Jump to content

İnsan yapımı yeni ahlak, ideal toplum-devlet


Recommended Posts

Ahlakın ahlak olmasına gerek var mıdır?

Ahlaksızlık dediğimiz şeyi istenmeyen şey olarak tanımlarsak ve ahlak kutsal değildir dersek akılcı bir yaklaşımda bulunmuş oluruz fakat böyle bir ahlakın bağlayıcılığı kişisel olarak olmasa da toplumsal olarak bireye zorunlu insan yapımı ahlaklar yani değerler oluşturulabilir.Ahlakı bireylerin bağlayıcı görmesi içinde yani ahlaksız olmamaları için de bizim önce değişmezleri tespit etmemiz gerekmektedir.Nasıl hayata geçirileceği kenarda dursun

Bilimsel,özgürkçü değerler neler olabilir?

Değişmez dediğimiz değerler nelerdir?

Üçüncül bir kurumu gereksiz kılacak değerler neler olabilir?(Bir nevi dünyada cennet)

Benim aklıma pek bir şey gelmiyor buraya isteyenler ütopik ideal toplum görüşleri hakkında uzun uzun yazabilir belki ilginç kayda değer bir şeyler çıkar, ateistlerin 10 emiri ne olsun?

Saçmalamak,ezberbozmak serbest...

umarım konu ölmez...

Kopya çekmek elbette serbest bir araya getirilmiş toplama bir fikir de olabilir.

tarihinde yüpyücecik tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Saçma bir istek bu. Ahlakın yazılı kuralları olmaz. Ahlak yaşayan bir varlıktır ve sürekli değişip şekillenir. Kimse yazıya döküp ahana bu ahlak, herkes bunları uygulayacak diyemez. Ahlak vicdandadır. Ne yapıp ne yapamayacağını o içinden söyler. Vicdansızlar vardır elbet ve onları vicdanlılar dışlar, iter, açık bir suçunu belirledi mi ahlakın tersine yazılı kuralları olan hukuk onu toplumdan tecrit eder. İşler böyle yürür.

 

Yani hukuk yaptırımları, suç ve ceza zaten yazılı. Onun dışındaki yaptırımlar dışlama, kaale almama, alay etme, ayıplama, dışlama, iteleme, öteleme, yalnız bırakma gibi işlerdir. Ahlaki yaptırımlar bunlardır. Bunların yazılı kuralları zaten olamaz.

Link to post
Sitelerde Paylaş
1 saat önce, democrossian yazdı:

Saçma bir istek bu. Ahlakın yazılı kuralları olmaz. Ahlak yaşayan bir varlıktır ve sürekli değişip şekillenir. Kimse yazıya döküp ahana bu ahlak, herkes bunları uygulayacak diyemez. Ahlak vicdandadır. Ne yapıp ne yapamayacağını o içinden söyler. Vicdansızlar vardır elbet ve onları vicdanlılar dışlar, iter, açık bir suçunu belirledi mi ahlakın tersine yazılı kuralları olan hukuk onu toplumdan tecrit eder. İşler böyle yürür.

 

Yani hukuk yaptırımları, suç ve ceza zaten yazılı. Onun dışındaki yaptırımlar dışlama, kaale almama, alay etme, ayıplama, dışlama, iteleme, öteleme, yalnız bırakma gibi işlerdir. Ahlaki yaptırımlar bunlardır. Bunların yazılı kuralları zaten olamaz.

Ahlakın mevcut tanımıyla tamamiyle alakasız olarak bir ahlakımsı bir şeyden söz ediyorum,evet ahlak yaşayan bir varlıktır ve bilincinde olunduğu takdirde kontrollü bir hale gelebilir,hukuk yaptırımlarının olmaması ise ideal olan olmakla birlikte dışlamada söz konusu olmayacak.Kuralın tanımı gereği uymanın zorunlu olması durumu söz konusu fakat ben insanların uymak isteyeceği kurallar/külfet olmayan kurallar hakkında kafa yoruyorum.Bu kurallar varlar ama insanların işine geliyor kurallar insanları sınırlamıyor insanlar kurallardan faydalanıyor biraz daha böyle bir tanım belki de saçmadır ama beyin fırtınası olması için konuyu açtım.Farklı bakış açılarından iyi bir toplum nasıl olur bunu merak ettim benim de aklıma pek bir şey gelmiyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 2 years later...

Din ve devlet birbirinden ayrışamaz bir olgudur. Tüm toplumlar devlet olmadan önce din icat etmiştir. Çünkü bu sosyolojik bir olgu. Devletler kendilerine istedikleri  biat kültürünü dine dayanarak isterler. Bunu için toplum önce zihnen hazırlanır. Din bu işe yarar. Mısır, sasani, Roma , emevi Devletleri öncesinde her zaman bir inanış şekli vardır.

 

Ardından da devlet tüm faistliği ile dine dayanarak halkı biat ettirir. Yine dine dayanarak öldürür veya ölmeni emreder.

 

Her açıdan din eşittir devlet..

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 3 weeks later...
On 10.10.2020 at 20:42, bidonadam2 said:

Din ve devlet birbirinden ayrışamaz bir olgudur. Tüm toplumlar devlet olmadan önce din icat etmiştir. Çünkü bu sosyolojik bir olgu. Devletler kendilerine istedikleri  biat kültürünü dine dayanarak isterler. Bunu için toplum önce zihnen hazırlanır. Din bu işe yarar. Mısır, sasani, Roma , emevi Devletleri öncesinde her zaman bir inanış şekli vardır.

 

Ardından da devlet tüm faistliği ile dine dayanarak halkı biat ettirir. Yine dine dayanarak öldürür veya ölmeni emreder.

 

Her açıdan din eşittir devlet..

Devlet insanların bir araya gelmesidir öyle değil mi. İnsanlar neden bir araya gelip devleti oluştururlar. Bunun sebebi doğa ve düzenden düzensizliğe geçiş kanunlarıdır. 

 

Yani devletin temel tanımı, doğaya karşı korunma amaçlı bir araya gelmektir. 

 

Din için doğanın varlığı tanrının varlığına armağan olsun şeklindedir. Örneğin Nuh tufanı. Tüm dinler doğaya sahip çıkar hatta din doğanın kendisidir. 

 

Dolayısı ile din ve devlet tam tersine birbirlerine zıt iki husustur. Şeriata yönetilen ideal bir islam devleti bile din düşmanıdır. Çünkü devlet, tanrıya anarşist olma halidir. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
On 10.10.2020 at 20:42, bidonadam2 yazdı:

Din ve devlet birbirinden ayrışamaz bir olgudur. Tüm toplumlar devlet olmadan önce din icat etmiştir. Çünkü bu sosyolojik bir olgu. Devletler kendilerine istedikleri  biat kültürünü dine dayanarak isterler. Bunu için toplum önce zihnen hazırlanır. Din bu işe yarar. Mısır, sasani, Roma , emevi Devletleri öncesinde her zaman bir inanış şekli vardır.

 

Ardından da devlet tüm faistliği ile dine dayanarak halkı biat ettirir. Yine dine dayanarak öldürür veya ölmeni emreder.

 

Her açıdan din eşittir devlet..

Devlet    üretim araçlarını şahıslara vermemeli.

Yöneticiler ayrıcalıklı olmamalı.

Ayrıcalıklı yaparsan Tayyip Erdoğan turgut özal süleyman demirel  suphi baykam(ressam bedri baykamın babası) gibi akrabalarına yandaşa verirler toplanan vergileri vakıf paralarını.Devletin olduğu yerde vakıflar olmamalı zaten.

Devletin görevi  baraj gibi  kondansatör gibi ekonomiyi düzenli tutmaktır.

Düzen olmazsa kaos olur.Kaos olan yerde terör olur.

Link to post
Sitelerde Paylaş
23 saat önce, Rhodium yazdı:

Devlet insanların bir araya gelmesidir öyle değil mi. İnsanlar neden bir araya gelip devleti oluştururlar. Bunun sebebi doğa ve düzenden düzensizliğe geçiş kanunlarıdır. 

 

Yani devletin temel tanımı, doğaya karşı korunma amaçlı bir araya gelmektir. 

 

Din için doğanın varlığı tanrının varlığına armağan olsun şeklindedir. Örneğin Nuh tufanı. Tüm dinler doğaya sahip çıkar hatta din doğanın kendisidir. 

 

Dolayısı ile din ve devlet tam tersine birbirlerine zıt iki husustur. Şeriata yönetilen ideal bir islam devleti bile din düşmanıdır. Çünkü devlet, tanrıya anarşist olma halidir. 

 

Devlet denen şey insanların  haklarını korumak için insanlar tarafından oluşturulmuşken zamanla bazı!!!  Toplumlarda tabulaştırılarak din ile eşdeğer olmuştur. Bakınız o bazı!!! toplumlardaki devlet anlayışı ile din anlayışı tıpatıp aynıdır. 

 

Devlet için yaşa devlet için öl ve öldür.

 

Allah için yaşa Allah için öl ve öldür.

 

Karşı çıkan olursa sorun değil öldürülür. Çünkü o haindir.

Link to post
Sitelerde Paylaş
On 29.10.2020 at 23:40, bidonadam2 said:

 

Devlet denen şey insanların  haklarını korumak için insanlar tarafından oluşturulmuşken zamanla bazı!!!  Toplumlarda tabulaştırılarak din ile eşdeğer olmuştur. Bakınız o bazı!!! toplumlardaki devlet anlayışı ile din anlayışı tıpatıp aynıdır. 

 

Devlet için yaşa devlet için öl ve öldür.

 

Allah için yaşa Allah için öl ve öldür.

 

Karşı çıkan olursa sorun değil öldürülür. Çünkü o haindir.

En dindar devlet dahi, mesela İran veya Vatikan: devlet olduğu için Tanrı karşıtlığı dır. 

 

Mesela İranda tecavüz idam cezası veya abd ile Suriye'de  savaşırken abd li öldürmek dahi bir standartlara kurallara bağlıdır. Din adına Hristiyan öldürmek mesela bir dini kural olsa bile şeriat devleti bunu engeller. 

 

Mesela türkiyede laiklik, muhafazakar iktidar bile olsa dindarlara özgürlük alanı tanımaz. Mesela fatihte bir tarikat hadi tüm tekel bayilerini yağmayalım derse, halk buna karşı gelmese bile devlet en başta vergi geliri için sonra özgürlükler için buna engel olur. 

 

Bu tarihte de hep böyledir. Mesela mısır medeniyetinde firavunun saray sosyetesi ile rahiplerin gücü bir mücadeledir. Örneğin Hristiyanlık da papa ile krallar hep birbirlerine karşı mücadelededir.

 

Örneğin kutsal gülen, terör örgütünün lideri oldu. Bir zamanlar Mesih gibi itibar devlete karşı olduğun anda fetöcü terörist kabul ediyoruz. Yine başka örnek kedicikler ve Harun Yahya. Şimdi evrim kitapları hala dnr da alabilirsin ama hurun Yahya nın evrim karşıtı kitabımsı şeyini bulamazsın. 

 

Özetle bazı, olarakda devlet ile din iş birliği içinde olamazlar. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...