Jump to content

Epifiz bezi


Recommended Posts

Quote

Bu mantıkla gidersek Afrika kabile büyücülerinin kullandığı halisünojen mantarlar uzaydan tanrılar tarafından getirildi. O yüzden büyücünün halisünojen uyuşturucu bakımından zengin idrarını içip onunla birlikte halisünasyonlar gören yerliler varoluşun sırlarını keşfediyorlar!

mantigin boyle calistigi icin anlaman imkansiz .. :)   bosver.sen git muhammedin karilarini sunni sii meselesini tartis.o da olmadi muhammedin ayi bolmedigini 121382 defa ispatla. :)  

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 107
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

14 dakika önce, murad yazdı:

muhammedin kac kari aldigini tartis…

 

Muhammedin derdi beni mi gerdi bana ne be! Muhammedin derdi anca allahı gerer. Karıları isyan etti diye ayetler indirir karılarını susturur! :D 

 

Habibinin derdi ile gerilen dertlenen vefakar cefakar Allah! Gözlerim yaşardı pardon çam kozalaklarım yeşerdi! :lol:

  

tarihinde democrossian tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Ama dalga geçme Muhammed'in eşleri ile... Günahtır. Kadıncağızların üzerine cennette de bir sürü kuma gelmeye devam edecekmiş, yok İsa'nın annesi, yok firavunun karısı yok pandanın eşi... Yağıyor adama kadın! Buna karşın eşleri yaşlı bir pimpirikten başka koca yüzü göremeyecekler! Müminlerin annesi çünkü hepsi! Bu zavallı kadınlarla dalga geçmen çok ayıp! Onların yerinde olsan intihar ederdin, o da yasak. Gidip kolyeni çölde düşürdün ayağına bir işler çevirsen, eee gepegenç kadınsın, çocuk yaşta pimpiriğe vermişler, yapabilirsin, Allahtan hemen ayet iner. İşleri zor kadıncağızların. Cennette de kaderlerinden kurtuluşları yok! Seni onlar hakkında ileri geri karı marı diye konuşmaktan men ederim!

Link to post
Sitelerde Paylaş
31 dakika önce, murad yazdı:

bazi seyler bizim bildigimiz kadar ilkel değil

 

Taş devrinde beyin ameliyatı yapıldığını söylemiştim. Peki daha söyleyeyim. Taş devrinde katarakt ameliyatı da yapılıyordu. Uzaylılar mı öğretti sence? Kırık çıkık operasyonları zaten yapılıyordu. Diş operasyonları da. Yaralara dikiş atma da biliniyordu. Hastanın çırpınmasını ve acı duymasını engelleyen ilaçları da biliyorlardı. Uzaylılar mı gelip öğretti?

 

Taş devri deyip geçme. Metal bilmiyorlardı ama obsidiyen taşından son derece kullanışlı cerrahi aletleri yapıyorlardı.

 

Hastaların çok azı kurtuluyordu ama bir kere kabile şefinin oğlunu kurtarsa büyücü ömür boyu saygı görüyordu.

 

Yoksa sana taş devri insanları maymundan farksızdı mı dediler? Bizden çok az farklılardı. Taş devri adamını getir traş et elbise giydir caddede yürüt kimse anlamaz. Hatta Neandarthal insanını böyle yapsan çok zor farkedileceğini söylüyor antropologlar.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Quote

Taş devrinde beyin ameliyatı yapıldığını söylemiştim

 

 Ayrıca hastalıkların doğaüstü güçlerden kaynaklandığına, cinlerin ya da kötü ruhların işi olduğuna inanılan tarih öncesi Cilalı Taş Devri'nde saralı (epilepsi) hastaları tedavi amacıyla uygulanan en eski cerrahi yöntemlerden biri, hastalığın vücuttan uzaklaşıp gidebilmesi için hastanın kafatasında küçük bir delik açmaktı.

https://tr.wikipedia.org/wiki/Cerrahi

 

kesinlikle beyin ameliyatiymis :)   cinler beyinden ciksin diye kan akitip beyinde delik acmak gercekten de tibbin geldigi son nokta..  


 

Quote

 

Taş devrinde katarakt ameliyatı da yapılıyordu


 

bu konuda kaynak getirmelisin !  

 

son olarak eğer taş devrinde bilim ve tip ariyorsan kesinlikle ve kesinlikle şamanizme bakmalısın.tabi orada da bilim kötü ruhlara karşı savaş için gelişmiştir.şimdi burada da ruh kelimesi geçtiginden, sizler bu konuyu mudafa bile edemezsiniz.ne de olsa  bir sayfada 100 tane bilimsel gerçek olsa ve bir tane ruh kelimesi geçse sizler o bir sayfayı görmezlikten gelmek için elinizden geleni yaparsiniz.

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
7 saat önce, murad yazdı:

tibbin geldigi son nokta..

 

Saçmalama ülen. Taş devrinde ne son noktası be! Aklın sıra kafa mı yapıyorsun!

 

Obsidiyen bir keski ile kafatasının dört beş santim kadar çapında bir kısmının kesilerek çıkarıldığı kafataslarının fosilleri bulundu. Ben bu fosillerin fotoğraflarını bilimsel bir makalede gördüm. Bunu ne amaçla yaptıklarını bilmiyoruz. İşlem sonucunda kesildiği gibi kalmış delik kafataslarının sahiplerinin operasyon sonucu ölmüş oldukları, fakat alınan kemik parçasının yerine konduğu ve kaynaştığı kafataslarının sahiplerinin operasyondan sonra bir süre daha yaşadıkları anlaşılıyordu. Böyle bir operasyon kafa içi basıncı azaltabilir. Travmaya bağlı beyin ödeminde yararı olabilir. Beyin ödemli hasta zaten ölecek. Şiddetli baş ağrısı çekerek ölmesi engellenebilir böylece.

 

Katarakt fosilleşmeyen yumuşak dokularla ilgili olduğu için bu konuda kanıt getirme olanağı yok. Bu sadece bir tahmin. Şuna dayanıyor: Geleneksel olarak nesilden nesile aktarılan bazı tekniklerin taş devrine kadar uzanabileceği tahminine. Bu tahmin yanlış olabilir fakat teknik basit, o yüzden olanaklı.

 

Hasta uyuşturulduktan sonra gözü iyice açılıp parmak ucuyla gözün ortasına sert bir darbe vurulur. Bu darbe ile matlaşmış ve hastanın görüşünü tamamen kapatan göz merceği göz yuvarının içine düşer. Tabii o zaman gözlük olmadığı için hastanın görüşü operasyon sonrası çok kötüdür ama hiç bir şey görememekten iyidir. Ayrıca uzağı bayağı tatmin edici derecede görebilir. Günümüzde yakını görmek çok önemli, uzağı görmek fazla önemli değil ama o zaman tersiydi. Uzağı görebilmek hayati önem taşıyordu.   

Link to post
Sitelerde Paylaş
Quote

Obsidiyen bir keski ile kafatasının dört beş santim kadar çapında bir kısmının kesilerek çıkarıldığı kafataslarının fosilleri bulundu.

ben zaten hayir yok demiyorum ki.attigim linke baksaydin gorurdun !   sadece buna beyin cerrahisi demek cahilliktir !  zira adamlar kotu ruhlarin beyinden cikarilmasi icin beyinde delik acip biraz da kan akitiyorlarmis :)   sana gore bu cerrahi ise o zaman Memati de cerrahtir.ne de olsa cok bas kesmisdir :D   

ayrica ilkel insanlarin ustun biliklerinden bahsettigimizde hemen seytan taslar gibi saldiriyorsunuz !   tas devri adami beyin ameliyati yapabilir ama sehirler devletler kuran, sistematik inanclar gelistiren, astronominin felsefenin matematik gibi bilim dallarinin temelini atanlarin herhangi ust duzey bilime sahip olmasi size batiyor !   neyi mudafa edip neye karsi savasacaginizi da karistirmissiniz ! 

 

 

Quote

atarakt fosilleşmeyen yumuşak dokularla ilgili olduğu için bu konuda kanıt getirme olanağı yok.Bu sadece bir tahmin

bir de onceki iletine bakalim  

Quote

Peki daha söyleyeyim. Taş devrinde katarakt ameliyatı da yapılıyordu.

 ne kadar da emin konusmussun ya. arastirmayacagimi mi sandin? karsinda bilimle dusman fanatik bir dindar yok ! bir dahakine hic bir kaynagi olmayan sadece ihitmaller uzerine dayanan argumanlari gercekmis gibi anlatma !!!

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş

Salak salak zırvalama ülen! Kafatasından bir parça çıkarmak tabii ki beyin cerrahisidir. Ne kadar salak bir tipsin sen yahu! Sanki bir önceki iletimde katarakt ameliyatının kanıtları var demişim de sonra yok demişim gibi konuşunca bir bot mu yemiş oluyorsun! Yakını değil ama uzağı tatmin edici derecede görebilmesi sağlanıyor, az bir şey mi bu?

 

Diş operasyonları pense olmadığı için dişe bir sağdan bir soldan vurularak yerinden oynatılması ve sonra da çıkarılması şeklinde yapılıyordu. Kırıklar için kemiğin eğimine uygun ağaç dalları bulunup iki taraflı bağlanıyordu. Yaraları dikmek için karıncalar kullanılıyordu. Karıncanın yarayı ısırması sağlanıp başı koparılıyor ve yara boyunca bu şekilde karınca başları ile dikiş atılıyordu.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bu kadar işte yani. Taş devrindeki becerilebilen işler bu kadar. Fazlası yok. Uzaylılar filan gelip öyle acayip bilinmeyen şeyler filan öğretmedi. Peygamberler gelip yeni teknolojiler filan öğretmedi. İnsan türü bildiği her şeyi deneyimleriyle öğrendi.

 

Taş devrinden sonra yazının bulunuşuna kadar ciddi bir ilerleme olmadı. Yazı ile tarih başladı elbette ve bilinenlerin yazı ile kaydedilmesi bilim çağının temelini attı.

 

Teknolojiyi geliştirmemiz, dünyanın geçmişi bir yıl kabul edilirse yılın son bir saniyesi içine sığıyor. Üstelik bir saniyenin küçük bir kesirini işgal ediyor.

 

Bu zaman sürecinin içerisinde tanrıydı uzaylıydı bunların izi tozu bile yok. İnsan türü dişiyle tırnağıyla teriyle kanıyla bu günkü konumuna geldi. Kimse yardım etmedi. Sahip olduğu ne varsa tamamen kendi çabasının ürünüdür.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Quote

Kafatasından bir parça çıkarmak tabii ki beyin cerrahisidir

bilimde yaptigin bu devrim icin sana tesekkur ederiz. :)   git o tarafta oyna.bak buaralar yine forumda muhammet falan muzakere ediliyor.git o konularda yaz... :)   

 

 

cerrahi - hekimliğin, ameliyatla sağaltım yapan dalı.

beyinden cinleri cikarmaya calismak icin delik acanlar buna ait sana gore.tesekkurler bizi aydinlatdigin icin...

ettigin hakaretlere sen bu mantiksizliginla daha cok hakediyorsun...

neyse ki, goz ameliyatinda sallamasyonlarini kabul ettigine sevindim...

 

tarihinde murad tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
1 saat önce, murad yazdı:

beyinden cinleri cikarmaya calismak

 

Her iletinle tam bir geri zekalı embesil olduğunu kanıtlıyorsun. Senin kadar idyotunu az görmüşümdür. 

 

Embesil idyot, cin çıkarma ancak bir tahmin. Pekala da beyin travmasına bağlı beyin ödeminde kafa içi basıncı düşürebileceğini yazdığımı okuyacak ne göz var ne beyin sende. Burada zırvalarına kafa sallayıp hı hı demeyen herkese saçma sapan suçlamalar yöneltiyorsun. Senin zırvalarına senin gibi embesillerden başka kim hı hı diyecek idyot!

 

Beynin olsa katarakt ameliyatının nasıl yapıldığını açıkça anlattım. Buna sallamasyon diyecek kadar öküz bir malsın.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Quote

 

Her iletinle tam bir geri zekalı embesil olduğunu kanıtlıyorsun. Senin kadar idyotunu az görmüşümdür. 

 

Embesil idyot, cin çıkarma ancak bir tahmin. Pekala da beyin travmasına bağlı beyin ödeminde kafa içi basıncı düşürebileceğini yazdığımı okuyacak ne göz var ne beyin sende. Burada zırvalarına kafa sallayıp hı hı demeyen herkese saçma sapan suçlamalar yöneltiyorsun. Senin zırvalarına senin gibi embesillerden başka kim hı hı diyecek idyot!

 

idiyot da embesil de salak da gerizekali da sensin.bu sozlerden sonra gelelim senin psikolojik durumuna:  sen ciddi bir eziklik hissetdigin icin konuyu hakarete ve seviyesiz tartismaya cekmeye calisiyorsun. senin seviyene inmek istemem.o yuzden pek uzun yazmayacagim.

 

 

Quote

Beynin olsa katarakt ameliyatının nasıl yapıldığını açıkça anlattım

Quote

Katarakt fosilleşmeyen yumuşak dokularla ilgili olduğu için bu konuda kanıt getirme olanağı yok. Bu sadece bir tahmin

acikca anlatmissin zaten.salak seni :D  kanit getirme olanagi yok ama katarakt ameliyatinin nasil yapildigini acikca anlatmis.haklisin.senin tahminlerin uzerinden tartisacak degilim.hatta bilimin de tahminleri uzerinden gercek bir tartisma yapilamaz.sen istedigin kadar yaparsin.cunku mal bir okuzsun.hadi yallah git kufurlerini evde ayna karsisinda yap. hakaretler yapdigin muddetce ciddiye alinmayacaksin.gerci hakaretlerin disinda da ciddiye alinacak bir yazin yok.

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş

DMT ve Ayahuasca Bitkisi

 

Ayahuasca bitkisi Brezilya’da, Amazon Ormanları’nın derinliklerinde epey sık kullanılıyor ve bunun için çay saatleri bile düzenleniyor. Bu kadar önem verilmesinin nedeni de hayatın yeniden keşfedildiğine inanılması. Yani bu bitkiyi içen kişilerde bir nevi aydınlanma olduğu belirtiliyor.  Bu keşfi sağlayan maddeninse DMT molekülü olduğu belirtiliyor. DMT molekülü, alın boşluğunda gözlerin ortasında yer alan epifiz bezinin salgıladığı bir molekül ve bunun salgılandığı zamanlar doğum, ölüm, derin uyku zamanları… Daha günlük bir ifadeyle söylenirse tüm hayatınızın göz önünden geçmesi gibi bir durum söz konusu oluyor.

DMT maddesi eğer vücuda ayahuasca bitkisi ile alınırsa zihnin gelişeceğine ve algıların değişeceğine inanılıyor.  Bir anlamda kalp gözü gönül gözü açılması durumu yaşanıyor. Bu durum bir anlamda ölüm anına da işaret ediyor ve halüsinasyon niteliği de taşımakta.  Tabi ki bu söylenen ayahuasca çayı faydaları olarak adledilenler bir iddia ya da felsefe sayılabilir.

Tahmin edileceği gibi DMT maddesi bilim dünyasının yıllardır tartıştığı konular arasında… Bunun nedeni aranan sorularla da ilgili olması, yani normal şekilde algılanamayan bir alemin var olup olmadığı sorusu… Bu noktada da parapsikoloji gündeme geliyor.

DMT üzerinden farklı alemlerin olup olmadığı konusuna bakıldığında da insanların ölüm ve doğum gibi duyguları yaşayabileceği düşünülüyor. Daha ileri boyutta bir düşünce ise DMT içerikli bitkilerle transa geçileceği ve bu şekilde başka alemlere bile gidileceği iddia edilmekte. Yüksek dozda dimethyltryptamine verilen denekler bu yöndeki iddiaları destekliyor. Bir denek, ilk başlarda sersemlik yaşadığını, daha sonra öldüğünü zannettiğini, beyaz bulutlar sonrasında tanrılar melekler gördüğünü ifade ediyor. Başka bir deneğin anlattıkları ise bedeninden uzaklaşarak başka bir evrene açıldığı, geçmiş ve gelecek hislerinden uzaklaştığı yönünde… Bu denek, içtiği bitki ile beyaz sarı bir ışık gördüğünü, güneşten kopan alevler gördüğünü iddia ediyor.

(alinti) 

Link to post
Sitelerde Paylaş
On ‎16‎.‎06‎.‎2018 at 08:31, democrossian yazdı:

Bu kadar işte yani. Taş devrindeki becerilebilen işler bu kadar. Fazlası yok. Uzaylılar filan gelip öyle acayip bilinmeyen şeyler filan öğretmedi. Peygamberler gelip yeni teknolojiler filan öğretmedi. İnsan türü bildiği her şeyi deneyimleriyle öğrendi.

 

Taş devrinden sonra yazının bulunuşuna kadar ciddi bir ilerleme olmadı. Yazı ile tarih başladı elbette ve bilinenlerin yazı ile kaydedilmesi bilim çağının temelini attı.

 

Teknolojiyi geliştirmemiz, dünyanın geçmişi bir yıl kabul edilirse yılın son bir saniyesi içine sığıyor. Üstelik bir saniyenin küçük bir kesirini işgal ediyor.

 

Bu zaman sürecinin içerisinde tanrıydı uzaylıydı bunların izi tozu bile yok. İnsan türü dişiyle tırnağıyla teriyle kanıyla bu günkü konumuna geldi. Kimse yardım etmedi. Sahip olduğu ne varsa tamamen kendi çabasının ürünüdür.

 

Konunun özü bu. Bu gerçeği değiştirecek bir kanıtlamanın izi tozu bile yok. Halisünojen maddeler halisünojen maddelerdir. Başka bir şey değillerdir. Maddelerin beyni etkilemesi ve halisünasyon gördürmesi ruh diye bir şey olmadığının, tüm beyin olaylarının materyalist temelde işlediğinin kanıtıdır. Ruh çıkıp bir şeyler görüp filan gelmiyor. Beynin ürettiği gerçekte olmayan hayaller.

Link to post
Sitelerde Paylaş
On 10.06.2018 at 14:33, sağduyu yazdı:

Ruh molekülü de ne yahu? İnsanlar hem dinden kurtulduğunu iddia edip hem de bu dinci zırvalarına nasıl inanabiliyor, hayret!

 

Hiç boşuna ben dinden kurtuldum deyip kendinizi kandırmayın, din zırvaları bütün hücrelerinize işlemiş. Baktığınız her yerde tanrı, ruh gibi din zırvalarını görüyorsunuz.

Ben de şaşıyorum bunlara. Ateist olduğu halde bu konudaki gibi şeylere, burçlara, cinlere falan inanan kanser edici bir kitle var. Eleştirel düşünmedeki yetersizlikten olsa gerek.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ben bu yüzden bu kişilerin müslim olmadıklarını iddia etmelerine inanmıyorum. Şimdilerde böyle bir moda türedi. Müslimler müslim olmadıklarını iddia etmeye başladılar. 

 

Fakat bunları direk sahtekarlıkla itham ettiğim için aslında hata ettiğimi düşünüyorum. Çünkü basına ve siyasete kadar yansıyan "gençler deist oluyor" alarm zillerini dinciler açısından çaldıracak gelişmelerin etkisi var bu olguda.

 

Evet bu kişiler müslimler ama müslim değiliz demeleri deizme kaymış olmalarından dolayı. O yüzden direk yalan söylemekle suçlamak haksızlık oluyor diye düşündüm ve kendimi hatalı buldum. Bundan sonra müslim değilim diyenlere inanma eğilimde olacak ve sahtekarlıkla suçlamayacağım. 

 

Ama hâla olabilir tabii müslimin hem de yobazı olup kuzu postu giyip ateist avlayabilir miyim diye çıkan. Her müslim bir sahtekardır. Bunlara asla güvenilmez. Bunların en iyi olanı bile "allah için çalıyorsa, allah için dolandırıyorsa allah için öldürüyorsa, allah için ne bot yiyorsa yesin helal olsun, allah için olsun yeter ki" diyen salaklardır.  Bunların en iyisi dediklerin böyle ahmak olan embesiller. Daha iyisi yok. Beteri olan ise tonla...

 

Tabii bundan laik müslimleri muaf tutuyorum. Onlar bu değerlendirmeye dahil değil. Onlar zaten müslim değil, müslim olmayı kaçınılmaz gören, bundan kaçınmanın bir yolu olmadığını düşünen insanlar. Haklı yanları da kendilerince olabilir. Ben onları salça bitince kavanozuna reçel doldurmuş ama salça etiketini sökmemiş kişiler olarak görüyorum. Müslim değiller aslında. Müslim etiketini sökmeye ne gerek var, işte reçel olduğu apaçık meydanda diyorlar.

 

Ben de bir tarihte öyleydim. Hatta ateist müslimdim ben uzun bir süre... Ateist müslim nasıl olur daha önce anlattım. Tekrar etmeyeyim. Zaten çoğu müslim agnostik müslimdir. Hatta tamamına yakını.  

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 10 months later...

uzun suredir burada yoktum, diger konularda oldugu gibi bu konularda da cahil yorumlar devam etmis :)   

yeni dunyanin dini neo shamanizmdir.umarim bu dini de islama ya da diger sacma dinlere uyarlamaya calismazlar.Turkiyede bu tip seyler moda oldugu icin soyluyorum.baksaniza sizin ulkenizde bilim adami diye birisini ekrana cikariyorlar adam diyor ki en buyuk shaman nesli Muhammet peygamberin neslidir :D    

bilim adaminiz tarihciniz arastirmaciniz boyle konusuyorsa sizin daha beter konusmaniz hic de sasilacak durum degil.

ha simdi bu sozumden sonra beni de shaman falan adlandirmayiniz :)   

Link to post
Sitelerde Paylaş

bu baslikta yazilanlar şaman ayinlerine yapilan karalamadan baska bir sey degilşinanin şamanizm hic bir dinle benzerlik teskil etmez ve sadece dogayi sevip korumak uzerine kurulmuş. şaman ayini ise dusundugunuzden cok farkli bir sey. burada basit bir insanin deneyimleri gosteriliyor.bu sadece bir halusinojen bir durum degildir.daha fazlasidir.

Link to post
Sitelerde Paylaş
On 11.06.2018 at 19:00, Natüralist Ateist yazdı:

 Siz söyleyin bakalım. Bu bezin olağanüstü özelliği ne? Böyle bir özelliğin bulunduğunu söyleyen güvenilir biy kaynak var mı?

 

peki böyle birşeyin bulunmadığını söyleyen bilimsel  güvenilir bir kaynak varmı?

bende bunu çok merak ediyorum..

tarihinde Zihinsel Orgazm tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...