Jump to content

Sümer Dinlerinin İslam Üzerindeki İzleri..


Recommended Posts

Sümerlilerin bundan hemen hemen 6000 yıl önce Mezopotamya’ya gelip yerleşmişler ve orada izleri zamanımıza kadar ulaşan büyük bir uygarlık geliştirmişler.

20. yüzyılın başlarından beri Anadolu'da ve Suriye'de yapılan kazılarda onbinlerce çiviyazılı tablet bulunmuş, dilleri çözülmüş ve en az üçbin yıllık Ortadoğu milletlerinin kültürleri ortaya çıkarılmış ve bu yazılı belgelerin en önemlileri Sümer kültürüne ait olanlar.

Sümer İnançlarının İslam Üzerindeki Etkilerine Birkaç Örnek;

Havva’nın Adem’in kaburgasından yaratılması ve cennetten kovulmaları da bir Sümer efsanesinden geliyor:

Kuran’da Aden bahçeleri olarak tanımlanan Sümer’in Tanrılar bahçesi Dilmun’da yer Tanrıçası 8 bitki yetiştiriyor. Bunların koparılması yasak, fakat bilgelik Tanrısı dayanamayıp tatlarına bakıyor. Buna çok kızan Tanrıça, Tanrı’yı lanetleyerek yok oluyor. Bunun üzerine bilgelik Tanrısı ölüm derecesinde hastalanıyor. Büyük zorluklardan sonra Tanrıça bulunarak bilgelik Tanrı’sını iyi etmesi için ikna ediliyor.

Tanrıça hasta olan 8 bitkiye karşı 8 organı için 8 Tanrı ve Tanrıça yaratıyor. Son olarak Tanrı’nın kaburgasını iyi edecek bir Tanrıça’dır. Adı da Kaburganın hanımı anlamına gelen ninti’dir. Burada nin hanım, ti kaburga demektir, ti’nin bir anlamı da yaşam’dır. Eğer isme buna göre anlam verirsek yaşamın hanımı olur.

Bu efsane Tevrat’a geçerken Tanrıça kaburgadan yaratılan kadın olmuş, kaburganın hanımı anlamına gelen ad yerine de yaşamın hanımı anlamına gelen Havva adı konmuştur. Burada Tanrıların bahçesi, yani cennet, yasak meyve, meyveyi yiyen erkek Tanrı, kaburga ile ilgili kadın (Tanrıça) ve Tanrının yasak meyve yiyip lanetlenmesi Tevrat hikayesine tamamıyla uymaktadır. Kuran’da ne Havva’nın adı, ne de kaburgadan yaratıldığı yazılı. Cennetten Tevrat’taki gibi yılan değil, şeytan çıkartıyor onları, yasak ağacın adı “sonsuzluk ağacı.”

Sümer’de vaktiyle insanların tek dilde konuştuğu, fakat bilgelik Tanrısı’nın kızarak onu bozduğu ve insanların dillerini karıştırdığı yazılı.

Bu konu Tevrat’da olduğu gibi Kuran’da da var,

Birincisi Hud: 118-119

Rab’ın dileseydi bütün insanları bir tek millet yapardı, onlar ihtilafa düşmeye devam edecekler. Zaten Rab onları bunun için (dalaşsınlar diye) yarattı. Rab’ın “andolsun ki cehennemi tüm insanlar ve cinlerle dolduracağım” sözü yerini buldu.

İkincisi: Maide 5: 48

(Ey Ümmetler!) Her birinize bir yol ve şeriat verdik. Allah dileseydi sizleri bir tem ümmet yapardı. Fakat size verdiğinde (yol ve şeriatta) sizi denemek için (böyle yaptı). Öyle ise birbirinizle yarışın, hepinizin dönüşü Allah’adır. Üzerinde ayrılığa düştüklerinizi o haber verecektir.

Sümer Tanrılarının gök yüzünde duku denilen toplandıkları yerleri, kürsüleri vardı. İsraillilere göre de Tanrı’nın gökte sarayı ve etrafında bir çok yarattıkları var.

Kuran da, Allah’ın Arş’da, etrafında melekler, cinlerden oluşan bir toplulukta oturduğu yazılı. Arş’da saray demek.

Sümer’de Tanrılar istediklerini yok ederler. Ordular Tanrılarındır.

Aynı düşünceyi Kuran’da da (Enfal: 17) savaşta insanların değil, Allah’ın öldürdüğü, atılan öldürücü silahların Allah tarafından atıldığı yazılı.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Kuran'ı boş verelim, çünkü Kuran yazarı kitabını olduğu gibi Kitab-ı Mukaddes'ten kopyalama yaparak yazmıştır. Bunu sağır sultan bile bilir.. Asıl Sümer efsaneleriyle Eski Ahit mukayese edilmelidir.

Antik Sümer yazıtları ile Eski Ahit yazıları arasında pek çok benzerlik bulunmaktadır. Örneğin İstanbul Arkeoloji müzesinde bulunan bir Sümer çivi yazılı tablet, Tevrat'ın Tekvin kitabında anlatılan ve kardeş cinayetiyle biten Habil ve Kabil olayının temelini oluşturmaktadır. Özellikle Hammurabi kanunları içinde Tevrat'ın kökeni bulunabilir. (Not: Hammurabi kanunlarındaki 146. maddenin İbrahim'in cariyesi ve cariyesinden olan çocuğunu atmasıyla ilgilidir.) Benzeri pek çok örnek elimizde mevcuttur.

Muazzez İlmiye Çığ "Kuran İncil ve Tevrat'ın Sümer'deki kökeni" isimli kitabında benzerlikleri son derece ayrıntılı olarak anlatmıştır. İlgilenenlerin bu kitabı alıp okumasını tavsiye ederim.

yani buraya gelen bi teist bu okudukları karşısında hala aynı inançlarını değiştirmeden pc başından kalkıyorsa gerçekden çok büyük bir soun var demektir

insanlık açısından ve insanların beyinlerinin işleyişi açısından çözülmesi gerekli bir problem diye düşünüyorum

tevratın incilin sümer di,nin kopyası olduğunu okuyup tabi sümerlerinkide öncekilerin kopyası üstelik kuranın kopyanında kopyası olduğunu okuyup

hala hiç bişey olmamış gibi yobaz düşüncelerinde diretenler oluyorsa gerçek bir problem en azından interneti kullanacak kadar kapasitesi olanlar içi,n büyük problem

yoksa bilmemne dağında 3 kaşlı bilmemne goril türündeki kıro tipli erkek ve kadınların düşüncelerini değiştirip değiştirmemesi umrumda değildir zaten böyle tiplerin düşünceleri bile olmuyor bilindiği üzere soyları tükenmesi gereken yeni hitlerler bekliyen parazitler olarak yaşamaya devam ediyorlar benim lafım interneti kullanacak düzeyde olupda bu kadar açık olayları hala göremeyen insanlara.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sümer dinlerindeki kurallar ve efsaneler tevrat ve incilde bablar halinde, kuranda ayetler halinde anlatılır. Fakat müslümanlar kur'anın kökenini araştırmaya ve karşılaştırmaya cesaret edemezler dolayısıyla kendilerini kur'anın içine hapsederler. Herhalde kur'anın kendilerini çarpmasından korkuyorlar :lol:

Link to post
Sitelerde Paylaş

Arkadaşlar bu konu hakkında daha derine inmek isteyenler, "12. Gezegen -Zecharia Sitchin" adlı kitaptan başlasınlar. Sümerler'in tarihini yakından inceleyen ve "yaratılış" hakkında derin konular içeren bu kitap, hayatınızı derinden sarsacak nitelikte. Her sayfasında şok olucaksınız... Benden söylemesi.

Bir zamanlar dünyamızda yaşamış olan üstün bir ırkın varlığını açıklayan son derece şaşırtıcı kanıtlar, artık gün ışığına çıkıyor. Yıldızlardan gelen yolcular yüz binlerce yıl önce dünyamıza gelmiş ve en sonunda dikkate değer bir türü ortaya çıkartacak olan genetik tohumu ekmişti...yani insan.

Otuz yıllık yoğun bir araştırmanın sonucu olan 12. Gezegen Zecharia Sitchin'in tartışmalar yaratan Dünya Tarihçesi dizisinin ilk kitabıdır. Bu kitapta insanoğlunun dünya dışındaki atalarının varlığı hakkında, belgelere dayanan tartışılmaz kanıtları bulacaksınız.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ben de bu sümer(olog) konusu ne zaman temcit pilavı olmaktan çıktı diyordum ki, konu açılmış.. :)

Öncelikle Kuran geçmişlerin kıssalarını anlattığını zaten söyler.Fakat sümerolog hanımın daha başka birçok ilginç düşüncesi de var tabii.Bana biraz bunamış gibi geliyor ama saygıda kusur etmemek lazım..

Sümerlerin 52 tanrısını Allah ın 99 ismine bağlıyor...Yani Allah ın isimleri eski sümer tanrılarının form değiştirmiş hali..Fakat şunu neden düşünmüyor anlamıyorum; Allah ın isimleri sümerin 52 tanrısına dönüşmüş olamazmı?

Tabi bu fikrine destek için ne olduğu belirsiz bir mealden/tefsirden yola çıkarak İhlas suresinde geçen Samed, Ahad aslında Kuran ında söylediği başka başka Tanrılar mış..Zaten Kuran da söylüyormuş aslında..Katılmamakla beraber bunu da dile getirip maniplasyon yapmayı ihmal etmiyor..

bakara-102/103 ayetlerini bir sümer tanrıçası ile , onuda zühre yıldızı ile birbirine bağlayacak kadar hayal dünyası geniş bir alim hanımefendi..Tabi bu hanımefendiye atlantiscilerin bahsettiği Neccal tabletleri hakkında bilgi verilirse, ortaya çıkaracağı hikayenin müthiş ötesi olacağı kesin..

:)

tarihinde Matrix tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 7 years later...

Sümerlilerin bundan hemen hemen 6000 yıl önce Mezopotamya’ya gelip yerleşmişler ve orada izleri zamanımıza kadar ulaşan büyük bir uygarlık geliştirmişler.

20. yüzyılın başlarından beri Anadolu'da ve Suriye'de yapılan kazılarda onbinlerce çiviyazılı tablet bulunmuş, dilleri çözülmüş ve en az üçbin yıllık Ortadoğu milletlerinin kültürleri ortaya çıkarılmış ve bu yazılı belgelerin en önemlileri Sümer kültürüne ait olanlar.

Sümer İnançlarının İslam Üzerindeki Etkilerine Birkaç Örnek;

Havva’nın Adem’in kaburgasından yaratılması ve cennetten kovulmaları da bir Sümer efsanesinden geliyor:

Kuran’da Aden bahçeleri olarak tanımlanan Sümer’in Tanrılar bahçesi Dilmun’da yer Tanrıçası 8 bitki yetiştiriyor. Bunların koparılması yasak, fakat bilgelik Tanrısı dayanamayıp tatlarına bakıyor. Buna çok kızan Tanrıça, Tanrı’yı lanetleyerek yok oluyor. Bunun üzerine bilgelik Tanrısı ölüm derecesinde hastalanıyor. Büyük zorluklardan sonra Tanrıça bulunarak bilgelik Tanrı’sını iyi etmesi için ikna ediliyor.

Tanrıça hasta olan 8 bitkiye karşı 8 organı için 8 Tanrı ve Tanrıça yaratıyor. Son olarak Tanrı’nın kaburgasını iyi edecek bir Tanrıça’dır. Adı da Kaburganın hanımı anlamına gelen ninti’dir. Burada nin hanım, ti kaburga demektir, ti’nin bir anlamı da yaşam’dır. Eğer isme buna göre anlam verirsek yaşamın hanımı olur.

Bu efsane Tevrat’a geçerken Tanrıça kaburgadan yaratılan kadın olmuş, kaburganın hanımı anlamına gelen ad yerine de yaşamın hanımı anlamına gelen Havva adı konmuştur. Burada Tanrıların bahçesi, yani cennet, yasak meyve, meyveyi yiyen erkek Tanrı, kaburga ile ilgili kadın (Tanrıça) ve Tanrının yasak meyve yiyip lanetlenmesi Tevrat hikayesine tamamıyla uymaktadır. Kuran’da ne Havva’nın adı, ne de kaburgadan yaratıldığı yazılı. Cennetten Tevrat’taki gibi yılan değil, şeytan çıkartıyor onları, yasak ağacın adı “sonsuzluk ağacı.”

Sümer’de vaktiyle insanların tek dilde konuştuğu, fakat bilgelik Tanrısı’nın kızarak onu bozduğu ve insanların dillerini karıştırdığı yazılı.

Bu konu Tevrat’da olduğu gibi Kuran’da da var,

Birincisi Hud: 118-119

Rab’ın dileseydi bütün insanları bir tek millet yapardı, onlar ihtilafa düşmeye devam edecekler. Zaten Rab onları bunun için (dalaşsınlar diye) yarattı. Rab’ın “andolsun ki cehennemi tüm insanlar ve cinlerle dolduracağım” sözü yerini buldu.

İkincisi: Maide 5: 48

(Ey Ümmetler!) Her birinize bir yol ve şeriat verdik. Allah dileseydi sizleri bir tem ümmet yapardı. Fakat size verdiğinde (yol ve şeriatta) sizi denemek için (böyle yaptı). Öyle ise birbirinizle yarışın, hepinizin dönüşü Allah’adır. Üzerinde ayrılığa düştüklerinizi o haber verecektir.

Sümer Tanrılarının gök yüzünde duku denilen toplandıkları yerleri, kürsüleri vardı. İsraillilere göre de Tanrı’nın gökte sarayı ve etrafında bir çok yarattıkları var.

Kuran da, Allah’ın Arş’da, etrafında melekler, cinlerden oluşan bir toplulukta oturduğu yazılı. Arş’da saray demek.

Sümer’de Tanrılar istediklerini yok ederler. Ordular Tanrılarındır.

Aynı düşünceyi Kuran’da da (Enfal: 17) savaşta insanların değil, Allah’ın öldürdüğü, atılan öldürücü silahların Allah tarafından atıldığı yazılı.

Eski Türkler de tek olan bir Tanrı'ya inanırlar. Öncesiz-sonrasız, varlığı kendinden zorunlu (vacib-ül vücub), hayy (diri), kelam sahibi, eşi ve benzeri olmayan, cezalandıran ve ödüllendiren Tanrı.

Hinduların baş Tanrı'sı Brahman da öyledir: en yüce, ebedi, semavi, doğmamış, her şeye nüfuz eden.

Havai yerlileri, Tanrı'nın kırmızı topraktan erkeği, onun kemiğinden de kadını yarattığına inanırlar

Tongolular da ilk insanın oğlunun, kardeşini öldürdüğüne inanırlar.

Zerdüştilikte vahiy, vahiy meleği, kıyamet, ahiret, sırat köprüsü inançları bulunur.

Onun devamı olan Mecusilikte, bir bakireden doğacak Mesih inancı vardır.

Vesaire.

Hepsine aynı şey öğretilmiş demek ki. Hepsi aynı kaynaktan geliyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş
yani buraya gelen bi teist bu okudukları karşısında hala aynı inançlarını değiştirmeden pc başından kalkıyorsa gerçekden çok büyük bir soun var demektir

tevratın incilin sümer di,nin kopyası olduğunu okuyup tabi sümerlerinkide öncekilerin kopyası üstelik kuranın kopyanında kopyası olduğunu okuyup

hala hiç bişey olmamış gibi yobaz düşüncelerinde diretenler oluyorsa gerçek bir problem en azından interneti kullanacak kadar kapasitesi olanlar içi,n büyük problem

Yani, şak diye aydınlanmamız mı gerekiyor? O kadar kolay mı aydınlanılıyor?

İnterneti kullanacak kadar kapasitemiz var, oturduk başına, bunları okuduk ve on dakkada bütün düşüncemiz değişti.

Veya bir kitap okuduk, bizi etkiledi, sonra döndük, başladık etkilenmeyenlere kızmaya: okudun işte, niye değişmiyorsun?

Tevrat'ın ve İncil'in, Sümer dininin kopyası olduğunu okuyup, tabi Sümerlerin de öncekilerin kopyası, Kuran'ın da kopyanın kopyası olduğunu okuyup hala hiç bişey olmamış gibi yobaz düşüncelerinde diretiyorsun?

Bütün sorularını çözmüş, çok mutlu biri olmalısınız.

Hakkaten "insanlık açısından ve insanların beyinlerinin işleyişi açısından çözülmesi gerekli bir problem".

Link to post
Sitelerde Paylaş

Nefret ediyorum bu sümerlerden.

Hadi beee... Öyle iş mi olur. Atatürk Sümerlere çok önem vermiştir. Türk olmaları olasılığı hiç düşük değildir. Muazzez İlmiye Çığ ömrünü Sümerlere adamıştır ve dillerini çözümlemiştir. Kullandıkları kelimelerin Türkçe ile büyük benzerlikler gösterdiğini söylüyor.

Sümerlerin inşa ettiği uygarlık öyle böyle bir şey değil. Çok görkemli. Ne biliyorlarsa ne yaptılarsa kil tabletlere yazıp arşivlemeleri milattan binlerce yıl öncesi için muazzam bir olay.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Hadi beee... Öyle iş mi olur. Atatürk Sümerlere çok önem vermiştir. Türk olmaları olasılığı hiç düşük değildir. Muazzez İlmiye Çığ ömrünü Sümerlere adamıştır ve dillerini çözümlemiştir. Kullandıkları kelimelerin Türkçe ile büyük benzerlikler gösterdiğini söylüyor.

Sümerlerin inşa ettiği uygarlık öyle böyle bir şey değil. Çok görkemli. Ne biliyorlarsa ne yaptılarsa kil tabletlere yazıp arşivlemeleri milattan binlerce yıl öncesi için muazzam bir olay.

Ama baş örtüsü denen şeyi ilk onlar takmamış mıydı?
Link to post
Sitelerde Paylaş

Nefret ediyorum bu sümerlerden.

Keşke bir Sümerli olsaydım.. :)

Birayı su gibi içiyorlarmış Sümerliler..Her taraf tapılacak tanrı dolu..Tanrılara kafa yorma gibi bir derleri yok..Babadan ne gördülerse,aynen devam ettiriyorlar..Arada,hiç tanımadığın kadınlarla seks yapıyorsun filan..Sigorta,emeklilik derdin filan yok..Öteki Dünya diye birşey yok..

Ama baş örtüsü denen şeyi ilk onlar takmamış mıydı?

Evet,öyle..Bu yüzden mi nefret ediyorsun bu insanlardan?

........

Hepsine aynı şey öğretilmiş demek ki. Hepsi aynı kaynaktan geliyor.

Neymiş o kaynağın adı?

Arap tanrısı Allah'mı :D

tarihinde NOLAN tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Sümerlilerin bundan hemen hemen 6000 yıl önce Mezopotamya’ya gelip yerleşmişler ve orada izleri zamanımıza kadar ulaşan büyük bir uygarlık geliştirmişler.

İslamdan yahudilikten evvel adem ve havva olayını anlatan din yok muydu? yoktu dersen!

İslamdan evvel hak din yoktu demek kadar saçma bir şey bu! hahahah aaaay :D

islamdan yahudilikten ve onlardan önceki dinlerden önce de hak dinler vardı ve zamanla putperestliğe dönüştü, kopkoyu cahillikler karanlıklar beşerin hayatına çöktükce insanlar ağlamaya başladı. Allah'da beşer ağlayıp yalvarıp yakarıp sıcak gözyaşı döküp semavi cazibeden yardım istedikçe, peygamberler gönderdi beşeri doğru yola çıkarttı

azıcık inşallah bunları düşünür tekfekkür edersiniz de akıllanırsınız hahahy kaaaamon :D

sizi akıllatacak benden duyacak başka bir sözünüzde yok, bu sözler kafidir akıllanmanıza

tarihinde Dindarr tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Ama baş örtüsü denen şeyi ilk onlar takmamış mıydı?

Bu konuda kesin bir şey söylemek çok zor. Sümerlerde başını kadınlar olarak sadece rahibeler örterdi. Bununla onların rahibe oldukları anlaşılırdı. Çünkü rahibeler tapınak fahişeleriydi. Onlarla bayram gelmeden ilişki yasaktı. Fakat bayram gelince tören düzenlenir ve önce kral başrahibe ile ilişkiye girerdi. Kraliçe buna hiç itiraz etmezdi, çünkü bu tapınma kabul ediliyordu. Ardından bütün halk tapınak fahişelerinden diledikleri ile ilişkiye girerdi. Bayram boyunca bu ibadet kabul edilen cinsellik törenleri sürerdi. Bu ibadet kabul edildiğinden rahibeler hiç kimseye itiraz etmez, beğenmemezlik yapmazlardı.

Tapınak fahişeleri bitkisel ilaçlarla korunurlardı. Buna rağmen hamile kalırlarsa çocuk tanrılardandı ve kutsal kabul edilir, rahip veya rahibe olurdu. En güzel kızlar rahibe olmak için yarışırdı. Rahibeliğe seçilmek imtiyazdı. Kutsal isa inancının kaynağı da budur. Yahudiler tapınak fahişeliğini yasaklamışlardı ama bu geleneği yok edememişlerdi. Tapınak fahişeliğini önlemek için rahibeliği kaldırmışlar, din adamları sınıfı yaratmışlardı. Kadınların tapınağa gelmesini yasaklamışlardı. Ama nüfuzlu rahiplerin korumasında bir köşede perde arkasında tapınağa kendini adayan kadınlar olurdu. Bunların yanına sadece seçkin din adamları girebilirdi. Bu da tartışmalar yaratır, fakat din adamlarının nüfuzu kırılamazdı.

Sümerler evet su gibi bira içerlerdi. Bira halk içeceği idi. Saraylılar ise şarap içerdi. Şarap kutsaldı ve halk içemezdi. Halk domuz eti yerdi fakat saraylılar domuz etini kerih görürlerdi. Halk kadınları açık giyinirdi ve cinsellik ayıp sayılmazdı. Aile kurumu elbette vardı.

Sümerlerde kil tablet literatürü çok zengindi ve eğitime çok önem verirlerdi. Her bildiklerini yazar, kayıt altına alır, arşivlerlerdi. Bu yüzden bitkisel ilaç tıbbı ileriydi. Her otun neye yaradığı arşivlenmişti.

Sümerler kendi uygarlaştırdıkları Akadlar tarafından yıkıldılar. Akadları Sümerler eğitmiş ve tebaları yapmışlardı. Fakat zamanla boynuz kulağı geçti, Akadlar tüm kurumları ele geçirerek Sümer egemenliğine son verdiler. Resmi dili de Sümerce'den Akadca'ya çevirdiler. Bu yüzden Sümerce'yi çözmek çok zor olmuştur. Muazzez İlmiye çığ bu konuda otoritedir. Tüm ömrünü Sümer araştırmalarına adamıştır, Atatürk'ün direktifiyle.

Genel hatlarıyla Sümerler hakkında hatırlayabildiklerim bunlar. Daha geniş bilgi için M. İlmiye hanımefendinin kitaplarını okumak gerek. Anlatımı güzel ve akıcıdır. Beynini sürekli çalıştırdığı için ileri yaşına rağmen hiç bir zeka azalması göstermiyor. Ülkemizin en nadide bilim insanlarından biri olan İlmiye hanımefendi karanlık dönem ülkenin üzerine kabus gibi çökünce fırsat bulan yobazlar tarafından mahkemeye verilmiştir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Dinin hakı boku, hakkı batılı diye bir şey yoktur. Tüm dinler aynıdır ve insan zihninin ürünleridir. İnsanlığa hiç bir insanüstü güç hiç bir en küçük şey öğretmemiştir. İnsan bildiği her şeyi dişleriyle tırnaklarıyla kazanmıştır.

Dinlerin ilk icat ediliş biçiminde tanrılar çok olarak düşünülmüştür. Bilindiği kadarıyla tanrıları teke indirmek Mısır firavunu Akhenaton'un fikridir. Kendisi ölünce arkasından gelen firavun bu fikri ilga etmiş, tekrar çok tanrıları kabul etmiştir. Fakat yahudiler bu fikri alıp tekrar uygulamaya koymuşlardır. Yahudilikten türeyen mezhepler zamanla din biçimine girerek yahudilikten hristiyanlık, ordan islam türetilmiştir.

Tek tanrının haricindeki tanrılar cin, melek, ifrit, iblis kategorilerinde istihdam edilmiştir. Değişen hiç bir şey yoktur. Zaten bunlar alt tanrılardı, en güçlü bir baş tanrı zaten kabul edilirdi. Değişen en küçük bir şey yoktur.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...