açıkçası maddenin varlığın ya da birşeylerin yokluğu yok. yokluk hiç olmadı ki..

maddesizlik diye bir durum olmadı ki. varlık geçmişte yok değildi.

bugün bir şey değişmiyor. hareket/zaman şimdidedir..

varlıkta geçmişte ya da önde bunların (maddelerin şeylerin ve işlerin) olmadığı bir durum/lar yok
---


varlık zamanı şimdidir. zaman şimdiden yayılıp/salınıp genişler/enlenir.

ve (zaman) geçmiş ve geleceğe doğru salınım yapararak duru olduğu yerde...

.merkez zaman, asıl oluş zaman, objektif içerik zaman asıl şimdidedir .

şimdi herşey oluyor (olmaya devam ediyor) demek daha doğru
--


varlığın ilk zamanı ve anı yani en geçmiş zamanı da şimdidir.en gelecek zamanında şimdidir.

şimdide her şey birada olur. olmaktadır.

her an (herşey) yeniden olur/olmaktadır.

varlık denilen de zaman ya da şimdi denilen tek içkin varlık zaman...


---


oluşma diyorsunuz
olmama yok /oluşmama yok. oluşmasızlık yok
oluşsuz hiç oluşsuz an durum ve yer yok
varlık oluşmadı arkadaşım.o var sadece var
oluşma denilen zaten zorunlu varolmanın/varolanın zorunlu iç hareketi yani içkin olağan devinimi
---


başlatabilme diyorsunuz .arkadaşım varlık başlamadı ki. başlayamaz... başlama diye bir şey yok.

başlama durumundan kurtulun ve anlayın bunu. kolay bu zor değil bunu anlamak gerçekten de..

bir şeyler olmaya başlayamaz.çünkü hep vardır 


varlıkta hep bir şeyler devinimler, gerçekler, evrenler sonsuz vardır. hep vardı hep varolacak. önce ve sonra yok..

bunun öncesi yok ne yazık ki.

Varlıkın ilk zamanı ve ilk durumu diye bir şey yok.

önceki durumu yok.öncede olmuş bitmiş bir şey yok.

olan şimdi vaki olur..

şimdi denilen zamanda sıkıştık..

varlık hep var kendi içinde devingen..kendi şimdisiyle vardı..

Varlık ilk zamanında ve ilk şimdisinde de tıpkı böyle oluşlar doluydu. ki ilk şimdi yok...
---


varlıkta gerçeksiz (gerçekten yoksun) ya da oluşsuz (oluştan yoksun) bir zaman yok. ki tek zaman aslında gerçek objektif zaman ise şimdidir...olan şimdi vaki olur olmaktadır..
---


olmama tabanına (hiç varlığın olmadığın) tabana varlık çözmeyin artık. neye inanıyorsanız onun aşkına 
.bunda zor bişey yok anlayın 
biz kör müyüz arkadaşım...
---


varlığın ollmadığı bir tabana varlık çözmeyin/indirgemeyin arkadaşım... tüm zamanlarında varlık aynı var. zamanı mekan gibi düşün.. bu koparılamaz.varlığın (var) olmadığı zaman bulunamaz.
---


oluşma diye bir ihtiyaç yok.bu evren yoksa başka bir evren mutlaka vardı. evrensiz, gerçeksiz, oluşsuz, olmasız bir varlık yeri ve zamanı yok. oluşsuz bir an bile yok varlıkta.. zaman bu değil. yapı bu değil..bunlar kavranıyor.başvarlık yok.ilk varlık yok. olamaz çünkü baş denilebilecek durum yok. ilk yer zaman yok.zamanın bşr başı da yok. zaman içkin.içte...içkin bir varlık onu kuşatamaz.geçemez.aşamaz.varlığın başlatanı olamaz bulunamaz başlamadı...
---


ilk zaman yok.zamanda bir önce yok.zaman yönsüz uçsuz bucaksız.mekan gibi bir boşluk gibi düşünün.zaman aşağıdan yukarı sıralı bir şey değil varlıkta. olma zamanı yok.zaman şimdi..nasıl yer altımızda gök üstümüzde bize yön ve taban ifade ediyor (alt ve üst ifade ediyor) ama boşluğun yönü yok. bu onun gibi.algı..

alt alt değil işte.yeryüzünün arka tarafıda bomboşluktur..uzaydır

zamanın aşağısı yok....başladığı yer yok.zaman şimdidir.
---

 

varlığın oluşmasız olduğu bir zaman yok.
varlık oluşmamış olan zaman yok. oluşmasız durum yok..oluşmasızlık anti oluş/lar yok...oluşmamışlık yok....oluştan eksik/lik yok...
 varlık oluşmasız yer yok..
 varlığın varlıktan yoksun olduğu bir yer ve zaman yok. varlığın oluşmadan eksik olduğu ya da oluşmaya muhtaç olacağı oluşumsuz olduğu bir zaman ve yer tayin edilemez.yok.
zamanın başı ne yazık ki yok
-----


varlıkın varlıktan eksik olduğu bir an bile yok.
varlıkın oluşmadan eksik (yoksun) olduğu/olacağı bir an bile yok.
oluşmamış varlıkın olduğu/olacağı zaman yok.
herşey hep oluşuktu ve oluşmuştu.

her şey oluşuk bir biçimde ve oluşmuş olarak her zaman ve hep vardır var olacaktır..

zaman sonsuzdur. uçsuzdur. dipsizdir... zaman bu değildir.

sonsuz açılıp kesintiye uğratılamaz.
.sonsuz zamanla bölünemez/kesilemez.sonsuz bölünemez kesilemez/açılamaz...
sonsuz başlangıçla tarif edilemez.
olma oluşmayla başlamayla çözümlenemez.
zaman başlangıçla çözülemez .zaman başlangıçsızdır/öncesizdir. zaman ilksiz. zaman şimdi..
---


dinsel efsaneler var çünkü gökyüzünde gerçekten rab denen bir varlık var ama o tanrı değil..
evet gerçekten insan kentlerini yıkacak gücü var.
teknolojik olarak evet nerdeyse insan ve evren yapabilecek gücü ve yakın teknolojik gelişmişlik donanımıda var ama tanrı değil
insanda labaratuvarda organ üretmeye başladı değil mi?
gelecekte belki evren yaratacak.trilyonlarca yıl öteye gideceğinizi düşünün bir an
---


bu rab denen dünyaya binyıllar önce zaten gelip gitmiş .ya da aracılarını göndermiş.insanla muhtemelen ya anlaşma yapmış ya da bizim hayvanları kullanmamız gibi bizi gensel deneylerde kullanmış.yarı buçuk teknoloji vermiş bize ve bizi birbirimize düşürmüş.babil efsanesini hatırlayın...rab iyi felan değil insan gibi bir sömürücü
---


ahit sandığı yalan değil.davutla golyat hikayesi yalan değil .babil ve ad somora yıkımı yalan değil.teknolojik gücü var evet ama o tanrı da değil.ne yapalım söylemeyelim mi şimdi bunu size. insan anlamıyor.insan anlamıyor.
---


bundan 10-15 bin sene önce gökten bir uygarlık gelse. dünyaya inse. teknoloji harikaları gösterse ve şovlar yapsa bizi de korkutsa.kentler yuksa.taş taş ğstünde bırakmasa ne olurdu? evren işte tam da böyle .keşke bizi ona karşı koruyacak savunacak gerçek bir dost bir büyük tanrı olsa.bende isterdim bunu.doğa da herşey doğup ölür.bu doğanın kanunu.ben diye bir şey yok
---


insan teknoloji geliştirip binyıllar sonra uzaya çıksa. orda gelişmemiş bir uygarlık ve gezegen bulsa. gitse oraya o dünyayı istila etse. kendini yarı tanrı ilan etse ya da o yerlilerin bu gökten gelenlere iyice kafası karışsa. o dünyanın yarısı korkudan insana tapsa.kim karışır buna...avatar filmini htırlayın.
---


arkadaşım israili sevmiyorsunuz değil mi neden? neden? neden bu kudüs kavgası kim bu rablar?
neden bütün teknolojik küresel karanlık güç ve para o israilli denen yumağın elinde?
---


şimdi insan inse avatar cumhuriyetine.avatar dünyasına gitse.. ve oraya indiği yerin adı coğrafyanın adı o dünya da israil olsa? bunu hiç düşündünüz mü? sordunuz mu?sorguladınız mı? içinde henüz hiç silah olmayan bir dünyaya insan gitse ve o israillilere bunu verse armağan etse? onlar üzerinden de gizlice bu dünyayı kontrol etse ve sömürse ? bir gün kendi dünyam biterse de gider oraya yerleşirim onları da köleleştiririm diye baksa... bunları hiç düşündün mü?
---


gerçekler acıdır zorludur.biz on onbeş yıldır bunlarla yaşıyoruz hiç kimse kusurumuza bakmasın.bunlar gerçektir.sahte değil ki neden saklanayım.neden korkayım....insan ırkı adına önemli bilgi ve referans bunlar.ben her yerde çaba gösterdim bunları karşılayabilecek insanlara erişmek ve anlatmak için .deli dediler desinler.ve içimde tüy bitti söylemekten artık.ve içim rahat çünkü susmadım susmayacağım.. bildiğimden beri...elimden geleni yapıyorum çünkü
---


insan ırkının geleceği için doğruları konuşuyorum ne yapayım susayım mı? gidip keyif mi çatayım yani.israil de daire de alim mi? rabla ticaret yapıp başka dünyaya taşınma götürülme vaadi hayalleri kurup marsta daire sözü de alim mi ? ne yapalım sen söyle...
---


 herkes gerçeğiyle bildiğiyle yüzleşsin arkadaşım hocam .benim içim gökyüzü kadar rahat. gerçeğim ferah ve içacı.korkmuyorum...bu anlattıklarımı içeren kasyopya deneyi adında bir metni cumhurbaşkanlığına kadar defalarca göndermeyi denedim.bütün haber sitelerine mail attım.5 ayrı forumda onu okutmak can parçaladım. 5 yıldır uyku yok.ziyan..hayat zindan.iş güç telef olduk.düzenli hayat yok.ayaktayız. daha ne yapalım
---


arkadaşım namazı niyazı bizde kıldık.ne yapalım şimdi kendimizi köprüden mi atalım
arkadaşım ben gidip sıcak yatağıma yatmayı biliyorum bunlar yerine
---


arkadaşım konuştuğum ve aslında çokça susulan bu şeyler şu an dünya da onbinlerce insanın şahitliğiyle destekleniyor ve bilgisi dahilinde.kasyopya bilgilerini okuyan hiçkimse bu gerçeğe yabancı değil.konuşamıyorlar susturuluyorlar ya da başlarına kötü şeyler gelmesi korkuları var. biz aşam aşama yüzleştik..benim yok elhamdülillha rabdan mabdan korkmuyoruz gelsin yüzleşelim adam gibi dünyaya insin doğru dürüst yapsın işini.bu işleri bir toparlasın.verdiği dağınıklığı gidersin kendisi.korkum yok bilgim var.onların da bunu yok.ölümden öte köy yok ne korkacam kimden.ölümün öylesi böylesi baş üstüne
---


Oluştu bir di'li geçmiş zaman işi ve geçmişte olup biten işler için kullanılır..
zamandaki bu bozukluğu farkedin..
bir şey oluşup bitmedi. zaman şimdi sürüyor bu. oluşuyor ve oluyor hala...oldu, oluyor, olacak..
geniş zaman diye bir şey varda dilde.... olmaktadır yani. ancak bununla varlıkın işlerini dile getirebilir ve anlatabilirsiniz...
bunu düşünürseniz anlayacaksınız..
il oluş denilenle son oluş, ta ki( ki böyle bir şey yok aslında) birbirine bağlıdır/bağlı olacaktır...bağlı olmak zorunda....
---


O OLUŞMASIZDIR..
O OLUŞTURULMAMIŞTIR...
VARLIK O OLUŞTURULMAMIŞTIR: OLUŞTURULMASIZCA ÖYLE VARDIR....

 

--

 

"hiçvarolmamış olma diye bir antidiyar yok. hiçbirşeyin hiç varolmamış olduğu......"

"hiçbirşeyin/birşeylerin hiçvarolmadığı, varolmanın (varlıkın/varoluşun) -hiç- varolmadığı antizamanlarda yoktur."
"varlıkın varlıktan (varoluştan da) yoksun olduğu/olacağı zamanlar yoktur..yerler yoktur. böyle bir durum hiç olmadı..." 

"bulunmama ("hiç bulunmama" ya da hiçbirşeyin/birşeylerin hiç bulunmaması) denilen bir metadiyar yok..."

"İnsan kendini diğer insanlardan/şeylerden parçalamaya devam ettiği sürece dinlerin ve şunların-bunların parçalaması adı altında çeşitli görüntüler ve biçimlerde parçalılıklar ve parçalanmalar yaşamaya devam edecektir...."

tarihinde sanalmanik tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

tam olarak 8 ayrı facebook grubundan paylaşım denenmiştir.. 
------

S: (L) Daha açık, lütfen.
C. Sizin ölçümünüzle 7000 yıl önce sizler bir çölde yada büyük bir ormanda yaşıyorken, bu sürüngen
"ahbaplar" gümüşi nesneler içinde gökyüzünden inip binlerce yıl sonrasından teknoloji harikaları gösterip,
bir de tüm bunların üstüne, size kalkülüs, geometri ve astrofizik öğretseler, etkileyici olmaz mıydı?!?

S: (L) Aslında olan bu muydu?
C. Evet.

S: (L) Kertişler (bu sürüngen ahbaplar) gezegenimizin yönetimini devralmayı mı planlıyorlar?
C. Evet.

S: (L) Sodom ve Gomorra (Ad Kavmi) ve civardaki diğer şehirler nasıl yıkıldı? Ve kim tarafından?
C. Nükleer; EM etki. Kim olacak?
S: (L) Kertişler mi?
C. Evet.
S: (L) Neden?
C. Korku ve itaat aşılamak için.
S: (L) Sodom ve Gomorralılar gerçekte kötü değiller miydi?
C. Bu tarihin bir aldatmacası.

Kertişler ve sürüngen ahbaplar olarak bu metinde sözedilenler, din ve mitolojik kayıtlarda genellikle Rab olarak adı geçen varlıktır ve uygarlıktır...

-Kasyopya Deneyi Verileri-

Kasyopya Deneyi verileri eski Kutsal ,dini kitaplar benzeri olarak güncel bir veridir/toparlamadır ve kitaptır
Kasyopya Deneyi yeni yüzyılın güncel kutsal kitabı gibi, mitolojik verilerin güncel çözümlemesi gibi bir içeriktir
Tarihi çağın kutsal/dinsel/mitolojik/bilimsel/bilgisel yeni bilgilendirme kitabı ve yepyeni içeriği ve hatta dini olmaya aday olan bir içerik gibidir..

ve aşağıdaki linklerden okunup indirilebilmektedir.

https://mega.nz/#!L7YziDQA!zqFBwf-VtGkOQArIB2h4FZ-eBnFALWyMV24gvB9KZD0
https://mega.nz/#!XiQT2AJb!yPW6INksR2nVpuZj-ZywHTv6G-R9OG-kNDChtkU_86Q
https://mega.nz/#!XiQT2AJb!yPW6INksR2nVpuZj-ZywHTv6G-R9OG-kNDChtkU_86Q

 

sessiz kalmayacakalaré!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!1

yürekleri b_öğürdeyecek sessiz kalanların/kalanlarımızın artık. öğürleri sancıyacak....!!!!!!!

tarihinde sanalmanik tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 3 weeks later...

(Bunu ikinci kez ekliyorsam kusura bakılmasın-bulamadım)

 

(Nasıl'ın Kutsal Kitabı yazım aşamasındadır ve henüz tamamı indirilmemiştir..)


________________________________________


Nasılın Ulu Destanı Ve Nasılın Nasılsızlığı/Asılsızlığı - Nasılın Bağımsızlığı Sorunsalı ve Nasılın Nasıla Bağsızlığı

 

Nasıl'ın Ulu Destanı! ve Kutsal Nasıl Kitabına Giriş/Başlangıç


Nasıl'ın Ulu Kitabı

 

Bizler Nasıl-ın elçileri olarak ve Ulu Nasıl'ın ve yani ilk ve baş Nasılsız Nasıl'ın yine kendilerini Ulu Nasıl adına yine kendileri görevlendirmiş ve bilimlendirmiş elçileri olarak Nasılı ve yani Ulu Nasılı ki aslında (Nasıllar Nasıllını -Nasılsız Nasılı (iki N'yle) sizlere tanıtmaya ve iletmeye gelmiş bulunuyoruz

-Nasıl, -Nasıl?
-Nasıl adına
-Nasıllar Döngüsü

 

ÖN-SÖZ


Sadece İlk Nasıl ve Ana ve Baş Nasıl, Nasılsızdır!

 

BAB I

 

Büyük Nasıl ya da Nasıllar Nasılı, Başsız Nasıl ve Bağsız İlk Nasıl adına adanmıştır

Nasıl boşluklarda kendi Nasılından ve kendi ilk nasılından bağsızca varoluyordu

-Şimşek ve fırtına!

 

---
Biz ulu Nasıl'a dua ederiz
Biz ulu Nasıl'ı söyleşiriz
O bizim kurucumuzdur
O bizim ilk yapımcımız, yapıcımız ve sebebimizdir
Ulu Nasıl sen çok yaşa!


----

Nasılcılık epistemi kuruluşu ve nasılcılık septimesi, ilk Ulu Nasıllar Nasılına adanmıştır
Nasılcılık bağdaşçılığı dini, felsefesi ve yordamı nasılsız nasılın kayıplığına tutunmuştur.

 

BAB II

 

İlk ulu Nasıl yani Nasıllar Nasılı varolduğundan beri biz varız!
ve bizi ve bizleri Ulu Nasıl yaptı

Ulu Nasıl adı göklerde kutsansın ve Nasılcılık septimesi kendine kanat bulsun ve olsun umarım
Nasılcılık yorgancılığı ve demciliği adı göklerden sonra bu yeni yerde de duyrulsun ve Ulu Nasıl adına yeni bir Nasılsallık ve Nasılsılık bilişselliği yapılandırmak ve kurmak için Nasıl elçileri bilişsellensin ve doğsun umarım ve İlk Ulu Nasıl (ve yani Nasıllar Nasılı ,Nasılsız Nasıl da) bizi duyup yardıma koşsun umarım.....

Nasıl'ın kutsal kitabı yazım çalışmalarını sürdürmek ve 
Nasıl kutsal dininin yaygınlaşması adına ikilem

Bundan böyle halktan ve yöre'den eski dinini terkederek Nasılcılık dinini benimsemeleri istenecektir ve Nasılcılık çağrıları yapılacaktır

Nasıl kaybolmuş olup herkes onu yani ilk ulu Nasıl'ı arayacaktır..
Nasıl'ı bulanlara bir yeni Nasıl Evreni hediye edilecek ve verilecektir.

Nasıl eski septik felsefelerin tozunu attırarak toz bulutlarını evrende kovalamanın peşine düşecektir. Her bir toz taneciğinin düşüş yerleri izlenerek toz taneleri gözlem altında tutulacaktır..

Nasıl ve Nasılsız Nasıl bizim sebebebimizdir
Nasıl bizim ulu ilk sebebimizdir .
Başka bir nasıl arayışına gerek yoktur. Nasıl da bulunmuştur..
Nasıl da köken de, neden de, ney de, şimdi de bulunmuş ve olunmuştur.
Nasıl burdayım
Bunu söylerken Nasıl'a burda olduğumu söylüyorum ve bildiriyorum

 

BAB III (Gelişiyor)

 

Nasıl'ı aramak için önce evrenler kurduk ve içlerine baktık. Nasıl orda mı?
Nasıl orda mısın diye sorduk? 
Nasıl?
Nasıl orda amısın? Çık ortaya dedik
Nasıl çıkmadı

Nasıl'ın beni bulması için Nasıl'a seslendim ve sesleniyordum
Nasıl burdayım! Nasıl burdayım! Nasıl nerdesin? Nasıl nerdesin?
Nasıl'ı bulamıyordum Nasıl da beni!
Nasıl'ın nerde ve neredenin nasıl olduğunu bulamıyordum
Size de sordum, danışayım istedim
Nasıl'ı buldunuz mu? Nasıl'ı gördünüz mü?

Nasıl ortalarda görünmüyordu ama hala yeni evren-ler kurup-kurarak nasıl olduklarına ve oluştuklarına da bakarak, Nasıl'ı arama çabamızı sürdürüyoruz
Nasılı, yani Nasıllar Nasılını (iki N'yle ama) aramaya devam ediyoruz
Ulu Nasıl sen çok yaşa!

Peki Nasıl'a nasıl dua edilir?
Nasıl diye sorarak, çağırarak ve düşünerek
Nasıl gelir mi peki? 
hem de nasıl

 

BAB X

 

ve Nasıl'ın peşindeyiz ve Nasıl'ı nasıl olsa bulacağız ve yakalayacağız

-Nasıl arayışımız sonsuz bir denklemdir

Bu sonsuz denklemi bana da öğretin bari
Olmaz, Olmaz'ı ya da Nasıl'ı kaybederiz
Nasıl yani?
Bunu bilmiyorum bunu ben uydurdum.şenlik olsun diye
Ulu Nasıl şenlik çok sever

 

BAB G

 

-ilk Ulu Büyük Şanlı ve yine çok çok büyük Nasıl ve öncü Nasıl ve ilk nasılsallık kaybolduğundan beri geziyoruz ve heryerde onu arıyoruz
Nasıllar Nasılı'mız
Nasıllar Nasılının Nasıl oluştuğunu ve oluşabildiğini bize öğretmesi için onu arıyoruz.
İlk ve ön Oluşmasız Nasıl sen çok yaşa!
Oluşmayan Nasılsız Nasıl sen çok yaşa

------

Nasıl döngülerinin izini sürdüm ve nasıl döngülerinin izini burada da sürmüştüm
Nedensizlik eksikliği yaşıyordum ve nedensizlik ve kökensizlik- bağlaşsızlık eksikliği semptomanisi ve sendromu ile kökensizleşmiştim. Bu beni boşluğa asılı ve ilini-k kılıyordu
Boşluklar beni sevmiyordu. Boşluklar beni içine almıyor ve tutmuyordu

-----

ve sizlere de bir soralım dedik ilk nasılı ve nasıllar nasılını siz gördünüz mü?

---

BAB Herhangi

 

-- Nasıl Teorisi, Kaybolan İlk Nasıl Teorisi, Nasılın Kayboluşunun Sırrı

- - Nasılsallık teorisi

- - Ve Tüm Nasıllar ya da Nasıllar Nasılı Teorileri

-- Nasıl Arayışçının Günlüğü

- - Öncül Yazım Figürü ve Karalaması - -

Nasılların ve nasıllığın ya da nasılsılığın döndüğü ya da ilk durduğu ve başladığı yer olan nasılsı ya da nasılsız durum kaybolduğundan beri hep-beraber onu arıyoruz!

Nasıllara asılı bir varoluşta nasıllarla beraber hep-beraber kaybolduk!

----

-- nasılın ve nasılların nasılsal incelenmesi
-- pratik nasıl incelenmesi ve nasıllar analogu
- nasılist-

- nasılsal arayışlar ve nasılsal kılışlar
- nasılsal olmayanı nasılsal kılışlarda gezinti

nasıl'ı kökensizleştirmek, nasılı bağsızlaştırmak, kendini bağsızlaştırmak
nasılları kökenden -imden çözmek, bağsızlaştırmak ve bağı olmayanları bağsızlaştırmak bağımsızlaştırmak

nasılların ilk kökeni arayışına, nasılların -ilk- başladığı yer arayışına son vermek ve nasılı döngüye sokmak ve nasıl döngüsü kurmak sorunsalı

ve bir başka nasıl'a ve nasıllara ve sıradaki asılmayı öğrenmek ve sıradaki nasıl'a kucak açmak

-nasılların hep döndüğü duruş

-nasıllar dönerek ve dönüşerek titireşiyordu

ilk nasıl nerde kayboldu?

Size varlığımızı derinden sarsan bir haberi duyurmak için burda bulunuyoruz!

Nasıl!

 

Nasıl'ın bengi-uzamsal ve döngüsel varoluşu
Nasıl'ın bengi-uzamsal ve döngüsel -sonsuzsal varoluşu
Nasıl'ın bengi-uzamsal ve döngüsel -sonsuzsal -içsel varoluşu

Her bir Nasıl ,Nasıl kadar Nasıl 
ve Nasılların ucu ilk ya da baş nasıla ilinememektedir. 
Bu bizi nasıl boşluğuna ve boşlukta asılı nasıla ve nasılın boşluğa asılı olduğuna ve boşluğa bitişik ve ililşik nasıllsallık teorisine ve nasılsal içsel dönmesel ve titreşimsel-dalgasal hareketsel nasılın varolduğuna ve nasılı boşlukta kendi hareketiyle küresel ve zamansız varetmeye götürmektedir..

Nasıl arayan her nasılcı boşlukların ve evrenlerin de ortak sahibidir
ve bilişidir..buluşudur ve bu nasılın da bulunuşudur..
ve temellenişi kökenlenişidir.

Nasıl sonsuz uzamsallığa temellenebilir..
Nasıllar Nasıldan ve Nasıllardan bölünemez

 

Nasıllar genellemesi ya da Nasıllar özellemesi ya da Özel Nasıllar ,Özel Nasıllık ve ve Nasıl Özelleşmesi Yapısalı Sorunsalı Ele Alması

Nasıl nasıl özelleşiyor?
soru da bu!
işte!
bunu bulun

 

Nasıl nesneldir ya da hem öznel hem nesneldir
Nesnekim ve kimşey, herkimnasıl
Herkimnasıldan bölünme nasıllar ve herkimnasıldan olunma nasıllar toplamı matematiği

Nasıl'ın Bengi-Uzamsal Hareketi Sorunsalı

sürdürüşsel hareketlilik ve durmazlık -hep hareketlilike ya da hep aynı hareketlilik
kendi hareketi ile varlık ve devinirlik
ilk hareketle başlamak sorunsalı hareketin hep varolması ,sonradan varolmaması ve ortaya konulmaması sorunsalı eşittir

hareketin denkleme sonradan varolmaması ve eklenmemesi sorunsalı nassılsallığı bilişi

Nasıl Denklemleri

 

-Septik Nasılcılık kurulum aşamasında! kurulum ve yayılım aşamasında

 

Nasıl'ın Asılsızlığı ve Bilişsel Bilgisellik,

Nasılın İleri Denklemleri ve Matematiği Öğrenimi

Bilişsel Septik Bilgisellik ve Şimdisellik Dalgalanımı ve Yapımcılığı

İki Uçlu Bilişsel yapıcılık-çift taraflı denklem ve matriks matematik mantığı
Bulanık mantık denilenin yakınından

Hem var Hem Yok ,Hem Orda Hem Burda Mantıklamasından Bilim -Biliş Bilgi Çözmek/Süzmek ve Yapılamak

'Nasıl' dan ve ondan önce hala vazgeçmediysek 'neden'den de vazgeçerek var kipine , olmak durumuna sabitlenmek ve oturmak ve zamanı ileri geri kipine sarmamak

Şimdisellik Üzerinden Biliş ve Bilinç-Biliş Sentezlemek

Şimdi ve Burada olmak Üzerine Yine Felsefe Temeli Atmak ve Kurmak
Şimdi ve Burada olmak Üzerine Felsefe Temellemek Ve Kurmak
Şimdi ve Burada olmak Üzerine Felsefe Yapılandırmak

Yer va zaman kavramlarını şimdi ve buraya kökenleyerek ya da geçmiş ve gelecek tabanlarını şimdisel olgulayarak ve tek zaman şimdi kipi ve imiyle felsefe üretmek didaktiği

Şimdi ve burada olunduğundan ötesini bilmemek ve sorulmadan cevap doğurmamak ,imlememek ve yoğurmamak ,başka sonuca atlamamak, başka sonuçlardan da sonuç türetmemek, yargısızlık, hiç bir şey hakkında fikir ve biliş üretmemek ve sentezlememek gibi kavramlardan biliş üretmek....
ve soruların şimdi ve burada olma kavramı bilişi üzerine işlemden geçirilmesi sentezi

Bilişsel sezgisellik ve bilişsel anlık üretimi-üretir-sonsuz yeğin herkeste var

Bilişsel Şimdisellik ile sadece

Orada gözlemci varsa herhangi zaman hep şimdidir
Orda gözlem varsa o zaman şimdidir. nesne kendini gözlemliyorsa?
a -çürütün bunu
orada gözlemci ve gözlem varsa herhangi yer hep buradır.şimdidir...
Buradan başka yerde olunamaz ve şimdiden başka bir zamanda var-olunamaz kiplerini incelenmesi ve sentezi ile yola başlangıç ve yürüme aşaması

gözlemcisiz nesnellik ikilemini ben az önce şimdi buradan böldüm ve kesintiye uğrattım ve kendimi tüm olguya, tüm bilişe ve tüm nesnele işaretledim ve taştım
ve kendimi tüm nesnel biliş olarak işaretledim. beni ben olarak işaretlemediğimde...
bu durumda benim olmadığım bir zaman ve yer yok ve bulamadım
bu durumda şimdi ben tüm zamanlardayım ve tüm yerlerdeyim
özne olarak işaretlenen!!!

Ben buradayım ve buradan başka hiç bir yere gidemem .Ben nereye gidersem gideyim bura oraya gider ve gelir hem
bura hareket etmez ama ben burada hareket ederim tüm hareketlerim bura içinde tanımlanır
zihinsel esneme ve gevşeme, kavramsal esnetme
kavramsal katılık çünkü var-zamana çok bağımlısınız

Ben nereye gidersem ve gelirsem bura da oraya benimle gider ve gelir..
tutarlı mantık dizgeci.nokta...
Ben heryerdeyim ve her zamandayım-öznesel işaretlemeyi bölersem ve taşarsam
mantık

Bura benimle oradadır ve bura benimle buradadır
nesnel özdek ,özdeklik için bura
zamanda aynısı
iş oluş kopmaları uydurmaları düşünce ve biliş parçalıyor, durduruyor sadece bilişi kesintiye uğratıyor..

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 7 months later...

Bilişsel Öğrenimcilik 1

 

-Öğretimsel/Öğrenimsel Yeniden -Sıfırdan- Sentezleme/Çözümleme Örneklemesi
Öğrenim Bilişsellemesi ve Bilişlendirmeci Sentezlemecilik
Kendine Sorular Sorarak Yapılandırmacılık ve Bilgi Epistemini Hiçyoktan Varetmeyi-Ele Alma

 

Başlangıç sorularla ve biliş bilişlerle,

 

[I]İlk zaman diye bir zaman ya da zamanbaşı ve zamanlarbaşı ve baştaki enbaş ve en ilk zaman (var mıdır?) yokturculuk (araması) [/I]

 

(Buradaki görülmeyen ama muhtemelen bilinen sentez: Varlığın, zaman denilenle kesintiye uğratılamayacağı, başlatılmaycağı ve varlığın hiçliği ya da öncesinde yokluğu ve hatta  öncesi de kendisi de bulunmayacağı gibi savlamadır... ve bu tezi ön-doğrulatmaya götürmeyi denemektir.. 


Karşı tez de, bu varlıkın öncesi var, öncesinde bilinmezliği var ,öncesinde hiçlik var- big-bang var, evren doğuş var, ölüm var, kaos var, nane var, bilinmez durum var- bunlar olmalı,  tanrı var gibi şeylerdir. 

 

Ki aslında varlığı önceleyen ve koşullayan, bugüne getiren koşullar olacağı yani varlık sorununun geçmiş ve önceye ait ve dair olacağı öne sürmesi ve ön-yargısı /ön-kabulü sentezleri başakoymaları başa-kakmaları ve uydurmalarıdır....

 

Ki aslında varlığı önceleyen koşullar olacağı öne sürmesi, yokluk ya da başlatma ve başlama diye bir devinme ve durum yer olacağı ve buna ihtiyaç olduğu, varlığın öncesine kurumsal yokluk kondurma ve bilinmez durum atama ,devinimi yoksayma, devinimin kendi içinde sonradan başlayacağı ya da sonradan değişim dönüşüm geçireceği ve devinimin oluşsal değişim geçirdiği ya da durgunluğun devinim ürettiği kabulü sentezleri başakoymaları başa-kakmaları, başaeklemeleri ve -baş- (ilkbaş;-enbaş;-enbaba-baş) uydurmalarıdır....

 

Ki aslında varlığı önceleyen ve belirten bildiren ya da değiştiren iç-koşullar ve  dinamikler olacağı öne sürmesi ve ön-yargısı /ön-kabulü sentezleri başakoymaları başa-kakmaları ve uydurmalarıdır...)

 

devinim aslında devinimsizdi. devinim kımıldatılmadı, kımıldamadı ya da kendi kımıldaması ile vardı, kendi kımıldaması ile varlık anlamında

-devinim izafiyeti, kımıldama soyutlaması ve hareketin sonradan denkleme eklemlenmesi
ya da varolan hareketin denklemden reddi ve çıkarılması -hokus pokus

 

herşeyi Hiçokyos bildirmeli değil-

birlikte çözüyoruz


kavrama kavrama

 

(Tarih sahnesinde herkesin yazdıklarını bölenler ve didik didik edenler benim yazdıklarımı da bölsünler arkadaş. ve Arkadaş tanrı varlığı yazdırdı diye altında kırk kat inci ve katman aranan bir kitaba göre yazdığım karmaşık değil. kendi aklımın ürünü ve ayet mealiane sekiz saat ayıranlar kendi dil meallerine --ki altta bir şey yok-- birkaç zaman ayırsınlar)

 

Varlığı zaman ya da zamanın başına ve  ucuna çakabilir misiniz? ve götürebilir misiniz? hadi taşıyın onu. şimdi nerden nereye?

 

Bu zamanın başında ne var? zamanın başı var mı?

 

Zamanın başında zaman var ya da zaman mı var? ne var?


Sizin aslında öyle olmayan zamanın olmayan başıyla sorununuz ney?


İlk zaman diye bir zaman yoktur.. ay da var mıdır? nasıl tanımlayınız?


[I]İlk zaman diye bir zaman ya da zamanbaşı ve zamanlarbaşı ve baştaki enbaş ve en ilk zaman var mıdır? yok mudur? sorunsalına bakış[/I]

 

Tanrı diye bir başvarlık-ilk varlık ve varlıkbaşı olmaması gibi mi bu. 
Evet aynen öyle
Yani zaman var ama yok
gibi...yakın...

 

Zamandaki baş olmamasını biz nasıl anlayacağız?
Varlık nasıl hep olur?
Tamam  nasıl sorusu da mı bozuk
Tamam biz neyi kavrayacağız o halde
yaşamayı mı?
Bunlara takıntılar ya da adlandırmadan yaşamamak felan demeyeceksin değil mi?
Dışarıda bilime ihtiyaç var

 

--

 

Varlığı geriye götürüp nereye götürüyorsunuz siz?

Geridek ien başıan mı?

En başının başına bakın
zamanda ne bulacaksınız?
devimi olgulayın-bütünsel. şimdi
devim var ve hep devam edecek. başlamadı ve bitmedi. sentez

Zamanın başındaki varlık ya da varlık durumu belirtmesi hatası. Zamanın başı kavramını yokedin...
evrenin dönüşümleri yasasaldır ve düzenli/düzensel entropiktir o halde varlıkın varlıkın başına boşluğu, boşlukçuluğu kim icad ediyor?

 

Varlığı, kendinden önce, kendi yokken (varlıktan önce) kendi durumuna koyan ve getiren oluşturan bir koşul ve sentez bulunabilir mi? üretilebilir mi?

Varlığı önceleyen ve belirten-işaretleyen, durum, ilke -belit ve biliş ve ya da özne-ilke arayışı yola koyulmasınının sonu ve sonucu saptaması sorunsalı

Onu içte biz işaretleyip belirtiyoruz-tüm varlık olanlar
Varlığı içten işaretleyen ve belirten biziz
Varlık cinsinden ontolojik varlığız/bağız-bağımız -bitti
Bu araya hiç bir şey sokulamaz,,

Kelimeleri kurcalayıp yıkıp bozup yeniden yapıp duruyorsun ama daha azı, daha çoğu  başka bir şey olmayacak
bu  kadar hepsi.sentez

 

Varlığı -artık- varlık olmayanken, (zamansız) varlık yokken ya da hiçken ya da öyleyken ve böyleyken öyle olmayana dönüştüren ve varlık durumuna getiren ya da varlık olmayanken varlık olarak ortaya koyan, herhangi sentez-durum-hareket özne, oluşum vs.
gibi?

 

Zamansızlığa bir  varlık oluşumu-oluşturumu (kendinden gelişimlilikte) kuramazsınız
Kendine gelişimlilik ve oluşumluluk tanısını geliştirin ve açın bana haydi o halde?

Kendinden gelişimlilik içrek-içkin olur...
Zamansızlığı başlatamazsınız, varlıksızlığı da öyle


Mekansızlığı mekana ve olguya dönüştürüp çeviremeyeceksiniz -kudret icad etmeyin. Bilgisizlik işaret ediyor bunlar
Evrenin içinde kımıldayan kudretler bile. Varlığın kendi içinde kımıldaması bile hareket bilgisizliği ve hareketin eksik ve hatalı çözümlenmesi ve indirgenmesidir

 

Varlık duruyor muydu sonra kımıldadı?

Varlıkta kaos vardı önermesini kim atıyor/çatıyor canım senin zihninin temeline ve  sen bunu onaylıyor musunuz? niye onaylıyorsun?
varlık bilinmezdi ve  hiç durmundaydı önyargısını kim çataklıyor kafana ,bunu kim atıyor ve icad ediyor ki!
bu ön-sentezleri (önbiliş ve atamaları) üreten kim hangi doktrin bunu sağlıyor
hangi bilişçilik,

 

Bilişçilik sentezleri

Varlık kendinin tekilidir-aynıdır-cinsidir-kendidir-kendinedir-kendindedir gibi.
kendi cinsindendir gibi

Varlığı varlık olmayan ortaya koyup önceleyebilir. Ya da varlık öncelemez ve kendi cinsinden ilklenemez- ..nedensellenemez de .varlığı kendi nedenseller ve ortaya koyar ya da o ortaya konulamaz ve getirilmedi ve nedenden de nesneden de yoksundur .nesne de kendidir. kendi belirtir-varlık olarak bölüneemz. 
nesne demek birinci soyutlamadır olacak

varlığı nesnesi diye bir bölüm/bölme bile hatalama-soyutlama
varlığın kendi kendi
nesne de töz değildir...
nesneyi gerçeklik-gerçekleme kendi belirtir ve ya da izafe eder.


Varlıkla kendi arasında nesne diye bir töz seti çekilemez
Varlıkla kendi arasında nesne diye bir töz seti -ikincileme- çekilemez
Varlıkla kendi arasına da varlıkla nesne arasına da nesne diye bir töz-seti de etiketi de yerleştirilemez
Varlıkla kendi arasına da varlıkla kendi nesnesi arasına, nesne diye bir töz-seti etiketi yerleştirilemez
Varlık adı nesne adını zaten kapsamıştır ve içermiştir.
Varlıkla, varlıkın kendi uzantısı ve kendi tanımı ve nesneselliği olan görüntülenim-belirleniminin izafi  algısı nesneselliği ikincil  bir töz-seti ve barajı olarak (varlıktan çekilip emilip koparılamaz) tanıtılamaz ve işaretlenemez
soyutlamasız ve emilmesiz ön-varlık-biliş...kendim bütünüm-herşeyim...

Daha varlık adını ve nesne kavramını bile soyutlamadan önce!
Daha varlık adını ve nesne kavramını bile soyutlamadan ve bulup getirip icad etmeden önce!

Diğer durumda benim geçmişim gibi çakılırsınız..
Başa bir şey kakmayın,kaktırmayın. Varlığın sonu başı, ucu bucağı, orası burası ve dibi de yok
Aranan özlenen özetlenen sentez
Baştan çok kısa özetiydi bu... anlamayacaklar için...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Öğrenimsel Sentezcilik 2

 

Hiçokyos ve Hiçokyus Yazıtları

 

-----

Soran: Ontoloji dediğimiz de neye işaret ediyoruz?


Yanıtlayan:

varlıkbilim

varlıkbilim dediğimiz de neye işaret ediyoruz
varlıka mı bilime mi?
her ikisine de 

Konuşan: bunları parçaladık ve elimizde varlık ve bilim sözleri kaldı
varlık nedir ?bilim nedir? 
varlığını bilme
varlık bilimi
varlık ve bilim

ikisini de biz tanımlıyoruz. insan varlığı ya da gözlemci olarak
ve kendini bilen ve yapılandıran olarak
isterseniz varlık ve bilim kavramlarını etimolojik olarakta -ayrıca- parçalayalım

gözlem veren var
Buna evren yada varlık diyoruz. bizi içine katıyor. varlık dersek herşeyi kapsar. evren dersek içinde olunan birincil bütünlüktür. çözülen birincil kapsam ve bütünlük.olma hali

gözlem veren var derken gözlem alan mı var kim ve ne?
ayrıca mı var?

varlık, var köküyle imlenir
eğer var kökünün-kökeninin gerisine, zaman gerisine -onun hiç olmadığı- bir yok ittirilmezse ve tayin edilmezse, var durumunun kendini önceleyen ve belirten bir öncel ve onu belirtecek durum etiketi(nden yoksun ve bu) kökenlenmezse ya da zaman denilenin gerisi icat ve ilan edilmezse ve bunlar bu varlıkbilme denilen denkleme iliştirilemezse var ya da varlık denilen kendi zamanında ya da hep vardır. 

varlık bilen-bildiren kim ve ne?
varlık kendi genel 1_varlık soyut ve özel 2 mi?

kim soyutlaması neyi ele alıyor ve ne belirtiyor?
öznelleştiriyor
nesneli işaretliyor ve subjeleştirip subjektifleştiriyor ve genellemeyi bölüyor- özelliyor..


varlığı maddeye de soyutlarsanız, varlık maddesin ilki başı-başlangıcı gibi bir durum bulamazsınız.
onu yok bulmalısınız önce...
ya da önceden varlıkın ve maddenin başka bir biçim ve halde olacağını söylemelisiniz. Bunu gördünüz mü?

biliş ve madde sentezi
bu ikisi birbirinden ayrılamaz ya da ayrıca iki töz değildir mi demek istiyorsun?
bilişin kendi maddesi var. maddenin kendi bilişi var mı?
ne demek olur bu?
İkisi birbirine içkin ve verili ama ikisi diye bir şey yok ta diyorsun

ilk madde ya da ilk ve öncedeki varlık durumu gibi belirtmeler kullanılır
varlığı neye izafe ederseniz edin bunlar sadece adlandırmalar

var denilen
kendinin durumudur. kendi birincidir.köktür ve nedendir. kendi ilkeseli ve nedenidir
zaman var'a iliştirilemez-yokluk kıskacına girersiniz...
bir şey orada değilse burada mutlaka vardır
o biçimde değilse de bu biçimde mutlaka vardır

temel ya da taban olan varlıktır 
ya da var belirtmesi ve varolma durumudur
bu taban bir daha açılıp soyulamaz. daha gerisine,öncesine gidilemez

-var yoka dönüştürülemez
yok zıtlığı ona karşı bir varlık mı?
onu belirtir bakın
varı belirtir-izafe eder ..,zihinde karşıtlıklar içinde bir biliştir ve adlandırmadır
harekete indirgenir ve soyutlanır çok ileri gidersek te
bunu anlamadım eksikler ve boşluklarım var

onları nerden -nasıl- tanımlıyoruz
var durumunu kendi bilmemizden gözlemiliyoruz
ve ilan ediyoruz
ve buna bir de ben durumu eşlik ediyor
ben varımcılık durumu sentezi

Bir varlık kavramı ezberine ve felsefe terminolojisi ezberine de gerek yoktur
Bilgi her an işlevsel ve bilişsel yeniden yapılanabilir. Sorgulanabilir ve öğrenilebilir

yeniden çözümleme ile zihninizi gözden geçirin, bilginizi-bilişinizi tamir edin-
Özelikle bir durumda kafanız karıştığında yeniden çözümleyin
Bilmenizi hemen şimdi yeniden yapılandırın ve onarın

biliş bakış ve duyuşun kendisi ben adlandırması aldı. Olma durumunun farkında olunması -olan..
olduğum yerde işaretlediğim bu varlık ben adı aldı
zaman ve hareket var
olduğu yerde olan ve kendinin farkında olan
kendini farkında olan ne?
öznelleşiyor ve subjeleşiyor/nesnelleşiyor mu, iki yana mı dağılıyor? ve yansıyor ya da gibi...
özne ya da konu olarak ifade edilmek mi? hepsi bilişin tezahürleri mi? sonucu mu?
özne demek ne ki? özne işaretleyen ve gösteren eyleme eden.. hareket parçacığı soyutlaması eşittir. hareket parçası bilişi
özne demek nedir?
biz neyiz?
şimdi başa döndük
ne varsa o var -isimlendirmeler arasında boğuşmak
ne yani git varoluş durumunu yaşa sadece mi diyorsun iyi de bu bize yetmiyor?
değiştiremezsin.. adlandırsan da. ...bilgi iyidir.
ben dediğimde bir kez aklımı bilişimi (duygu düşüncelerimi) ve bedenimi imliyorum
buradan benin tanımı çıkıyor mu?

Link to post
Sitelerde Paylaş
Bir saat önce, sağduyu yazdı:

 

Kısaca ne anlatmak istediğini yaz da anlaşıp anlaşamayacağımıza o zaman karar veririm.

 

Ontolojik (Varlıksal) başsızlık (ilksizlik) (ve kökensizlik-öncesizlik) diyoruz. Yani bir ilk yok,. İlk varlık ve ilk zaman da yok.

Varlığın ilki yok. Önünde öncül yok. Valrığın öncülü ve öncesi de yok..

 

Varlığın;

Önünde berisinde belirsizlik ve geçmiş, geçmişinde bir karanlık/kararsızlık-belirsizlik ve ve hiç olmama durumu yok

Her zaman vardı. Her zaman olduğu gibi var/vardı. Sonradan olmadı ve oluşmadı. Varlık ve zaman başlangıçtan beri vardı. Zaten zamanda budur.

Varlığın olmadığı bir durum zaman da yani zaman gerisinde yok. Zaman gerisi belirlenemez.

Bunu farkedince bilimsel bir ikilik ve ikilem de kalmıyor.. Bu açık akılla üzerine durup düşününce farkediliyor aslında.. ,Bu kolay

Başlangıç ve başlama yok. Zaman hiç başlamadı. Zaman da bu anlamda yok ya da geçmişten başlayan bir süreklilik değil. Kendini kökü ve kökü de kendinde. zaman hep vardı...

 

İlk evren diye bir şey yok. İlk varolduğunda ilk evreni vardı ve içindeydi... Hem o evrenin içinde hem de evren ve evreni onun içindeydi de denebilir.. 

mantıksal hata yok

bu kolay diğeri lineer

varlık bir doğru değildir

varlık hiç başlamadı

öncesizdir

 

Bunu, bunları bir kez olsun farkederseniz artık kimse size bir şey öğretmeyecek (karışmayacak)

Akılda veremeyecek (karışamaycakta) gücünüz kendinizde olacak, bilişiniz olacak (bunun için çabalıyoruz)

Bunu, bunları bir kez olsun farkederseniz  başka bir benlik poroblemi, algı oluş problemi, evrenin varolması sorunu vb. bilgi algı ve kimlik problemi biliş ve felsefe problemi ve  ikilemi kalmıyor

Bu kadar kolay...

 

yazdıkça uzuyor

söylenebilecekler bunlar

tekrar da açabiliriz ama

açık

bu dille lisanla yazıldı başka bir dilimiz yok

kanıt felan gereksiz bir cümledir. üzerine düşünme yeter, algılama yeter.

Algılama fiilinin-durumunun kendi yani kendin varolman kendi kendine sana kim olduğunu gösterir/öğretir derler eskiler

Başka bir bilici öğretici yoktur. Öğretici varlıktır varlığındır bilimde budur

Sen kendin herşeyi bilebilirsin ve öğrenebilirsin

 

hem bir şeye karar vermek zorunda değilsin/değiliz.. üzerine düşünmek, üzerine durmak ve vakti gelince anlamak yeterli oluyor

tarihinde sanalmanik tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
4 minutes ago, sanalmanik said:

 

Ontolojik başsızlık (ilksizlik) diyoruz. yani bir ilk yok,. İlk varlık ve ilk zaman da yok.

Varlığın ilki yok. Önünde öncül yok. Önünde berisinde belirsizlik ve geçmiş, geçmişinde bir karanlık/kararsızlık-belirsizlik ve ve hiç olmama durumu yok

Her zaa nvardı. Varlık zaman vardı. Zaten zamanda budur.

Varlığın olmadığı bir durum zaman da yani zaman gerisinde yok. Zaman gerisi belirlenemez.

Bunu farkedince bilimsel bir ikilik ve ikilem de kalmıyor.. Bu açık akılla üzerine durup düşününce farkediliyor aslında.. ,Bu kolay

Başlangıç ve başlama yok. Zaman hiç başlamadı. Zaman da bu anlamda yok ya da geçmişten başlayan bir süreklilik değil. Kendini kökü ve kökü de kendinde. zaman hep vardı...

 

Bunu, bunları bir kez olsun farkederseniz artık kimse size bir şey öğretmeyecek (karışmayacak)

Bunu, bunları bir kez olsun farkederseniz  başka bir benlik poroblemi, algı oluş problemi, evrne varolması sorunu vb. bilgi algı ve kimlik problemi biliş ve felsefe problemi ve  ikilemi kalmıyor

Bu kadar kolay...

 

yazdıkça uzuyor

söylenebilecekler bunlar

tekrar da açabiliriz ama

açık

bu dille lisanla yazıldı başka bir dilimiz yok

kanıt felan gereksiz bir cümledir. üzerine düşünme yeter, algılama yeter.

Algılama fiilinin-durumu yani varolma kendi kendine sana kim olduğunu gösterir/öğretir derler eskiler

 

 

 

Varlık tabii ki hep var, zaman zaten varlığın olmasının getirdiği bir zorunluluk, yani o da hep var da bunu anlatmak için destan gibi yazılar yazmaya ne gerek var?

Link to post
Sitelerde Paylaş
Bir saat önce, sağduyu yazdı:

 

Varlık tabii ki hep var, zaman zaten varlığın olmasının getirdiği bir zorunluluk, yani o da hep var da bunu anlatmak için destan gibi yazılar yazmaya ne gerek var?

 

anladım

destan gibi olmayan yazılar yazmalıyım

bunu anladım

 

ne gerek var?

belki de gerek yok evet

soruldu yanıtladım ve daha önce de yazmıştım, zaten yani yazılmışı vardı

anladım bunu tekrar yapmamalıyım

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...