John_Ahmet 0 Şubat 6, 2019 gönderildi Raporla Share Şubat 6, 2019 gönderildi (düzenlendi) Senin bakışında dostlar ve dostlukların önemi çok büyük bunu anlıyorum. Bende de benzer arayışlar var bu söylediklerin bana da çok uzak değil bunu kabul ediyorum fakat sen dost derken gerçekte ne anlatmaya çalışıyorsun. Dostunda aradığın ne gibi özellikler var? Örneğin dostunun nasıl bir diyalektiğe sahip olmasını arzu edersin? 42 dakika önce, sanalmanik yazdı: Armutla taş kavramını anlamış değilsin Buradan bakınca o metni okumadığın da ya da üzerinde pek durmadığında nazikçe anlaşılıyor ve gözüküyor Aklınca laf sokuyorsun ama lafım orda kendi yerinde ve ağırlığında duruyor olacak Hayır laf sokmak gibi derdim yok ayrıca biraz sinirlenmene ve öfke belirten ifadeler kullanmana çok iyi tarif edemem ama biraz sevindim. Armut konusunda yazdıklarını anlamadığım sonucuna ulaşacak şekilde yorumlamışsın. Sen tanrıya yokluk gibi kurmak istemeyeceğin bir dostluk olarak bakıyorsun. Seni anladığımı ifade eden bu cümlemi iyi düşün. Şimdi konuya şöyle bakalım; Senin çok çok uzun bir hayat yaşayacağın garanti altına alınmış olsun. Bu alemde adına dost diyebileceğimiz ne kadar varlık varsa bunları sana belirli bir sırada birer birer dost olarak gönderelim. Şimdi senin bilgi düzeyin ve diyalektiğine göre sana gönderdiğimiz her dost senin mutlu olman için olağanüstü bir çaba göstersin. Belirli bir süreden sonra senin ondan sıkıldığını anladığımızda yenilerini göndermeye devam edelim. Elbette sen kurduğun bu dostluklarla evrenin her yerinde türlü türlü enteresan şeyler keşfedip yeni şeyler öğrendikçe senin bilgi düzeyin ve diyalektiğinde de ciddi bir kapasite değişimi gözlemlemiş olalım. Şimdi aradan milyarlarca yıl gibi uzun süreler geçince eski dostlarını sana zaman zaman hatırlatmak için kısa süreliğine gönderip bir şeyi keşfetmeni bekleyelim. İşte sana milyarlarca zaman önceki bir dostunu gönderdiğimizde o sana akvaryumdaki balıklar gibi gelecek ve sahip olduğun gerçeklik algısı, duygusal tatminin ve daha pek çok konuda sana yetersiz gelecektir. İşte sana arzu edeceğin dostları çok daha uzun süreler yenileriyle göndermeye devam ettikçe bir şeyi keşfedeceksin. Onların sahip oldukları yetenekler, gerçeklik algıları, duygusal zekaları, mizah anlayışları gibi daha pek çok yetinin senin için ne kadar önemli olduğunu anlamaya başlayacaksın. Şimdi sana gönderilecek dostların sana kavuşma süresi gözetildiğinde sana en uzak olanına nasıl bir isim verelim? Onu tanımlayalım ve senin arzunun en sonunda bu dosta kavuşmak olduğunu kavradığın anlamına gelsin. Şubat 6, 2019 tarihinde John_Ahmet tarafından düzenlendi Link to post Sitelerde Paylaş
priest of nature 0 Şubat 6, 2019 gönderildi Raporla Share Şubat 6, 2019 gönderildi (düzenlendi) ali bak. ali ata bak.emel eve gel.emel bal al. işık, ılık süt içipek ipi tut.ipek topu at.okul açıldı.zil çaldı.bayram geldi.bayrak as.fener as.atatürk seni çok severiz.ömer mısır yer ömer mısır sever.oya okula koş. kaya okula koş.uyan ufuk uyan.erken uyu erken uyan.ümit bu üzüm.cumhuriyet çok yaşakalem al.bu bağ bizim.yücel yazı yaz.vatanım türkiye.yere çöp atma.cemil cici kuş öttü.resim yap.şenay, türkü söyledipınar ip al çorap ör.yıldız yumurta soy.güler gazete oku.jale bu barajjale bu jandarma.elif fidan dik sulayağ yağmur yağ. dağa bağa yağ.hasan hasta oldudayım düğüne gitti.dayım saz çaldı.sibel kırmızı ışıkta dur.sarı ışık yandı, bekle.çetin yeşil ışıkta geç.veli köpek havladıbirol ablan evi süpürmüş mü?atatürk bize çok çalışın dedine mutlu türküm diyenezafer oyun oynadı.bir yıl on iki aydır.bir hafta yedi gündür.bir yıl dört mevsimdir. Ontolojik kayıtların ilkokul fişleri gibi. Şubat 6, 2019 tarihinde priest of nature tarafından düzenlendi Link to post Sitelerde Paylaş
sanalmanik 0 Şubat 6, 2019 gönderildi Yazar Raporla Share Şubat 6, 2019 gönderildi (düzenlendi) 10 dakika önce, priest of nature yazdı: ali bak. ali ata bak.emel eve gel.emel bal al. işık, ılık süt içipek ipi tut.ipek topu at.okul açıldı.zil çaldı.bayram geldi.bayrak as.fener as.atatürk seni çok severiz.ömer mısır yer ömer mısır sever.oya okula koş. kaya okula koş.uyan ufuk uyan.erken uyu erken uyan.ümit bu üzüm.cumhuriyet çok yaşakalem al.bu bağ bizim.yücel yazı yaz.vatanım türkiye.yere çöp atma.cemil cici kuş öttü.resim yap.şenay, türkü söyledipınar ip al çorap ör.yıldız yumurta soy.güler gazete oku.jale bu barajjale bu jandarma.elif fidan dik sulayağ yağmur yağ. dağa bağa yağ.hasan hasta oldudayım düğüne gitti.dayım saz çaldı.sibel kırmızı ışıkta dur.sarı ışık yandı, bekle.çetin yeşil ışıkta geç.veli köpek havladıbirol ablan evi süpürmüş mü?atatürk bize çok çalışın dedine mutlu türküm diyenezafer oyun oynadı.bir yıl on iki aydır.bir hafta yedi gündür.bir yıl dört mevsimdir. Ontolojik kayıtların ilkokul fişleri gibi. Bu arkadaş Buda heykelciğine rağmen saldırgan bir sabotajcı ya da henüz nezaket yoksunu bir kendi bilmez gibi görünüyor Şubat 6, 2019 tarihinde sanalmanik tarafından düzenlendi Link to post Sitelerde Paylaş
John_Ahmet 0 Şubat 6, 2019 gönderildi Raporla Share Şubat 6, 2019 gönderildi Alıntılama salak herif onu ben sildiririm. Link to post Sitelerde Paylaş
sanalmanik 0 Şubat 6, 2019 gönderildi Yazar Raporla Share Şubat 6, 2019 gönderildi (düzenlendi) 13 dakika önce, John_Ahmet yazdı: Alıntılama salak herif onu ben sildiririm. Kimse kimseyi sildirmiyor O ne demek Dürüst tepkisini verdi (kendi anladığı gibi) Dürüst tepkimi verdim (kendi bildiğim gibi) Ben saygısızlık ya da hakaret olarak almadım kendi anlamayabilir baltalamamalı ya da postta hoş durmuyor. Alakasız girdi Ama öfkelenmişse bir biçimde tepki koyması normal Biz bu tepkiyi etkiyi aldık gördük kişiyi kollamanın bir yolunu bulacağız. Ya da onun düşünce çemberine de erişimin bir aralığını kollayacağız. Yani mesajı aldık... Şubat 6, 2019 tarihinde sanalmanik tarafından düzenlendi Link to post Sitelerde Paylaş
sanalmanik 0 Şubat 6, 2019 gönderildi Yazar Raporla Share Şubat 6, 2019 gönderildi (düzenlendi) 26 dakika önce, John_Ahmet yazdı: Senin bakışında dostlar ve dostlukların önemi çok büyük bunu anlıyorum. Bende de benzer arayışlar var bu söylediklerin bana da çok uzak değil bunu kabul ediyorum fakat sen dost derken gerçekte ne anlatmaya çalışıyorsun. Dostunda aradığın ne gibi özellikler var? Örneğin dostunun nasıl bir diyalektiğe sahip olmasını arzu edersin? Hayır laf sokmak gibi derdim yok ayrıca biraz sinirlenmene ve öfke belirten ifadeler kullanmana çok iyi tarif edemem ama biraz sevindim. Armut konusunda yazdıklarını anlamadığım sonucuna ulaşacak şekilde yorumlamışsın. Sen tanrıya yokluk gibi kurmak istemeyeceğin bir dostluk olarak bakıyorsun. Seni anladığımı ifade eden bu cümlemi iyi düşün. Şimdi konuya şöyle bakalım; Senin çok çok uzun bir hayat yaşayacağın garanti altına alınmış olsun. Bu alemde adına dost diyebileceğimiz ne kadar varlık varsa bunları sana belirli bir sırada birer birer dost olarak gönderelim. Şimdi senin bilgi düzeyin ve diyalektiğine göre sana gönderdiğimiz her dost senin mutlu olman için olağanüstü bir çaba göstersin. Belirli bir süreden sonra senin ondan sıkıldığını anladığımızda yenilerini göndermeye devam edelim. Elbette sen kurduğun bu dostluklarla evrenin her yerinde türlü türlü enteresan şeyler keşfedip yeni şeyler öğrendikçe senin bilgi düzeyin ve diyalektiğinde de ciddi bir kapasite değişimi gözlemlemiş olalım. Şimdi aradan milyarlarca yıl gibi uzun süreler geçince eski dostlarını sana zaman zaman hatırlatmak için kısa süreliğine gönderip bir şeyi keşfetmeni bekleyelim. İşte sana milyarlarca zaman önceki bir dostunu gönderdiğimizde o sana akvaryumdaki balıklar gibi gelecek ve sahip olduğun gerçeklik algısı, duygusal tatminin ve daha pek çok konuda sana yetersiz gelecektir. İşte sana arzu edeceğin dostları çok daha uzun süreler yenileriyle göndermeye devam ettikçe bir şeyi keşfedeceksin. Onların sahip oldukları yetenekler, gerçeklik algıları, duygusal zekaları, mizah anlayışları gibi daha pek çok yetinin senin için ne kadar önemli olduğunu anlamaya başlayacaksın. Şimdi sana gönderilecek dostların sana kavuşma süresi gözetildiğinde sana en uzak olanına nasıl bir isim verelim? Onu tanımlayalım ve senin arzunun en sonunda bu dosta kavuşmak olduğunu kavradığın anlamına gelsin. Dostluk denilen kavramı vurguladık çünkü ontolojik aynısallık. Teolojik düşünceler ayrılık eker. Sen sensin ve özelsin eker. Birini diğerine seçer. Dostluk kavramı bunların zıttı olarak önerildi. Tanrının seçtikleri özelleri, melekleri ve yükseltip koruyup kolladıkları vardır. Herkes özel seçkin olmaya Tanrının /Tanrısının gözüne girmeye onun seçkini ve gözdesi olmaya çabalar... Dostluk dediğim bunun tam zıttındaki şey Hayır teolojik kardeşliğin ve ortaklığın /ortaklaşalığın (bir başa bakmanın) tersi (antisi ya da diyalektiği) olarak (herkese bakış ve dönme olarak) dostluk. Dostluk kavramına sıkıştırılan anlam bir zincirden boşanma gibi... Teolojik bir başkana bakma tersi Onotolojinin başkanı yok teolojinin olabilir Teoloji tek merkezden emir ve komut almadır idaredir. Teoloji idare itast ve atalettir sönüklüktür Merkez çoktur merkez heryerdir ve heryededir. merkez yoktur. Herkes herşey merkez Şubat 6, 2019 tarihinde sanalmanik tarafından düzenlendi Link to post Sitelerde Paylaş
sanalmanik 0 Şubat 6, 2019 gönderildi Yazar Raporla Share Şubat 6, 2019 gönderildi (düzenlendi) 25 dakika önce, John_Ahmet yazdı: Alıntılama salak herif onu ben sildiririm. Sildirme de ney biz birbirimizin varlığını yokluğunu silemeyiz Kişi istemezse beni okumaz bunu yapmalı Mazhar Osman benzetmesi olmasaydı ya da ordaki ileti bana dönükte yazılsaydı ya da bana soru sorulsaydı mesela ben de ikinci benzetmeyle üzerine gitmezdim ve karşılık vermezdim Ama bunlar hep anlaşmanın biçimleri Burası sanal alanlar sadece ve bu tartışmalar yapılsın bunlar çözülsün diye var Felsefe henüz sevilmiyor ya da tam anlanmıyor Zamana ihtiyacımız var Sanalmanik 3-4 forumda yazıyor Anlamayan arkadaşlar oluyor Ama bizi anlayan biri o arkadaşa aslında ne yazdığımı yaptığımı ve neye çabaladığı lisanı münasiple ve kendi anlayacağı dille kendi lisanıyla anlatırsa ve açıklarsa iyi olur. beni bizi henüz anlamıyor ve tanımıyor çünkü Şöyle ki ben deneyeceğim mesela aşağı da açıkça Şubat 6, 2019 tarihinde sanalmanik tarafından düzenlendi Link to post Sitelerde Paylaş
sanalmanik 0 Şubat 6, 2019 gönderildi Yazar Raporla Share Şubat 6, 2019 gönderildi (düzenlendi) 45 dakika önce, priest of nature yazdı: ali bak. . Ontolojik kayıtların ilkokul fişleri gibi. Olabilir bunu daha önce de diyenler oldu. Hem felsefe okumacılığı tabanı yoksa buna ali bak gibi fişlerden başlanmalı Peki Bakın arkadaşlar/arkadaşım ve arkadaş Priest of nature Burası atesit forum mu? Ateist forum Ateizm nedir? Tanrı ve din kavramının karşıtı ve bundan özgürlükçülük Ben dinlerden özgürlük için ve Tanrı kavramından Monoteist felsefeler den özgürlük için mi yazıyorum? Evet kesinlikle Sunduğum içerik Kasyopya bu anlamda özgürlükçü mü? Evet Sunduğum içerik olan Kasyopya din, Tanrı ya da new age fikirler ya da Monoteist düşünceler ve fikirler aşılıyor mu? Kesinlikle hayır Net ama Sunduğum kaynak Kasyopya dinden özgürleştirici mi? Evet. Kesinlikle ama Sunduğum kaynak Kaayopyanın Ateist tabana ve Ateizm kavramına hizmeti var mı? Ve Ateizmin çıkarına mı? Eğer öyle ele alınırsa çok net biçimde var Sunulan kasyopyanın yine de Belirli çelişkileri var mı? Evet Ben Tanrı Monoteizm ya da dinlerimi savunuyorum? Hayır Ben ateizmi savunuyor muyum ya da ateist miyim? Hem evet hem hayır. non-teist ya da başka Ateizmin de ilerisi ve sonrası Post ya da non ateizm Post modern bir ateizm bizimkisi Ateizm kolu Yani felsefi olarak teoloji ya da monoteizmin tam bir zıttı olan Adavita Vedanta (İkiciliksizlik) gibi bir anlayışta birleştik. Kozmolojik her varlık bendir. Kozmolojideki her varlık bendir. Her varlık yaratıcıdır her varlık herşeydir. Ontolojik olarak alçak varlık yüksek varlık yoktur. Yani ben Ateizmin ve Ateistin (eğer isterse) dostuyum. Ateizm kavramını yıkmaya değil geliştirmeye çalışıyorum... Yani ateizm kavramını seviyor ve tanıyor önemsiyor olmakla birlikte bize göre hala boşlukları ve eksikleri var Şubat 6, 2019 tarihinde sanalmanik tarafından düzenlendi Link to post Sitelerde Paylaş
John_Ahmet 0 Şubat 6, 2019 gönderildi Raporla Share Şubat 6, 2019 gönderildi (düzenlendi) 9 dakika önce, sanalmanik yazdı: Sildirme de ney biz birbirimizin varlığını yokluğunu silemeyiz Kişi istemezse beni okumaz bunu yapmalı Mazhar Osman benzetmesi olmasaydı ya da ordaki ileti bana dönükte yazılsaydı ya da bana soru sorulsaydı mesela ben de ikinci brnzetmeyle üzerine gitmezdim ve karşılık vermezdim Ama anlaşmanın biçimleri Burası sanal alanlar sadece ve bu tartışmalar yapılsın bunlar çözülsün diye var Frlsefe henüz sevilmiyor ya da tam anlanmıyor Zamana ihtiyacımız var Sanalmanik 3-4 forumda yazıyor Anlamayan arkadaşlar oluyor Ama bizi anlayan biri o arkadaşa aslında ne yazdığımı yaptığımı ve neye çabaladığı lisanı münasiple ver kendi anlayacağı dille kendi lisanıyla anlatırsa ve açıklarsa iyi olur. beni bizi henüz anlamıyor ve tanımıyor çünkü İşte onlar da bunu iyi bildiği için sende/bende bir iz bırakmak nihayi hedef olmak üzere çirkeflikte sınır tanımıyorlar. Çünkü bunu daha farklı bir yolla yapabilecek kapasiteleri olmadığı gibi bunun için eğitilmediler. Fakat sen de şunu anla; En bakire kelimeleri bir biri ardına anlam kaygısı hissetmeden dizmek Felsefe değildir. Şubat 6, 2019 tarihinde John_Ahmet tarafından düzenlendi Link to post Sitelerde Paylaş
sanalmanik 0 Şubat 6, 2019 gönderildi Yazar Raporla Share Şubat 6, 2019 gönderildi 2 dakika önce, John_Ahmet yazdı: İşte onlar da bunu iyi bildiği için sende/bende bir iz bırakmak nihayi hedef olmak üzere çirkeflikte sınır tanımıyorlar. Çünkü bunu daha farklı bir yolla yapabilecek kapasiteleri olmadığı gibi bunun için eğitilmediler. Fakat sen de şunu anla; En bakire kelimeleri bir biri ardına anlam kaygısı hissetmeden dizmek Felsefe değildir. Ben öyle düşünmüyorum zaman var Kişi bireysel tepkisini ve anlamamızlığını ve bunun isyanını ortaya koydu gördük diyorum Bunu ele aldık ve bir açıklama yaptık Dürüsttü biz bir olumsuzluk görmedik yineliyorum Link to post Sitelerde Paylaş
sanalmanik 0 Şubat 7, 2019 gönderildi Yazar Raporla Share Şubat 7, 2019 gönderildi On 06.02.2019 at 02:47, John_Ahmet yazdı: Sadece felsefî olarak değil bilimsel temaslar yaparak konuyu daha da detaylandırabiliriz. Örneğin sen gelecekle iletişim kurulduğunu iddia etmektesin. Gelecekle iletişim kurulabiliyorsa bu bilgi transferinin mümkün olduğunu gösterir. Dolayısıyla bilgiyi bir şeyleri oluşturan koşulların oluşmasını mümkün kılan bir olgu olarak düşündüğünde yine bilinci de salt bilgiye indirgeyebilecek bir teknoloji ile zamanlar arası seyehatı mümkün görmek sana çok uzak bir fikir olmasa gerek. Söylediklerime katılıyor musun? Gelecekle iletişim kurulduğunu ben iddia etmiyorum. O iletişimin kendi ve metnin kendi bunu iddia ediyor ve bunu bize gelecektekiler söylüyorsa? Ben buna ikna oldum diyorum sadece. Bir biçimde okuma ve zamanla ikna oldum Benim geleceğe seyahat vb. şu bu hakkında ne gibi bir bilgim olabilir tabi ki yok. Fikirlerim var ama yok gibi ama açmaya bile değmez. Bu konuyu da onun uzmanları açıp düşünsün. ben ontoloji çalışıyorum çabalıyorum Katkı sunmam isteniyorsa benden başka alanlarda yararlanılmalı. Yazabildiğim konulara yazarım bu kadar Ben bir şey biliyor oluyor değilim. Kasyopya metnini buraya getirdim bu kadar Bakın sevgili John Ahmet metinde buna ilişkin bir soru ve bildiri var alıp getirmeliyim. Açıp okunabilirdi Aynısını referanslayacağım ve referansım bununla sınırlı C: Burada ve şimdi, yani aynı zamanda gelecek ve geçmiş. Geçmişteki herşey, şu andaki herşey ve gelecekteki herşey, hepsi birarada. Üçüncü yoğunluktaki insanlarınızın çok azının uzay yolculuğunu anlayabilmelerinin nedeni bu, çünkü üçüncü yoğunluğunuzda uzayda yolculuk yapmak, geceleyin rahat evinizde yatağınızda uzanmak kadar üçüncü yoğunluk bir eylem olsa da, zaman referansı ortadan kalkar. Anneniz gibi kendinize yakın tuttuğunuz birşey. Ve en büyük ilüzyonunuz. Size defalarca zamanın olmadığını söyledik ama elbette beyniniz bu kavramla o kadar yıkandı ki, ne yaparsanız yapın ondan kurtulamıyorsunuz, öyle değil mi? Uzayın derinliklerine gittiğinizi düşünün. Herşeyin tamamen bir olduğu gerçekle karşılaştığınızda kendinizi kaybederdiniz. Değil mi? Kendinizi uzay boşluğunda giderken düşünün! C: Burada ve şimdi, yani aynı zamanda gelecek ve geçmiş. Geçmişteki herşey, şu andaki herşey ve gelecekteki herşey, hepsi birarada. Üçüncü yoğunluktaki insanlarınızın çok azının uzay yolculuğunu anlayabilmelerinin nedeni bu, çünkü üçüncü yoğunluğunuzda uzayda yolculuk yapmak, geceleyin rahat evinizde yatağınızda uzanmak kadar üçüncü yoğunluk bir eylem olsa da, zaman referansı ortadan kalkar. Anneniz gibi kendinize yakın tuttuğunuz birşey. Ve en büyük ilüzyonunuz. Size defalarca zamanın olmadığını söyledik ama elbette beyniniz bu kavramla o kadar yıkandı ki, ne yaparsanız yapın ondan kurtulamıyorsunuz, öyle değil mi? Uzayın derinliklerine gittiğinizi düşünün. Herşeyin tamamen bir olduğu gerçekle karşılaştığınızda kendinizi kaybederdiniz. Değil mi? Kendinizi uzay boşluğunda giderken düşünün! Ek olarak word olan metinde "zaman makine" ve zamanda yolculuk" vb. aramasını talep ediyoruz... Metne göre evet teknoloji ile zamanda ileri geri gitmek mümkün ve bu yapılıyor. Yine metne göre İnsanlığın elinde de gizli kapaklı bir çok araç ve çalışma var bu yönde metni tarayın derim Ben bilmem zamana ve seyehate ihtiyacım da yok. Ölüm benim sevgili ve en iyi arkadaşım/dostum... Bilinci bilgiye indirgeyecek şeyler gibi şeylere karışmıyorum. Bakın bilinci konuşmak bilinç madde ikiliği ayrımı sentezi ve söylemi dayatmak bu forumu yoruyor ya da önce bilinç kavramının açılması gerekli Buradaki refleksleri anlıyoruz ve bu gibi forumları zorluyor lütfen yapmayın bunu Ayrıca bir sürü çatışma yaşıyoruz Bilinç ve madde (birbirinin uzay zamandaki farklı) birimleri/biçimleri gibi ama ikisi de birbirinin birimleri formları ve görünümleridir. olumlarıdır. Bir zaman da madde formunda başka bir zamanda bilinç forumunda gibi. Bu tam değil ama... Maddeye sıvı katı gaz demek gibi olanı. Şimdi boşlukta madde uzay da madde dalga da madde diyor muyuz? demiyor muyuz;? Bilinç maddenin bir formu ama tersi de madde de bilincin bir formu Niye sunulan metni irdelemek yerine bunu tartışıyoruz Hem bilinci bilgiye indirmek nedir? Dünyada bu kadar zehir varken bırakın bunları bu/bunlar tartışılacak son konu. İnsanların acılar var. Onlar üstüne de düşünelim... Zaman yolculuğu için bilinci bilgiye indirmek gibi bir şeyden sözedileceğini buna gerek olacağını sanmıyorum, anlamıyorum Teknoloji; arayış, arzu istek ve keşif ile gelişir çakışır olur kendi. Deneyle tesadüfle herşeyle teknoloji üretilir. Bilgisayarı buldukta bilinç mi hapsettik.... Bakın benim okuduğum metin bilinç kavramı içeriyor, kimine göre can sıkıcı. Ben ne germek ne gerilmek için gelmedim... Kasyopya bilinci denkleme sokmaktan hatta matematik için gelişmiş ve ileri matematik için de bunu denkleme eklemekten sözeder ama benim bu konu da bilgim fikrim ve uzmanlığım da düşüncem de yok ne yazık ki! Ben felsefe öğrencisiyim ve felsefe üretirim ve söyleşirim Siz onu yapın ben bunu.... Ben de geçmişte bilinç madde ayrımına dair söyleştim ve maddeci materyalist pozitivist görüşlerle felan çatıştım çarpıştım. Ben bu işlere girişmem-bulaşmam. bıraktım bu işleri .ikisi bi ve.herkes aynı bizde. Ayrı kavga ve mücadele sürdürün bizi bu işlere artık karışmıyoruz-karıştırmayın ve bizim tarafımızı aramayın. Taraf yok burda her yer her taraf ve etraf var ve o etrafta herkes var... ve yolumuza gidiyoruz. Bize herşeyi söyleyen aynı uzaklıkta ve yakınlıkta Maddeci de bize aynı uzaklıkta ve bilinççi de aynı mesafe de . İkisi de biziz ve benim. Aynı şey... Yani ne dediğini açık açık anlıyorum ama . Zorluyorsun olmazlara On 06.02.2019 at 02:55, John_Ahmet yazdı: Ben sen algısı dışında yukarıda yazdığım cümleleri yeniden değerlendirip neler söyleyebilirsin? Sorguladığım gerçekliğin insanlık için çok büyük bir önemi bulunuyor senden çok bu gerçekliği sorguluyorum. Seni sonraya bırakalım. Konu sen değil sen bu düşünceyi temsil ediyorsun sadece forumda yegâne kişi olarak. Sadece felsefî olarak değil bilimsel temaslar yaparak konuyu daha da detaylandırabiliriz. Örneğin sen gelecekle iletişim kurulduğunu iddia etmektesin. Gelecekle iletişim kurulabiliyorsa bu bilgi transferinin mümkün olduğunu gösterir. Dolayısıyla bilgiyi bir şeyleri oluşturan koşulların oluşmasını mümkün kılan bir olgu olarak düşündüğünde yine bilinci de salt bilgiye indirgeyebilecek bir teknoloji ile zamanlar arası seyehatı mümkün görmek sana çok uzak bir fikir olmasa gerek. Söylediklerime katılıyor musun? Bu konuda neler söyleyebilirsin? İkinci paragraf yukarıda cevaplandı İlk paragraf içinse Ben Kasyopya insanlık için önemli diyorum. Ben tekil bağımsız tek başına sorgulayıcı mıyım_? İnsan toplumdur. Şu birey ilgisini bi kenara bırak. Kendin içinde ve benim içinde. Ne sen ne ben ... herkes eşit önemde ve herkesin kafası ve yaşamı dopdolu ve değerlidir. Forum temsil kabiliyetini artırırsa bu konuda çatışma azaltılırsa temsil-temsilci olur bulunur ve gelir.. Yani ben felsefeyi, filozofiyi, örneğin Vedanta gibi bir ekolü ve özgür serbest düşünceyi ve serbest yazarlığı kastederek bunu söyledim Benim savladığım Vedanta-İkiliksiz Olduğun yer olduğun/bulunduğun yerdir otur aşağı der .Bulunduğun yeri değiştiremezsin nere gitsen de onun adı buradır ve senin adın da bendir der zaman da da yolculuk yapsan bunlar değişmiyor. Kendini yanında taşıyorsun ve kendini götürüyorsun... Mekan zaman değiştirerek bunlar değişmiyor Mekan görece ve sıfır... olunan durum en ideali ...durum değişimi aranmaz bizde .mekan nere gitsen aynıdır. Nere gitsen de ancak kıçının üzerine oturabilirsin sen der kıçını da yanında götürmeyecek misin ki zamanı gezip ne yapacaktın der Ben kavramında yolculuk yapalım mı_? Ahmet John Ben kavramında ileri geri yolculuk yapalım. Bu başkalarına doğru yapılıyor Bireyin yolculuğu bunla başlıyor... On 06.02.2019 at 03:12, John_Ahmet yazdı: Bir çok kişi çeşitli inançlarını (devridaim, tanrı) böyle bir gerçekliğin olabilmesi koşuluna şartlamış. Böyle bir çok kişi var. Tartışmalarımda eğer zamanda yolculuk mümkünse gibi bir koşulu çok defa çoğu yerde fikirlerime bir paravan olarak ortaya koydular. Neyse örneğin @sağduyu ile şu linkini verdiğim konuda karşıt iki görüşlü yazılarımız sonuç vermeyince konuya senin bakışın nasıl bir boyut getirebilir bunu merak ettim. İstersen sen de konuyu okuyup bir şeyler karalayabilirsin. Söylemek isteyeceğin bir şeyler olmalı. Tam anlamadım devridaim diye bir şey bir anlamda sözkonusu ve olabilir de ama mutlak sıfır dediğimizde ya da ileride yedinci seviye diyeceğimizde de ona da belki gerek kalmıyor hareket ve hareketsizlik tam eşit Varlıkla ilgili evrensel kavrayışlarınız ya da buna dair tabanınız oldukça görece-subjektif ve bize buyuruyorsunuz bu kavramları ilginç bir şey sizinkisi Af buyrun demek geliyor bazen içimden eğer zamanda yolculuk mümkünse neye paravan olarak kullanılıyor? On 06.02.2019 at 03:29, John_Ahmet yazdı: Bunu yapmana ve kendini geliştirme süreci içerisinde bu forumda yapmayı planladığın paylaşımlar için diğer forum üyeleri seni çeşitli başlıklara yazacağın diğer konulardaki paylaşımlardan dolayı daha iyi tanıma imkanına kavuşursa yazdığın hemen her konuyla daha ilgili olurlar. Sana tavsiyem şudur; Diğer başlıklara kendi fikirlerin ve bakışın doğrultusunda bağlama uygun yada kendi fikirlerini ifade edecek paylaşımlarda bulunman yapmayı istediklerini daha iyi yapabilmen için sana yeni fırsatlar oluşturur ve konuyu ve forum üyelerini daha yakından tanıma fırsatı buldukça kendi konularında yazacakların ile ilgili çok yönlü düşünmene katkı sağlayacağı gibi forumu ilgilendiren konulara daha iyi temas ederek daha interaktif paylaşımlar yapabilmeni sağlayabilir. Çeşitli başlıklara arada yazarım ve yazdım ve kimi zaman da yazıyorum ancak benim forum zamanım kısıtlı ve bir çok foruma dağılmış durumda. Kasopyayla ilgili bir arayışım var benim. Tek foruma odaklanamam. Arayışım uygun noktaya gelmeli... Foruma zaman bulursam yazayım ama felsefe söyleşirim ve sıkarım inan sıkılırsın Bu arada forumun görsel tabanı arayüzü yenilebilir mi bu mümkün mü? On 06.02.2019 at 03:42, John_Ahmet yazdı: Mikrodalga ne biliyor musun? hani sabah kalkınca ekmeğini atıyorsun yada hızlı bir kahve yapmak istediğinde kapağını açıp hızlıca sıcak bir kahve içmene yarıyor. Bu cihazın nasıl çalıştığıyla ilgili olmasından ziyade hemen her cisim çeşitli frekanslarda dalgalar yayınlar biz ise bu dalgaları çeşitli şekillerde ölçerek bu dalgaların dalga boyu ve frekansına göre onları sınıflayıp onlara çeşitli isimler veriyoruz. Bunun kozmik olanın ifadesi ise bu sinyalleri yakalayan basit bir radyo alıcısına iletilen bir cızırtıdan daha fazla bir şey olup olmayacağını sorguluyoruz hepsi bu. Sen de gidip o konuda sormak istediğin bir şeyler olsun olmasın o konuya bir şeyler yaz ki daha interaktif olmayı başarıp fikirlerimizi daha iyi alışveriş edebilelim. Konu başlığı dışında yazdıklarımızın okunma ihtimali zayıf olduğu için konuyla ilgili insanları ıskalamamıza sebep olur. Sen o konudan kendi payına kendi konunla ilgili bir şeyler varsa paylaşırsın. İşte bu benim için mikrodalgayı tanımlamıyor Neden ona mikro deniyor? makro tersi Makro dalga nedir hangi dalgaya karşıttır makro dalga nedir var mıdır ve nerdedir Mikro oluşu neyin ifadesi? Salınımı, titreşimi, boyu, uzunluğu, kısalığı bunlar neyin ifadesi? İki çeşit dalga mı var? Neden ayrı ve dalga ney Hız mı çap mı bunlar ne bunlar benim alanım ve ilgim değil konu dışı On 06.02.2019 at 04:07, John_Ahmet yazdı: Diyalogtaki "C" ile gösterilenin yazdıklarını kesinlikle doğru kabul etmek için başka ne tür bilgilere sahipsin? O zatın yada diğer bireylerin size yanıltıcı bilgiler vermiş olmaları yada üzerinde hiç durmadığı bir konuyu karşı tarafın net anlamaması yada sizinkilerin anlamaması gibi durumları da hesaba katarak düşünmemiş olacağını pek sanmıyorum. Seni bu diyaloglardaki her şeyin doğru bilgileri ifade ettiğine inandıran şey nedir ben onu merak ediyorum. Neden kesinle doğru olduğuna kanaat getirme eğilimindesin? Tanrı kavramını hayatından çıkarabilmen için sana doğru bilgiler aktaran böyle üst boyut varlıklarına ihtiyaç duymanız gerekiyor mu? Olmasaydı tanrı kavramını yada zatını düşüncelerinden ayıklaman mümkün değil miydi? Sizinkiler bizimkiler böyle şey yok bunları nerden çıkarıyorsunuz? bu cümlede aranan ne ? (koyulaştırılan) Kesinlikle doğru kabul etmedik 1 bunu açıkladık Her şeyi doğru asla ve kat'a ama bunlar yanlış bakış ve bağ kurmakla ilgili bozuk ve ayarcı sorular O içinde eğilim olan cümle bemberbat bir cümle. Ben denenin sorgulanması metnin içine girmek bakmak değil de ben denenin açıp kurcalanması büyük bir ayar ve yanlış sorunu Benim bu metnin tanıtlanıp tanıtıp sunulmasıyla hiç bir özel bağım yok. Kişisel sorun kişisel ilgi Benimle yapılan kişisel söyleşinin bu metin adına bir önemi ve farkı yok Birinizin buraya bir haber taşıması ve asması gibi. ve evet özne olarak ben onu değerli buluyorum ama bu sorgu nereye varacak bir yere de varmaz Heba olup giden zamanlar bir tuzağa yöneltilip çekiliyor gibi hissediyoruz 23 saat önce, John_Ahmet yazdı: Cümleyi şu şekilde düzenleyip tekrar soruyorum. 1. Diyalogtaki "C" ile gösterilenin yazdıklarını çoğunlukla doğru kabul etmek için başka ne gibi nedenlerin var? 2. Doğru bulmadıklarının da olduğundan söz ettin. Peki örnek olarak hangi diyaloglarda belirtilenleri doğru bulmadın? 3. Doğru bulduklarının bulmadıklarına oranı nedir? 4. Doğru olup olmadıklarına karar verirken hangi bilişsel örüntüyü (ahlak, vicdan, beşeri bilgi, matematik) kullanıyorsun? Bu sadece BH ve KH olarak ifade ettiğiniz konuyla mı ilgili? "Bir nedeni yok". "yeşilin yeşil olmasının ne gibi bir nedeni var?" türünden bir şeyler dışında bunu daha somut şekilde anlayabileceğim bir şeyler yazmanı bekliyorum. çoğunlukla doğru bulmak felan bunlar yanlış kavramlar doğru bağ kurmuyor. ezbere okuyor. olayı olmadığı forma götürüyor sokuyor çekiyor ya da çekip hapsetmeye çabalıyor bana soru sorulması saçma üzeri saçma yanlış sözetmeler hala bunu ayıklıyorum sayıklıyorum Elmayı sevip sevmediğime karar verebiliyorum bir yerde sonra iyi bir eğitimle birlikte dengeli beslenme için aşağı yukarı almam gereken gıdayı programlayabiliyorum .Bunlar için teste ve rehbere ihtiyacım yok anlıyor musun yanlış bağ yapyanlış bağlam Yukardakiler için Bilim forumunda olup olmamasına gerek yok Bilim kılığına sokulup sokulmadığının önemi yok Babannemin annannemin neyle beslenip ne kadar yaşayıp ne kadar sağlıklı olduğuna kaldığına bakabilirim Murathan munganın göz kararı diye bir hikayesi var. Göz kararı gönül kararı bizim ölçütümüz bu arkadaş Ustalık ve Göz Kararı ÖrneklemesiBu hikayeyi Murathan Mungan'dan okudum. Bir Fransız üst yetkilisi ve belki de kralı emin değilim Osmanlı Sarayına gelir ve bir yemek yer. Yemeği çok beğenen Fransız konuk aşçısına bunun tarifini alması ve öğrenmesi talimatını verir. Bizim Fransız aşçı saray mutfağına girer ve bizim usta anlatmaya başlar. Göz kararı şundan, göz kararı bundan. Fransız aşçı durdurup sorar şu göz kararı dediğimiz ölçü ne kadar acaba? Somut şey bütün yaşantım Somut bir göz kararı var ortada 23 saat önce, John_Ahmet yazdı: Gelecekle iletişim kurmayı bizzat kendinin de içinde bulunduğun bir grupla denedin mi? Bunun başka yollarını ararken öznel bir deneyimin oldu mu? Bir insanı ancak bu konuda böyle öznel bir deneyim ikna edebilir. Çoğu insan buna şahit olduğu bir durumda dahi olası pek çok senaryoyu da aksine inanmak için geçerli bulabilir. Ayrıca neden diyalog kurduklarınız sadece Kasyopya olarak ifade ettiğiniz bir yer/konum/bölge/topluluk ile ilgilidir. Başka bir konumda iletişim kurulduğu da oldu mu? Seni kesinlikle hiç bir konuda yargılamıyorum fakat beni eleştirecek nedenlerin varsa eleştirebilirsin. Bunları eleştiri olarak almanı algılamanı istemem. Öznel deneyim denilen ateist forum adı verilen bir yerdeyiz. Mistik kavram avcısı ve karşıtı dolu. Biz bu kavramları eleyip sınıfladık. 6 yıl 7 yıl önce konuşsak sana bir şeyler diyebilirdim ben bu konu da ama artık yazdıklarım geçerli Yanlış adlandırmalar var. Hem bu konu da açık bilgi ve deneyim verebilirim ancak bunlar bir yere gidip varmaz.. Benim için şu an bile öznel deneyim bunu nasıl açabilirim sana Hiç bi şey insanı özel yapmaz bunu söyleyebilirim sana. Aklın sınır yok bunu Kasyopya der. Kasyopya der ki kendi başına evrenler yaratıp-kurup içinde olabilir ve bunu deneyimleyebilirsin. Sonsuz çeşitte sonsuz öznel deneyim aranan kavram sahte bunu anlayabiliyorum ben benim geçtiğim yoldan ve tuzaklardan geçiyor gibisin diğer taraftan dediğini net olarak anlıyorum senin ben Ben burda bunu yazmak yerinr gidip karşı tarafta bu işlerle uğraşan aptalın birine ali ata bak yazan kişi oalbilirdim ve bu kolay olurdu Yani hiç bir anlamı yok bulaştığım için bulaştım Eğer tanıdığım olsan ve imkanım olsa seni sanal sosyallikten çeker gerçek bir hayata sokmak için elimden geleni yapardım örneğin Bak yukarıdaki yazımına göre Kasyopya örtüsü ve okyuuc profili ile özdeşiyorsun diyelim ve biz objektif dürüst ve açık bir aralıktan açıklıktan gidiyoruz şimdilik., bu kavramlar işimiz zora sokacak şeyler Öznel bir alan kayamayız biz Şimdi bir de ilginçtir Kasyopya diye bir yapıtaşı ve Nötron bombası ve TNT yle ilgileniyorsun ve patladık bunları yazmaktan 22 saat önce, John_Ahmet yazdı: Ayrıca konu amacından sapmasın ontolojik olarak bilinç örüntüsünde başka varlıkların olması fikri ve bunlar hakkında konuşmak bu konuda fikir yürütmek için çok iyi bir yön oluşturabilir. Bu konuda bir deneyim yaşadığını düşünmekle bunun sadece bir sanrı olmasının ayırdına varabilmek için ne tür bilgilere erişmiş olmak lazım? Senin ulaştığın bilgilerle bu durumun gerçekliği doğrulanabilir mi? Bir şeyi bildiğinde bilirsin. Canın elma çektiğinde canım elma çekti ama acaba armut çekti de ban elma olarak mı yansıyor demezdin. Bir girdaba tutuluyoruz ve sokuluyoruz. bunları sevmedik. Ne arıyor olduğunu anlayabiliyoruz. Ne demek istediğini de ama cevaplar için ya Kasyopya okunmalı ya da beklenmeli ve öğrenilmeli yine de Bazı şeyler yetenek, özel yetenek ve fark değildir. üzerine çalışma ile olur, o konuda ilgilenme ile olur ya da uğraşan herkes az çok bir yere varabilir. Örneğin herkesten duvarcı olmayabilir ama 10 kişiden 9 u da iyi çabalarsa iyi kötü bir duvarcı ustası oluverir. Bunlar böyle şeyler . Kasyopya metninde Cayce ve Lama Singh üzerine bir alan var . Burayı okuyabilirsin... 22 saat önce, John_Ahmet yazdı: Sence ben geri zekalı mıyım? İnsan yada kuş yada canlı ifadesini kullanmak yerine aşağadaki gibi bir ifade kullanmış olmamın ne gibi bir sebebi olabilir? Sence bildiğimiz canlılar dışında bilinçli varlıklardan bahsediyor olduğum net anlaşılmıyor mu? Daha faklı bir cümle mi kurmalıydım? Şu cümlemi bir daha düşünmeni talep edeceğim. Bu konuda senin deneyim sahibi olduğunu ve bu konu üzerine çok kafa yorduğunu düşündüğüm için özellikle bu konuda çok iyi tespitlerin olabileceğini düşünmüştüm. Soruyu istersen daha dingin bir anında düşünüp cevaplayabilir misin? Bugün çok geç oldu istersen yarın devam edelim. Şu sorularımı kastediyorum. Duygusal tuzak gibi... Bana yürüme hakkında fikirlerini söyler misin? diyelim ki ben yürümeyi öğrendim. Sana yürümeyi tarif edebilir miyim? Bu gerekli mi? Kasyopyanın gerekmeyen bir durum için cevap arayışı diye bir tabiri var bir de iki paraleli kesiştirmeye çabalıyorsun çabalama dedikleri de oluyor 10 saat önce, John_Ahmet yazdı: Varlık ve yokluk kavramları arasında ilişkide olan tüm bağıntılar ve tanrı kavramı etrafında dolaşan tüm nedensellik ve bağıntılar basit şekilde ilişki kurmayı deneyip taş ve armut arasında kurmayı planladığınız bağıntılardan oldukça fazladır. Tanrı kavramını yada zatını her hangi bir yapı yada sistem bir bilincin etkisiyle mi yoksa doğal fiziksel koşullarla mı oluşturulduğu/oluştuğu konusunda oluşturabileceğiniz kriterleriniz bağlamında da düşündünüz mü? Bilinci şart koşacak kadar karmaşık sistemlerin oluşma koşullarını sorgularken dimağınızı aşan boyutta bir düzenin varlığından ürperdiğiniz oldu mu? Tanrı, bu yokluğun yokluğunun açıklamasından çok daha fazla anlam içeren ve bilince gönderme yapan tüm düzen teşkil etmiş durumları kapsayan bir kavramdır. Bu bağlamda konuyu daha fazla detaylandırmadan önce bahsettiğim bağlamda tanrı kavramını düşünüp varlık ve yokluk kavramları eksenlerinde yeniden değerlendirmeniz mümkün müdür? Tanrı zatını, varlığın var olma nedeni olarak ifade edemeyeceğimiz mantıksal önermeleriniz var mı? Taş örneği şu Diyelim ki mutlak varlık "a" isimlendirmesi alıyor ve "a" mutlaksa orada "b" orada ve ortada yoktur ay da a dan farktır ve farklıdır . Şimdi yokluk ne? tekrar ben soruyorum ve lütfen sorularıma cevap ver Hadi armut ve taştan kurtulduk şimdi ne diyeceksin bakalım? Beni "a" y la ve "b" y le mi boğacaksın? Bu soruya belki başka bir zaman bir cevap daha 8 saat önce, John_Ahmet yazdı: Ben size tanrı inancı vs. aşılamaya çalışmıyorum. Ontolojiye belki çok uzak kalmış bir kavram olan bilinç kavramını dahil ederek yeni ne gibi fikirler üretilebilir yada şimdiye dek üretilen fikirlerin üzerinde ne gibi değişiklikler oluşturulabilir bunun peşindeyim. Şimdi bilinç kavramını kimse göremeyince dahil edemez. Biz bu konuda yadırgamıyoruz. Vedantacı ekoller var. Doğucu öğretiler var. Bildiğini bilenler bildirenler var. Karmaşaya gerek yok Bu konularda karışıklık olduğunu biliyoruz. Benim iki soru cevabımla çözülmeyeceğine/çözümlenmeyeceğine göre acele etmeyelim. Hem Kasyopya ne güne duruyor ne işe yarıyor ben onu anlatmıyor muyum? Bu kişiler aradan çıkarır. Ahmet bunu demiş Mehmet bunu demiş demek zorunda kalmayacak kimse.. Yönün aksine gidiyorsun. Olmayan yerde yön tayin ediyor arıyorsun Söylenenleri anlamıyor muyum sanıyorsun? Ortak çıkarlar amaçlar ve hedefler için herkesin çıkarına uygun üretim belirlenir... Piyasa da tüketilmeyecekse ve kimse giymeyecekse onu üretmenin ne alemi var. Bilgi de bilgi. Bilgi budur. İşe yaramazsa kimse kullanmaz. İşe yaramaz şeyi ben niye üreteyim. Ortak doğru geçerli aramak uygun olsa da kullanılmayacağı dayatır mısın? Sana bu gider diye Hiç birine sana en uygun kıyafet biçimi bu der misin? Sorun da bu ya kaynağım okunmuyor ben sorgulanıyorum 7 saat önce, John_Ahmet yazdı: Aslında bende olan teolojik aklın ürünü olan bir tanrı kavramı değil bilakis bu aklın yitiminden sonra oluşan bilinç kavramı eksenindeki çıkarımlara gönderme yapan bir olgudur. Buna yine tanrı deme konusunda çok ısrarcı değilim. Tamam bilinç kavramı var diyelim ve bize göre de geçerli diyelim. Lacivert örneğini bunun için kullandık ve Lacivertin kendi seviyesdinde geçerli olacağı bir kuşaktan sözettik. Kasyopya diye bir metin getirmişim ve ilginçtir ki o metni (ki bir word dosyasıdır) açıp arama alanına bilinç yazıp tüm bilinç kavramı içeren C bölümlerini taramak 2 saat sürer mi? Ben burda bir süre sonra Kasyopya sahiplenecek ve belki sahiplenebilir belki bir gün okur diye kimsenin çıkarına ve huyuna suyuna gidemem Önce mi boğuyor ve öncemi sonraya çekiyor Bu bir ticari işbirliği değil bırakalım da değerini anlayan okusun Bana Kasyopayı sorun neden beni sorup duruyorsun? ya da bilinci Örneğin dense ki sunulan kaynakta bilinç nasıl işlenmiş ele alınmıştır Teoloji bırakan genelde özgürlük buluyor ve kısıtlanmış herkese herşeye karışan bir tanrı kavramının deneyim kısıtlamasını aşıyor ve özgürleşiyor, yaşam deneyimi özgürleşiyor Bir çoğu onlara tanrı olmayacağını söylense ki faraziye ama ola ki ispat edilse ne yapar? ah canım günah yokmuş hemen günaha koşalım mı? bilmiyorum Adam niye bilincin peşine gitsin. Herkes filozof ve bilgi ilgilisi olmak zorunda değil. Yaşam deneyimdir, özüglürktür o da al sana bilinç Bunda bir sorun yok 7 saat önce, John_Ahmet yazdı: Bilgi üzerinde kontrolü olan bir olgunun maddeden çok daha fazlası olduğunu kavramak gerekir. Zirâ öyle bilgiler vardır ki maddeyi yok edebilir yada onu yokken oluşturabilir bu madde aleminde açıklanabilir bir konu değildir. Daha fazlası gerekir. Somut bir örnek vermemi istersen "degaussing" konusunu araştırıp bunu bir daha düşünebilirsin. https://en.wikipedia.org/wiki/Degaussing İyi de bilgi/biliş fiziksel mi? bir araç mı ne? Bilgiyi tanımla lütfen nasıl algılıyorsun. Bilgi madde mi ve onun maddesi mi var_? Öyle bilgiler vardı ki diye kullanırlırken özneleşen kavram bir tuhaf Maddenini yokoluşu nedir? Bu kavramlar üzerine düşünmemişsin Şimdi sen sanıyor olabilirsin ki biz de düşünmedik ama düşündük Madde alemi dediğinde madde olmayanın alemi ya da anti madde alemi ya da eşit enerji alemi ki o da bir madde gibi tanımlar beliriyor onalr ıtanımla ay da şunu yapalım Bunun için Kasyopya var. Biz burda çatışmayalım diye Bir aracın yaptığı bir işi kendin yapar mısın? Burdan Trabzon'a yürür müsün? ay da rendeleme işini bıçakla yapar mısın? o halde seni ve beni/bizi artık Kasyopyanın götürmesine ve Kasyopyanın artık işini yapmasına izin ver İlgi alanın değilse konuşmak zorunda değiliz. bekleyeceğim Beni zora sokuyorsun Bu sizin kendi aranızdaki tartışmalara uygun bir konu olabilir. Yapısalcı felsefenin alanında değil Yapısal cı felsefe dediğimizde " bilgi " "madde " hatta "kavram"gibi tanım ve kavramların bile yeniden tanımlanması ve oluşturulması ve ortaklaşılması ve bunlar üzerinde anlaşılması da gerkebilir yani bu kavramlarda yeniden uzlaşılmalıdır kimsenin elinde objektif genel geçer ölçeci yok. Öznel yapılandırılşmış kavramlara bel bağlayamayız Senin madde derken neyi işaret ettiğini kim bilebilir? Kasyopyacı Kasyopyaya 7 saat önce, John_Ahmet yazdı: Bana dost kavramını felsefî olarak açabilir misin? Bilimsel dayanaklar arayarak bunu yapman yerinde olur. Çünkü bir armutla yada taşla kurabileceğin "dostluğu" açıklamak zorunda kalırsın. Bakın ben bilim mi yapıyorum? ben bilim yapmıyorum ve şimdi bunu söyledim tamam mı? Ben kafama göre yazıyorum ve yazarım ben bir şeyi bilimsel ölçeğe göre temelleyemem Ama sana şunu söyleyebilirim bana gel beraber bir ev yapalım mı dersen ve benimle çalışırsan benim yapacağım ev kolay kolay yıkılmaz. Matematik ve mühendislik bilgim yoksa bile bir şeylerim var benim Ama ben onu taştan mı oyarım kerpiçten mi sıvarım bilinmez bu konu da düşünür taşınır ve beraber bir yere varırız Bilim kavramıyla işim yok benim piyasadaki atışmaları sürtüşmeleri biliyorum ben. onlara girmeyeceğim içinden çıkamayız ...herkes yoluna Memlekette ekonomik sorun var diyelim ve ben ekonomik çözümleme yapıp onu çözebiliyor muyum? Peki yazdıklarım doğru olsun yine bir işe yarıyor mu? Hayır sadece okuyanın işine yarar Bu sana yeterli gelmiyorsa git bir mühendisten yardım al ve mimara koşmalısın 6 saat önce, John_Ahmet yazdı: Senin bakışında dostlar ve dostlukların önemi çok büyük bunu anlıyorum. Bende de benzer arayışlar var bu söylediklerin bana da çok uzak değil bunu kabul ediyorum fakat sen dost derken gerçekte ne anlatmaya çalışıyorsun. Dostunda aradığın ne gibi özellikler var? Örneğin dostunun nasıl bir diyalektiğe sahip olmasını arzu edersin? Hayır laf sokmak gibi derdim yok ayrıca biraz sinirlenmene ve öfke belirten ifadeler kullanmana çok iyi tarif edemem ama biraz sevindim. Armut konusunda yazdıklarını anlamadığım sonucuna ulaşacak şekilde yorumlamışsın. Sen tanrıya yokluk gibi kurmak istemeyeceğin bir dostluk olarak bakıyorsun. Seni anladığımı ifade eden bu cümlemi iyi düşün. Şimdi konuya şöyle bakalım; Senin çok çok uzun bir hayat yaşayacağın garanti altına alınmış olsun. Bu alemde adına dost diyebileceğimiz ne kadar varlık varsa bunları sana belirli bir sırada birer birer dost olarak gönderelim. Şimdi senin bilgi düzeyin ve diyalektiğine göre sana gönderdiğimiz her dost senin mutlu olman için olağanüstü bir çaba göstersin. Belirli bir süreden sonra senin ondan sıkıldığını anladığımızda yenilerini göndermeye devam edelim. Elbette sen kurduğun bu dostluklarla evrenin her yerinde türlü türlü enteresan şeyler keşfedip yeni şeyler öğrendikçe senin bilgi düzeyin ve diyalektiğinde de ciddi bir kapasite değişimi gözlemlemiş olalım. Şimdi aradan milyarlarca yıl gibi uzun süreler geçince eski dostlarını sana zaman zaman hatırlatmak için kısa süreliğine gönderip bir şeyi keşfetmeni bekleyelim. İşte sana milyarlarca zaman önceki bir dostunu gönderdiğimizde o sana akvaryumdaki balıklar gibi gelecek ve sahip olduğun gerçeklik algısı, duygusal tatminin ve daha pek çok konuda sana yetersiz gelecektir. İşte sana arzu edeceğin dostları çok daha uzun süreler yenileriyle göndermeye devam ettikçe bir şeyi keşfedeceksin. Onların sahip oldukları yetenekler, gerçeklik algıları, duygusal zekaları, mizah anlayışları gibi daha pek çok yetinin senin için ne kadar önemli olduğunu anlamaya başlayacaksın. Şimdi sana gönderilecek dostların sana kavuşma süresi gözetildiğinde sana en uzak olanına nasıl bir isim verelim? Onu tanımlayalım ve senin arzunun en sonunda bu dosta kavuşmak olduğunu kavradığın anlamına gelsin. Mutlak varlık Ahmet John Mutlakın zıttı mutlak karşı mutlak Tanrı mutlak varlıksa mutlak yokluk ne ? Hani Tanrı herşeydi İşinize gelince nasıl da anlamazdan geliyorsunuz ve kaytarıyorsunuz O geniş paragraftaki anlayışlar zamanla değişiyor Orada bilgiyle mantıkla ya da varlıkla kurulan bağ hataları var bunlar düzeliyor/değişiyor zamanla Dost kavramını anlattım sonra ama yine de anlatırım Ya çocuğun ilk işi yürümeyi öğrenmek gibi. Bunun gibi insanın asıl ve ilk işlerinden biri sosyalleşmedir. Yalnızlaşan birey bilgi bağını da terse götürüyor iyice Bunları anlamak istersen anlayacaksın Sen hep veriyorun ama almıyorsun pek sana da çok verildi uzatıldı birşeyler ama görmezden geldin hep gibi Bizim geçmiş benliğimize benziyorsun hala birşeyler bilmeyeceğimizi sayıklıyorsun 5 saat önce, John_Ahmet yazdı: Fakat sen de şunu anla; En bakire kelimeleri bir biri ardına anlam kaygısı hissetmeden dizmek Felsefe değildir. anlam kaygısı taşımamak Ben şiir üretmiyorum ahmet john Link to post Sitelerde Paylaş
John_Ahmet 0 Şubat 7, 2019 gönderildi Raporla Share Şubat 7, 2019 gönderildi Ne yazarsan yaz beni de kendin gibi zırvalatamazsın. Öbek öbek zırvalayıp araya bir kaç iyi soru serpiştirmiş olman benim seninle tartışma motivasyonumu sağlamaz. Öncelikle sorduğun sorular hakkında "sen ne düşünyorsun?" buna cevap vermen gerekiyor. "Mutlak yokluk denilince ne anlıyorsun?", "Bilgi denildiğinde ne anladığını yazar mısın?" gibi bir kaç anlamlı soruyu ciddiye alsam da yazdıklarının tümü için zırva demek daha anlamlı olur. Uygun bir zeminde bu sorularına ciddi cevap verebilirim fakat "sen ne anlıyorsun?" karşılığında bana bunları yazacağına inandırman gerekir. Bir çok postmodernist gibi anlam kelimesinin dahi anlamlı olmadığını savunan, yazılan her metnin çok öznel olduğunu gerçekte bir şey anlatmadığını düşünen birinin cümlelerinde fiil kullanmaktan çekinmesini anlayabilirim fakat böyle kişilerin de cümlelerinde fill kullanma cesareti göstermiş ve bu konun farkındalığındaki insanları takdir etmesi gerekir. Yoksa kelimelerden ne anladığımızı anlamak için hiç bir çaba sarf etmemek hiç kimseyi daha yüksel bir realitede bir algıya sahip olunduğuna ikna edemez. İşte kendince ortada bir şeyler zırvalayarak daha yüksek bir realitede bir algının olduğunu ifade etmeye çabalıyorsun ama yemezler. Senin kapasitenin ne olduğunu dahası böylesine saçma iddialara inanma durumunun altındaki safî zekâ düşüklüğünü de kavramış durumdayım. Link to post Sitelerde Paylaş
Recommended Posts