Jump to content

HEPAR, seçimlerde Vatan Partisi'ni destekleme kararı aldı


Recommended Posts

5 dakika önce, GREENHOUSE yazdı:

Kemalist devrim devlet sosyalizmi değil devlet kapitalizmi uygulamıştır.

 

Özel sermaye olmaz devlet sosyalizminde.Üretilen üründe herkese dağıtılır.Parayı verene değil.

 

Örneğin Sümerbank   herkese  ücretsiz elbise ayakkabı filan veriyor muydu??

 

Sosyalizmi görmeyenlere Sosyalizm diye  yutturursunuz.

 

İzmir iktisat kongresinde alınan kararlar sosyalizm mi?

 

Enternasyonal sosyalizmi örnek göstererek sosyalizmin Türk milliyetçiliği ile uyumlu  olmadığı için uygulanamaz bahanesini üreten Atatürk mü sosyalist.

 

 Sosyalizmi desteklediğine dair bir sözünü uygulamasını gösterebilir misin?:0_80cbc_37a71a73_L:

 

 

 

 

 

 

 

 

Al örümcek kafalı kardeşim Doğu Perinçek'in Altı Ok Kitabı'ndan belgelerle:

 

Kitabın tamamı : file:///C:/Users/xxx/Documents/Downloads/kupdf.com_dou-pernek-kemalist-devrim-3-alt-ok.pdf

 

Uluslararası Kaynakları:

 

Büyük Fransız Devrimi ve Sovyet Devrimi Altı Ok, ulusal devrimci pratik içinde ortaya çıktı ve olgunlaştı. Ancak o ulusal devrimci pratik, evrenseldi; dünyadaki demokratik devrim pratiğinin bir parçasıydı. Nitekim Mustafa Kemal Avusturya, Almanya, Rusya ve Çin imparatorluklarını deviren "büyük fikir cereyanlarının" dünyanın belli başlı kuvvetlerini esaretten kurtardığını belirtir ve Yeni Türkiye devletinin de, "cihana hâkim olan 0 büyük ve kudretli fikrin Türkiye'de gerçekleşmesiyle doğduğuna" işaret eder.(4) Devrimin önderince de belirtildiği gibi, Kemalist Devrim'in birinci esin kaynağı burjuva demokratik devrimlerin ideolojik birikimi içindedir. (5) Ancak Türkiye'nin demokratik devrimi, kapitalizmin erken geliştiği ülkelerden farklı olarak, asıl büyük atağını 20. yüzyılda gerçekleştirdi. Arlık kapitalizm, emperyalizm çağına gitmişti ve ezilen dünya ülkelerinde demokratik devrim yapmanın biricik yolu emperyalizmden kurtulmaktı. Dünya sermayesi yayıldığı alanlarda feodal ilişkilerde belli bir kriz yaratmakla birlikte, esas ol arak ulusal bir kapitalizmin gelişmesini önlüyordu. Emperyalizm ile gericilik ar asındaki İttifak, çağımızın tunç yasağıydı. Artık, demokratik devrimlerin önündeki birinci engel, yerli gericilikten önce emperyalizmdi. Türkiye'nin 1908 Devrimi ve Kemalist Devrim bu ko- şullarda gerçekleşti. Bu iki devrimin arasında 1917 yılında Sovyet Devrimi oldu. Rusya'daki 1917 Şubatı'ndaki burjuva demokratik devrimin arkasından gelen Ekim Devrimi, sosyalist karakterde olmakla birlikte Kemalist Devrim'i kuvvetle etkiledi. Bu etkinin en önemli nedeni, Sovyet Devriminin emperyalizme indirdiği ağır darbe yanında, Türkiye'nin Kurtuluş Savaşında Sovyetler'le kurduğu ittifaktır. Öte yandan Ekim Devrimi, kapitalist ülkelerin en gerisinde, geri Avrasya ülkelerinin ise en ilerisinde gerçekleştiği için burjuva demokratik devrim görevlerini de yerine getiriyordu. Nitekim Sovyetler Birliğinde köylük alanlarda sosyalist mülkiyetin inşasına 1929'dan sonra başlanmıştır. Somut olarak ele alacak olursak, Altı Ok'un Cumhuriyetçilik , Milliyetçilik ve Laiklik oklarının uluslararası kaynağı, burjuva demokratik devrimlerdir, özel olarak da Büyük Fransız Devrimi'dir. Halkçılık ve Devletçilik oklarının esin kaynağı ise Sovyet Devrimi'dir. Devrimcilik oku ise Türkiye'nin yaşadığı sürecin zorunlu bir ürünü olmakla birlikte, hem Fransız Devrimi'nin, hem de Sovyet Devrimi'nin yarattığı büyük cereyanlardan beslenmiştir. Kemalizm'in önemli teorisyenlerinden Mahmut Esat Bozkurt ihvanı Tarihi derslerinde 1789 Fransız. 1917 Rus Sosyalist ve 1919da başlayan Atatürk ihtilallerini, "tam ve eksiksiz" devrimlerin örnekleri olarak sayar.(6) Her oku tek tek incelediğimiz zaman da, demokratik devrimlerin ve Sovyet Devrimi'nin etkilerini birlikte görebiliriz. Örneğin, Milliyetçilik okunun ideolojik kökeni, kuşkusuz, demokratik devrimlerdedir. "Milliyetler prensibinin ilk defa Fransız Devrimi tarafından açıklandığını". Atatürk de saptamıştır.(7) Kemalist Devrim'in Milliyetçiliği ideolojik planda demokratik devrimlerden beslenir. Ancak siyasal planda ele alacak olursak Kemalist Devrim'in Milliyetçiliğe, emperyalizme karşı tam bağımsızlık içeriğini vermesinin kaynağını Sovyet Devrimi'nin ideolojisinde bulabiliriz.

 

Bazı dostlar son zamanlarda gerçi bir Sultan Galiyev masalı icat etliler ancak herkes bilmektedir ki emperyalizm teorisini üreten. 20. yüzyılın bilimsel sosyalistleri ve özellikle Lenin oldu. Daha önemlisi Lenin 1910'lu yıllardan baş- layarak, dünyanın iki büyük kampa ayrıldığını tahlil etti. Bir avuç emperyalist İle ezilenler arasındaki çelişme, baş çelişmeyi oluşturuyordu. Ezen-ezilen millet tahlilini Sultan Galiyev de Kemalist Devrim'in önderleri de Sovyet Devrimi'nden öğrendiler ve aldılar. Çünkü bu tahlilin devrimci pratiğini yapmaktaydılar. Türkiye ezilen ezenlere karşı ezilen milletlerin savaşını vermekleydi. Bu savaşın içinde olanların, Lenin'in ezilen milletler teorisini benimsemeleri kadar doğal bir davranış olamazdı. Böylece Kemalizm'in Milliyetçiliği, siyasal düzlemde Sovyet Devrimi'nden etkilendi. Halkçılık ilkesini burjuva demokratik devrimlerin ideolojisinde bulamazsınız. Fransız Devrimi, ferdiyetçi (bireyci) idi. gerçi başta köylülük olmak üzere emekçi kitleleri feodalizme karşı ayaklandırmıştı ama her tür toplumsal birleşme ve dayanışmayı, ferdin özgürlüğünü kısıtlayan bir tür feodal kalıntı olarak görüyordu. Kemalizm'in Halkçılığı, bu nedenlerle Fransız Devrimi'nin ideolojisinden ayrılmakta ve Sovyet Devrimi'nden beslenmektedir. Ne var ki. Kemalistler Halkçılığı aynı zamanda "demokratlık" karşılığı olarak da kabul ettiklerini belirtmişlerdir. Hem Atatürk'ün açıklamalarında, hem de Kemalist Devrim'in diğer ideologlarında, örneğin Recep Peker'de bunu görürüz. (8) Belirtildiği gibi, Kemalist Devrim esas olarak burjuva-demokratik karakterde olduğu halde, burjuva-demokratik devrimlerle sosyalist devrimlerin arasımla bir yerde konumlanmıştır. Aslında bu özellik, emperyalizm ve devrimler çağının bütün ezilen millet devrimlerinde görülmüştür. Çünkü 1917'den bu yana gerçekleşen bütün milli demokratik devrimler, nesnel olarak Fransız Devrimi'nin programını uygulama aşamasında bulunmakla birlikte, emperyalizme karşı sosyalist dünya ile ittifak etmişler ve 18. ve 19. yüzyılın burjuva demokratik devrimlerinden farklı olarak, kamu mülkiyetiyle özel mülkiyeti birleştiren karma bir ekonomi inşa etmeye yönelmişlerdir. Bu nedenle bu devrimlerin birçoğu, kurdukları rejimi sosyalist olarak da adlandırmışlardır. Aynı olgu Kemalist Devrim için de geçerlidir. Kemalistler hem 1920 yılında hem de 1930'larda Atatürk'ün ve diğer Önderlerinin ağzından "Devlet Sosyalizmi" mesleğini benimsediklerini İfade etmişlerdir. Atatürk, Medeni Bilgiler kitabında kendi el yazısıyla, Kemalizm'in topluma sağlamak istediği çeşitli sosyal haklara ve güvenliğe "Devlet Sosyalistliğine yaklaşarak varılabileceğini" belirtir.(9) Aynı şekilde Mahmut Esat Bozkurt da, Kemalizm'in mesleğinin "Devlet Sosyalizmi" olduğunu devrim tarihi derslerinde üniversite gençliğine hatırlatır.(10) Celal Bayar'ın Kemalist devrimciler adına daha 1921'de "Devlet Sosyalizmini" savunduğu görülmekledir.(11) Kemalist Devrim'in önderleri, başta Atatürk, Büyük Fransız Devrimi'nin yolundan yürüdüklerini ve aynı zamanda Sovyet Devriminden etkilendiklerini birçok kez söylemişlerdir. Devrimin önderi, "Türk demokrasisinin Fransız İhtilali'nin açtığı yolu izlediğini" belirtir ve "yenilik çalışmasında ve halkçı demokratik kurumlara yönelik gelişmesinde genç Türkiye Cumhuriyetini Fransız demokrasisinin doğurmuş olduğunu" açıklar. Örnekler çoğaltılabilir.(12) Mustafa Kemal, aynı şekilde, Sovyet Devrimi'nin düşünce birikiminden nasıl etkilendiklerini samimi sözlerle anlatır: "Şimdi itiraf etmek mecburiyetindeyim ki, bu kıyam ve bu isyan vuku bulduğu dakikada biz Rusya'da olduğu gibi, emperyalizm ve kapitalizmin manasını düşünmemiştik. (...) Vaziyet geliştikten sonra bizi de tehdit eden kuvvetlerin, Rusya'daki devrime sebebiyet veren mevcudiyetler olduğu anlaşıldı." Atatürk, "Sovyet Devrimi'nin dünyaya örnek olduğunu, ezilen milletlerin yolunu açlığını, mazlum insanlara zulümden kurtulmak için yol gösterdiğini" açık ifadelerle vurgular.

tarihinde Desert Wind tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 47
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Top Posters In This Topic

2 dakika önce, democrossian yazdı:

Atatürk'ün yüzünü Batıya döndüğünde en küçük kuşku yoktur. Perinçek güvenilir değil. Osman Paşa ittifaktan teklif almadığına kızmış olmalı. Teklif alsa bu çıkışı yapmazdı diye düşünüyorum.

Atatürk yüzünü batı'ya döndü çünkü medeniyet ordaydı Batı Medeniyeti de Doğu'dan aldı . Dolayısıyla Batı Medeniyeti bir tarihi birikimdi batı ayrı Batı medeniyeti ayrı.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Şimdi, democrossian yazdı:

 

Öyle bir şey yok. Devlet sosyalizmi diye de bir şey olmaz. Sosyalizm zaten devletçidir. Sosyal devlet diye bir şey olur. Sosyalizmi süslemeye çalışmak boşuna, iflas etmiş bir ideoloji.

 

 

İflas etmiş etmemiş o ayrı konu Atatürk neyi benimsemiş belgeler ne diyor o önemli.

Link to post
Sitelerde Paylaş
3 dakika önce, democrossian yazdı:

Atatürk sosyalizmi benimsemiş olsa Mustafa Suphi hayatta olur ve komünist partisini kurar, Türkiye Sovyetler ile müttefik olurdu.

O günlerde sadece Mustafa Suphiler değil ideolojiye karşı olan herkese müdahele edildi. Atatürk sosyalizme ortam olmadığını biliyordu burjuva bile yok feodal beyler aşiretler var Doğu'da ne sosyalizmi.

Link to post
Sitelerde Paylaş
7 dakika önce, Desert Wind yazdı:

Al örümcek kafalı kardeşim Doğu Perinçek'in Altı Ok Kitabı'ndan belgelerle:

 

Kitabın tamamı : file:///C:/Users/xxx/Documents/Downloads/kupdf.com_dou-pernek-kemalist-devrim-3-alt-ok.pdf

 

Uluslararası Kaynakları:

 

Büyük Fransız Devrimi ve Sovyet Devrimi Altı Ok, ulusal devrimci pratik içinde ortaya çıktı ve olgunlaştı. Ancak o ulusal devrimci pratik, evrenseldi; dünyadaki demokratik devrim pratiğinin bir parçasıydı. Nitekim Mustafa Kemal Avusturya, Almanya, Rusya ve Çin imparatorluklarını deviren "büyük fikir cereyanlarının" dünyanın belli başlı kuvvetlerini esaretten kurtardığını belirtir ve Yeni Türkiye devletinin de, "cihana hâkim olan 0 büyük ve kudretli fikrin Türkiye'de gerçekleşmesiyle doğduğuna" işaret eder.(4) Devrimin önderince de belirtildiği gibi, Kemalist Devrim'in birinci esin kaynağı burjuva demokratik devrimlerin ideolojik birikimi içindedir. (5) Ancak Türkiye'nin demokratik devrimi, kapitalizmin erken geliştiği ülkelerden farklı olarak, asıl büyük atağını 20. yüzyılda gerçekleştirdi. Arlık kapitalizm, emperyalizm çağına gitmişti ve ezilen dünya ülkelerinde demokratik devrim yapmanın biricik yolu emperyalizmden kurtulmaktı. Dünya sermayesi yayıldığı alanlarda feodal ilişkilerde belli bir kriz yaratmakla birlikte, esas ol arak ulusal bir kapitalizmin gelişmesini önlüyordu. Emperyalizm ile gericilik ar asındaki İttifak, çağımızın tunç yasağıydı. Artık, demokratik devrimlerin önündeki birinci engel, yerli gericilikten önce emperyalizmdi. Türkiye'nin 1908 Devrimi ve Kemalist Devrim bu ko- şullarda gerçekleşti. Bu iki devrimin arasında 1917 yılında Sovyet Devrimi oldu. Rusya'daki 1917 Şubatı'ndaki burjuva demokratik devrimin arkasından gelen Ekim Devrimi, sosyalist karakterde olmakla birlikte Kemalist Devrim'i kuvvetle etkiledi. Bu etkinin en önemli nedeni, Sovyet Devriminin emperyalizme indirdiği ağır darbe yanında, Türkiye'nin Kurtuluş Savaşında Sovyetler'le kurduğu ittifaktır. Öte yandan Ekim Devrimi, kapitalist ülkelerin en gerisinde, geri Avrasya ülkelerinin ise en ilerisinde gerçekleştiği için burjuva demokratik devrim görevlerini de yerine getiriyordu. Nitekim Sovyetler Birliğinde köylük alanlarda sosyalist mülkiyetin inşasına 1929'dan sonra başlanmıştır. Somut olarak ele alacak olursak, Altı Ok'un Cumhuriyetçilik , Milliyetçilik ve Laiklik oklarının uluslararası kaynağı, burjuva demokratik devrimlerdir, özel olarak da Büyük Fransız Devrimi'dir. Halkçılık ve Devletçilik oklarının esin kaynağı ise Sovyet Devrimi'dir. Devrimcilik oku ise Türkiye'nin yaşadığı sürecin zorunlu bir ürünü olmakla birlikte, hem Fransız Devrimi'nin, hem de Sovyet Devrimi'nin yarattığı büyük cereyanlardan beslenmiştir. Kemalizm'in önemli teorisyenlerinden Mahmut Esat Bozkurt ihvanı Tarihi derslerinde 1789 Fransız. 1917 Rus Sosyalist ve 1919da başlayan Atatürk ihtilallerini, "tam ve eksiksiz" devrimlerin örnekleri olarak sayar.(6) Her oku tek tek incelediğimiz zaman da, demokratik devrimlerin ve Sovyet Devrimi'nin etkilerini birlikte görebiliriz. Örneğin, Milliyetçilik okunun ideolojik kökeni, kuşkusuz, demokratik devrimlerdedir. "Milliyetler prensibinin ilk defa Fransız Devrimi tarafından açıklandığını". Atatürk de saptamıştır.(7) Kemalist Devrim'in Milliyetçiliği ideolojik planda demokratik devrimlerden beslenir. Ancak siyasal planda ele alacak olursak Kemalist Devrim'in Milliyetçiliğe, emperyalizme karşı tam bağımsızlık içeriğini vermesinin kaynağını Sovyet Devrimi'nin ideolojisinde bulabiliriz.

 

Bazı dostlar son zamanlarda gerçi bir Sultan Galiyev masalı icat etliler ancak herkes bilmektedir ki emperyalizm teorisini üreten. 20. yüzyılın bilimsel sosyalistleri ve özellikle Lenin oldu. Daha önemlisi Lenin 1910'lu yıllardan baş- layarak, dünyanın iki büyük kampa ayrıldığını tahlil etti. Bir avuç emperyalist İle ezilenler arasındaki çelişme, baş çelişmeyi oluşturuyordu. Ezen-ezilen millet tahlilini Sultan Galiyev de Kemalist Devrim'in önderleri de Sovyet Devrimi'nden öğrendiler ve aldılar. Çünkü bu tahlilin devrimci pratiğini yapmaktaydılar. Türkiye ezilen ezenlere karşı ezilen milletlerin savaşını vermekleydi. Bu savaşın içinde olanların, Lenin'in ezilen milletler teorisini benimsemeleri kadar doğal bir davranış olamazdı. Böylece Kemalizm'in Milliyetçiliği, siyasal düzlemde Sovyet Devrimi'nden etkilendi. Halkçılık ilkesini burjuva demokratik devrimlerin ideolojisinde bulamazsınız. Fransız Devrimi, ferdiyetçi (bireyci) idi. gerçi başta köylülük olmak üzere emekçi kitleleri feodalizme karşı ayaklandırmıştı ama her tür toplumsal birleşme ve dayanışmayı, ferdin özgürlüğünü kısıtlayan bir tür feodal kalıntı olarak görüyordu. Kemalizm'in Halkçılığı, bu nedenlerle Fransız Devrimi'nin ideolojisinden ayrılmakta ve Sovyet Devrimi'nden beslenmektedir. Ne var ki. Kemalistler Halkçılığı aynı zamanda "demokratlık" karşılığı olarak da kabul ettiklerini belirtmişlerdir. Hem Atatürk'ün açıklamalarında, hem de Kemalist Devrim'in diğer ideologlarında, örneğin Recep Peker'de bunu görürüz. (8) Belirtildiği gibi, Kemalist Devrim esas olarak burjuva-demokratik karakterde olduğu halde, burjuva-demokratik devrimlerle sosyalist devrimlerin arasımla bir yerde konumlanmıştır. Aslında bu özellik, emperyalizm ve devrimler çağının bütün ezilen millet devrimlerinde görülmüştür. Çünkü 1917'den bu yana gerçekleşen bütün milli demokratik devrimler, nesnel olarak Fransız Devrimi'nin programını uygulama aşamasında bulunmakla birlikte, emperyalizme karşı sosyalist dünya ile ittifak etmişler ve 18. ve 19. yüzyılın burjuva demokratik devrimlerinden farklı olarak, kamu mülkiyetiyle özel mülkiyeti birleştiren karma bir ekonomi inşa etmeye yönelmişlerdir. Bu nedenle bu devrimlerin birçoğu, kurdukları rejimi sosyalist olarak da adlandırmışlardır. Aynı olgu Kemalist Devrim için de geçerlidir. Kemalistler hem 1920 yılında hem de 1930'larda Atatürk'ün ve diğer Önderlerinin ağzından "Devlet Sosyalizmi" mesleğini benimsediklerini İfade etmişlerdir. Atatürk, Medeni Bilgiler kitabında kendi el yazısıyla, Kemalizm'in topluma sağlamak istediği çeşitli sosyal haklara ve güvenliğe "Devlet Sosyalistliğine yaklaşarak varılabileceğini" belirtir.(9) Aynı şekilde Mahmut Esat Bozkurt da, Kemalizm'in mesleğinin "Devlet Sosyalizmi" olduğunu devrim tarihi derslerinde üniversite gençliğine hatırlatır.(10) Celal Bayar'ın Kemalist devrimciler adına daha 1921'de "Devlet Sosyalizmini" savunduğu görülmekledir.(11) Kemalist Devrim'in önderleri, başta Atatürk, Büyük Fransız Devrimi'nin yolundan yürüdüklerini ve aynı zamanda Sovyet Devriminden etkilendiklerini birçok kez söylemişlerdir. Devrimin önderi, "Türk demokrasisinin Fransız İhtilali'nin açtığı yolu izlediğini" belirtir ve "yenilik çalışmasında ve halkçı demokratik kurumlara yönelik gelişmesinde genç Türkiye Cumhuriyetini Fransız demokrasisinin doğurmuş olduğunu" açıklar. Örnekler çoğaltılabilir.(12) Mustafa Kemal, aynı şekilde, Sovyet Devrimi'nin düşünce birikiminden nasıl etkilendiklerini samimi sözlerle anlatır: "Şimdi itiraf etmek mecburiyetindeyim ki, bu kıyam ve bu isyan vuku bulduğu dakikada biz Rusya'da olduğu gibi, emperyalizm ve kapitalizmin manasını düşünmemiştik. (...) Vaziyet geliştikten sonra bizi de tehdit eden kuvvetlerin, Rusya'daki devrime sebebiyet veren mevcudiyetler olduğu anlaşıldı." Atatürk, "Sovyet Devrimi'nin dünyaya örnek olduğunu, ezilen milletlerin yolunu açlığını, mazlum insanlara zulümden kurtulmak için yol gösterdiğini" açık ifadelerle vurgular.

Bana Doğu perinçeğin çarptımaları değil Atatürk ün sözünü  uygulamasını göster.

 

Aynı doğu perinçek muhammed i devrimci yapıyor ona bakarsan.

 

Mahmut esat bozkurt  Nasyonal sosyalizmi adında sosyalizm var diye sosyalizm zanneden salağın biridir.

 

Sosyalizm üretim araçlarının topluma ait olmasını ister.Bireylere değil.Hitler döneminde fabrikaların çoğu bireylere ait idi.Devlete ait olanlarda Sosyalizmdeki gibi üretimi halka eşit dağıtmıyordu.

 

 Nasyonal sosyalizmin  kurucuları işçileri yerli sermayeye ayaklanmayın yabancılara karşı ayaklanın der.

 

Oku öğren bak neymiş.

 

https://tr.wikipedia.org/wiki/Nasyonal_sosyalizm

 

Alıntı

Nasyonal sosyalizm doktrininin ilanı 1898'in Mayıs ayında, ilk kez Fransız teorisyen Maurice Barrès tarafından yapıldı. Sosyalist bir milliyetçilik fikrinin temel doktrinlerini belirleyen Barrès, dönemin Rusya merkezinden tüm dünyaya yayılan sosyalizmi bir zehir olarak tanımlamıştır. Sosyalizmin “liberal bir zehir” olduğunu, ancak ulusal bir sosyalizmin, kolektif milliyetçiliği gerçekleştirmenin aracı olduğunu açıklamıştı. Barrès'e göre, işçiler kendi uluslarından işverenlere karşı değil, yabancı işverene ve Yahudisermayesine karşı mücadele etmeliydi. Barrès'in bu düşünceleri Adolf Hitler'e ilham verdi ve nasyonal sosyalist ideolojinin oluşmasına katkı sağladı. Sosyalizmden farklı olarak nasyonal sosyalizmin doğrudan “kolektif çalışan bir milliyetçilik sistemi” olduğunu empoze eden Adolf Hitler önderliğindeki Nasyonal Sosyalist Alman İşçi Partisi, Barrès’in ortaya attığı düşünceleri kendilerine uyarlayarak birçok toplantıda duyurmaya başladı.

 

https://tr.wikiquote.org/wiki/Mustafa_Kemal_Atatürk/Komünizm

Alıntı
Devlet bireyin yerini alamaz, fakat, bireyin gelişme ve kalkınması için genel koşulları göz önünde bulundurmalıdır. Devlet eliyle yapılacak işler, bireyin büyük kar getirmediğinden dolayı yapmayacağı işler veya milli çıkarlar için gerekli olan ekonomik işleri kapsar. Özgürlüklerin ve yurt bağımsızlığının sağlanması ve korunması ile iç işlerinin düzenlenmesi nasıl devletin görevi ise, devlet vatandaşların öğretimi, eğitimi, sağlığıyla ilgilenmek zorundadır. Devlet, memleketin asayiş ve savunması için yollarla, demir yolları ile, telgrafla, telefonla, memleketin hayvanlarıyla, her türlü taşıtlarıyla, milletin genel servetiyle yakından ilgilidir. Memleket yönetiminde ve savunmasında, bu saydıklarımız, toptan, tüfekten, her türlü silahtan daha önemlidir. ... Özel çıkarlar çoğunlukla, genel çıkarlarla tezat halinde bulunur. Bir de, özel çıkarlar, en nihayet rekabete dayanır. Oysa, yalnız bununla ekonomik düzen kurulamaz. Bu kanıda olanlar kendilerini, bir serap karşısında, aldatılmaya terk edenlerdir. ...Bir de, ferdin kişisel çalışmaları, ekonomik kalkınmanın esas kaynağı olarak kalmalıdır. Ferdin gelişimine mani olmamak bilhassa iktisadi sahadaki özgürlük ve teşebbüsler önünde devletin kendi faaliyeti ile bir engel yaratmaması demokrasi prensibinin önemli esasıdır.[5]

Bu dediklerini  zaten her kapitalist ülke yapıyor.?

Link to post
Sitelerde Paylaş
4 dakika önce, GREENHOUSE yazdı:

Bana Doğu perinçeğin çarptımaları değil Atatürk ün sözünü  uygulamasını göster.

 

Aynı doğu perinçek muhammed i devrimci yapıyor ona bakarsan.

 

Mahmut esat bozkurt  Nasyonal sosyalizmi adında sosyalizm var diye sosyalizm zanneden salağın biridir.

 

Sosyalizm üretim araçlarının topluma ait olmasını ister.Bireylere değil.Hitler döneminde fabrikaların çoğu bireylere ait idi.Devlete ait olanlarda Sosyalizmdeki gibi üretimi halka eşit dağıtmıyordu.

 

 Nasyonal sosyalizmin  kurucuları işçileri yerli sermayeye ayaklanmayın yabancılara karşı ayaklanın der.

 

Oku öğren bak neymiş.

 

https://tr.wikipedia.org/wiki/Nasyonal_sosyalizm

 

 

https://tr.wikiquote.org/wiki/Mustafa_Kemal_Atatürk/Komünizm

Bu dediklerini  zaten her kapitalist ülke yapıyor.?

Hastasın sen. geçmiş olsun okuduğun zaten Atatürk'ün sözü ve politikaları.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Osman Paşayı severim ama ittifaktan teklif gelmediği için böyle bir çıkış yaptığını görmezden gelemem. İttifaktan teklif gelmiş olsa böyle bir çıkış yapacak mıydı, yapmayacaktı. Teklifi kabul de edecekti. Şimdi bunu görmemeyi, Osman Paşa ne dese doğrudur demeyi kendime yakıştıramam. 

 

Tabii durumlar çok karışık. ABD ile bu kez çıkarlarımız çatıştı. Şimdiye kadar böyle bir durum olmamıştı. Bu nelere yol açacak, bekleyip görmekten başka çare yok. Sürecin geri dönüşü an itibariyle zaten olanaksız. Yanlış politikaların telafisi söz konusu değil. Unutmayalım ki zorda kalınca Atatürk de Sovyetlerden silah yardımı aldı. Dara düşünce ne olacağını bilemezsin. Bildiğim bir şey varsa ülkenin önü karanlık.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Şimdi, Desert Wind yazdı:

Hastasın sen. geçmiş olsun okuduğun zaten Atatürk'ün sözü ve politikaları.

Atatürk ün sosyalizmi öven sözü yok.

 

Uyguladığı sisteminde sosyalist model ile alakası yok.

 

O yazılanların hepsi Doğu perinçeğin çarpıtmaları.Müslümanlar kuranı nasıl çarpıtıyorlar Doğu Perinçekde aynısını yapıyor.

 

Hasta olan sizlersiniz.Doğu perinçeğin vatan partisi programında bile yok sosyalizm. ?

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
12 dakika önce, GREENHOUSE yazdı:

Nasyonal sosyalizmi adında sosyalizm var diye sosyalizm zanneden

 

Salak olan asıl sensin. Atatürk ve çalışma arkadaşlarının salyalı düşmanı bir itsin. Sosyalizm ulus çapında veya uluslar arası olabilir. İkisi de devletçidir. Tek farkları birinin nasyonal, birinin enternasyonal olmasıdır.

Link to post
Sitelerde Paylaş
20 dakika önce, Desert Wind yazdı:

O günlerde sadece Mustafa Suphiler değil ideolojiye karşı olan herkese müdahele edildi. Atatürk sosyalizme ortam olmadığını biliyordu burjuva bile yok feodal beyler aşiretler var Doğu'da ne sosyalizmi.

Bana Atatürk ün yazdığın kitaptan göster sosyalizmi.

 

Geometri kitabı yazan biri ekonomik modelini neden yazamıyor?:0_80cbc_37a71a73_L:

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş

Salak ya harbiden salak . Vatan Partisi Sosyalist parti değil ki o İşçi Partisi idi Doğu perinçek İşçi partisini değitirip Milliyetçileri Kemalistleri Sosyalistleri tek partide topladı karmo ekonomiyi savunuyor.Cumhuriyet değerlerine dönüşü ki bu da şu koşullarda sol bir harekettir.

Link to post
Sitelerde Paylaş
2 dakika önce, democrossian yazdı:

 

Salak olan asıl sensin. Atatürk ve çalışma arkadaşlarının salyalı düşmanı bir itsin. Sosyalizm ulus çapında veya uluslar arası olabilir. İkisi de devletçidir. Tek farkları birinin nasyonal, birinin enternasyonal olmasıdır.

Sosyalizmin tanımınıda verdim.

 

Nasyonal sosyalizmin kurucularının tanımınıda .

 

Eğer nasyonal sosyalizm sosyalizm olsaydı şimdi nazi olurdum.?

 

Bir tane özel sermaye bulamazsın sosyalizmde.

 

Banka borsa gibi şeyler olmaz sosyalizm uygulanan ülkelerde.

 

Salak olan sizlersiniz.

 

Çelişmeden gösterin Nasyonal sosyalizmin sosyalizm olduğunu.

 

Atatürk ün sadece ekonomi modeline karşıyım.Diğer uygulamalarına karşı olduğum filan yok.

 

 

 

 

 

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
1 dakika önce, Desert Wind yazdı:

Vatan Partisi Sosyalist parti değil ki o İşçi Partisi idi

 

Haklısın, bu dönüşümü de görmek gerekiyor. Özetle durum çok yönlü ve karmaşık. Fakat o yana da dönsen bu yana da dönsen çıkışlar zaten kapalı. Bu söylediğim hayali ve afaki gelebilir. Neyse zaman gösterir diyeyim.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...