Jump to content

Kadir-i mutlaktan gelen enerjiyle çalışan makineler.


Recommended Posts

Arkadaş hemen hepiniz devridaim makinelarinin çalışmayacağını iddia eden termodinamik yasaları hakkında bilgi sahibisinizdir.

 

Bu yasaya göre ; 

 

0. Yasa

Termodinamiğin Sıfırıncı Yasası, temel olarak şunu söyler: Eğer A ve B cisimleri termal olarak dengedeyse (aralarında ısı alışverişi yoksa, yani sıcaklıkları eşitse) ve eğer sıcaklığını bilmediğimiz bir C maddesini, önce A'ya, sonra B'ye (veya tam tersi) değdirdiğimizde, bu 3 cisim arasında da ısı transferi olmuyorsa, C'nin sıcaklığı da A ve B ile aynıdır.

 

1. Yasa

Isı ile iş arasındaki ilişkiyi kapsayan bu yasa, evrendeki toplam madde miktarının ve toplam enerjinin korunumunun bir ifadesidir. Termodinamiğin bulunan ilk yasası olan 1. yasa en genel şekliyle; 'Enerjinin yokken var, varken yok edilemeyeceğini ancak bir biçimden başka bir biçime dönüşebileceğini' açıklamaktadır.

 

2. Yasa 

Termodinamiğin 2. yasası, ısı ve işin birbirine dönüşebildiğini belirten 1. yasaya ek olarak bunun gerçekleşme yollarını sınamaktadır. Örneğin; bir hal değişiminin gerçekleşebilmesi için 1. yasanın sağlanması yani bir enerjinin olması gerekmektedir. Ancak bu durum tek başına hal değişimi için yeterli değildir.

2. yasa, makinelerdeki verimlilik sınırının sadece mühendisler ve tasarımcıların hatalarından değil, doğanın kanunlarından da kaynaklandığını açıklamaktadır. Eğer ısı %100'lük bir başarıyla işe çevirebilseydi, daimi hareket makinesi tasarlanabilirdi. Ancak doğanın kanunlarından dolayı sadece belirli bir miktar ısı faydalı işe dönüşebilmekte, geri kalanı ise sistem içinde kaybolmaktadır. Yani, bir motorun veya bir makinenin her devrinde bir miktar enerjinin kaybedilmesi entropide artışa neden olmaktadır. Bir makinenin verimini maksimum seviyeye çıkarabilmek için entropinin minimum seviyeye düşürülmesi gerekmetedir.

 

3. Yasa

Bu yasa, mutlak sıfır sıcaklığına (0 Kelvin) inildiğinde tüm parçacıklarının entropilerinin bir sabite yaklaşarak eşit olacağını belirtmektedir. Entropinin bir sabite yaklaşması sırasında tüm işlemler giderek yavaşlar ve sabitte durma noktasına gelir.

 

Arnold Sommerfeld'in termodinamik hakkındaki bir sözüyle yazımıza son verelim; 'İlk defa öğrendiğinizde ne olduğunu bile anlamazsınız. İkinci defa üzerinden geçtiğinizde, 1-2 nokta hariç anladığınızı düşünürsünüz. Üçüncü defa baktığınızda ise anlamadığınızı bilirsiniz ama o zamana kadar konuya alıştığınız için bu sizi o kadar rahatsız etmez.'
__________________________________________________________________________________________________________________________________________________
Tüm bu yasalara rağmen kendi kendine çalışan bir enerji nakline ihtiyaç duymayan hatta güç üreten bazı makineleri yaptığını iddia edenler bulunmaktadır. Aranızda bu insanların yaptıkları sistemleri ve hayat öykülerini detaylı şekilde bilen arkadaşlar var mıdır?
 
  • John Bedini (Hapse atıldı. 0 torklu harcadığından çok enerji üreten bir motor geliştirip bununla akü şarjı yapabilmektedir)
  • John Searl (Searl Effect diye bilinen mıknatısları kullanarak kendiliğinden hareket eden bir sistem üretmiştir. Cihaz çalıştığında toplam sistemin kütlesi azalmaktadır. Bu nedenle uzay araştırmalarında çok ciddiye alınmaktadır)
  • Stanley Meyer (Sudan hidrojen üreten bir sistem geliştirmiştir ve bunu başka hiç bir enerji gerekmeksizin rezonans frekansını kullanarak çalıştırmayı başarmıştır. Kendisini bir lokantada zehirleyerek öldürmüşlerdir)
  • Thomas Henry Moray (Moray cihazı diye bilinin cihazın mucidirid. Cihaz başka hiç bir yere bağlı değilken 50kw güç üretebilmekteir. Moray bunun bir çeşit radyan enerji olduğunu iddia etmektedir. Evrenin her noktasında bulunduğunu söyler)
  • Nicola Tesla (Hakkında en çok bilgi sahibi olduğunuzu düşündüğüm önemli bir mucittir. Havadan elektrik üretimi ve iletimi konusunda bir çok patenti bulunmaktadır. Teslanın bilmediğinizi düşündüğüm bir çok patenti bulunmaktadır)

 

Daha bir çok vardır ancak burada sadece incelediğim bildiğim ve bilim tarafından kabul gören cihazları olanlardan bahsettim.

 

Burada saydığım insanlar ya çeşitli sebeplerle öldürülmüş, hapse atılmış yada feci şekilde toplumdan dışlanıp bir şekilde cezalandırılmıştır.

 
Benim düşünceme göre devridaim makineleri konusu yanlış anlaşılmaktadır. Bunu size şöyle izah edeyim.
 

Devridaim makineleri konusunda olasılıkları değerlendirmek bir insanı matematik ve fizik konusunda çok fazla geliştirebiliyor ve enerji verimliliği konusunda kazanımlar elde etmesine vesile olabiliyor. Devridaim sürekli turun daimi olmasını dolayısıyla makinenin dışarıdan bir enerji nakline ihtiyaç duymadan daimi olarak çalışmasını ifade etmektedir. Günümüzde sadece mekanik olarak hareket eden dairesel bir hareketi değil tüm enerji hareketlerini kapsayan makineleri de içerir.

 

Biliyorum bu konu biraz kafanızı kurcalayacak ve tam olarak aklınıza yatmayacak olsa da bir makinenin devridaim makinesi olup olmadığı hangi yüzyılda olduğuna göre değişkenlik gösterebilir. Örneğin 1200-1300 lü yıllarda rüzgar değirmenlerinin devridaim makinesi olduğunu iddia edebilirsiniz bu çok yanlış olmayacaktır. Yine 1700-1800 lü yıllarda basit bir fotovoltaik hücre geliştirip dış aksamı bununla kaplı olan bir homo polar motor yapmış olsanız insanları, sadece gündüz çalışan bir devridaim makinesi yaptığınıza ikna edebilirsiniz. Çünkü o yıllarda ısının enerji olduğu biliniyor fakat ışık için aynı şeyi düşünmüyorlardı. Işık enerji değildir deniliyordu. 

 

Ne var ki makinenin hangi enerji ile çalıştığı deşifre olduktan sonra devridaim makinesi olma özelliğini yitirebiliyor. Enerjinin kaynağı belli olduğunda bu durumda bir enerji transferinin ispatı yapıldığında tanım gereği bu vasfını yitiriyor. Dolayısıyla makine artık kadiri mutlaktan gelen bir enerjiyle değil sizin tanımladığınız enerji ile çalıştığından artık devridaim makinesi demek anlamsız oluyor.

 

Günümüzde hala enerjinin nereden geldiği belli olmadan güç üreterek çalışmasını sürdüren devridaim makineleri çeşitli mucitler tarafından yapılmaktadır. Çoğu zaman bu insanların hileye başvurarak bu icatlarını çalıştırdığı düşünülmektedir. Çünkü kütle ve enerji korunumu yasasına göre böyle bir makinenin asla yapılamayacağı çeşitli kitaplarımızda yazmaktadır. Benim fikrime göre bu insanlar aslında bilmediğimiz enerji kaynaklarını keşfetmektedirler kendisi bunu bilmese de böyle bir kazanım vardır. Bu insanlar bilimden ve toplumdan korkunç bir şiddetle dışlandıklarından olsa gerek bu kazanımlar uzun bir müddet hayatımıza nüfuz edememektedir.

 

Günümüzde yaşanan başka bir örnek vermek gerekirse Tariel Kapanadze isimli Gürcü asıllı bir mucit çok ilginç bir elektronik cihaz geliştirmiştir. Çok fazla elemanı olmayan sade bir tasarımı vardır. Bu cihazını patentlemiştir ve Nicola Tesla'nın patentlerinden esinlendiğini iddia etmektedir. Yakın zamanda Türkler ile bir anlaşma yapıp 44W inputla 100 kW gücünde enerji ürete yeni bir modelini yapmıştır. Bu cihazın TMZ Enerji tarafından bir fuarda tanıtımı yapılmıştır. Bu videoların linklerini hemen paylaşayım.Sonuna kadar izlerseniz bir TV sipikeri çeşitli ölçümleri yaparak bunu göstermiştir. (Tariel Kapanadze ismiyle yada Kapanadze, Kapagen Jeneratörü anahtar kelimeleriyle araştırabilirsiniz. Youtube da birçok videosu bulunmaktadır). Bu ciahazların çeşitli kopyalarını yaptığını iddia eden ve bunu çeşitli videolarla sergileyen bir çok kişi bulunmaktadır. Tabi bunların bir kısmı çeşitli hilelere başvurup bunları yaptıkları için yada kasıtlı alay etme maksadını taşıdıkları için bir çoğuyla alay edilir.

 

 

Arkadaşlar bu konularda neler biliyorsunuz? Beni anladığınızı varsayarak bu konularda ne kadar bilgi sahibi olduğunuzu merak etmekteyim. Örenğin Nicola Tesla'nın havadan elektrik ürettiğini iddia ettiği sistemi kaçınız biliyor? Yada bu konu hakkındaki fikirleriniz neler?

 

Ben insanların %99.999999 'unun devridaimi kabul etmediğinin farkındayım ancak bu konuda yeterli araştırma yapanların bu fikirleri değişebilmektedir. Siz bu konularda neler söyleyebilirsiniz?

 

Özellikle John Bedini, John Searl, Stanley Meyer, Thomas Henry Moray, Nicola Tesla'nın çok bilinmeyen patentleri hakkında araştırma yapmış arkadaşların fikirlerini merak etmekteyim. Tüm soru cümlelerimin dikkate alınacağını umarak yazımı burada bitirsem de aslında konunun açıklamak istediğim bir çok noktası bulunmaktadır.

 
 
Link to post
Sitelerde Paylaş
Türkiyede hala 7 metre uzunluğunda bir ağırlığın yukarı kaldırılması ile yere düşerken bir karıştırıcıyı çalıştırdığı bu sayede boya gibi malzemelerin karıltırıldığını biliyormusunuz? 
 
Deniyor ki, sanayi 4,0. Kağanı ve çiftçilik aşkına! Merdivenleri 20 şer çıkan ayak bulunmaz. Önce tarım çiftçilik yaparsın. Bu geliştimi arkasından el işçiliği gelişir. Tekstil ayakkabıcılık gibi. Daha tarımı beceremedik. Sanayi Yaparsın evet ama ne ekonomin düzelir ne değerin... 
 
İşte bilimsel olarak Tesla gibi temel bilim ilkeleri ile mucitlik artık insan-bilimsel gelişme durumu bitmiştir. 
Artık bilim organizma canlıları gibi kaos halinde bulunuyor. Yani bir insan kavramı ancak 1000 kişilik ekilibin proje çalışmaları olabilmektedir. 
 
Artık dünyada her hangi bir gelişme olacaksa bu sosyo evrimsel süreçle boşlukların dolması şeklinde gerçekleşiyor. Biz gençlerimize diferansiyel denklemleri anlatmışmıyız. Bırak onu integral almayı bilen lise mezunu yüzdesi kaç? Bu durumda hayal gücü bol şeyler için ne desek saçmalamış olursun. 
 
Bilim bilim için yapılmaz. Bilim insan içinde yapılmaz. Bilim doğayı anlamak için yapılır. Atom bombası yapmak bilimsel bir gelişme değildir. Ama elementlerin yarıömürlü olduğunu anlamak bilimdir. Dolayısı ile Teala ışınlanma makinesi de yapsa bu bilim olmaz. Edisonun kafası burdan Teslaya güzeldir. 
 
Metaryalizmin işlemediği bir sahada bilim her zaman geri evrim geçirir. Kapital ekonomi daha fazla ince cep telefonu ve daha elektronik arabaları için yarı iletkenler dolar iken termodinamiği aşmak da iyi bir çok satan kitap olur ancak. Kitap çok satması da dolardır. 
 
En verimli motor doğanın bizzat kendisidir. Rüzgar dan plaktonlara karıncalardan kutup ayılarına ekosistem ve biyolojik canlılık en verimli motor ve enerji halidir. Hiç enerji harcanmayan bir araba ile gezmek gelecekte mümkün olabilir ama Karadeniz de bir yayladaki kadar enerjiyi devri daim edemez. Bu sebeple yaylada mis gibi çiçek kokusu ile yaşayacağın mutluluk o arabada hiç bir zaman yaşanmayacağıda ayrı konu. 
 
Meseleyi Tanrı ve termodinamiğe de bağlamanın anlamı yok. Müslüm Gürses toplumuna ne sıfır enerji makinesi ile Tanrı ispatlanır nede bunun tersi. 
 
Benim kafamdaki motoru size yazayım:
 
Programlanabilir bir bakteri kolonisi düşünün. Yani yazılımla bir yerden bir yere gidebilen molekül taşıyabilen bir bakteri kolonisi...Bununla beraber çalışan hücre Elektrokimyasal bir dc akım kafanızda canlandırın... Öyle bir mekanik sistem düşünün ki, bir saliseler içinde sıvılaşıp katılaşıyor. Mesela büyüyen ve küçülen bir piston gibi... Bütün bu konuların birleştiği bir teknoloji olabilir. 
Link to post
Sitelerde Paylaş
11 saat önce, John Ahmet yazdı:

Arkadaş hemen hepiniz devridaim makinelarinin çalışmayacağını iddia eden termodinamik yasaları hakkında bilgi sahibisinizdir.

 

Bu yasaya göre ; 

 

0. Yasa

Termodinamiğin Sıfırıncı Yasası, temel olarak şunu söyler: Eğer A ve B cisimleri termal olarak dengedeyse (aralarında ısı alışverişi yoksa, yani sıcaklıkları eşitse) ve eğer sıcaklığını bilmediğimiz bir C maddesini, önce A'ya, sonra B'ye (veya tam tersi) değdirdiğimizde, bu 3 cisim arasında da ısı transferi olmuyorsa, C'nin sıcaklığı da A ve B ile aynıdır.

 

1. Yasa

Isı ile iş arasındaki ilişkiyi kapsayan bu yasa, evrendeki toplam madde miktarının ve toplam enerjinin korunumunun bir ifadesidir. Termodinamiğin bulunan ilk yasası olan 1. yasa en genel şekliyle; 'Enerjinin yokken var, varken yok edilemeyeceğini ancak bir biçimden başka bir biçime dönüşebileceğini' açıklamaktadır.

 

2. Yasa 

Termodinamiğin 2. yasası, ısı ve işin birbirine dönüşebildiğini belirten 1. yasaya ek olarak bunun gerçekleşme yollarını sınamaktadır. Örneğin; bir hal değişiminin gerçekleşebilmesi için 1. yasanın sağlanması yani bir enerjinin olması gerekmektedir. Ancak bu durum tek başına hal değişimi için yeterli değildir.

2. yasa, makinelerdeki verimlilik sınırının sadece mühendisler ve tasarımcıların hatalarından değil, doğanın kanunlarından da kaynaklandığını açıklamaktadır. Eğer ısı %100'lük bir başarıyla işe çevirebilseydi, daimi hareket makinesi tasarlanabilirdi. Ancak doğanın kanunlarından dolayı sadece belirli bir miktar ısı faydalı işe dönüşebilmekte, geri kalanı ise sistem içinde kaybolmaktadır. Yani, bir motorun veya bir makinenin her devrinde bir miktar enerjinin kaybedilmesi entropide artışa neden olmaktadır. Bir makinenin verimini maksimum seviyeye çıkarabilmek için entropinin minimum seviyeye düşürülmesi gerekmetedir.

 

3. Yasa

Bu yasa, mutlak sıfır sıcaklığına (0 Kelvin) inildiğinde tüm parçacıklarının entropilerinin bir sabite yaklaşarak eşit olacağını belirtmektedir. Entropinin bir sabite yaklaşması sırasında tüm işlemler giderek yavaşlar ve sabitte durma noktasına gelir.

 

Arnold Sommerfeld'in termodinamik hakkındaki bir sözüyle yazımıza son verelim; 'İlk defa öğrendiğinizde ne olduğunu bile anlamazsınız. İkinci defa üzerinden geçtiğinizde, 1-2 nokta hariç anladığınızı düşünürsünüz. Üçüncü defa baktığınızda ise anlamadığınızı bilirsiniz ama o zamana kadar konuya alıştığınız için bu sizi o kadar rahatsız etmez.'
__________________________________________________________________________________________________________________________________________________
Tüm bu yasalara rağmen kendi kendine çalışan bir enerji nakline ihtiyaç duymayan hatta güç üreten bazı makineleri yaptığını iddia edenler bulunmaktadır. Aranızda bu insanların yaptıkları sistemleri ve hayat öykülerini detaylı şekilde bilen arkadaşlar var mıdır?
 
  • John Bedini (Hapse atıldı. 0 torklu harcadığından çok enerji üreten bir motor geliştirip bununla akü şarjı yapabilmektedir)
  • John Searl (Searl Effect diye bilinen mıknatısları kullanarak kendiliğinden hareket eden bir sistem üretmiştir. Cihaz çalıştığında toplam sistemin kütlesi azalmaktadır. Bu nedenle uzay araştırmalarında çok ciddiye alınmaktadır)
  • Stanley Meyer (Sudan hidrojen üreten bir sistem geliştirmiştir ve bunu başka hiç bir enerji gerekmeksizin rezonans frekansını kullanarak çalıştırmayı başarmıştır. Kendisini bir lokantada zehirleyerek öldürmüşlerdir)
  • Thomas Henry Moray (Moray cihazı diye bilinin cihazın mucidirid. Cihaz başka hiç bir yere bağlı değilken 50kw güç üretebilmekteir. Moray bunun bir çeşit radyan enerji olduğunu iddia etmektedir. Evrenin her noktasında bulunduğunu söyler)
  • Nicola Tesla (Hakkında en çok bilgi sahibi olduğunuzu düşündüğüm önemli bir mucittir. Havadan elektrik üretimi ve iletimi konusunda bir çok patenti bulunmaktadır. Teslanın bilmediğinizi düşündüğüm bir çok patenti bulunmaktadır)

 

Daha bir çok vardır ancak burada sadece incelediğim bildiğim ve bilim tarafından kabul gören cihazları olanlardan bahsettim.

 

Burada saydığım insanlar ya çeşitli sebeplerle öldürülmüş, hapse atılmış yada feci şekilde toplumdan dışlanıp bir şekilde cezalandırılmıştır.

 
Benim düşünceme göre devridaim makineleri konusu yanlış anlaşılmaktadır. Bunu size şöyle izah edeyim.
 

Devridaim makineleri konusunda olasılıkları değerlendirmek bir insanı matematik ve fizik konusunda çok fazla geliştirebiliyor ve enerji verimliliği konusunda kazanımlar elde etmesine vesile olabiliyor. Devridaim sürekli turun daimi olmasını dolayısıyla makinenin dışarıdan bir enerji nakline ihtiyaç duymadan daimi olarak çalışmasını ifade etmektedir. Günümüzde sadece mekanik olarak hareket eden dairesel bir hareketi değil tüm enerji hareketlerini kapsayan makineleri de içerir.

 

Biliyorum bu konu biraz kafanızı kurcalayacak ve tam olarak aklınıza yatmayacak olsa da bir makinenin devridaim makinesi olup olmadığı hangi yüzyılda olduğuna göre değişkenlik gösterebilir. Örneğin 1200-1300 lü yıllarda rüzgar değirmenlerinin devridaim makinesi olduğunu iddia edebilirsiniz bu çok yanlış olmayacaktır. Yine 1700-1800 lü yıllarda basit bir fotovoltaik hücre geliştirip dış aksamı bununla kaplı olan bir homo polar motor yapmış olsanız insanları, sadece gündüz çalışan bir devridaim makinesi yaptığınıza ikna edebilirsiniz. Çünkü o yıllarda ısının enerji olduğu biliniyor fakat ışık için aynı şeyi düşünmüyorlardı. Işık enerji değildir deniliyordu. 

 

Ne var ki makinenin hangi enerji ile çalıştığı deşifre olduktan sonra devridaim makinesi olma özelliğini yitirebiliyor. Enerjinin kaynağı belli olduğunda bu durumda bir enerji transferinin ispatı yapıldığında tanım gereği bu vasfını yitiriyor. Dolayısıyla makine artık kadiri mutlaktan gelen bir enerjiyle değil sizin tanımladığınız enerji ile çalıştığından artık devridaim makinesi demek anlamsız oluyor.

 

Günümüzde hala enerjinin nereden geldiği belli olmadan güç üreterek çalışmasını sürdüren devridaim makineleri çeşitli mucitler tarafından yapılmaktadır. Çoğu zaman bu insanların hileye başvurarak bu icatlarını çalıştırdığı düşünülmektedir. Çünkü kütle ve enerji korunumu yasasına göre böyle bir makinenin asla yapılamayacağı çeşitli kitaplarımızda yazmaktadır. Benim fikrime göre bu insanlar aslında bilmediğimiz enerji kaynaklarını keşfetmektedirler kendisi bunu bilmese de böyle bir kazanım vardır. Bu insanlar bilimden ve toplumdan korkunç bir şiddetle dışlandıklarından olsa gerek bu kazanımlar uzun bir müddet hayatımıza nüfuz edememektedir.

 

Günümüzde yaşanan başka bir örnek vermek gerekirse Tariel Kapanadze isimli Gürcü asıllı bir mucit çok ilginç bir elektronik cihaz geliştirmiştir. Çok fazla elemanı olmayan sade bir tasarımı vardır. Bu cihazını patentlemiştir ve Nicola Tesla'nın patentlerinden esinlendiğini iddia etmektedir. Yakın zamanda Türkler ile bir anlaşma yapıp 44W inputla 100 kW gücünde enerji ürete yeni bir modelini yapmıştır. Bu cihazın TMZ Enerji tarafından bir fuarda tanıtımı yapılmıştır. Bu videoların linklerini hemen paylaşayım.Sonuna kadar izlerseniz bir TV sipikeri çeşitli ölçümleri yaparak bunu göstermiştir. (Tariel Kapanadze ismiyle yada Kapanadze, Kapagen Jeneratörü anahtar kelimeleriyle araştırabilirsiniz. Youtube da birçok videosu bulunmaktadır). Bu ciahazların çeşitli kopyalarını yaptığını iddia eden ve bunu çeşitli videolarla sergileyen bir çok kişi bulunmaktadır. Tabi bunların bir kısmı çeşitli hilelere başvurup bunları yaptıkları için yada kasıtlı alay etme maksadını taşıdıkları için bir çoğuyla alay edilir.

 

 

Arkadaşlar bu konularda neler biliyorsunuz? Beni anladığınızı varsayarak bu konularda ne kadar bilgi sahibi olduğunuzu merak etmekteyim. Örenğin Nicola Tesla'nın havadan elektrik ürettiğini iddia ettiği sistemi kaçınız biliyor? Yada bu konu hakkındaki fikirleriniz neler?

 

Ben insanların %99.999999 'unun devridaimi kabul etmediğinin farkındayım ancak bu konuda yeterli araştırma yapanların bu fikirleri değişebilmektedir. Siz bu konularda neler söyleyebilirsiniz?

 

Özellikle John Bedini, John Searl, Stanley Meyer, Thomas Henry Moray, Nicola Tesla'nın çok bilinmeyen patentleri hakkında araştırma yapmış arkadaşların fikirlerini merak etmekteyim. Tüm soru cümlelerimin dikkate alınacağını umarak yazımı burada bitirsem de aslında konunun açıklamak istediğim bir çok noktası bulunmaktadır.

 
 

Bu yazdığın kişilerin patent şemalarını bilmiyorum.

 

Şarlatan olduklarını eminim.

 

Teslanın yaptığı devre ise radyo dalgalarını diyot ile doğru akıma çevirip kondasatörde depolama.Onun zamanında diyot olmadığı için mekanik anahtar kullanmış.Bu anahtarıda dışarıdan  motor ile çevirmiş.Bunu her amatör radyocu bilir.

 

100 metrelik anten ile ankara radyosuna ayarladığımda çıkıştan  0.5 volt   0.0001 amper civarında  sürekli akım elde ediyordum.300 ohm kulaklıktan işitilebilir ses çıkıyordu.

 

Şu an bu radyo kapalı bu çıkışı doğal radyo kaynakları  ile elde edemezsin.Diğer radyo vericilerininde mesafesi uzak.

 

Orta dalgada çalışan radyoda kalmamış.:)

 

Gerilim katlayıcı ile bu gerilimi arttırabilirsin ama amper katladığın kadar düşer.Akımı artırmak için ise anten eklemek zorundasın.Kayıpları hesaba katmazsan Ankara radyosunun akımını 1 amper elde edebilmek için 10000 adet 100 metre boyunda anten gerekiyor.:0_80cbc_37a71a73_L:

 

 

 

Fig69.gif

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

tarihinde GREENHOUSE tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Bak arkadaş! Yanlış ifadeyle mizah olmaz. Mizahın bir inceliği esprisi olması lazım. Kullanman yanlış olan bir ifadeyi mizah için kullandım diyemezsin. Yok öyle bir şey.

 

Dedikoducu babaanneler gibisin. İnsan çekiştirmekte üstünüze yok. "@John Ahmet bir devridaim makinesi yaparsan bilmem kaç lira vereceğim" gibi saçma sapan bir başlığa cevap vermenin yaşattığı ızdırapla ve daha bir çok dinamikle "Sonunda bu başlığa teşrif edebildim" gibi bir ifade kullanmış olmam seni neden bu kadar ilgilendirdi? Kendi içinde bir çeşit mizah barındıran bu durumla gereğinden fazla ilgilendin. Başka işiniz mi yok var bir nedeni demek ki yazmışım. Başlığı açan zatın kalın kafalı hödük bir denyo olduğunu öğrendikten sonra o başlıktan daha da iğrendim ve artık yazmıyorum. Umarım yine aynı konudaki başka bir başlıkta sana cevap yazıyor olmama çok aldırmazsın.

 

Sana samimi tavsiyem, acil olarak kendini gözden geçir ve bu egemen güç yalakalığı, safsata düşkünlüğü hastalıklarını gözden geçir. Bunlar sende kişilik bozuklukları ortaya çıkarır. Onca deve kadar yanlışı olan bir dinci faşist diktatöre yalakalık yaparak ahlakını korumak olanaksızdır. Yalaka olursan yalama olursun. Bundan kaçınılamaz.

 

Şiir okuduğu için hapse atılan aşırı duygusal ve bir o kadar zeki birine duyduğum sempatiyi, sevgiyi kimseye açıklamak zorunda değilim. Diğerlerinde yeteri kadar ışık görmediğim için oyumu tabi ki böyle zeki bir adamdan yana kullanacağım yoksa memleketin hali nice olur.

 

Ayrıca düz dünyayı savunmak yani kepazelik, rezalet, bu çukura ben nasıl düşer nasıl bu kadar cahil olabilirim diye kendini sorgula. Devri daimin olamayacağı da öyle bilimsel bir karmaşık, uzmanının anlayabileceği filan zor bir konu değildir. Lise eğitimi düzeyi devri daim gibi bir saçmalığın olamayacağını kavramaya yeterli gelmesi lazım. Bunun için üniversite okumak şart değil!

 

Düz dünya ve devridaim konusunda beni çok yanlış anlamışsın öncelikle bunlara açıklık getirelim. Düz dünyayı savunuyor değilim ancak sıradan bir vatandaşın hatta üniversite okumuş ve doktorasını master ını tamamlamış eğitimli birinin dahi yuvarlak dünya için doğru ve gereken yeterlilikte bir kanıt gösteremediğinden dem vuruyorum. İddiam kesinlikle büyük çoğunluğun yuvarlak dünya savını küçüklükten beri kanıksamış olmasına rağmen bu konuda ele avuca gelen bir kanıt sunamıyor olmasıdır. Zaten ilgili başlıktaki son cevabımı incelersen tam olarak ne demek istediğimi açıkladım.

 

Devridaim konusu ise kolay açıklanabilir türden değildir. Yukarıdaki ilk yazımı okursan buradan şöyle bir sonuç çıkarırsın. Aslında devridaim makineleri yoktur. Çalışan her makine doğada hazır bulunan yada nakledilen enerji ile çalışır. Örneğin rüzgar jeneratörleri kendiliğinden hareket eder. 1200-1300 lü yıllarda rüzgarın bir çeşit enerji olabileceğinden habersiz bir insanla bu konuda gireceğiniz bir iddiayı kazanabilirsiniz ancak rüzgarın bir çeşit enerji kaynağı olduğu ispatlandığında artık bu sistemin bir devridaim makinesi olduğunu iddia edemezsiniz. Eğer bütün makineler doğada hazır olarak bulunan enerji kaynaklarıyla yada nakledilen enerjilerle çalışıyorsa sen neden devridaim diye zırvalıyorsun diye bir soru yöneltirsen hemen buna da açıklık getireyim. Demiştik ya siz enerjinin kaynağını açıklayabildiğiniz sürece hiç bir makine devridaim makinesi olarak adlandırılamaz ancak günümüzde kaynağının bir çeşit enerji olduğu ispatlanamamış yada kabul görmeyen enerji kaynakları ile çalışan makineler hala vardır. Dolayısıyla siz bunları da bir çeşit enerji kaynağı olarak görmeye başladığınızda bir sorun kalmayacaktır.

 

Kabul gören enerji kaynaklarına örnek verelim.

  • Güneş ışığı enerjisi
  • Rüzgar enerjisi
  • Bir akarsuyun yada şelalenin yada bir barajdaki suyun kazandığı potansiyelin enerjisi
  • Akaryakıtlar vb.

 

Henüz kabul görmemiş enerjiler ve bu enerjilerle çalışan devridaim makineler (geçici olarak böyle söylüyorum siz bu kaynakların da bir çeşit enerji kaynağı olduğunu çark ederseniz artık devridaim makinesi sayılamazlar)

  • Yerçekimi enerjisi (Potansiyelin kinetiğe dönüşümünden farklı olarak - maddenin yoğunluk farkından elde edilen enerji) -- KPP Rosch adlı bir firma 10m yükseklikte böyle bir sistem geliştirdi ve 15kW enerji üretebiliyor. Bu ürün 15.000 Euro dan satışa sunulmuştur ve halen satıştadır. Youtube dan "KPP Rosch free energy system" şeklinde arayarak hakkında daha fazla bilgi sahibi olabilirsiniz.
  • Radyan enerji - Radyan enerji elektro manyetik enerjinin tümü için kullanılan bir ifadedir. günümüzde sadece görünür ışığı enerjiye çeviren güneş panelleri bulunmakla birlikte tüm tayftaki enerjiyi çeviren paneller henüz yeni yeni yapılmaya başlanmıştır. Bu bize 24 saat depolama gereksinimi olmadan enerji sağlayacaktır. Ayrıca bu enerjiden panel kullanmadan sadece özel bir trafo ve rezonans frekansını kullanarak faydalanmak mümkündür. Önceki yazılarımda bahsettim. Devridaim makinesi olarak ifade ettiklerim bunlardır. Ancak siz bunların çalıştıklarına kanaat getirince tıpkı güneş enerjisi gibi bir kaynaktaki enerjiyi bize verdiklerini anlarsanız devridaim vasfını ortadan kaldırırız.
  • Karanlık enerji - karanlık enerji keşfedilmiştir ancak thomas henry moray ın cihazı dışında bu enerjiyi kullanan başka bir cihaz geliştirilmemiştir.

Düşünsenize bu enerji kaynakları ile çalışan makinelerinize herhangi bir kaynaktan enerjiyle beslemenize gerek kalmadan çalışacaklardır. Bunu anlamıyor musunuz?

 

Çünkü ben Kafka'cıyım. O şöyle der: "Beyninize şimşek gibi inecek kitaplar okuyun. Bir kitap sizi sarsıp uyandırmıyorsa ne işe yarar?"

 

Mizah, devridaim ve kitaplar derken aklıma bir şey geldi. Devridaim konusu sana çok soğuk ve mizah içermeyen gereksiz bir konu gibi geliyor bunu biliyorum. Sayın ihsan Oktay Anar'ın "Kitab-ül Hiyel" isimli çok nadide bir eseri var. Kitap eski zaman mucitlerinin ordu silahları, devridaim vb. konulardaki icatları ve inanılmaz yaşam öykülerini konu alan bir romandır. Kitapta Osmanlı zamanındaki eski Türkçe kullanılmasına rağmen biraz da yazarın ustalığından sanırım su gibi akıyor ve insana kahkahalar attırmasa da tebessümle taçlanan bir huzur eşliğinde kitabı bitiriyorsun ve artık bu konudan bahsedildiğinde iki kelam edecek kadar bilgi sahibi olup konu hakkındaki en iyi mizahı yapabilecek seviyeye geliyorsun. Kitap kesinlikle matematik yada fizikle ilgili değildir hiç sıkmaz ve edebi yönü çok güçlü çok zeki bir yazardan olduğundan asla pişman olmasın. Yine aynı yazarın "Puslu Kıtalar Atlası" isimli kitabını da şiddetle tavsiye ederim. Bu kitaplar hakkında şu linkten daha fazla bilgi sahibi olabilirsin. https://eksisozluk.com/kitab-ul-hiyel--3664119

 

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş

Aynı aptal kafa ile gitmekte kararlıysan sen bilirsin. Zaten sergilenen ucuz ve adi bir takım tiyatrolara kanacak kadar aptal olduğun için eminim sen vammünüt tiyatrosuna da coşmuşsundur. Bu kadar kolay kandırılan bir salak olduğun için sana yapılacak bir şey yok. Madem öyle madalyayı niye iade etmedi diye düşünebilecek bir beyinden mahrumsun. İşin kötüsü büyük bir halk yığını da aynı senin gibi. Beyin olmayınca yapacak bir şey yok. Beyni olanın kulağına laf girer. Beyin olmayınca kulaklar arasından vızır vızır serbest geçiş olur. Boş çünkü.

 

Hâla yuvarlak dünyanın kanıtı yok diyebilecek kadar embesil olan kişilerle konuşmak zaman ve söz israfı. Bir insanın bu kadar idyot olması olanaksızdır. 

 

tarihinde democrossian tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
9 saat önce, John Ahmet yazdı:

 

Dedikoducu babaanneler gibisin. İnsan çekiştirmekte üstünüze yok. "@John Ahmet bir devridaim makinesi yaparsan bilmem kaç lira vereceğim" gibi saçma sapan bir başlığa cevap vermenin yaşattığı ızdırapla ve daha bir çok dinamikle "Sonunda bu başlığa teşrif edebildim" gibi bir ifade kullanmış olmam seni neden bu kadar ilgilendirdi? Kendi içinde bir çeşit mizah barındıran bu durumla gereğinden fazla ilgilendin. Başka işiniz mi yok var bir nedeni demek ki yazmışım. Başlığı açan zatın kalın kafalı hödük bir denyo olduğunu öğrendikten sonra o başlıktan daha da iğrendim ve artık yazmıyorum. Umarım yine aynı konudaki başka bir başlıkta sana cevap yazıyor olmama çok aldırmazsın.

 

 

Şiir okuduğu için hapse atılan aşırı duygusal ve bir o kadar zeki birine duyduğum sempatiyi, sevgiyi kimseye açıklamak zorunda değilim. Diğerlerinde yeteri kadar ışık görmediğim için oyumu tabi ki böyle zeki bir adamdan yana kullanacağım yoksa memleketin hali nice olur.

 

 

Düz dünya ve devridaim konusunda beni çok yanlış anlamışsın öncelikle bunlara açıklık getirelim. Düz dünyayı savunuyor değilim ancak sıradan bir vatandaşın hatta üniversite okumuş ve doktorasını master ını tamamlamış eğitimli birinin dahi yuvarlak dünya için doğru ve gereken yeterlilikte bir kanıt gösteremediğinden dem vuruyorum. İddiam kesinlikle büyük çoğunluğun yuvarlak dünya savını küçüklükten beri kanıksamış olmasına rağmen bu konuda ele avuca gelen bir kanıt sunamıyor olmasıdır. Zaten ilgili başlıktaki son cevabımı incelersen tam olarak ne demek istediğimi açıkladım.

 

Devridaim konusu ise kolay açıklanabilir türden değildir. Yukarıdaki ilk yazımı okursan buradan şöyle bir sonuç çıkarırsın. Aslında devridaim makineleri yoktur. Çalışan her makine doğada hazır bulunan yada nakledilen enerji ile çalışır. Örneğin rüzgar jeneratörleri kendiliğinden hareket eder. 1200-1300 lü yıllarda rüzgarın bir çeşit enerji olabileceğinden habersiz bir insanla bu konuda gireceğiniz bir iddiayı kazanabilirsiniz ancak rüzgarın bir çeşit enerji kaynağı olduğu ispatlandığında artık bu sistemin bir devridaim makinesi olduğunu iddia edemezsiniz. Eğer bütün makineler doğada hazır olarak bulunan enerji kaynaklarıyla yada nakledilen enerjilerle çalışıyorsa sen neden devridaim diye zırvalıyorsun diye bir soru yöneltirsen hemen buna da açıklık getireyim. Demiştik ya siz enerjinin kaynağını açıklayabildiğiniz sürece hiç bir makine devridaim makinesi olarak adlandırılamaz ancak günümüzde kaynağının bir çeşit enerji olduğu ispatlanamamış yada kabul görmeyen enerji kaynakları ile çalışan makineler hala vardır. Dolayısıyla siz bunları da bir çeşit enerji kaynağı olarak görmeye başladığınızda bir sorun kalmayacaktır.

 

Kabul gören enerji kaynaklarına örnek verelim.

  • Güneş ışığı enerjisi
  • Rüzgar enerjisi
  • Bir akarsuyun yada şelalenin yada bir barajdaki suyun kazandığı potansiyelin enerjisi
  • Akaryakıtlar vb.

 

Henüz kabul görmemiş enerjiler ve bu enerjilerle çalışan devridaim makineler (geçici olarak böyle söylüyorum siz bu kaynakların da bir çeşit enerji kaynağı olduğunu çark ederseniz artık devridaim makinesi sayılamazlar)

  • Yerçekimi enerjisi (Potansiyelin kinetiğe dönüşümünden farklı olarak - maddenin yoğunluk farkından elde edilen enerji) -- KPP Rosch adlı bir firma 10m yükseklikte böyle bir sistem geliştirdi ve 15kW enerji üretebiliyor. Bu ürün 15.000 Euro dan satışa sunulmuştur ve halen satıştadır. Youtube dan "KPP Rosch free energy system" şeklinde arayarak hakkında daha fazla bilgi sahibi olabilirsiniz.
  • Radyan enerji - Radyan enerji elektro manyetik enerjinin tümü için kullanılan bir ifadedir. günümüzde sadece görünür ışığı enerjiye çeviren güneş panelleri bulunmakla birlikte tüm tayftaki enerjiyi çeviren paneller henüz yeni yeni yapılmaya başlanmıştır. Bu bize 24 saat depolama gereksinimi olmadan enerji sağlayacaktır. Ayrıca bu enerjiden panel kullanmadan sadece özel bir trafo ve rezonans frekansını kullanarak faydalanmak mümkündür. Önceki yazılarımda bahsettim. Devridaim makinesi olarak ifade ettiklerim bunlardır. Ancak siz bunların çalıştıklarına kanaat getirince tıpkı güneş enerjisi gibi bir kaynaktaki enerjiyi bize verdiklerini anlarsanız devridaim vasfını ortadan kaldırırız.
  • Karanlık enerji - karanlık enerji keşfedilmiştir ancak thomas henry moray ın cihazı dışında bu enerjiyi kullanan başka bir cihaz geliştirilmemiştir.

Düşünsenize bu enerji kaynakları ile çalışan makinelerinize herhangi bir kaynaktan enerjiyle beslemenize gerek kalmadan çalışacaklardır. Bunu anlamıyor musunuz?

 

 

Mizah, devridaim ve kitaplar derken aklıma bir şey geldi. Devridaim konusu sana çok soğuk ve mizah içermeyen gereksiz bir konu gibi geliyor bunu biliyorum. Sayın ihsan Oktay Anar'ın "Kitab-ül Hiyel" isimli çok nadide bir eseri var. Kitap eski zaman mucitlerinin ordu silahları, devridaim vb. konulardaki icatları ve inanılmaz yaşam öykülerini konu alan bir romandır. Kitapta Osmanlı zamanındaki eski Türkçe kullanılmasına rağmen biraz da yazarın ustalığından sanırım su gibi akıyor ve insana kahkahalar attırmasa da tebessümle taçlanan bir huzur eşliğinde kitabı bitiriyorsun ve artık bu konudan bahsedildiğinde iki kelam edecek kadar bilgi sahibi olup konu hakkındaki en iyi mizahı yapabilecek seviyeye geliyorsun. Kitap kesinlikle matematik yada fizikle ilgili değildir hiç sıkmaz ve edebi yönü çok güçlü çok zeki bir yazardan olduğundan asla pişman olmasın. Yine aynı yazarın "Puslu Kıtalar Atlası" isimli kitabını da şiddetle tavsiye ederim. Bu kitaplar hakkında şu linkten daha fazla bilgi sahibi olabilirsin. https://eksisozluk.com/kitab-ul-hiyel--3664119

 

 

 

Gerizekalı o başlığı ne için açtım biliyor musun?

 

İddialarının arkasında olup olmadığını öğrenmek için.

 

Bir tane şema attın oda çalışmıyor. :)

 

Verdiğin linklerdeki adamlarda senin gibi.Site hazır değil dağıtıcı yok senin ülkende,bireysel kullanım için vermiyoruz.

 

Çalışsaydı yapardın o makineleri.

 

Göster bir tane çalışan jeneratör  ile evimin bütün enerji ihtiyacını o jeneratörden karşılıyorum.

 

Çalışan bir tanede şema at.Sustur herkesi.

 

Paramı lazım?Devlet  projesi olan yatırımcılara 100000 lira para veriyor. :)


Derdin para olsun.Önemli olan çalışan bir tane makine yapman.

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
10 saat önce, GREENHOUSE yazdı:

Bir tane şema attın oda çalışmıyor. :)

 

Verdiğin linklerdeki adamlarda senin gibi.Site hazır değil dağıtıcı yok senin ülkende,bireysel kullanım için vermiyoruz.

 

Senin gibi bir hödüğe neden bunu ispat derdinde olayım mal mısın? Daha önce yüz yüze gösterdiğim insanlar bile yok nüvenin içinde pil var, yok tesla bobini ile çalıştırıyorsun şeklinde itiraz ettiler ediyorlar neden böyle saçma sapan sizin gibi cahillerle uğraşayım. Sen son yazıyı okumamışsın bile sana neden yazayım?

 

Hâla yuvarlak dünyanın kanıtı yok diyebilecek kadar embesil olan kişilerle konuşmak zaman ve söz israfı. Bir insanın bu kadar idyot olması olanaksızdır. 

 

Zaman harcayıp o kıt beyninle biraz düşünüp araştırırsan kimin idiot olduğunu öğrenirsin. Ayrıca aptal olan sizsiniz ve nerede it kopuk var onları destekliyorsunuz.

tarihinde John Ahmet tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
52 dakika önce, John Ahmet yazdı:

 

Senin gibi bir hödüğe neden bunu ispat derdinde olayım mal mısın? Daha önce yüz yüze gösterdiğim insanlar bile yok nüvenin içinde pil var, yok tesla bobini ile çalıştırıyorsun şeklinde itiraz ettiler ediyorlar neden böyle saçma sapan sizin gibi cahillerle uğraşayım. Sen son yazıyı okumamışsın bile sana neden yazayım?

 

 

Zaman harcayıp o kıt beyninle biraz düşünüp araştırırsan kimin idiot olduğunu öğrenirsin. Ayrıca aptal olan sizsiniz ve nerede it kopuk var onları destekliyorsunuz.

 

1-Cihazı  kimlere gösterdin?Mesleği eğitim durumu nedir?

 

2- Gösterdiğin kişilere cihaza her testi yapmalarına izin verdin mi?

 

Para lazımsa buraya.Hibe olarak veren bir sürü yer var.Kredi çekip borca girme.

 

http://www.kosgeb.gov.tr/site/tr/ulusaldestekler/destekkategorileri/1

 

Patent almak istiyorsan buraya başvur.Beleş patent vermiyorlar.

 

http://www.turkpatent.gov.tr/TURKPATENT/

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
39 dakika önce, GREENHOUSE yazdı:

1-Cihazı  kimlere gösterdin?Mesleği eğitim durumu nedir?

 

2- Gösterdiğin kişilere cihaza her testi yapmalarına izin verdin mi?

 

Sana gönderdiğim devreyi ciddiye alıp neden tamamlamıyorsun? Bu konuda bir yardıma ihtiyacın olursa buradan yada özelden yardım istersen yardımcı olurum.

 

Yada radyan enerjiden görünür ışık dışında nasıl faydalanabilirsin? Bunu araştır ve bulduklarını paylaş.

 

41 dakika önce, GREENHOUSE yazdı:

Para lazımsa buraya.Hibe olarak veren bir sürü yer var.Kredi çekip borca girme.

 

http://www.kosgeb.gov.tr/site/tr/ulusaldestekler/destekkategorileri/1

 

KOSGEB e daha önce başvurdum ve hak kazandım fakat sen cebinden harcamadan önce parayı vermiyor. Her şeyin faturasını ve belgelerini sunduktan çok uzun bir süre sonunda sadece onay alabilirsen bu paraları alabiliyorsun. Konu hakkında detaylı bilgim var.

 

43 dakika önce, GREENHOUSE yazdı:

Patent almak istiyorsan buraya başvur.Beleş patent vermiyorlar.

 

http://www.turkpatent.gov.tr/TURKPATENT/

 

Burada şehrimizdeki bir patent ofisinin yazılımlarını hazırladığım için marka, patent konusunda hiç bir sorun yaşamıyorum benden para bile istemiyorlar. Tüm harçları dahi ödüyorlar. Bu konuda bir sorunum yoktur.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 5 months later...
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...